Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2008 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
İşte Yılın Olayı:
Fırlatılan Pabuç...
2008 yılı biterken damgasını vuran olay bu ol-
du: Fırlatılan pabuç.
Amerika’ya yapılan en etkili saldırılardan birisi
daha.
11 Eylül 2001 ile kıyaslanabilecek bir olay.
Dünyadaki asimetrinin en çarpıcı örneklerinden
birisi.
Bir habercinin, kendi ülkesine gelip basın top-
lantısı yapan işgalci ülke başkanına yapabilece-
ği en etkili saldırı.
Kendi ülkesinin gölge başkanının yanında otu-
ran Bush’a fırlatılan pabuç bir ordunun yapama-
dığını yapmıştır.
Yanından geçen pabuçtan korunmak için eği-
len baş artık bir daha kalkamaz.
“Al sana veda öpücüğü, köpek.”
İşte, tek başına bir kişi.
Kendi kararını veren, kendi kararıyla harekete
geçen bir irade.
“Ben tek başıma ne yapabilirim?” mızıklanma-
sına inen bir tokat.
“Bana mı kaldı canım?” kaytarmasına vurulan
bir şamar.
Evet, işte tek kişi.
Evet, işte kendi başına.
O artık bütün işgale uğrayan ülkelerin ortak kah-
ramanıdır.
Bunu düşünerek yaptığını sanmıyorum.
Ulaşabileceği yerde yapabileceğini yapmak
isteyen bir isyancı o.
Ülkesine yapılan hakareti içine sindirememiş bi-
risi.
İşgalci Amerika’ya duyulan nefretin harekete ge-
çen simgesi.
Obama bu pabuça dikkatle bakmalıdır.
Şu anda seçtiği yardımcılarıyla ikinci bir Bush
olma kaygısı yaratıyor.
Amerika, bu saldırgan kimliğiyle Ortadoğu ül-
kelerinin nefret odağıdır.
Ne yazık ki benim ülkem, teslimiyetçi bir iktidarın
elinde Amerika’nın Ortadoğu’daki temsilcisi ol-
maya zorlanıyor.
Buna karşı çıkacak yürekli bir muhalefet de gö-
rülmüyor.
Pabuçlarımız artık bize daha da ağır gele-
cek...
Bağımsızlığı bize anlatan Atatürk’tür.
Bağımsızlığı dünyaya anlatan Atatürk’tür.
Bağımsızlığın nasıl kazanılacağını öğreten de
Atatürk’tür.
Bağımsızlık savaşılarak kazanılır.
Bağımsızlık ricayla, minnetle, yaltaklanarak
kazanılmaz.
Bağımsızlık savaşarak, kanla, terle kazanılır.
Bağımsızlığın ne olduğunu unutanlara seslen-
mek gerekiyor:
Irak’a bakın. Irak’ta olup bitenlere bakın.
Yugoslavya’ya bakın. Balkanlar’a bakın.
Kafkasya’ya bakın.
Ülkelerin nasıl parçalandığına bakın.
Orayı burayı satanların, kapı arkası tezgâhçıla-
rının oyunlarına bakın.
Eğer oralara bakamıyorsanız?
Eğer bakıp da göremiyorsanız?
Görüp de anlayamıyorsanız?
Siz bağımsızlığı hak etmiyorsunuz demektir.
Atatürk’ü de hak etmiyorsunuz demektir.
Sizin yapıp yapacağınız, işgalcilerin elini eteğini
öpmektir.
Ama sonunda, atmaya kıyamadığınız pabucu-
nuzu elinize verip sizi vatanınızdan kovarlar.
Biz, yaşayan liderimiz Atatürk’le beraber, sonuna
kadar yürümeye yeminliyiz...
erdalatak@gmail.com
erdalatak@superonline.com
www.erdalatabek.com
CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan’õn medyaya baskõlarõnõ eleştirirken peronizm benzetmesi yaptõ
‘Sen Padişah mısın?’ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal, Akşam gazetesinin “Be-
dava zehir” manşeti nedeniyle ga-
zetenin patronu Mehmet Emin
Karamehmet’e “Ya gazeteni ka-
patacaksın veya yalan haber yaz-
mayacaksın” diye seslenen Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan’a
sert tepki gösterdi. Baykal, “Gaze-
teye kapatma kriteri mi koyacak?
Başbakan’ın sıkıntısı gazete ka-
patmakla geçmez. Elinden gelse
medya tekeli kuracak. Latin Ame-
rika’da Peronizm uygulamaları
dahi bu iktidarın uygulamala-
rından daha demokratikti” dedi.
Baykal’õn tüzük ve program ku-
rultayõnõn açõş konuşmasõnda yap-
tõğõ değerlendirmeler ana başlõkla-
rõyla şöyle:
Yolsuzluk kanseri: Türki-
ye’de vücudun çok değişik yerleri-
ne sõçramõş sanki bir kanser söz ko-
nusu. Türkiye’de yolsuzluk siya-
setten dolayõ oluyor. Siyaset hesap
sorma yolu iken, yöntemi olmuştur.
Ben bütçe görüşmelerinde 4 net so-
ru sordum. Başbakan ağzõnõ bile aç-
madõ. 30 yõl önce Eminönü’nde
çöpçü grevi varmõş, o grev nede-
niyle çöpler kaldõrõlmamõş onunla
cevap veriyor. Başbakanlõk’a kadar
uzanmõş pisliği, çöplüğü mazur
göstermek için onu gösteriyor. 30 yõl
önceki çöpler sendika ile anlaşma
yapõldõ ve kaldõrõldõ. Biz o çöpleri
kõsa sürede kaldõrdõk, ya senin
önündeki çöpler ne zaman kalka-
cak?
Basına baskı: Normal şartlar-
da belki satõlmasõna izin verilme-
yecek kömürler devlet eliyle yaktõ-
rõlõyor. O uygulamanõn sonucunda
çok ciddi düzeyde çevre kirliliği or-
taya çõkõyor. Bunu gazeteler haber
yapõnca, Başbakan olağanüstü asa-
bi ve fevri bir şekilde, o gazeteyi ka-
patõrsõn ya da yalan yazamasõn, di-
yor. Yalan-doğru başbakanõn anla-
yõşõ. Bir an için yalan yazõlmõş ol-
sa dahi, bu o gazetenin kapatõlma-
sõnõ söyleme hakkõ başbakanõn hak-
kõ mõ? Başbakan mõ gazeteye ka-
patma kriteri koyacak? Atatürk,
basõn özgürlüğünden kaynaklõ so-
runlarõ çözümü daha da basõn öz-
gürlüğüdür, diyor. Bir Atatürk’e, bir
de 2008 yõlõndaki Türkiye’nin baş-
bakanõna bakõn. Ortada zaten, baş-
bakanõn denetiminde bir medya
var. Onun dõşõnda iki grup var. İki
gruptan birisinin trajinõ azaltmak için
resmi çağrõyõ başbakan olarak ken-
disi yaptõ. Diğer grubu da kapatõn di-
yor. Başbakan’õn sorunu, sõkõntõsõ
gazete kapatmakla geçmez. Ger-
çekler le yüzleşmek zorunda.
Sen padişah mısın? Başba-
kan önüne gelene “Çek git” diyor.
Türkiye’de sürgün diye bir olay yok.
Çek git, demeye bir başbakanõn da
cumhurbaşkanõnõn da devletin hiç-
bir kurumunun da hakkõ yoktur. Se-
nin tapulu malõn mõ burasõ? Başba-
kan’õn kendini kontrol altõna alma-
sõ, haddini bilmesi lazõm. İşine gel-
meyen insanõ ortadan kaldõrmaya
hakkõ, yetkisi yoktur. Sen padişah
mõsõn?
Peronizm benzetmesi: Bü-
tün telefonlarõn dinlenmesi için tek-
nik ve hukuki düzenleme yapõldõ.
Medyayõ susturacaksõnõz, insanlarõn
özel yaşamlarõna kadar her türlü bil-
giyi avcunuza alacaksõnõz, insanla-
ra kömür dağõtarak oy toplayacak-
sõnõz, insanlarõ tartõştõrmayacaksõnõz.
Latin Amerika’daki Peronizm uy-
gulamasõ bu iktidarõn uygulama-
sõndan daha demokratiktir...
Özür kampanyası: 100 yõl
önceki olaylar dolayõsõyla Türki-
ye’de bir suçluluk duygusu yaratõl-
mak isteniyor. Daha dün, Azer-
baycan’da yaşanan katliam, 2 mil-
yon Azerinin hâlâ mülteci duru-
munda bulunmasõ, Azeri toprakla-
rõnõn işgal altõnda olmasõ nedeniy-
le susan vicdanlar; 100 yõl önceki -
iddia edilen kanõtlanmayan- olaylar
dolayõsõyla vicdan patlamasõ içine
girerek hüküm vermeye kalkõyorlar.
Bunun ibret verici çok tarafõ vardõr.
‘Dindar Cumhurbaşkanı’:
Devlet etnik kör olmalõdõr. Bu ko-
nuda her zamanki gibi aynõ du-
yarlõlõğõ taşõyoruz. Ama bir süre ön-
ce “Dindar birisi Cumhurbaş-
kanı seçilmelidir” deme anlayõşõ
karşõsõnda sessiz kalanlarõn ya da
gereken tepkiyi o zaman göster-
meyenlerin bugün böyle bir tepki
içine girmiş olduklarõnõ görmekten
da yarar görüyorum. Keşke o tep-
ki “Dindar Cumhurbaşkanı se-
çiyoruz” diyenler karşõsõnda gös-
terilmiş olsaydõ.
N O T L A R
Kurultayõn
yõldõzõ
Kõlõçdaroğlu
TÜREY KÖSE
ANKARA - Gündeminde genel baş-
kanlõk yarõşõ bulunmayan CHP tüzük ve
program kurultayõ sakin geçerken; yerel
seçimlere hazõrlanan aday adaylarõ ken-
dilerini yönetime “gösterme” yarõşõna
girdi. Kurultayõn yapõldõğõ Sheraton Ote-
li’nin girişinde “Hırsızların alayı gider,
Kılıçdaroğlu AKP’ye yeter” pankartõyla
selamlanan Grup Başkanvekili Kemal
Kılıçdaroğlu, salonda en çok alkõşõ ala-
rak toplantõnõn “yıldız”õ oldu.
? CHP’nin geçmişte spor salonlarõn-
da gerçekleştirilen havada sandalyelerin
uçuştuğu, bol kavgalõ, bol kulisli, bol ya-
rõşlõ kurultaylarõ ile kõyaslandõğõnda;
dün Sheraton Oteli’nin 1500 kişilik sa-
lonunda gerçekleştirilen tüzük ve prog-
ram kurultayõ son derece sakin geçti.
? Kurultay salonunda yerel seçimler-
de adaylõğa hazõrlananlar yoğun bir ku-
lis yürüttü. Çankaya belediye başkan
aday adaylarõndan Bülent Gürsoy da-
ğõttõğõ broşürlerle “göreve hazır” oldu-
ğunu ilan etti. “Ege’nin Sesi” gazete-
sinde İzmir ilçelerinin aday adaylarõ de-
legelere kendilerini tanõtmaya çalõştõ.
Kartal belediye başkan aday adayõ Ön-
der Çeri, üzerinde fotoğrafõnõn yer aldõğõ
küçük defterler dağõttõ.
? Kurultay başkanlõğõna İstanbul Mil-
letvekili Nur Serter seçildi. Baykal,
“İlk kez bir kadın arkadaşımız Tür-
kiye’nin bir siyasal partisinin kurul-
tay başkanlığı sorumluluğunu ve onu-
runu üstlenmiştir” dedi.
? Kurultayõn yõldõzõ Grup Başkanve-
kili Kõlõçdaroğlu oldu. Baykal’õn 2 saatlik
konuşmasõ sõrasõnda en coşkulu anlar Kõ-
lõçdaroğlu’nun adõnõn geçtiği anlar oldu.
Baykal, Klõçdaroğlu’nu kutlarken, sa-
londaki birçok partili ayağa kalkarak ken-
disini alkõşladõ. Baykal, “Grup baş-
kanvekili ama yolsuzluktan sorumlu
genel başkan yardımcısı gibi. Türki-
ye’nin her tarafındaki yolsuzlukları,
herkes ona anlatmak istiyor. Kamuo-
yu tarafından da keşfediliverdi” dedi.
Kõlõçdaroğlu, ise gazetecilerin õsrarlõ so-
rularõ üzerine İstanbul Belediye Baştan-
lõğõ’na aday olmasõnõn söz konusu ol-
madõğõnõ söyledi.
? Baykal tüzük değişikliklerini anla-
tõrken, merkez yönetim kurulunun ye-
niden yapõlanacağõnõ vurguladõ.
MYK’nin “gölge kabine, iç bakanlar
kurulu gibi çalışacağını” vurgularken,
Genel Sekreter Önder Sav’õn gönlünü al-
mayõ unutmadõ. Baykal, “Parti içi alın-
ganlıklar olur mu diye duygular zi-
hinlerden geçti. Genel sekreterimiz te-
reddütlerin aşılmasında en önemli
katkıyı yaptı” diyerek Sav’õ selamladõ.
Kayınpeder Başbakan: Sen ne biçim tüccar siyasetçisin ki ver-
gi indirimi yapõp Hariri ailesinin cebine 300 milyon dolar ek katkõ ver-
din? Buradan Türkiye’ye bir şey geldi mi, birilerine bir şey geldi mi? Sa-
bah-ATV satõşõ kanayan bir yaradõr. Hangi Batõ ülkesinde başbakanõn
damadõna devletin bankasõndan 750 milyon kredi verilir? Üstelik TMSF
başkanõ “Bana ‘devlet büyükleri niye pahalõya sattõn’ diye sitem ediyor”
diyor. Bu, kayõnpeder kimliğiyle belki söylenir. Sen nesin, başbakan mõ-
sõn kayõnpeder misin? Deniz Feneri, bu iktidarõn röntgenini sergilemiştir.
Başbakan “Rafineriyi bizim Çalõk alacak” dedi mi, bu sorumuza da ya-
nõt yok. Ekonomi tõkanmõş, bunlarõn teslim olduğu zihniyet dünyada da
Türkiye’de de çõkmaza girmiş. Yolsuzluklar almõş başõnõ gitmiş, bunlar
kömür ve sadaka paketleri dağõtarak durum kurtarmaya, ayakta kalmaya
çalõşõyorlar. Ellerinden gelse Türkiye’de medya tekeli kuracaklar.
? BAYKAL’DAN: Başbakan önüne gelene “Çek git” diyor.
Türkiye’de sürgün diye bir olay yok. Çek git, demeye bir
başbakanõn da cumhurbaşkanõnõn da devletin hiçbir
kurumunun da hakkõ yoktur. Senin tapulu malõn mõ burasõ?
Başbakan’õn haddini bilmesi lazõm. İşine gelmeyen insanõ
ortadan kaldõrmaya hakkõ, yetkisi yoktur. Sen padişah mõsõn?
Eczacılar ‘Artık Yeter’ dedi
MAHMUT LICALI
ANKARA - Türk Eczacõ-
larõ Birliği (TEB) ve 51 Ec-
zacõ Odasõ’nõn önderliğinde
2001 yõlõndan sonra gerçek-
leştirilen ilk eczacõ mitingine
on binlerce kişi katõldõ. Tür-
kiye’nin dört bir yanõndan
mitinge gelen eczacõlar, pro-
vizyon sisteminin düzenli
olarak çalõşmamasõna, mua-
yene ücretlerinin eczanelerde
tahsil edilmesine, Eczcacõ-
lõk Yasasõ’nda yapõlacak de-
ğişiklikle eczane zincirlerine
imkân verilmesine ve kamu
kurum iskontalarõnõn yükünü
eczanelerin taşõmasõna karşõ
“Artık Yeter” dedi.
TEB ve 51 Eczacõ Odasõ
tarafõndan düzenlenen,
Türk Tabipleri Birliği
(TTB) ve Türk Diş He-
kimleri Birliği’nin (THB)
gibi sağlõk meslek örgüt-
lerinin yanõ sõra bazõ sen-
dikalarõn da destek verdi-
ği miting için Türkiye’nin
dört bir yanõndan gelen on
binlerce eczacõ dün öğle sa-
atlerine doğru Kurtuluş Par-
kõ ve civarõnda toplandõ. Ec-
zacõlar, eczane çalõşanlarõ,
eczacõ dernekleri ve eczacõlõk
fakültesi öğrencilerinin katõ-
lõmõyla oluşan kortej saat
12.30’da mitingin gerçekleş-
tirileceği Kolej Meydanõ’na
doğru yürümeye başladõ.
Üzerlerinde “Artık Yeter”
yazõlõ beyaz yelek ve TEB lo-
golu beyaz
şapkalar
giyen katõlõmcõlar ellerinde
geldikleri illerin adlarõnõn ya-
zõlõ olduğu döviz ve çeşitli
pankartlar taşõdõ. Katõlõmcõlar
“Sağlıkta yıkımı durdura-
yacağız”, “Eczaneye ortak,
ezcacıya tuzak”, “Hükü-
met şaşırma, eczaneme do-
kunma”, “IMF sağlıktan
elini çek”, “Susma haykır,
zincire hayır”, “Sağlıkta
rekabet, bu ne rezalet”,
“Tahsildar değil, eczacıyız”
sloganlarõ atarak yürüdü.
‘Kömür bedava..’
Yol boyunca “Muayane
ücreti değil, ücretsiz sağlık
hizmeti”, “Kamu kurum
iskontalarına son”, “Reka-
bet değil, şirket değil, tica-
rethane değil, sağlık”, “Re-
kabeti değil, hastayı düşü-
nün”, “İlaca reklam öldü-
rür”, “Eczaneye ortak, ec-
zacıya tuzak” ve “Kömür
bedava, sağlık parayla” ya-
zõlõ pankartlar asõldõ. Katõ-
lõmcõlar ellerinde Türk bay-
raklarõnõn yanõ sõra bir tara-
fõnda “Artık Yeter”, diğer ta-
rafõnda ise “Sağlık haktır sa-
tılamaz”, “AKP sağlığa
zararlıdır”, “Parasız
sağlık, parasız eğitim”,
“Rekabeti değil, hasta-
yı düşün”, “Hukuka ay-
kırı yasa istemiyoruz”
yazõlõ dövizler taşõdõ.
Mitinge katõlõmõn 32 bin
kişi olduğu yönünde anons
yapõlõrken CHP ve DSP’li
bazõ milletvekilleri de mitin-
ge katõldõ.
Ankara Kolej Meydanõ’nda toplanan binlerce eczacõ tepkilerini dile getirdi
Miting eczacıların meydana sığmaması nedeniyle yarım saat geç başladı.
ÇOLAK: SAĞLIK SİSTEMİ HASTA HALE GELDİ
Mitingde konuşan TEB Genel Başkanõ Erdoğan Çolak “Sö-
zümüzü masalarda dinlemediyseniz bu alandan dinleyecek-
siniz! Bõçak kemiğe dayandõ. Yeter. 2004’ten bu yana atõlan
adõmlar, ‘Sağlõkta Dönüşüm’le birlikte tüm sağlõk sistemini
hasta hale getirdi. Krizinizin bedelini de ödemeyeceğiz, has-
talarõmõza da ödettirmenize izin vermeyeceğiz” dedi.
YÖK, İÜ rektör
adaylarõnõ belirleyecek
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - YÖK,
İstanbul Üniversitesi
Rektörlüğü için Cum-
hurbaşkanõ Abdullah
Gül’e sunulacak 3 rek-
tör adayõnõ ve sõralama-
sõnõ bugün yapõlacak
toplantõda belirleyecek.
YÖK’ün daha önce ara-
larõnda Gazi, Akdeniz
ve İstanbul Teknik’in
de bulunduğu 7 üniver-
sitede olduğu gibi se-
çimleri hiçe saymasõn-
dan endişe edilirken,
Tüm Öğretim Eleman-
larõ Derneği (TÜMÖD)
Genel Başkanõ Prof. Dr.
Alpaslan Işıklı, çoğun-
luk iradesine saygõ gös-
terilmesini istedi.
Temmuz ayõnda 7
üniversitede yapõlan se-
çimlere saygõ göster-
meyip sõralamayõ
AKP’ye yakõnlõk kri-
terlerine göre belirle-
yen YÖK’ün İstanbul
Üniversitesi rektör
adaylarõ ve sõralamala-
rõnõ da benzer bir tutum
sergilemesinden endişe
ediliyor.
Kubilay için anma ve
miting düzenlenecek
ADANA/İZMİR
(Cumhuriyet) - Dev-
rim şehidi Asteğmen
Mustafa Fehmi Ku-
bilay ile bekçiler Ha-
san ve Şevki, gerici
yobazlar tarafõndan
katledilişlerinin 78.
yõldönümünde, yarõn
Menemen’de de anõ-
lacak.
Menemen Yõldõzte-
pe’de yarõn saat
10.30’da başlayacak
tören öncesinde, kent
merkezinden anõta
doğru kortej yürüyüşü
yapõlacak. Miting için
ADD İzmir şubelerine
ait otobüslerin yarõn
saat 7.30’da dernek
önünden Menemen’e
hareket edeceği belir-
tildi. Ayrıntılı bilgi
için: 0 232 323 40 40
Öte yandan Devrim
şehidi Kubilay, Ada-
na’da Çağdaş Yaşamõ
Destekleme Derneği
(ÇYDD) Gençlik Ko-
misyonu’nun düzen-
lediği etkinlikle anõldõ.
YENİ TÜZÜĞE SERT ELEŞTİRİLER
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP’nin 14. Olağanüstü Ku-
rultayõ’nda “Çağdaş Türkiye için
değişim” başlõklõ yeni program ve
CHP lideri Deniz Baykal’õ yöneti-
mi belirlemede “tek seçici” yapan
tüzük değişikleri kabul edildi. Prog-
ram ve tüzük taslaklarõ tartõşmaya
açõlõrken, eski genel başkan Altan
Öymen “Programın, çabuk ve de-
legelerinin okumalarına fırsat
vermeden kurultaya sunulması
sakıncalı” görüşünü dile getirdi.
Samsun Milletvekili Haluk Koç
da “CHP’nin toplumun önüne
çağdaş bir parti ve küresel güç-
lerin oyununu bozacak bir prog-
ram hazırlaması gerektiğini” ifa-
de etti. Koç; Kürt sorunu konusu-
nun çok ciddi şekilde dile getiril-
mesi, CHP’nin bölge halkõyla me-
safeyi de aradan kaldõrmasõ ge-
rektiğini kaydetti. Çarşaf açõlõmõ-
nõ eleştiren Eski CHP PM Üyesi
Ali Kemal Kumkumoğlu, CHP
tabanõnda bu konuda büyük rahat-
sõzlõk bulunduğunu kaydetti. Eski
CHP milletvekillerinden Sabri
Ergül, atamayla MYK edileme-
yeceğini vurgularken “Böyle bir
yetkiye Mustafa Kemal sahip
değildi. Örgütünüz sahip ise he-
lal olsun” diye konuştu.
‘KÖKLÜ DEĞİŞİM YOK’
Tüzük ve programa yönelik
eleştirileri yanıtlayan Bay-
kal, “Program değişikliği ta-
rihi bir kırılma, köklü bir
dönüşüm anlamında olursa
kapsamlı tartışma zorunlu
olur. Bu nitelikte bir deği-
şiklik söz konusu değil.
Programımızı çağdaşlaştırı-
yoruz. İdeolojik bakımdan
bir istikamet kaymasına tabi
tutulması söz konusu değil.
Oluşmuş, yazılmış progra-
mın adını koyuyoruz” dedi.