04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2008 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu AKP hükümetinin reform adõ altõnda yargõyõ nasõl ağõr baskõ altõna aldõğõnõ örneklerle anlattõ: MİT ve Emniyet bütün Türkiye’yi izliyor Adalet Bakanlõğõ’nõn yargõ üzerindeki sultasõ ar- tõk dayanõlmaz boyutlarda. Yargõ bağõmsõzlõğõn- dan söz eden hükümetin “en başarõlõ icraatlarõn- dan” birisi yargõ bağõmsõzlõğõnõ tümden yok et- mek. Üstelik AB’nin gözünün içine baka baka bu- nu “reform” adõ altõnda yapõyor. Üstüne üstlük Anayasa Mahkemesi Başkanõ’nõn son yarattõğõ skandal var. YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’yla konuşuyoruz. Eminağaoğlu son derece çarpõcõ sözler söylüyor. Bizim yargõnõn AKP Hükümeti marifetiyle hal-i pür melalini göz- ler önüne seriyor. - Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç’ın kendi adına Danıştay’ı, kapatılan beledi- yelerin de yerel seçimlere katılabilecekleri kararı nedeniyle “anayasayı ihlal”le suçlamasını nasıl karşıladınız? Ö.F.E. - Anayasa uyarõnca yargõ organlarõnõn kararlarõ, yasama, yürütme ve idare organlarõnõ, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. AYM kararlarõ için konulan özel maddeye göre, AYM kararlarõ yasa- ma, yürütme ve yargõ organlarõnõ, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. YSK kararlarõ için de bir başka mercie başvurulamaz. AYM karar verirken, kendi önündeki uyuşmazlõkla ilgili yaptõğõ saptama, ge- rekçe ve sonuç bağlayõcõdõr. AYM eğer kendi önündeki uyuşmazlõğõ çözerken, bu uyuşmazlõğõn ötesine geçerek, birtakõm değerlendirmeler yapar- sa, o zaman anayasanõn 138. maddesindeki, “Hiç kimse hiçbir mahkemeye emir ve talimat vere- mez, tavsiye ve telkinde bulunamaz” hükmü karşõmõza çõkar.Yani inceleme alanõnõn dõşõna taşõ- lõp karara bir şeyler yazõlmõşsa, bu durum bir baş- ka mahkemeyi yönlendirme gibi tartõşmalarõ yara- tõr. Bugün tartõşõlan boyut budur. Tavsiye, telkin niteliğindeki ibareler de kuşkusuz mahkemeleri et- kilemez, bağlamaz. - O arada sekiz üye açıklama yaptı. Bunun he- yet kararı olmadığını, sadece Başkan Kılıç’ın açıklaması olduğunu bildirdiler. - AYM Başkanõ’nõn basõn açõklamasõnõ kastedi- yorsunuz. AYM’yi elbette başkan temsil eder. Ama başkan kendi adõna değil, AYM adõna açõkla- ma yapõyorsa tüm mahkeme üyeleri bilgilendirile- rek ve onlarõn görüşü alõnarak, açõklamayõ oybirli- ği, sağlanamõyorsa oyçokluğuyla yapar. Burada sorun AYM’nin “Kapatılan belediyelerin idari yargıdaki dava açma süresi dolmuş mudur dol- mamış mıdır konusunu ben kararımda irdele- dim, dolayısıyla Danıştay’ın buna uyması gere- kir” şeklindeki gerekçesinden kaynaklanõyor. AYM, anayasaya aykõrõlõk başvurusunu inceler- ken, dava açan belediyeler yönünden getirilen ya- sa kuralõnõ anayasaya aykõrõ buluyor, açmayanlar yönünden bulmuyor. Oysa buradaki anayasaya ay- kõrõlõk, dava açan veya açmayan ayrõmõna göre ya- põlmamalõ idi görüşündeyim. Bir kural ya anaya- saya aykõrõdõr ya da değildir. Belediyenin dava aç- mamasõ, anayasaya aykõrõ kuralõ uygun hale getir- mez. Ancak sonuçta AYM böyle bir ayrõma gidi- yor, kararõ da bağlayõcõ. Yalnõz burada bir adõm daha atõlarak idari yargõdaki dava açma süreleri ir- deleniyor. AYM’ye mahkemeler itiraz yolu ile başvuru yaptõğõnda, AYM o davanõn o mahkeme- de süresinde açõlõp açõlmadõğõnõ ön sorun olarak inceliyor. Ama belediyeler konusundaki dava, iti- raz başvurusu yoluyla giden bir dava değil. Bu ana muhalefet partisinin açtõğõ bir iptal davasõ. Dolayõ- sõyla idari yargõdaki dava açma süresinin bu AYM kararõnda incelenmesi gerekmiyor. Ancak o karara bu gerekçe konuyor. Öyle olunca Danõştay da “Bu hak arama özgürlüğünü, adil yargılanma hak- kını ortadan kaldırıyor, dava açma süresini ka- patıyor” düşüncesinden hareketle o kararõ veri- yor. Henüz bu konuda Danõştay’daki dava süreci kesinleşmiş değil. Danõştay ilk derece mahkemesi olarak bu davaya baktõ. Belki de davayõ İçişleri Bakanlõğõ temyiz edebilir. İdari Dava Daireleri Kurulu’na gidebilir. Danõştay kararõndaki dava aç- ma süreleri konusundaki son sözü bu durumda İdari Dava Daireleri Kurulu söyler. Buradaki yargõ süreci devam ederken ve konu Danõştay’da daha tüm aşamasõyla sonuçlanmamõşken, doğrudan yar- gõ sürecini etkileyecek bir açõklama yapõlmasõ, hem davalõ idareye “Bu davayı temyiz etmek zo- rundasın” gibi bir mesaj, hem de Danõştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na devam eden davayõ etki- leme anlamõnda ciddi bir tartõşmayõ ortaya çõkarõr. Bu yönüyle bu açõklama çok ciddi tartõşmalarõ ve sorunlarõ da beraberinde getirir. Seçmen kütükleri anayasaya aykırı - Haşim Kılıç’ın anayasa hukukçusu ya da hu- kukçu olmadığını hepimiz biliyoruz da ne yap- maya çalıştığı konusunda bir fikriniz var mı? - Bu soruya kişisel bir yanõt vermeyeyim. Ama AYM’nin elbette yapacağõ şey hukuk düzenini ge- liştirmek olmalõdõr. Aksini düşünmek söz konusu olmamalõdõr. Yalnõz şunu da eklemeliyim. Yargõç adaylõğõ mülakatlarõ ile ilgili dava AYM’ye gitti- ğinde, mülakata ilişkin yasanõn anayasaya aykõrõlõ- ğõnõ değil, 12 Eylül yasalarõ ile çatõşõp çatõşmadõ- ğõnõ öncelikle incelemiş ve AYM nedense evren- sel normlarõ inceleme konusu etmemiştir. - AKP’nin yerel seçimleri yeniden kazanmak mülahazasıyla kimi belediyeleri kapattığını, ki- milerini öbür belediyelere kattığını biliyoruz. AYM Başkanı olarak Haşim Kılıç bu çıkışıyla ye- rel seçimlerde AKP’nin önünü açmaya mı çalışı- yor? - YARSAV’õn konumu itibarõyla hem iktidar partisine hem de Sayõn Haşim Kõlõç’a yönelik söz- leri bu boyutuyla yanõtlamayayõm ama o davada belediyelere ilişkin yasanõn bir Kõrşehir Yasasõ ol- duğu şeklinde savunmalar da var. Kararda, 6’ya 5 çõkmõş. Burada AYM’nin veya başka kesimlerin devam eden Danõştay sürecini etkileyebilecek açõklamaya girmesi ciddi hukuksal tartõşmalarõ ya- ratõyor. Bir kere hiçbir mahkeme hiçbir siyasi or- ganõn yanõnda yer almaz ve alamaz. Kamuoyunda bu gibi algõlamalara yol açacak davranõş ve açõkla- malardan uzak durmak, yargõ organlarõnõn ciddiyet ve özenle gözetmesi gereken bir durum. Sorunuza verdiğim yanõtõ daha fazla ayrõntõlandõrõrsam bu da benim konumumla bağdaşmaz. - Yerel seçimler öncesinde YSK 6 milyon yeni seçmen olduğunu açıkladı. Buna itirazlar geldi. YSK bundan geri adım atmadı. Sizce YSK’nin bu tutumu nasıl izah edilebilir? - Nüfus kütükleri daha önce Seçmen Kütükleri Hakkõndaki Yasa’ya göre doğrudan YSK ve Se- çim Kurullarõ tarafõndan oluşturuluyordu. 2008 Mart ayõnda yapõlan yasa değişikliğiyle adrese da- yalõ nüfus kayõt sisteminin esas alõnacağõ hükmü getirildi. Böylece temel veri tabanõ idareye devre- dildi. Seçim işleri bütünüyle yargõ gözetimi ve de- netiminde. Seçim işleri, sadece oy verme işlemini kapsamaz. Seçmen kütüklerinin oluşturulmasõ sü- recini de kapsar. Dolayõsõyla bu yasanõn anayasaya aykõrõ olduğu yolunda çok ciddi tartõşmalar oldu. Çünkü adrese dayalõ kayõt sistemi tamamõyla idare tarafõndan yapõlõyor. Seçim işleri seçmenin bizzat katõldõğõ işlerdir. Adrese dayalõ kayõt sistemi pos- ta ya da elektronik posta yoluyla da yapõlabilir. O zaman seçmen kütüğünün bizzat seçmen iradesiy- le oluşturulup oluşturulmadõğõ tartõşmalarõ haklõ olarak kamuoyunda çok ciddi olarak yer buluyor. - Peki, herhangi bir siyasi parti, diyelim ki pos- ta yoluyla 50 bin seçmen gösterdi. Yapabilir mi bunu? - Yapabilir. Yaptõ diyemem. Ama bu gibi olay- larõ o zaman etkin denetleme olanağõ bulmanõz çok zor olur. Bu yasa çõkõnca YSK yasayõ uygula- yacağõnõ ve o kayõtlarõ esas alacağõnõ beyan etti. Adrese dayalõ kayõt sisteminde, benim evimde site görevlisi oturuyor gözüküyordu, ben, eşim ve ço- cuklarõm ise kayõtta çõkmõyorduk, başvurarak dü- zelttirdim. Bu sistemin oluşturulmasõnda, her aile- den bir kişinin başvurusu yeterli, bu da seçmen kütüğü yönünden sorunlu bir durum. Nüfus ve Va- tandaşlõk İşleri Genel Müdürlüğü’yle YSK’nin yaptõğõ bir protokolle, adrese dayalõ kayõt siste- mindeki Türkiye’nin tüm bilgileri YSK’ye aktarõl- mõş. YARSAV olarak bizim de çeşitli protokoller- le ilgili açtõğõmõz davalara Danõştay baktõ. AKS ile ilgili bu protokol için Danõştay’da dava açõldõğõ basõnda yer aldõ. Dolayõsõyla o davada bu protoko- lün imzalanmasõnõ gerektiren yasa maddelerinin anayasaya aykõrõlõğõ ileri sürülecektir. AYM daha önce yurtdõşõndan mektupla oy kullanmanõn seçim güvenliğini zedeleyebileceği ve bizzat bunun seç- men tarafõndan kullanõlõp kullanõlmadõğõnõn dene- timi sorunu yaratacağõ için bunu anayasaya aykõrõ bularak iptal etmişti. AYM’nin o kararõndaki hu- suslar burada da tartõşma konusu edilecektir. YSK’nin kurulduğu 1961’den beri ilk kez böyle bir durum ortaya çõktõ. Seçmenin kim olduğunu belirleme yetkisi YSK’dedir. Ama Adrese Dayalõ Kayõt Sistemi’ni (AKS) esas aldõğõnõzda ilk veri tabanõnõ oluşturma yetkisi idareye geçiyor. Bu da tartõşma yaratõyor. Bunu da bir yasa yapõyor. Şim- di bu son durumda bu yasanõn AYM’ye götürüle- rek incelenmesi konusunda dava açõldõğõna göre, bu yargõ sürecini beklemek gerek. AYM’den çõka- cak sonuç seçimlerin iptali durumunu ortaya çõ- karmaz. Ama seçim takviminde çok ciddi sõkõşõk- lõklarõn yaşanmasõna neden olabilir. - Hüseyin Üzmez davasında Adli Tıp 6. Dairesi, 80’ine merdiven dayamış Üzmez tarafından cin- sel tacize uğrayan 14 yaşındaki kız çocuğunun ruh sağlığının bozulmadığı gibi bir rapor verdi. Bu sayede de Üzmez tahliye edildi. Adli Tıp Kuru- mu’nda son yıllarda neler oluyor da skandal üze- rine skandal niteliğinde raporlar hazırlanıyor? - Adli Tõp Yasasõ’nda 2003’te bir değişiklik ya- põldõ. Bununla Adli Tõp Kurumu her boyutuyla Adalet Bakanlõğõ’nõn vesayetine sokuldu. Tüm atamalar, dairelerin oluşturulmasõ, görevlendirme- lerde Adalet Bakanlõğõ etkin oldu ve Adli Tõp Ku- rumu’nun özerkliği sağlanamadõ. Adli Tõp Kuru- mu yargõ organlarõ için resmi bilirkişidir. Bilimsel esaslara göre çalõşan bu kurumun, bilimsel esaslar ve yargõ bağõmsõzlõğõ gözetilerek özerk yapõlandõ- rõlmasõ gerekir. Ama böyle olmamõştõr. AB de Ad- li Tõp Kurumu’nun İstanbul Protokolü de gözetile- rek etki altõnda kalmadan çalõşabilmesinin koşulla- rõnõn yaratõlmasõnõ istiyor. Şu anda Adli Tõp Kuru- mu etki altõnda kalarak çalõşõyor mu çalõşmõyor mu tartõşmalarõ demek ki haksõz tartõşmalar değil. Adalet Bakanlõğõ ise AB normlarõnõ içselleştirece- ğini, bunlarõ yaşama geçireceğini beyan ederken bunu görmezden geliyor. Adli Tõp konusunda iyi- leştirmeler yapõldõğõnõ bildirirken tek yaptõğõ iyi- leştirme Adli Tõp kadrolarõnõ arttõrmak oluyor. Ad- li Tõp kadrolarõnõ arttõrmak değil, özerkliği sağla- yacaksõnõz. İşin ilginci, bu durum ortaya çõktõğõn- da Sayõn Bakan ilgili dairenin başkan ve yapõsõnda değişiklik yaptõğõnõ, son derece hassas davrandõğõ- nõ söylüyor. Bu, buzdağõnõn görünmeyen boyutu- nu bize göstermiştir. Demek ki bakanlõk daireler üzerinde değişiklikler yapma yoluna gidebilmek- tedir. Bakan, “Yeni daire kamuoyu desteğini al- malıdır” diyor. Yeni dairenin alacağõ tek destek bilimsel gerçek ve hukuktur. Kamuoyu desteği de- mek, yaratacağõnõz bir kamuoyuyla kurum üzerin- de yeni bir vesayet ortaya çõkarmaktõr. Bilimsel ve hukuksal esaslar gözetilmediği için bugün Adli Tõp Kurumu’nun yapõlanmasõ hem Türkiye’deki, hem evrensel hem de Adalet Bakanlõğõ’nõn uyma- yõ taahhüt ettiği AB normlarõna açõkça aykõrõdõr. Ancak bunun düzeltilmesi yolunda hiçbir irade görülmemektedir. - Yargıyla ilgili gizli olması gereken bütün bil- gilerin UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) nede- niyle ortaya saçıldığı suçlamaları var. Siz bu ko- nuda ne söylemek istersiniz? - UYAP’la yargõya teknoloji sokuldu. Bağõmsõz- lõk ve özgürlük çöpe atõldõ. UYAP her boyutuyla yargõyõ gözetim altõnda tutuyor ve kuşatõyor. E- Devlet olayõ var. Saydamlõk yönünden çok iyi. Ama siz E-Devlet’te erkler ayrõlõğõnõ, yargõ bağõm- sõzlõğõnõ gözettiniz mi? Erkler ayrõlõğõnõ gözetme- diniz ve yargõyõ E-Devlet söylemiyle, UYAP yo- luyla yürütmeye bağladõnõz. Artõk yargõnõn her şe- yi yürütmenin elindedir. Bu mudur yargõ bağõm- sõzlõğõ? İç hukuk sistemi çalõşõrsa cemaatin polis üzerindeki gücü engellenir - Eğitim almak için ABD’ye giden Türk polislerin kurduğu, ABD’de iki tane Türk polis derneği var. Bunla- rın yönetim kurulunda YÖK Başka- nı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın is- mi göze çarpıyor. Taraf gazetesinde yazılar yazan Emrullah Uslu ve Ön- der Aytaç adlı iki polis bu örgütlerin kurucularından olarak biliniyor. Siz kolluğun savcılar üzerinde hâkimi- yet kurduğunu söylediniz. Bu duru- mu nasıl karşılıyorsunuz? - Sözünü ettiğiniz olayõn boyutu hakkõnda çok fazla bilgim yok. Tür- kiye’deki kolluk kuvvetlerinin eğiti- mi ve modernizasyonu mutlaka önemlidir. Ama o kolluk kuvvetleri- nin yapacaklarõ görev boyutundaki objektiflik de önemli. Kolluk için de tek referans hukuk olmalõdõr, bu ben- ce üzerinde durulmasõ gereken bir ko- nudur. - Hatta daha ileri iddialar var. Bu iki polis örgütünün üyelerinin Fet- hullah Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu haberleri yaygın biçimde do- laşıyor… - Türkiye’deki iç hukuk sisteminin çalõştõrõlmasõyla belli sorunlarõ çöze- bilirsiniz. Türkiye’deki iç hukuk sis- temi şu anda çalõşan ancak etkin ça- lõştõrõlan bir sistem değildir. Her türlü mevzuat değişikliği, uygulamalar, aşõrõ yasama faaliyetlerine muhatap olmak nedeniyle yargõ, sorunlarõn art- mõş olduğu bir alandõr. Türkiye’de hukukun üstünlüğü, et- kinliği ve egemenliği için mücadele veriyoruz. Çünkü hukukun üstünlüğü nedeniyle, tüm sorunlarõ çözeceğiniz yer hukuktur. Ancak Türkiye’de hu- kukun önü tõkanõyor ve yapõlanlar da, reform adõ altõnda gerçekleştiriliyor. Biz artõk “Aman reform yapılma- sın” der hale geldik. Çünkü her re- form bir başka sorun ve yargõyõ tõka- yan bir başka konuyu gündeme getiri- yor. Reform denince hiç kimse direnç göstermiyor. Herkes “Ne güzel, ne mutlu” diyor. Ama reformlarõ eşele- yip arka planõna indikçe gerçekler or- taya çõkõyor. Biz 1961 Anayasasõ’nõ özlemle anõyorduk ama artõk yaşa- nanlar karşõsõnda neredeyse 12 Eylül yargõsõnõ bile arar hale geldik. - Gizli tanıklık sistemini nasıl kar- şılıyorsunuz? Gizli tanık dürüst ta- nıklık yapar mı? - Gizli tanõklõk Türkiye’de Tanõk Koruma Yasasõ’yla ve Ceza Muhake- mesi Yasasõ’yla gündeme girdi. Bu sistem diğer ülkelerde de var. Ama bizde bir yenilik getirilirken “diğer ülkelerde de var” gerekçesi ortaya atõlõnca sağlõklõ tartõşmalar ortadan kalkõyor. Gizli tanõk istisnai durumlarda ve çok sõnõrlõ suçlarda olabilir. Her şey gizli tanõğõn ifadesine oturtulamaz. Gizli tanõk tek başõna dayanõlacak bir kanõt değildir. Genel bir uygulama haline getirilmemesi gerekir. Gizli ta- nõk konusunda çõkan yasaya bakarsa- nõz, oluşturulan Tanõk Koruma Kuru- lu gibi birçok şeyin hep yürütmeye bağlõ olduğunu görürsünüz. Bunlar hep yürütmeyi öne çõkaran düzenle- meler. Başbakan telekulakçõ - Ortada Ergenekon adı verilen bir dava var. Ek iddianameler 19 aydan fazla süredir hâlâ ortada yok. Zanlı durumundaki kimileri neyle suçlandıkla- rını bilmeden tutuklu durumdalar. Sizce böyle bir dava olabilir mi? - Kolluk Türkiye’de bütünüyle savcõlõğõn emriyle hareket etmelidir. Ama bu ve benzer olaylar nedeniy- le kolluğun özellikle teknik boyutta çok fazla güçlen- dirilmesi ve savcõlõklarõn ona paralel olarak güçlendi- rilmemesi, kolluktaki teknik ve sistemi kontrol altõn- da tutamamasõ, kolluğun savcõlõklar üzerinde daha yönlendirici ve etkili olmasõ tartõşmalarõnõ yaratõyor. Reform adõna bir de Telekomünikasyon İletişim Baş- kanlõğõ kuruldu. Bu üzerinde son derece dikkatle du- rulmasõ gereken bir konudur. Telekomünikasyon İle- tişim Başkanlõğõ hem suç öncesi hem de bütün adli izleme, dinlemelerle görevlidir. Böyle bir kurumun özerk olmasõnõ, yürütmenin etkisinde olmamasõnõ beklersiniz. Ama yasaya bakõn. Kurum başkanõnõ doğrudan Başbakan atar. Kurumu Başbakan’õn özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon da denet- ler. Burada bunlarõn kamu görevlisi olmalarõ şartõ yoktur. Bunun yönetmeliğinde, kurum faaliyetlerin- den talebi halinde kurum başkanõ derhal Başbakan’a bilgi verir, der. - İyi de o zaman iletişim güvenliği, haberleşme öz- gürlüğü nerede kaldı? - Kamuoyunda yer bulan son derece önemli soruş- turmalar da bu kurum bünyesindeki dinlemelerle belli bir şekil alõyor. İşte, Türkiye’de reform adõna yapõlan işlemlerin gerçekten reform olup olmadõğõnõn burada resmini çekiyorsunuz. Bu yasa üç yõl önce AYM’ye taşõndõ ama henüz sonuçlanmadõ. Bugün MİT ve Emniyet bütün Türkiye’yi izliyor. Gerek bu kurum gerekse de Adalet Bakanlõğõ, MİT ve Emniyet’in iz- lemesine seyirci kalõyor. Jandarma izlemesin ama MİT ve Emniyet izlesin, tavrõ içine giriyor. Bütün Türkiye’yi MİT’le Emniyet’e izlettirmekteki amaç nedir? Neden bu konu Yargõtay’a taşõnmaz? Ergene- kon soruşturmasõyla ortaya çõkan bu tartõşmalarõ, ben bu mevzuat gelişmeleriyle yanõtlamõş olayõm. P O R T R E ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU Şavşat, 1967 doğumlu. Yükseköğrenimini AÜ Hukuk Fakültesi’nde yaptõ. 1989’da Ankara adli yargõ yargõç adayõ olarak mesleğe başladõ. Sõrasõyla Bandõrma Cumhuriyet Savcõsõ, Delice Yargõcõ, Yargõtay Yargõcõ olduktan sonra 2001’de Yargõtay Cumhuriyet Savcõlõğõ’na atandõ. 26.6.2006’da kurulan Yargõçlar ve Savcõlar Birliği’nin (YARSAV) kurucu başkanõ oldu. YARSAV’õn ilk kongresinde genel başkanlõğa seçildi. Hukuk konularõnda pek çok makalesi yayõmlandõ. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - Yargıç ve savcılar nasıl eğitiliyor? - Hiçbir yasada ve anayasada yargõç ve savcõlarõn meslek içi eğitimlerinde Adalet Bakanlõğõ’nõn görevli olduğuna ilişkin bir hüküm yok. Bu 12 Eylül yasalarõnda bile bulunmuyor. Bugün ise bütün yargõç ve savcõlarõn eğitimleri Adalet Bakanlõğõ Eğitim Dairesi Başkanlõğõ’nca yapõlõyor. Yargõç ve savcõlarõn meslek içi eğitimlerini yürütme organõ yaparsa bu eğitimlerde yürütme organõ yargõç ve savcõlarõ istediği gibi yönlendirebilir. Bu mudur yargõ bağõmsõzlõğõ? Reform adõna Türkiye Adalet Akademisi kuruldu. Bu her boyutuyla Adalet Bakanlõğõ’nõn vesayeti altõnda. Vesayet altõnda bir organla mõ yargõ bağõmsõzlõğõ sağlanacak? Reform adõna, 12 Eylül mevzuatõna el atõlmamõş, sorun yaratan bu mevzuat dururken, hukuk devrimi ile gerçekleştirilen temel yasalar dayandõklarõ kuramsal anlayõşlarla birlikte değiştirilmiş, yargõ aşõrõ yasama faaliyeti ile daha çok iş yüküne muhatap olmuş, zamanaşõmõna uğrayan davalar artmaya başlamõş, yargõ hak arayanõn başvuracağõ değil, adeta çile çektiği yerler durumuna sürüklenmiştir. Yargõç ve savcõ maaşlarõ, Başbakanlõk Müsteşarõ maaşõna endekslenmiş, kadro karşõlõğõ sözleşmeli statüde çalõşmasõ nedeniyle, müsteşar sözleşme imzalarsa maaşlar artar olmuş, tüm yargõ Başbakanlõk Müsteşarõ’nõn atacağõ imzayõ bekler duruma sokulmuştur. HSYK’nin yaptõğõ atama yönetmeliğini, Adalet Bakanlõğõ değiştirmeye başlamõştõr. Yargõç ve savcõlarõn, Bakanlõğa karşõ güvenceleri azaltõlmõş, Bakanlõğõn yargõç ve savcõlar üzerindeki yetkileri olabildiğince artõrõlmõştõr. Örnekler sõralanmakla bitmez. Yargıç ve savcıların eğitimleri Bakanlık vesayetinde Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’nõn yönetmeliğinde ‘Kurum faaliyetlerinden kurum başkanõ talebi halinde derhal Başbakan’a bilgi verir’ der. Oysa böyle bir kurum özerk olmalõdõr. Başkan Anayasa Mahkemesi adõna açõklama yapõyorsa bunu tüm mahkeme üyelirini bilgilendirip görüşlerini alarak açõklamayõ oybirliğiyle, sağlanamõyorsa da oyçokluğuyla yapar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle