25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MART 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genel kurul gündemine türbanı yürütme kurulu aracılığıyla taşıma formülü hayata geçiyor S E Ç İ M 7 S K A N DA L I YÖK’te muhalefete darbe ZEYNEP ŞAHİN BAYKAL’DAN ERDOĞAN’A ‘Bölücüye hizmet ediyorsun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “DTP, PKK’yi terör örgütü ilan etmedikçe görüşmem’’ açıklamasıyla ilgili olarak “Bu açıklamayla atmakta olduğu tehlikeli adımları örtbas edemez. Görüşmüyorsun ama bölücülere hizmet ediyorsun” değerlendirmesi yaptı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’ın DTP’lilerle ilgili son açıklamalarına tepki gösterdi. Edinilen bilgiye göre Baykal, yakın kurmaylarına bu konuda şu değerlendirmeleri yaptı: “Başbakan DTP’lilerle görüşmeyeceğim diyerek atmakta olduğu tehlikeli adımları örtbas edemez. Bir yandan Başbakan görüşmeyeceğim diyor, öte yandan Cumhurbaşkanı görüşüyor. Üstelik Cumhurbaşkanı’nın dili terör örgütü demeye varmıyor. İllegal silahlı güç diyor. Başbakan kendisi görüşmüyor ama Başbakan Yardımcısı’nı görüştürüyor. Devletin TRT’sinden resmi dil olan Türkçe dışında ulusal bütünlüğü tehlikeye atacak bir anadil yaygınlaştırmasının kapısını açacağını söylüyor. Yakında göreceğiz, anayasamızdan Türk milleti kavramını çıkarmaya çalışacaklar. Bu tehlikeli gidişe karşı herkesin dikkatli ve duyarlı davranması gerektiğini düşünüyorum. Başbakan bu konudaki sorumluluğunu ‘PKK’yi terör örgütü olarak kabul etmeyenlerle konuşmuyorum’ diyerek gözlerden saklayamaz. Görüşmüyorsun ama bölücülere hizmet ediyorsun. Kimse bu tuzağa düşmesin.” ANKARA YÖK’ün en yetkili organlarından olan yürütme kurulu, önceki gün oluşturuldu. Kurulun, katsayı ve türban gibi kritik konularda çalışma yapması bekleniyor. YÖK Genel Kurulu, muhalif üyelerin engellemesi nedeniyle bu konuları gündemine alamıyor. YÖK Yürütme Kurulu için ise aynı durum söz konusu değil, çünkü muhaliflerin ağırlığı, 9’da 2. YÖK’ün önceki gün gerçekleştirilen genel kurul toplantısında, YÖK Yürütme Kurulu oluşturuldu. Toplam 9 kişiden oluşan kurulda, YÖK Başkanı ve başkanvekilleri yer alıyor. Haricinde de Cumhurbaşkanlığı, Bakanlar Kurulu ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından atanan 2’şer tane olmak üzere 6 üye bulunuyor. YÖK Genel Kurulu’nda gizli oylama ile seçilen bu 6 üye, kurulun yapısında belirleyici rol oynuyor. Buna göre yürütme kurulunda, sosyolog olan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, hukukçu Başkanvekili İzzet Özgenç ve istatistikçi TÜİK Başkanı Ömer Demir ile birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün atadığı üyelerden iktisatçı Prof. Dr. Berrak Kurtuluş ile mühendis Prof. Dr. Durmuş Günay, Bakanlar Kurulu’nca atanan ilahiyatçı Prof. Dr. Ha SAKARYA ÜNİVERSİTESİ’NDE TÜRBANA YASAK SAKARYA (Cumhuriyet) Danıştay kararına karşın türbana izin veren Sakarya Üniversitesi, geri adım attı. Rektörlük, dün sabah saatlerinden itibaren türban yasağını yeniden uygulamaya koyarken üniversite kapısında öğrenciler ile güvenlik görevlileri arasında zaman zaman tartışma yaşandı. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın genelgesinin ardından 23 Şubat’tan itibaren öğrencilerin türbanla derslere girmesine izin veren Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü, Danıştay’ın kararına karşın bu hafta boyunca da uygulamaya devam etti. Ancak rektörlükten önceki gün akşam saatlerinde yapılan açıklamada, “Danıştay 8. Dairesi’nin kararı doğrullis Ayhan ile edebiyatçı Prof. Dr. Yekta Saraç ve ÜAK’den seçimle gelen iktisatçı Prof. Dr. Fikret Şenses ve tıp doktoru Prof. Dr. Mustafa İlhan yer alıyor. Buna göre, kuruldaki muhalif üye sayısı 2 ile sınırlı kalıyor. tusunda, Anayasa Mahkemesi’nden konuyla ilgili bir karar verilinceye kadar, üniversitemizde genelge öncesi uygulamaların sürdürülmesine karar verilmiştir’’ denildi.Bu karar üzerine önceki gün derse girebilen türbanlı öğrenciler, dün sabah okula gittiklerinde karar karşısında şaşkınlık yaşadılar. Kampusa giren minibüsler tek tek aranırken öğrencilerin bir kısmı türbanlarını çıkardı, bir bölümü de çantalarındaki perukları taktılar. Ancak türbanlarını çıkarmamakta direnen öğrenciler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman tartışma yaşandı. Erkek öğrencilerin de destek verdiği eylemde öğrenciler, alkışlarla yasağı protesto ettiler. Necdet Sezer tarafından atanan üyeler katılmadan yetersayıya ulaşamayan YÖK Genel Kurulu toplanamıyor. Bu nedenle genel kurul öncesi, söz konusu üyeler en önemli kozları olan “toplantıya girmeyiz”i kullanarak türbanın gündeme girmesini ve türbana serbesti tanıyan kararların alınmasını engelliyor. Ancak yürütme kurulu için aynı durum söz konusu değil. Toplantı yetersayısı 6 ve ÜAK’den gelen 2 muhalif üye olmadan da toplanabilecek. Üzerinde çalışılıp karar alınacak konular da doğrudan genel kurul gündemine getirilebilecek. UNDP projesi ‘arapsaçı’na döndü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Birleşmiş Milletler Yardım Fonu (UNDP) tarafından gerçekleştirilen Diyarbakır Batman Siirt (DBS) Kırsal Kalkınma Projesi tartışma yarattı. 37 milyon dolarlık proje kapsamında koordinatör seçiminde UNDP Ankara Temsilciliği açıkça Nurcan Baysal’ın seçilmesini isterken bu kişinin Diyarbakır’da bölücü örgüte destek mesajları veren bazı kişilerle yakın çalıştığı iddia edildi. Baysal’ın göreve gelememesinin ardından, seçim süreci UNDP tarafından iptal edilirken BM’nin Proje Koordinatörü Bartu Soral da görevinden alındı. 27 milyon doları Diyarbakır, Batman ve Siirt illerindeki sivil toplum örgütleri (STÖ) ve kişilere kredi, 10 milyon doların da sadece Diyarbakır’daki STÖ’lere hibe yöntemiyle dağıtılmasını öngören proje ile ilgili sıkıntı, BM’nin projeye sorumlu koordinatör atamak için ilana çıkmasıyla başladı. İlanın ardından aralarında Baysal ve Bülent Yüce’nin de bulunduğu 21 aday başvuruda bulundu. BM’nin çeşitli projelerinde çalışan Baysal ve Yüce, adaylar arasından öne çıkarken Baysal’a UNDP Türkiye Temsilcisi Mahmoud Ayub da referans oldu. Ancak 2’si Tarım Bakanlığı, 2’si de UNDP’den olan seçici kurul, Baysal’ı değil Bülent Yüce’yi koordinatörlük görevine getirdi. Yetersayı oyunu Yükseköğretim Yasası’nda, “Genel kurul, Yükseköğretim Kanunu ile kendisine verilen görevlerden, yükseköğretimin planlanması, düzenlenmesi, yönetilmesi ve denetlenmesi, yönetmeliklerin hazırlanması, yükseköğretim üst kuruluşlarıyla üniversitelerce hazırlanan bütçelerin tetkik ve onaylanması ile rektörlüklere aday gösterme dışında kalan yetki ve görevlerinden uygun gördüğü bölümleri yürütme kuruluna devredebilir” deniyor. Buna göre genel kurulun, istediği konuları çalışması için yürütme kuruluna talimat verme yetkisi var. Kurulun özellikle, katsayı farklılığının kaldırılması ve üniversitelerde türban serbestisinin sağlanması noktasında çalışma yapabileceğine ve genel kurula sunabileceğine dikkat çekiliyor. ÜAK’den seçimle gelen ve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Dikkat çeken e postalar UNDP Başkan Yardımcısı Ulrika Richardson Golanski tarafından Soral’a 26 Ekim tarihinde seçim süreci ile ilgili olarak atılan epostalar da dikkat çekti. Bağımsız Kurul’un seçimi yaptığı gün Golanski tarafından atılan epostada, “Nurcan ile görevi başında tanıştım. Onun seçilmesi daha iyi olur” görüşlerine yer veriliyor. Soral ise Golanski’ye yine eposta yöntemi ile verdiği yanıtta, Nurcan Baysal’ın Bağımsız Kurul tarafından gerçekleştirilen seçimlerde seçilemediğini bildiriyor. Golanski “Seçim kriterlerinin ne olduğunu ve kısa liste komitesinin nasıl oluşturulduğunu bilmek istiyorum” yanıtını veriyor. UNDP yanıtları seçimlerden 3 gün sonra yani 29 Ekim 2007’de duyurmayı planlarken, Nurcan Baysal’ın olaydan 27 Ekim’de haberdar olduğu da ortaya çıktı. Baysal’ın, Ayub’a daha sonuçlar açıklanmadan başvurarak “Soral’ın, benim için ‘Kürt ve Kürtçü olduğu için başvurusunu değerlendirmeyeceğiz’ dediğini öğrendim” görüşünü ilettiği kaydedildi. Daha sonra seçim Ayub tarafından iptal edilirken yeni yapılan seçimde de Yüce’nin koordinatör seçilmesi üzerine, Nurcan Baysal bu kez de seçim sonuçlarını, 38 sivil toplum örgütünün ortaklaşa dilekçesiyle birlikte ‘ırkçılık yapıldığı gerekçesiyle’ UNDP Başkanı Kemal Derviş’e şikâyet etti.Derviş de konu ile ilgili olarak Diyarbakır’a bir heyet yolladı. Ancak durumda bir değişiklik yapılmadı. Bartu Soral ise konuyla ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında, kendisinin ırkçılık yapması durumunda, yine Kürt kökenli olan Bülent Yüce’nin de bu göreve atanmaması gerektiğini kaydetti. Soral, DBS’nin başlangıç sürecinde de Tarım Bakanı Mehdi Eker’in proje doğrultusunda belli kurallara göre seçilmesi gereken köyleri kendisinin belirleyerek bizzat bildirdiğini, bu durumu Ayub’a ilettiğinde ise “Bakandır istediğini yapar, karışamayız” dediğini vurguladı. Bu arada Bartu Soral, proje müdürlüğünden alındı. DBS Koordinatörü Yüce, görevinde yaklaşık 1 ay kaldıktan sonra 10 Mart’ta istifa etti. AİK toplantısında İslam dini dersinin radikal İslama karşı kullanılması fikri ortaya atıldı Almanya’da din dersi tartışması METE KIZIK Almanya İslam Konferansı’nın (AİK) üçüncüsü Berlin’de başladı. AİK’de gelecek yıllarda Alman okullarında İslam dininin öğretilmesi tartışılıyor. Toplantıda konuşan Evangelist Kilisesi Meclis Başkanı Wolfgang Huber, “Müslüman öğrenciler ve diğer dini inanışa sahip öğrenciler kendi dinlerini değerlendirme yeteneğine sahiptir. Ancak dersler Almanca olarak ve Almanya’da eğitilmiş öğretmenler tarafından, devlet gözetiminde verilmelidir” dedi. Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble de, “Alman okullarında İslam dersinin verilmesi isteğinin ve ihtiyacının zamanı artık uzak değil” dedi. AİK toplantısına Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nu temsilen katılan Ali Ertan Toprak, “Bu girişimin yabancı düşmanlığını engelleyici, hoşgörü ve özellikle genç insanların radikal İslama kapılmalarını önleyici olabileceğini” belirtti. Gazetemize açıklamalarda bulunan Toprak, “Gelecek öğrenim yılından itibaren 4 eyalette ilkokullarda Alevilik dersi konulacak. Derslerin başlayabilmesi çin öğretmen eğitimi, ders programının geliştirilmesi ve sınıfların oluşturulması çalışmaları yürütülüyor. Bunu Alman eğitim bakanlıkları ile birlikte hazırladık” diye konuştu. İÜ’de 16 Mart katliamı protesto edildi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Eczacılık Fakültesi önünde 16 Mart 1978’de 7 öğrencinin katledilmesi ve Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in emriyle Halepçe’de 5 bin Kürt’ün öldürüldüğü “Halepçe katliamı” Beyazıt Meydanı’nda protesto edildi. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı eylemde katliamlar ıslık ve alkışlarla protesto edildi. Öğrenciler adına basın açıklaması yapan Burcu Deniz, 16 Mart tarihinin, düzenin gençlik mücadelesi karşısındaki tahammülsüzlüğünü ve Kürt halkını inkâr politikalarının en önemli örneği olduğunu belirtti. Öğrenciler daha sonra, 7 öğrencinin katledildiği Eczacılık Fakültesi binası önüne yürüyerek, buraya karanfiller bıraktı. Anma, Grup Vardiya ile Grup Yorum’un söylediği türkü ve marşlarla sona erdi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) DTP’LİLER TRT’DEN BİLGİ ALDI BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği için yapılan girişimler komediye dönüştü AKP dünyada oy avında BAHADIR SELİM DİLEK Komşu ülkelerdeki Kürtlere de yayın AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “yeni Kürt açılımı” çerçevesinde TRT’nin bir kanalının “Kürtçe yayın” için ayrılacağı yönündeki açıklamalarından sonra DTP’lilerin, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’den bilgi aldıkları ortaya çıktı. DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Genel Müdür’ün yayının genel esasları hakkında kendilerine bilgi verdiğini söyledi. Sakık’ın görüştüğü Genel Müdür Şahin, Kürtçe yayın için teknik altyapının hazır olduğunu, ancak yeni personel istihdamı gerektiği bilgisini verdi. Bu çerçevede TRT’nin Kürtçe bilen yeni eleman alımı planladığını anlatan Sakık, bunun sınavla mı olacağı ve kimler arasından nasıl seçileceği konusunda ise kendisine bilgi verilmediğini söyledi. Şemdin Sakık, TRT’nin sadece Türkiye’deki Kürtlere yönelik değil; Suriye, Irak ve İran’ın Türkiye sınırına yakın bölgelerini de kapsayan yayın yapmayı planladığını, bu nedenle aynı kanaldan Arapça ve Farsça yayın yapılmasının düşünüldüğünü anlattı. DTP Muş Milletvekili Sakık, “Kürtçe yayın” ya da “ekonomik yatırımların” tek başına çözüm olmayacağını, kendilerinin demokratik siyasi çözümden yana olduklarını belirterek “Ancak çözüme yönelik her adımı destekleriz, o nedenle bunu da olumlu bir adım olarak görüyoruz” dedi. ANKARA Türkiye’nin, BM Güvenlik Konseyi’nin 20092010 dönemi geçici üyeliği için yürüttüğü ‘ikna diplomasisi’ komediye dönüştü. Ankara’nın siyasal, diplomatik, ekonomik ve askeri açıdan hemen hiçbir ilişkisinin bulunmadığı Karayib ülkelerinden Saint Vincent’ın Başbakanı’nı Ankara’da ağırlaması, ‘ikna diplomasisi’nin son örneğini oluştururken, Türkiye’ye oy vermesi için 5 Karayib ülkesine geçen yıl 250 adet bilgisayar hibe edildiği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre yaklaşık bir buçuk yıl önce başlatılan ikna diplomasisinde Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’de bugüne kadar adı hemen hiç duyulmamış birçok ülke ile temasa geçti. Bu ülkeler BM’deki oylamada, oylarını Türkiye’den yana kullanmaları karşılığında, ahır kurulması, pasaport basımı yapılması ya da devlet yönetimi için teknik bilgi verilmesi yönündeki taleplerini ortaya koydular. Türkiye de bu taleplerin tamamına yakınını karşılama sözü verip 192 ülkenin, BM’deki oylamada “kritik eşik” olarak kabul edilen 128’inden yazılı güvence aldı. Ancak BM Genel Kurulu’ndaki oylamanın “kapalı” yapılacak olması, hükümet açısından, “sonucun garanti altına alınması” anlamına da gelmeyecek. Bu ülkelerden bazılarının talepleri ve Tür kiye’nin “bir oy için” bu ülkelere yaptığı katkılar şöyle: Tuvalu: (Büyük Okyanus’ta, dokuz adet mercan adasından oluşan 26 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan Polinezya ülkesi) Tuvalu’nun oyunu Türkiye lehine kullanması karşılığında bu ülkenin ulusal pasaportlarının basımı Türkiye’de gerçekleştirilecek. Ayrıca, Türkiye spor malzemesi desteği de sağladı. Bu çerçevede futbol topu gönderildi. Palau: (458 kilometrekarelik, nüfusu 21 bin 680 kişi olan Okyanusya ülkesi. Papua Yeni Gine’nin kuzeyinde. 1994 yılında ABD korumasından çıktı. Yerli halk dilinde adı Belau. Büyük Okyanus’un kuzeyinde bulunuyor..) Palau’ya, devlet başkanının resmi konuklarını taşıyacak VIP aracı gönderdi. Zimbabve: (Denize kıyısı olmayan yaklaşık 10 milyon nüfuslu Afrika ülkesi..) Türkiye, BM’de oy karşılığında bu ülkeye pazar yeri inşa etme sözü verdi. Nijer: (10 milyon nüfuslu Batı Afrika ülkesi..) Türkiye Nijer’e bir su arıtma tesisi kurdu. İçme suyu ve lağım şebekesi inşası, eğitim malzemesi hibesi, çeşitli alanlarda mesleki eğitim ve tıbbi malzeme yardımı sağlandı. Gana: (Eski İngiliz sömürgesi olan Batı Afrika ülkesi..) Türkiye Gana’ya “devlet yöne timi” konusunda teknik eğitim verdi. Türkiye ile Gana arasında askeri ilişkiler çerçevesinde zaten Türkiye’nin bu ülkede Jandarma Eğitim Okulu bulunuyordu. Antugua, Dominica, Santa Lucia, Saint Vincent ve Saint Kitts: (Karayib ülkeleri..) Bu ülkelere toplam 250 bilgisayar verildi. Doğu Timor: (Güneydoğu Asya’da Timor adasının doğusu, Atauro ve Jaco adaları ile OecussiAmbeno bölgesini kaplayan devlet..) Türkiye’den doktor ve tıbbi malzeme, aşı talep etti. Türkiye de bu talepleri yerine getirdi. Gambiya: (Afrika ülkesi..) Türkiye bu ülkeye kapalı bir dökümhane açılması için destek ve teknik alanlarda mesleki eğitim sağlama sözü verdi. Ordularının eğitimi için TSK’nin devreye girmesi kararlaştırıldı. Kırgızistan: (Orta Asya ülkesi..) Türkiye, 300 bin dolar tutarında tıbbi araçgereç ve malzeme sağladı. Filipinler: (Güneydoğu Asya ülkesi..) Türkiye, tıbbi malzeme ile birlikte iki doktor ve iki hemşire gönderdi. Komor Adaları: (Güney Afrika’da Mozambik Kanalında adalar grubu) Tıbbi malzeme sağlandı. 9 ton ilaç gönderildi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle