24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2008 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK İşte Yılın Olayı: Fırlatılan Pabuç... 2008 yılı biterken damgasını vuran olay bu ol- du: Fırlatılan pabuç. Amerika’ya yapılan en etkili saldırılardan birisi daha. 11 Eylül 2001 ile kıyaslanabilecek bir olay. Dünyadaki asimetrinin en çarpıcı örneklerinden birisi. Bir habercinin, kendi ülkesine gelip basın top- lantısı yapan işgalci ülke başkanına yapabilece- ği en etkili saldırı. Kendi ülkesinin gölge başkanının yanında otu- ran Bush’a fırlatılan pabuç bir ordunun yapama- dığını yapmıştır. Yanından geçen pabuçtan korunmak için eği- len baş artık bir daha kalkamaz. “Al sana veda öpücüğü, köpek.” İşte, tek başına bir kişi. Kendi kararını veren, kendi kararıyla harekete geçen bir irade. “Ben tek başıma ne yapabilirim?” mızıklanma- sına inen bir tokat. “Bana mı kaldı canım?” kaytarmasına vurulan bir şamar. Evet, işte tek kişi. Evet, işte kendi başına. O artık bütün işgale uğrayan ülkelerin ortak kah- ramanıdır. Bunu düşünerek yaptığını sanmıyorum. Ulaşabileceği yerde yapabileceğini yapmak isteyen bir isyancı o. Ülkesine yapılan hakareti içine sindirememiş bi- risi. İşgalci Amerika’ya duyulan nefretin harekete ge- çen simgesi. Obama bu pabuça dikkatle bakmalıdır. Şu anda seçtiği yardımcılarıyla ikinci bir Bush olma kaygısı yaratıyor. Amerika, bu saldırgan kimliğiyle Ortadoğu ül- kelerinin nefret odağıdır. Ne yazık ki benim ülkem, teslimiyetçi bir iktidarın elinde Amerika’nın Ortadoğu’daki temsilcisi ol- maya zorlanıyor. Buna karşı çıkacak yürekli bir muhalefet de gö- rülmüyor. Pabuçlarımız artık bize daha da ağır gele- cek... Bağımsızlığı bize anlatan Atatürk’tür. Bağımsızlığı dünyaya anlatan Atatürk’tür. Bağımsızlığın nasıl kazanılacağını öğreten de Atatürk’tür. Bağımsızlık savaşılarak kazanılır. Bağımsızlık ricayla, minnetle, yaltaklanarak kazanılmaz. Bağımsızlık savaşarak, kanla, terle kazanılır. Bağımsızlığın ne olduğunu unutanlara seslen- mek gerekiyor: Irak’a bakın. Irak’ta olup bitenlere bakın. Yugoslavya’ya bakın. Balkanlar’a bakın. Kafkasya’ya bakın. Ülkelerin nasıl parçalandığına bakın. Orayı burayı satanların, kapı arkası tezgâhçıla- rının oyunlarına bakın. Eğer oralara bakamıyorsanız? Eğer bakıp da göremiyorsanız? Görüp de anlayamıyorsanız? Siz bağımsızlığı hak etmiyorsunuz demektir. Atatürk’ü de hak etmiyorsunuz demektir. Sizin yapıp yapacağınız, işgalcilerin elini eteğini öpmektir. Ama sonunda, atmaya kıyamadığınız pabucu- nuzu elinize verip sizi vatanınızdan kovarlar. Biz, yaşayan liderimiz Atatürk’le beraber, sonuna kadar yürümeye yeminliyiz... erdalatak@gmail.com erdalatak@superonline.com www.erdalatabek.com CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan’õn medyaya baskõlarõnõ eleştirirken peronizm benzetmesi yaptõ ‘Sen Padişah mısın?’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Akşam gazetesinin “Be- dava zehir” manşeti nedeniyle ga- zetenin patronu Mehmet Emin Karamehmet’e “Ya gazeteni ka- patacaksın veya yalan haber yaz- mayacaksın” diye seslenen Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi. Baykal, “Gaze- teye kapatma kriteri mi koyacak? Başbakan’ın sıkıntısı gazete ka- patmakla geçmez. Elinden gelse medya tekeli kuracak. Latin Ame- rika’da Peronizm uygulamaları dahi bu iktidarın uygulamala- rından daha demokratikti” dedi. Baykal’õn tüzük ve program ku- rultayõnõn açõş konuşmasõnda yap- tõğõ değerlendirmeler ana başlõkla- rõyla şöyle: Yolsuzluk kanseri: Türki- ye’de vücudun çok değişik yerleri- ne sõçramõş sanki bir kanser söz ko- nusu. Türkiye’de yolsuzluk siya- setten dolayõ oluyor. Siyaset hesap sorma yolu iken, yöntemi olmuştur. Ben bütçe görüşmelerinde 4 net so- ru sordum. Başbakan ağzõnõ bile aç- madõ. 30 yõl önce Eminönü’nde çöpçü grevi varmõş, o grev nede- niyle çöpler kaldõrõlmamõş onunla cevap veriyor. Başbakanlõk’a kadar uzanmõş pisliği, çöplüğü mazur göstermek için onu gösteriyor. 30 yõl önceki çöpler sendika ile anlaşma yapõldõ ve kaldõrõldõ. Biz o çöpleri kõsa sürede kaldõrdõk, ya senin önündeki çöpler ne zaman kalka- cak? Basına baskı: Normal şartlar- da belki satõlmasõna izin verilme- yecek kömürler devlet eliyle yaktõ- rõlõyor. O uygulamanõn sonucunda çok ciddi düzeyde çevre kirliliği or- taya çõkõyor. Bunu gazeteler haber yapõnca, Başbakan olağanüstü asa- bi ve fevri bir şekilde, o gazeteyi ka- patõrsõn ya da yalan yazamasõn, di- yor. Yalan-doğru başbakanõn anla- yõşõ. Bir an için yalan yazõlmõş ol- sa dahi, bu o gazetenin kapatõlma- sõnõ söyleme hakkõ başbakanõn hak- kõ mõ? Başbakan mõ gazeteye ka- patma kriteri koyacak? Atatürk, basõn özgürlüğünden kaynaklõ so- runlarõ çözümü daha da basõn öz- gürlüğüdür, diyor. Bir Atatürk’e, bir de 2008 yõlõndaki Türkiye’nin baş- bakanõna bakõn. Ortada zaten, baş- bakanõn denetiminde bir medya var. Onun dõşõnda iki grup var. İki gruptan birisinin trajinõ azaltmak için resmi çağrõyõ başbakan olarak ken- disi yaptõ. Diğer grubu da kapatõn di- yor. Başbakan’õn sorunu, sõkõntõsõ gazete kapatmakla geçmez. Ger- çekler le yüzleşmek zorunda. Sen padişah mısın? Başba- kan önüne gelene “Çek git” diyor. Türkiye’de sürgün diye bir olay yok. Çek git, demeye bir başbakanõn da cumhurbaşkanõnõn da devletin hiç- bir kurumunun da hakkõ yoktur. Se- nin tapulu malõn mõ burasõ? Başba- kan’õn kendini kontrol altõna alma- sõ, haddini bilmesi lazõm. İşine gel- meyen insanõ ortadan kaldõrmaya hakkõ, yetkisi yoktur. Sen padişah mõsõn? Peronizm benzetmesi: Bü- tün telefonlarõn dinlenmesi için tek- nik ve hukuki düzenleme yapõldõ. Medyayõ susturacaksõnõz, insanlarõn özel yaşamlarõna kadar her türlü bil- giyi avcunuza alacaksõnõz, insanla- ra kömür dağõtarak oy toplayacak- sõnõz, insanlarõ tartõştõrmayacaksõnõz. Latin Amerika’daki Peronizm uy- gulamasõ bu iktidarõn uygulama- sõndan daha demokratiktir... Özür kampanyası: 100 yõl önceki olaylar dolayõsõyla Türki- ye’de bir suçluluk duygusu yaratõl- mak isteniyor. Daha dün, Azer- baycan’da yaşanan katliam, 2 mil- yon Azerinin hâlâ mülteci duru- munda bulunmasõ, Azeri toprakla- rõnõn işgal altõnda olmasõ nedeniy- le susan vicdanlar; 100 yõl önceki - iddia edilen kanõtlanmayan- olaylar dolayõsõyla vicdan patlamasõ içine girerek hüküm vermeye kalkõyorlar. Bunun ibret verici çok tarafõ vardõr. ‘Dindar Cumhurbaşkanı’: Devlet etnik kör olmalõdõr. Bu ko- nuda her zamanki gibi aynõ du- yarlõlõğõ taşõyoruz. Ama bir süre ön- ce “Dindar birisi Cumhurbaş- kanı seçilmelidir” deme anlayõşõ karşõsõnda sessiz kalanlarõn ya da gereken tepkiyi o zaman göster- meyenlerin bugün böyle bir tepki içine girmiş olduklarõnõ görmekten da yarar görüyorum. Keşke o tep- ki “Dindar Cumhurbaşkanı se- çiyoruz” diyenler karşõsõnda gös- terilmiş olsaydõ. N O T L A R Kurultayõn yõldõzõ Kõlõçdaroğlu TÜREY KÖSE ANKARA - Gündeminde genel baş- kanlõk yarõşõ bulunmayan CHP tüzük ve program kurultayõ sakin geçerken; yerel seçimlere hazõrlanan aday adaylarõ ken- dilerini yönetime “gösterme” yarõşõna girdi. Kurultayõn yapõldõğõ Sheraton Ote- li’nin girişinde “Hırsızların alayı gider, Kılıçdaroğlu AKP’ye yeter” pankartõyla selamlanan Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, salonda en çok alkõşõ ala- rak toplantõnõn “yıldız”õ oldu. ? CHP’nin geçmişte spor salonlarõn- da gerçekleştirilen havada sandalyelerin uçuştuğu, bol kavgalõ, bol kulisli, bol ya- rõşlõ kurultaylarõ ile kõyaslandõğõnda; dün Sheraton Oteli’nin 1500 kişilik sa- lonunda gerçekleştirilen tüzük ve prog- ram kurultayõ son derece sakin geçti. ? Kurultay salonunda yerel seçimler- de adaylõğa hazõrlananlar yoğun bir ku- lis yürüttü. Çankaya belediye başkan aday adaylarõndan Bülent Gürsoy da- ğõttõğõ broşürlerle “göreve hazır” oldu- ğunu ilan etti. “Ege’nin Sesi” gazete- sinde İzmir ilçelerinin aday adaylarõ de- legelere kendilerini tanõtmaya çalõştõ. Kartal belediye başkan aday adayõ Ön- der Çeri, üzerinde fotoğrafõnõn yer aldõğõ küçük defterler dağõttõ. ? Kurultay başkanlõğõna İstanbul Mil- letvekili Nur Serter seçildi. Baykal, “İlk kez bir kadın arkadaşımız Tür- kiye’nin bir siyasal partisinin kurul- tay başkanlığı sorumluluğunu ve onu- runu üstlenmiştir” dedi. ? Kurultayõn yõldõzõ Grup Başkanve- kili Kõlõçdaroğlu oldu. Baykal’õn 2 saatlik konuşmasõ sõrasõnda en coşkulu anlar Kõ- lõçdaroğlu’nun adõnõn geçtiği anlar oldu. Baykal, Klõçdaroğlu’nu kutlarken, sa- londaki birçok partili ayağa kalkarak ken- disini alkõşladõ. Baykal, “Grup baş- kanvekili ama yolsuzluktan sorumlu genel başkan yardımcısı gibi. Türki- ye’nin her tarafındaki yolsuzlukları, herkes ona anlatmak istiyor. Kamuo- yu tarafından da keşfediliverdi” dedi. Kõlõçdaroğlu, ise gazetecilerin õsrarlõ so- rularõ üzerine İstanbul Belediye Baştan- lõğõ’na aday olmasõnõn söz konusu ol- madõğõnõ söyledi. ? Baykal tüzük değişikliklerini anla- tõrken, merkez yönetim kurulunun ye- niden yapõlanacağõnõ vurguladõ. MYK’nin “gölge kabine, iç bakanlar kurulu gibi çalışacağını” vurgularken, Genel Sekreter Önder Sav’õn gönlünü al- mayõ unutmadõ. Baykal, “Parti içi alın- ganlıklar olur mu diye duygular zi- hinlerden geçti. Genel sekreterimiz te- reddütlerin aşılmasında en önemli katkıyı yaptı” diyerek Sav’õ selamladõ. Kayınpeder Başbakan: Sen ne biçim tüccar siyasetçisin ki ver- gi indirimi yapõp Hariri ailesinin cebine 300 milyon dolar ek katkõ ver- din? Buradan Türkiye’ye bir şey geldi mi, birilerine bir şey geldi mi? Sa- bah-ATV satõşõ kanayan bir yaradõr. Hangi Batõ ülkesinde başbakanõn damadõna devletin bankasõndan 750 milyon kredi verilir? Üstelik TMSF başkanõ “Bana ‘devlet büyükleri niye pahalõya sattõn’ diye sitem ediyor” diyor. Bu, kayõnpeder kimliğiyle belki söylenir. Sen nesin, başbakan mõ- sõn kayõnpeder misin? Deniz Feneri, bu iktidarõn röntgenini sergilemiştir. Başbakan “Rafineriyi bizim Çalõk alacak” dedi mi, bu sorumuza da ya- nõt yok. Ekonomi tõkanmõş, bunlarõn teslim olduğu zihniyet dünyada da Türkiye’de de çõkmaza girmiş. Yolsuzluklar almõş başõnõ gitmiş, bunlar kömür ve sadaka paketleri dağõtarak durum kurtarmaya, ayakta kalmaya çalõşõyorlar. Ellerinden gelse Türkiye’de medya tekeli kuracaklar. ? BAYKAL’DAN: Başbakan önüne gelene “Çek git” diyor. Türkiye’de sürgün diye bir olay yok. Çek git, demeye bir başbakanõn da cumhurbaşkanõnõn da devletin hiçbir kurumunun da hakkõ yoktur. Senin tapulu malõn mõ burasõ? Başbakan’õn haddini bilmesi lazõm. İşine gelmeyen insanõ ortadan kaldõrmaya hakkõ, yetkisi yoktur. Sen padişah mõsõn? Eczacılar ‘Artık Yeter’ dedi MAHMUT LICALI ANKARA - Türk Eczacõ- larõ Birliği (TEB) ve 51 Ec- zacõ Odasõ’nõn önderliğinde 2001 yõlõndan sonra gerçek- leştirilen ilk eczacõ mitingine on binlerce kişi katõldõ. Tür- kiye’nin dört bir yanõndan mitinge gelen eczacõlar, pro- vizyon sisteminin düzenli olarak çalõşmamasõna, mua- yene ücretlerinin eczanelerde tahsil edilmesine, Eczcacõ- lõk Yasasõ’nda yapõlacak de- ğişiklikle eczane zincirlerine imkân verilmesine ve kamu kurum iskontalarõnõn yükünü eczanelerin taşõmasõna karşõ “Artık Yeter” dedi. TEB ve 51 Eczacõ Odasõ tarafõndan düzenlenen, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Diş He- kimleri Birliği’nin (THB) gibi sağlõk meslek örgüt- lerinin yanõ sõra bazõ sen- dikalarõn da destek verdi- ği miting için Türkiye’nin dört bir yanõndan gelen on binlerce eczacõ dün öğle sa- atlerine doğru Kurtuluş Par- kõ ve civarõnda toplandõ. Ec- zacõlar, eczane çalõşanlarõ, eczacõ dernekleri ve eczacõlõk fakültesi öğrencilerinin katõ- lõmõyla oluşan kortej saat 12.30’da mitingin gerçekleş- tirileceği Kolej Meydanõ’na doğru yürümeye başladõ. Üzerlerinde “Artık Yeter” yazõlõ beyaz yelek ve TEB lo- golu beyaz şapkalar giyen katõlõmcõlar ellerinde geldikleri illerin adlarõnõn ya- zõlõ olduğu döviz ve çeşitli pankartlar taşõdõ. Katõlõmcõlar “Sağlıkta yıkımı durdura- yacağız”, “Eczaneye ortak, ezcacıya tuzak”, “Hükü- met şaşırma, eczaneme do- kunma”, “IMF sağlıktan elini çek”, “Susma haykır, zincire hayır”, “Sağlıkta rekabet, bu ne rezalet”, “Tahsildar değil, eczacıyız” sloganlarõ atarak yürüdü. ‘Kömür bedava..’ Yol boyunca “Muayane ücreti değil, ücretsiz sağlık hizmeti”, “Kamu kurum iskontalarına son”, “Reka- bet değil, şirket değil, tica- rethane değil, sağlık”, “Re- kabeti değil, hastayı düşü- nün”, “İlaca reklam öldü- rür”, “Eczaneye ortak, ec- zacıya tuzak” ve “Kömür bedava, sağlık parayla” ya- zõlõ pankartlar asõldõ. Katõ- lõmcõlar ellerinde Türk bay- raklarõnõn yanõ sõra bir tara- fõnda “Artık Yeter”, diğer ta- rafõnda ise “Sağlık haktır sa- tılamaz”, “AKP sağlığa zararlıdır”, “Parasız sağlık, parasız eğitim”, “Rekabeti değil, hasta- yı düşün”, “Hukuka ay- kırı yasa istemiyoruz” yazõlõ dövizler taşõdõ. Mitinge katõlõmõn 32 bin kişi olduğu yönünde anons yapõlõrken CHP ve DSP’li bazõ milletvekilleri de mitin- ge katõldõ. Ankara Kolej Meydanõ’nda toplanan binlerce eczacõ tepkilerini dile getirdi Miting eczacıların meydana sığmaması nedeniyle yarım saat geç başladı. ÇOLAK: SAĞLIK SİSTEMİ HASTA HALE GELDİ Mitingde konuşan TEB Genel Başkanõ Erdoğan Çolak “Sö- zümüzü masalarda dinlemediyseniz bu alandan dinleyecek- siniz! Bõçak kemiğe dayandõ. Yeter. 2004’ten bu yana atõlan adõmlar, ‘Sağlõkta Dönüşüm’le birlikte tüm sağlõk sistemini hasta hale getirdi. Krizinizin bedelini de ödemeyeceğiz, has- talarõmõza da ödettirmenize izin vermeyeceğiz” dedi. YÖK, İÜ rektör adaylarõnõ belirleyecek ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - YÖK, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü için Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’e sunulacak 3 rek- tör adayõnõ ve sõralama- sõnõ bugün yapõlacak toplantõda belirleyecek. YÖK’ün daha önce ara- larõnda Gazi, Akdeniz ve İstanbul Teknik’in de bulunduğu 7 üniver- sitede olduğu gibi se- çimleri hiçe saymasõn- dan endişe edilirken, Tüm Öğretim Eleman- larõ Derneği (TÜMÖD) Genel Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, çoğun- luk iradesine saygõ gös- terilmesini istedi. Temmuz ayõnda 7 üniversitede yapõlan se- çimlere saygõ göster- meyip sõralamayõ AKP’ye yakõnlõk kri- terlerine göre belirle- yen YÖK’ün İstanbul Üniversitesi rektör adaylarõ ve sõralamala- rõnõ da benzer bir tutum sergilemesinden endişe ediliyor. Kubilay için anma ve miting düzenlenecek ADANA/İZMİR (Cumhuriyet) - Dev- rim şehidi Asteğmen Mustafa Fehmi Ku- bilay ile bekçiler Ha- san ve Şevki, gerici yobazlar tarafõndan katledilişlerinin 78. yõldönümünde, yarõn Menemen’de de anõ- lacak. Menemen Yõldõzte- pe’de yarõn saat 10.30’da başlayacak tören öncesinde, kent merkezinden anõta doğru kortej yürüyüşü yapõlacak. Miting için ADD İzmir şubelerine ait otobüslerin yarõn saat 7.30’da dernek önünden Menemen’e hareket edeceği belir- tildi. Ayrıntılı bilgi için: 0 232 323 40 40 Öte yandan Devrim şehidi Kubilay, Ada- na’da Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği (ÇYDD) Gençlik Ko- misyonu’nun düzen- lediği etkinlikle anõldõ. YENİ TÜZÜĞE SERT ELEŞTİRİLER ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP’nin 14. Olağanüstü Ku- rultayõ’nda “Çağdaş Türkiye için değişim” başlõklõ yeni program ve CHP lideri Deniz Baykal’õ yöneti- mi belirlemede “tek seçici” yapan tüzük değişikleri kabul edildi. Prog- ram ve tüzük taslaklarõ tartõşmaya açõlõrken, eski genel başkan Altan Öymen “Programın, çabuk ve de- legelerinin okumalarına fırsat vermeden kurultaya sunulması sakıncalı” görüşünü dile getirdi. Samsun Milletvekili Haluk Koç da “CHP’nin toplumun önüne çağdaş bir parti ve küresel güç- lerin oyununu bozacak bir prog- ram hazırlaması gerektiğini” ifa- de etti. Koç; Kürt sorunu konusu- nun çok ciddi şekilde dile getiril- mesi, CHP’nin bölge halkõyla me- safeyi de aradan kaldõrmasõ ge- rektiğini kaydetti. Çarşaf açõlõmõ- nõ eleştiren Eski CHP PM Üyesi Ali Kemal Kumkumoğlu, CHP tabanõnda bu konuda büyük rahat- sõzlõk bulunduğunu kaydetti. Eski CHP milletvekillerinden Sabri Ergül, atamayla MYK edileme- yeceğini vurgularken “Böyle bir yetkiye Mustafa Kemal sahip değildi. Örgütünüz sahip ise he- lal olsun” diye konuştu. ‘KÖKLÜ DEĞİŞİM YOK’ Tüzük ve programa yönelik eleştirileri yanıtlayan Bay- kal, “Program değişikliği ta- rihi bir kırılma, köklü bir dönüşüm anlamında olursa kapsamlı tartışma zorunlu olur. Bu nitelikte bir deği- şiklik söz konusu değil. Programımızı çağdaşlaştırı- yoruz. İdeolojik bakımdan bir istikamet kaymasına tabi tutulması söz konusu değil. Oluşmuş, yazılmış progra- mın adını koyuyoruz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle