06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan, kapatma davasına geçen dönem milletvekili seçildiği Siirt’te yanıt verdi POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 ‘Hukukizeminiyok’ Özcan vakıf üniversitelerini dinledi ? İstanbul Haber Servisi YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, Sabancı Üniversitesi’nde katıldığı toplantıda, İstanbul’daki vakıf üniversitelerinin rektörleriyle bir araya gelerek sorunlarını dinledi. YÖK Başkanvekili Prof. İzzet Özgenç de toplantıda sadece vakıf üniversitelerinin yükseköğretim rejimi içindeki sorunlarının dile getirildiğini, bunlara çözüm oluşturma konusunda her üniversite rektörünün önerilerini dikkate aldıklarını ve tespit ettiklerini söyledi. Hukuk Demokrasiyi Korur Avusturya’da Jörg Haider liderliğindeki aşırı sağcı (faşist) Özgürlükçüler Partisi (FPÖ), 1986 yılında beklenmedik bir oyla çıkış yaptı ve mecliste “anahtar parti” konumuna geldi... FPÖ’nün bu çıkışı Avrupa’da büyük yankı yarattı... FPÖ, 1994 seçimlerinde oylarını yüzde 21.9’a, 1999 seçimlerinde ise yüzde 27.2’ye çıkardı... Aşırı sağcı FPÖ, 1999’da Wolfgang Schüssel’in Halk Partisi’yle (ÖVP) ortak hükümet kurdu. Irkçı söylemlerle Avrupa ülkelerinin tepkisini çeken Jörg Haider mutluydu. Çünkü seçimlerde yüzde 27.2 oy almıştı. Dediği de şuydu: “Avusturya demokratik bir ülkedir ve ben sandıktan çıktım. Avusturya halkının demokratik tavrına Avrupa saygı göstersin.” Avrupa Birliği ülkeleri topluca Haider’e karşı çıktılar: “Haider aşırı sağcıdır ve demokrasi için tehlikelidir. Haider, koalisyon hükümetinde görev alamaz...” Irkçı Haider bu kez geri adım attı ve AB’yi yumuşatmak için: “Hükümette görev almayacağım” dedi. AB, Haider’in bu açıklamasını ciddiye almadı... AB ülkesi 14 ülke Avusturya’ya siyasi ve diplomatik yaptırım kararı aldı. Baskı üzerine Jörg Haider, parti liderliğinden istifa etmek zorunda kaldı. Süreç içinde hükümette görev alan arkadaşlarından hoşnut olmayınca 2005 yılında FPÖ’yü dağıtıp yeni bir parti kurdu: Avusturya’nın Geleceği İçin Birlik Partisi (BZÖ). Haider’in partisi doğrudan hükümet olunca, AB’den gelecek tepkileri karşılamak için “doğal lider” olarak geriye çekildi... Elbet bu öykü burada noktalanmıyor... Öykü devam ediyor... Şimdilerde HeinzChristian Strache liderliğinde (FPÖ) Viyana eyalet seçimlerinde yüzde 14 oy aldı, ırkçı ve yabancı düşmanlığı söylemi halkın hoşuna gittiği için. ??? Almanya’da aşırı sağ (faşist) görüşlü Ulusal Demokratik Parti’nin (NPD) kapatılması sık sık gündeme gelmiyor mu? Geliyor!.. Almanya, laik demokratik bir hukuk devletidir... 2005 yılında Başbakan Gerhard Schröder NPD’nin kapatılması için buyruk verirken şöyle demişti: “NPD’nin yasaklanması için hukuki zemin olup olmadığı araştırılsın!” NeoNazilere yakın NPD’nin kapatılması için birkaç kez girişimde bulunuldu, davalar açıldı. Ancak bu davalar yüksek mahkemeden görevsizlik kararıyla geri döndü. Demek ki Avusturya ve Almanya gibi demokratik ülkelerde anayasa ve yasaların güvencesi altındaki partilere, “demokrasiden sapıp” ırkçılık, yabancı düşmanlığı yaptıkları için yaptırım uygulanabiliyor... Şimdi gelelim AKP’nin durumuna... AKP “Milli Görüş” bahçesinden bir türlü ayrılmıyor; tarikatların desteğiyle ayakta durabiliyor... 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 46.5’le iktidar olan AKP, demokrasi ve özgürlükleri “sıkmabaş”, “Kuran kursları”, “imam hatipler” olarak algılıyor, demokrasinin vazgeçilmez koşulu “laikliği”, Cumhuriyet kazanımlarını elinin tersiyle itiyor... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı” olduğunu söylerken haksız mı? Ben yurttaş olarak sanki 12 Mart 1971 dönemini, 12 Eylül 1980 sonrasını yaşıyor gibiyim... Pek çok gazeteci, işadamı, sanatçı, sinemacı, edebiyatçı, aydın, bilim insanı cep telefonlarıyla konuşurken “Aman ha” diyorlar, “iyi saatte olsunlar bizi izliyorlar”. Fethullahçı bir örgütlenme Türkiye’nin duyarlı kurum ve kuruluşlarında egemen... Bazı gazetecilerin, kurmay subayların, bilim insanlarının, işadamlarının özel yaşamları, tarikat şeyhlerinin müritleri tarafından yakından izlenip raporlar hazırlanıyor... İmamlar, devlet kurumlarına ve kuruluşlarına yerleştiriliyor... Hizbullah’ın Menzil Kolu Güneydoğu’da “okuma odaları” açıyor valilerin desteğiyle... Nakşiler ellerinde Kuran, köy köy, mezra mezra dolaşıyorlar. Yerel seçimlere bir yıl kala, “Oylarınız AKP’ye... Kuranıkerim üzerine yemin edin...” diyorlar. ??? Türkiye’de siyasal partiler, anayasa ve yasaların koruması altındadır. Gelişmiş, örgütlü tüm demokratik toplumlarda demokrasiler kendisini anayasa ve yasalarla korur... Bir siyasal parti, kendisini koruyan anayasa ve yasaları budayıp demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan laikliği ortadan kaldırmak isterse hukuk devreye girer!.. AKP Sözcüsü Mehmet Mir Dengir Fırat, “Demokrasi ve hukuk karşı karşıya” diyerek bir cehalet örneği sergiliyor ve medya da buna destek veriyor... AKP din eksenli bir siyasetin içine girdi ve çıkamadı. Akıllı olsaydı çıkar, merkeze otururdu. Bilerek yapmadılar... Bu konu uzun ve devamı salı günü... Şiirli pazarlar!.. ? Başbakan Erdoğan, “Kimse AKP’yi laikliğe karşı eylemlerin odağı yapamaz. Vesayet siyaseti bitmiştir” dedi. SİİRT (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından AKP hakkında açılan kapatma davasına geçen dönem milletvekili seçildiği Siirt’te sert yanıt verdi. Erdoğan, “Bu olay milli iradeye yönelik atılmış bir adımdır. Kimse AKP’yi laikliğe karşı eylemlerin odağı yapamaz. Bu garabeti yaşatanlar, bunun utancını yaşayacaklardır. Demokrasi, bu ülkenin olmazsa olmazıdır. Vesayet siyaseti bitmiştir” dedi. Erdoğan’ın cezaevinden çıkıp Başbakan olarak 59’uncu hükümeti kurduğu gün olan 14 Mart 2003’ün yıldönümünde açılan kapatma davasına Başbakan’ın yanıtı da ilginç oldu. Dün partisinin Siirt Kadın Kolları Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “anlamlı günlerde’’ Siirt’te olduğunu söyleyen Erdoğan, AKP’nin demokrasi mücadelesi verdiğini savundu. Erdoğan, “Bu ülkede kimse 16 milyon 500 bin seçmenin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletine sahip olduğuna inanarak oy verdiği AKP’yi laikliğin odağı haline getiremez. Laikliğe karşı olmanın odağı haline getiremez. Şunu iyi bilmemiz lazım; dünkü olay AKP’ye yönelik atılmış bir adım değildir. Dünkü olay milli iradeye yönelik atılmış bir adımdır’’ diye konuştu. Erdoğan, kapatma davasının millete karşı bir haksızlık olduğunu savunarak İŞADAMLARI ‘Ekonomiye dikkat’ ? İTO Yönetim Kurulu Başkanı Yalçıntaş, Türkiye ekonomisinin çok ciddi anlamda derinden etkileneceğini savundu. Haber Merkezi Yargıtay Başsavcılığı’nın AKP’ye açtığı kapatma davası ile ilgili olarak iş dünyası, ekonomik istikrarın bozulacağı endişesini dile getirdi. Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Konfederasyonu’nun (TUSKON) olağan genel kurulunda konuşan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, davanın Türkiye’de puslu bir hava oluşturduğunu ve Türkiye ekonomisinin çok ciddi anlamda derinden etkileneceğini savundu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ise “görünmez bir elin” Türkiye’de akıl tutulması yarattığını öne sürerek “bu akıl dışı duruma” sivil toplumun, odaların, baroların, hatta siyasi partilerin gerekli tepkiyi göstereceğine inandığını belirtti. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, “Şu anda siyasi gelişmelerin iç piyasada ayrıca bir sorun yaratacağını düşünmüyorum” dedi. ATO Başkanı Sinan Aygün, “İstikrar, istikrar dedik, ekonominin istikrarı bozulmaya başladı” değerlendirmesini yaptı. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ise kapatma davasını, “Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik kazanımlarını, istikrarını son derece riske sokacak bir olay” olarak değerlendirdi. Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Genel Başkanı Hazim Sesli “Kapatma davası, Türkiye’nin geleceği açısından bizleri endişelendirmiş, belirsizlik bulutlarının ülkemiz üzerinde yeniden dolaşmaya başlamasına neden olmuştur” dedi. Erdoğan, partisinin Siirt Kadın Kolları Kongresi’nde bir konuşma yaptı. şöyle devam etti:“Bu talihsiz girişimin hukuki zemini olmadığı gibi millet vicdanında hiçbir meşruiyeti de yoktur. Milletimizi hiç layık olmadığı halde böyle garabetle, böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar, bunun utancını yaşamaktan kurtulamayacaklardır. Kim bu ülkeyi huzursuz ederek, istikrarına gölge düşürmeye çalışarak, kendine fayda sağlayacağına inanıyorsa gaflettedir. Demokrasiyi içine sindiremeyenlere, demokrasi dışı yöntemlere tevessül edenlere asla prim vermeyeceğiz.” Erdoğan, konuşması sırasında salonda, “vur vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin’’ sloganları atılması üzerine Kuran’ı Kerim’in A’raf Suresi’nin 179. Ayeti’ni çağrıştıran sözlerle karşılık verdi. Slogan atanlara, “gerek yok” diye seslenen Erdoğan, “Bazı insanlar vardır, kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır, görmezler’’ dedi. Erdoğan’ın sözlerini çağrıştıran A’raf Suresi’nin 179. Ayeti şöyle: “Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.” Erdoğan’dan ‘acil’ çağrı ? Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, AKP hakkındaki kapatma davasının ardından milletvekillerini pazartesi günü parti genel merkezinde toplantıya çağırdı. Toplantı için yapılan davetin milletvekillerine telefon mesajıyla “acil” koduyla geçilmesi dikkat çekti. Baykal sloganına ayetle karşılık Partisi tarafından Batman’da Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen Gençlik Kolları 2. Olağan Kongresi’ne katılan Bahçeli, başsavcıyı eleştirdi. Davanın vahim sonuçlar yarattığını savundu ‘Mağdur rolüyle kurtulmasınlar’ ? İstanbul Haber Servisi DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, AKP’ye açılan kapatma davasına ilişkin “Toplumu mağdur eden AKP kendisini yine ‘mağdur’ rolüyle kurtarmamalıdır” dedi. Yazılı bir açıklama yayımlayan Çelebi, “Demokrasilerde özgürlük, eşitlik ve çağdaşlık karşıtı düşüncelerin etkisizleştirilmesi toplumsal muhalefetin gücüyle olur” ifadesini kullandı. İsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi de yaptığı açıklamada, AKP ve DTP’ye açılan kapatma davalarının sonlandırılmasını istedi. Yeni anayasa değişikliği önerdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, türban düzenlemesinden sonra parti kapatmalarla ilgili olarak da anayasa değişikliği yapılmasını önerdi. Anayasanın 68 ve 69. maddelerinde değişiklik yapılarak partilerin temelli kapatılması yerine laikliğe aykırı eylemlerinden dolayı parti üyeleri, yöneticileri ve milletvekillerinin bireysel olarak sorumlu tutulmasını isteyen Bahçeli, terörle organik bağı olan partilerin durumunun ise ayrı tutulmasını önerdi. Bahçeli, yazılı bir açıklama yaparak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AKP hakkında açtığı kapatma davasını değerlendirdi. Yalçınkaya’yı eleştiren Bahçeli, “Dava sürecini başlatırken bunun siyasi sonuçlarını ve yapacağı tahribatın boyutlarını daha dikkatli olarak değerlendirmiş olması gerekirdi” dedi. Bahçeli, davanın hukuki yönleri bir tarafa bırakılsa da çok vahim siyasi sonuçları olacak bir durum yarattığını kaydetti. Dava nın ne kadar süreceğinin bilinmediğine dikkat çeken Bahçeli, dava sürecinde iktidar olarak siyasi yetkilerini kullanmayı sürdürecek olan AKP’nin TBMM ve hükümet düzeyindeki tasarruflarının tümünün tartışmalı ve şaibeli hale geleceğini vurguladı. Devlet Bahçeli. TEPKİLER ‘Türkiye laiklikten vazgeçemez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meslek odaları ve sendikalar, yaptıkları açıklamalarda AKP hakkındaki kapatma davasının demokrasiye zarar verebileceği endişesini taşıdıklarını belirttiler. Açıklamalarda partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğu vurgusu yapıldı. Türkİş Yönetim Kurulu “AKP hakkındaki kapatma davasının demokrasinin sınırları açısından son derece düşündürücü olduğu” değerlendirmesinde bulunurken Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin laiklikten vazgeçemeyeceğini” bildirdi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu anımsatarak bu dört ilkenin hiçbirisinden vazgeçilemeyeceğini belirtti. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün de kurumların, Cumhuriyet ilkeleri, demokrasi ve Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı bir durum olduğunda kapatılabileceğini belirtti. Bombacılar adliyede ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’da bir otobüs durağına bırakılan iki buçuk kilogram C4 tipi plastik patlayıcı etkisiz hale getirildi. Bombayı bıraktığı iddia edilen A.Ö. (12) adlı kız çocuğu ve olayla ilgili 12 kişi adliyeye sevk edildi. Bombanın ve poşetin üzerindeki parmak izlerinden yola çıkan polisler, Gülbahçe Mahallesi’nde oturan A. Ö’nün annesi R.Ö’nün evine operasyon düzenleyip 12 kişiyi yakaladı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Genelkurmay: Moral verdi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Çanakkale Deniz Zaferi’nin Türk askerine daha sonra gerçekleştirdiği savaşlar için büyük moral verdiğini bildirdi. Genelkurmay’ın internet sitesinde yayımlanan bilgilendirme notunda, “18 Mart Deniz Zaferi, Türk askeri için 25 Nisan 1915’te başlayan kara muharebelerinde büyük bir moral kaynağı olmuş, bu ruhla yapılan savaşta İtilaf güçleri tamamen Çanakkale Cephesi’nden atılmıştır’’ denildi. CUMHURİYET 05 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle