08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ İnegöl ile Cemil Cemil Kavukçu, edebiyatımızın son yirmi yılının ön- de gelen isimlerinden. Üstelik çok satışlı “roman” ya- zarlığıyla kolayca ün ve servete kavuşulan günümüzde, edebiyatın en has türlerinden öyküyü ısrarla sürdü- rerek, yazarlığının onurunu korumayı da bilenlerden. Daha geçen yıl yayımlanan “Mimoza’da Elli Gram” (Can Yayınları) ile, günümüz toplumunun kıyıda kal- mış insanlarının dünyasından sarsıcı bir kesit sunmuştu okurlara. Sait Faik, Sabahattin Ali ve Orhan Kemal’le gör- kemli bir başlangıç yapan çağdaş öykücülüğümüz, çok verimli geçen ellili ve altmışlı yılların ardından sek- senli yıllarda bir durgunluk dönemine girmişti. Dok- sanlı yıllarda, yeni bir öykücü kuşağıyla yeniden par- lak bir atılım sürecine girdi. Cemil Kavukçu, geçen günlerde yayımlanan “An- gelacoma’nın Duvarları”nda (Can Yayınları) çocuk- luğunun ve ilkgençliğinin geçtiği İnegöl’ü anlatıyor. Bu- nun için de inandırıcı bir nedeni var: “Mutluluğun ben- deki en belirgin tanımı da, yaşarken farkında olma- dığım, geçmişte kalmış bazı anları yeniden yaşıyor- muşçasına canlandırmak için duyduğum istektir.” Çoğu yazar için yitik bir ülke olmasının yanında, ken- di kişilik oluşumlarını aradıkları sonsuz bir alandır ço- cukluk. Boris Pasternak’ın “O Günler’i (Çeviren: Me- lih Cevdet Anday), Rafael Alberti’nin “Yitik Koru”su (Çeviren: Ahmet Cemal), bende izler bırakmış, bu tür- de unutamadığım örneklerdir. Çocukluk, çağlara göre değişen çevre koşullarıy- la sınırlansa da, özünde aynıdır: Dünyayı tanıma yol- culuğu. Bu yolculuk boyunca insanın kendi olma se- rüveni: “Asıl hazinem çocukluğumdaymış.” Çocukluğu, hepimiz için bu denli ilginç yapan şey, içerdiği geniş bilinmezlik alanıdır. Ailenle, nasıl geçi- nildiğini, yaşam koşullarını anlayamadığın bir ortamda, yarınların ne getireceğini, hayatının nasıl, hangi rast- lantılarla biçimleneceğini bilmeden yaşar gidersin. “Angelacoma’nın Duvarları”nda bir yandan bir ya- zarın oluşum sürecindeki ayrıntıları izlerken, öte yandan da bir kentin, İnegöl’ün geçmiş günlerini, da- ha doğrusu geçmiş ruhunu buluyoruz. Yazarın anlattığı İnegöl, anne ve babamın buralı ol- ması nedeniyle benim de çocukluğumda sık sık ha- vasını soluduğum bir yerdi. Annem, buranın, Cum- huriyetin ilk yıllarında ülkenin ikinci büyük “kaza”sı ol- duğunu söylerdi. En büyüğü neresiydi, Bandırma mı, İskenderun mu, hiç bilemedim. Yazları geldiğimizde kaldığımız dayımın ya da halamın evleri, henüz be- tonlaşmamış İnegöl’ün çoğu çivit boyalı ahşap-ker- piç evlerindendi. Kent meydanında, bir zamanlar de- demin “yazıhane”si olan, sonradan bir otobüs işlet- mesine kiralanmış yapı, hafif yan yatmış izlenimi ya- ratsa da, yerli yerindeydi. Çoğu günler, amcaoğlumun çalıştığı bir ara sokaktaki kırtasiyeci dükkânında, ak- şamın olmasını beklerdim. Bu mekânların yanı sıra ulu çınarların, uğultusun- dan başka seslerin duyulmadığı, gür suların çağıl- dayarak aktığı dereler demekti benim için İnegöl. “Angelacoma’nın Duvarları”nda hemen bütün taş- ra kentlerinde yoğun olarak duyulan o hüzün, başlı- başına bir kişilik. Bütün anlatıyı, baştan başa sarıp sar- malayan, okurun içinden çıkamadığı bir duvar. Cemil’in İnegöl’de yakmaya çalıştığı talaş sobala- rını, aynı yıllarda biz de Balıkesir’de yakmaya çalışırdık. Onun resim tutkusu, bende sinema ve edebiyattı; bir de ortak tutku: Bisiklet. Sonunda taşra yaşamı her yerde benzer. Ama önemli bir yazar, o hayatı yazdığında ortaya çıkan ya- pıt, biz okurlara o hayatla ulaşılan edebiyatı göste- riyor. O hayatların bize söyleyemediğini edebiyatla söylüyor, anlatıyor, etkiliyor. İyi bir yıl dileğiyle. [email protected] Ş u sõralarda yabancõ basõnõn 2008 için izdüşümlerini izliyorum. Der- gilerde, radyolarda, internet sayfa- larõnda ve televizyonlarda, 2008’in unu- tulmaz dinletilerinden söz ediyorlar. Bu yõl ilk kez seslendirilen besteler, gelenek sahibi topluluklarõn unutulmaz yorumlarõ, kimi başyapõtõn yeni bir solukla çalõnmasõ; ye- ni keşfedilen yetenekler, ünlenmiş şef ve so- listlerin tarihi konserleri... Yalnõz konser dinletileri değil, opera, bale gösterileri, DVD’lerin ve CD’lerin nitelikleri, rejisör- lerin getirdiği yeni boyutlar da tartõşõlõyor. Piyano tarihinin yüce sanatçõsõ Alfred Brendel’in sanatõnõn doruğunda kendini emekliye ayõrmasõ sanat çevrelerinin baş- lõca konusu. Ana fikir yalnõz sanatõn ve sanatçõnõn özü. Dönüp iç basõna bakõyorum; 2008’i göz- den geçiriyorum. Bizim ana konumuz de- ğişik: Yapõtlarõn içerikleri, seslendirilerin nitelikleri, sanatçõlarõn özellikleri değil. Bizim konularõmõz konser mekânlarõ, dinleti alanlarõyla başlõyor, organizasyon sorunlarõyla, bütçe yetmezlikleriyle bü- yüyor. 2010 Dünya Başkenti İstanbul için proje kapabilme yarõşmasõ sürüp gidiyor. İstanbul’daki Atatürk Kültür Merke- zi’nin boşaltõlmasõyla sarsõlan Devlet Senfoni Orkestrasõ, operasõ ve devlet ti- yatrosu hâlâ göçebelik içinde. Dinleyi- ci hangi konserin nerede olduğunu bu- lup İstanbul’un değişik köşelerinde İDSO’yu aramakta. Kaldõrõlan cumartesi konserleriyle ve az- altõlan konser sayõsõyla İDSO dinleyici açõsõndan kan kay- bõna uğramakta. İDOB ney- se ki Süreyya Operasõ’nõn kü- çük sahnesi ve salonuna karşõn kendine bir dü- zen kurdu. Ancak ar- tõk büyük çaplõ yapõt- lar yerine küçük kast- lõ operalar oynanacak. Dolayõsõyla opera tarihi- nin zaten pek oynanmayan o görkemli yapõtlarõnõ daha uzun bir süre bekleyeceğiz. OLUMLU GELİŞMELER Süreyya Operasõ’nõn yaşama kavuşmasõ kentin sanatõna bü- yük bir canlõlõk getirdi. Ayrõ- ca Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki programlarla Akbank ve Borusan’õn ayda bir verdiği konserler Ka- dõköy yakasõna can katõyor. Cemal Reşit Rey Konser Salonu ve İşSanat’ta değişik dallarõn arasõnda klasik müzik de oldukça geniş bir yer almakta, dünya çapõnda nitelikli sa- natçõlar sunulmak- ta. Ankaralõlar Cum- hurbaşkanlõğõ Senfoni Orkestrasõ’nõn salonuna kavuşmasõnõ kutluyorlar. Bilkent Senfoni’nin de sürekli konserleriyle An- kara, yer ve sahne so- rununu çözmüş. İzmir’deyse bugünlerde açõlan Adnan Saygun Kültür Sanat Merkezi ken- te yeni bir soluk getirecek. 2008’de ilk kez Uluslararasõ Bale Yarõş- masõ düzenlendi. Kõsa bir hazõrlõk süresi- ne karşõn başarõlõ bir organizasyondu. Nu- ri İyicil adõna da ilk kez ülkemizde bir Ulus- lararasõ Keman Yarõşmasõ düzenlendi. 5. Leyla Gencer Şan yarõşmasõ İKSV ve Do- ğuş Holding desteğiyle yapõlabildi. Mimar Sinan Üniversitesi’nin 125. kuruluş yõldö- nümü nedeniyle bir beste yarõşmasõ açõldõ, Nejat Başeğmezler birinciliği aldõ. Necil Kazım Akses 100. doğum yõldönümünde paneller ve konserlerle anõldõ. Avrupa Fes- tivaller Birliği’nin (EFA) yõllõk genel ku- rulu bu yõl 24-27 Nisan arasõnda Antalya’da yapõldõ. Samsun’da opera evinin açõlmasõ müzik tarihimizin yeni bir kavşağõ. Bu yõl yitirdiğimiz sanatçõlardan Diva Leyla Gencer, bütün dünya basõnõna konu oldu. Müzik ve sahne sanatlarõmõza araş- tõrmacõlõğõyla büyük hizmeti geçen Metin And, orkestramõza yõllar boyu emeği geçen tubacõ Nihat Özkilizman, viyolacõ Her- man Özkalfayan, ilk film müziği beste- cilerinden Nedim Otyam ve tarihi bir İs- tanbul bestecisi olan Sirvat Karamanuk da yitirdiklerimiz arasõnda. Yeni yõla müziğin kanatla- rõndaki coşkuyla girmenizi dilerim. İstanbul’da AKM kapandõ, Ankara’da 550 salon yenilendi, İzmir’de Leyla Gencer ve Metin And artõk yok 2008’i arkada bõrakõrken www.evinilyasoglu.com Kültür Servisi - Tem Sanat Galerisi, 17 Ocak’a dek Ab- dülkadir Öz- türk’ün heykel ve resim çalõşmalarõn- dan oluşan kişisel sergisine ev sahip- liği yapõyor. Halen Hatay Mustafa Ke- mal Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fa- kültesi’nde öğretim görevlisi olan Öz- türk, bu sergisinde son dönem yapõt- larõna yer veriyor. Öztürk, sanatõnõ şu sözcüklerle anlatõ- yor: “(...) Bu hey- keller doğanın malzemesi olarak tekrar doğaya, çevreye, insanla- rın yaşadığı or- tamlara döner. Konusunu da in- sanlardan alır. Heykeller insan- ların çevresinde, insanların görsel- liğini, imgelerin yontusunu, yine insanlara anlatır.” (www.temartgal- lery.com) SERGİ TEM SANAT GALERİSİ’NDE Öztürk’ün resim ve heykelleri... KADİR AYDEMİR D ünyada hayat pek iyi git- miyor ama yaratõcõlõk tüm dönüm noktalarõ ve akõm- larõn, büyük eserlerin ortaya çõktõğõ tarihsel anlardaki gibi engel tanõmõyor. İşte, kuşağõnõn başarõlõ ve farklõ imzalarõndan res- sam Nihat Kemankaş- lı’nõn yeni resim sergisi de 19 Aralõk’ta Antalya’da Artpark Galeri’de sanat- severlerin ilgisine sunuldu. 16 Ocak’a kadar açõk ka- lacak olan sergide sanatçõ- nõn 2008 yõlõnda ürettiği yeni çalõşmalar yer alõyor. Turgay Kantürk, Nihat Kemankaşlõ için yazdõğõ bir yazõda, “Kimi zaman ya- lınlaştırılmış, indirgenmiş ya da minimal bir ezgi kadar ‘pür’ sayı- labilecek işler üretmekten çekin- meyen bir tavır barındırıyor Ke- mankaşlı’nın resimleri. Kimi za- man da tüm bu saydığımız özel- likleri koruyarak oluşturduğu bi- çimleri bir araya getirmekten çe- kinmiyor” diyordu. 6. kişisel sergisini Antalya’da gerçek- leştiren sanatçõ, 1971 yõlõnda Balõkesir’de doğdu. 1994’te Hacettepe Üniversitesi GSF Resim Bölümü’ne girdi. Kemankaşlõ, 1995 yõlõnda Marmaris Posiedon Ho- tel’in havuz duvarõna ilk duvar resmi çalõşmasõnõ yaptõ. O günden bugüne birçok eser veren, proje- lere katõlan sanatçõnõn Artpark Ga- leri’deki yeni sergisinde yer alan 25 resim, tuval üstüne yapõlmõş karõşõk teknikle oluşturulmuş. (Artpark Gal- lery, Altõndağ Mah. Turgut Reis Cad. 147. Sokak No: 6/12 Antalya, 0242 248 04 10) Sanatçõnõn sergisi 16 Ocak’a kadar gezilebilir Kemankaşlı’nınbeklenensergisi Kültür Servisi - Bursa’da Os- mangazi İlçe Belediyesi’nce Ahmet Hamdi Tanpõnar anõsõ- na “deneme” dalõnda düzen- lenen yarõşmanõn sonuçlarõ açõklandõ. Yarõşmada, Arzu Çağlar’õn “Bursa’nõn Cümle Kapõsõ” adlõ yapõtõ 98 yapõt arasõnda birinciliğe, Yaşar Ba- yer “Bursa; Şehirler Kitabõnõn Dibacesi” adlõ yapõtõ ikinciliğe, Özlem Binel de “Burçak Ka- põsõ” adlõ yapõtõyla üçüncülüğe değer görüldü. Osmangazi Be- lediye Başkanõ Recep Altepe ile yarõşmanõn secici kurul üyele- rinin katõldõğõ basõn toplantõ- sõnda yarõşmanõn izleğinin “Şe- hir, Kültür ve Yaşantõ Odağõn- da Bursa’da Şimdiki Za- man”olduğu belirtildi. Tanpõnaranõsõna düzenlenenyarõşma sonuçlandõ DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ GENEL KURUL İLANI DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NDAN Yönetim Kurulu toplanarak tüzük gereği yapõlmasõ gereken Olağan Genel Kurulun çoğunluklu olarak 18 Ocak 2009 tarihinde İstiklal Cad. Suriye Pasajõ No: 348/57 Kat: 2 Beyoğlu /İs- tanbul adresinde bulunan dernek merkezinde saat 11.00’de, çoğunluk sağlanamadõğõ takdirde 25 Ocak 2009 tarihinde Alisamiyen Stadõ yanõ Katlõ Otopark üstü Kat: 6 Mecidiyeköy /İstan- bul adresindeki Mecidiyeköy Kültür Merkezi’ne ait toplantõ salonunda saat 11.00’de aşağõdaki gündem- le yapõlmasõna; kararõn gazeteden ilan edilmesi, mülki amirliğe bildirilmesi ve üyelere Genel Kurul Kararõnõn yazõ ile bildirilmesine karar verildi. GÜNDEM: 1- Açõlõş ve Yoklama 2- Kongre Başkanlõk Divanõnõn Seçimi 3- Saygõ Duruşu 4- Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, Kesin Hesap Raporu, Denetleme Kurulu Raporunun ayrõ ayrõ okunmasõ ve müzakeresi 5- Yönetim ve Denetleme Kurulunun ayrõ ayrõ ibrasõ 6- Tahmini bütçenin Okunmasõ ve Onaylanmasõ 7- Yeni Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulunun Asil ve Yedek Üyelerinin Seçimi 8- Dilek ve Temenniler 9- Kapanõş. İstiklal Cad. Suriye Pasajõ No: 348/57 Kat: 2 Beyoğ- lu/İSTANBUL Telefon: 0212 292 19 29 - 0212 292 20 20 SERİK MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI SAYI: 2008/11 Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, adedi evsafõ: 1-) Serik İlçesi Üründü Köyü 42 No’lu parselin tamamõ olup, 15.200 m2 alana sahip tapuda tarla niteliğindedir. Asfalt yola cephelidir. Serik ilçe merkezine 2 km, Deniztepesi Köyü’ne 300 m. mesafededir, elektriği ve içme suyu vardõr. Bitişik parsellerde seracõlõk yapõlmakta- dõr. PARSELİN ARAZİ DEĞERİ: 182.400,00.YTL’dir. Arazi üzerinde taşõnabilir üç adet prefabrik bina ve ekonomik değeri olmayan bir WC bulunmaktadõr. Ayrõca parsel üzerinde 5-6 yaşlarõnda 6 adet kavak, 2 yenidünya, 1 dut, 1 incir, 1 nar, 2 badem bulunmaktadõr. Ağaç- larõn değeri 600,00 YTL’dir. Serik İlçesi Üründü Köyü 42 No’lu parselin üzerindeki unsur- larõ ile birlikte satõşa esas muhammen bedeli: 183.000, 00.YTL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1- Serik İlçesi Üründü Köyü 41 No’lu parselin ilk satõşõ 09.02.2009 günü saat: 10.25-10.40 saatleri arasõnda Serik Adliye bahçesinde yapõlacaktõr. İlk satõşta muhammen bedelin %60'õnõ ve satõş masraflarõnõ karşõlayacak olana ihale olunacaktõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa 19.02.2009 günü aynõ yerde ve aynõ saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da muhammen bedelin %40'õnõ ve satõş masraflarõnõ geçmek koşulu ile en çok arttõrana iha- le olunacaktõr. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kõymetin %20'si nispetinde pey akçesi ve- ya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin pa- ra iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, tapu alõcõ harcõ, resmi ihale pulu, masraflarõ alõcõya dellaliye harcõ satõcõlara aittir. Birikmiş vergiler satõş be- delinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlar ile diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hu- susiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. İhaleye katõlõp daha sonra ihalenin feshine sebep olan alõcõlar ile kefilleri son ihale bedeli ile aradaki farkõ ödemeye mecburdurlar. 4- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 5- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve içeriğini kabul etmiş sayõlacaklarõ, başka bilgi almak isteyenlerin 2008/11 sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ, ay- rõca adresleri tespit edilemeyen ve adreslerini terk eden hissedarlara da ilanen tebliğ olunur. 16.12.2008 İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 68467 BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 4307 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT KUTBETTİN OHRİ vefat etmiştir. Cenazesi 30.12.2008 Salı günü kaldırılan meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI VEFAT Aile büyüğümüz, babamız AYHAN ERTAN’ı yitirdik. Acımız sonsuzdur. ERTAN AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle