Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
[email protected]
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2008 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu AKP hükümetinin reform adõ altõnda yargõyõ nasõl ağõr baskõ altõna aldõğõnõ örneklerle anlattõ:
MİT ve Emniyet bütün Türkiye’yi izliyor
Adalet Bakanlõğõ’nõn yargõ üzerindeki sultasõ ar-
tõk dayanõlmaz boyutlarda. Yargõ bağõmsõzlõğõn-
dan söz eden hükümetin “en başarõlõ icraatlarõn-
dan” birisi yargõ bağõmsõzlõğõnõ tümden yok et-
mek. Üstelik AB’nin gözünün içine baka baka bu-
nu “reform” adõ altõnda yapõyor. Üstüne üstlük
Anayasa Mahkemesi Başkanõ’nõn son yarattõğõ
skandal var. YARSAV Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu’yla konuşuyoruz. Eminağaoğlu son
derece çarpõcõ sözler söylüyor. Bizim yargõnõn
AKP Hükümeti marifetiyle hal-i pür melalini göz-
ler önüne seriyor.
- Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim
Kılıç’ın kendi adına Danıştay’ı, kapatılan beledi-
yelerin de yerel seçimlere katılabilecekleri kararı
nedeniyle “anayasayı ihlal”le suçlamasını nasıl
karşıladınız?
Ö.F.E. - Anayasa uyarõnca yargõ organlarõnõn
kararlarõ, yasama, yürütme ve idare organlarõnõ,
gerçek ve tüzel kişileri bağlar. AYM kararlarõ için
konulan özel maddeye göre, AYM kararlarõ yasa-
ma, yürütme ve yargõ organlarõnõ, gerçek ve tüzel
kişileri bağlar. YSK kararlarõ için de bir başka
mercie başvurulamaz. AYM karar verirken, kendi
önündeki uyuşmazlõkla ilgili yaptõğõ saptama, ge-
rekçe ve sonuç bağlayõcõdõr. AYM eğer kendi
önündeki uyuşmazlõğõ çözerken, bu uyuşmazlõğõn
ötesine geçerek, birtakõm değerlendirmeler yapar-
sa, o zaman anayasanõn 138. maddesindeki, “Hiç
kimse hiçbir mahkemeye emir ve talimat vere-
mez, tavsiye ve telkinde bulunamaz” hükmü
karşõmõza çõkar.Yani inceleme alanõnõn dõşõna taşõ-
lõp karara bir şeyler yazõlmõşsa, bu durum bir baş-
ka mahkemeyi yönlendirme gibi tartõşmalarõ yara-
tõr. Bugün tartõşõlan boyut budur. Tavsiye, telkin
niteliğindeki ibareler de kuşkusuz mahkemeleri et-
kilemez, bağlamaz.
- O arada sekiz üye açıklama yaptı. Bunun he-
yet kararı olmadığını, sadece Başkan Kılıç’ın
açıklaması olduğunu bildirdiler.
- AYM Başkanõ’nõn basõn açõklamasõnõ kastedi-
yorsunuz. AYM’yi elbette başkan temsil eder.
Ama başkan kendi adõna değil, AYM adõna açõkla-
ma yapõyorsa tüm mahkeme üyeleri bilgilendirile-
rek ve onlarõn görüşü alõnarak, açõklamayõ oybirli-
ği, sağlanamõyorsa oyçokluğuyla yapar. Burada
sorun AYM’nin “Kapatılan belediyelerin idari
yargıdaki dava açma süresi dolmuş mudur dol-
mamış mıdır konusunu ben kararımda irdele-
dim, dolayısıyla Danıştay’ın buna uyması gere-
kir” şeklindeki gerekçesinden kaynaklanõyor.
AYM, anayasaya aykõrõlõk başvurusunu inceler-
ken, dava açan belediyeler yönünden getirilen ya-
sa kuralõnõ anayasaya aykõrõ buluyor, açmayanlar
yönünden bulmuyor. Oysa buradaki anayasaya ay-
kõrõlõk, dava açan veya açmayan ayrõmõna göre ya-
põlmamalõ idi görüşündeyim. Bir kural ya anaya-
saya aykõrõdõr ya da değildir. Belediyenin dava aç-
mamasõ, anayasaya aykõrõ kuralõ uygun hale getir-
mez. Ancak sonuçta AYM böyle bir ayrõma gidi-
yor, kararõ da bağlayõcõ. Yalnõz burada bir adõm
daha atõlarak idari yargõdaki dava açma süreleri ir-
deleniyor. AYM’ye mahkemeler itiraz yolu ile
başvuru yaptõğõnda, AYM o davanõn o mahkeme-
de süresinde açõlõp açõlmadõğõnõ ön sorun olarak
inceliyor. Ama belediyeler konusundaki dava, iti-
raz başvurusu yoluyla giden bir dava değil. Bu ana
muhalefet partisinin açtõğõ bir iptal davasõ. Dolayõ-
sõyla idari yargõdaki dava açma süresinin bu AYM
kararõnda incelenmesi gerekmiyor. Ancak o karara
bu gerekçe konuyor. Öyle olunca Danõştay da “Bu
hak arama özgürlüğünü, adil yargılanma hak-
kını ortadan kaldırıyor, dava açma süresini ka-
patıyor” düşüncesinden hareketle o kararõ veri-
yor. Henüz bu konuda Danõştay’daki dava süreci
kesinleşmiş değil. Danõştay ilk derece mahkemesi
olarak bu davaya baktõ. Belki de davayõ İçişleri
Bakanlõğõ temyiz edebilir. İdari Dava Daireleri
Kurulu’na gidebilir. Danõştay kararõndaki dava aç-
ma süreleri konusundaki son sözü bu durumda
İdari Dava Daireleri Kurulu söyler. Buradaki yargõ
süreci devam ederken ve konu Danõştay’da daha
tüm aşamasõyla sonuçlanmamõşken, doğrudan yar-
gõ sürecini etkileyecek bir açõklama yapõlmasõ,
hem davalõ idareye “Bu davayı temyiz etmek zo-
rundasın” gibi bir mesaj, hem de Danõştay İdari
Dava Daireleri Kurulu’na devam eden davayõ etki-
leme anlamõnda ciddi bir tartõşmayõ ortaya çõkarõr.
Bu yönüyle bu açõklama çok ciddi tartõşmalarõ ve
sorunlarõ da beraberinde getirir.
Seçmen kütükleri anayasaya aykırı
- Haşim Kılıç’ın anayasa hukukçusu ya da hu-
kukçu olmadığını hepimiz biliyoruz da ne yap-
maya çalıştığı konusunda bir fikriniz var mı?
- Bu soruya kişisel bir yanõt vermeyeyim. Ama
AYM’nin elbette yapacağõ şey hukuk düzenini ge-
liştirmek olmalõdõr. Aksini düşünmek söz konusu
olmamalõdõr. Yalnõz şunu da eklemeliyim. Yargõç
adaylõğõ mülakatlarõ ile ilgili dava AYM’ye gitti-
ğinde, mülakata ilişkin yasanõn anayasaya aykõrõlõ-
ğõnõ değil, 12 Eylül yasalarõ ile çatõşõp çatõşmadõ-
ğõnõ öncelikle incelemiş ve AYM nedense evren-
sel normlarõ inceleme konusu etmemiştir.
- AKP’nin yerel seçimleri yeniden kazanmak
mülahazasıyla kimi belediyeleri kapattığını, ki-
milerini öbür belediyelere kattığını biliyoruz.
AYM Başkanı olarak Haşim Kılıç bu çıkışıyla ye-
rel seçimlerde AKP’nin önünü açmaya mı çalışı-
yor?
- YARSAV’õn konumu itibarõyla hem iktidar
partisine hem de Sayõn Haşim Kõlõç’a yönelik söz-
leri bu boyutuyla yanõtlamayayõm ama o davada
belediyelere ilişkin yasanõn bir Kõrşehir Yasasõ ol-
duğu şeklinde savunmalar da var. Kararda, 6’ya 5
çõkmõş. Burada AYM’nin veya başka kesimlerin
devam eden Danõştay sürecini etkileyebilecek
açõklamaya girmesi ciddi hukuksal tartõşmalarõ ya-
ratõyor. Bir kere hiçbir mahkeme hiçbir siyasi or-
ganõn yanõnda yer almaz ve alamaz. Kamuoyunda
bu gibi algõlamalara yol açacak davranõş ve açõkla-
malardan uzak durmak, yargõ organlarõnõn ciddiyet
ve özenle gözetmesi gereken bir durum. Sorunuza
verdiğim yanõtõ daha fazla ayrõntõlandõrõrsam bu da
benim konumumla bağdaşmaz.
- Yerel seçimler öncesinde YSK 6 milyon yeni
seçmen olduğunu açıkladı. Buna itirazlar geldi.
YSK bundan geri adım atmadı. Sizce YSK’nin bu
tutumu nasıl izah edilebilir?
- Nüfus kütükleri daha önce Seçmen Kütükleri
Hakkõndaki Yasa’ya göre doğrudan YSK ve Se-
çim Kurullarõ tarafõndan oluşturuluyordu. 2008
Mart ayõnda yapõlan yasa değişikliğiyle adrese da-
yalõ nüfus kayõt sisteminin esas alõnacağõ hükmü
getirildi. Böylece temel veri tabanõ idareye devre-
dildi. Seçim işleri bütünüyle yargõ gözetimi ve de-
netiminde. Seçim işleri, sadece oy verme işlemini
kapsamaz. Seçmen kütüklerinin oluşturulmasõ sü-
recini de kapsar. Dolayõsõyla bu yasanõn anayasaya
aykõrõ olduğu yolunda çok ciddi tartõşmalar oldu.
Çünkü adrese dayalõ kayõt sistemi tamamõyla idare
tarafõndan yapõlõyor. Seçim işleri seçmenin bizzat
katõldõğõ işlerdir. Adrese dayalõ kayõt sistemi pos-
ta ya da elektronik posta yoluyla da yapõlabilir. O
zaman seçmen kütüğünün bizzat seçmen iradesiy-
le oluşturulup oluşturulmadõğõ tartõşmalarõ haklõ
olarak kamuoyunda çok ciddi olarak yer buluyor.
- Peki, herhangi bir siyasi parti, diyelim ki pos-
ta yoluyla 50 bin seçmen gösterdi. Yapabilir mi
bunu?
- Yapabilir. Yaptõ diyemem. Ama bu gibi olay-
larõ o zaman etkin denetleme olanağõ bulmanõz
çok zor olur. Bu yasa çõkõnca YSK yasayõ uygula-
yacağõnõ ve o kayõtlarõ esas alacağõnõ beyan etti.
Adrese dayalõ kayõt sisteminde, benim evimde site
görevlisi oturuyor gözüküyordu, ben, eşim ve ço-
cuklarõm ise kayõtta çõkmõyorduk, başvurarak dü-
zelttirdim. Bu sistemin oluşturulmasõnda, her aile-
den bir kişinin başvurusu yeterli, bu da seçmen
kütüğü yönünden sorunlu bir durum. Nüfus ve Va-
tandaşlõk İşleri Genel Müdürlüğü’yle YSK’nin
yaptõğõ bir protokolle, adrese dayalõ kayõt siste-
mindeki Türkiye’nin tüm bilgileri YSK’ye aktarõl-
mõş. YARSAV olarak bizim de çeşitli protokoller-
le ilgili açtõğõmõz davalara Danõştay baktõ. AKS ile
ilgili bu protokol için Danõştay’da dava açõldõğõ
basõnda yer aldõ. Dolayõsõyla o davada bu protoko-
lün imzalanmasõnõ gerektiren yasa maddelerinin
anayasaya aykõrõlõğõ ileri sürülecektir. AYM daha
önce yurtdõşõndan mektupla oy kullanmanõn seçim
güvenliğini zedeleyebileceği ve bizzat bunun seç-
men tarafõndan kullanõlõp kullanõlmadõğõnõn dene-
timi sorunu yaratacağõ için bunu anayasaya aykõrõ
bularak iptal etmişti. AYM’nin o kararõndaki hu-
suslar burada da tartõşma konusu edilecektir.
YSK’nin kurulduğu 1961’den beri ilk kez böyle
bir durum ortaya çõktõ. Seçmenin kim olduğunu
belirleme yetkisi YSK’dedir. Ama Adrese Dayalõ
Kayõt Sistemi’ni (AKS) esas aldõğõnõzda ilk veri
tabanõnõ oluşturma yetkisi idareye geçiyor. Bu da
tartõşma yaratõyor. Bunu da bir yasa yapõyor. Şim-
di bu son durumda bu yasanõn AYM’ye götürüle-
rek incelenmesi konusunda dava açõldõğõna göre,
bu yargõ sürecini beklemek gerek. AYM’den çõka-
cak sonuç seçimlerin iptali durumunu ortaya çõ-
karmaz. Ama seçim takviminde çok ciddi sõkõşõk-
lõklarõn yaşanmasõna neden olabilir.
- Hüseyin Üzmez davasında Adli Tıp 6. Dairesi,
80’ine merdiven dayamış Üzmez tarafından cin-
sel tacize uğrayan 14 yaşındaki kız çocuğunun
ruh sağlığının bozulmadığı gibi bir rapor verdi.
Bu sayede de Üzmez tahliye edildi. Adli Tıp Kuru-
mu’nda son yıllarda neler oluyor da skandal üze-
rine skandal niteliğinde raporlar hazırlanıyor?
- Adli Tõp Yasasõ’nda 2003’te bir değişiklik ya-
põldõ. Bununla Adli Tõp Kurumu her boyutuyla
Adalet Bakanlõğõ’nõn vesayetine sokuldu. Tüm
atamalar, dairelerin oluşturulmasõ, görevlendirme-
lerde Adalet Bakanlõğõ etkin oldu ve Adli Tõp Ku-
rumu’nun özerkliği sağlanamadõ. Adli Tõp Kuru-
mu yargõ organlarõ için resmi bilirkişidir. Bilimsel
esaslara göre çalõşan bu kurumun, bilimsel esaslar
ve yargõ bağõmsõzlõğõ gözetilerek özerk yapõlandõ-
rõlmasõ gerekir. Ama böyle olmamõştõr. AB de Ad-
li Tõp Kurumu’nun İstanbul Protokolü de gözetile-
rek etki altõnda kalmadan çalõşabilmesinin koşulla-
rõnõn yaratõlmasõnõ istiyor. Şu anda Adli Tõp Kuru-
mu etki altõnda kalarak çalõşõyor mu çalõşmõyor
mu tartõşmalarõ demek ki haksõz tartõşmalar değil.
Adalet Bakanlõğõ ise AB normlarõnõ içselleştirece-
ğini, bunlarõ yaşama geçireceğini beyan ederken
bunu görmezden geliyor. Adli Tõp konusunda iyi-
leştirmeler yapõldõğõnõ bildirirken tek yaptõğõ iyi-
leştirme Adli Tõp kadrolarõnõ arttõrmak oluyor. Ad-
li Tõp kadrolarõnõ arttõrmak değil, özerkliği sağla-
yacaksõnõz. İşin ilginci, bu durum ortaya çõktõğõn-
da Sayõn Bakan ilgili dairenin başkan ve yapõsõnda
değişiklik yaptõğõnõ, son derece hassas davrandõğõ-
nõ söylüyor. Bu, buzdağõnõn görünmeyen boyutu-
nu bize göstermiştir. Demek ki bakanlõk daireler
üzerinde değişiklikler yapma yoluna gidebilmek-
tedir. Bakan, “Yeni daire kamuoyu desteğini al-
malıdır” diyor. Yeni dairenin alacağõ tek destek
bilimsel gerçek ve hukuktur. Kamuoyu desteği de-
mek, yaratacağõnõz bir kamuoyuyla kurum üzerin-
de yeni bir vesayet ortaya çõkarmaktõr. Bilimsel ve
hukuksal esaslar gözetilmediği için bugün Adli
Tõp Kurumu’nun yapõlanmasõ hem Türkiye’deki,
hem evrensel hem de Adalet Bakanlõğõ’nõn uyma-
yõ taahhüt ettiği AB normlarõna açõkça aykõrõdõr.
Ancak bunun düzeltilmesi yolunda hiçbir irade
görülmemektedir.
- Yargıyla ilgili gizli olması gereken bütün bil-
gilerin UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) nede-
niyle ortaya saçıldığı suçlamaları var. Siz bu ko-
nuda ne söylemek istersiniz?
- UYAP’la yargõya teknoloji sokuldu. Bağõmsõz-
lõk ve özgürlük çöpe atõldõ. UYAP her boyutuyla
yargõyõ gözetim altõnda tutuyor ve kuşatõyor. E-
Devlet olayõ var. Saydamlõk yönünden çok iyi.
Ama siz E-Devlet’te erkler ayrõlõğõnõ, yargõ bağõm-
sõzlõğõnõ gözettiniz mi? Erkler ayrõlõğõnõ gözetme-
diniz ve yargõyõ E-Devlet söylemiyle, UYAP yo-
luyla yürütmeye bağladõnõz. Artõk yargõnõn her şe-
yi yürütmenin elindedir. Bu mudur yargõ bağõm-
sõzlõğõ?
İç hukuk sistemi çalõşõrsa cemaatin polis üzerindeki gücü engellenir
- Eğitim almak için ABD’ye giden
Türk polislerin kurduğu, ABD’de iki
tane Türk polis derneği var. Bunla-
rın yönetim kurulunda YÖK Başka-
nı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın is-
mi göze çarpıyor. Taraf gazetesinde
yazılar yazan Emrullah Uslu ve Ön-
der Aytaç adlı iki polis bu örgütlerin
kurucularından olarak biliniyor. Siz
kolluğun savcılar üzerinde hâkimi-
yet kurduğunu söylediniz. Bu duru-
mu nasıl karşılıyorsunuz?
- Sözünü ettiğiniz olayõn boyutu
hakkõnda çok fazla bilgim yok. Tür-
kiye’deki kolluk kuvvetlerinin eğiti-
mi ve modernizasyonu mutlaka
önemlidir. Ama o kolluk kuvvetleri-
nin yapacaklarõ görev boyutundaki
objektiflik de önemli. Kolluk için de
tek referans hukuk olmalõdõr, bu ben-
ce üzerinde durulmasõ gereken bir ko-
nudur.
- Hatta daha ileri iddialar var. Bu
iki polis örgütünün üyelerinin Fet-
hullah Gülen cemaatiyle bağlantılı
olduğu haberleri yaygın biçimde do-
laşıyor…
- Türkiye’deki iç hukuk sisteminin
çalõştõrõlmasõyla belli sorunlarõ çöze-
bilirsiniz. Türkiye’deki iç hukuk sis-
temi şu anda çalõşan ancak etkin ça-
lõştõrõlan bir sistem değildir. Her türlü
mevzuat değişikliği, uygulamalar,
aşõrõ yasama faaliyetlerine muhatap
olmak nedeniyle yargõ, sorunlarõn art-
mõş olduğu bir alandõr.
Türkiye’de hukukun üstünlüğü, et-
kinliği ve egemenliği için mücadele
veriyoruz. Çünkü hukukun üstünlüğü
nedeniyle, tüm sorunlarõ çözeceğiniz
yer hukuktur. Ancak Türkiye’de hu-
kukun önü tõkanõyor ve yapõlanlar da,
reform adõ altõnda gerçekleştiriliyor.
Biz artõk “Aman reform yapılma-
sın” der hale geldik. Çünkü her re-
form bir başka sorun ve yargõyõ tõka-
yan bir başka konuyu gündeme getiri-
yor. Reform denince hiç kimse direnç
göstermiyor. Herkes “Ne güzel, ne
mutlu” diyor. Ama reformlarõ eşele-
yip arka planõna indikçe gerçekler or-
taya çõkõyor. Biz 1961 Anayasasõ’nõ
özlemle anõyorduk ama artõk yaşa-
nanlar karşõsõnda neredeyse 12 Eylül
yargõsõnõ bile arar hale geldik.
- Gizli tanıklık sistemini nasıl kar-
şılıyorsunuz? Gizli tanık dürüst ta-
nıklık yapar mı?
- Gizli tanõklõk Türkiye’de Tanõk
Koruma Yasasõ’yla ve Ceza Muhake-
mesi Yasasõ’yla gündeme girdi. Bu
sistem diğer ülkelerde de var. Ama
bizde bir yenilik getirilirken “diğer
ülkelerde de var” gerekçesi ortaya
atõlõnca sağlõklõ tartõşmalar ortadan
kalkõyor.
Gizli tanõk istisnai durumlarda ve
çok sõnõrlõ suçlarda olabilir. Her şey
gizli tanõğõn ifadesine oturtulamaz.
Gizli tanõk tek başõna dayanõlacak bir
kanõt değildir. Genel bir uygulama
haline getirilmemesi gerekir. Gizli ta-
nõk konusunda çõkan yasaya bakarsa-
nõz, oluşturulan Tanõk Koruma Kuru-
lu gibi birçok şeyin hep yürütmeye
bağlõ olduğunu görürsünüz. Bunlar
hep yürütmeyi öne çõkaran düzenle-
meler.
Başbakan
telekulakçõ
- Ortada Ergenekon adı verilen bir dava var. Ek
iddianameler 19 aydan fazla süredir hâlâ ortada
yok. Zanlı durumundaki kimileri neyle suçlandıkla-
rını bilmeden tutuklu durumdalar. Sizce böyle bir
dava olabilir mi?
- Kolluk Türkiye’de bütünüyle savcõlõğõn emriyle
hareket etmelidir. Ama bu ve benzer olaylar nedeniy-
le kolluğun özellikle teknik boyutta çok fazla güçlen-
dirilmesi ve savcõlõklarõn ona paralel olarak güçlendi-
rilmemesi, kolluktaki teknik ve sistemi kontrol altõn-
da tutamamasõ, kolluğun savcõlõklar üzerinde daha
yönlendirici ve etkili olmasõ tartõşmalarõnõ yaratõyor.
Reform adõna bir de Telekomünikasyon İletişim Baş-
kanlõğõ kuruldu. Bu üzerinde son derece dikkatle du-
rulmasõ gereken bir konudur. Telekomünikasyon İle-
tişim Başkanlõğõ hem suç öncesi hem de bütün adli
izleme, dinlemelerle görevlidir. Böyle bir kurumun
özerk olmasõnõ, yürütmenin etkisinde olmamasõnõ
beklersiniz. Ama yasaya bakõn. Kurum başkanõnõ
doğrudan Başbakan atar. Kurumu Başbakan’õn özel
olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon da denet-
ler. Burada bunlarõn kamu görevlisi olmalarõ şartõ
yoktur. Bunun yönetmeliğinde, kurum faaliyetlerin-
den talebi halinde kurum başkanõ derhal Başbakan’a
bilgi verir, der.
- İyi de o zaman iletişim güvenliği, haberleşme öz-
gürlüğü nerede kaldı?
- Kamuoyunda yer bulan son derece önemli soruş-
turmalar da bu kurum bünyesindeki dinlemelerle belli
bir şekil alõyor. İşte, Türkiye’de reform adõna yapõlan
işlemlerin gerçekten reform olup olmadõğõnõn burada
resmini çekiyorsunuz. Bu yasa üç yõl önce AYM’ye
taşõndõ ama henüz sonuçlanmadõ. Bugün MİT ve
Emniyet bütün Türkiye’yi izliyor. Gerek bu kurum
gerekse de Adalet Bakanlõğõ, MİT ve Emniyet’in iz-
lemesine seyirci kalõyor. Jandarma izlemesin ama
MİT ve Emniyet izlesin, tavrõ içine giriyor. Bütün
Türkiye’yi MİT’le Emniyet’e izlettirmekteki amaç
nedir? Neden bu konu Yargõtay’a taşõnmaz? Ergene-
kon soruşturmasõyla ortaya çõkan bu tartõşmalarõ, ben
bu mevzuat gelişmeleriyle yanõtlamõş olayõm.
P
O
R
T
R
E
ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU
Şavşat, 1967 doğumlu. Yükseköğrenimini AÜ Hukuk
Fakültesi’nde yaptõ. 1989’da Ankara adli yargõ
yargõç adayõ olarak mesleğe başladõ. Sõrasõyla
Bandõrma Cumhuriyet Savcõsõ, Delice Yargõcõ,
Yargõtay Yargõcõ olduktan sonra 2001’de Yargõtay
Cumhuriyet Savcõlõğõ’na atandõ. 26.6.2006’da
kurulan Yargõçlar ve Savcõlar Birliği’nin (YARSAV)
kurucu başkanõ oldu. YARSAV’õn ilk kongresinde
genel başkanlõğa seçildi. Hukuk konularõnda pek çok
makalesi yayõmlandõ.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Yargıç ve savcılar nasıl eğitiliyor?
- Hiçbir yasada ve anayasada yargõç ve
savcõlarõn meslek içi eğitimlerinde Adalet
Bakanlõğõ’nõn görevli olduğuna ilişkin bir
hüküm yok. Bu 12 Eylül yasalarõnda bile
bulunmuyor. Bugün ise bütün yargõç ve
savcõlarõn eğitimleri Adalet Bakanlõğõ
Eğitim Dairesi Başkanlõğõ’nca yapõlõyor.
Yargõç ve savcõlarõn meslek içi
eğitimlerini yürütme organõ yaparsa bu
eğitimlerde yürütme organõ yargõç ve
savcõlarõ istediği gibi yönlendirebilir. Bu
mudur yargõ bağõmsõzlõğõ? Reform adõna
Türkiye Adalet Akademisi kuruldu. Bu her
boyutuyla Adalet Bakanlõğõ’nõn vesayeti
altõnda. Vesayet altõnda bir organla mõ yargõ
bağõmsõzlõğõ sağlanacak?
Reform adõna, 12 Eylül mevzuatõna el
atõlmamõş, sorun yaratan bu mevzuat
dururken, hukuk devrimi ile gerçekleştirilen
temel yasalar dayandõklarõ kuramsal
anlayõşlarla birlikte değiştirilmiş, yargõ aşõrõ
yasama faaliyeti ile daha çok iş yüküne
muhatap olmuş, zamanaşõmõna uğrayan
davalar artmaya başlamõş, yargõ hak
arayanõn başvuracağõ değil, adeta çile çektiği
yerler durumuna sürüklenmiştir.
Yargõç ve savcõ maaşlarõ, Başbakanlõk
Müsteşarõ maaşõna endekslenmiş, kadro
karşõlõğõ sözleşmeli statüde çalõşmasõ
nedeniyle, müsteşar sözleşme imzalarsa
maaşlar artar olmuş, tüm yargõ Başbakanlõk
Müsteşarõ’nõn atacağõ imzayõ bekler duruma
sokulmuştur. HSYK’nin yaptõğõ atama
yönetmeliğini, Adalet Bakanlõğõ
değiştirmeye başlamõştõr. Yargõç ve
savcõlarõn, Bakanlõğa karşõ güvenceleri
azaltõlmõş, Bakanlõğõn yargõç ve savcõlar
üzerindeki yetkileri olabildiğince
artõrõlmõştõr. Örnekler sõralanmakla bitmez.
Yargıç ve savcıların eğitimleri
Bakanlık vesayetinde
Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’nõn
yönetmeliğinde ‘Kurum faaliyetlerinden kurum
başkanõ talebi halinde derhal Başbakan’a bilgi verir’
der. Oysa böyle bir kurum özerk olmalõdõr.
Başkan Anayasa Mahkemesi adõna açõklama
yapõyorsa bunu tüm mahkeme üyelirini bilgilendirip
görüşlerini alarak açõklamayõ oybirliğiyle,
sağlanamõyorsa da oyçokluğuyla yapar.