29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ŞUBAT 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Fed’in faizleri 1.25 puan indirmesiyle doların iki yıldır süren değer kaybının son bulması düşünülüyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Doların yıldızı parlıyor ? Uluslararası yatırımcılara göre, Fed’in radikal faiz indiriminin ardından 2008 ve 2009 yılları yeniden dolar yılı olabilir. Ekonomi Servisi Bir görüşe göre henüz yatırım portföylerinde dolar ağırlık vermek için erken olmasına karşın başta dünyanın en büyük kur işlemcisi Deutsche Bank olmak üzere büyük yatırımcılar, doların 2008’de Avro karşısında yüzde 8 değer kazanacağını tahmin ediyor. UBS ve BNP, bu gelişmeler sonrası 2008 yılında doların Avro karşısında en az yüzde 9 değer kazanmasını beklediklerini belirttiler. New York Oppenheimer Funds’dan sabit getiriler uzmanı Robert Robis açıklamasında “Dolardaki güçsüzlüğün artacağını beklemiyoruz. Fed hareketleri ile uzun sürebilecek bir durgunluğun önü Dinci Demokrasi İnsan hakları, demokrasinin olabilmesi için devletin, kamusal alan düzenlemelerinin dinsel inançlardan, ırksal seçimlerden arındırılmış olmasının olmazsa olmaz koşul olduğu elbette tartışılamaz. Gelin görün ki yeni dünya sömürü düzeni çarklarında, günümüzde emperyalizm gücünü dinler ve ırklar üzerinden siyaset yapılması, insanların öncelikle yoksul ülkelerde, bu eksenlerde çatıştırılmalarından alıyor. Dünyamızın kan gölüne dönüşmesi, deyimin tam anlamıyla en çok yoksul ülkelerde, petrol bölgelerinde kıyametin kopması ırklar, dinler eksenli siyaset eliyle gerçekleştiriliyor... Dünya barış örgütleri etkin bir biçimde sürdürmeye çalıştıkları imza kampanyasıyla 23 yaşındaki Afgan Said Pervez’in idamdan kurtarılabilmesi için seferber oldular... ABD’nin işgaliyle demokrasi adına kurtarılmış(!) Afganistan’da Said Pervez, kadın haklarına ilişkin bir raporu internet sitelerinden indirip çevresinde dağıtmaya kalkışmış. Eylemi dini inançlara, şeriata karşı idamı gerektiren bir suç sayılmış. Söz konusu rapor, ABD işgaliyle Afgan kadınının burkadan kurtarıldığı ilan edilmişken Afganistan’da kadınların nasıl da insan sayılmadıklarını, şeriat adına devam eden ağır sömürüleri anlatıyormuş... Said Pervez’in idamını durdurmak için dünyanın her yerinde imza toplanıyor. Dünkü gazete haberlerine baktım da BM adına Afganistan’da görev yapmış Hikmet Çetin’in arabuluculuğuna, telefonlarına da bel bağlanmış. ABD’nin kukla yönetimi Afganistan hükümeti, şeriata teslim; dünya çapındaki ayağa kalkışın bir etkisi olursa belki idamı durdurabilir... ??? İnsan hakları, demokrasi, laikliğin ortaya çıkış noktası, Fransız Devrimi’nin yaşandığı Fransa’da, bugün İngiltere’nin sözde sol partisi kadar ABD yönetimine bağlı sağ iktidarının Cumhurbaşkanı, hafta içinde birkaç konuşmasında birden din kimliği sömürüsü üzerinde kendi kendiyle yarıştı. Bir yandan AB’nin Hıristiyan birliği olduğunu, Müslüman ülke Türkiye’nin AB içinde üyelik yerinin olamayacağını ilan ediyor, diğer yandan laikliğin olmazsa olmaz ilkesi devletin dininin olmamasını ayaklar altına alıp, tüm devletleri dini kimlikli ilan ediveriyor. Bununla yetinmiyor, siyasi geleceğini din üzerinden yürütmek, oy toplamak üzere Hıristiyanlık eksenli politikasını yürütürken göçmenleri kullanmaya, düzen dışına atmaya yönelik olarak da camiler, tarikat, kıyafet özgürlükleri eksenli ödünlerle uyutmanın yollarını seçiyor. ABD, Bush iktidarında Irak’ı işgal ederken bile Evangelizm üzerinde haçlı seferi ilan etmiş gibiydi zaten. ABD’nin işgali altında, kukla Irak yönetimine dikte ettirilen politikalarla oluşturulan partilerde, mecliste zaten Müslümanlık üzerinden mezhep çatışması ekseninde ayrışmanın ötesinde bir başka kimlik gündemde yok. Tabii ırkçılık da başta Kürtçülük üzerinden ayrışmada, çıkar çatışmalarında çok belirleyici. Yine de insanın, insanlığın tüylerini ürperten asıl gelişme, hepsi de Müslüman, yani sözde aynı peygambere sonuna kadar bağlı mezheplerden insanların, kadın, çocuk bile ayırmaksızın birbirlerini ibadet yerlerinde toplu katledebilmeleri... ??? Geçen hafta Filistinliler, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün önemli lideri Habaş’ı toprağa verdiler. Yaser Arafat’ın El Fetih örgütünden çıkan ikinci lider, Filistin’de, ABD, İsrail oyunlarının tuzağında bölünme, El FetihHamas eksenli iç savaşın, kanlı çatışmaların, elbette bağımsızlık savaşımında başarısızlığın da simgesi. Yine geçen hafta içinde çok çarpıcı görüntülerle yaşadığımız, İsrail ambargolu trajik bir sonuç. İsrail’in kendini savunma adına, Bush’un itirafıyla bile delikli peynir gibi bölünmüş duvarlarla çevrilmiş sınırlar arkasında, aç, ilaçsız, elektriksiz, soğukta kalan insanlar, sonunda bir gece duvarları bombalarla patlattılar. Bir parça ekmek, ilaç için Mısır’a akın ettiler. Batı medyasında durumu özetleyen en trajik karikatürlerden birinde silahla yok edilmeye çalışılan, önü kesilen bir halkın para karşılığı ilaç ve ekmek için koşturma yolunun açılması, emperyalizmin vahşi günümüz tuzakları hicvediliyordu. Şeriatın farklı yorumlarında Filistin Kurtuluş Örgütü ile Hamas iç savaşta, iktidar için çatışırlarken Filistin halkının hakları giderek daha kolay daha acımasız boyutlarda gasp edilebiliyor... İnsan hakları, demokrasi, laiklik, Cumhuriyet, Atatürk devrimleri sayesinde, birbirinden acımasız şeriat yorumları, diktatörlüklerle yönetilen İslam ülkelerinden ayrılabilen tek ülke Türkiye’de, kadının dini inanç üzerinden örtünmeye mahkum edilmesini kimse özgürlük, insan hakkı olarak yutturmaya kalkışmasın... Şeriatın hangi tonundan yorumu yapıldığından bize ne? İnancın gereği olarak, dine göre dayatıldığı varsayılan bir örtünme biçimi, siyasi kimlik, bayrak yapılmış türban, siyasetin odağına yerleştirilmişse, bunun üzerinden siyaset yapılıyorsa neler olabileceği üzerine kadınların iyimser olma, kadın hakkı ve özgürlüğü olarak değerlendirme lüksleri olamaz. Kaybedecekleri çok şey, insan olarak erkeğin yanında eşit birey olma hakları söz konusu... [email protected] HER 10 ABD’LİDEN 8’İ KÖTÜMSER Washington Post gazetesinin dünkü sayısında yer alan Washington Post ve ABC News tarafından yapılan anketin sonuçlarına göre, her 10 Amerikalıdan 8’i ekonomiyi ‘çok iyi değil’ veya ‘zayıf’ olarak nitelendiriyor. Yine her 10 kişiden 6’sı ekonominin ‘resesyonda’olduğuna inanıyor. Ankete göre, halk ülke ekonomisinin son 15 yılın en kötü durumunda olduğunu düşünüyor ve az sayıda kişi Bush yönetiminin açıkladığı ekonomiyi canlandırmaya yeterli olacağını inanıyor. Ankete göre, Amerikalıların yüzde 39’u ekonomi ve istihdamı başkanlık seçiminin en önemli konusu olarak görüyor. Bu oran 3 hafta önce yüzde 10 seviyesindeydi. Öte yandan, ABD’de ocakta, yüzde 69.8 arttı. Challenger, Gray & Christmas adlı kuruluş tarafından yapılan açıklamaya göre, işini kaybeden Amerikalı sayısı 74 bin 986’ye yükseldi. Aralıkta işini kaybedenler yüzde 39.3 düşüşle 44 bin 416 olmuştu. ne geçti ve bu senenin ikinci yarısından itibaren iyileşme görebiliriz” dedi. Avro/dolar paritesi 23 Kasım’da gördüğü 1.4967 seviyesindeki rekordan sonra dolar Avro’ya karşı yüzde 1.1 değer kazandı ve parite şu anda 1.48 civarlarında. BNP Paribas’nın yaptığı araştırmada 31 büyük şirket doların 2008’de yükselme trendinde olacağını ve yıl sonunda Avro/dolar paritesinin 1.36 olmasını beklediklerini belirttiler. UBS’nin araştırmasına göre parite 1.35 olacak. Ortalama beklentiler ise 2008’de paritenin 1.40, 2009’da da 1.32 olması yönünde. Fed 9 günde faiz oranlarını 1.25 puan indirerek yüzde 3’e çekerken Avrupa Merkez Bankası (ECB) her hangi bir değişikliğe gitmeyerek yüzde 4 seviyesinde tutmuştu ve beklentiler 7 Şubat’taki toplantısında da ECB’nin bir değişikliğe gitmemesi yönünde. Dünyanın en büyük kur işlemcisi Deutsche Bank da doların 2008’de Avro karşısında yüzde 8 değer kazanmasını beklediğini ve 2009 için ABD ekonomisinin yüzde 2.6, Avru pa ekonomisinin de yüzde 1.9 büyümesini beklediğini belirtti. Diğer bir görüş ise henüz portföylerde dolara ağırlık vermenin erken olduğu yönünde. Merrill Lynch Ekonomisti David Rosenberg’e göre dolar güçlenmeye başlamadan önce Avro/dolar paritesi martta 1.57 seviyesini görebilir ve yılı 1.48 seviyesinde tamamlayabilir. BEKLENTİLERİN ALTINDA EÜAŞ, 34 milyar dolarlık AfşinElbistan’daki kömür sahalarında yeniden ihaleye çıktı Koç, Afşin ve nükleer için ortak arıyor Enflasyon 2008’e frenle girdi Ekonomi Servisi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ocak ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 0.8, Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) yüzde 0.42 arttı. TÜİK ayrıca, yıllık bazda TÜFE’nin yüzde 8.17, ÜFE’nin yüzde 6.44 arttığını açıkladı. İmalat sanayiinde fiyatlar ocakta yüzde 0.01, tarım fiyatları ise yüzde 1.58 yükseldi. TÜFE’de 2008 sonu hedefi yüzde 4 olarak belirlendi. Reuters’in anketine katılan banka ve aracı kurum uzmanları ocakta TÜFE’nin yüzde 1.1, ÜFE’nin yüzde 1 artacağını tahmin ediyorlardı. TOBBReuters anketinde ise TÜFE artışı yüzde 0.75, ÜFE artışı ise yüzde 0.66 olarak öngörülmüştü. Merkez Bankası (MB) da, yaptığı değerlendirmede, ocak ayında, enerji grubunda yıllık enflasyonun elektrik ve doğalgaz fiyat artışlarının etkisiyle belirgin oranda yükseleceğini bildirmişti. ? Koç Holding Enerji Grubu Başkanı Memioğlu, AfşinElbistan kömür sahasında kurulacak CD üniteleri ile nükleer santral projeleriyle ilgilendiklerini ve bu kapsamda yerli ve yabancı şirketlerle ortaklık için görüştüklerini söyledi. REUTERS Koç Holding, AfşinElbistan termik santralları ve nükleer için talip olduklarını açıkladı. Soruları yanıtlayan Koç Holding Enerji Grubu Başkanı Erol Memioğlu, “Biz her iki projeyle de yakından ilgileniyoruz ve bu kapsamda yerli ve yabancı şirketlerle ortaklık konularını görüşüyoruz. Ancak ihalelere teklif verip vermememiz şartnamelere bağlı olacak, ondan sonra tavrımız netleşecek” dedi. Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ), Türkiye’nin elektrik ihtiyacının karşılanmasında önemli yer tutan Afşin Elbistan’daki kömür sahalarında maliyeti 34 milyar dolar olarak öngörülen ve teklif gelmediği için daha önceki ihaleleri birkaç kez iptal edilen C ve D termik santral ünitelerinin kurulması projesinde yeniden ihaleye çıktı. Santral yapım ve iki kömür sahasının rödövans ihalelerinde son teklif verme tarihi 26 Haziran olarak belirlendi. Memioğlu ayrıca nükleer santral projesinde de tek bir lisans yerine “modüler” yaklaşım yapılmasının daha iyi olacağına dair Koç Holding üst yöneticisi Bülent Bulgurlu’nun hafta sonu basında yer alan açıklamasına dikkat çekerek “Tek lisans yerine modüler olarak 2 lisans daha iyi olabilir, her şey 21 Şubat’taki şartname ayrıntılarında görülecek” dedi. Töreye kurban değil iş sahibi olacaklar GAP’a yatırım çekecek GAP Kalkınma Platformu’na seçilen ilk işkadını Aynur Bektaş, adı “intihar ve töre cinayetleri’’ ile anılan Güneydoğu kadınını iş sahibi yapacak. Hey Tekstil’in sahibi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimci Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, Güneydoğu Kalkınma Platformu üyesi seçildi. “Anadolu’da yatırım atağı’’ başlatan Bektaş, Çankırı, Nevşehir, Kastamonu ve Batman’da kurduğu tekstil fabrikalarında yüzlerce kadını çalıştırıyor. Bektaş, AA’ya yaptığı açıklamada, Güneydoğu bölgesi için devlet, siyasetçi ve özel sektörün bir araya gelmek zorunda olduğunu vurgulayarak, “Buna inanarak bir çağrıda bulundum; işçisi olan bize haber versin, oraya yatırıma hazırım dedim. Kastamonu’dan Tosya Belediye Başkanı davet etti; açtığımız fabrikada 300 kişiyi istihdam ediyoruz. Batman Valisi de yer gösterdi, şu anda Batman’da atölyede 150 işçi çalışıyor, bu ayın sonunda 250’ye çıkacak. İlk etapta 6 milyon dolarlık yatırım yapacağım fabrikanın da temeli atıldı, fabrikada 1000 kişi çalışacak’’ dedi. Bektaş, “Batman’da küçük bir ışık yaktım, arkasından güzel şeyler oluyor. Örneğin bizden sonra Belçikalı bir firma orada yatırım için anlaştı. Artık, kadınların adı töre cinayetleri, intihar olaylarıyla anılmayacak. Kadınlar, bölgenin kalkınmasında önemli rol üstlenecek’’ diye konuştu. ENKA RUSYA’DA EMLAK MİLYONERİ OLDU Enka’nın Rusya’da emlak gelirleri geçen yıl 527 milyon dolara ulaştı. Şirketin bir önceki yıl gelirleri 303 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Forbes Rusya dergisinin ‘Rusya’nın Emlak Devi Şirketleri’ni belirlediği listede Enka, IKEA ve Zahar İliyev adlı işadamına ait Safra Instrumentsin ardından 3. sırada yer aldı. Dergi, IKEA’nın gelirlerini 1.118 milyar dolar, Safra Instrumentsin gelirlerini 604 milyon dolar olarak verdi. Rusya’dan haberler veren turkrus.com internet sitesinde yer alan habere göre, Rusya’da 20 yıldan beri faaliyet gösteren Enka, Moskova’daki ‘MoskowCity’ iş merkezi projesini tamamladı. 17, 27 ve 61 katlı 3 gökdelenden oluşan iş merkezinin ilk iki binasını 2004 ve 2005’te bitiren şirket, son gökdelenin inşasını da tamamladı. 61 katlı ve 262 metre yüksekliğindeki son gökdelende 108 bin metrekare ofis alanı bulunuyor. N A B U C C O ’ YA A LT I N C I O R TA K Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, bugün Nabucco Projesi’ne katılacak altıncı ortağın imza töreni için Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gidiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya ve AB’den ilgili temsilcilerin katılımıyla, Viyana’da düzenlenecek törende, Alman elektrik ve doğalgaz şirketi RWE, Nabucco Projesi’ne eşit hisse ile resmen 6. ortak olacak. Toplam yatırım miktarı yaklaşık 5 milyar Avro’yu bulacak 3 bin 300 kilometre uzunluğundaki hattın 2012 yılında tamamlanması planlanıyor. Öte yandan Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu, Nabucco boru hattı projesinde Gaz de France ile işbirliği yapmak konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi. M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm?superonline.com İtalyan moda basını, akademide Ekonomi Servisi Avrupa Birliği Dış Ticaret Müsteşarlığı ile İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) tarafından finanse edilen İstanbul Nişantaşı’ndaki İstanbul Moda Akademisi’ni (İMA) İtalyan moda basınının temsilcileri ziyaret etti. İMA’yı ziyaret amacıyla Türkiye’ye gelen İtalyan moda editörlerine, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ile Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş eşlik etti. Orakçıoğlu, dört yıldır Türk moda endüstrisinin hızlı bir yükseliş içinde olduğunu belirterek, moda yaratıp, moda pazarlamayı en iyi İtalyanların bildiğini, bundan dolayı da Türkiye’nin çizdiği rotanın yönünü ilk onların fark ettiğini dile getirdi. İtalya’da moda pazarlamasının önemli isimleinrden Pia Bianchi de, Türk modasını yakından takip ettiklerini belirterek, Türkiye’nin, moda alanında çok iyi şeyler yaptığını ifade etti. 22 Temmuz seçimlerinden önce birçok işadamıyla konuştuğumuzda AKP’ye oy vereceklerini ve bunu ekonomik istikrar adına yapacaklarını söylüyorlardı. Kendilerine “Ülkenin bölünmesi ve ortaçağ karanlığına gömülmesi tehlikesine aldırmayıp işinizin iyi devam etmesini istemekle toplumsal çıkarı ve ülke geleceğini özel çıkarlara kurban ettiğinizin farkında değil misiniz” diye öngörüde bulunanlara “Hayır, bu ülkeyi 21. yüzyılda kimse ortaçağ karanlıklarına götüremez, globalleşme izin vermez” diyerek tercihlerinin objektif olduğunu söylüyorlardı. Sonuç ortada. Ama farkında değillerdi ki ekonomimiz global konjonktüre bağlı olarak IMF ve ABD’nin desteğiyle istikrarda imiş gibi görünüyordu. Ekonominin ne durumda olduğunu geçen iki hafta boyunca İlhan Kesici’nin analizleriyle sunmuştuk. Geçen pazar günü, geçen dönem AKP hükümetinin önemli siması Abdüllatif Şener de Cumhuriyet’te Leyla Tavşanoğlu ile yaptığı söyleşide Ekonomiyi Çene Altından Gizlemek ülkemizin yabancılaştığını, ekonominin tehlikede olduğunu açık açık belirtti. Türban meselesi, ortada fol yok yumurta yokken ekonominin dalgalanmalarına karşı dış çevrelerin tavsiyesi ve oltası elinde balık bekleyenlerin sayesinde gündeme oturarak ekonomideki dalgalanmaları düşünme ve analiz etmeyi bertaraf etti. İşadamlarıyla bu kez türban krizini konuşuyoruz. “Eğer türban meselesi çıkmasaydı, dolar 2.00 YTL olurdu. Bu iktidar çok akıllı yönetiyor” diyerek ülkemizin içinde bulunduğu esas tehlikenin türban falan olmadığı, ülkenin sorunlarının farkında olmama veya işimize gelme durumunda olduğunu gösteriyor. İş âlemi şunu anlamalı: Laiklik elden giderse demokrasi de bitecek. O zaman sahip olduğunuz işletmelerde eleman olarak çalışmak durumunda kalacaksınız; bunu istemiyorsanız ülkenin geleceğini mikro çıkarlarınıza kurban etmeyin. Şu anda ekonomimiz zaten krizde. İşte size delili: Cari açık almış başını gidiyor. 40 milyar dolara dayandı. Bütçe açık veriyor. 2008 bütçesi de verecek. Sıcak ve serseri para 100 milyar doları aşmış. Özel sektörün borcu 100 milyar doları geçmiş. İnşaat sektörü durmuş, konut satışları yapılamıyor. Bankalar kredi vermek için neredeyse kapı kapı dolaşacak. Kredi ödemeleri yapılamıyor. Tüketici kredileri patlamış durumda. Üretim yok. İşsizlik ve yoksulluk azalmıyor, artıyor. İşletmelerde çek ve senetlerin ödenmesi uzun vadelere yayılıyor. Tahsilatlar ve ödemeler aksıyor, bu yüzden nakit akışları bozulmuş durumda. İşletmelerin bilançolarının borç kısmı artmakta, banka kredileri yükselmiş ve bu kredilere karşı varlıkların çoğu ipotek edilmiş durumda. Son beş yılda ödediğimiz faiz 184 milyar dolar. Ülkemizin kaynaklarını bize borç verenlere bol kepçe dağıtmış durumdayız. İş âlemi üç yıllık bütçe projeksiyonu yapamıyor. Ancak 2008’i planlayabiliyor veya planladığını sanıyor. Enerjiye ihtiyacın ne denli önemli olduğunu vanaların kapanması ve açılmasıyla anlıyoruz. Alışveriş merkezleri ve yiyecek içecek mekânları dolup taşıyor; tüketim çılgınlığını gösteren bu durum hiç de içi açıcı bir durum değil. Bütün bunları ekonomiyi yönetenler de söylemeye başladı. Daha bir yıl önce ekonomik politikaları hararetle des tekleyen yazarlar ve akademisyenler de “Biz dememiş miydik” deme fırsatını kaçırmamak için sıkıntıları dile getiriyorlar. Bu bile tek başına ekonominin iyi olmadığının işareti. Ama bunları konuşmak ve tartışmak, rayından çıkmak üzere olan ekonomiyi iyi yönetmek yerine, dikkatleri başka yere çekmeyi başararak asıl tehlikeleri dikkatten uzak tutmayı iş dünyası alkışlıyor veya olanlara gizli gizli seviniyor. Bunun yanında ortaçağ karanlıklarına gitmek isteyenlere özgürlük ve demokrasi adına yol açmak isteyen okumuş ve yazmış aydınlar var ya onların türban havarisi kesilmeleri de ekonomimizdeki kritik durumumuz kadar bizi kaygılandırıyor. Bizim gibi düşünenlere laik yobazı deseler de karanlıklara gömülmek istemiyoruz, ne derlerse desinler. Bizim yobazlığımız aydınlığın karanlığa dönüşmemesini isteyen irademizin adıdır... Bu ekonomik sorunlarımızın çözümünde de yol gösterici olacaktır. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle