Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Mahalle Baskısı, ‘İklim
Sorunu’, ‘Rejim Sorunu’
Prof. Binnaz Toprak’ın “Din ve Muhafazakârlık
Ekseninde Ötekileştirilenler” ile ilgili araştırması-
nın yol açtığı tartışmalar sürüyor.
Bu sırada araştırmanın kapsadığı bölgelerde sap-
tadığı yeni “iklimin” soğuk rüzgârlarının giderek, biz-
zat araştırmanın sponsorlarını, Prof. Toprak’ı da üşüt-
meye başladığına şahit oluyoruz. Araştırma üzerin-
de sürdürülen tartışmaların büyük çoğunluğunun (Ali
Sirmen, Prof. Emre Kongar dışında), sorunu, bireysel
özgürlükler, “ötekileştirme” gibi, son derecede sınırlı
boyutlarda irdeledikleri, toplumsal yapı ve rejim so-
runlarıyla ilgi kurmaktan özellikle kaçındıkları görü-
lüyor. Siyasal İslamın organik entelektüellerinden Ta-
ha Akyol da “Rejim sorunu yok, hepimizde hoşgö-
rü sorunu var” diyerek adeta tartışmanın sınırlarını be-
lirlemeye çalışıyor…
Ama boşuna çaba… Çünkü bu araştırma, siya-
sal İslamın toplumsal hegemonya kurma mücade-
lesiyle (“pasif devrim” süreciyle) buna direnenler ara-
sındaki mücadelenin ortasına düştü bir kez.
Çevir kazı yanmasın
Ama önce soğuk rüzgârların altında üşümeye baş-
layanlara kısaca değinmek istiyorum; çünkü onlar
uzun bir süredir, bu “pasif devrim” sürecinin, aktör-
leri olarak “gösteri toplumunun” sahnelerinde dola-
şıyorlardı.
Pazartesi günü Zaman gazetesinin aktardığına gö-
re, Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Direktörü, “Ça-
lışmanın sonuçlarının Türkiye geneline yansıtılama-
yacağını” söylemiş ve eklemiş “Doğru bildiğimiz her
şeyi sıralamak zorunda değiliz” (abç). Adama bakar
mısınız, açık toplumdan yana ama bildiğini açık-
ça söylemekten yana değil! Prof. Toprak’ın Star ga-
zetesine dediklerine göre “Türkiye’nin bütünüyle il-
gili bir genelleme olduğunun sanılmaması” gereki-
yormuş, ama “hiçbir genelleme yapılamaz değil”miş.
Araştırma bir “iklimi” ortaya koymuş, bu iklimin var
olduğu genellemesi yapılabilirmiş. Türkiye’de herkes
böyledir, baskıya uğruyor diyemezmişiz… Ama bu
tip, araştırmalar zaten “herkes böyledir” demek için
değil de, bir eğilim, bir “iklim” (“ekolojik egemenlik”
derecesi) saptamak hatta bunun şiddeti, biçimleri açı-
sından fikir vermek için yapılmaz mı? Dolayısıyla, bir
genelleme yapmaya olanak verecek bulguları öne
çıkarmak için… Bir bilim insanı açısından gerçek-
ten üzücü bir durum… Toprak’ın, iki yıl önce, tam ter-
si bir “iklimi” saptayarak, “tehlikenin farkında mısınız”
uyarılarını adeta paranoya durumuna düşüren araş-
tırmasını anımsatarak durumu daha üzücü hale ge-
tirmek de mümkün…
Rejim sorunu yokmuş…
Taha Akyol, sorunu “hoşgörü”ye indirgeyerek si-
yasi boyutunu saklamaya çalışıyor. Çünkü araştırma
bir “iklim”, “zeitgeist” saptayarak, bir hegemonya-
nın en önemli bileşeninin, “genel kabul görme” ol-
gusunun “yerine oturmaya” başladığını gösteriyor.
Dahası, araştırmanın bulguları, belli bir biyopoli-
tiğin (beden yönetme ve kontrol rejiminin) çok yay-
gın bir biçimde kabul görmeye, norm haline gelme-
ye başladığını da ortaya koyuyor. Çünkü araştırma
insanların, özellikle de kadınların belli bir giyim tar-
zını, bedenlerini örtme, kimliklerini temsil etme (er-
kekten farklı bir cins olmakla ilgili simgeleri kullan-
ma) biçimlerini benimsemeye, hem fiziki, hem ideo-
lojik, hem ahlaki baskılarla zorlandığına ilişkin bul-
guları sergiliyor. İkincisi araştırma, dış görünüşü böy-
le belirlenmeye başlanan insanların, günlük za-
manlarını kullanış biçimlerinin de gözetim altına alın-
maya başlandığını, belli bir rutini (zaman denetleme
rejimini) benimseye zorlandıklarını gösteriyor. Bu “za-
man denetleme rejimi”, bir mekân kullanma rejimi-
ni de beraberinde getiriyor. Belli zamanlarda belli yer-
lerde toplu olarak bulunma zorunluluğu vb… Nihayet
bu “biyopolitik” rejim insanların içki içmemek, cin-
sel pratiklerinde belli kurallara uymak (kadın erkek ay-
rımı, flört yasağı, eşcinselliği bastırmak) gibi kimi be-
densel hazlarını da sınırlamaya büyük önem veriyor.
Araştırma bu rejimlerin son derecede örgütlü (ce-
maatin yapıları, önderleri, militanları toplantıları, hi-
yerarşileri, komiteleri vb…) bir biçimde dayatıldığı-
nı ve izlendiğini, mahallelerin adeta “her şeyi gören
göz” altında bir “öz-disiplin” (otokontrol) rejimine ta-
bi olmaya başladığını düşündürüyor.
Araştırma tüm bunları ortaya koymanın ötesinde,
siyasal İslamın tabanında, şoven milliyetçi unsurla-
rın da özellikle sokak denetimi ve disiplin edici şid-
detin uygulanması alanlarında etkinleşmeye başla-
dığına dikkat çekiyor.
Özetle Toprak’ın araştırmasının bulguları, totaliter
bir beden kontrolüne (biyopolitik) dayanan bir bas-
kı rejiminin yerleşmeye başladığını ortaya koyuyor.
Liberal, postmodernist entelektüellerin, siyasi olanın
bireysel, bireysel olanın da siyasi olduğunu savunan
feministlerin, dahası kimi sosyalist grupların ve
grupçukların, bu baskı rejimine karşı seslerini yük-
seltmiyor, tam aksi ona direnmeye çalışanları hedef
alıyor olmaları da bu siyasal İslamın yükselen hege-
monyasının bir başka göstergesi…
Binnaz Toprak’ın araştırması ülkenin en iyimser de-
yimle kimi bölgelerinin yerel dini söyleme dayanan
bir “faşist rejimin” altına girdiğini gösteriyor. Acı olan
şu ki, etnik sorunlar söz konusu olduğunda antifa-
şistliği kimseye bırakmayanlar, bu sürece tam anla-
mıyla hayırhah bir tavır takınıyor, “pasif devrimin” un-
surlarıyla ortak toplantılar düzenleyerek onlara meş-
ruiyet yüklemeye devam ediyorlar.
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Akademisyenler, seçimlerin YÖK’ün ihmalleri nedeniyle sakatlandõğõ ve yenilenmesi gerektiği görüşünde
Rektörlük seçimi yargõ yolunda
ZEYNEP ŞAHİN
Akademisyenler arasõnda büyük
rahatsõzlõğa neden olan İstanbul
Üniversitesi (İÜ) rektörlük seçimi
yargõya taşõnõyor. İstanbul Üniver-
sitesi Öğretim Üyeleri Derneği,
idare hukukçularõyla görüşmeye
başlarken, kõsa süre içinde dava
açarak “YÖK’ün ihmalleri nede-
niyle seçimin sakatlandığını ve ip-
tal edilerek yeniden yapılmasını”
isteyecek.
İÜ’de 16 Aralõk’ta yapõlan rek-
törlük seçiminde ikinci olan Prof.
Dr. Yunus Söylet, önce YÖK ta-
rafõndan liste başõ yapõldõ, ardõndan
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ta-
rafõndan atandõ. “Seçimlerin sa-
katlandığını düşünüyoruz” di-
yen İstanbul Üniversitesi Öğretim
Üyeleri Derneği Başkanõ Prof. Dr.
Serap Erdem Kuruca, seçimi yar-
gõya taşõmalarõnõn nedenlerini şöy-
le anlattõ:
“YÖK adaylık koşullarına iliş-
kin hiçbir bilgi vermedi. YÖK Ya-
sası kısmi statülülerin rektör ola-
mayacağını söylüyor ama
YÖK’ün bu nokta için bir çerçe-
ve çizmemesi nedeniyle, bu statülü
iki aday Ali Akyüz ve Erhun
Eyüboğlu seçimlere girdi. Akyüz
1., Eyüboğlu 6. oldu; toplamda
664 oy aldılar. Bu seçimin kade-
rini değiştirecek bir oran.
YÖK’ün sonuçlar gelince kısmı
statüye itiraz etmesi lazımdı ama
yanlışı devam ettirdi. Cumhur-
başkanı da bu yanlışlığa ses çı-
karmadı ve atama yaptı. Seçim
geçersiz, çünkü her aşamasında
usulüne uygun yapılmadı.”
‘Seçim işin gösterişi oldu’
Tüm Öğretim Üyeleri Derneği
(TÜMÖD) İstanbul Şubesi Başka-
nõ Prof. Dr. Cüneyt Akalın da
Söylet’in atanmasõnõ “Perşembenin
gelişi çarşambadan belliydi” şek-
linde değerlendirdi.
En başõndan bu yana “bilinçli” bir
süreç yürütüldüğüne dikkat çeken
Akalõn, “Cumhuriyetçi safların
dağınıklığı, bir aday üzerinde
birleşememeleri, Söylet’e umu-
landan fazla oy getirdi, işini ko-
laylaştırdı. Ama ne olursa olsun,
Cumhurbaşkanı da 1. yerine 2.
olan adayı tercih etti, üniversite-
deki sonucu dikkate almadı. Se-
çim falan da işin gösterişi oldu”
dedi.
Kızı da türbanlı
Prof. Dr. Yunus Söylet, Başbakan
Erdoğan’la İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanõ olduğu dönemde
kurduğu yakõn ilişkisi ile tanõnõyor
ve o dönemden beri “aile doktoru”
olarak biliniyor.
Söylet ile Erdoğan’õn yakõnlõğõ, bir-
likte Sõcak Yuva Vakfõ’nõ kurmala-
rõna dek uzanõrken, Söylet halen bu
vakfõn başkanlõğõnõ yürütüyor. Vak-
fõn kuruluşunun üzerinden çok geç-
meden, 2007 Eylül’de ise Söylet bu
kez AKP-Gül işbirliği ile YÖK üye-
si yapõldõ. Eşi türbanlõ olan Söylet’in,
kõzõnõn da türban taktõğõna dikkat çe-
kildi. TÜMÖD İstanbul Şubesi Baş-
kanõ Akalõn, “Sadece eşi değil, 13
yaşındaki kızı da türbanlı. Bu her-
kesçe biliniyor. Cumhuriyetin stra-
tejik kurum ve kuruluşlarının ba-
şına birer birer böyle insanlar ge-
tiriliyor” dedi. Söylet, rektör adayõ
olarak Cumhuriyet Bayramõ dolayõ-
sõyla üniversitede dağõttõğõ kutlama
mesajõnda ise “üstü kapalı türbana
özgürlük sözü” vermişti.
Prof. Dr. Söylet’in İÜ’ye
atanmasõ akademisyenler
arasõnda tartõşmaya neden oldu.
CHP MİLLETVEKİLİ SOSYAL
‘Kültür varlığı yok
pahasına satıldı’
CHP Millletvekili Çetin Soysal,
AKP’nin yeni İstanbul il binasõnõn
bulunduğu araziyle ilgili önemli bir ‘rant’
iddiasõnõ Meclis gündemine taşõdõ.
AYŞE SAYIN
ANKARA - CHP,
Osmanlõ döneminden
kalan tarihi Karaağaç
Bektaşi Tekkesi üzerin-
de yapõlmasõyla günde-
me gelen AKP’nin yeni
İstanbul il binasõnõn bu-
lunduğu araziyle ilgili
önemli bir “rant” id-
diasõnõ Meclis günde-
mine taşõdõ.
CHP İstanbul Millet-
vekili Çetin Soysal, Ka-
raağaç Bektaşi Tekkesi
ve mezarlõğõ üzerine in-
şa edilen AKP il binasõ-
nõn üzerinde bulundu-
ğu bölgenin İstanbul 2
numaralõ Kültür ve Ta-
biat Varlõklarõnõ Koruma
Bölge Kurulu’nca, “kül-
tür varlığı” olarak tes-
cil edilip iskâna açõla-
mayacağõ yönündeki ka-
rarõna rağmen, İstanbul
Büyükşehir Belediye-
si’nin iştiraklerinden
KİPTAŞ tarafõndan Ro-
ma kalõntõlarõ üzerinde
Four Seasons Oteli’ni
inşaa eden şirketin sahi-
bine ait olan YAPITAY
şirketine “yok pahası-
na” satõldõğõnõ bildirdi.
Soysal, “YAPITAY
Şirketi’nin ortakları
ile geçmişte çok tartı-
şılan ve Bizans kalıntı-
ları üzerine otelin ek
binasını inşa etmekte
hiçbir sakınca görme-
yen Four Seasons
Otel’in işletmecisi aynı
kişidir. Tarihi ve kül-
türel mirası göz kırp-
madan yok eden bu
şirketlerde ismi geçen
kişi, aynı zamanda Sul-
tanahmet Turizm
AŞ’de de yönetim ku-
rulu üyeliği yapmak-
tadır” dedi. “AKP han-
gi ilişkilerin sonucunda
bu binayı almıştır” di-
ye soran Soysal, Meclis
araştõrma önergesinde
şu görüşlere yer verdi:
“Burada ne yazık ki
birtakım karanlık iliş-
kilerin olduğu görül-
mektedir. KİPTAŞ
adına imar düzenle-
mesi yapılan yerin dö-
nüp dolaşıp birtakım
ortak ilişkilerin sonu-
cunda AKP il binasına
gelmesi ve bu binanın
da Karaağaç Tekkesi
üzerinde yükselmesi
dikkat çekicidir.”
YARGITAY KARARI
Yasadışı
slogan atan
örgüt üyesi
sayılacak
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet) - Diyar-
bakõr’da katõldõğõ üç basõn
toplantõsõnda, yasadõşõ slo-
gan atmak ve pankart aç-
mak suçlamasõyla 10’ar
ay hapis cezasõna çarptõ-
rõlan Veysi Kaya ile ilgi-
li kararõ bozan Yargõtay,
sanõğõn “örgüt üyeliği”
suçundan yargõlanmasõ
gerektiğine hükmetti.
Diyarbakõr 4. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nin verdiği ka-
rar temyiz için gittiği Yar-
gõtay 9. Ceza Dairesi’nde
esastan bozuldu. Yargõ-
tay’õn karar bozma gerek-
çesinde, sanõğõn PKK’nin
stratejisi doğrultusunda ör-
güte ait yayõn organlarõ
tarafõndan yapõlan eylem
çağrõlarõ üzerine üç ayrõ ta-
rihte düzenlenen basõn
açõklamasõna katõldõğõ, slo-
gan attõğõ, örgütü övücü
pankart taşõdõğõ belirtildi.
Sanõğõn bu şekilde örgütün
bilgisi ve istemi doğrultu-
sunda hareket ettiğine, sü-
reklilik arz edecek biçim-
de gösterilere katõlmasõ
nedeniyle “örgüt üyesi”
olmaktan yargõlanmasõ ge-
rektiğine hükmeden Yar-
gõtay, Kaya’nõn her suç
için 5’er yõldan toplam
15 yõl hapis cezasõna çarp-
tõrõlmasõ gerektiğini vur-
guladõ. Kaya’nõn dosyasõ
yeniden yargõlama için
Diyarbakõr 4. Ağõr Ceza
Mahkemesi’ne iade edi-
lirken, Yargõtay’õn boz-
ma ilamõnõn bir örneği
emsal olarak tüm özel yet-
kili ağõr ceza mahkemele-
rine gönderildi.
Karakaş, İBB Başkanlõğõ adaylõğõ için başvurdu
‘Topbaşzorrakipdeğil’
İstanbul Haber Servisi -
Sosyal demokrat düşüncenin
önemli isimlerinden Sosyal
Demokrasi Vakfõ (SODEV)
Onursal Başkanõ ve eski Kül-
tür Bakanõ Ercan Karakaş,
CHP’nin İstanbul Büyükşe-
hir belediye başkan adaylõğõ
için resmen başvurdu. “İs-
tanbul’u değiştirmek” için
aday olduğunu belirten Ka-
rakaş, “İBB Başkanı Kadir
Topbaş zor rakip değil” dedi.
SHP hükümetinin Kültür Bakanõ ve
eski SHP İstanbul İl Başkanõ Karakaş,
29 Mart seçimlerinde İstanbul Bü-
yükşehir belediye başkan adayõ olmak
için resmi başvurusunu dün yaptõ.
CHP İstanbul İl Başkanlõğõ’nda basõn
toplantõsõ düzenleyen Karakaş, gaze-
tecilerin sorularõnõ da yanõtladõ. AKP’li
İBB Başkanõ Kadir Top-
baş’õn, Türkiye nüfusunun
yüzde 20’sinin yaşadõğõ ve
ülke gelirinin yüzde 50’ye
yakõnõnõn karşõlandõğõ İs-
tanbul’u yönetemediğini
söyledi.
Ercan Karakaş, bir soru
üzerine, adaylõğõ konusunda
CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal ile ayrõca görüşme-
diğini, parti genel sekreteri
ve başkan yardõmcõlarõyla görüştüğü-
nü söyledi.
Aday olmasõ halinde İBB Başkanõ
Topbaş’õn nasõl bir rakip olduğu so-
rusuna ise Karakaş, “Zor bir aday
değil bence. Kendisiyle tanışıklığı-
mız var, ancak kusura bakmasın,
İstanbul iyi yönetilmiyor” yanõtõnõ
verdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TRT’nin Kürtçe ka-
nalõ TRT 6, yarõn Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn
Kürtçe mesajõ ile yayõna baş-
layacak. Ancak TRT Kürtçeye
hâkim personel bulmakta sõ-
kõntõ yaşõyor.
Ankara’da Arõ Stüdyosu’nda
yarõn saat 19.00’da düzenle-
necek törenle resmi açõlõşõ ya-
põlacak olan Kürtçe TV, sade
bir törenle yayõn hayatõna baş-
layacak. Kanalõn yayõna başla-
masõ nedeniyle Cumhurbaşka-
nõ Abdullah Gül ve Başbakan
Erdoğan’la özel ropörtajlar ya-
põldõ. Erdoğan, yaklaşõk 10 da-
kika süren ropörtajõ, “TRT Şeş
Bi Xêr Be (TRT 6 hayırlı ol-
sun)” sözleriyle tamamladõ.
Kanalõn teknik altyapõsõ ile il-
gili çalõşmalar da sürüyor. TRT
yönetimi Kürtçeye hâkim ele-
man bulmakta zorlanõyor. Şu
ana kadar spikerinden teknik
ekibine kadar toplam 25 kişilik
bir kadro oluşturuldu. Ekrandan
Kürtçe yazõyõ okuyan eleman
bulmakta zorlanan TRT yöne-
timi, şu ana kadar sözleşmeli 3
personel aldõ.
TRT 6, yarõn Başbakan Erdoğan’õn Kürtçe mesajõ ile yayõn hayatõna başlayacak
Kürtçe TV’de eleman sıkıntısı
‘HamiliadayBaşbakan’ınyakınıdır’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Muhalefet partileri, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün İs-
tanbul Üniversitesi Rektörlü-
ğü’ne üniversitedeki seçimde
ikinci sõrada çõkan, Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn aile dokto-
ru Prof. Dr. Yunus Söylet’i ata-
masõna tepki gösterdi. CHP Trab-
zon Milletvekili Akif Hamza-
çebi, “Cumhurbaşkanı taraf-
sız olmadığını ve bundan son-
ra da tarafsız olamayacağını
tescil etmiştir” derken MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vural
da “Hamili aday Başbakan’ın
yakınıdır” kartõyla atama ya-
põldõğõnõ söyledi.
Hamzaçebi, yaptõğõ yazõlõ açõk-
lamada “Bu atama sayın cum-
hurbaşkanının demokrasi, se-
çim gibi kavramlara saygısı
olmadığını göstermiştir” ifa-
delerini kullandõ. Meclis’te dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda Söy-
let’in rektörlüğe atanmasõna “Ey
Cumhurbaşkanı, İÜ öğretim
üyelerinin ortaya koyduğu ira-
deyi neden kabul etmediniz?”
sözleriyle tepki gösteren Vural,
Söylet’in, Söğüt’te AKP flama-
sõyla dolaştõğõna dikkat çekti.
Gül’ün, Söylet’i atayarak “ay-
rımcılık” yaptõğõnõ kaydeden
Vural, “Sayın cumhurbaşka-
nı, birilerini üvey evlat olarak
görmektedir. Bundan sonra
yapılması gereken iş, rektör
atamalarında, başbakanın ya-
kınları ve doktorlarının listesini
yapmak... Onun üzerinden ata-
ma yapsın” dedi.
Ercan Karakaş
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP kulis-
lerinde İstanbul adaylõğõ için Grup Başkanvekili Ke-
mal Kılıçdaroğlu isminin ön plana çõktõğõ yorum-
larõ yapõlõyor. Kõlõçdaroğlu’nun da yakõn çevresine
“ibre galiba bana dönüyor” dediği belirtiliyor.
Aday belirleme çalõşmalarõnõ sürdüren CHP’de-
gözler İstanbul ve İzmir’e çevrildi. İstanbul için İl
Başkanõ Gürsel Tekin, Ercan Karakaş ve Kõlõç-
daroğlu’nun ismi geçiyor. Bu isimlerden sadece Ka-
rakaş adaylõğõnõ koydu. CHP kulislerinde ise Kõ-
lõçdaroğlu’nun aday gösterileceği yorumlarõ yapõlõ-
yor. Partinin yaptõrdõğõ anketlerden de Kõlõçdaroğ-
lu’nun çõktõğõ belirtiliyor. Adaylõğõyla ilgili söy-
lentilere mesafeli duran Kõlõçdaroğlu’nun yakõn
çevresine “İbre galiba bana dönüyor. Genel Baş-
kan önerirse parti görevi olarak kabul eder, ça-
lışır ve başarıya ulaşırız” dediği ifade ediliyor.
Kılıçdaroğlu: İbre
galiba bana dönüyor