29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2008 CUMARTESİ 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN TBMM İnsan Hakları Komisyonu cezaevlerini yerinde inceleme kararı aldı ‘Bişiy Olmaz Abi’ Dedikçe Hep Böyle Oluyor İşte Davutpaşa’daki kaçak maytap imalathanesi patlaması, eğer 21 kişinin ölümü ve 116 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanmasaydı, manşete bile layık görülmeyecek alelade bir haberden öteye geçemeyecekti. Davutpaşa’daki kaçak maytap imalathanesindeki patlama olayını ekonomik kriz, türban sorunu, trafik kazaları, İstanbul’u bekleyen büyük deprem tehdidi olaylarından ayırmak mümkün değildir. Bütün bu olayların temelinde, artık toplumsal amentü haline gelmiş olan aynı zihniyet yatmaktadır: “Bişiy olmaz abii” zihniyeti. Kentin ortasında, çoğu ruhsatsız, ruhsatlıları bile işlevinin gerektirdiği normlara uymayan binalarda, birbirinin üzerine kat kat yığılmış, patlama riski taşıyan kazanların da bulunduğu yine ruhsatsız imalathanelerde çağdışı teknolojilerle ıvır zıvır üretim yapan işyerlerinin tehlike oluşturacağı herkesin görmesi gereken bir gerçek. Üretime dayanmayan, sürekli cari açık veren, dünyanın en yüksek faiziyle elde edilmiş sıcak para ve geçici bir denge ile ayakta tutulan bir ekonominin eninde sonunda duvara toslamasının kaçınılmaz olduğu herkesin görmesi gereken bir gerçek. Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’yi ve Avrupa ekonomilerini tir tir titreten krizin, ekonomik dengeleri pamuk ipliğine bağlı olan Türkiye’yi etkileyeceği, hem de kötü etkileyeceği herkesin görmesi gereken bir gerçek. ??? Ekonomik krizin kapının eşiğine dayandığı bir dönemde, toplumu “inananlar inanmayanlar” diye karnıyarık misali ortadan bölme sonucunu doğuracak türban gerginliğinin oluşturacağı huzursuzluğun, kısa erimde ekonomiyi, uzun erimde demokrasiyi allak bullak edeceği herkesin görmesi gereken bir gerçek. Çağdışı kafayla, hiç kural tanımayanların denetlemeden araba sürdüğü, isteyenin virajda önündekini dilediğince solladığı bir trafikte kurban sayısının, terörün neden olduğundan çok daha fazla olacağı herkesin görmesi gereken bir gerçek. Enti püften binaların bir depremde yıkılıp mezar olacağı herkesin bilmesi gereken bir gerçekti, kimse görmedi.. sonunda görmeyenler günlerini gördüler. Bütün bu felaketlerin ortak noktası, işte bu “Bişiy olmaz abi” zihniyetidir. Davutpaşa’daki binadaki ruhsatsız patlayıcı atölyesinin de, altındaki dört kez mühürlenmiş tekstil atölyesinin de sahipleri hep “Bişiy olmaz abi” diyerek yollarına devam etmişlerdir ve kentimizin yöneticileri de ya onlar gibi düşünmüş, ya da “bişiy olmaz abi demokrasisinin” kuralsızlık kuralına uyarak bugünü yaratmışlardır. “Bişiy olmaz abi” tabandan tavana egemen olan bir zihniyet. Başbakanımız, bütün dünyanın karşısında titrediği ekonomik kriz konusunda, Ekonomimiz güçlüdür.. krizden bize çok bişiy olmaz diyebilmiştir. Ve Başbakanımız, ekonomik krizi o denli ciddiye almamıştır ki, o gün Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması konusuna konuşmasında 20 dakika ayırırken, kriz konusunu iki dakikada geçiştirebilmiştir. ??? Aynı Başbakan, kendisini herhangi bir konuda uyaranlara karşı hep “Kim ne derse desin!” diyebilmektedir. “Kim ne derse desin” tavrı, kendisine de ülkeye de bir şey olmayacağına inanan düşüncenin dışa vurumudur... Hep “bişiy olmaz’’ diyerek bugüne geldik. Bu durumda Türkiye’de rejimin tanımını yap deseler, yanıtım şu olacaktır: Bişiy olmaz demokrasisi... Ne demek “bişiy olmaz”? “Bişiy olmaz” sebep sonuç ilişkisini reddetmek demektir. Sebep sonuç ilişkisini reddeden toplumda demokrasi ve çağdaşlık olabilir mi? Olmaz! Ne olur? “Bişiy olmaz!” Geçmiş olsun! F tipinden şikâyet yağdı AYŞE SAYIN ANKARA TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde sürekli görev yapmak üzere oluşturulan cezaevleri alt komisyonu, şikâyet başvurularının geçen yıla oranla yüzde 100’ün üzerinde artması üzerine bazı cezaevlerinde inceleme yapma kararı aldı. Komisyona en fazla F tipi cezaevlerinden şikâyet gelirken en yoğun şikâyet konusunu keyfi tutum ve işlemler ile işkence ve kötü muamele iddiaları oluşturdu. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan 4 daimi alt komisyondan birisi olan cezaevleri ve tutukevleriyile ilgili sorunların incelenmesi için oluşturulan alt komisyon ilk toplantısını önceki gün yaptı. Cezaevlerinin genel durumuyla ilgili değerlendirme yapılan toplantıda, komisyonun her başvuruyu yerinde incelemek yerine cezaevi izleme kurullarından gelecek raporlar doğrultusunda rapor hazırlaması, ancak yoğun ? TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nca oluşturulan cezaevleri alt komisyonu, başvuruların artması üzerine yerinde inceleme yapma kararı aldı. Komisyona ulaşan bilgilere göre en fazla başvuru F tipi cezaevlerinden gelirken en yoğun şikâyet konusu “keyfi tutum ve işlemler” ile “kötü muamele ve işkence” iddiaları oldu. başvuru olan yerlerde incelemelerde bulunulması benimsendi. Komisyona sunulan bilgi notunda TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na son 6 ayda şikâyet başvurularının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100’ün üzerinde arttığına dikkat çekildi. Buna göre 22 Temmuz 200715 Ocak 2008 tarihleri arasında güvenlik güçlerinin kötü muamele ve işkencede bulunduğu iddiasını içeren 23 başvuru yapıldı. Bilgi notunda ceza ve tutukevleriyle ilgili toplam başvurunun 225 olduğu belirtilirken geçen yılın aynı döneminde başvuruların 87’de kaldığına işaret edildi. Başvuruların yüzde 60’ını cezaevlerindeki keyfi tutum ve işlemler oluştururken bunların genel olarak F tipi cezaevlerinden geldiği bilgisine yer verildi. Başvuruların yüzde 20’sini nakil ve tedavi taleplerinin oluşturduğu kaydedilen bilgi notunda özetle şu değerlendirmelere yer verildi: Yerinde inceleme yapılacak “Cezaevlerinden gelen başvuruların yaklaşık yüzde 80’ini tutan cezaevlerindeki keyfi tutum ve işlemler, nakil ve tedavi taleplerinde görülen aksaklıkları incelemek ve yetkili mercilere bildirmek, ceza infaz kurumları ve tutukevlerini izleme kurullarının görevidir ve her yargı çevresinde yeterince izleme kurulu bulunmaktadır. İzleme kurulları raporlarını da komisyonumuza göndermekle yükümlü olduklarından bu tür başvurular izleme kurullarına yönlendirilmelidir. İzleme kurulları da aksaklıkları tespit eden ve tavsiyelerini içeren raporlarını komisyonumuza göndermektedir. Bu nedenle komisyonumuzun bu tür başvurulardaki şikâyet edilen hususları incelemekle görevli yeterince birim varken bizzat takip etmesi yerine ilgili birimlerden rapor istenmesi daha etkin bir yoldur. Ayrıca izleme kurulları genelde emekli hâkim, savcı veya avukat, öğretim üyesi ve doktorlardan oluştuğundan tespit ve tavsiyeler içeren raporları ciddiyetle hazırlanmaktadır.” Ancak alt komisyon Tekirdağ ve Edirne F tipi cezaevlerinden yoğun başvuru gelmesini dikkate alarak alt komisyonun yerinde inceleme yapmasını kararlaştırdı. Bu çerçevede alt komisyon üyelerinin komisyona ulaşan başvurulara da yansımayan şikâyetleri yerinde incelemek amacıyla gelecek hafta bu iki cezaevine gidilmesini benimsedi. TOBB tartışmada yer almıyor ? KUŞADASI (Cumhuriyet) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, türban ve MHPTÜSİAD gerginliğiyle ilgili gazetecilerin sorularına, “Türkiye’de gerilim mi var, MHPTUSİAD gerilimini bana değil, onlara sorun” yanıtını verdi. Kuşadası’nda turizmcilerle bir araya gelen Hisarcıklıoğlu, özellikle alkollü içkiler üzerindeki ÖTV yükünün kaldırılmasıyla ilgili girişimde bulunmak için çalışma başlattıklarını da bildirdi. ZEKERİYA ÖZTÜRK DOĞU PERİNÇEK İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Karaosmanoğlu yeni özel kalem ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yaklaşık 5 yıldır Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürlüğü görevini yürüten Hikmet Bulduk’un, görevinden istifa etmesinin ardından yerine özel kalem müdür yardımcısı Yunus Karaosmanoğlu getirildi. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, 5 yıl 2 aydır bu görevi sürdüren Hikmet Bulduk, Başbakan Erdoğan’a başvurarak görevinden ayrılmak istediğini söyledi. Erdoğan, Bulduk’un istifasını kabul etti. Hikmet Bulduk, Erdoğan’a en yakın isimlerin başında geliyor ve aile dostu olarak adlandırılıyordu. Karşılıklı suçlamalar İstanbul Haber Servisi Ergenekon terör örgütü kapsamında “Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahlı isyana tahrik” suçundan tutuklanan emekli yüzbaşı Zekeriya Öztürk, İşçi Partisi’nin (İP) 2003 yılından bu yana “darbeyi” dört gözle beklediğini ileri sürdü. Aydınlık dergisinin son sayısının kapak konusu Zekeriya Öztürk oldu. Dergi Öztürk’ü “Ergenekon tertibindeki ajan provokatör” olarak nitelendirdi. Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan bombalara ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü operasyon kapsamında tutuklanan Öztürk, Cumhuriyet’e atılan üç el bombası ve Danıştay üyelerine silahlı saldırı soruşturmasında da gözaltına alınmıştı. Bu soruşturmada, hakkında takipsizlik kararı verilen Öztürk, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadede mesleğinin gazeteci olduğunu, Ulusal Kanal’da danışmanlık yaptığını, Önce Vatan gazetesinde köşe yazarı olduğunu belirtti. Öztürk’e, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde 25 Mayıs 2006’da alınan ifadesinde, İşçi Partisi çevresi ve Doğu Perinçek hakkındaki bildikleri, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB), Alparslan Arslan ve evinde bulunan belgeler soruldu. Öztürk 2003’te Ulusal Kanal’da danışman ve özel haber müdürü olarak çalıştığını, Doğu Perinçek’in kendisine partinin üst yönetimine girmesini istediğini söyledi. Partinin yönetiminde olumlu karşılandığını, genç kadronun ise kendisinden hoşlanmadığını, haber merkezindeki masa ve bilgisayarını kırdıklarını anlattı. Öztürk özeleştiri istikametindeki yeni açılım belgelerinin kendisine verilmemesi nedeniyle 2004’te kanaldan ayrıldığını söyledi. Perinçek’in isteğine ulaşmak amacıyla hem partiler üstü hem de bürokratik çevrede tepki haraketliliği yaratmak için, illegal sol örgütlerden genel kadrolarını her zaman devreye sokabileceğini kaydederek, “İP ve Perinçek mevcut illegal örgüt orijinli altyapı kadrolarıyla bir eylem yaptırabilir, planlayabilir veya plan ve eyleme destek olabilir” dedi. [email protected] ‘Soruşturma genişletilsin’ Danıştay’a saldırı davasının sanıklarından Esen’in avukatı, Ergenekon soruşturmasına ilişkin dosyanın istenmesini talep etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Daire üyeleri ile gazetemize yönelik saldırılarla ilgili davada yargılanan sanıklardan Süleyman Esen’in avukatı Mehmet Ener, Ergenekon soruşturmasına ilişkin dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istenmesini talep etti. Alınan bilgiye göre, Ener, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu, soruşturmanın genişletilmesi talebini içeren dilekçesinde, mahkeme tarafından daha önce Ümraniye’de ele geçirilen bombalara ilişkin soruşturma dosyasının, incelenmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istendiğini anımsattı. Ancak basında da yer aldığı şekliyle söz konusu soruşturmanın tamamlanmadığını, Ergenekon soruşturması adı altında devam ettiğini ve bu kapsamda ek tutuklamalar yapıldığını kaydeden Ener, “Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin resen istemiş olduğu ve mahkemeye gelen dosyanın soruşturma kapsamına göre eksik olduğunu” ifade etti. Bir gazetede “Bombaların sahibi emekli binbaşı mı?” başlıklı bir haber yayımlandığını belirten Ener, söz konusu haberde, “Danıştay zanlısı Alparslan Arslan ile ilişkisi olduğu iddia edilen Mehmet Zekeriya Öztürk’ün, Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarını, avukat olan kayınbiraderi aracılığıyla avukat Alparslan Arslan’a verdiği öne sürüldü” şeklinde ifadelere yer verildiğini aktardı. Söz konusu iddianın ciddi olduğunu savunan Ener, dilekçesinde şunları kaydetti: “Ferit Zengin ve Fatih Şendil’in tanık olarak mahkemenize çağrılmasını veya talimat ile ifadelerinin alınması ile birlikte, bu haberin hazırlanmasında iddiayı ortaya atan ve öne sürenlerin isimlerinin sorulup isimleri tespit edilecek şahısların da dinlenilmesini talep ediyoruz.” CHP’nin tarihi anlatılacak ? İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın 12 Ocak’ta açılışını yaparak ilk dersi verdiği CHP İstanbul Parti Okulu, siyasetin kuramsal ve tarihsel analizinin yapıldığı, parti tarihinin bütünsel olarak incelendiği derslerle sürüyor. CHP İstanbul İl Gençlik Kolları’nın “Politika Okulu” projesi, Yrd. Doç. Dr. Barış Doster’in vereceği “CHP’nin Tarihsel Kökenleri ve İdeolojisi” konulu ders ile bugün saat 17.00’de CHP İstanbul İl Başkanlığı Konferans Salonu’nda sürecek. Aydınlık: Provokatör Aydınlık’taki habere göre, Öztürk, yüzbaşıyken TSK’den paranoyak davranışları nedeniyle istifaya zorlandı, ‘ulusalcılık’ adına yapılan her türlü provokatif eylemde yer aldı. Perinçek’in çevresine sızmaya çalıştı. Öztürk’ün Ulusal Kanal’da altı ay çalıştıktan sonra çıkarıldığı belirtilerek, İP hakkında yalan bilgiler verdiği ifade edildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr 130 MİLYON YTL ’LİK VURGUN Kaçak akaryakıt şebekesine darbe KONYA (Cumhuriyet) Konya Emniyet Müdürlüğü’nce gerçekleştirilen “Ahtapot Operasyonu”nda devlet kurumlarına da kaçak akaryakıt sattığı ve 130 milyon YTL ’lik vurgun yaptığı belirlenen şebeke çökertildi. Konya İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü (KOM) yaklaşık 15 aydır yürüttüğü araştırma neticesinde, 12 ayrı şirket üzerinden yolsuzluk ve kaçakçılık yapan bir şebekeyi izlemeye aldı. Dün erken saatlerde harekete geçen polis, Konya başta olmak üzere, Antalya, İstanbul, Mersin, Ankara, Kayseri, Adıyaman, Gaziantep, Kırşehir, Yalova, Kütahya, Nevşehir ve 3 ayrı ilçeye “Ahtapot” adlı operasyon düzenledi. 60 kişi gözaltına alındı Operasyonda Konya’dan 40, diğer illerden ise 20 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 14’ünün memur olduğu açıklandı. Kamu kurumlarına kaçak ve kalitesiz malzeme gönderen şebekenin belirlenen oranlardan daha az yakıt verdiği ve bu şekilde öğrencileri soğukta bıraktığı da öne sürüldü. MHP değişti mi, değişmedi mi tartışması ülkemizde çokça yapılan tartışmalardan birisidir. MHP, bugün Batı karşıtı bir çizginin savunucusu olarak karşımıza çıkıyor. 1960’lı yılları hatırlarsak, o dönemde ABD karşıtı gösterilere en çok MHP yanlısı ülkücüler saldırırlardı. Vietnam’da ABD işgaline karşı yapılan birçok gösteri onların kanlı saldırılarıyla karşılaşmıştı. MHP’nin ABD’ye yönelik tutumunda bugün bir değişiklik olduğunu söyleyebiliriz. Bugünkü MHP çizgisi AB ve ABD karşıtı tutumuyla dikkat çekiyor. Bu yönüyle bir değişiklikten söz edebiliriz. MHP milliyetçiliğiyle ABD karşıtlığı bu dönemde bir paralellik içine girdi denebilir. Düşünce özgürlüğü ve demokratikleşme konusunda ise köklü bir değişiklikten söz edemeyiz. MHP, demokrasi karşıtlığında, bazı değişimler yaşıyor gibi görünse de, milliyetçi çizginin bir devamı olan özgürlük karşıtlığı bu partiye egemen durumda. MHP’deki en önemli değişiklik nedir diye sorulursa, şiddet eylemlerine eskisiyle oranlandığında bir mesafe koymuş olmasıdır diyebiliriz. 12 Eylül MHP Neyi Temsil Ediyor? askeri darbesi döneminde MHP’liler devletle ilişkilerinde büyük bir şok yaşadılar. Yaşadıkları belki de bir dönüm noktası oldu. Dikkat edilirse MHP’liler artık devlet içinde ortaya çıkan çeteleşmeler içinde yer almıyorlar. Bu tür yapılanmalara uzak durmaya çalışıyorlar. Bunun belki de en önemli nedeni, toplumun artık gerginliklerden uzak durma isteğidir. 12 Eylül öncesi kitlesel çatışmalar büyük ölçüde geride kaldı. MHP de oyunu aldığı kitlelerdeki bu eğilimi dikkate alarak, büyük provokasyonlardan uzak durmayı tercih ediyor. Bahçeli’nin zaman zaman uzlaşmacı mesajlarını da bu tercih içinde değerlendirmek gerekiyor. ??? Sonuç olarak MHP de tüm siyasi akımlar gibi bir değişime uğruyor. Tabii bu değişimi yönlendiren ana etken ise halkın siyasi tercihleri. Türk toplumu içinde milliyetçilik yükselişe geçince MHP’nin milliyetçi damarı kabarıyor, dindarlık öne çıkınca dindarlara mesaj vermeye çalışıyor. Tabii bu iki eğilimin gelişmesine göre de siyasi ittifakları değişime uğruyor. Seçim öncesi CHP ile benzer bir siyasi dil tutturmuştu. Kuzey Irak’a bir an önce operasyon yapılması, Avrupa Birliği’nden gelen demokratikleşme isteklerine direnmek, TCK 301. maddesi gibi düşünce özgürlüğünün önündeki engel maddelerin kaldırılmasına karşı çıkmak bu partinin seçim kampanyasındaki temel tezleriydi. Bu çizgisi nedeniyle, AB karşıtı güçlerin takdirini kazandı, onlarla aynı safta yer aldı. Ancak burada yine de bir nüansa dikkat etmek gerekiyor. Ulusalcıların “Cumhuriyet mitingleri”ne MHP’liler çok aktif olarak katılmadılar. Bu eylemlere uzak durmaya çalıştılar. Seçim dönemi boyunca MHP, CHP’liler tarafından sıcak karşılandı. Deniz Baykal onlarla ilgili sempatik açıklamalar yaptı. Onları vatansever cephenin bir parçası olarak gördüklerini ifade etti. ??? Seçimler AKP’nin yüzde 46.5 oy almasıyla sonuçlanınca, MHP yeni bir yol ayrımına geldi. Cumhurbaşkanı seçimindeki krizin çözülmesine yardımcı olmak mı, CHP ile birlikte yeni bir siyasi krizin ortağı olmak mı? Burada AKP’li bir cumhurbaşkanının seçilmesine yeşil ışık yaktılar. Bu tutumlarını da “uzlaşmacı”, “çözüm üreten” bir siyaset ortaya koymak diye adlandırabiliriz. Bu tutumları, onları o ana kadar müttefik gören milliyetçi çevrelerde şok etkisi yarattı. Halbuki MHP’nin her zaman iki taraflı bir siyaseti vardı. Bunu sürdürüyordu. MHP milliyetçiydi, tutucuydu... Ancak son yıllarda toplumda gelişen uzlaşma eğilimi onların da daha dikkatli davranmalarına neden oluyordu. Geçmişten daha temkinli, daha diyaloğa açık bir çizgi izledikleri de bir gerçekti. Üniversitelerde başı örtülü kız öğrencilere uygulanan yasağın kaldırılmasından yana olduklarını seçimlerin hemen ardından dile getirmişlerdi. Seçim kampanyası sırasında da bu engelin kaldırılmasını istediklerini ifade ettiler. AKP’ye, “Gelin bu sorunu birlikte halledelim” deyince, yeniden bazı çevrelerde bir şaşkınlık ortaya çıktı. MHP bunu nasıl yapardı? MHP, tabii bu işbirliğini yaparken yalnızca bir engelin kaldırılması için uğraşmıyor, aynı zamanda muhafazakâr, dindar seçmenine mesaj yolluyordu. AKPMHP işbirliğinde, bir başka gelişmeye daha dikkat çekiliyor. MHP’nin gündemde olan “Azınlık Vakıfları Yasası”, TCK 301. madde gibi konularda tutumunda bir değişiklik yoktu. Bugün türban konusunda AKP’yle işbirliği yaparken yarın bu tür konularda CHP ile işbirliği yapabilirdi. Sonuç olarak MHP ülkemizdeki genel milliyetçi eğilimin bir parçası, oradaki değişime göre de değişik tutumlar alabiliyor… Kendine özgü bir siyasi çizgisi olduğunu söyleyebiliriz. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle