06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER SİSMİK HAREKETLİLİK SÜRÜYOR 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Balâ 4.9’la sallandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın Balâ ilçesinde dün öğle saatlerinde 4.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem Ankara’nın yanı sıra çevre illerde de hissedildi. Depremde can ve mal kaybı yaşanmadı. Balâ Belediye Başkanı İbrahim Gürbüz, depremin ardından hasarla ilgili kendilerine ulaşan bir bilgi olmadığını söyledi. Gürbüz, merkez üssü KaraaliBalâ olan 4.9 büyüklüğündeki depremin ilçede şiddetli şekilde hissedildiğini ifade etti. İlçede kısa süreli bir panik yaşandığını kaydeden Gürbüz, “Şu ana kadar hasarla ilgili bize ulaşan bir bilgi yok. Belde ve köylerimize ekipler gönderdik. Araştırmalarımız sürüyor’’ dedi. Afşar Beldesi Belediye Başkanı Bayram Küçük de depremi hissettiklerini, hasarla ilgili kendilerine bir bilgi ulaşmadığını, köylerden telefonla bilgi aldıklarını söyledi. Ankara’da 20 Aralık 2007’de merkez üssü Balâ olan 5.7, 27 Aralık 2007’de ise 5.5, 4.8 ve 5 büyüklüğünde depremler meydana gelmişti. Çalışanlar da Var Meğer Türkiye’de çalışanlar da varmış! İşçiler, memurlar da varmış! Onların sendikaları, meslek örgütleri de varmış! Zonguldak maden işçilerinin büyük yürüyüşünden sonra geçen 17 yıl içinde işçilerin de, memurların da, sendikaların da buharlaştığını sanmıştık. Çalışanların sosyal sigorta ve sağlıkla ilgili haklarını ellerinden alan yasa tasarısı çalışanları sonunda sokağa döktü. On binler meydanları doldurdu, yasanın geri çekilmesini istedi ve ‘şimdilik’ de olsa amaçlarına ulaştılar. Emek Platformu’nun direnişi çalışan insanların, üretimin gücünü göstermeye yetti. Demek ki, oluyormuş. 80’li yıllarda başlayan ve çalışanları yok sayan politikalara sendikacıların da uyması gerekmiyormuş. 70’li yılların sendikacılığı çok uzaklarda değilmiş. Tarih boyunca çalışanlar haklarını mücadele ederek aldılar. Sendika, grev, toplusözleşme, ücret, çalışma süresi, haftalık izin, yıllık izin, sağlık haklarını hep söke söke aldılar. Gelişmiş ülkelerde bile bu süreç hâlâ devam ediyor. Çalışanlar, kazanılmış haklarını en küçük bir ödün bile vermeden korudukları gibi, insanca yaşamak ve insanca çalışmak için yeni haklar peşinde koşuyorlar. Ya Türkiye’de neler oluyor? Bırakınız yeni hakları, çalışanların kazanılmış hakları bile ellerinden alınıyor. Sanki ortaçağda yaşıyor Türkiye... Sanki sanayi devriminin acımasız ilk yılları... Sen bugün bir Batı ülkesinde ‘malullük ve ölüm aylığı’ için hizmet süresini beş yıldan on yıla çıkarmaya kalk, bak neler oluyor? Ya da ‘fiili hizmet zamları’nı çalışanların elinden almaya kalk... Ya da ‘ölüm gelir aylığı’ alan dul eş aylığını indir... Ya da emekli aylığını düşür... Bak, Batı toplumu nasıl ayağa kalkıyor! Sendikalar bilmelidir ki, verdikleri mücadele aslında çalışanların haklarını sağlamak için değil, kazanılmış haklarını kaptırmamak içindir. Bu demektir ki, mücadeleleri çok geriletilmiş bir noktadadır. Sadece bu durum bile, sendikalara tarihsel bir sorumluluk yüklemektedir. İşçi haklarının sağlanması, geliştirilmesi, korunması, aynı zamanda bir demokrasi mücadelesidir. Bir toplumda çalışanlar iktidarların iki dudağının arasına terk edilirse, o ülkede ne demokrasi olur, ne özgürlük ne de laiklik... ??? Bir okur dalgasını geçti. AKP’nin kapatılması için dava açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın zahmet ettiğini söyledi. Dava dosyası hazırlamak için o kadar araştırmaya, soruşturmaya, bilgi, belge, evrak toplamaya, yüzlerce sayfalık klasörler hazırlamaya gerek yokmuş. Bir paragraflık başvuru bile yetermiş kapatma davasını açmaya. Neymiş o? Hani şu İstanbul Milli Eğitim Müdürü’nün ‘keş arı’ projesi var ya?.. Bağımlı hale getirilmiş arılarla uyuşturucu kullanan öğrenci avlama projesi? Evet? İşte sadece bu proje bile kapatma nedenidir. Bu adamı oraya getiren zihniyet neyin odağıymış, mahkemede ortaya çıkardı. [email protected] AVRUPA’NIN BİLİM ELÇİSİ OLDU Kızılay’dan verilen kanla hastalığa yakalanan Y. O’nun ailesi manevi tazminat alacak Doç. Erman’ın büyük başarısı ANKARA (AA) Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Batu Erman, en iyi araştırmacıları Avrupa araştırma alanına kazandırmak amacıyla verilen “Marie Curie Mükemmeliyet Ödülü”nü aldı. Doç. Dr. Erman, ödülünü Avrupa Komisyonu’nun Bilim ve Araştırmadan Sorumlu Komiseri Janes Potocnik’ten aldı. Erman, “Marie Curie Excellence Awards/Marie Curie Mükemmeliyet Ödülü (EXA)” ödülünü 5 araştırmacı arasına girerek alan ilk Türk araştırmacı olurken, Brüksel’de 12 Mart’ta yapılan ödül törenindeki konuşmasında TÜBİTAK bursları ile başlayan girişimlerine MarieCurie programları ile farklı bir boyut kattığını ifade etti. AB Çerçeve Programı Uluslararası Yeniden Entegrasyon Programı kapsamında Türkiye’ye dönen Erman, “Molecumer Biological Targeting of T Lymphocyte Signal Transduction and Development” konulu çalışması ile Avrupa’nın bilim elçileri arasına girmeyi başardı. Bakanlığa AIDS cezası İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Danıştay 10. Dairesi, Sağlık Bakanlığı’nın Kızılay tarafından verilen kanla AIDS hastalığına yakalanan Y.O’nun ailesine 152 bin YTL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Kararla, Y.O’nun ailesinin sürdürdüğü 10 yıllık mücadelede iç hukuk yolları tamamlanmış oldu. Kararda, bakanlığın denetim görevini yapmayarak hizmet kusuru işlediği vurgulandı. 1996 yılında prematüre olarak doğan Y.O’ya Kızılay tarafından verilen kanda AIDS hastalığına yol açan HIV virüsü bulunduğu anlaşılmıştı. Bunun üzerine Y.O’nun ailesi, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Kızılay’a karşı 30 bin YTL ’lik manevi tazminat davası açmıştı. 7 ayda sonuçlanan davada, aileye yasal faiziyle birlikte 60 bin YTL’lik manevi tazminat ödenmesine karar verilmişti. Aynı dönemde Sağlık Bakanlığı’na karşı İzmir 4. İdare Mahkemesi’nde açılan dava 10 yıl sonra sonuçlandı. Mahkeme, bakanlığı suçlu bularak 30 bin YTL tazminatın yasal faiziyle 152 bin YTL olarak ödenmesine karar verdi. Kararı temyize götüren bakanlığın, Danıştay 10. Dairesi’nde görülen dava sonucunda hizmet kusuru işlediği onaylandı. Ailenin avukatı Mehmet Emin Keleş, iç hukuk sürecinin tamamlandığını söyledi. İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin daha önce verdiği kararda bakanlığın hizmet kusuru işlediğini, ancak ailenin Kızılay’dan tazminat almaları nedeniyle zenginleşeceği gerekçesiyle tazminat vermeyi reddettiğini anımsatan Keleş, “Danıştay’ın bozma kararından sonra yeniden inceleme yapan mahkeme, Y.O. ve ailesinin tazminat istemini kabul ederek, bakanlığı tazminat ödemeye mahkum etti. Adalet geç de olsa yerini buldu” dedi. Y.O’nun babası Nazif O. da “Keşke oğlumun başına bunlar gelmeseydi de bu süreç yaşanmasaydı. Bu ödenen tazminat, yapılan işler evladımızın yaşamını değiştirmeyecek. Davaların hepsi boş. Oğlumuzun sağlık durumu iyi. Tedavisi sürüyor. Aylık ilaç gideri 60 bin YTL. Bu gideri eşimin sigortası üzerinden karşılıyoruz. Hukuk sürecinde çok mücadele ettik. Önümüz kapatılmak istendi. Zorlukları aşarak bu noktaya geldik” dedi. OKAY: SAĞLIK SİSTEMİ AZGIN BİR KAPİTALİZME BENZİYOR ANKARA (Cumhuri OKAY: Bugün öngörülen sağlık ketlenmiş, tam anlamıyla yet Bürosu) Ankara Ta sistemi, aslında ‘neoliberalizm’ azgın bir kapitalizm. Bu, insanı görmeyen ve değer bip Odası (ATO) Başkanı adı altında paketlenmiş, atfetmeyen bir sistem” deÖnder Okay, “Bugün azgın bir kapitalizm. İnsanı öngörülen sağlık siste görmeyen ve değer atfetmeyen bir di. Akdeniz Üniversitesi Tıp mi, aslında ‘neoliberasistemdir. Fakültesi Halk Sağlığı Analizm’ adı altında paketbilim Dalı Öğretim Üyesi lenmiş, tam anlamıyla Prof. Dr. Necati Dedeoğlu “böyle sıkıntılı zaazgın bir kapitalizm” dedi. ATO tarafından İbmanlarda Eren gibi topluma ışık tutanların anılni Sina Hastanesi’nde düzenlenen “Nevzat Eren Halk Sağlığı Sempozyumu”nda konuşan Okay, masına ihtiyaç olduğunu” belirtirken Atılım sempozyumun, bilim adamlığı söylemini eylemÜniversitesi İşletme Fakültesi İktisat Bölümü Öğleriyle birleştiren Eren’in anısına düzenlendiğiretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Sönmez de “Dünni anımsattı. Okay, “Bugün öngörülen sağlık sisyada ve Türkiye’de Ekonomi: Kamu Harcatemi, aslında ‘neoliberalizm’ adı altında pamaları” konulu bir sunum yaptı. PAKİSTAN’DA İNTİHAR SALDIRISI Türk yardım görevlisi öldü Dış Haberler Servisi Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Luna Caprese adlı İtalyan lokantasında meydana gelen patlamada Pakistan’da yardım görevlisi olarak bulunan bir Türk kadın ile uyruğu açıklanmayan bir kişi yaşamını yitirdi. Lokantada Amerikalı ve Çinlilerin bulunduğu sırada meydana gelen patlamada 11 kişi de yaralandı. Lokantanın, diplomatların ve diğer yabancıların sık gittiği bir mekân olduğu öğrenildi. Polis yetkilisi Şahit Nedim Baloh, bombanın bahçede büyük bir çukur açtığını belirterek bunun bir intihar saldırısı olmadığını söyledi. Ümraniye ve Gazi’de ölenler anıldı ? İstanbul Haber Servisi 18 kişinin yaşamını yitirdiği Gazi Mahallesi olaylarını protesto etmek için Ümraniye’de düzenlenen gösteride üzerlerine açılan ateş sonucu hayatını kaybeden 5 kişi düzenlenen yürüyüşle anıldı. Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi’de bir araya gelen çok sayıda demokratik toplum örgütü temsilcisi “Unutmadık unutturmayacağız” yazılı pankart taşıyarak olayların yaşandığı 30 Ağustos İlköğretim Okulu’na kadar yürüdü. Gösteride, yaşanan olayların sorumlularının cezalandırılması istendi. Özal’ın yeğeni polisten kaçtı ? İstanbul Haber Servisi 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yeğeni, Korkut Özal’ın oğlu Mehmet Murat Özal’ın, uygulama yapan trafik polisinin dur ihtarına uymayarak kaçtığı öne sürüldü. Önceki gece Üsküdar Altunizade’de, dur ihtarına uymayarak kaçan otomobil Capitol Alışveriş Merkezi’nde durduruldu. Durdurulan otomobilden iddiaya göre Turgut Özal’ın yeğeni, Korkut Özal’ın oğlu Mehmet Murat Özal çıktı. Yaşanan tartışma sırasında Mehmet Murat Özal, olay yerinden kaçtı. Polisler olay sonrası otomobili otoparka çekerken Mehmet Murat Özal’ın otomobilden çıkan kimliğine göre tutanak tutuldu. Güldalı’nın fotoğraf sergisi metroda Taksim Metro Sergi Salonu’nda düzenlenen Divriği Tanıtım Günleri etkinlikleri sürüyor. 14 Mart Cuma günü başlayan Divriği Tanıtım Günleri kapsamında Divriğili ressam Yusuf Güldalı’nın açtığı fotoğraf sergisini gezenler doğal ve tarihi zenginlikleri, insan portreleriyle Sıvas’ın bu güzel ilçesini tanıma fırsatı buluyorlar. Yarın akşam sona erecek olan Divriği Tanıtım Günleri kapsamında Divriğili yazarların imza günleri, slayt gösterisi ve ebru sergisi düzenlenirken panellerde Divriği’nin sorunları ve gelişmesi için yapılacak çalışmalar ele alınıyor. Sergi salonuna asılan “Divriği il olacaktı” pankartıyla Divriğililer “il olma” özlemlerini duyurmaya çalıştılar. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) EMO’da 2 liste yarışacak ? İstanbul Haber Servisi Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi’nin 36. olağan genel kurulu dün başladı. Elektrik mühendisleri bugün de Şişli Karagözyan İlköğretim Okulu’nda sandık başına gidecek. Şu anki yönetimin destek verdiği Demokrat Mühendisler Grubu’nun yönetim kurulu adayları şöyle: “Erhan Karaçay, Tahir Çiçekçi, İsa Güngör, Kurtuluş Kaya, Başak Koç, Pınar Hocaoğulları, Şahin Özgül.” AKP’ye yakınlığı ile bilinen Meslekte Birliğe Çağrı Grubu’nun başkan adayı da Avni Çebi. 1 kişiye 1.5 milyon YTL ? ANKARA (AA) Sayısal Loto çekilişinde kazanan numaralar “6, 27, 32, 41, 45 ve 46” olarak belirlenirken 6 bilen 1 kişi, 1 milyon 549 bin 746 YTL 95 YKr kazandı. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 89 YTL 80’er YKr, 4 bilenler 22 YTL 35’er YKr, 3 bilenler de 3 YTL 70’er YKr kazandı. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle