Katalog

2 ŞUBAT 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Edebiyatçılara yemek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bazı edebiyatçılarla 4 Şubat’ta öğle yemeğinde bir araya gelecek. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül’ün, 4 Şubat Pazartesi günü edebiyatçılar Doğan Hızlan, Selim İleri, Adalet Ağaoğlu, Elif Şafak, Rasim Özdenören ve Hilmi Yavuz ile öğle yemeğinde bir araya geleceği kaydedildi. Açıklamada, Gül’ün, kültür, sanat ve bilim dünyasının önde gelen isimleriyle fikir alışverişinde bulunmak amacıyla yeni bir uygulama başlattığı belirtildi. Gül, tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık ve Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı Prof. Dr. Talat Halman’ı 28 Kasım 2007 tarihinde öğle yemeğinde ağırlamıştı. 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Türban yasağını kaldıran anayasa değişikliği Anayasa Komisyonu’ndan geçti Meclis’te türban kavgası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasanın laiklik ilkesinde en büyük gediği açacak nitelikteki, üniversitelerde türban serbestisi getiren anayasa değişikliği önerisi, TBMM Anayasa Komisyonu’nda yapılan sert tartışmaların ardından AKPMHP “ittifakı”nın oylarıyla aynen kabul edildi. Anayasanın “kanun önünde eşitlik” ilkesini düzenleyen 10. ve “eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi” başlıklı 42. maddesinde değişiklik öngören anayasa değişikliği önerisi, 4 CHP’li üyenin ret oyuna karşın AKP ve MHP’den 17 milletvekilinin “kabul” oyuyla komisyondan geçti. DTP’li Aysel Tuğluk ise oylamaya katılmadı. Komisyonda yaklaşık 11 saatlik görüşme maratonunun ardından kabul edilen anayasa değişikliği önerisinin 1. maddesi, anayasanın 10. maddesinin 4. fıkrasına, “devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde” ifadesinden sonra gelmek üzere “ve her türlü kamu hizmetinden yararlanılmasında” ibaresinin eklenmesini öngörü Anayasa Çoktan Delindi... Kuşatma henüz bitmedi... Adım, adım!.. Hedefe doğru!.. Demokrasiyi amaç olarak değil, araç olarak kullanarak!.. Destek hem tarikatlardan hem köktendincilerden hem de Soros’un Çocukları İkinci Cumhuriyetçilerden... Bu kez Devlet Bey de yanlarında... Üstelik “milliyetçilik” adına!.. Alt çene, üst çene!.. İnanmayın!.. Bunun adı “sıkmabaş”tır... Zaten anayasanın laiklik ilkesi çoktan delindi... Boğaziçi ve Çukurova Üniversitesi “sıkmabaş”a özgürlük tanıdı... Açık liseler daha özgür!.. Kara çarşaf, sıkmabaş, takke, şalvar... Laiklik toplumsal barışın güvencesi değildir artık... Gerçek bu!.. Kimse kimseyi kandırmasın, lafı evirip çevirip çene altından bağlayıp, ahkâm kesmesin!.. Enayi değilim, inanmam!.. Camileri kışla, minareleri süngü, kubbeleri miğfer, cemaati asker gören düşünce “adım, adım” ilerliyor hedefe doğru... Kadının bireysel özgürlüğüymüş kapanmak, örtünmek... Kapanmayanlar, örtünmeyenler böyle söylüyor... Okumuş, yazmış, gazeteci, edebiyatçı, bilim insanı olmuş kadınlar... Söze fazla gerek yok!.. Konya’dan Edirne’ye; Erzurum’dan Trabzon’a dek örgütlenme aşama aşama sürüyor... Hedefe çok az kaldı bir okurun yazıp sorduğu gibi: “AKP’nin açık ya da gizli ajandasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesine yaş sınırı getirmesi var mı?” Bilemem!.. Var ya da yok diyemem!.. ??? Benim bildiğim, “sıkmabaş”ın üniversitelerden başlayarak devletin tüm kurum ve kuruluşlarında yaşama geçirileceği... Din yorumuna göre hukuk, demokrasi ve özgürlük olur mu? Zaten şimdiden işaret fişeği, dinci gazetelerin yazarları, bazı AKP milletvekillerince atıldı... Diyorlar ki: “Türbanın üniversitelerde serbest bırakılması sorunu çözmez...” Devam ediyorlar: “Başörtüsü temel hak ve özgürlükler kapsamına girer. Sınırlandırma olmaz. Doktor olursun, hemşire olursun ama başını örtemezsin. Öğretmen olursun, yine örtemezsin. Hukuk okursun.. savcı, yargıç, avukat olursun, başını örtemezsin. Başörtüsünün üniversiteyle sınırlı olması sorunu çözemez.” Aslında AKP’li belediyeler, özel üniversiteler, devlet hastaneleri anayasayı çoktan deldiler... Merkez Bankası İstanbul’a taşınacak... Ardından Ziraat Bankası, Halk Bank, Vakıflar Bankası gelecek... Yerler hazır, kılıfta... “İstanbul uluslararası finans merkezi oldu!” Merkez Bankası bağımsızlığın simgesidir, Atatürk o nedenle Ankara’ya kurdurmuştur... Dedim ya anayasanın değiştirilmez maddeleri deliniyor yavaş yavaş... Belediyeler kamu kuruluşu değil mi? İstanbul, Ankara, Kayseri, Konya, Gaziantep büyükşehir belediyelerinin AKP’li başkanları zaten “sıkmabaş”lı kadın memur çalıştırıyorlar... SSK ve devlet hastanelerimizde de durum aynı... Anayasa delindi!.. Laiklik sizlere ömür!.. Laiklik demokrasi için bir güvence değil midir? Milli Eğitim Bakanlığı ne diyor: “Açık liselerde türban yasağı yok!..” Açık liseler laik demokratik Cumhuriyetin okulları değil midir? Demek ki değilmiş!.. ??? Kara çarşaf, sıkmabaş, sarık, takke, cüppe, şalvarla girdi öğrenciler sınava!.. Bizim “Soros Çocukları” ne diyor buna: “Giyim kuşam özgürlüğü!” Tayyip Bey ise aklına ne gelirse söylüyor... “Başını örten laik olmaz mı, olur..” İki saat sonra yine konuşuyor: “Kişi laik olmaz, devlet laiktir!” Bu ne demek? TBMM’nin Halkla İlişkiler Bölümü’nde çalışan kadınların çoğu sıkmabaşlı mı, değil mi? Neden soruşturma açılmıyor? AKP ve MHP... Tayyip Bey ve Devlet Bey!.. Her ikisi de ne denli özgürlükçüymüş, nasıl oldu da fark edemedim... Şu TCK’nin 301. maddesi evrensel hukuka uyuyor mu? Tayyip Bey çetelerden söz ediyor ama Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu cinayetlerinin, Malatya katliamının üzerindeki giz perdesinin kaldırılmamasına ilişkin tek kelime etmiyor... Neden? Komisyonda yer tartışması İlk tartışma, komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin salona gelip üye milletvekillerinin yerine oturması nedeniyle çıktı. AKP’li Haydar Kurt, komisyon başkanı Burhan Kuzu’dan, üye olmayan milletvekillerini masadan kaldırmasını istedi. Ayakta kalan Kurt, yor. Düzenlemenin gerekçesinde de “tüm idare makamları gibi üniversitelerin yükseköğretim hizmeti sunarken giyim kuşam ve benzeri sebeplerle bu hizmetten yararlananlar arasında ayrım yapamayacağı” ifade ediliyor. Değişiklik önerisinin ikinci maddesinde ise anayasanın 42. maddesine “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir” ifadesinin eklenmesi öngörülüyor. AKP ve MHP, anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinin ardından YÖK Yasası’nın tekrar gelmek üzere oturduğu yere çantasını ve evrakını bırakan CHP’li Arıtman’ın yerine oturdu. Salona dönen Arıtman, Kurt’tan kalkmasını istedi. Kurt kalkmayınca Arıtman, “Herhalde bir kadını ayakta bekletecek değilsiniz” diye tepki gösterdi. Kurt, “Bekleyebilirsiniz” deyince Arıtman, kendisine yer veren bir gazetecinin yerine oturdu. şırken bazı AKP’liler de “Raporlu o” diye laf attılar. Görüşmelere başlandığı sırada CHP’li milletvekilleri, anayasanın değiştirilemez maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle önerinin geri çekilmesi ve toplantının sona erdirilmesi yönünde önerge verdi. Ancak önerge kabul edilmedi. DSP’li Tayfun İçli, türbanla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM’nin kararlarına işaret ederek “Arkadan dolanarak anayasa suçu işliyorsunuz” dedi. İçli, “18 yaşından küçüklere yasak, büyüklere ise serbest olacak. Eğer yüreğiniz yetiyorsa açık yüreklilikle ‘Bu dinimizin gereğidir, türban serbesttir, herkes başını örter’ teklifi getirin” diye konuştu. Çiçek’ten ‘asker’ iması Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, önerinin anayasanın 2. maddesine aykırı olduğu yönündeki görüşlere katılmadığını söyledi. Kendisinin herkesin görüşünü aldığını kaydeden Çiçek, askeri ima ederek şunları dile getirdi: “Basındaki bazı makam sahiplerine de sordum. Efendim, çok kişi söyledi... Basının her defasında ‘Filancalar veya filanca kurum ne der’ diye fikrine müracaat ettiği yerler de söyledi. Denildi ki: ‘Biz türbana karşıyız, türban siyasi bir simge. Yoksa Anadolu’da benim annemin de başı örtülü, teyzemin de başı örtülü, ona bir şey diyen var mı?’ Hakikaten çözüm buysa gelin bunu yazalım. Aynen bu annemizin örttüğü gibi örtsün, teyzemizin örttüğü gibi örtsün. Biz illa da ‘Şuradan şöyle bağlansın’ demiyoruz. Madem ki türban siyasi bir simge. Siyasi simge takan da takmayan da belli olsun. Annesi, teyzesi gibi örtmek istiyorsa bunu engellemekle neyi çözmüş olacaksınız?” CHP’li Canan Arıtman, “Biz türbanlı kızlarımızdan değil türbancılardan korkuyoruz” dedi. Arıtman’ın, AKP’li ve MHP’li milletvekillerine, “Biz anayasaya bağlı kalacağımıza namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettik. Birazdan oylamada kim namuslu, kim şerefli göreceğiz” sözleri üzerine AKP’li Mehmet Daniş, ayağa kalkarak tehditkâr bir hareketle “Otur yerine, terbiyesiz, tahrik etme” dedi. CHP’li Nur Serter, türban serbestisinin üniversitelerle sınırlı kalmayacağını, Türkiye’de laik düzeni tehdide yönelik bir din devleti kurmanın amaçlandığını belirterek AKP ve MHP’li milletvekillerine, “Ve sizler kaldırdığınız her parmakla tetiğe basanlar olacaksınız’’ dedi. ek 17. maddesinde kılık kıyafetle ilgili düzenleme yapılmasını planlıyor. İlk tur oylama çarşamba günü Anayasa değişikliği önerisinin TBMM Genel Kurulu’ndaki ilk tur oylaması çarşamba, ikinci tur oylaması ise 9 Şubat Cumartesi günü yapılacak. “Hedefimiz kamu kurumlarında da yasağı kaldırmak” diyen AKP’li komisyon üyesi Konya Milletvekili Hüsnü Tuna’nın toplantıya katılmaması dikkat çekti. CHP’lilerin Tuna’nın katılmamasının nedenini sorması üzerine Komisyon Başkanı Burhan Kuzu “Belki hastalanmıştır” diye geçiştirmeye çalı THE ECONOMIST: Askeri üslerde inceleme ? WASHINGTON (AA) TürkiyeABD Yüksek Düzeyli Savunma Grubu’nun toplantılarında Türk heyetine başkanlık eden ve terörle mücadele konusunda Amerikalı muhataplarıyla görüşmeler yapan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Washington’daki temaslarını tamamladıktan sonra, bir askeri üssü ziyaret etmek üzere Kaliforniya’ya gitti. Saygun’un gelecek günlerde ABD’deki çeşitli askeri üs ve tesislerde incelemelerde bulunması öngörülüyor. Saygun’un, 7 Şubat’ta Washington üzerinden Türkiye’ye dönmesi bekleniyor. AKP’nin en önemli oy silahı din LONDRA (ANKA) AKP hükümetinin, Kürtlerin desteğini kazanmak için İslamı kullandığı öne sürüldü. AKP’nin “Ne Mutlu Türküm diyene” yerine “Ne mutlu Müslümanım diyene”yi tercih edebileceğini öne süren The Economist dergisi, AKP’nin Diyarbakır gecekondu mahallelerinde bedava kömür, okul kitapları dağıttığını belirtirek “Din, ılımlı İslami AKP’nin en güçlü silahı haline geldi” yorumunu yaptı. İngiltere’de yayımlanan The Economist dergisi, son sayısında “Türkiye, Kürtler, İslam” başlıklı bir haberinde AKP’nin Kürt oylarını arttırmak için Güneydoğu’da yaptığı çabalar üzerinde durdu. “AKP hükümeti, Kürtlerin desteğini sağlamak için İslamı kullanıyor” savını dile getiren dergi, ismi verilmeyen bir “AKP lideri”nin “Kürt sorununu çözmenin tek yolu, ortak İslam kimliğimizin etrafında birleşmektir” sözlerini aktararak “Din, Diyarbakır’ın kontrolünü elde etmeye çalışan ılımlı İslami AKP’nin en güçlü silah haline geldi” yorumunu yaptı. The Economist, “Diyarbakır’daki varoşlarında AKP’ye sempati büyüyor” derken “cömert” harcamalar ve Kürtlerin daha da özgürlük taleplerini tatmin etmeye yönelik “mütevazı” reformlar sayesinde AKP’nin son seçimlerde bölgede oyların yüzde 50’sinden fazlasını aldığına işaret etti. “Türkiye’nin en zengin İslami” cemaati olarak adlandırdığı Fethullah Gülen cemaatinin, AKP’ye daha fazla Kürt oyunu kazanmaya yardım ettiğini öne süren dergi, cemaat üyelerinin Kurban Bayramı sırasında 60 bin aileye et dağıttığına dikkat çekti. Aynı cemaatten çok sayıda doktorun Kürt bölgelerinde hastalara “bedava checkup ve tedavi” teklif ettiğini yazan dergi, “Mesajları, Türkler ile Kürtlerin İslamda kardeş, Türk veya Kürt olsun milliyetçiliğin kötü olduğudur” görüşünü dile getirdi. Kadınlardan tepki Bakırköy Gönüllü Çevreciler Sosyal Yardımlaşma Derneği üyeleri, türbanın üniversitelerde serbest bırakılması girişimini kitlesel gösteriyle protesto ettiler. Dernek üyesi yaklaşık 200’ü aşkın Cumhuriyet kadınının önceki gece Bakırköy Belediyesi Kartaltepe Kültür Merkezi’nde bir araya gelerek gerçekleştirdiği protesto gösterisinde, “Yaşım 70. Cumhuriyet ilkeleri elden gidiyor. İçim kan ağlıyor”, “Şimdi türban, sırada çarşaf”, “Ne idik, ne olduk, ne olacağız”, “Kadınlar uyanın”, “Çağdaş Türk kadını hafife alınamaz”, “Türkiye, İran değildir” pankartları taşıdılar. Grup adına yapılan açıklamada, Atatürk ilke ve devrimlerinin ciddi yaralar almaya başladığı vurgulandı. Kuzu: Vay yavrum vay Komisyon Başkanı Kuzu, CHP’li Mehmet Ali Özpolat konuşmadan önerinin maddelerine geçilmesini oylatınca CHP’liler tümü üzerinde konuşmaların tamamlanmadığını söyleyerek itiraz ettiler. CHP’li Atilla Kart’ın sorumsuz ve ciddiyetsiz davranmakla suçladığı Kuzu, “Herkes konuşacak diye bir şey mi var?” deyince Kart, “Despot musun, nasıl başkansın!” diye tepki gösterdi. Kart’ın anayasa ve içtüzüğün çiğnendiğini öne sürmesi üzerine de Kuzu, “Vay yavrum vay’’ diye karşılık verdi. Bu durum salonda gülüşmelere neden olurken, CHP’li Kart da “Vay yavrum vay diyerek terbiyesizlik yapıyorsun’’ dedi. Kuzu ise “Terbiyesiz sensin. Aynen iade ediyorum. Sen öyle davranırsan söylerim” diye karşılık verdi. Fransa’da 35 Türk yarışacak ? PARİS (AA) Fransa’da gelecek ay yapılacak yerel seçimlerde yaklaşık 35 Türk kökenli siyasetçi, belediye başkan yardımcılığı veya belediye meclis üyeliği için yarışacak. 9 ve 16 Mart tarihlerinde düzenlenecek bu yerel seçime katılan Türk kökenli siyasetçi sayısı, bir önceki seçime oranla önemli ölçüde artış gösterdi. Paris’in 15. bölgesinde belediye başkan yardımcısı olan Türk kökenli Agnes de Fressenel (Gürel), Halk Hareketi Birliği (UMP) adına aynı görev için yarışa ikinci kez girecek. Yaklaşık 400 bin Türk göçmenin yaşadığı Fransa’da 50 bin civarında Türk’ün seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olduğu tahmin ediliyor. Türbana destek bildirisi Bir grup akademisyen kampanya başlattı. Bildiriyi imzalayanlar arasında Karakaş, Nesin ve Yayla da var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir grup akademisyen, AKP ve MHP’nin türban serbestisi öngören önerisine destek için imza kampanyası başlattı. Bildiriye imza veren öğretim üyeleri arasında Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Köker, Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Nesin, ODTÜ’den Prof. Dr. Elisabeth Özdalga, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Eser Karakaş ile Atatürk’e hakaretten ceza alan Prof. Dr. Atilla Yayla da yer aldı. Bildiride şu ifadelere yer verildi: “Öğretim üyeleri olarak bizler, kılık kıyafet konusunda yıllardır uygulanan politikaları ve son günlerde yapılan tartışmaları yakından ve kaygıyla izliyoruz. Üniversitelerin düşünce, ifade, din ve inanç özgürlükleri ile eğitim ve öğretim gibi en temel insan hakları karşısında yasakçı değil, özgürlükçü bir tavır alması gereken kurumlar olduğunu düşünüyoruz. Üniversitelerimizin uygar toplumlara yaraşır biçimde özgürlüklerle ve bilim üretimiyle anılmasını istiyoruz. İstisnasız her demokratik ülkede olduğu gibi, üniversitelerimizde de kılık kıyafet serbestliğinin hiçbir din, inanç, düşünce, ırk, grup ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bütün öğrencilere tanınması gerektiğine inanıyor, aksi yöndeki tüm düzenleme ve uygulamalara bir an önce son verilmesini talep ediyoruz.’’ hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 AKP’li Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’dan ilköğretim öğrencilerine ‘hizmet’ Okullara Saidi Nursi’yi öven kitap SERGÜL CANIGÜR Emekli askerlerden MHP’ye mektup ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emekli asker ve gazi dernekleri, AKP ve MHP’nin üzerinde uzlaştığı üniversitelerde türban serbestisi konusunda, MHP milletvekillerine mektup gönderdi. Türkiye Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkanı emekli Albay Feridun Çelenk, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı emekli Kıdemli Başçavuş Mustafa Erol ve Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı emekli Gazi Üsteğmen Taner Uran’ın imzasıyla ortak bir açıklama yapıldı. İnternet üzerinden gönderilen mektupta, türban simgesini anayasa ile meşrulaştırma girişiminin anayasanın değiştirilemeyecek temel ilkelerinden olan laikliğin zedelenmesine ve Cumhuriyet kazanımlarının yıpratılmasına neden olacağına dikkat çekilerek MHP’li vekillere “Siz de mi” sorusu yöneltildi. Taksim’de şüpheli paket ? İstanbul Haber Servisi Taksim Meydanı Atatürk Anıtı ile çevik kuvvet noktası arasına bırakılan kutu, bomba paniğine neden oldu. Meydanın boşaltılmasının ardından olay yerine gelen bomba imha ekipleri, yaptıkları incelemede, kutunun içinde bilgisayar parçası olduğunu belirledi. ISPARTA “Türbanlı belediye başkanı da olsun” ve “imam hatiplerden terörist çıkmaz” açıklamalarıyla gündeme gelen AKP’li Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’ın ilköğretim okulu öğrencilerine Saidi Nursi’yi öven kitapçıklar dağıttığı ortaya çıktı. Isparta Belediyesi’nce Bahattin Atak’a hazırlatılan çizgi roman türündeki “Küçük Gezgin Güller ve Halılar Diyarı Isparta’da” adlı renkli baskılı kitapçık eğitim yılının başlangıcında ilköğretim okulu öğrencilerine dağıtıldı. Belediyenin AKMASA biriminde dağıtımı halen devam eden kitapçıkta aleni biçimde Saidi Nursi’ye övgü yapılması dikkat çekti. Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onayıyla okullarda dağıtılan kitapçıkta bir yandan Isparta Belediyesi’nin faaliyetleri anlatılırken diğer yandan da Saidi Nursi propagandası yapıldı. Kitabın bir bölümünde Saidi Nursi, “Yüzyılın yetiştirdiği önde gelen İslam mütefek kirlerinden biri” olarak tanıtılırken “Küçük Gezgin” ile babası arasındaki şu diyaloğa yer verildi: “Bediüzzaman Hz. keskin zekâsı, harikulade hafızası ve üstün kabiliyetleriyle çok küçük yaşlardan itibaren dikkatleri üzerinde toplamış, normal şartlar altında yıllar süren klasik medrese eğitimini 3 ay gibi kısa sürede tamamlamıştır. İlimdeki üstünlüğünü devrinin ulemasıyla çeşitli zeminlerde yaptığı münazaralarda fiilen ispatlamıştır. Hayatının bir kısmını burada geçirmiş ve önemli eserlerini de burada kaleme almıştır. Tam bu sırada yanlarından üzerinde ‘Isparta Belediyesi Gezici Sağlık Otobüsü’ yazan mavi bir otobüs geçti.” ‘...benim kaderimdir’ Kitapçığın kapağında ve ayrıca iç sayfalarında ise Isparta Hükümet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı resimlenirken anıttaki Atatürk’ün “Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir” sözü “Hürriyet ve istiklal benim kaderimdir” şeklinde değiştirildi. CUMHURİYET 05 K