Katalog

21 MART 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal, AKP’nin kapatma davasını referandumla ortadan kaldırma planına tepki gösterdi: 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Laikliği oylatamazsınız Sadun Aren için anma gecesi ? İstanbul Haber Servisi ÖDP’nin Onursal Başkanı Sadun Aren için önceki akşam İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri’nde bir anma etkinliği düzenlendi. Aren’in doğum günü nedeniyle düzenlenen anma gecesine Aren’in oğlu Haldun Aren’in yanı sıra çok sayıda dostu ve yakını katıldı. Aren’in hayatını belgeleyen bir film gösterisiyle başlayan gecede, TİP’in önemli tanığı Mehmet Ali Aslan başta olmak üzere, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Sönmez Targan, Oral Çalışlar ve Hüseyin Ergün’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi Aren’le ilgili anılarını paylaştı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “AKP hakkındaki iddianameyi hazırlayanları itibardan düşürmeye, iddianameyi çürütmeye” yönelik arayışları eleştirirken “Referandum, dolaylı yoldan laikliğin oylanması anlamına gelir” uyarısında bulundu. Dava sonuçlandığında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e siyasi yasak getirilmesi olasılığı ile ilgili sorular üzerine de Baykal, “Cumhurbaşkanlığı’nın görevini etik açıdan etkiler, hukuki bir zorunluluğun ortaya çıkacağını sanmıyorum. Bunu hazmetmesi halinde görevine devam eder” dedi. CHP lideri Baykal, dün CNN Türk’ün sorularını yanıtladı. Yargı sürecinden Cumhurbaşka Diyarbakır’daki Hizbullah... Fethullahçılar Güneydoğu’yu kuşatıyor... Güneydoğu’yu salt Fethullahçılar değil, El Kaide, Hizbullah ve Müslüman Kardeşler de kuşatıyor... 2008 Ocak ve Şubat ayında 700 işadamı Diyarbakır’a geliyor... Bu konuya daha önce değindim... Kurban Bayramı’nda yurtiçi ve yurtdışından 300 Fethullahçı işadamı Güneydoğu’da 50 bin kurban kestirip dağıtmıştı... Şimdilerde Diyarbakır’da “ışık odaları” açılıyor, Hizbullah’ın Menzil kanadı da “Kuran okuma odaları”na ağırlık veriyor... Güneydoğu tarikatçı ve köktendinci bir kuşatma altına giriyor... Diyarbakır’da hedef, yoksul insanların oturduğu bölgeler, yani mahalleler... Amaçları da belli. 2009 yerel seçimlerinde DTP’nin kalesini düşürmek... Tayyip Bey ne demişti? “Diyarbakır, Tunceli ve İzmir’i istiyorum...” Hizbullah’ın Menzil kanadı AKP’ye iyice yaklaşmış ve devletin koruması altına girmiş... Sözünü ettiğim “okuma odaları”nda Kuran öğretiliyor, 515 yaşalarındaki çocuklara. Diyarbakır Valisi, polis, MİT bu durumu biliyor. Hizbullah, 1990’lı yıllarda Diyarbakır, Batman, Mardin gibi kentlerde devletin koruması altındaydı. Onca faili meçhul cinayeti Hizbullah militanları yaptı. Sonunda iş büyüdü, Hüseyin Velioğlu Beykoz’da öldürüldü. İkinci adam İsa Altsoy idi. Almanya’ya kaçtı. Altsoy şimdilerde Frankfurt yakınlarında bir caminin imamı!.. Nedense Metin Kaplan’ın iadesini isteyen Türkiye, İsa Altsoy’u istemiyor. Türkiye’yi yönetenler şimdilerde Hizbullah’ı yanlarına alıp, “Kuran kursu” açmalarına izin veriyorlar... Bakın Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Hizbullah’ın Menzil kanadının çalışmalarına ne diyor: “İnsanlarımızın güzel Kuran okuma kurslarına gitmesini de terörist faaliyet olarak göremeyiz.” (Funda Özkan Radikal/11 Mart 2008) DTP, AKP’nin “din eksenli” siyasetinden etkilendiğinden laik kimliğini atıp dinci kimliği sahipleniyor hemen... Din adamlarından kurulu bir “bilim kurulu” oluşturup, Güneydoğu’daki “Nakşi” tabana yaklaşıyor. Bence işi çok zor DTP’nin... ??? Güneydoğu’daki “Nakşiler” Barzani’yle yakın ilişkide. Barzani Nakşi. Zaten Tayyip Bey’e yakınlık bu nedenle. Arada Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal da var... Güneydoğu’da Fethullahçı Nakşi birlikteliği ivme kazanırken El Kaide ve Müslüman Kardeşler de DTP’ye değil, AKP’ye yakın duruyorlar... AKP iktidarı çok açık biçimde din eksenli siyaset yapıyor, özellikle Güneydoğu’da “Nakşiliği” kullanarak “Kürt İslamı”na ivme kazandırıyor... Burada önemli olan, aynı zamanda aşiret ve tarikat bağlarını güçlendirmektir... Burada bir küçük not: “Nakşilik Anadolu’ya Irak’ın kuzeyinden Kürtler tarafından getirilmiş, Güneydoğu’da ise önemli bir taban oluşturmuştur.” DTP öteden beri laikliği savunmuyor muydu? DTP’lilerin zaman zaman gazetelerde de yer alan görüşleri şöyleydi: “DTP laiklik konusunda bir sigortadır Türkiye için. Eğer DTP Güneydoğu’da etkinliğini kaybederse bölgede tarikatlar giderek güçlenir, gericilik hortlar...” Biliyorsunuz, Talabani ve Barzani tarikat geleneğinden geliyor, buna Kürt kimliğini de ekleyip bölgede taraftar sağlıyor... Bu noktada Tayyip Bey, “Diyarbakır’ı isterim” derken din ekseninde politika yaptıklarının işaretini veriyor... Güneydoğu’ya Nakşilik medreseler yoluyla yayıldı; şimdilerde ise “okuma odaları”yla yayılıyor, aynı damardan beslenen Nurculuğun Fethullahçı kolu “okullar”, “ışık evleri” ve “okuma odaları”yla AKP’yi siyasal güç odağı yapıyor... ??? DTP yöneticileri bunun farkında... Onlar da dine sarıldılar, mitinglerde elinde Kuran bulunan başı sarıklı imamlardan medet umar hale geldiler... Kürt Nakşiliği ve Türk Nakşiliği Güneydoğu’da AKP’de birleşti... Çünkü Nakşilik AKP’yle iktidadır... Bu konuyu en iyi bilenler Dengir Mir Mehmet Fırat ve Abdülmelik Fırat değil midir? Nakşilik dinden daha çok siyasettir; AKP de bunu çok iyi yapmaktadır... Yazıma noktayı koyarken aklıma bir soru geldi... Tayyip Bey ve Bülent Arınç Bey’in Kuran’dan surelerle yargıya kafa tutmaları ne anlama geliyor? Bizim İkinci Cumhuriyetçi tosuncuklar ve Soros’un çocukları bu sözlere ne diyorlar? Demokrasi ve düşünceyi ifade özgürlüğü!.. ? Partiler yerine kişilerin cezalandırılması konusunun AKP hakkındaki dava sürecinden bağımsız olarak tartışılabileceğini belirten CHP lideri Deniz Baykal, “Bu davayı yönlendirmek amacıyla bir değişiklik yapılması hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmaz’’ dedi. nı Gül’ün hukuki açıdan olmasa bile etik açıdan etkileneceğini kaydeden Baykal, bir başbakanın “yasaklı” hale gelmesi olasılığını da “üzüntü verici” olarak nitelendirdi. Baykal, “Bir süre önce Avusturya’da seçim yapıldı, ırkçı parti lideri Haider, hükümeti devralmak üzereydi. AB devreye girdi, ‘olmaz’ dedi ve engelledi. Yani oy almış bir insanın iktidara gelmesini, başbakan olmasını engelliyorsunuz, kendisine başbakan olma şansı verilmiş ama yetkili mahkeme kararı ile hakkında hüküm verilmiş bir insanın karşısında niye buna saygı göstermiyorsunuz? Böyle bir olay olur diye söylemiyorum, olmasını temenni de etmiyorum, ama böyle bir olasılık maalesef yaşanan olayların içinden çıkıyor” dedi. Baykal, “İddianame ortaya çıktığında AKP ve yandaşları, onların imal ettikleri yandaş medyanın koro halinde iddianameyi çürütmeye yönelik kampanya açtığını” vurgularken şunları söyledi: “Bir telaş, heyecan, suçlama kampanyası birdenbire açıldı. Ancak gelinen noktada AKP çevresi ‘Bu iddianame hukuki belgedir, ortaya atılan dayanaklar önemlidir, yadsınamaz’ diye görmeye başladı. KURULTAY ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘Adaylara eşit mesafedeyiz’ ? İstanbul Haber Servisi CHP Silivri İlçe Başkanı Abdullah Yıldırım başkanlığında toplanan ilçe yönetim kurulu üyeleri ve belde başkanları, belediye başkanlığı aday adayları arasında herhangi bir tarafta yer almadıklarını belirtti. Yıldırım, haftalık olağan toplantıda yaptığı değerlendirmede, “kamuoyunda üretilen birtakım spekülasyonlardan rahatsızlık duyduğunu” belirterek “Aday adaylığını açıklayan arkadaşlarımız arasında taraf olmadığımızı bir kez daha yinelemek istiyoruz. Aday adaylarımıza eşit mesafedeyiz” dedi. CHP’de yarış başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Parti Meclisi’nin (PM) bugün yapacağı toplantıda Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) kurultayın 2627 Nisan 2008 tarihinde toplanması kararı kesinleştirilecek ve süreç resmen başlayacak. Genel başkan adaylığını açıklayan Samsun Milletvekili Haluk Koç, il il gezerek çalışmalarını yürütüyor. Genel başkan adaylığı için adı geçenlerden Prof. Dr. Süheyl Batum’un ise parti üyesi olmaması sıkıntı yaratıyor. CHP MYK’nin önceki günkü toplantısında 32. olağan kurultayın 2627 Nisan günlerinde Atatürk Spor Salonu’nda toplanması kararlaştırıldı. Kurultayda ilk gün genel başkanlık seçimi yapılacak. İkinci gün ise 80 PM üyesi ve 15 Yüksek Disiplin Kurulu üyesi belirlenecek. Kurultaya 1213 delege katılacak. Süren davalar nedeniyle Gaziantep, Uşak, Eskişehir, Çanakkale illeri kurultaya delege gönderemeyecek. Samsun Milletvekili Haluk Koç yarışa gireceğini ilk açıklayan aday oldu. Prof. Dr. Tolga Yarman da adaylığını açıkladı. Genel Sekreter Önder Sav’la anlaşmazlıkları nedeniyle yönetimden kopan eski genel başkan yardımcısı Eşref Erdem ve arkadaşlarının Prof. Dr. Süheyl Batum’u genel başkan adayı göstermek istedikleri biliniyor. Ancak Prof. Dr. Süheyl Batum’un parti üyesi olmamasının ciddi bir açmaz olduğu vurgulanıyor. CHP tüzüğüne göre, Batum’un üyelik için başvurması durumunda 6 ay aday üye olarak beklemesi gerekiyor. MYK kararıyla doğrudan üyelik yolu açık, ancak bu bu yolu açmaya da yönetimin çok sıcak bakmadığı biliniyor. Prof. Dr. Süheyl Batum’un önümüzdeki günlerde İstanbul’da adaylık için resmen başvurabileceği kaydedildi. Doğan, Gül’e dava açıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı’ndan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kararı ile alınan Çetin Doğan, bugün kararın iptali için dava açacak. Doğan’ın dava dilekçesinde, TSK tarafından “Üstün Hizmet Madalyası” ve “Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası” ile ödüllendirilmiş emekli bir orgeneral olduğuna işaret edilerek, verdiği kamu hizmeti süresince Atatürk ilkelerini ve Cumhuriyet niteliklerini benimsediği vurgulandı. [email protected] Financail Times’ten RP’nin eski vekillerine kadar herkes ‘Bu iddianame çok ciddidir’ yorumu yapıyor. Daha önce kapatılmış olan 3 parti için söz konusu durumdan kat kat daha ciddi suçlama olduğu ortaya çıktı. Daha önce laikliğe küçük sızmalar oldu ama iş çığrından çıktı artık geldiğimiz noktada, gözü kara bir şekilde götürüyorlar. ‘Dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz’ diye Türkiye’nin en yetkilileri demeç verdiler. Bunlar açık anayasa ihlalleridir. Şimdi geldiler ‘ha parti kapatmaya yönelik bir hukuk süreci mi başlamış, okurum ben o hukuk sürecinin içine, yetki bende, benzetirim ben onları’ havasında, bir külhanbeyi tavrı içinde iş götürülmesi vahim bir olay. Bunun götürülmesi ortaya atılan iddiaların haklılığını gösterir. Anayasa Mahkemesi’nin işlemesini çoğunluğumu ortaya koyarak engelledim, diyebilirsin ama meşruiyet tartışmasının açılmasını engelleyemezsin, çok vahim bir şey olur. Baykal, referandum planlarıyla ilgili haberler anımsatıldığında da, “Biz laikliği referandumla mı koyduk anayasaya, o zaman konulsa girer miydi? Anayasa ile getirilen kılık kıyafet düzenlemeleri olmasaydı hepsi kravat takıyor o zaman kravat takarlar mıydı? Birileri çıkıp dolaylı yoldan laikliği referanduma sunup da reddettirirse, millete bir siyasi partinin laikliği ihlal etmesinin anayasal suç sayılamayacağını söylettirmeye çalışır ve bunu söylettirirse artık laiklik ihlal edildiği halde hesabı sorulamaz bir olay haline gelir” görüşünü dile getirdi. “Partiler değil kişilerin cezalandırılması” arayışları konusunda da Baykal, “Şu andaki tartışmalardan bağımsız olarak bu elbette düşünülebilir. Ama şimdi önümüzde yürüyen bir dava var. Bu davayı yönlendirmek amacıyla bir değişiklik yapılması hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmaz. Dava açılmadan önce bu konuşulsaydı elbette olabilirdi, ama şimdi doğru olmaz” dedi. “AKP kendine göre hukuk yapacak, kendi vücuduna göre elbise yapacak böyle bir şey olur mu?” diyen Baykal, Anayasa Mahkemesi’ne gidebileceklerini sözlerine ekledi. Değişiklik şekilleniyor Siyasi partilerin kapatılmasını olanaksız hale getirmeyi planlayan AKP, MHP’den aradığı desteği bulamazsa halkoylamasını zorlayacak EMİNE KAPLAN Afganistan’a TRT yayını ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TRT’nin Türkiye’nin Sesi Radyosu (TSR), Afganistan’a yönelik yayınına bugün başlayacak. TRT’den yapılan açıklamada, TSR’nin 27 dilde yaptığı yayınlara 2 dil daha eklendiği, Afganistan’a yönelik gerçekleştirilecek Darice, Peştuca ve Afganistan Özbekçe yayınının bugün başlayacağı kaydedildi. ANKARA AKP kurmaylarının büyük oranda şekillendirdiği anayasa önerisi, siyasi partilerin kapatılmasını olanaksız hale getiriyor. AKP’nin planladığı değişikliğe göre, kapatma davası öncesinde uyarı mekanizması getirilecek. “Odak” tanımı yeniden yapılarak “şiddet ve terör” koşulu aranacak. Kapatma davası açılabilmesi için parti üyelerine “bireysel sorumluluk” ilkesi getirilerek, kesinleşmiş mahkumiyet kararı koşulu aranacak. Ancak AKP, MHP’nin bu çerçevede dokunulmazlıkların kaldırılması önerisine sıcak yaklaşmıyor. Bu durumda milletvekilleri yargılanamayacağı için “bireysel sorumluluk” unsuru fiili olarak işlemeyecek. Parti kapatmayı olanaksız hale getiren öneride öne çıkan unsurlar şöyle: Kapatmadan önce uyarı: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, siyasi partiye dava açmadan önce mutlaka uyaracak, uyarının gerekleri yerine getirilmediği takdirde dava açabilecek. Bireysel sorumluluk: Parti yöneticisi ve üyeleri anayasaya aykırı eylemlerden dolayı bireysel olarak sorumlu olacak, siyasi partiler tüzel kişilik olarak bu eylemlerden sorumlu olmayacak. Siyasi partiler, hakkında mahkeme kararı bulunan üyeleri bünyesinde barındırmayacak. Odak olma tanımı: Anayasanın 68 ve 69. maddesindeki odak olma tanımı yeniden yapılacak. Anayasaya aykırı eylemlerin odağı olmak için “şiddet ve terör” koşulu aranacak. TBMM’den izin alma tartışılıyor: Kapatma davası açılabilmesi için TBMM’den izin alınması önerisi üzerindeki tartışmalar hâlâ sürüyor. AKP, anayasa önerisini gelecek hafta Meclis’e sunmayı ve 10 gün içerisinde de yasalaştırmayı hedefliyor. Parti yetkilileri, “MHP ile uzlaşılamazsa halkoylamasına gidilir” diye konuştular. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Partinin hukukçuları, iktidarı bir kez daha bunalımdan kurtarmak için gayret gösteriyor Yargı çalışanları eylem yaptı ? ANKARA (AA) Birleşik Büroİş ve Türk BüroSen Sendikası üyesi yargı çalışanları, eşit işe eşit ücret’’ talebiyle eylem yaptı. Adalet Bakanlığı ek binası önünde toplanan çalışanlar, taleplerini içeren slogan attılar. Grup adına yapılan açıklamada yargı çalışanlarının yaptıkları işle orantılı olmayan ücretlerle çalıştıkları belirtildi. MHP’de yoğun AKP mesaisi AYŞE SAYIN ANKARA MHP, AKP’yi kapatma davasından kurtarmak için yoğun mesai harcıyor. AKP’yi kurtarmaya yönelik anayasa değişikliği için Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal başkanlığında özel komisyon kuran MHP, çalışma kapsamına anayasanın siyasi parti kapatmayla ilgili 68 ve 69. maddelerinin yanı sıra, milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen 83. maddesi ile yapılacak ? AKP’yi kurtarmaya yönelik anayasa değişikliği için Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal başkanlığında özel komisyon kuran MHP’nin, 68, 69. maddenin yanı sıra milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen 83. madde ile Siyasi Partiler Yasası’nda da anayasaya uyuma dönük değişiklik üzerinde çalıştığı öğrenildi. değişikliklere uyum amaçlı Siyasi Partiler Yasası (SPY) değişikliğini de aldı. MHP’nin anayasanın 83. maddesi değişikliği kapsamında, “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olan milletvekillerinin dokunulmazlığının “otomatik” olarak düşmesi öneriliyor. AKP’nin dokunulmazlıkların otomatik olarak düşürülmesine “sıcak bakmayacağı” belirtilirken, MHP’nin bu konuda “ısrarlı” olacağına dikkat çekiliyor. Bu değişiklik benimsenirse, bu kapsama giren milletvekillerinin dokunulmazlığı konusunda TBMM herhangi bir tasarrufta bulunamayacak. Bu konuda ilgili yargı organı Meclis’e sadece bilgi verecek. Ancak MHP, milletvekillerinin hangi mahkemede yargılanacağı konusundaki formülünü netleştirememesine karşın, ağırlıklı olarak Yargıtay’a bu görevin verilmesi üzerinde durulduğu öğrenildi. Anayasanın değişmesi durumunda SPY’de de kapsamlı değişiklik yapılması gerektiğini dikkate alan MHP, bu konuda da hazırlık yapmayı kararlaştırdı. Bu çerçevede MHP içindeki komisyon SPY’nin 30’a yakın maddesinin değişmesi için çalışmaya başladı. MHP yönetimi, komisyonun çalışmalarını en geç hafta başına kadar tamamlamasını planlıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, gelecek salı günkü grup toplantısında çalışmayı kamuoyuna açıklaması bekleniyor. C MY B C MY B