05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2008 CUMA 6 HABERLER Üniversiteler türbanın serbest bırakılmasının laikliğe ve bilimsel özgürlüğe aykırı olduğunu vurguladı BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ ‘Karanlık gelecek’ kaygısı İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) senatolarından yapılan açıklamada AKP ve MHP’nin türban girişimine sert tepki gösterildi. İÜ Rektörü Prof. Mesut Parlak, rektör yardımcıları ve üniversite senatosu üyeleri, üniversitede türban yasağının kaldırılmasına ilişkin düzenleme için toplantı düzenledi. İÜ Senatosu’nun açıklamasında laiklik ilkesinin; hukukun üstünlüğünün, insan haklarına saygının, demokrasinin ve bilimsel özgürlüğün korunmasında önkoşulu oluşturduğu belirtilerek, “Laiklik, Cumhuriyet’in özünün ayrılmaz ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Türban yasağının anayasa değişikliği yoluyla aşılmak istenmesi, laiklik ilkesine, yani anayasanın ruhuna aykırı olacaktır. Üniversitemizde dinsel simgelerin kullanılması yasağı, dayanağını laiklik ilkesinden almaktadır. Politik çıkarlar ve siyasi tercihlerin, din ve vicdan özgürlüğü adı altında üniversitelerde bilimsel özgürlükleri tehdit etmesi kabul edilemez. Türkiye, din istismarına ve şeriat oyunlarına sahne olmayacaktır. Sosyal düzenimizi bilerek veya bilmeyerek değiştirmek isteyenlere göz yumulamaz’’ denildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na Açık Mektup Sayın Abdurrahman Yalçınkaya, İyi hatırlayacaksınız, AKP, 2002’de iktidara geldikten sonra, ilk işi, türban, imam hatipler ve Kuran kursları oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küllenmeye yüz tutmuş bu konuları, eşeleyip harlayarak himayesine aldı. Bir yandan da, hızla “kadrolaşma”ya gidildi. Çok geçmeden, laik Cumhuriyet’in kurumlarına saldırma başladı: 2003’te, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nu, kısaltılmış adıyla TÜBİTAK’ı, baltalaması bir ilktir ve arkası gelir. AKP’nin bilim düşmanlığı ve dinciliği de açığa çıkar. Türbanı, bir dinsel ve siyasal kisve olduğu için, laikliğe aykırı bularak, Türkiye’de Anayasa Mahkemesi ve diğer yüksek mahkemeler, üniversiteler dahil eğitimde yasaklamışlardır. 2004’te, bir dava vesilesiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu tutuma katılınca, AKP ayağa kalktı. Avrupa Birliği’ne katılma aşkıyla tutuşan parti, sistemin en yüksek mahkemesine karşı çıkıyordu; giderek, türban takımını teşvik etmiş oluyordu. Bu tavır, bir cinnete dönüşür. İmam ve hatiplere üniversiteleri açma gayreti; Kuran kurslarını her kaydın dışında serbest bırakma; laik eğitimi çığırından çıkarma her adımda belli oldu ve ayyuka çıktı. Muhalefet karşı dursa da, boşa gitti. Bugün Türkiye’de çağdışına kaymış bir eğitim varsa, bunun günahı başta AKP’ye aittir. Bunlar olurken, ülkenin iktisadi ve sosyal yönden kayıpları da korkunçtur. Ne var ki, bu kayıplar olmayabilirdi: AKP’nin, birinci dönemde yaptıkları, Anayasa Mahkemesi’nin önüne getirildiğinde kapatılması için yeterdi. Ancak, liberalizmi geliştiriyor, memleketi kalkındırıyor, Avrupa Birliği’ne gireceğiz gibi havada iddialar basiretleri bağlamıştır. Karar mevkiinde bulunanların vurdumduymazlığı da rol oynadı: Birinci dönemde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamında oturan Nuri Ok, o yılları AKP’ye bir iki hatırlatma ile tüketmiş ve sonunda da, ardında bir deve yükü belge bırakıp gitmiştir... ? Sayın Abdurrahman Yalçınkaya, 22 Temmuz seçimlerinden sonra olan bitenleri biliyorsunuz: Yüzde 46’lık bir sonuç AKP’yi tam “şirretliğe” götürmüş, girişimleriyle de toplum kaygılar içindedir. Yeni bir anayasa tartışması beklerken, türbanın üniversitede serbest bırakılması gündeme alınmıştır: AKP ile MHP’nin anlaşmasıyla, konu kesinleşmiş gibidir. Müslüman dünyanın en gerici güruhunun icat ettiği ve bize de ithal edilen türban, dinsel ve siyasal bir simge olarak böylece kamuda yerini almış olacaktır. Türbana yolları açmak için düşünülenler ise anayasada ve yasalarda zorlamalardır. Bütün bunlar, iptale açık durumdadır. Bunların ayrıntılarını size hatırlatmak ayıp olur. Anayasanın laik düzenine korkunç bir müdahaledir yapılan. “Çene altı” müdahale gülünçtür. “Düzenleme üniversiteyle sınırlı kalacak” diye verilen güvence de havadadır: Üniversiteler karışacak ve oradan liselere ve kamuya da taşacaktır anarşi. Bir de, türbanlı olarak üniversiteyi bitirecek kızı bekleyen sorunlar! Neresinden bakılsa, dram! Bunu, bir düşman olsa tertiplemezdi... Gelip durduğumuz noktada ise yapılacak şu: Toplum çıkmazlar içinde çırpındığında onu kurtaracak güçleri, hukuk dışından bekleyenler az değil. Oysa, hukukun önceden hazırladığı garantiler var; anayasal çerçeveyi zorlayan ve dışına çıkan siyasal partiler, bir prosedürden sonra kapatılır. Batı hukukunda bunun örnekleri var ve biz de ordan almışızdır. Özetle, AKP’nin kapatılmasını Anayasa Mahkemesi’nin önüne getirmek gerekiyor. Bu size düşüyor. Bunu yaptığınızda, bir genel ferahlama göreceksiniz. Anayasa Mahkemesi de, sanıyoruz, ülkemizi bir beladan kurtaracaktır. Derin saygılarımla... ‘REJİMİ DEĞİŞTİRMEYE YÖNELİK TEHDİT’ Haber Merkezi AKP ile MHP’nin türban uzlaşmasına üniversitelerin tepkisi sürüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, türbanın Cumhuriyet kuruluş felsefesine aykırı olduğunu belirterek, “Yaşananlar kuruluş felsefesinin tersine olan bir uygulamadır. Bundan rahatsızım. Basamak basamak ilerliyorlar” dedi. Aralarında Prof. Ali Nihat Bozcuk, Prof. Zafer Hasçelik, Prof. Zafer Gençaydın ve Prof. Ceyhan İnal’ın da bulunduğu Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri de türban serbestisinin toplumda ayrışmalara neden olacağını vurguladı. Ege Üniversitesi Senatosu adına açıklama yapan Rektör Prof. Ülkü Bayındır, yükseköğrenim kurumlarında türbanın serbest bırakılması konusundaki gelişmeleri endişeyle karşıladıklarını belirterek, “Senatomuz, türbanın bir özgürlük göstergesi olmadığı, aksine özgür ve özerk insanlar yetiştirmeyi engelleyen bir kalıp olduğu kanaatindedir” diye konuştu. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Senatosu’ndan ğildir. Ayrıca bizler de başka bir dinin mensupları değiliz. Türbanı dinin gereği olarak görmek ve göstermek yanlışların en büyüğüdür. Türban üniversitelerde serbest kalınca Türkiye daha mı dindar olacaktır? İşsizlik, Ermeni meselesi, Kürtçülük sorunu ortadan kalkacak mıdır? Tam aksine, iş dünyasından bürokrasiye, bilim dünyasından sanat dünyasına, hukuktan asker kesimine kadar ülkemize çok şey katan bir yapılan açıklamada, “Üniversitelerden başlayacak türban serbestliğinin masum bir özgürlük talebinin ötesinde rejimi değiştirmeye yönelik bir tehdit” olduğu belirtildi. Muğla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şener Oktik de, “Türbanın üniversitelerde serbest kalması, önüne geçilmez sonuçlar doğuracaktır. Ortaöğretim kurumlarında hatta ilköğretimde, daha önce üniversiteler için başlayan tartışmalar ve ardından kaçınılmaz olarak uygulamalar için düzenlemeler başlayacaktır” dedi. Akdeniz Üniversitesi Senatosu da açıklamasında “Bilim felsefesine ve hukuka böylesine aykırı bir dayatmanın, inanç özgürlüğü kisvesi altında gündeme getirilmesini, hem üniversitelerde şu anda egemen olan barış ortamını bozmaya hem de laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini değiştirmeye yönelik tehlikeli bir hamle olarak görüyoruz” ifadesine yer verildi. ğunu sizden mi öğreneceğiz? Türban ülkemizin birlik ve bütünlüğünü tehdit eder hale gelmiştir. Tek kaygımız ülkemizin geleceğinin karartılmaması, sonu belirsiz maceralara sürüklenmemesi ve kapkara örtülerle örtülmemesidirBu gidiş en kısa zamanda durdurulmalıdır.” duğu vurgulanarak, “Yapılmak istenen değişiklikler, anayasanın 2. maddesinde benimsenen demokrasi, laiklik ve hukuk devleti ilkelerine ters düşmektedir. Dinsel inançların devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmaması, laiklik ilkesinin temelidir. Laikliğin zedelenmesi durumunda demokratik toplum düzeninin de bundan olumsuz yönde etkileneceği açıktır. Böyle bir uygulama eğitim alanında izlenmesi hedeflenen çağdaş, özgür, akılcı ve bilimsel düşünce önünde ciddi bir engel oluşturacaktır. Türbanın yükseköğretim kurumlarında serbest bırakılmak istenmesi toplumumuzun her kesiminde bölünmelere yol açacak özellikler taşımaktadır” ifadesi kullanıldı. YTÜ: Laiklik korunmalı YTÜ Senatosu da yaptığı açıklamada, “Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez ‘laiklik’ ilkesini zedeleyici ve toplumumuzda ayrışmalara yol açabilecek adımlar atılmasının, üniversitelerimizde huzur içinde sürdürülmekte olan eğitimöğretim yanında toplumsal barış ortamına da zarar vermesi kaçınılmazdır. Bu nedenle, ulusumuzun huzuru ve ülkemizin refah içinde gelişimi için sorumluluk üstlenmiş olan tüm kişi ve kurumların ‘laiklik’ ilkesini savunmak ve korumakla görevli olduklarına inanmaktayız” görüşlerine yer verdi. İÜ: Türban din sorunu değil Rektör Parlak ise türbanın bir din sorunu olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Türban din sorunu de kitle huzursuz olacaktır. Burdan din adına dini sığlaştıranlara, bir avuç azınlığı mutlu etmek için kitleleri tahrik ederek oy avcılığı yapanlara sesleniyorum: Bir yandan kadının çalışmasını günah sayacaksınız, öte yandan eğitim özgürlüğü kisvesi altında Cumhuriyet ilkelerini ayaklar altına alacaksınız. Bu mudur girilmek istenen Avrupa değerleri? Bizler, önerilen yolun ne denli karanlık olduğunu görenler, dinin ne oldu İTÜ: Bölünme yaratır İTÜ Senatosu’nca yapılan açıklamada ise türbanın siyasi bir simge ol AİHM YARGICI KARAKAŞ: Mahkemenin içtihadı belli Dış Haberler Servisi AİHM’nin yeni Türk yargıcı Prof. Işıl Karakaş, mahkemenin türban konulu bir davada, önceki kararına atıfta bulunacağını vurguladı. Karakaş, Leyla Şahin davasında bir içtihat oluştuğunu söyleyerek “AİHM’nin türban içtihadı belli” dedi. BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Karakaş, “AİHM’de yeni bir dava için bir kişinin önce mağdur olduğu iddiasıyla dava açması lazım. AİHM, Leyla Şahin davasında vermiş olduğu kararla, oradaki prensiplerle, o doğrultuda devam ettirecektir kararlarını” dedi. AİHM’nin din özgürlüğü, eğitim hakkı doğrultusunda birçok kararı bulunduğunu, bu kararlar çerçevesinde önüne gelen durumları değerlendirdiğini belirten Prof. Dr. Karakaş, “Türkiye’den de böyle bir başvuru olduğu takdirde, hem geçmiş içtihatlar hem de elbette ki yeni mağduriyetin özellikleri dikkate alınarak, Türk hukukundaki yeni düzenlemelerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygunluğunun denetlenmesi söz konusu olur” diye konuştu. Karakaş, BBC’nin, “AİHM Büyük Dairesi, Leyla Şahin davasında türbanı ‘kişisel özgürlüklerden ziyade, politik bir sorun’ olarak tanımlamıştı. Yasağın ‘laikliğin bir gereği olduğunu ve türbanın toplumu bölen bir tarafı olduğunu’ belirtmişti. Yine benzer bir dava açılır, süreç benzer şekilde sonuçlanırsa, bunun sonucu ne olur?” sorusu üzerine şöyle yanıt verdi: “AİHM’nin kararları bütün yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar. Eğer aykırılık saptarsa mahkeme, Türkiye de o zaman iç hukukunu yeniden düzenleyecektir.” Ortadoğu Öğretim Elemanları Derneği, Tüm Öğretim Elemanları Derneği ve Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği üyesi bir grup öğretim üyesinin TBMM’ye girişlerinde cüppeleri çıkartıldı. Bazı öğretim üyeleri “Yakında başka tür cüppeler girecek” diye tepki gösterdiler. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ‘Cumhuriyetle hesaplaşıyorlar’ Cüppeleriyle TBMM’ye gelerek türban konusundaki endişelerini anlatan öğretim üyeleri, ‘Türban yasağının kalkması bölünmenin zeminini hazırlayacaktır’ dediler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’ye dün cüppeleriyle gelen, ancak içeri cüppeleriyle alınmayan bir grup öğretim üyesi; CHP ve AKP gruplarını ziyaret ederek endişelerini aktardı ve türbanla ilgili girişimlere destek verilmemesini istedi. Öğretim üyeleri “Son düzenleme Cumhuriyetimizin laik toplumsal düzenini tehdit etmektedir. İşbirliği içinde olanlar, Cumhuriyetle hesaplaşma içindedirler” uyarısında bulundu. Ortadoğu Öğretim Elemanları Derneği, Tüm Öğretim Elemanları Derneği ve Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği üyesi bir grup öğretim üyesi dün cüppelerini giyerek otobüslerle TBMM’ye geldiler, ancak içeri girerken cüppeleri çıkartıldı. Bazı öğretim üyeleri buna, “Yakında başka tür cüppeler girecek” diyerek tepki gösterdi. Öğretim üyesi grubunu CHP grup başkanvekilleri ile akademisyen kökenli milletvekilleri Plan ve Bütçe Komisyonu Salonu’nda kabul etti. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, “Ilımlı İslam projesinin yaşama geçirilmeye başlandığını, Türkiye Cumhuriyeti treninin makas değiştirmeye başlatıldığını” söyledi. CHP grup başkanvekillerinden Hakkı Süha Okay da, “Ülkeyi bölünmeye götürüyorlar. 1015 yıl sonra Türkiye’de başını açma kavgaları başlayacak. Buna CHP, yargı geçit vermeyecek. Anayasada YÖK BAŞKANI’NDAN ÜAK’A ‘TOPLANMAYIN’ BASKISI FIRAT KOZOK PEN TÜRKİYE MERKEZİ ‘Laiklik bağnaz saldırıları önler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Edebiyatçılar, AKP ve MHP’nin türban önerisiyle laiklik ilkesinin büyük yara aldığını vurguladılar. Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası ile Edebiyatçılar Derneği’nden yapılan ortak açıklamada, laikliğin fikir özgürlüğünün ve özerk sanatın vazgeçilmez bir öncülü olduğu vurgulanarak şöyle denildi: “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi 1.3 katrilyon... Bu aynı zamanda 22 üniversitenin toplam bütçesini aşmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesi 632 trilyon... Türkİslam sentezcisi iki parti, AKP ve MHP, üniversiteye türbanla girilmesini yasal hale getirmek için uğraşıyor. Laikliğin evrensel bir önemi de özerk bilimi ve sanatı bağnaz düşüncenin saldırganlığından kurtarmasıdır. Türbanın üniversiteye girmesiyle değil, bu geri tablonun düzeltilmesine ilişkin işlerle uğraşılmalıdır.” ANKARA Üniversiteler Arası Kurul’un (ÜAK), AKP ve MHP’nin üniversitede türban serbestisiyle ilgili girişimlerini değerlendirmek üzere bugün yapacağı olağanüstü toplantı öncesinde skandal bir gelişme yaşandı. YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, ÜAK Başkanı Prof. Mustafa Akaydın’ı arayarak, toplantının iptal edilmesini istedi. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından YÖK Başkanlığı’na atanmasının ardından AKP iktidarıyla ters düşmemeye özen gösteren Özcan, skandal bir adım daha attı. Üniversiteler Arası Kurul’un türban tartışmalarını değerlendirmek üzere bugün yapacağı olağanüstü toplantının duyurusunun yabu gediği açamayacaklar” görüşünü dile getirdi. pılmasının ardından Özcan, Prof. Akaydın’ı aradı. Özcan, toplantının “gerginliklere sebebiyet vermemesi adına” ertelenmesini rica etti. Akaydın ise, bunun mümkün olamayacağını belirterek, isteyen rektörlerin toplantıya katılacağını söyledi. ÜAK Başkanı’ndan beklediği yanıtı alamayan Özcan’ın, çalışma arkadaşlarıyla daha sonra bazı rektörleri aradığı öne sürüldü. Rektörler, Özcan’ın girişimini tepkiyle karşıladı. ODTÜ’de 10.30’da başlayacak toplantıya 115 üniversiteden 200 rektör ve rektör yardımcısının katılması bekleniyor. Toplantının birinci bölümünde idari ve mali konular masaya yatırılacak. Toplantının dilek ve temenniler bölümünde ise üniversitelerde türban serbestisi konusu gündeme gelecek. Toplantının ardından konuyla ilgili bir bildirinin kamuoyuna sunulması bekleniyor. Hedef alınan, laik toplum düzenimizdir.” Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Nurettin Abacıoğlu da, milletvekillerine seslendikleri metni okudu. Öğretim üyeleri bu metinde milletvekillerine “Tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyasınız. Bu girişime destek vermeyin” diye seslendi. İzmir’de türbanı serbest bırakma girişimlerini protesto eden gruba bazı kişiler sataşınca gerginlik çıktı. (AA) Sokakta türban kavgası İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyelerinin AKP ve MHP’nin türban yasağını kaldırmak için yürüttüğü çalışmaları protesto etmek için yaptığı eylem, karşıt görüşlülerin laf atması üzerine yumruklu kavgaya dönüştü. Konak Meydanı’ndaki Saat Kulesi önünde toplanan “Şeriat ortaçağdır”, “Şeriata karşı, ya birleşmek ya ölüm” , “Laiklik yoksa bilim, demokrasi, özgürlük yoktur” yazılı dövizler taşıyan HKP üyeleri, “Türban özgürlük değil, köleliktir”, “Katil ABD, Ortadoğu’dan def ol” sloganları atarak metro istasyonu önüne kadar yürüdü. HKP İzmir İl Başkanı Tacettin Çolak’ın basın açıklaması yapmaya hazırlandığı sırada grubun yanına yaklaşan türbanlı bir kadın, partililerle tartışarak türbanı protesto etmelerine kızdı. Partililerin tepkisi üzerine türbanlı kadın uzaklaşırken bu kez de bir erkek eylemcilere laf attı. Partililerin de karşılık vermesi üzerine büyüyen tartışma bir anda tekme ve yumruklu kavgaya dönüştü. Arbede çevredeki yurttaşlar tarafından yatıştırılırken, laf atan şahıs kaçarak uzaklaştı. ‘Hedef: Laik toplum düzeni’ Tüm Öğretim Elemanları Derneği Genel Sekreteri Suay Karaman üç dernek adına hazırladıkları ortak duyuruyu okudu. Duyuruda şu görüşlere yer verildi: “Düzenleme, ülkemizde bir bağımsızlık savaşı ile kurulmuş olan Cumhuriyetimizin laik toplumsal düzenini tehdit etmektedir. İşbirliği içinde olanlar Cumhuriyetle hesaplaşma içindedirler. Türbanın serbest bırakılması, üniversitelerden başlayarak kısa sürede kamu kesimi dahil ülke genelinde bir bölünmenin zeminini yaratacaktır. Cumhuriyetimizin temel esasları ve kuruluş yasaları çiğnenmektedir. 12 Eylül darbesinden bu yana günlük yaşamın aşama aşama bir parçası haline getirilen tesettür, bugün toplumsal barışın güvencesi olan laik kamu düzenini tehdit eder hale getirilmiştir. Kadının bireysel özgürleşmesi önünde en büyük engel olagelmiş tesettürün birer özgürlük ve hak simgesi olarak sunulması, dinsel duyarlılığı olan insanlara söylenebilecek en büyük yalandır. MHP randevu vermedi Öğretim üyelerinden bir heyet daha sonra AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün’ü ziyaret etti. MHP’nin ise öğretim üyelerine randevu vermediği öğrenildi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle