23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2008 CUMA 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Afgan Devlet Başkanı’nın İngiliz BM temsilcisini reddetmesi şok etkisi yarattı BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI ABD Kâbil’de batıyor Dış Haberler Servisi 2001’deki Amerikan askeri müdahalesi sonrası işbaşına gelen Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai ile Batı ülkeleri arasındaki ipler gerilirken ABD’de yayımlanan 2 raporda, “Afganistan’daki unutulmuş savaşın bir batık devletle sonuçlanabileceği” uyarısı yapıldı. ABD desteğiyle geçici hükümetin başına getirilen ve daha sonra aşiret liderlerinin desteğiyle yeniden devlet başkanı seçilen Karzai’nin beklenmedik bir davranışla, İngiliz Lord Paddy Ashdown’ın BM’nin yeni Afganistan temsilcisi olarak atanmasını reddetmesi Washington ve Londra’nın İstanbul, Açık Şehir… Costas Karamanlis, Patrik, Büyükelçi Wilson kafa kafaya vermişler, Fener’de BOP’un hesaplarını yapıyorlar. Açık şehir İstanbul’da, baş başa… Ankara yok, hükümet yok, kendi başlarına… Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 23 Ocak 2008’deki basın açıklamasında söylediği gibi… “Ekümeniklik (evrensellik) onların iç meselesidir” diyerek Atina, Patrikhane ve ABD’nin kendi aralarında, baş başa konuşup çözecekleri bir ortam hazırlanmış. AKP hükümeti “Cumhuriyet Merkez Bankası”nı Cumhuriyetin başkenti Ankara’dan Türkiye’nin finans merkezi İstanbul’a getirme kararı aldı. Düzeltelim; MB, açık finans piyasaları merkezi ve açık şehir İstanbul’a taşınmak isteniyor. AB, Türkiye’den sağladığı büyük ticaret fazlasının birkaç kuruşunu da “İstanbul”u, eski azınlıkların yaşadığı sokakları yeniden canlandırmaya harcıyor. Cumhuriyetten sonra yapılan anlaşmalarla milyonlarca insan karşılıklı göç etmişler, bilmem kaç nesil geçmiş, herkes yerleşmiş. Yalnız AKP değil, Batı da Osmanlı’nın özlemi içinde, birlikte özlem gideriyorlar. Ah bir geri gelse hayali içindeler. Avrupalı sömürgecilere karşı savaşarak kurulmuş bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni Cezayir örnek almış ve Fransa’ya karşı savaşmış. Beyoğlu’nda, Cezayir adını koyduğumuz sokak açık şehir İstanbul’da yeniden Fransız sokağı olarak değiştirildi. Sömürgecilik özlemi içinde olanlar Fransa’nın yanında Cezayir’e karşı saf tutmuşlar, açık şehir İstanbul’da. Yakında Balat’a Atina sokağı, Vezneciler’e karakol baskınını yadetmek için İngiliz sokağı, Maslak’a da Wall Street adını vermek isteyenler çıkarsa hiç şaşmam, burası açık şehir İstanbul. Boğaz’a şeyhler, prensler, tarikat liderleri, Amerikan güdümündeki Arap kralları yerleşiyor. Neden olmasın, burası açık şehir İstanbul. Batı kapitalizminin (ve emperyalizminin) denetimi altına sokulmaya başlayan bir dev kent. Başkentin içi boşaltılırken “Açık Şehir İstanbul” devleştiriliyor. Türkiye Cumhuriyeti’ne alternatif bir açık şehir… Lozan’ın silip attığı Fener Patrikhanesi, Batı emperyalizminin himayesine (ve maşalığına) açık şehir İstanbul üzerinden soyunuyor. değildir. İstanbul Lozan’ın dışına çıkarılırken ABD ve AB’nin güdümünde bir Ortadoğu devleti kurulmak isteniyor. Finansçıların deyimi ile bir “Off Shore bölge” yaratılıyor, Cumhuriyetin içi boşaltılırken. Vatikan’dan biraz daha farklı, biraz daha işlevsel ve siyasi. İçimizdeki dincilerden, işbirlikçi olanlar çok mutlu. Türkiye içinde bir din devletçiği olursa Türkiye de bundan nasibini alır diye düşünüyorlar. Papa İstanbul’da ne buyurmuştu; dinin kamusalı, özeli olmaz; din, hayatımızın her anında ve her davranışımızda vardır. Vatikan’daki papazları ve rahibeleri örnek alıyordu, herhalde… Önce yabancı tekelleri ve sermayeyi İstanbul’a taşıdılar. Yabancı sermaye borsada bir koyup dört aldı. Türkiye’yi soymanın bir mekânı haline getirildi İstanbul. Tabii ki Frankfurt’ta, Paris’te olduğu gibi işlemeyecekti, malı alıp götüreceklerdi… Sonra yabancıların alışveriş merkezleri doldurdu İstanbul’u. Yerli işadamları önce fabrikalarını satıp iş merkezleri yaptılar; sonra da bu iş merkezlerini yabancı tekellere devrettiler. İstanbul’un açılıp saçılmasına katkıda bulundular. Bu merkezleri yabancı mallar doldurdu, ithalat patladı. Sonra TV kanalları, gazeteler ve kimi vakıf üniversiteleri de yabancı sermaye tarafından işgal edilmeye başlandı. Megakent iyice açılıp saçılıyordu. Patrikhanesinden televizyonuna, borsasından alışveriş merkezine her şey Batı tekellerinin ve yabancı sermayenin eline geçiyordu. “Açık şehir İstanbul” böyle yaratılıyor. Aynen Osmanlı’nın çöküş yıllarında olduğu gibi. Casablanca’da yalnız Humphrey Bogard ve İngrid Bergman yoktu. Orada faşizm vardı, emperyalizm vardı, tekeller, kara para vardı… Ve tabii faşizme karşı savaşan devrimciler, idealist insanlar vardı. Ama Casablanca yine de bir açık şehirdi. Şimdi İstanbul’u açarak Cumhuriyeti, onun üzerinden tasfiye etmek istiyorlar. Yabancı sermayenin sömürmesi için zemin hazırlanıyor… Ulusdevlet kimliğini, Lozan’ı, Cumhuriyeti İstanbul üzerinden eritmek istiyorlar. Sermayenin, Hıristiyanların, şeyhlerin, Arap krallarının, tarikatların ve yabancı malların işgal ettiği bir zemin yaratıyorlar. Cezayir sokağı yerine Fransız’ı, Cumhuriyet yerine tarikatçısı, Ankara yerine tekelcisi… 1918’de işgal ordularına futbol turnuvası düzenleyenler şimdi yabancı tekellerle borsada oynuyorlar. Postalın yerini sermaye almış ama sonuç aynı: Sömürü, askersiz işgal, kimliksizlik... “Yaşasın açık şehir İstanbul” diyenler bunun özlemi içindeler… İstanbul, çok başlıklı bir füze gibi kullanılıyor… Herkes kendi işini görüyor, Türkiye hariç… ? Lord Ashdown’ın geri çevrilmesinin arkasında, Afganistan devlet başkanı olmak isteyen ABD’li yetkili Halilzad’ın olduğu öne sürüldü. Ashdown’ın yerine gelebilecek isimler arasında Hikmet Çetin de gösteriliyor. hesaplarını altüst etti. Halilzad koltuk mu istiyor? İngiliz gazetesi Guardian, daha önce Karzai’den gayriresmi onay alan Ashdown’ın reddedilmesinin arkasında, ABD’nin eski Afganistan ve Irak temsilcisi ve şimdi Washington’ın BM Büyükelçisi Zalmay Halilzad’ın olduğunu yazdı. Haberini Dışişleri kaynaklarına dayandıran gazete, Afgan kökenli Halilzad’ın, doğduğu ülkede devlet başkanı olmak istediği ve aşiret liderleri aracılığıyla Karzai’yi Ashdown’ın atanmasını engellemeye sevk ettiği iddialarına yer verdi. Halilzad adına yapılan açıklamada ise ABD’li yetkilinin iddiaları “dedikodu” olarak niteleyerek Ha ‘Rapor yeni bir savaşın işareti’ Dış Haberler Servisi İsrail’in 2006’nın yazında Hizbullah’a karşı başlattığı 2. Lübnan Savaşı’nın sonuçlarını soruşturan Winograd Komisyonu’nun raporunda hatalardan İsrail ordusu sorumlu tutulurken Başbakan Ehud Olmert “aklandı.” Komisyonun başkanı emekli yargıç Eliyahu Winograd’ın adıyla anılan komisyonun önceki gün açıklanan nihai raporunda, savaş kararı için “Başka çare yoktu” denildi. Raporda bununla birlikte “savaş sırasında siyasi ve askeri alanda ciddi hatalar yapıldığı ve bunun büyük bir başarısızlık olduğu” ifade edildi. Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, raporun Lübnan’a yönelik yeni bir savaşın işaretini verdiğini vurguladı. lilzad’ın, Ashdown’ın atanmasını desteklediği savunuldu. Guardian, “giderek daha çok savaş ağalarına ve uyuşturucu tacirlerine bağımlı hale gelen” Karzai’nin son adımla, “Batı’nın Afganistan politikasının kaosa sürüklendiği” yorumunu yaparak “Afgan devlet başkanının seçeneksizlikten en az 1 yıl daha görevde kalacağını” öne sürdü. İngiliz gazetesi Financial Times’ın dış politika yorumcusu Gideon Rachman da Halilzad’ın Afganistan Devlet Başkanı olmasının “tuhaf olacağını ve Amerikan emperyalizmi fikrinde yeni bir çığır açacağını” vurguladı. Times gazetesi yorumcusu Bronwen Maddox, BM Afganistan Özel Temsilcisi olabilecek iki adayın, eski Türkiye Dışişleri Bakanı ve NATO’nun eski Afganistan sivil temsilcisi Hikmet Çetin ile Norveçli diplomat Kai Eide olduğunu kaydetti. Raporlar alarm veriyor ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi adına, eski NATO Avrupa komutanı James L. Jones ile ABD’nin eski BM Büyükelçisi Thomas Pickering imzasıyla yayımlanan raporda ise “Afganistan’ın batmasının engellenmesi için acil değişiklikler gereklidir” denildi. Afganistan’daki savaş “unutulurken” Taliban hareketinin kırsal bölgelerde yeniden güç kazandığına ve ülkenin yeniden yapılandırılması çabalarında ilerleme sağlanamadığına değinilen raporda, ülkeye akıtılan yardımların 10’da 1’inden azının halka ulaştığı ve “Afganistan’ın ‘batması’ durumunda bunun bölgede dinci hareketlere karşı savaşa stratejik sonuçları olacağı” belirtildi. Raporda, ABD’nin Afganistan politikalarını koordine edecek bir özel temsilci ataması önerildi. BOP’un merkezi, İstanbul… Fener Patrikhanesi, ABD ve AB’nin güdümünde Rusya ve Ukrayna’daki Ortodoks nüfusa karşı bir kılıç gibi kullanılacak. Hem de açık şehir İstanbul üzerinden. Şehir açılıp saçılacak ki herkes el atabilsin... Sermaye, din, siyaset curcunası egemen olsun. “Dünya Kültür Başkenti İstanbul” Projesi ABD ve AB’nin açık kent düzenlemesinden başka bir şey Kadınlardan gazeteciye destek Afganistan’da 23 yaşındaki gazeteci Pervez Kambahş’ın İslama hakaret suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırılması protesto edildi. Üyelerinin çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu Afganistan Dayanışma Partisi’nin üyesi 200 kişi, BM merkezinin önünde Kambahş’ın serbest bırakılmasını istedi. Partinin yaptığı açıklamada, “Kambahş’a getirilen suçlamalar Taliban iktidarındaki yargılamaları aratmıyor” denildi. (Fotoğraf: AP) www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle