29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tuzla’daki tersaneleri ziyaret eden Baykal, çalışma koşullarının kabul edilemez durumda olduğunu söyledi POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 ‘İhmalin gerekçesi olmaz’ ÖDP’LİLERDEN PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ Nereye Kadar?.. Şair ve yazar dostum Hulki Aktunç’tan bir elektronik mektup aldım... Edebiyatçı kimliğini bir kenara bırakıp yurtsever ve demokrat kimliğiyle Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu irdeliyor Aktunç... Aynı kuşaktanız Aktunç’la, 68’li!.. Acıları, hüzünleri içimizde çoğaltarak bugünlere geldik... Güneşli bir İstanbul sabahında içimi bir hüzün kasırgası kapladı. Buz kesmiş yalnızlıkları düşündüm o anda. Kar altında kalan köyleri, yoksulluğun giderek arttığı bozkırları ve orada yaşayan çocukları düşündüm... Mehmetçik Kuzey Irak’ta karadan hava destekli operasyon başlatmıştı. PKK’li caniler kaçacak yer arıyordu. Kalleşliğin, alçaklığın, ikiyüzlülüğün fotoğrafları çoğaldı gözümün önünde... AKP iktidarının “yalaka gazetecileri”ni anımsadım; Tayyip Bey’e atv’de yöneltilen “çanak sorulara” kafamı taktım; Soros Çocukları’nın, Amerikan mızıkacılarının, şeriat pazarı kabzımallarının, yobazhokkabaz takımının köşelerindeki aymazlığın belgelerine baktım... ??? Hulki Aktunç’un mektubu hepsine yanıt veriyordu. Aktunç’un yazısının bazı bölümlerini (yazısı köşeye sığmayacağı için) aktarmak istedim... Birlikte okuyalım: “17 Şubat 2008 günü atv’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vardı. Munis konuşmacılar, ona bir Ulusa Sesleniş daha sağladı. Sayın Başbakan bir şirinlik muskası gibiydi, yerli yersiz gülüyor, yumuşacık konuşuyor, şakalar yapıyordu. Ama, sert olsa da, mülayim olsa da, özü yanlış olduğu için gene tökezliyordu. Bilinen konulardaki bilinen sözlerini yinelemeye gerek yok. Gına geldi. (Belki de gına gelsin istiyorlar.) Ancak, bir cümlesi, Sayın Başbakan’ın kafasının dışa vurması açısından kanımı dondurdu… İslamcı, cemaatçi kadrolaşma söz konusu olunca, ‘Bizim cemaatimiz, 70 milyondur’ dedi. Kendisi de imamımız oluyor bu durumda… Bilinir, seçmeci Müslümanlar camiye değil imama giderler. Erdoğan’ın imamlık yaptığı camiye bugün kaç kişi giderdi, merak ederim. Ama, ben de 70 milyon insanımızdan biri olduğumdan, o cemaatin içinde sayılmak tüylerimi diken diken etti. Bence, Sayın Başbakan, AKP imamlığından öteye gitmemeli. Çünkü, gittikçe cemaat kaybediyor! Ey 70 milyon, ey toplumum! Türkiye’nin temel çelişkisi, türbanmürban, asrilikirtica filan değildir. Türkiye’nin temel çelişkisi, sömürüdür. Dış sömürgenler ve onun içerdeki işbirlikçileri, temel çelişkiyi gizlemek için zırtpırt böyle uyutucu, gına getirici gündem yaratırlar ve bu gündeme kapılanları da kıs kıs gülerek seyrederler. Sayın Başbakan aynı konuşmada, türban konusunun üniversitede kalacağını yineledi… Ne demek oluyor bu? Yani, ‘kötü bir şey, biliyoruz ama yasayla kontrol ederiz’ demek mi? ‘Merak etmeyin METASTAZ yapmaz!’ demek mi? Kendi ülküsüne insan bu kadar ağır zarar verir mi? ‘Adım adım geliyoruz’ dediler ya. Nereye? Nereye kadar? Ey toplumum, sen cemaat değilsin!” ??? AKP’nin özgürlük anlayışı Abdullah Bey ve Tayyip Bey’in laiklik olmadan demokrasinin yaşam biçimi olmayacağını bilmemesi(!), yalakalar Başbakan’a “çanak sorular” yerine neden şöyle diyemezler: “Tayyip Bey laiklik olmadan demokrasi olmaz, demokrasi olmadan laiklik olur!” Bir kavrayabilseler bunu!.. 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün neden yapıldığını, demokrasinin ve özgürlüklerin nasıl yok edildiğini, din derslerinin niçin zorunlu hale getirildiğini bir anlayabilseler. Eğer liberaller ve muhafazakârlar “demokratik ve özgürlükçü” bir yapının Türkiye’de gerçekleşmesini istiyorlarsa yobazhokkabaz ve din bezirgânlarına, Fethullahçılara şöyle seslenmeleri gerekir: “Laiklik olmadan ne demokrasi olur ne de özgürlükler!” ??? İlkyazın kıpırtıları başladı İstanbul’da... Odamın penceresinden dışarıya bakıyorum, kahvemi yudumlarken... Düzeltme Servisi’nden şair Enver Topaloğlu “Kar Uykusu” dizeleriyle karşımda duruyor: “uyandım, kar uykusunda sabah buzdan mızraklar, gözyaşları saçaklarda donmuş kış” Dışarıya çıktım. Şişli bir insan yumağına dönmüştü. Mehmetçik Kuzey Irak’ta kara harekâtını sürdürüyordu. Yedi şehit vermiştik, 79 da PKK’li öldürülmüştü. Mehmetçik zor kış koşullarında sınır ötesi operasyonu yaparken bazı emekli generallerin TV ekranlarında birbirleriyle çelişen açıklama ve saptamalar yapmalarını bir türlü anlayamıyorum. Acılarla, hüzünlerle çoğalmıştık hep... Cumhuriyet devrimleri, Atatürkçülük, kadın hakları... Ben bugün Mustafa Kemal Atatürk’ü dünden daha çok özlüyorum... Ya sizler? ‘Ölümleri durdurun’ İstanbul Haber Servisi ÖDP İstanbul İl Başkanlığı, Tuzla’daki tersanelerde iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle yaşanan “iş cinayetlerini” protesto ederek yürüyüş düzenledi. İçmeler Tren İstasyonu’nda bir araya gelen ÖDP İstanbul İl Başkanlığı üyesi kalabalık bir grup, “Ölümleri durdurun”, “Yaşasın sınıf dayanışması” dövizleri açarak Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) binasının önüne kadar yürüdüler. ÖDP İstanbul İl Başkanı Sinan Tutal, Tuzla tersanelerindeki ölümlerin “iş kazası değil cinayet olduğu’’ görüşünü savundu. Tutal, tersanede çalışan işçilerin sadece yüzde 10’unun kadrolu çalıştığını, geri kalanın ise iş güvencesiz ve taşeron firmalarca çalıştırıldığını söyledi. İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “İktidarın ‘bizden değil’ ayrımına karşı, hepimiz biriz ve kardeşiz anlayışına inanıyoruz” dedi. Baykal, dün CHP İstanbul İl Başkanlığı’nca partiye yeni üye olacaklar için düzenlenen törene katıldı. Baykal, Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki törende, aralarında eski Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut’un da olduğu yeni üyelere parti rozetlerini taktı. Baykal, partiye katılımlar için düzenlenen bu törenin sıradan olmadığını belirterek, Türkiye’de siyasetin taşlarının yerinden oynadığını, yeni bir siyaset rüzgârı esmeye başladığını dile getirdi. Türkiye’nin birliğine, Cumhuriyetin temel ilkelerine, insanların eşitliğine, kadınların özgürlüğüne inanan ların Türkiye’deki olumsuz gidişi görerek ülkeye sahip çıkmak için harekete geçme kararı aldıklarını anlatan Deniz Baykal, şöyle devam etti: “Bu çağrıya hep beraber destek veriyoruz. Türkiye’de her şey yeni başlıyor, çok şey değişecek. Böyle geldi, böyle gitmeyecektir. Milletin dediği olacak.” ‘Herkese görev düşüyor’ Baykal, beraberindeki milletvekili, belediye başkanı ve parti yöneticilerinden oluşan heyet ile daha sonra Tuzla Tersaneler Bölgesi’ne gitti. Baykal, eski AKP milletvekili Cengiz Kaptanoğlu’nun sahibi olduğu ve 2 işçinin yaşamını yitirdiği Desan Tersanesi’nde, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Limterİş yöneticileriyle birlikte incelemelerde bulun du. Tuzla tersanelerindeki çalışma koşullarının kabul edilemez durumda olduğuna dikkat çeken Baykal, buradaki “hukuki zafiyet ve denetemsizliği” eleştirdi. Baykal, “Taşeronluk, ihmalin gerekçesi olamaz. Buradaki her işçi, taşeron dahi olsa iş güvenliğine kavuşmalı. Gemi inşa faaliyetleri de sekteye uğramamalı. Bu konuda herkese görev düşüyor” dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tuzla’daki incelemelerinin ardından Kadıköy Belediyesi Çocuk Sağlığı Polikliniği’nin açılışını yaptı. Baykal, hükümetin Kadıköy’ü bölme planlarının tamamıyla ranta dayalı olduğunu belirterek, oturmuş bir belediyeyi bölmenin burada yaşayan insanlara saygısızlık anlamına geldiğini, bunun altında iyi niyet olmadığını vurguladı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle