Katalog

CMYB C M Y B 4 ARALIK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] Aun’dan Şam’a ziyaret ŞAM (AA) - Lübnan iç savaşõnda (1975- 1990) Hõristiyan toplumun lideri olarak Suriye ordusu ile savaşan Mişel Aun, dün Suriye’nin başkenti Şam’da Devlet Başkanõ Beşşar Esad ile bir araya geldi. Görüşme sonrasõnda gazetecilere açõklama yapan Aun, Suriye ile Lübnan ilişkilerini parlak bir geleceğin beklediğini umduğunu söyledi. İki ülke arasõnda yenen ve yenilenin olmadõğõ yeni bir sayfa açtõklarõnõ belirten Aun, bunun ilişkilerin normale döneceği anlamõna geleceğini de savundu. 1989’da başbakan vekili ve Hõristiyan ordusunun başkomutanõ olan Aun, Lübnan’da önemli güç olan Suriye ordusuna yenilmiş, 2005’e kadar Fransa’da sürgünde yaşamõştõ. Aun, ziyaretle ilgili eleştirilere karşõlõk “Suriye Lübnan’dan çekilince mesele kapandõ” demişti. Göçmenlere saldırı ATİNA (AA) - Yunanistan’õn Patra liman kentinde motosikletli gruplarõn göçmenleri hedef alan saldõrõlar düzenlediği bildirildi. Kentin 3 değişik noktasõnda dün düzenlenen saldõrõlarda, motosikletli gruplarõn, Afganistan uyruklu göçmenlere demir levyelerle saldõrdõğõ belirtildi. Yaralanan göçmenlerin kent hastanelerine sevk edildiği, polisin saldõrganlarõn yakalanmasõna yönelik operasyonlarõnõ sürdürdüğü ifade edildi. Parlamento, ötanaziyi yasalaştõrma kararõna itiraz eden Büyük Dük’ün yetkilerini kõsõtlõyor Lüksemburg’da dükalõk krizi KENYA İngilizlerObama’nın dedesineişkenceetmiş İlk uçak indi Hindistan’a giden Rice, Pakistan’ın Hintli yetkililerle işbirliği yapmasını da istedi. (AFP) Tayland’ın başkenti Bangkok’un Suvarnabhumi Havaalanı 8 günlük protestoların ardından tekrar yolcu uçaklarına açıldı ve ilk uçak dün Bangkok’a indi. Hükümet karşıtı göstericiler, iktidar partisinin anayasa mahkemesi tarafından kapatılmasını takiben eyleme son vereceklerini açıklamıştı. (AFP) Dış Haberler Servisi - ABD’nin yeni başkanõ Barack Obama’nõn bü- yükbabasõnõn Kenya’da bağõmsõzlõk mücadelesi- ne katõldõğõ ve İngilizler tarafõndan kanlõ bir şe- kilde bastõrõlan isyandan sonra işkence gördüğü ortaya çõktõ. Obama’nõn baba tara- fõndan dedesi Hüseyin Onyango’nun 3. eşi Sarah Onyango (87), 2. Dünya Savaşõ’ndan sonra İngiliz ordusunda aşçõ olarak ça- lõşõrken 1949’da tutuklanan ve 2 yõl cezaevinde kalan eşinin işkence gördüğünü söylüyor. İngiliz Times gazetesine konuşan Sarah Onyango, beyaz askerlerin emri üzerine siyah gardi- yanlarõn, “her şeyi itiraf ettirmek” için cezaevinde kaldõğõ süre boyunca sü- rekli “eşini kırbaçladık- larını” anlatõyor. Büyük- anne Sarah Onyango, eşi- nin “metal çubuklarla testislerinin sıkıldığını ve baş aşağı durumda elle- ri ve ayakları bağlıyken tırnaklarının ve vücudu- nun başka yerlerine iğ- neler batırıldığını” anlat- tõğõnõ söylüyor. Sarah On- yango, eşinin bütün bu iş- kencelerden sonra “İngi- lizleri dost değil düşman” olduğunu gördüğünü söz- lerine ekliyor. Misket bombalarına yasak umudu Dış Haberler Servisi - On binlerce sivilin ölümüne ve sakat kalmasõna neden olan misket bombalarõnõn yasaklanmasõnõ öngören anlaşma, 100’den fazla ülke tarafõndan iki gün sürecek törenle dün Norveç’in başkenti Oslo’da imzaya açõldõ. Anlaşma, mühimmatõn en fazla üreticisi ve stokuna sahip olan ABD, Rusya, İsrail ve Çin tarafõndan kabul edilmese de bu ülkeler dahil imzacõ olmayan ülkeler üzerinde de baskõ oluşturacağõ umuduyla başarõ olarak niteleniyor. Anlaşmaya imza atmayan ülkeler arasõnda Türkiye de var. Rice: Saldırılar El Kaide işi olabilir Dış Haberler Servisi - Mumbai saldõrõlarõnõn ardõndan, yaklaşõk 20 teröristin kendilerine teslim edilmesini isteyen Hindistan’a Pakistan’dan ret cevabõ geldi. Dün Hindistan’a giden ABD Dõşişleri Bakanõ Condoleezza Rice, saldõrõlarõn El Kaide’nin işi olabileceğini söyleyerek Pakistan’dan acilen harekete geçmesini istedi. Rice, saldõrõlarda direkt El Kaide parmağõ olsun ya da olmasõn saldõrõlarõn El Kaide’nin katõlacağõ türden bir terör eylemi olduğunu söyledi. Rice, Pakistan’õn Hintli yetkililerle işbirliği yapmasõnõ da istedi. Hindistan hükümetinden ismini vermeyen bir yetkili Rice’a, saldõrganlarõn Pakistanlõ olduklarõ yolunda kanõt sunmaya hazõrlandõklarõnõ, ellerinde uydu telefonuyla yapõlan konuşmalarõn bulunduğunu bildirdi. ABD Genelkurmay Başkanõ Oramiral Mike Mullen da Hindistan’la Pakistan arasõndaki gerilimi azaltma çabalarõ kapsamõnda temaslarda bulunmak üzere İslamabad’a gitti. Amerikan Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanõ Mike McConnell ise saldõrõlardan, ismini açõkça vermeden Pakistan’da üslenen aşõrõ dinci Leşker-i Tayyibe örgütünü sorumlu tuttu. Hindistan Dõşişleri Bakanõ Pranab Mukherji, Pakistan’da ikamet eden teröristlerin yakalanõp teslim edilmesi için diplomatik girişimlerde bulunduklarõnõ ve Pakistan elçilik yetkililerine yaklaşõk 20 kişinin isminin verildiğini duyurdu. Pakistan Devlet Başkanõ Asif Ali Zardari ise söz konusu kişiler hakkõnda kanõt bulunmasõ halinde Pakistan’da yargõlanacaklarõnõ söyledi. Dış Haberler Servisi - Lüksemburg’da parlamentonun ötenaziyi yasalaştõrma kararõna itiraz eden Büyük Dük Henri’nin yetkileri kõsõtlanõyor. Monarşi kurallarõna göre, yasalarõ onay- lamasõ gereken Büyük Dük Henri’nin öte- naziyi yasallaştõran tasarõnõn parlamen- todan geçmesi halinde bunu “vicdani ge- rekçeyle” reddedeceği yönündeki açõk- lamasõ, Lüksemburg’da krize neden oldu. Dükalõk sistemiyle yönetilen ancak bu- güne kadar tahttakilerin geleneksel olarak tarafsõzlõk politikasõ izledikleri ülkede Büyük Dük Henri’nin parlamentonun kararõnõ bloke etme yönündeki adõmõ üzerine hükümet anayasal krizin çõkma- masõ için harekete geçme kararõ aldõ. Başbakan Jean-Claude Juncker, gelecek hafta parlamentoda alõnacak kararlarla “anayasanın değiştirileceğini, Büyük Dük’ün yetkilerinin kısıtlanacağını, böylece kendisinin sorumluluktan kur- tarılacağını” açõkladõ. Adalet Bakanõ Luc Frieden da, dükün yetkilerinin kõsõtlanmasõna ilişkin deği- şikliğin parlamentoda onaylanmasõ halinde bundan sonra dükün yasamaya ilişkin sü- rece katõlamayacağõnõ, sadece meclisten çõkan kararõn altõna sürecin sona erdiği- ni ortaya koymak anlamõnda bir imza ata- cağõnõ söyledi. Juncker ve partisi Hõristiyan Sosyal Parti, ötanaziye ilişkin tasarõya başõndan bu yana uygulamanõn “günlük sıradan bir olaymış gibi” algõlanmasõna neden ola- cağõ kaygõsõyla karşõ çõkõyor. Parlamentoya geçen şubat ayõnda sunulan ötanaziye izin verilmesine ilişkin tasarõ 26’ya karşõ 30 oyla kabul edilmişti. Koalisyon ortağõ sosyalist milletvekillerinin yanõ sõra mu- halefetteki yeşiller ve liberallerin desteğini alan tasarõnõn anayasaya göre en geç 3 ay içinde dük tarafõndan onaylanmasõ gere- kiyor. 470 bin nüfuslu Lüksemburg’da bu- güne kadar meclisten geçen hiçbir yasa tahtta bulunanlar tarafõndan reddedilme- di. Katolik inançlõ hanedanõn üyesi 53 ya- şõndaki Büyük Dük Henri 2000 yõlõndan beri tahtta. Tasarõnõn yasalaşmasõ halinde Lüksemburg, Belçika ve Hollanda’dan sonra ötanaziyi yasallaştõran 3. AB ülke- si olacak ve hastalarõnõn yaşamõna kendi istekleri üzerine son verecek olan dok- torlara cezai işlem uygulamasõ kalkacak. ‘Akli dengesi iade edildi’ Geçmişte Belçika’da da benzer bir “monarşi krizi” yaşanmõştõ. 1990 yõlõn- da zamanõn Belçika Kralõ I. Baudouin, kürtajõ yasallaştõran kanunu onaylamayõ reddetmişti. Belçika parlamentosu ola- ğanüstü toplanarak kralõn “yönetim ye- teneklerini yitirdiğini, bir süre için akli dengesini yitirdiği” görüşüne var- mõştõ. Yasanõn kral imzasõ olmadan onay- lanmasõndan 36 saat sonra I. Baudoin’a “akli dengesinin yerinde olduğu ve yetkileri” iade edilmişti. Büyük Dük Henri, ötenaziyi yasallaştõran tasarõnõn parlamentodan geçmesi halinde bunu “vicdani gerekçeyle” reddedeceğini açõklayõnca, parlamento, Büyük Dük’ün yetkilerini kõsõtlayan bir anayasa değişikliği için kollarõnõ sõvadõ.