28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada inme gelecek! Zira Türkiye, krizin ağırlığını hissedip toplu bir ön- lem alma gereği duymayan tek ülke olarak cesaret- le yoluna devam ediyor. Şu gerçeğin altını kalınca çizelim: Türkiye, birleşik kriz yaşıyor. Özellikle 2006’dan bu yana, Kemal Derviş’in uygulamaya koyduğu planın ömrünü doldurmasıyla birlikte iç dengelerin zorlan- maya başlamasından kaynaklanan bir kriz vardı. Gi- derek ağırlaşan bu kriz, küresel krizle birleşti, katla- narak üstümüze geliyor! AKP ekonomisi için uzun süren yalancı baharın so- nuna geldiğimizi söyleyebiliriz. Başbakan’ın “İlle de ambalajlı paket mi lazım?” diyerek örtmeye çalıştığı gerçek bu. Erdoğan, paket diye elle tutulur bir şey açıklayamayacağını görünce, çareyi teğet geçen krizin inişe geçmekte olduğunu söylemekte buldu. Paket sözcüğü Türk demokrasisinin ve ekonomi- sinin çok alışık olduğu bir kavramdır. Geçmiş hükü- metler de sık sık paket açıklarlardı. Özellikle ekono- miye ilişkin olanlar şu tür başlıklarla duyurulurdu: Acı paket... Sığ paket... Zam paketi... Yetersiz pa- ket... IMF paketi... Satış paketi... Bütün bu tanımlamaların ötesinde AKP yeni bir mo- del daha geliştirdi: Dağınık paket... Belki de arkadaşlar toparlamaya çalışırlarsa daha da dağıtacaklarını düşünüyorlar. Tek tek, parça par- ça önlemler açıklamayı yeğliyorlar. Ancak, AKP’nin tüm tarafları Erdoğan gibi düşünmüyor. Biten yalancı ba- hara koşut olarak, AKP içi koalisyonun usul usul gev- şemekte olduğunu görüyoruz. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Başbakan’ın “her şey yoluna giriyor” dedi- ği gün, ihracatın 2009 yılında yüzde 17 düşeceğini açık- ladı. Bu rakam, görünen gidişe göre hayli iyimser! AKP bürokrasisinde de ciddi fay hatları dikkati çe- kiyor. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın AKP ile örtüşmeyen çıkışlarına alıştık. Örneğin geçen hafta hem yurttaşları uyarma gereği duydu borçlan- mamaları için, hem hükümeti uyarma gereği duydu gidişi sağlıklı görmesi için. Yılmaz’a Tasarruf Mevduat ve Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk de eklenmiş görünüyor. Ertürk, 2001 krizinden çıkış çabalarının bürokratı, CHP mil- letvekili Faik Öztrak gibi krizin “V” değil, “L” şeklin- de seyrettiğini söyledi. Yani, krizle gelen ani inişin ön- lemlerle yükselişe geçip “V” yapacağı bir yapı yok, kriz- le dibe vuruş aynı çizgide devam etme eğiliminde... Krizin artık bir “inme” şeklinde geldiğini en iyi ifa- de eden AKP’li Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ol- du. Şahin dün şöyle buyurdu: “Hasta olan bir kişiye, sen hastasın denmez. İyisin denir, iyiye gidiyorsun denir, ilaçları alırsan daha da iyileşirsin denir. Muhalefetin eleştirilerini anlıyoruz ama, ekonomiye böyle bakmak, moral vermek lazım...” Hükümetin krize nasıl baktığını en iyi gösteren de- meç bu... Tabii Maliye Bakanı’nı da unutmamak lazım. Ke- mal Unakıtan’ın saptaması da şöyle: “Ekonomi o kadar sağlam ki; değil anayasa kitap- çığı, ansiklopedi atsan bir şey olmaz!” Çok doğru... Kafa beton gibi sapasağlam olunca... Ne atarsan at! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada 6 milyon arttığını ilan ettiğinden beri kütüklerin bu ha- liyle yapılacak bir seçimin şaibeli olacağını söylüyor. Oysa, kütük sorunu yeni bir sorun değil. Geçenlerde de öyküsünü yazdık: CHP Genel Baş- kan Yardımcısı Onur Öymen, 2007 seçimlerinde son nüfus sayımına göre seçmen sayısının saptanmadı- ğını ve bu durumun seçim sonuçlarına olağanüstü oran- da olumsuz etkilediğini örnekler vererek açıklamıştı. Bir ölçüde MHP Öymen’e arka çıkan davranışlar gösterdi. CHP’ye gelince Öymen’in ortaya attığı kütük re- zaletine sahip çıkmadı, seçimlerin omurgası olan bu konuyu sorun yapmadı. Ne yaptı? Örgütüne bir yazı gönderdi. İllerden kü- tük rezaletini gösteren örnekleri toplayarak genel mer- keze bildirmelerini istedi. Ne oldu sonuç? Kütük rezaletiyle ilgili örnekler sap- tamayı bırakın bir yana, CHP örgütünün yarısı genel merkezden gelen yazıya yanıt bile vermedi. Dörtte birinden şöyle böyle yanıtlar geldi. Daha sonra neler mi oldu? Ört ki ölem! CHP Ge- nel Merkezi, kütük sorununu rafa kaldırdı. Altı milyon yeni seçmen açıklanıp, kütük sorunu pat- layınca; parti genel başkanı son grup toplantısında, on- ca aydır üzerine gitmediği kütük sorununu neredey- se ulusal bir sorun olarak ele alan açıklamalar yaptı. Bir buçuk yıl önce kütük rezaleti üzerine gidilsey- di, sorunu çözme olanağı yakalanabilirdi. CHP Genel Başkanı iş işten geçtikten sonra bugün sorunu çözmek için anayasa değişikliği gerektiğine varan açıklamalar yapıyor. Gazetelerde, TV’lerdeki açık oturumlarda yerel seçimler her açıdan ele alınıp tartışılıyor. Hangi partinin oyunu yükselteceği, kimin oylarının düşeceği üzerine varsayımlar yapılıyor. Tartışmaların odağındaki üç il: İstanbul, Ankara, İz- mir. Bu iller üzerine kurulan mantık 2004 yerel seçim- lerinde partilerin aldıkları oyların günün koşullarında ne ölçüde değişeceğine dayanıyor. 2004 sonuçlarına göre bu illerde olası sonuçları ma- saya yatırırsak: İstanbul: Büyükşehir belediye başkanlığı seçimin- de AKP yüzde 45.3, CHP 28.9 oy almış, aradaki fark yüzde 16.4. İki partinin aldığı oylarsa: AKP, 1.917.577, CHP 1.223.356. Aradaki fark: 694.227! CHP, iki parti arasındaki farkın kapanmaz bir fark olmadığını biliyor ve bu nedenle çarşafa da, türbana da sarılıyor. Ankara: AKP yüzde 55.1, CHP 12.8. Aradaki fark: Yüzde 38. CHP, içinden bir aday çıkararak bu farkı kapata- mayacağının bilincinde. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ı aday yapması bu nedenden kaynak- landığı gibi, asıl neden SHP’nin 2004’te aldığı sonuç; CHP’ye Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni kazanma umudunu veriyor. 2004’te Karayalçın’ın partisi SHP’nin aldığı oy CHP’den daha fazla: Yüzde 20.9. SHP’nin yüzde 20.9 oyuyla CHP’nin 12.8 oyu top- lanırsa yüzde 33.7’ye doğru önemli bir sıçrama söz konusu. CHP, AKP ile arasındaki yüzde 38.3’lük far- kı böylece aşağıya çekeceğini ve günün koşulları da bu rakama eklenirse Ankara’yı AKP’nin elinden ala- bileceğini hesap ediyor. Melih Gökçek, bu nedenle Karayalçın’ın adaylığı- na karşı. Bir başka neden, SHP’nin 2004’te aldığı so- nucun başkentte Kürt oylarına dayandığını öne sü- rüyor. Şayet SHP 2004’te aldığı oylar yitmediyse ve iki par- tinin toplam oylarına yaşam koşullarının getireceği oy- lar da eklenince CHP’nin başkenti alması elbette söz konusu olabilir. İzmir: 2004’te CHP yüzde 47.2, AKP 32.6. Fark: Yüz- de 14.6. Bu yüzdelere göre, CHP’nin 2009’da da ipi gö- ğüsleyeceği söylenebilir amma: 2007 genel seçiminde AKP aradaki farkı önemli oranda kapattı. CHP’nin yüzde 37.7 oyuna karşılık yüz- de 31 oy aldı. Aradaki fark, yüzde 6.7’ye inmiş gö- rünüyor. RTE de bu son rakamlara güvenerek İzmir’i mut- laka alacaklarını, almaları gerektiğini söylüyor. CHP, parti içi kapışmaları bir yana bırakıp birlikte- lik içinde seçimi kazanma hedefine yönelmezse.. bek- lemediği bir sürprizle karşılaşabilir. Global krizin giderek derinleştiği bir döneme giren ülkede, geçen seçimlere dayanan sonuçlarda daha ne gibi büyük değişiklikler olacağını bugünden ön- görmek olanaksız. Temennimizi yineleyelim: Bu seçim, AKP’nin büyük ölçüde oy yitirdiğine tanık olmamızı sağlar ve gele- ceğe dönük hayırlara vesile olur inşallahhh! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 4 ARALIK 2008 PERŞEMBECUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 18 Edirne Y 18 Kocaeli PB 23 Çanakkale Y 19 İzmir PB 22 Manisa PB 20 Aydın PB 22 Denizli PB 20 Zonguldak PB 22 Sinop PB 20 Samsun PB 19 Trabzon PB 19 Giresun PB 18 Ankara S 13 Eskişehir S 7 Konya S 6 Sıvas S 1 Antalya B 22 Adana B 23 Mersin B 23 Diyarbakır B 16 Şanlıurfa A 19 Mardin A 14 Siirt B 11 Hakkâri PB 9 Van PB 10 Kars PB 10 Oslo K - 1 Helsinki Y 5 Stockholm K 2 Londra Y 8 Amsterdam K 4 Brüksel K 3 Paris Y 6 Bonn K 3 Münih B 4 Berlin B 5 Budapeşte Y 10 Madrid Y 8 Viyana Y 4 Belgrad Y 15 Soyfa Y 16 Roma Y 13 Atina Y 21 Zürih Y 7 Moskova Y 6 Aşkabat B 10 Astana B 1 Taşkent B 15 Bakû B 10 Bişkek B 10 Tiflis B 14 Kahire B 27 Şam B 19 Yurdun kuzeybatı ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Edirne, Kırklare- li ve Çanakkale çevrele- ri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Gece ve sabah saatlerinde iç ve Doğu Anadolu ile Orta Kara- deniz’in iç kesimlerinde sis görülecek. Hava sı- caklığında önemli bir de- ğişiklik olmayacak. Ergenekon tanıkları tartışmalı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargõtay’õn yönteme uy- gun dinlenmeyen tanõk beyanla- rõnõn hükme esas alõnmamasõ yö- nündeki emsal kararõ ile birlikte Anayasa Mahkemesi’nin olasõ iptal kararõ Ergenekon davasõ- nõn gizli tanõklarõnõn durumunu zora sokabilecek. Yargõtay 10. Ceza Dairesi, gör- üştüğü bir dosyada, gizli tanõkla- rõn kovuşturma aşamasõnda uygun biçimde dinlenmediğini gerekçe göstererek bu tanõklarõn beyanla- rõnõn hükme esas alõnamayacağõ- na karar verdi. Dairenin bu kara- rõ Ergenekon’da yaşanan gizli tanõk tartõşmalarõ bakõmõndan da emsal niteliği taşõyor. Ergenekon soruşturmasõ sõra- sõnda ifadeleri alõnan ve pek çok suçlamaya ifadeleri dayanak ya- põlan gizli tanõklarõn yararlanacağõ Tanõk Koruma Yasasõ da tartõş- malarõn odağõnda yer alõyor. Çün- kü soruşturmayõ yürüten savcõ Zekeriya Öz, gizli tanõklarõn ifa- desini Tanõk Koruma Yasasõ’nõn yürürlüğe girdiği 5 Temmuz 2008 tarihinden önce aldõ. Bu nedenle gizli tanõklarõn ifadelerinin hukuki geçerliliği tartõşmalõ hale geldi. Kimi hukukçular, yasa henüz yü- rürlüğe girmeden, bu yasa çerçe- vesinde alõnan gizli tanõk ifade- lerinin sanõklar aleyhine kullanõ- lamayacağõnõ, bunun adil yargõ- lanma ilkesiyle bağdaşmayaca- ğõna işaret ettiler. Tanõk Koruma Yasasõ’nda, ta- nõklarõn mahkeme salonuyla bağlantõlõ bir başka salonda, ses ve görüntüleri değiştirilerek dinle- nebilmesi öngörüldü. Yasaya gö- re, gerekli görüldüğü hallerde estetik cerrahiyle fiziki görünüm ile adli sicil, askerlik, vergi, nü- fus, eğitim, sosyal güvenlik ve benzeri bilgi ve kayõtlar değişti- rilecek, nüfus cüzdanõ, sürücü belgesi, pasaport gibi resmi bel- geleri yeniden düzenlenebilecek. Ancak davada gizli tanõk ile sa- nõğõn yüz yüze gelmemesinin, çapraz sorgulama yapõlamamasõ- nõn adil yargõlamaya engel oldu- ğu görüşü öne çõktõ. CHP dava açmıştı CHP, Tanõk Koruma Yasa- sõ’nõn temel hak ve özgürlükler- le ilgili düzenlemelerinin anaya- saya aykõrõ olduğu iddiasõyla Anayasa Mahkemesi’ne dava aç- mõştõ. Başvuruda, yasanõn, ana- yasadaki yargõlamanõn açõklõğõ ve uluslararasõ sözleşmelerdeki eşitlik prensiplerine uygun ol- madõğõ ve temel hukuk kuralla- rõyla bağdaşmadõğõ belirtiliyor. Dava halen Anayasa Mahkeme- si’nin gündeminde bulunuyor. Ergenekon davasõnda karar çõk- madan önce Anayasa Mahkeme- si’nin iptal istemine ilişkin vere- ceği karar, davanõn geleceği açõ- sõndan da önem taşõyor. Olasõ ip- tal kararõ Ergenekon’un gizli ta- nõklarõnõn korunmasõnõ ve ifade- lerini zora sokacak nitelik taşõ- yabilecek. CHP’nin iptalini iste- diği düzenlemeler arasõnda, “Ta- nığın, duruşma salonunda fi- ziksel görünümünü engelleye- cek tarzda mahkemece tayin ve tespit edilecek bir usule göre, dinlenmesine de karar verile- bilir” hükmü de yer alõyor. Ergenekon davasõnda gizli ta- nõklarõn dinlenip, ifadelerinin hükme esas alõnmasõ durumunda temyiz aşamasõnda Yargõtay’õn nasõl bir tutum alacağõ da merak konusu oldu. Yargõtay’õn incele- me sõrasõnda gizli tanõklarõn so- ruşturma aşamasõnda henüz ya- sanõn yürürlükte olmamasõ nede- niyle usule uygun ifadeleri alõn- madõğõ gerekçesiyle kararõ boza- bileceği de belirtildi. İstanbul Haber Servisi - Mardin’de 1995’te öldürülen Albay Rıdvan Özden’in eşi Tomris Özden, Ergenekon davasõ ile tekrar gündeme ge- len eşinin ölümüne ilişkin kafasõndaki sorularõn yanõtlanmaya başladõğõnõ söyledi. Veli Küçük’ün içinde olduğu karanlõk işlerin 1992’de duyulma- ya başladõğõnõ belirten Özden, eşini Mardin’e Kü- çük’ün gönderdiğini ifade etti. Gazetemizin sorularõnõ yanõtlayan Tomris Öz- den, “Amerika’nın kendi yarattığı sorunu çöz- me sürecini yaşıyoruz. ABD’nin Ortadoğu’da- ki işi bitti. Şimdi başka bir yere yönelecek, başka hesapları var. İktidarda CHP de olsa askeri yönetim de olsa aynı şeyleri yaşıyor olurduk. Amerika bunu çözmek istedi, çöze- cektir” değerlendirmesini yaptõ. Özden, Tuncay Güney ile ilgili bugün ortaya çõkan birçok şeyi 1999’da yayõmlanan “Susturulmuş Çığlıklar” kitabõnda anlattõğõnõ, ancak kimsenin ilgilenme- diğini kaydetti. Özden, eşinin ölümü ile ilgili ha- ber yapmak isteyen Tuncay Güney, Ümit Oğuz- tan ve Adnan Akfırat’õn elindeki birçok önemli belgeyi kendisinden aldõğõnõ anlattõ. “Güney, Küçük’e ‘halledildi o iş’ dedi” Güney’den Flash TV’de “Umut Otobüsü” ile ilgili çekim yaptõklarõ sõrada şüphelendiğini dile getiren Özden, “Kulak misafiri olduğum bir iki telefon konuşmasında Güney’in, ‘Veli Paşam, evet yanõmõzda, halledildi o iş’ diye konuştuğu- nu duydum. Güney, Kuzey Irak’ta muhabir olarak görev yaptığını, istersem beni de yanın- da götürebileceğini söyledi. Nasıl deyince ‘Kõ- lõk değiştirip gideriz’ dedi. Oyuna getirildiğimi düşündüm. 4-5 gün sonra program yayımlan- madan Güney ve Oğuztan’ın işten ayrıldığını öğrendim” diye konuştu. Özden, Küçük ile ilgili de şu iddialarda bulundu: “Sakarya Alay Ko- mutanı Haydar Aksu’nun düğünündeydik. Eşim de Küçük de o dönem albaydı. Veli Pa- şa’nın kızı geliyor denilince herkes kalktı. Eşim alaycı şekilde güldü. Eşimle arka arkaya oturdular. Küçük ‘Ne o Rõdvan memnun mu- sun?’ dedi. O yolladı eşimi ölüme... Eşim de ‘Sayenizde komutanõm. Memnun değilim ama bana her yer bir’ dedi. Küçük’ün baldızı iyi ar- kadaşımdı. Ama o da mustaripti” ‘Küçük’ün karanlõk işleri 16 yõldõr biliniyor’ Savcıya gözdağı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YARSAV), yurt gene- linde yasadõşõ dinleme kararlarõ- na ilişkin Ankara Başsavcõlõ- ğõ’nca verilen takipsizlik kararõ- na itiraz etti. YARSAV’dan ya- põlan açõklamada, yasadõşõ din- lemeyi soruşturan savcõ Vahdet Polatkan hakkõnda Adalet Ba- kanlõğõ’nõn müfettiş görevlen- dirdiğine dikkat çekildi. YARSAV’dan yapõlan açõkla- mada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’nca jandarma dõşõnda MİT ve emniyet tarafõndan ülke genelinde iletişimin tespiti ve iz- leme konusunda kararlar alõndõğõ anõmsatõldõ. Bunun üzerine An- kara Başsavcõlõğõ’na suç duyuru- sunda bulunularak, bu tür karar- larõ talep eden ve uygulayan MİT ve emniyet görevlileri, TİB gö- revlileri hakkõnda, ayrõca bu ka- rarlar nedeniyle tüm verileri sis- teme açan Türk Telekom ve GSM sorumlularõ hakkõnda soruştur- ma yapõlarak dava açõlmasõnõn ta- lep edildiği kaydedildi. Açõkla- mada, “Nasıl ki bir tutuklama kararında isim, suç ve gerek- çenin yer alması zorunlu ise ve genel bir tutuklama kararının infazı olanaklı değilse, suç ön- cesi izleme kararları yönün- den de durum aynıdır” denildi. Açõklamada, bu olayla ilgili soruşturma sürerken, Adalet Ba- kanlõğõ tarafõndan yasadõşõ dinle- meyi soruşturan savcõ Polatkan hakkõnda müfettiş görevlendiril- diği, bu yolla yasadõşõ dinlemeye ilişkin soruşturmanõn etkinliği- nin zedelendiği kaydedildi. Ada- let Bakanlõğõ’nõn, jandarmanõn dinleme kararõ için yasa yararõna bozma yoluna gitmesine karşõn MİT ve emniyet için aynõ yola başvurulmadõğõ anlatõlan açõkla- mada şöyle denildi: “Adalet Ba- kanlığı’na başvuru yapılarak, mutlaka yasa yararına bozma yoluna başvurulması gerektiği belirtilmiş, bu başvuruya yanıt alınamamış, 1 Aralık 2008 gü- nü randevu istemimiz de sayın müsteşar tarafından yanıtlan- mamıştır. Adalet Bakanlığı’nın, bu konudaki soruşturmayı da kapsar biçimde soruşturma savcısı hakkında müfettiş gö- revlendirmesi, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.” Yargıçları izleme olasılığı Ülke genelinde verilen izleme kararlarõ nedeniyle görevde olan 11 bin yargõç ve savcõ ile 15 Ana- yasa Mahkemesi Üyesi, 250 Yar- gõtay Üyesi, 90 Danõştay Üyesi, 61 bin avukat için de izlenme ola- sõlõğõnõn doğduğu belirtildi. Ülkedeki herkesin terör şüphe- si altõna sokularak izleme kapsa- mõna dahil edildiğini kaydeden YARSAV, “Hiçbir yargıç ve savcı suç öncesi izleme ve ileti- şim tespiti kapsamına sokula- mazken, bu durum yargı ba- ğımsızlığının varlığı için ge- rekli iken, böyle bir olasılığın yaratılması bile son derece va- himdir. Ergenekon olarak ad- landırılan davayı yürüten mah- keme başkanının bu konudaki sözleri, yargı bağımsızlığı yö- nünden son derece önemlidir” değerlendirmesinde bulundu. Açõklamada, Adalet Bakanlõğõ Müsteşarõ, ilgili Müsteşar Yar- dõmcõsõ ve Ceza İşleri Genel Mü- dürü hakkõnda, Yargõtay Birinci Başkanlõk Kurulu’na “görevi kö- tüye kullanmak suçundan işlem yapılması” için suç duyurusunda bulunulduğu bildirildi. İstanbul Haber Servisi - Eski MİT Kontr Terör Merkezi görevlisi Mehmet Eymür, “Tuncay Güney, Eymür’ün adamıydı, Erge- nekon savcısı Zekeriya Öz’ü Eymür yönlen- diriyor” yönünde haberleri internet sitesinde yayõmladõğõ açõklama ile yanõtladõ. Eymür, Gü- ney, Fethullah Gülen, Abdullah Gül ve Tay- yip Erdoğan’õ tanõmadõğõnõ, hiçbir siyasi par- tiyle ilişkisinin olmadõğõnõ, Öz’ü ise yakõn tarih- te, ifade vermek için gittiğinde tanõdõğõnõ belirt- ti. Eymür, “Ergenekon soruşturması ile ilgim, verdiğim ifadeler ile sınırlıdır. Doğu Perin- çek ve grubun haricinde kimse hakkında menfi bir bilgiye sahip değilim. Onurlu, ba- ğımsız bir Türkiye’den yanayım, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, milliyetçi ve laikim. Terörün, uyuşturucunun karşısındayım. Hırsızları, vurguncuları, yobazları sevmem. İnançlara, insan haklarına saygılıyım” dedi. Eymür ayrõ- ca, 1997’de lağvedilen Kontr Terör Merke- zi’nin, başarõlõ milli faaliyetler yürüttüğünü, teş- kilatõn (MİT) en riskli operasyonlarõnõ üstlendi- ğini, bu yolda 4 tane şehit verdiğini savundu. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz’e gön- derdiği mektupta tehdit ve hakaret içeren ifadeler bulun- duğu öne sürülen bir kişi hakkõnda, 4 yõla kadar hapis is- temiyle iddianame hazõrlandõ. Şüpheli Ercan Tumri’nin kendi adõnõ ve adresini yazarak Zekeriya Öz’ün görev yaptõğõ başsavcõlõk adresine iki sayfalõk mektup gönderdi- ği bilgisine yer verilen iddianamede, mektupta tehdit ve hakaret içerikli sözlerin kullanõldõğõ anlatõldõ. İddianame- de, şüphelinin üzerine isnat edilen suçu kabullendiği kay- dedilerek, Tumri’nin, “Kamu görevlisine görevi nede- niyle hakaret etmek” ve “tehdit” suçlarõndan 1,5 ile 4 yõl arasõnda hapis cezasõna çarptõrõlmasõ istendi. Eymür: Tuncay Güney’i tanõmõyorum TOMRİS ÖZDEN Gizli tanõklarõn Tanõk Koruma Yasasõ yürürlüğe girmeden önce alõnan ifadelerinin sanõklar aleyhine kullanõlmasõnõn adil yargõlanma ilkesiyle bağdaşmayacağõna işaret ediliyor Adalet Bakanlõğõ, yasadõşõ dinlemeyi soruşturan savcõ Vahdet Polatkan hakkõnda müfettiş görevlendirdi. YARSAV, yasadõşõ dinleme kararlarõna ilişkin takipsizlik kararõna itiraz etti TELEKULAK KOMİSYONU Ankara’nõn tamamõ dinlenir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM “Telekulak” araştõrma komisyonu- na bilgi veren Türkiye Bilgisayar Mühend- isleri ve Programcõlarõ Derneği Başkanõ Yıl- maz Sönmez, “herkesi dinlemenin müm- kün olduğunu, dinlemek istenilen kişiye telefon hediye ederek ruhu duymadan dinleme yapılabileceğini” söyledi. Sön- mez, “Telefonlarınızı özel görüşme yapa- cağınız odanın dışında bırakın” dedi. CHP’li Önder Sav’õn dinlendiği savlarõnõ araştõrmak üzere kurulan komisyona bilgi veren Sönmez, “Santral bazlı, havadan, uydudan, lazer ve program yükleme ile dinleme yapılabilir. Havadan dinleme yapmaya elverişli antenleri büyükelçilik- lerde görüyorum. Bir yazılım programıy- la herkes dinlenir. Yazılım yüklediğiniz bir telefonu dinlemek istediğiniz kişiye hediye ederek dinleyebilirsiniz” dedi. ‘Kimse hayrına cep telefonu vermez’ Sönmez, 45 kilometrelik alandaki fre- kanslarõ 60-70 bin dolarlõk yatõrõmla yaka- lamanõn mümkün olduğunu söylerken; bazõ üyeler “Ankara’nın tamamı yani” diyerek tedirginliklerini ifade etti. Sönmez, frekans bozucularõn dinlemeyi bir miktar önleyebi- leceğini, ancak insan sağlõğõ üstünde ciddi etkileri olduğunu bildirdi. GSM firmalarõ- nõn dinleme yapõlabilecek yazõlõm yüklü SMS’lerin önüne geçebileceğini anlatan Sönmez, “TÜBİTAK dinlemeye karşı frekansı bozan kripto yüklü yazılım üret- ti, ancak yasal altyapı olmadığı için ha- yata geçirilemedi” dedi. MHP’li Hasan Özdemir’in “Kanadalılar cep telefonu hediye etti. Bunlar da dinleniyor mu” so- rusuna Sönmez, “Kimse hayrına cep tele- fonu vermez” yanõtõnõ verdi. Savcõ Öz’e tehdide 4 yõl hapis istemi Karabük Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından ihti- yaç sahibi 2 bin 242 aileye 75 ile 150 YTL arasında tutan miktarda toplam 242 bin YTL yardımda bulundu. Yardım almak için sabahın erken saatlerin- de toplanan yurttaşlar uzun kuyruklar oluşturdu (üstte). İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kurban Bayramı öncesi yaptığı para yardımı ise ihtiyaç sahibi yurttaşların banka hesabına yatırıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi 42 bin ai- leye 100’er YTL bayram yardımı yaptı. İzmir’de ihtiyaç sahibi aileler adları- na açılan hesaba yatırılan yardım paralarını kuyrukta beklemek zorunda kalmadan çekmeye başladı. Yurttaşlar yardım haberini Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun evlerine gönderdiği bayram kartıyla öğrendi. Valilik ve Belediye’nin ‘yardõm farkõ’ Fotoğraf: AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle