24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 31 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 17ekonomi@cumhuriyet.com.tr “Piyasa oyuncuları” diye anılan (bizim ise yazıla- rımızda çoğunlukla finans kapital diye adlandırmaya özen gösterdiğimiz) kesimin 2009’a ilişkin beklen- tileri artık açıkça belirginleşti. Umulan odur ki, kü- resel krizin etkileri Amerika’da konut fiyatlarının yük- selişe geçmesiyle birlikte 2009’un ikinci yarısından itibaren azalacaktır. Hatta krizden bir an önce çık- mak üzere Amerika’nın yeni başkanı Barack Oba- ma, IMF’nin ve danışmanlarının telkinlerine uyarak, en az 1-1.5 trilyon dolarlık genişletici bir maliye pa- ketini de uygulamaya sokacaktır. Bu arada bize dü- şen görev “yanlış işler yapmamak”; “mali disiplin- den uzaklaşmamak”; “ulusal ekonomiyi işsizliği azaltmak, ya da yatırımları canlandırmak gibi ge- rekçelerle aşırı genişletici maliye politikalarıyla is- tikrarsızlığa sürüklememektir”. Zaten IMF ile an- laşmamıza sayılı günler kalmış durumdadır. IMF’den gelmesi beklenen yaklaşık 20-25 milyar dolarlık bir yardım paketi Türkiye’nin 2009 boyunca küresel ekonominin canlanacağı günlere kadar durumu ida- re etmesine yetecektir... Bu hülyalı beklentiye kapılanlara -haddimiz ol- madan- bir uyarıda bulunmayı borç biliyoruz: Küresel finans piyasalarında 2001 sonrasında yaşanan çıl- gınlık dönemi artık geride kalmıştır. Küresel kapi- talizmin son 20 yıldır bir iskambil kâğıdı kulesi gibi tasarlanmış olan mevcut ticaret, finans ve üretim ka- lıpları sürdürülemez niteliktedir. Türkiye’de “piya- saların” 2003-2007 arasında yaşamış olduğu coş- ku dönemi artık sona ermiştir. Her şeyden önce şu gerçeği vurgulayalım: Şu an- da yaşamakta olduğumuz bunalım birkaç teknik ha- ta ya da kendini bilmez bazı “piyasa oyuncularının” dizginleyemedikleri kâr hırsıyla aşırı risk almaların- dan ibaret basit bir kriz değildir. İçinde olduğumuz bunalım, kapitalizmin sistemik olarak karşılaştığı darboğazlarını finansallaşma ile aşma çabalarının doğ- rudan bir ürünüdür. Kriz, doğrudan doğruya finan- sal varlıkların değerlerindeki şişkinlik ve istikrarsız- lıktan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla 2009’un ileri- ki aylarında Wall Street borsalarındaki dahi beyin- lerin küresel finans piyasalarını gene benzer biçim- lerde olası “canlandırma” girişimleri, sonuçta sür- dürülemez nitelikte yeni şişkinliklere ve olası daha yoğun krizlere yol açacaktır. Kapitalizmin reel dünyayla yüzleşme zamanı gel- miştir. Türkiye’nin uygulamaya koyacağı olası bir istik- rar paketinde “mali disiplin” kavramının önemi, geçen hafta sonu Ankara’da Türkiye Ekonomi Ku- rumu’nun düzenlemiş olduğu “Küresel Bunalım ve Türkiye Ekonomisi” çalıştayında bir konuşma yapan TC Merkez Bankası Başkanı Sayın Durmuş Yıl- maz’ın da ana vurgusunu oluşturmaktaydı. Ancak, Sayın Durmuş Yılmaz, “iktisadi faaliyette ciddi bir yavaşlama yaşandığı mevcut dönemde, ge- lişmekte olan ülkelerin birtakım mali önlemler almaları gerekmektedir. Bütçede, ekonominin genel dengesini bozmayacak, para politikalarını zorlaştırmayacak ölçüde gevşemeye gidilmesi mümkündür” şeklinde sürdürdüğü konuşmasında, “yatırıma yönelik” kamu harcamalarına bir anlamda olur veriyordu. Nitekim, adı geçen konferansta Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aziz Konukman’ın “kamunun yatırım harca- malarının özel sektörün yatırımlarını da uyararak, bir tür ‘içe doğru kalabalıklaştırma’ (crowding-in) etki- si yaratabileceği ve kamunun sosyal altyapıyı güç- lendirici nitelikteki kamu yatırımlarının korunması ve hatta arttırılması gerektiği” yönündeki yorumuna, Mer- kez Bankası Başkanı Sayın Durmuş da katıldığını ifa- de etmekteydi. Özetle, kamunun “orta ve uzun vadede sürdürü- lebilir nitelikli bir borç yapısına uygun” düşecek ve “özel sektör yatırımlarını canlandıracak” kamu yatı- rım harcamalarının sürdürülmesi, Merkez Bankası başkanlığına göre de krizden çıkış sürecini des- tekleyici niteliktedir ve bu tür kamu harcamalarının korunması önem arz etmektedir. Ancak konferansın dağıldığı akşam saatlerinde, Meclis’te onaylanmış olan 2009 Yılı Bütçe Yasa Ta- sarısı’nda Merkezi Yönetim Bütçesi’nin başta ulaş- tırma ve enerji olmak üzere kamunun yatırım öde- neklerinde toplam 9-9.5 milyar YTL’lik bir indirim ya- pıldığı haberleri paylaşılmaktaydı. Böylece, kamu- nun çoğunlukla yatırım ödeneklerine yönelik kesintileri önceki 3.6 milyar YTL ile birleştirildiğinde toplam 14 milyar YTL’ye (ulusal gelire oran olarak yaklaşık yüz- de 1’e) ulaşmaktaydı. Türkiye 2009 yılına ekonomi idaresinde büyük bir kaos ve belirsizlik içinde girmektedir. “IMF gelsin, bizi kurtarsın” hayalleriyle ve körleşmiş, dogmatik inançlarla Türkiye ekonomisinin 2009’da yükselişe geçmesi hiç gerçekçi gözükmemektedir. Bütün bu olumsuzluklara inat, 2009’un barış, sağ- lık, mutluluk ve esenlik dolu aydın günlerin haber- cisi olacağı inancını koruyan siz tüm Cumhuriyet okurlarının yeni yılını kutluyorum. EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN ‘Mali Disiplin’ Kavramı ve 2009’da Beklentiler BusinessWeek, 2009’da krizden etkilenmemenin yollarõnõ uzmanlara sordu, ortaya 20 maddelik reçete çõktõ Ekonomi Servisi - Küresel kriz baş- ta ABD olmak üzere bütün dünyayõ olumsuz etkiledi. Binlerce firma ba- tarken milyonlarca kişi işsiz kaldõ. Ekonomideki taşlarõ yerinden oyna- tan mali kriz beraberinde bir dizi ön- lem paketini de beraberinde getirdi. Amerika’nõn önde gelen ekonomi dergisi BusinessWeek, 2009’da kriz- den yara almamanõn yollarõnõ uz- manlara sordu ortaya 20 maddelik re- çete çõktõ. İşte 2009’da krizden etki- lenmemenin yollarõ: 1 - Geleceği tahmin etmeyin. Tah- min edemediğimiz bir durum içinde- yiz. Bu konuda bazõ tahminler yapmak krizde yara almaya sebep olacaktõr. 2- Kasanızda her zaman bir mik- tar para olmalı. Krizde borç batağõ- na girmeyin. İşinizi kaybederseniz, ya- şamõnõzõ devam ettirebilmeniz için en az 12 bin dolarõnõzõn cebinizde olmasõ gerekiyor. 3- Dış yatırıma odaklanın. Bu, Amerikanlar için bir öneri. Geliş- mekte olan ekonomiler, ABD piya- salarõna göre daha az yara aldõ. 4 - Tek bir kâğıda oynamayın. Eko- nomide kõrõlgan bir dönemden geçil- diği için şirketlerin iflasõ an mesele- si. Analistler, borsada büyük-küçük demeden farklõ kâğõtlara yatõrõm yap- mak gerektiğine inanõyor. 5 - Enerji tasarrufuna yönelin. Şir- ketler enerji tasarrufu gerektiren ya- tõrõmlarõ yaptõklarõ takdirde hükü- metlerden vergi indirimi alabilirler. 6 - Emeklilik primlerinizi unut- mayın. Ekonomi iyi de gitse, kötü de gitse emeklilik primlerinin tam olarak ödenmesi gerekiyor. 7- Para biriktirmeye çalışın. Uzmanlar, hem kötü günleri atlatmak, hem de yatõrõm yapabil- mek için para biriktir- menin şart olduğu gö- rüşünde. 8- Ani kararlar ver- meyin. Kõrõlgan ekono- mik bir ortamda ani verilecek bir karar zarara yol açabilir. Duy- gularõnõzla hareket etmeyin. 9- Yüklü borçlarınızı ka- patın. Krizden yara alma- mak için yatõrõmdan önce yüklü borçlarõ ödemek ge- rektiği görüşünde. Özel- likle yüksek faizli borçlar bir an önce ödenmeli. 10 - Yatırımdan vaz- geçmeyin. Borsadaki yatõ- rõmlardan vazgeçmemek ge- rekiyor. Buradaki en önem- li faktör doğru zamanda doğ- ru kâğõda oynamak. 11 - Harcamalarınızı ta- kip edin. Harcamalarõnõzõ bir yazõlõm aracõlõğõyla takip edin. Gelir-gider dengesini oluştur- mak krizden yara almamanõn önemli bir faktörü. 12 - Yüksek maaşlara dik- kat. Bu öneri bünyesinde sa- yõca çok işçi çalõştõranlar için. Yüksek maaşlõ çalõşan sayõnõz çok olursa, kriz ortamõnda cirolarõnõzda muhtemel bir düşüş olacağõndan ötü- rü size kalan para da az olacaktõr. 13 - Aldığınız kredilere yeniden göz atın. Dünya merkez banka- larõnõn faiz indirim kararlarõ, özellikle mortgage taksidinin faiz oranlarõnõ etkileyecektir. 14 - Sürüyü takip etmeyin. Kriz ortamõnda mantõk çerçe- vesinde kendi bildiğinizi yap- mak en iyi yol gibi görünüyor. 15 - Yatırım ve bütçe den- gesini kurun. Bütçenizi iyi kontrol etmek, sağlõk yatõrõm yap- manõn en önemli faktörü. 16 - Sigortalarınızdan vazgeçme- yin. Taşõnmazlarõnõzõ sağlama alõn. ABD’li uzmanlar, sigortanõn bazen hayat kurtardõğõ görüşünde. 17 - Finans danışmanlarınızla daha sık bir araya gelin. İşlerinizi hem danõşmanõnõzla kontrol edin, kendiniz de bir kere daha üzerinden geçin. 18 - Anlamadığınız bir şeye ya- tırım yapmayın. Yatõrõmcõlar, sadece iyi getirisi olduğu için yatõrõm yap- tõklarõ kâğõtlardan büyük zarar etti. Danõşmanõnõz, yatõrõm yaptõğõnõz kâğõdõn detaylarõnõ size anlatamõ- yorsa dikkat edin. 19 - Güvenli yatırımların güvenli olduğundan emin olun. Analistler, güvenli ve getirisi belli olan kâğõt- larõn aslõnda öyle olmadõğõ görü- şünde. Paranõzõ yatõracağõnõz kâğõt, krizde garanti para kazandõrmaya- bilir. 20 - Altından kalkmayacağınız riskler almayın. Ayağõnõzõ yorga- nõnõza göre uzatmalõsõnõz. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr A slında iş geliyor tek bir cümlede toplanıyor: “Ge- leceğini kendi ellerine almak...” Küresel krizin belki en iyi tara- fı uluslara, toplumlara ve bireyle- re bu cümlenin ne denli önem- li olduğunu göstermesi. Eskiden küreselleşmenin gü- nümüzdeki biçimine karşı çık- mak ve refahın daha adil payla- şımını istemek birçok insanın ak- lına bile gelmiyordu. Kurulu bir sis- tem ve düzen içinde hayat akıp gi- diyordu. Karşı çıkışlar, medya aracılığı ile kamuya ulaşamıyor, ulaştığında ise bunları dile getiren bilim insanları felaket haberciliği yapan falcılar olarak mahkûm ediliyordu. Şimdi bakıyoruz en li- beraller bile en azından krizin çı- kış noktasının hatalı politikalardan kaynaklandığını itiraf edebiliyor. Bu sorgulamaların yapılmaya başlanması bile önemli. Hafta başında Viyana Ekonomi Üni- versitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Onaran ile yaptığım ve Cumhuriyet’te yayımlanan söy- leşide toplumların nasıl harekete geçmesi gerektiği konusu da var- dı. Ancak yer darlığından bu kö- şeye almaya karar verdim. Özlem Onaran aynı zamanda ATTAC üyesi olduğu için söylediklerinin önemli olduğunu düşünüyorum. ATTAC, dünyanın dört bir yanın- dan küreselleşmenin günümüz- deki biçimine karşı çıkan ve re- fahın adil paylaşımı için mücadele eden heterojen bir uluslararası kit- le örgütü. Sloganları: “Başka bir dünya mümkün.” 2000’den be- ri Seattle, Prag, Cenova ve Brük- sel’deki gösterilerle seslerini du- yurmaya çalışıyorlar. Ben Ona- ran’a “ATTAC krizde biraz sessiz kalmadı mı? Oysa en fazla sesini duyurabileceği bir zaman dilimi. Neden böyle” sorusunu yönelt- miştim. Onaran’ın yanıtı ise şöyleydi: “ATTAC’ı uluslarası adalet, ser- maye hareketlerinin ve finans sis- teminin kontrolü noktalarında bir araya gelmiş heterojen bir ulus- lararası kitle örgütü olarak çok önemsiyorum. ATTAC bilakis çok aktif ve etkili oluyor bu dönemde. Avrupa’da çok sayıda toplantıda ve TV açık oturumlarında yer al- dı. ATTAC’ın “Kumarhaneyi ka- patın” kampanyası çerçevesin- de yapılmış bir kısa film Alman- ya’da çeşitli sinemalarda oynuyor; internette de bulabilirsiniz; 2 haf- ta içinde 100 bin kereden fazla gö- rüldü. (http://www.casino-schli- essen.de/aktionen/kinospot/). Fransa, Almanya, İtalya, Avus- turya, Polonya, Macaristan, Fas gibi 14 ülkedeki ATTAC örgütle- ri ortak bir deklarasyon kaleme al- dı. G20 zirvesi öncesi ortak bir ey- lem günü oldu Avrupa’da. 10-11 Ocak’ta Paris’te Avrupa çapında bir strateji toplantısı olacak. Eski ATTAC- Avusturya başkanı Karin Küblböck’ün görüşü şöyle: AT- TAC’ın 10 yıldır söylediği şeyler şimdi çok geniş çevrelerce dile getiriliyor, ama ATTAC’a refe- rans verilmiyor. Bu telif hakları açı- sından bir problem de olsa, as- lında bir kitle hareketi için büyük başarı...” Küresel kumarhaneyi kapat- mak hiç kolay değil. Ancak ses- lerin olabildiğince fazlalaşması, “geleceğini kendi ellerine almak is- teyen” insanların sayısının art- ması 2009 yılı ve sonrası açısın- dan son derece önemli. Gelelim Türkiye’ye.... Teğet geçmek bir yana, tam göbeğin- den Türkiye’yi vuran küresel kri- zin etkileri bir yanda... İktidarı elinde tutan dinci siyasetin yan- daş ekonomisi ve cemaat söyle- mi ile tabanda örgütlenmesi diğer yanda. Buna bir de PKK terörü- nü ekleyin... Üçlü kıskaç altındaki Türki- ye’de “geleceğini kendi ellerine al- mak” çok daha zor ancak çok daha yaşamsal... Önceki akşam gazetemiz yö- neticileri ve çalışanların katıldığı mütevazı yeni yıl kutlamasında İl- han Selçuk’un kısa konuşması- nın bir yerinde söylediği, “kimi dönemler vardır ki insan kelleyi koltuğunun altına almalıdır. Türkiye işte öyle bir dönemden geçiyor” sözleri bu yazıya ilham kaynağı ol- du. Bugün 2008’in son günü. Ala- bildiğine kötü bir seneyi geride bı- rakıyoruz. Şunu unutmayalım ki; 2009 ve sonrasının, bugünden daha iyi olması için “geleceğimi- zi kendi ellerimize almamızın şart olduğunu” son derece iyi anla- mamız gerek. Ve şunu da asla unutmayalım “herkesin kendi ça- pında atacağı bir adım mutlaka vardır”. Umutlu bir yıl dileğiyle... Geleceğini Kendi Ellerine Almak... YTL dönemi bitti, TL’ye geri dönüş ANKARA (AA) - Mart ayõnda yapõla- cak yerel seçimler öncesinde partilerin se- çim bütçeleri de belli olmaya başladõ. Seçim çalõşmalarõ için TBMM’de millet- vekili olan partilerden AKP 40-45 milyon YTL, CHP 30-35 milyon YTL, MHP 15 milyon YTL, DSP 10 milyon YTL, DTP 3,5 milyon YTL, ÖDP 250 bin YTL, BBP 200 bin YTL bütçe ayõrmayõ planlõyor. CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Mustafa Özyürek, Hazine’den 50 milyon 500 bin YTL alacaklarõnõ, bunun 30-35 milyon YTL’sini seçim bütçesi olarak ayõrmayõ dü- şündüklerini kaydetti. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Bü- lent Gedikli, ocakta 88 milyon 489 bin YTL Hazine yardõmõ alacaklarõnõ, bu pa- ranõn 40-45 milyon YTL’sini seçim büt- çesi için kullanacaklarõnõ söyledi. MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Mu- hasibi Ümit Şafak, Hazine yardõmõ olarak yaklaşõk 30 milyon YTL alacaklarõnõ, bu paranõn 15 milyon YTL’sini seçimlerde kullanmayõ planladõklarõnõ belirtti. DSP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hasan Macit, yaklaşõk 10 milyon YTL’lik büt- çe oluşturmayõ düşündüklerini kaydetti. Yeni yõlla birlikte fiilen kullanõlmaya başlanacak olan yeni banknot ve madeni paralarõ görme engelliler de şerit folyo sayesinde ayõrt edebilecek. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Merkez Bankasõ Başkanõ Durmuş Yılmaz, “1 Ocak 2009 tarihinden itibaren Tür- kiye, yeni banknot ve madeni paralarıyla fizi- ki olarak tanışacak ve fiilen kullanmaya başla- yacak” dedi. Yõlmaz, Banknot Mat- baasõ’nda düzenlediği basõn toplantõsõnda Yeni Türk Li- rasõ’ndan (YTL) Türk Li- rasõ’na (TL) dönüş süreci ile ilgili şu bilgileri verdi:  Banknotlar artõk kü- çüldü. Yeni banknotlardaki güvenlik özelliklerinden bi- risi olan holografik şerit folyo, özellikleri itibarõyla dünyada ilk kez TL bank- notlarda uygulanõyor.  Aceleye gerek yok. Bankalarõn müşterilerine yapacaklarõ ödemelerde mümkün olduğunca TL banknot kullanõlacak, ancak 2009 yõlõnda YTL banknot kullanõlmasõ da mümkün.  1 yõllõk geçiş sürecin- de ATM’lerde YTL veya TL bulunabilecek. Yine bu sürede para yatõrma maki- neleri olan ATM’lere YTL veya TL banknot yatõrõla- bilecek.  Görme engelliler eski ile yeni paralarõ boyut far- kõndan ve holografik şerit folyo uygulamasõndan ayõ- rabilecekler. SABANCI: 2009 HAREKETLİ GEÇECEK Yeni yılda durmaksızın çalışmalıyız Ekonomi Servisi - Sabancõ Holding Yönetim Kurulu Başka- nõ Güler Sabancı, ekonomideki yavaşlamanõn önüne geçmek için tek günün bile boş geçirilmemesi gerektiğini söyledi. Saban- cõ,“2009’un birinci çeyreği harekete geçmek için kritik bir za- man olacak” dedi. Sabancõ, yayõmladõğõ yeni yõl mesajõnda, “İşte şimdi bil- diğimiz kutuların, sınırların dışında düşünmeliyiz. Sü- rekli yapmakta olduklarımızı, iş süreçlerimizi gözden ge- çirmeli, değiştirmeye, kısaltmaya hatta kaldırmaya da- ha cesur olmalıyız. Değişen koşullara değişimle cevap vermeliyiz” dedi. Türkiye’nin en önemli problemlerden birinin işsizlik olduğuna dikkat çeken Sabancõ “İşgü- cünün toplam maliyetinin verimine olan oranını dü- şürmeden işsizliğe çare bulmak. Alınacak tedbir- ler mutlaka iş gücü maliyetini aşağı çekecek ve verimlilik artışını özendirecek yapısal ön- lemleri içermelidir” dedi. Ekonomi Servisi - Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanõ Ali Çetin, Tefeci piyasasının büyümesinin sorumlusu bankalar ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) olduğunu kaydederek, tefeci ve mafya türü yasadõşõ ör- gütlenmelerin kayõt dõşõ ekonomi koşullarõnda geliştiğini belirtti. BDDK Başkanõ Tevfik Bil- gin’in üçüncü faiz çeşidinin tefeci faizi olduğunu “itiraf” ettiğini vurgulayan Çetin, “Kredi kar- tı faizleri tefeci faizleri ile aynı düzeyde” açõk- lamasõnda bulundu. Çetin, “Bankaların Yargıtay kararına rağmen kredi kartı aidatı almaları bir soygundur. Faktoring şirketlerinin yaptığı yasal tefeciliktir. Yasal tefecilik krizle ortaya çıkmadı. Süregelen bir durum” diyen Çetin, banka- larõn kredileri geri çağõrdõğõ, faiz oranlarõ ya- nõnda masraflarõ da şişirdiğini aktardõ. TÜKETİCİLER YÜKSEK FAİZDEN YAKINDI Tefeci faizinin sorumlusu BDDK B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK Uzmanlar, 2009’da yatõrõmcõlarõn daha temkinli hareket etmesi gerektiğini belirtirken “Geleceği tahmin etmeyin, para biriktirmeye çalõşõn, güvenli yatõrõm yaptõğõnõzdan emin olun” önerisinde bulundu. Seçime bütçe yetişmeyecek PARTİLER HAZIRLANIYOR İşte ayakta kalmanõn yollarõ Vergi geliri eridi ANKARA (AA) - Küresel finansal krizle bir- likte Türkiye ekonomisinde yaşanan daralma, ver- gi gelirlerini de olumsuz etkilemeye başladõ. Kasõm ayõnda gelir vergisi tahsilatõ 2007’nin ka- sõm ayõna göre 213 milyon YTL, dahilde alõnan KDV tahsilatõ 325 milyon YTL, ithalde alõnan KDV tahsilatõ 384 milyon YTL, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tahsilatõ da 341 milyon YTL azaldõ. Bu şekilde gelir vergisindeki yüzde 6.45, dahilde alõnan KDV’de yüzde 21.06, ithalde alõ- nan KDV’de yüzde 15.76, ÖTV’de ise yüzde 8.86 oranõnda düşüş yaşandõ. MTV’deki düşüş yüzde 21.2’yi bulurken, Özel İletişim Vergisi (ÖİB) ge- lirleri yüzde 3.37, gümrük vergileri yüzde 7.92, harçlar da yüzde 6.68 oranõnda geriledi. Krizden en fazla etkilenen sektörler arasõnda yer alan otomotiv sektörü, vergi gelirlerinde de en faz- la düşüşün görüldüğü sektör oldu. MTV’nin ya- nõ sõra motorlu taşõtlardan alõnan ÖTV’deki düşüş de geçen ay yüzde 54.29’a ulaştõ. Geçen yõl kasõmda, 2006’nõn aynõ ayõna göre yüzde 39.39 oranõnda tahsilat artõşõ yaşanan kurumlar vergisinde ise artõş oranõ 2008’in kasõm ayõnda yüzde 7.46’ya düştü. Ekonomi Servisi - Merkez Bankasõ Para Politikasõ Kurulu, “finansal ko- şullarda süregelen sıkılığı ve enflasyon görünümündeki iyileşmeyi dikkate alarak faizlerin indirimi konusunda bir miktar daha alan olduğunu be- lirttiği, ancak mevcut küresel belir- sizlikler göz önüne alındığında gele- cekteki kararlarla ilgili esnekliğin ko- runmasının yerinde olacağı” değer- lendirmesinde bulundu. Kurul bu çerçevede, bundan sonraki fa- iz indiriminin miktarõ ve zamanlamasõ- nõn enflasyon görünümünü etkileyen unsurlardaki gelişmelere bağlõ olacağõ- nõ ifade etti. Faiz indirimini enflasyon belirleyecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle