22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mahkeme heyeti gazetemiz avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi talebini dikkate almadı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Bomba bilmecesi çözülmedi ‘Huzursuz olanlar var’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan, “Ulusa Sesleniş” konuşmasında amaçlarının herkesin eğitim öğretime, ekonomik ve sosyal hayata dahil olmasını sağlamak olduğunu söyledi. Ergenekon operasyonuna göndermede bulunan Erdoğan “bu tür yanlış yollara sapanların varlığının, kurumlara olan güveni sarsamayacağını” vurgulayarak, “Kurumlarımızın yıpratılmasına ve kirletilmesine hiçbir şekilde izin veremeyiz, vermemeliyiz. Huzurumuz arttıkça huzursuz olanlar var, biliyorlar ki, kardeşlik bağlarımız güçlendikçe onlar zayıflıyor’’ dedi. İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet’e atılan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait, Makina ve Kimya Endüstrisi (MKE) yapımı savunma tipi el bombalarının sanıkların eline nasıl geçtiği araştırılmadan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren dava karar aşamasına geldi. Mahkeme heyeti, gazetemiz avukatlarının talebine karşın soruşturmayı bu yönde genişletmedi. Ümraniye’de bulunan Ergenekon terör örgütü üyelerine ait el bombalarının kafile numaraları, çeşitli tarihlerde gerçekleştirilen 11 eylemde kullanılan bombalarla aynı çıktı. Ümraniye’deki bombalarla, gazetemize yönelik saldırıda kullanılan ve Necip Hablemitoğlu cinayetinin azmettiricisi olduğu ileri sürülen İbrahim Çiftçi’nin öldürüldüğü bombalar ise “aynı model.” Cumhuriyet gazetesine, 5, 10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde NATO standartında MKE yapımı savunma tipi, öldürücü ve yıkıcı etkisi olan üç tane el bombası atıldı. İlk iki bomba gece saatlerinde pimi çekilerek atıldı ancak patlamadı. Gündüz saat 16.21’de atılan bombanın patlaması sonucu, gazetenin birinci ve ikinci katlarının camları kırıldı, hizmet araçları hasar gördü. Birinci bombanın üzerinde, “TAPA M 204 A 2 KFMKE91 1277”, ikinci bombanın üzerinde “TAPA M 204 A2 KFMKE173 985”, üçüncü bombada ise “TAPA M 204 A 2 KFMKE91 1277” yazılıydı. Bombaların üzerindeki kodlar, M 204 A 2: Mühimmatı tanımlayan model, KF: Kafile, MKE: Üretici firma anlamına geliyor. Üretici firmanın yanındaki numara üretim kafile no, en sona da hangi yılın hangi ayında üretildiği yazılıyor. Bu bilgilere göre, gazetemize atılan ilk ve son bomba 1977 yılının 12. ayında, ikincisi 1985’in 9. ayında üretildi. İlk ve sonuncu bombalar aynı kafilede, ikinci bomba ise 173. kafilede üretildi. EKİN’İN EVİNDE T BULUNANLAR Gazeteye ve Danıştay’a saldırı soruşturmasında hakkında takipsizlik kararı verilen emekli Yüzbaşı Muzzaffer Tekin’in işyerinde yapılan aramada kapsülleri daha önce patlatılmış, gövde kısmında patlayıcı bulunmayan biri taarruz, biri savunma tipi iki tane el bombası bulundu. Üzerlerinde, “TAPA M 1740 tane yapılarak 27 Ekim 1992’de KKK’ye teslim edildiği belirtilerek “10 bin adet olarak üretimi yapılan bu kafile el bombası tapasının, KF MKE 117 No’lu, MKE MOD 44 savunma el bombasında kullanıldığı” ifade edildi. MKE MOD 44 savunma el bombasının, 2 Kasım 1992’de Jandarma Genel Komutanlığı’na verildiği kaydedildi. Ümraniye’de 4 tane bulunan “TAPA M 204 A2 KF MKE 152 683”, 19 bin 550 tane yapılarak 4 Temmuz 1983’te, iki tane bulunan “TAPA M 204 A 2 KF MKE 169 585” ise 15 bin 260 tane yapılarak 4 Haziran 1985 yılında KKK’ye teslim edildi. Dünkü Patlama Hangi Çetenin Eseridir? Zeytinburnu’nda bir iş merkezinde dün sabah 20 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir patlama oldu. Bu satırlar yazılırken yani saat 16.00’daki verilere göre, 7’si ağır 115 de yaralı yurttaşımız vardı. Hayır. Bu kez patlamanın failleri, bölücü terör değil. Türkiye’nin en büyük kentini, her açıdan sahipsiz bırakmış olan yöneticilerden oluşan örgütlü ihmalciler çetesi. Üstelik bu çetenin üyelerinin önemli bir kesimi, bu kentin hemşerilerinin ya doğrudan ya da dolaylı olarak verdikleri oylarla o koltuklarda oturuyor. Vali Muammer Güler, patlamanın maytap ve havai fişek yapan bir fabrikada gerçekleştiğini söylüyor. “Kentin ortasında bir havai fişek fabrikası nasıl çalışıyor” sorusunun yanıtını, faciayı canlı yayınlarıyla duyurmak isteyen televizyon spikerlerinden öğreniyoruz: İmar ruhsatı da bulunmayan bu iş merkezinde, kaçak olarak açılmış ve onca işçi çalıştıran bir ölüm fabrikasında olmuş dünkü facia. Muhabirler, yine canlı yayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a uzatıyorlar mikrofonlarını. Mimar Dr. unvanına da sahip olan Topbaş, adeta kem küm edercesine yanıt veriyor: Ruhsatsız olması ayrı konu. Ayrıca imar affından yararlanması da ayrı bir konu. İnsanlarımız, ekmek parası için, işverenlerin şartlarını kabul ediyorlar. Sorun bu.” Sonra, elinde geniş ve güçlendirilmiş yasal yetkilerin, emrinde on binlerce görevlinin bulunduğunu unutmuş görünerek topu seçmenlere atıyor: “Yurttaşlarımız kendi bölgelerinde ruhsatsız olduğunu bildikleri bu tür işyerleri varsa ilgililere ihbar etsinler” diyor! G “Bomba Bilgi Merkezi”ne ulaşan AZETEMİZE ATILANLAR Cumhuriyet gazetesine 5, 10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde, NATO standardında MKE yapımı savunma tipi, öldürücü ve yıkıcı etkisi olan üç tane el bombası atıldı. 204 A2 KFMKE99 978” ve “TAPA M 204 KFMKE18 671” yazılı olan bu iki bomba ile gazetemize atılan bombanın mühimmat modeli aynıydı. mühimmatların Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ve Jandarma Genel Komutanlığı’na teslim edildiği belirtildi. Burada bulunan dokuz adet MKE MOD 45 el bombası tapasının, MKE158 No’lu kafilede, 1992/71 protokol numarası ile 8 bin 270 adet üretildiği, 21 Aralık 1994 yılında KKK’ye teslim edildiği belirtildi. Üzerinde “MKE MOD 45, KF MKE 18 588” yazan dört tane el bombası tapası, 1988/1 protokol numarası ise 18 bin 980 adet üretilerek 9 Mayıs 1988 yılında KKK’ye teslim edildi. “MKE MOD 45 KF MKE 125 1092” yazılı tapanın, 1992/2 potokol ile E Ümraniye Çakmak Mahallesi Güngör RGENEKON’UN BOMBALARI Sokak’ta bir gecekonduda, 12 Haziran 2007’de, 18 tane MKE’ye ait fünye grubu bulunan el bombaları, bunlara ait gövdeler, 9 tane ABD ve Alman menşeli el bombaları maşası ve bunlara ait gövdeler, askeriyeye ait taşıma sandığı içerisinde ele geçirildi. MKE’nin raporunda, harf ve rakam grupları bulunan olaylara ilişkin raporda, Cumhuriyet’e 10 Mayıs’ta atılan bombayla, Ümraniye’de bulunan iki adet bombanın aynı model olduğu ortaya çıktı. Cumhuriyet’e atılan bombanın kafile numarası “KF MKE173 985 “, Ümraniye’dekilerin ise “KFMKE1169 585” olduğu belirtildi. İbrahim Çiftçi’nin öldürülmesinde kullanılan el bombası ile Ümraniye’de bulunan bombalarda aynı cins mühimmat kullanıldı. Raporda, Çiftçiyi öldüren bombanın kafile numarası “KF MKE 151 683”, Ümraniye’de bulunanın ise “KF MKE 152 683” olduğu belirtildi. İzmir Karşıyaka’da A. Ö. adlı şahıstan alınan Alman yapımı el bombasının, Ümraniye’de bulunan fünye grubu ile aynı olduğu ancak bombanın gövde kısmının farklı olduğu da kaydedildi. İstanbul’da 14 yıldır iktidardasınız İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ona bağlı elliyi aşkın belediyenin yönetimi, 27 Mart 1994’ten bu yana Selamet, Refah, Fazilet ve AKP etiketlerini değiştiren bir politik kadronun elindedir. 1994 belediye seçimlerinde seçmenin yüzde 27’sinin oyunu alarak kendisini “İstanbul’un İmamı” ilan eden Recep Tayyip Erdoğan, başkanlık bayrağını aynı parkurun yarışçıları Ali Müfit Gürtuna ve Kadir Topbaş’a devrederek ülkenin tek adamlığına yükseldi. Topbaş’ın bir savaş yerine dönmüş olan Davutpaşa’daki facia yerinden canlı yayında duyurduğu, o ruhsatsız çalışabilen, imar affından yararlanmış, bir lokma ekmeğin parasını bulabilmek için işverenlerin şartlarını kabul zorunda kalan insanlarımız, yani dünkü patlamada ölen, yaralanan, kimi sakat kalacak olan yurttaşların bu hale gelmesinden sorumlu onlardır. Kadir Topbaş, hiçbir koruma önlemi alınmadan kentin en canlı merkezlerinde kurulup faaliyette olan bu yasadışı işyerleri için, kendi yönetim beceriksizliğini insanlarımızın bir lokma ekmek parası bulmak uğruna, hangi tehlikeler altında çalıştıklarını televizyonların yayınları dışında, partisinin genel başkanına, Tayip Erdoğan’a özel olarak da bir kez daha hatırlatmalıdır. ÜMRANİYE BOMBALARIYLA İLİŞKİLİ 11 OLAY GERÇEKLEŞTİ R TSK Bilgi Teknoloji Sistemi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasındaki bilgi akışını düzenleyen “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Bilgi Teknoloji Sistemi”, dün Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda düzenlenen törenle teslim alındı. Törende konuşan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Genelkurmay ile kuvvet komutanlıkları arasındaki entegrasyonun bu projeyle sağlandığını vurguladı. apora göre, Ümraniye’de bulunan patlayıcıların aynılarının kullanıldığı 11 olay gerçekleşti. Manisa Akhisar’da Şeyhisa Mahallesi’nde, 4 Aralık 1998’de bir evin bahçesinde gömülü iki el bombası bulundu. Olayla ilgili Yılmaz Şahin Ş. tutuklandı. Bombalardan biri, Ümraniye’de bulunan fünye gruplarından biri ile aynı çıktı. Şırnak’ta 25 Mart 1999’da Hizbullah terör örgütüne yönelik 51 kişinin tutuklandığı operasyonda ele geçirilen altı tane el bombasından biri, İzmir Urla’da bir köyde sahilde kuma gömülü olarak bulunan on tane el bombasından biri, Trabzon’un Of ilçesinde, 26 Mayıs 1999’da bir büroya Nicu P. adlı şahıs tarafından atılan ve bir kişinin öldürüldüğü el bombası, 30 Aralık 2000’de İzmir Karşıyaka’da Ali Ö. adlı şahıs tan alınan bomba, 11 Ağustos 2001’de Hatay’da Akevler Mahallesi’nde Hayrettin Yavuz’un aracına atılan el bombası, Haziran 2002’de, Kütahya’da bir çöp bidonunda bulunan el bombası, 27 Şubat 2003’te İstanbul’un Eyüp ilçesinde balık tutanların sahilde bulduğu el bombası, 25 Kasım 2003’te Ağrı Patnos’ta boş bir arazide pimi çekilen ancak patlamamış bulunan bomba, 9 Mayıs 2005’te Kırıkkala Keskin ilçesinde şahıslardan alınan iki adet el bombasının biri, 11 Aralık 2006’da Iğdır’da İzzet Ç. ve Ayhan Y’nin tutuklandığı, Doğu Oteli’nin kazan dairesinde bulunan el bombası ve 23 Ocak 2007’de Yozgat’ta Kirazlı Göleti’nde bulunan el bombasının üzerindeki ibarelerle, Ümraniye’de bulunan bazı patlayıcıların üzerlerindeki yazıların aynı olduğu tespit edildi. Erdoğan’ın pembe masalları Ama sanırım Başbakan da, o altı yıla yakın bir süredir anlatmakta olduğu pembe dünya öykülerinin artık inandırıcı olmayacağını fark etmiş olmalıdır. Saklanamayacak kadar çoğalan işsizlik, resmi kayıtlara geçen üç sıfırlı açlık sınırı haberleri. Kapatılan işyerleri... Merkez Bankası Başkanı’nın, kendisine gönderdiği ve yaklaşan enflasyon tehlikesini haber veren mektubu... Üniversitelerin senatoları tarafından oybirliğiyle yayımlanan uyarı bildirileri... Çenealtı yasası için düşüncesini soran medyaya “Türk toplumunun bütün katmanlarında bu konuda askerin düşüncesini bilmeyen yok” diyen Büyükanıt’ın yanıtı... Sorunu tek cümleyi anayasaya ekleyerek çözebileceğini, sanırım rüyasında gördüğü o geçen cuma gecesinin ertesinde, yani cumartesi günü katıldığı Üsküdar AKP Kadın Kolları Kongresi’nde önce kişi laik olmaz, devletler laik olur diye buyurmuştu. Aynı konuşmada hemen sonra bizler laik devletin neferleriyiz tanımını yapmıştı. Yine o konuşmayı bitirirken de “Başörtülülülerden de laik insan olmaz mı” diye sorarak, bir konuşma içerisinde birbiriyle çelişen görüşleri nasıl sahiplendiğini göstermişti Başbakan... Dün bir gazetede Kanada’da, elektrik şoku verilen bir unutkanlık hastasının 30 yıl önceki hafızasına kavuştuğunu okumuş olmalısınız. Acaba Zeytinburnu’ndaki maytap patlaması, Başbakan’ın kafasında birbiriyle düğümlenen o karmaşayı çözmeye yardımcı olur mu? Ülkesinin ve yurttaşlarının asıl sorunlarına eğilmesini sağlamak için... Bombacı terörist yakalandı ? SİLOPİ (AA) PKK’nin Irak’ın kuzeyindeki kamplarında bomba eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye giriş yapmak isteyen PKK üyesi A. C, Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince düzenlenen operasyonla yakalandı. Nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanan A. C’nin, terör örgütünün kamplarında bomba yapımı konusunda eğitim aldığı ve Türkiye’ye eylem yapmak için geldiği bildirildi. Gazetemize atılan bomba maddi hasar meydana getirmişti. azetemize saldırı ve Danıştay üyesi Özbilgin’in öldürülmesi davaları sona yaklaştı ancak askeriyeye ait bombaların sanıklara nasıl ulaştığı konusu aydınlatılmış değil. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Ergenekon terör örgütüne yönelik son operasyonu da dikkate almadı. Bombalarla ilgili, Genelkurmay Başkanlığı’nın araştırma yapıp yapmadığı konusunda gazetemize herhangi bir bilgi ulaşmadı. Gazetemiz avukatları Bülent Utku ve Tora Pekin, ilk olarak 2007’nin Mart’ında bombalara ilişkin soruşturmanın genişletilmesini talep ettiler. Mahkeme bu talebi reddetti ancak avukatlar, bu isteklerini duruşmalarda defalarca tekrarladılar. Utku ve Pekin’in dilekçesinde, Cumhuriyet’e ve Muzaffer Tekin’in işyerinde bulunan bombaların tapalarındaki seri numaralarının, sanıklar Süleyman Bombaların akıbeti sorulmadı G Esen ve Alpaslan Arslan’ın askerlik yaptığı birlik emrinde zimmetli bombalardan olup olmadığı, bu bombaların sarf edilip edilmediği, bombalarla ilgili kaybolma vs. gibi nedenlerle bir işlem yapılıp yapılmadığının sorulması talep edildi. Ayrıca, “bombaların kimin elinden, sanıklardan hangisine ulaştığının tespiti açısından”, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na yazı yazılarak bombaların hangi depoya ve oradan da hangi birlik emrine gönderildiğinin, bombaların sarf edilip edilmediğinin, sarf edildiyse nerede sarf edildiğinin, bombalarla ilgili kaybolma veya buna benzer nedenlerle bir işlem yapılıp yapılmadığının sorulması istendi. Önceki günkü duruşmada davanın karar aşamasına geldiğini belirten mahkeme heyeti, bu bombaların akıbetinin sorulması konusunda herhangi bir girişimde bulunmadı. Savcının itirazı reddedildi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, savcının serbest bırakılan gazeteci Kömürcü ve Turgut’un da aralarında bulunduğu 11 kişinin yeniden tutuklanması istemini reddetti İstanbul Haber Servisi Ergenekon terör örgütüne yönelik operasyonun soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut ve gazeteci Güler Kömürcü’nün de aralarında bulunduğu 11 kişinin serbest bırakılmasına yaptığı itiraz reddedildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Fuat Turgut, Güler Kömürcü, Asim Demir, Raif Görüm, Caner Yiğit, Tanju Okan, Yaşar Aslanköylü, Atilal Aksu, tutuklanan Sami Hoştan’ın bekçisi Anatoli Madjar, İhsan Göktaş ve Recep Gökhan Sipahioğlu’nun yeniden tutuklanması istemini reddetti. Mahkeme, Kemal Kerinçsiz, Hüseyin Görüm, Erol Ölmez’in serbest bırakılması yönündeki talepleri de kabul etmedi. AYIN İDDİALARI REDDETTİ S Doç Dr. Ümit Sayın, incelenen bilgisayarında “Ergenekon terör örgütü’’nün şifrelerine rastlandığı MSN kayıtlarının haberleştiren gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulundu. Sayın yaptığı açıklamada, basına yansıyan konu hakkında, 2005 yılında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca yapılan incelemenin ardından takipsizlik kararı verildiğini söyledi. Basındaki “chat konuşmalarının” büyük çoğunluğun değiştirildiğini öne süren Sayın, bu bilgilerin kamuoyu nezdinde itibar ve güvenirliğini zedelemeye çalışan www.kirlitezgah.com isimli web sitesinden alındığını belirtti. Sayın “Bu chatgörüşme kayıtlarında geçtiği belirtilen görüşmelerin çoğu uydurmadır, yalandır ve gerçek dışıdır. Kasıtlı, asılsız iddia ve ithamların tümünü reddediyorum. Hakkımdaki ithamların hiçbirisi doğru olmadığı gibi, bahsedilen örgütteki kişilerle hiçbir ilişkim yoktur ve bağlantım da olmamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki bazı subaylarla olan kişisel ve sosyal ilişkilerim, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saldırılmak hedeflenerek ve hayal mahsulü biçimde kamuoyuna taşınmakta, hukuk dışı bir engizisyon yargılaması, bir cadı avı yapılmaktadır” dedi. ESAPLAŞILMALIYDI’ ‘H Aralarında 78’liler Girişimi, DTP, SDP, EMEP ve ÖDP’nin de bulunduğu kurumlar Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması düzenleyerek, Ergenekon çetesi gibi çetelerin gün yüzüne çıkarılmasını ve yargılanmasını istediler. 78`liler Vakfı Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Ergenekon çetesi operasyonunun günlerdir kamuoyunun gündemini işgal ettiğini belirterek, “Ergenekon çetesine ilişkin farklı tartışmalar yapılsa da aslında kökleri derindedir. Susurluk’la hesaplaşılsaydı ne Hrant Dink kaybedilir, ne de Şemdinli yaşanırdı” diye konuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstanbul’da Ümraniye Çakmak Mahallesi Güngör Sokak’taki bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında emekli Tuğgeneral Veli Küçük Susurluk davası hükümlüsü Sami Hoştan’ın da aralarında bulunduğu 29 kişi tutuklu bulunuyor. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net Akan: Laiklik galip gelecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Adalet ve Demokrasi Haftası’’ etkinliklerinin 15’incisi, dün geleneksel kapanış gecesiyle sona erdi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu’nda gerçekleştirilen gecede konuşan Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, “Yaşama hakkında ne ırk ayrımı vardır, ne meslek, ne rütbe, ne de siyasal görüş farkı... 15 yıldır yasaların sunmadığı, vicdanların konuştuğu ve namluların sustuğu bir ülke talep ediyoruz’’ dedi. Sanatçı Tarık Akan da İstanbul’dan Ankara’ya “Uğur Mumcu’ya özür dilemek için geldiğini’’ ifade ederek, “Laiklik ve demokrasi adına 12 filmimiz ya vardır ya yoktur. Halbuki 15 yıl önce laiklik ve demokrasi adına yapılan her hareketin içinde vardık. Laik Cumhuriyete inanan bizler mutlaka galip geleceğiz’’ dedi. Misket Çağdaş Bale Topluluğu’nun “Semah’’ isimli gösterilerini sunduğu gecede, Tuncer Tercan, Bülent Ortaçgil, Bulutsuzluk Özlemi, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu konser verdi. Ahmet Telli de geceye şiirleriyle katıldı. Kışlada PKK propagandası ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Mardin merkeze bağlı Oğuz Jandarma Karakol Komutanlığı’nda görev yapan U. V. Ü’nün, birlikte görev yaptığı silah arkadaşlarına “Gerillalar size ateş etmezse karşılık vermeyin, onların haklı bir davaları var” diyerek PKK propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında açılan dava karara bağlandı. Sanık U. V. Ü, 2 yıl hapisle cezalandırıldı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle