29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ 7 ‘ABD’nin ılımlı İslam politikası radikal İslamı güçlendirdi...’ Çet n YİĞENOĞLU Şam’daki ilk akşamımızda Suriyeli şair dostlarla yaptığımız söyleşide söz edebiyattan çok Ortadoğu, ABD, İsrail, BOP çerçevesindeki siyasal olaylar üzerinde dolaştı... Sanırım bunda, süreğen İsrail’le çatışma ortamı, çözümsüz görünen Filistin sorunu, bir gün önce Şam’da Hamas’ın kuruluşunun 20. yıldönümünün büyük etkinliklerle kutlanması, bizim dönüşümüzden hemen sonra Bush’un Ortadoğu’ya gelecek olması rol oynadı... Bu çerçevede süren söyleşide Arap dostlar uzun uzun Yahudilerin Filistin topraklarını nasıl aldıklarını, yerleştiklerini ve İsrail devletini kurduklarını anlattılar... Eski Suriye Kültür Bakan Yardımcısı, eski Suriye Yazarlar Birliği Başkanı, halen yazar birliklerinin Arap ülkelerindeki konfederasyonu, üst örgütü konumundaki Arap Edebiyatçılar Yazarlar Birliği Başkanı olan şair yazar Ali Akle Ersan’ın evindeyiz... Sıcak bir salon, sıcak bir ortam.. çerezler, tatlılar, meyveler ağzınıza layık... Bir Şam tatlısı eksik... Onun yerine Türk tatlısı var, ama... Eksik olmasın TYS Başkanı Enver Ercan, Kayseri’ye giderken pastırma götürme alışkanlığını kıramamış olmalı ki Suriyeli dostlara İstanbul’dan armağan olarak tatlı getirdi... Ünlü bir tatlıcıdan alınan baklavaya Suriyeliler bayıldı... Bize de sundular... Tatlı yiyip tatlı konuşmak istiyoruz, ama konular biraz acı... Zaman sınırlı, damdan düşürcesine sorular soruyoruz, Ali Bey, eşi hukukçu Nazmiye Hanım, sınır komşumuz, İdlip kentinden şair Abdülkadir yanıtlıyor... İlk sorum Ali Bey’e: Hamas’la El Fetih neden birbirini vuruyor? Ali Bey: Hamas demokratik yoldan iktidara geldi, ama bunu ABD’yle İsrail hazmedemedi. Hamas ise Oslo sürecini kabul etmedi. ‘Bush yönetimi anlık düşünüyor’ Suriye’nin önemli kültür adamlarından şair Ali Akle Ersan, eşi Nazmiye, Moskova’da ülkesini diplomat olarak temsil eden küçük oğulları İlaf ve gazeteci ağabeyi İnal uluslararası bir haber ajansının Dubai bürosunda çalışıyor... İki kızları da doktor. Neden? Ali Bey: ABD’yle İsrail El Fetih’i istiyor çünkü. Baksanıza, El Fetih’i İsrail silahlandırıyor artık. İyi de bu yeterli neden olabilir mi? Ali Bey: Mehmet Dehlan İsrail yanlısı... ABD’li General Kith Dayton’la yakınlığı malum... Hamas oyunun farkına vardığı için savaş açtı. Sonuçta Hamas Gazze’yi tuttu, El Fetih de Ramallah’a çekildi... Şu anda Hamas Gazze’de kuşatma altında... Son bir ayda 60 ölü verdi... El Fetih hiç kayıp vermiyor mu yani? Ali Bey: El Fetih neden ölü versin ki? FKÖ’nün politika olarak benimsediğ “Yol Haritası”nın ilk maddesi direnişi kırmaktır... Yani anlayacağınız Filistinlilerin işi zor... Hamas’ın Şam’daki varlığı malum, peki El Fetih de var mı? Ali Bey: El Fetih sembolik olarak var... Her örgüt var Şam’da, ama Hamas’ın ağırlığı farklı. Bilindiği kadarıyla Yahudilerin de ken di aralarında bir dizi çelişkisi var. Size göre onlar arasında neden Hamas’la El Fetih arasındaki gibi bir çatışma yaşanmıyor? Ali Bey: Yahudileri birleştiren yanları ayrıştıran yanlarından fazla olduğu için... Burada Abdülkadir Bey söze girdi: Bizim dünyamızda insanları bölmek diye bir şey yok... İnsanlar arasında ayrımcılık yapmayız biz... Örneğin, içimizde, Suriye’de yaşayan Yahudilere karşı bile ayrımcılık yapmadık, kendileri terk etti ülkeyi... 1973 savaşından sonra gitti çoğu... Korktular sanırız... Ama buna gerek yoktu... Bakın, Kuneytra’da o kanlı çatışmalar olurken onları burada devlet korudu... Ancak onlar gittiler... Devlet, yaklaşık otuz beş yıldır onların evlerinin bakımını yapıyor, boş tutuyor ve kimselerin o evlerde oturmasına izin vermiyor... Ayrıca, o evlerin elektrikleri 24 saat yanık bırakılıyor. “Bu evler sizin, istediğiniz zaman gelip oturabilirsiniz,” mesajıdır bu... Peki, Suriye’nin bu barışçı yaklaşımı karşılığını bulmuyor mu? Ali Bey: Pek bulduğu söylenemez. Baksanıza Bush’un Ortadoğu’yu ziyaret programında Suriye yok... Bush’un bu gezisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ali Bey: Bush üç nedenle geliyor Ortadoğu’ya. Bir, Annapolis başarısızlığının etkilerini silmek; 2) Bu konuda Arap ülkelerini ikna etmek; 3) Kendilerine yakın Arap ülkeleriyle İran’a karşı cephe oluşturmak... Sizce Bush bunu başarabilir mi? Bush sadece biraz daha kan akıtmada başarılı olur... Bush, bu ziyaretiyle Suriye’yi İran’dan koparmak, yalnızlaştırmak, Hizbullah’ı silahsızlaştırmak istiyor. Dolayısıyla yalnızlaştırılmış bir İran’ı vurmak ABD ve şer ekseni için daha kolay olur... Bush’a İran’ı vurmak için yardımcı olacak Arap ülkesi çıkar mı sizce? Ali Bey: Unutmayın ki Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ABD’nin Ortadoğu’daki karakollarıdır... ABD İran’ı gerçekten vurur mu? Ali Bey: Bana göre vurur. Çünkü ABD ve Bush yönetimi anlık düşünüyor... Bütüncül düşünmüyor, diyorsunuz. Peki vurursa ne olur? Ali Bey: ABD’nin İran’ı vurması durumunda İran da Ortadoğu’daki, özellikle Irak’taki ABD güçlerini vurur. Hizbullah da İsrail’i vurur. Ortadoğu kana bulanır... Irak’ta intihar komandoları, canlı bombalar inanılmaz kanlı eylemler yapıyor. Size göre bunların neden ABD’de hiç eylemi yok? Ali Bey: İran’ın böyle bir programı var bildiğim kadarıyla. Sanırım büyük bir tehdit algılaması durumunda kullanacak bu kozunu. Bir ABD saldırısı dünyanın en büyük bölgesel savaşını tetikleyebilir... Şu anda Rusya da İran’a destek veriyor biliyorsunuz. Füze kalkanı konusunda İran Rusya’ya destek vermişti. Bir ABD saldırısı durumunda Rusya bunun altında kalmayacak... Zaten bunun sinyallerini de veriyor... Ilımlı İslam konusunda ne düşünüyorsunuz? Ali Bey: ABD’nin icadıdır. Radikal İslama karşı güya ılımlı İslam... Bu politika Irak’ta SünniŞii ayrımına yol açtı... Yani Ortadoğu’da radikal İslamı güçlendirmekten başka işe yaramadı... SÜRECEK OPERASYONLAR PKK’Yİ MARJİNALLEŞTİRİR Mİ? Süreç, ikilem ve belirsizlik... MEHMET FARAÇ ÇERKEZKÖY İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULUN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/463 Tal. Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti, adedi, evsafı; Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, Kapaklı Bucağı, Cilt: 88, Ada: 793, Parsel: 17’de kayıtlı taşınmazdaki, zemin kat 1 nolu, l. kat 2 nolu ve 2. kat 3 nolu bağımsız bölümler olup, binanın dış sıvası yapılmış olup, çatısızdır. Tüm bağımsız bölümler ayrı ayrı 2 oda, 1 salon, mutfak, banyo, WC’den ibarettir. Zemin kat 1 nolu bağımsız bölüm 88 m2 kullanım alanlı olup, 154/566 arsa paylı, l. kat 2 nolu bağımsız bölüm 100 m2 kullanım alanlı olup, 206/566 arsa paylıdır ve 2. kat 3 nolu bağımsız bölümse 100 m2 kullanım alanlı olup, 206/566 arsa paylıdır. Bilirkişi tarafından, zemin kat 1 nolu bağımsız bölüme arsa payı ile birlikte 40.000,00 YTL, l. kat 2 nolu bağımsız bölüme arsa payı ile birlikte 45.000,00 YTL ve 2. kat 3 nolu bağımsız bölüme yine arsa payı ile birlikte 45.000,00 YTL kıymet takdir edilmiştir. İMAR DURUMU: Taşınmazın imar durumunun ikiz nizam, 3 kat olduğu ve %40 imarlı olduğu bildirilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 04.04.2008 Cuma günü, (zemin kat 1 nolu taşınmaz saat 16.00/16.10 arasında, l. kat 2 nolu taşınmaz saat 16.20/16.30 arasında, 2. kat 3 nolu taşınmaz saat 16.40/16.50 arasında Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nde açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 14.04.2008 pazartesi günü, aynı yer ve saatler arasında açık artırmaya çıkartılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok artırana taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklıların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, 1/2 tapu harçları, birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. KDV ile ihale damga resmi, tahliye teslim giderleri ile 1/2 tapu alım harcı alıcıya ait olacaktır. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgelerle 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları Tapu Sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başka bilgi almak isteyenlerin 2007/463 Tal. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 15.02.2008 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 9455) Kuzay Irak’a 1984 yılından bu yana yapılan kara harekâtları sonuç veriyor mu?.. PKK, bu operasyonları yaşam alanlarını ortadan kaldıran küçük depremlere benzetiyor. Ancak hem DTP ile benzeri yapılanmalarının çıkışları hem de örgütün içinde bulunduğu kumpas gösteriyor ki, Kürt hareketi askeri alanda kaybetmeye devam ederken, siyasi alanda güç kazanıyor. Önümüzdeki süreç marjinal hücrelerin sansasyonel eylemleri dışında siyasallaşan PKK’nin dönemi olacak!.. TSK, 19842001 yılları arasında Kuzey Irak’taki PKK unsurlarına yönelik 10’dan fazla kara harekâtı düzenledi. PKK çevreleri sınır ötesi operasyonların örgüt üzerinde etkisiz olduğu yolunda propaganda yürütse de, düzenlenen her harekâtın terörist grupları askeri açıdan önemli ölçüde gerilettiği görülüyor. Genelkurmay verilerinin 10 kara harekâtında en az 2 bin 665 militanın öldürüldüğünü açıklaması da PKK’nin askeri varlığının hangi boyutta etkilendiğini kanıtlıyor. Ancak tüm bu verilere karşın PKK varlığını korumayı başarıyor. Çünkü örgüt şiddet üzerinden yürüttüğü politikada öldürülen her teröristi kendi tabanında “Kürtler katlediliyor” şeklinde propagandaya dönüştürüyor ve gelenekçi feodal yapıyı da kullanarak yeni militanlar kazanabiliyor. Çığlık ve çıkış!.. PKK son iki yıldır bu tükenişin farkında ve bu yüzden hem DTP hem de halk kitleleri üzerinden “Edi Besse” (Yeter Artık) sloganıyla çığlık atıyor. Bu çığlık salt örgütün aldığı darbelerden kaynaklanmıyor, PKK’nin son beş yıldır etkinleştirmeye çalıştığı “Siyasallaşmış PKK” hedefinin propagandasına da hizmet ediyor! DTP milletvekilleri 16 yıl aradan sonra inanılmaz sert çıkışlar yapabiliyor, milis PKK Cudi’de çadır bile kurabiliyor!.. Öcalan’ın İmralı adasında avukatlarına sık sık “demokratik konfederalizm” tezine dayanarak dile getirdiği “Çatışma ve kan dökmek çözüm değil” şeklindeki yaklaşımı da örgütü bu propaganda ve hedefe yönelmeye zorluyor. İkilemdeki süreç!.. Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının ardından başlayan sarsıntıyı iki yılda üzerinden atabilen örgüt, 19921995 yılları arasında önemli katılımlar sağladı. Leyla Zana ve arkadaşlarının aynı dönemlerde cezaevine atılması da örgüte katılımı arttırdı. Örgüt son üç yıldır ise ciddi bir çözülme yaşıyor. PKK’den kopan üst düzey militan gruplar, her yıl 200 civarında militanın teslim olması, yurtiçinde TSK’nin operasyonlarında vurulan darbeler, örgütün içinde bulunduğu darboğazı derinleştiriyor. Yani hem Öcalan’ın yeni çözüm projeleri hem de örgütün DTP ve kitleler üzerinden dayattığı siyasallaşma vurgusu, PKK’nin askeri alan üzerinden dayattığı beklentilerine ulaşamayacağını gösteriyor. ABD’nin gözden çıkardığı, peşmerge liderlerinin sırtını döndüğü ve havakara operasyonlarıyla abluka altında tutulan bir PKK’nin marjinalleşmekten başka bir seçeneği de kalmıyor! İşte TSK’nin önceki gün başlattığı 11. sınır ötesi harekât, PKK’nin önümüzdeki dönemde sığınmak zorunda kalacağı bu süreci hızlandırıyor... 16 Aralık’tan bu yana düzenlenen hava saldırılarında yaşam alanlarının önemli bir bölümünü kaybeden örgüt, önümüzdeki süreçte artık Güneydoğu’daki sivil uzantılarından daha fazla katkı isteyecek, yurttaşları daha çok öne sürecek, metropollerde daha fazla sansasyonel eylemlere yönelecek ve DTP üzerinden siyasallaşma vurgusunu daha ısrarlı yapacak. Eğer hava ve kara operasyonları örgütü etkili bir tükenişe sürükleyebilirse, Kürt hareketi yakın dönemde askeri alanda marjinalleşmeye giden PKK ile siyasi alanda radikalleşmeye yürüyen PKK arasında çıkış arayacak! Kimbilir, belki de en büyük sorun işte o zaman başlayacak! SİMAV ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) ESAS NO: 2008/34 DURUŞMA GÜNÜ: 17/03/2008 DURUŞMA SAATİ: 13.10 Davacı Efem Tekstil Ltd. Şti. tarafından açılan, iflasın ertelenmesi davası nedeniyle; Davacı şirketin borçlarının aktifinden fazla olduğunu, ibraz ettiği iyileştirme projesine göre mali durumunu iyileştirmesinin mümkün olduğunu bildirerek, İİK 179. maddesine göre (1) yıl süre ile iflasının ertelenmesine karar verilmesini talep ettiği hususu ilan olunur. Basın: 8873 CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle