Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
[email protected]
HAFTANIN SANAT ÇİZELGESİ
ANKARA
Büyük
Tiyatro’da,
“Fõrtõna” 30
Aralõk’ta saat 20.00’de, “Genç Osman” 28
Aralõk’a dek cumartesi günleri saat 15.00
ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te,
diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312
324 22 10)
Küçük Tiyatro’da, “Küçük Bir
Mucize” adlõ çocuk oyunu yarõn ve 24, 30
Aralõk’ta saat 11.00’de, “Köşebaşõ” 23-28
Aralõk tarihleri arasõnda cumartesi günleri
saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat
15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de.
(0 312 311 11 69)
Akün Sahnesi’nde, “Fosforlu
Cevriye” 30 Aralõk’a dek cumartesi
günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar
günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de
saat 20.00’de, “Hüzzam” bugün ve yarõn
saat 20.00’de. (0 312 427 19 71)
Altındağ Tiyatrosu’nda, “Eşik” 30
Aralõk’a dek cumartesi günleri saat 15.00
ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te,
diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312
316 59 02)
Stüdyo Sahnesi’nde, “Bir Delinin
Hatõra Defteri” yarõn ve 26, 30 Aralõk’ta
saat 20.00’de. (0 312 397 30 24)
İrfan Şahinbaş Atölye
Sahnesi’nde, “Giordano Bruno” 24, 25
ve 26 Aralõk’ta saat 20.00’de. (0 312 346
03 55)
Oda Tiyatrosu’nda, “Hüzzam” yarõn
ve 24, 25, 26, 27, 30 Aralõk’ta saat
18.30’da. (0 312 311 11 69)
Çayyolu Cüneyt Gökçer
Sahnesi’nde, “Suçlu Yürekler” 24-27
Aralõk tarihleri arasõnda cumartesi günleri
saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat
15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de.
(0 312 240 00 91)
Muhsin Ertuğrul
Sahnesi’nde, “Kõrmõzõ Başlõklõ
Kõz” adlõ çocuk oyunu, 28 Aralõk’a
dek saat 11.00’de. (0 312 320 21
22)
Ankara Sanat Tiyatrosu’nda,
“Töre” cumartesi - pazar günleri saat
15.30’da, “Devir Taş Devri” adlõ çocuk
oyunu cumartesi - pazar günleri saat
13.00’te, “Her Yönüyle Atatürk” 27
Aralõk’ta saat 13.00’te, “Ölüm ve Kõz” 26
Aralõk’ta saat 20.00’de, 27 Aralõk’ta saat
15.30’da. (417 76 76)
Ankamall Alışveriş Merkezi’nde,
“Nasreddin Hoca ile Eşeği Sürmeli” adlõ
çocuk oyunu, 27 Aralõk’ta saat 13.00’te,
28 Aralõk’ta saat 15.00’te, “Yalancõ
Yalancõ” adlõ çocuk oyunu, 28 Aralõk’ta
saat 13.00’te, 27 Aralõk’ta saat 15.00’te,
“Yõlbaşõ Özel Gösterisi” 24, 25 ve 26
Aralõk’ta saat 10.30’da, 26 Aralõk’ta saat
14.00’te. (0 312 541 16 66)
Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde,
“Gömü” her salõ ve cuma günü saat
20.00’de, “Mikroplar Köyümüzde” her
cumartesi ve pazar günü saat 12.00’de. (0
312 468 21 05)
ADANA
Adana Devlet Tiyatrosu, yarõndan
itibaren Anton Çehov’un, yazdõğõ, Kemal
Demirel’in uyarladõğõ ve Petru
Vutcarau’nun yönettiği, ‘6. Koğuş‘ adlõ
oyunu sahneleyecek. 2008’in son oyunu
olan ‘6. Koğuş‘, Sabancõ Kültür
Merkezi’nde her gün 20.00’de
yinelenecek. (0 322 352 33 55)
Büyükşehir Belediye Tiyatrosu,
rejisörlüğünü Ali Hürol’un yaptõğõ, ‘Bit
Yeniği” adlõ iki perdelik oyunu, salõ,
çarşamba ve cumartesi günleri 20.00’de
ABB Şehir Tiyatrosu’nda sahneliyor. (0
322 455 38 33
ANKARA
Semra Toprak - resim -
27 Aralõk’a dek - Milli
Piyango Talih Kuşu Sanat
Galerisi’nde. (0 312 418 11 29)
Tomur Atagök - resim - 30
Aralõk’a dek - Nurol Sanat Galerisi’nde.
(0 312 468 86 70)
Zuhal Baysar - resim - 30 Aralõk’a
dek - Anadolu Ajansõ Sanat
Galerisi’nde. (0 312 231 70 00)
Ekim Geçidi Karma Sergi - 30
Aralõk’a dek - Cumhuriyet Gazetesi
Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 30 50)
Serap Etike - resim - 31 Aralõk’a
dek - Karaca Sanat Galerisi’nde. (0 312
418 78 73)
Celal Binzet - resim - 31 Aralõk’a
dek - Gözde Sanat Galerisi’nde. (0 312
442 11 31)
Fahri Sümer - resim - 31 Aralõk’a
dek - Galeri Polart’ta. (0 312 439 14 80)
Karma Sergi - resim - 31 Aralõk’a
dek - Ankara Beyaz Sanat’ta. (0 312
439 64 20)
Karma Sergi - resim - 31 Aralõk’a
dek - Arda Sanat Galerisi’nde. (0 312
438 72 75)
Yeni Yıl Karma Resim ve
Heykel Sergisi - resim, heykel - 31
Aralõk’a dek - Emima Sanat
Galerisi’nde. (0 312 427 22 04)
Emine Öztürk&Mahmut Öztürk -
resim - 31 Aralõk’a dek - Emima Sanat
Galerisi’nde. (0 312 427 22 04)
Turan Erol Öğrencileri - karma
resim - 31 Aralõk’a dek - Çağdaş
Sanatlar Merkezi’nde. (0 312 468 21
05)
Fethi Benderli - keçe - 31 Aralõk’a
dek - Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde. (0
312 468 21 05)
Aysel Gözübüyük - resim - 31
Aralõk’a dek - Aysel Gözübüyük
Sanatevi’nde. (0 312 241 06 95)
Ediz Berberoğlu - heykel - 2
Ocak’a dek - Ziraat Bankasõ Kültür
Merkezi Mithatpaşa Sanat Galerisi’nde.
(0 312 417 84 58)
Şinasi Tek - heykel - 3 Ocak’a dek
- Helikon Sanat Galerisi’nde. (0 312
441 78 01)
Nedim Celkan - su
ürünleri sergisi - 4 Ocak’a dek
- Atakule Vakõfbank Sanat
Galerisi’nde. (0 312 442 90 60)
İsmail Kaya - sulu boya resim - 4
Ocak’a dek - Atakule Vakõfbank Sanat
Galerisi’nde. (0 312 442 90 60)
Adnan Turani - resim - 5 Ocak’a
dek - Doku Sanat Galerisi’nde. (0 312
439 78 80)
Söz, Masal, Karışık Anlatılar -
video sergisi - 5 Ocak’a dek - Hacettepe
Üniversitesi Sanat Müzesi’nde. (0 312
305 12 72)
Yüksel Hancıoğlu - resim - 7
Ocak’a dek - İlhan Sanatevi’nde. (0 312
417 58 07)
Zeynel Yeşilay - fotoğraf - 9
Ocak’a dek - Dõşişleri Bakanlõğõ Suna
Çokgür Ilõcak Sanat Galerisi’nde. (0
312 292 23 11)
Erkan Beyaz - resim - 12 Ocak’a
dek - Valör Resim Galerisi’nde. (0 312
442 00 72)
İZMİR
Türk edebiyatının usta
kalemlerinden Sabahattin Ali’nin
yaşamõndan kesitler sunan fotoğraf
sergisi Fransõz Kültür Merkezi’nde
açõldõ. 59 fotoğrafõn yer aldõğõ “Bir
Fotoğraf Camõ- Çektiği ve Çekemediği
Fotoğraflarõyla Sabahattin Ali” adlõ
sergi 11 Ocak’a kadar görülebilir.( 0
232 463 69 79)
Hıdır Kızgın ‘õn “Doğadaki Giz
Olan Gizemli Sanat” fotoğraf sergisi 29
Aralõk’a dek Çetin Emeç Sanat
Galerisi’nde.
Latife Akın’nõn resim sergisi Resim
Heykel Müzesi Şeref Akdik Sergi
Salonu’nda 31 Aralõk’a kadar
izlenebilir.
Taliha Değer – Hatice Gülhan‘õn
resim sergisi 31 Aralõk’a kadar İzmir
Sanat’ta.
Mahir Güven‘in resim sergisi 27
Aralõk’a dek Akademit Sanat
Galerisi’nde.
(0 232 464 50 94)
ANKARA
Bilkent Konser
Salonu’nda, Bilkent
Senfoni Orkestrasõ’nõn şef
Server Ganiyev yönetiminde vereceği
konser, bugün saat 20.00’de. (0 312 290
22 82)
Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde,
“Emre Şen Piyano Resitali” 24 Aralõk’ta
saat 20.00’de, Hacettepe Üniversitesi
Ankara Devlet Konservatuvarõ Burçin
Sel Piyano Resitali, yarõn saat 12.30’da.
(0 312 468 21 05)
MERSİN
Mersin Devlet Opera ve Balesi,
O. Hacõbeyov’un, ‘Arşõn Mal Alan’ adlõ
iki perdelik operetinin yarõn 20.00’de
sahneleyecek. Perşembe günü 20.00’de,
W. A. Mozart’õn, ‘Saraydan Kõz
Kaçõrma’ adlõ 3 perdelik
operasõnõ, cuma günü 20.00’de
ise, şan ve piyano resitalinin
verileceği, ‘Ayõn Etkinliği’ ile
sahne alacak olan MDOB sanatçõlarõ,
cumartesi günü 14.00’te de
‘Çanakkale’de Zaman’ adlõ oyunu
sunacak. (0 324 238 37 52)
ADANA
Çukurova Devlet Senfoni
Orkestrası’nõn, 26 Aralõk tarihindeki,
‘Yõlbaşõ Konseri’ni Şef Rene Giessen
yönetecek. Andy Miles’in (klarnet)
solistlik yapacağõ, ÇDSO sanatçõlarõnõn
eşlik edeceği konserde, ‘caz ve pop
klasiklerinden seçmeler’ seslendirilecek.
Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’ndaki
cuma günkü konser 20.00’de
gerçekleşecek.
(0 322 454 50 18)
ANKARA
Ankara
Opera
Sahnesi’nde,
“Manon Lescaut” bugün saat 20.00’de,
“Bin Kalp Atõşõ” 29 Aralõk’ta saat
20.00’de, “Cosi Fan
Tutte” 24 Aralõk’ta saat
20.00’de, “Anna
Karenina” 27 Aralõk’ta
saat 20.00’de.
(0 312 324 68 01)
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2008 PAZARTESİ
12 KÜLTÜR
CMYB
C M Y B
Cumhuriyet ve demokrasi
düşmanı gerici yobazların
katlettiği devrim şehidimiz
KUBİLAY'ı,
birçok demokratik kitle
örgütünün katılımı ile
23.12.2008 Salı günü
saat 11.00’de
Atatürk Parkı'nda
yapılacak olan
anma törenine
tüm okurlarımızı bekliyoruz.
ADANA CUMOK ÇAĞRISIİ TC ÇUBUK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2008/532 Tal.
Bir borçtan dolayõ ipotekli olan ve aşağõda tapu kaydõ, cinsi, önemli özellikleri, imar durumu, muhammen bedeli ve satõş saatleri belirtilen taşõnmazlarõn açõk arttõr-
ma suretiyle satõlarak paraya çevrilmesine karar verilmiştir.
Tapu kaydõna göre: Ankara ili, Çubuk ilçesi, Esenboğa Beldesi, Yenice köyü,Yol Üstü mevkii, 116 ada, 31 parsel sayõlõ arsa niteliğindeki 5767 m2 alanlõ taşõnmazõn
tamamõ satõlacak olup taşõnmazõn tapu kaydõnda arsa müştemilat gözükmese de parsel üzerinde 25-30 yaşlarõnda 4 adet, 7-10 yaşlarõnda 44 adet, 12-15 yaşlarõnda 25
adet kavak, 7-10 yaşlarõnda 16 adet çam, 6-8 yaşlarõnda 2 adet ayva, 6-8 yaşlarõnda 2 adet dut, 2-4 yaşlarõnda 2 adet ayva, 15-20 yaşlarõnda 3 adet kayõsõ, 8-10 yaşla-
rõnda 2 adet armut, 8-10 yaşlarõnda 5 adet erik, 6-8 yaşlarõnda 1 adet vişne, 6-8 yaşlarõnda 2 adet çam, 6-8 yaşlarõnda 1 adet elma ve 6-8 yaşlarõnda 2 adet kayõsõ ağaç-
larõ bulunmaktadõr. Ağaçlarõn toplam değeri 4.705,00-YTL’dir. Ayrõca parsel üzerinde 10 m. derinliğinde 2 m. genişliğinde beton su kuyusu, 1 adet 125 m2 mesken, 1
adet 195 m2 depo olduğu görülmüştür. Parsel üzerindeki mesken, 3 oda, salon, mutfak, banyo, WC ve hol müştemilatlarõndan ibarettir. Zeminler komple karo mozaik
kaplama, duvarlar ise sõva üzeri plastik boyalõdõr. Kapõ ve pencereler ahşap, çatõ ondülin sac kaplamadõr. Yaklaşõk 125 m2 alana sahiptir. Değeri 26.000,00-YTL’dir. Su
kuyusunun değeri 2000-YTL’dir. Parsel üzerindeki deponun zeminleri karo mozaik kaplama, duvarlar ise sõva üzeri plastik boyadõr. Kapõ ve pencereleri ahşap, çatõ ör-
tüsü ondülin sac kaplama olup yaklaşõk 195 m2 alana sahiptir. Değeri 18.500-YTL’dir. Arsanõn tamamõnõn değeri 576.700,00-YTL’dir.
Toplam: Arsa, üzerindeki 1 adet mesken, 1 adet depo, 1 adet su kuyusu ve ağaçlarõn tamamõ toplam 627.905,00-YTL (Altõ yüz yirmi yedi bin dokuz yüz beş yeni
Türk lirasõ) muhemmen bedelle satõşa çõkarõlmõştõr.
SATIŞ ŞARTLARI:
1- Satõşlarõ 02.02.2009 tarihinde Çubuk İcra Müdürlüğü’nde saat: 10.00 ile 10.05 arasõnda açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin
% 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taah-
hüdü baki kalmak şartõ ile 12.02.2009 tarihinde aynõ yer ve saatte 2. arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttõ-
rana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõ toplamõndan
fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir.
2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya milli bir bankanõn bu miktarõ havi teminat mektubunu vermeleri lazõm-
dõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harçlarõ ve masraflarõ alõcõya aittir.
Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masraf dahil olan iddialarõnõn dayanağõ belgeleri ile 15 gün
içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr.
4- İhaleye katõlõp da daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli ara-
sõndaki farktan, diğer zararlardan ve temerrüt faizinden müteselsilen mesuldürler. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil oluna-
cak ve varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görmesi için dairede açõk olup, masrafõ verildiğinde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir.
6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda numarasõ yazõlõ dosya numara-
sõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 16.12.2008
(İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (*) Tebliğ yapõlamayan ilgililere İİK’nun 126 ve 127. mad. göre ilanen tebliğ olunur. Basõn: 68252
2007-2008 sezonunda Ankara Devlet Ti-
yatrosu’nda sahneye koyduğum Tuncer
Cücenoğlu’nun “Çığ” adlõ oyunu, İsmet
Küntay Ödül Kurulu tarafõndan en iyi dekor,
en iyi kostüm ve en iyi müzik dallarõnda ödü-
le layõk görüldü. Ödül alan dostlarõmõ teb-
rik etmek için aradõğõmda hepimizin aynõ bu-
rukluğu, aynõ hüznü paylaştõğõmõzõ fark et-
tim. Oyunun başrollerinden birini oynayan
Nurtekin Odabaşı’nõn geçirdiği ani rahat-
sõzlõğõn ardõndan sağlõk durumunun bir tür-
lü tam olarak düzelememesi, hepimizin or-
tak üzüntüsünü oluşturuyor. Nurtekin Ağa-
bey’in bir an önce aramõza dönmesini,
“Çığ”õn “Yaşlı Adam”õnõn sahnede yerini
yeniden almasõnõ bekliyoruz.
Bu rahatsõzlõk nedeniyle “Çığ” bu sezon
henüz perde diyemedi gerçi, ama DTCF ya-
zõm bölümü öğrencilerinden Gamze Ars-
lan’õn “Çığ”a yönelik değişik ve felsefe ağõr-
lõklõ bakõşõnõ, bana gönderdiği “Çığ neyi ça-
ğırıyor?” başlõklõ yazõsõndan kimi bölüm-
ler aktararak sizlerle paylaşmak istedim yi-
ne de.
Bir oyunun ne denli farklõ açõlardan oku-
nabileceğini bana bir kez daha düşündürttüğü
için Gamze’ye teşekkür ediyor ve bu vesi-
leyle yinelemek istiyorum: “Çığ”õn bütün
ödülleri sana Nurtekin Ağabey...
ÇIĞ NEYİ ÇAĞIRIYOR?
“Çığ insan algısında tasarlandığında salt
bir doğa olayıdır. Fakat bu algıya sahip
bir insan kalemi eline alır ve bu algıyı bir
anda değiştirebilir. İşte Tuncer Cücenoğlu
da çığı bir doğa olayı olmaktan çıkarıp
toplumsal bir olay haline getirir kalemiyle.
Yazar, oyunu gerçek bir olaydan yola çı-
karak kurgular. Oyunun dramaturjisini
yapan ve yöneten Ayşe Emel Mesci; Step-
hen Hawking’in ‘Zamanõn Kõsa Tarihi’ ki-
tabından aldığı Uzaydan Bakan karakteri
ile oyunu başlatır. Bu karakter, oyunda-
ki zaman kavramının nasıl konumlandı-
ğını aktarmaya çalışır bize: “Yerküreden
ayrõlõp uzay boşluğunda bir süre yol aldõk-
tan sonra geriye dönüp bakarsanõz, sa-
dece ve sadece masmavi bir top gö-
rürsünüz. Ve bu mavi gezegenin bir
yüzü her zaman karanlõktadõr. Uzak-
laşmaya devam ederseniz, giderek
donuklaşan õşõğõnõ size yollayan bir
gök cismi kalõr gerinizde. Unutmayõn,
görülebilen en uzak nesneden size ula-
şan õşõk yola çõkalõ neredeyse sekiz
milyar yõl geçti. Yani evrene baktõğõ-
nõzda gördüğünüz onun geçmişi. Peki, o se-
kiz milyar yõl öteden size bakanlar? Onlar
ne görüyor?”
Buradan zamanın ulusal bir zaman de-
ğil, evrensel bir zaman olarak işlendiği-
ni anlarız. Heidegger’de de olduğu gibi za-
man, burada içinden olayların geçtiği şey
olarak aktarılır. Yani mutlak zaman
yoktur. Buradaki zamanı Bergson’un da
söylediği gibi onun içine gire-
rek, sezgiyle kavrayabiliriz. Bu
aritmetik, ölçülebilir zaman
değildir. Burada bilme yetileri-
mizden olan çözümlemeyi değil,
sezgiyi kullanmalıyız. Oyunda
zaman kavramının bu şekilde
işlenmesinin amacı, her izleyeni
bir Uzaydan Bakan’a dönüştür-
mektir. Bununla amaçlanan, için-
de yaşanılan evrenden, kolumuz-
daki saatlerin iptal olduğu uzay-zamana
geçip, oradan evrene bakabilmektir. Bu
şekilde hem zamanın ölçülebilirliğinden
sıyrılıp içine girilebilinir hem de oyun salt
doğa olayı olmaktan çıkarılıp özümseni-
lebilir.
Gerçek bir olaydan kurgulanan oyun,
etrafı dağlarla çevrili bir köyde geçmek-
tedir. Bu köy yılın dokuz ayında sessizli-
ğe gömülü, geriye kalan üç ayında şölen
yeridir. Üç aylık zaman diliminde insan-
lar düğün, dernek ve doğum yapabil-
mektedirler. (…) Bu kural köyde gelenek
haline gelir ve kurala uymayanlara veri-
len ceza büyüktür. (…) Aslında tüm köy
ahalisinde olduğu gibi, aile içindeki bi-
reylerde de korku vardır. Oyunda yaşlı
adam geçmişiyle yüzleşmektedir sürekli.
Geçmişte ağabeyi artık korkunun ken-
disini bitirdiğini ifade etmiştir. Ve korka
korka yaşamaktansa ölüp hiç korkma-
mayı tercih edeceğini, bunun için de ba-
ğıracağını söylemiştir. Ve ağabey bağı-
rabilir korkusundan dolayı kolcular ta-
rafından elleri ve ağzı bağlanarak bir ye-
re kapatılmıştır. Daha sonra ise öldüğü
haberi gelir yaşlı adamın ailesine. İşte yaş-
lı adam bu geçmişte yaşadığı olayla yüz-
leşir durur sürekli. Yaşlı adam bunu
aktarırken şöyle der: “Korkuyordu ve bü-
tün yaşamõnõ bu endişeyle sürdürüyordu.
Korku insanõ bitirir. Kemirir. Korku insanõn
kurdudur.”
“Korku insanõn kurdudur” önermesi Hob-
bes’da “İnsan insanõn kurdudur” önerme-
siyle bütünleşir. (…) Oyundaki güven-
sizlik durumu insana değil, çığa karşıdır.
Çığın yarattığı güvensizlik korkuyu do-
ğurur ve korku insanın kurdu haline ge-
lir. Hobbes doğa durumundaki bu sava-
şın ve güvensizliğin tek bir yolla ortadan
kalkacağını, bu yolunsa tüm insanların
haklarını ve özgürlüklerini bir üstyapıya
devrederek mümkün
olabileceğini söyler. As-
lında oyunda insanlar
da birtakım özgür-
lüklerini ve haklarını
çığa devretmişlerdir.
Çünkü çığ bir tehdit
unsurudur. Fakat
bir doğa olayı ol-
maktan çıkmıştır
artık çığ, toplumsal
bir nitelik kazanmıştır. ‘Yalnõzca
bir doğa olayõ değil bu çõğ, belki de biz ya-
rattõk bu korkuyu beyinlerimizde.’ Yaşlı ada-
mın bu sözü her şeyi açıklamaktadır
bizlere. Çığ bir iktidar olarak kendisini
sunmaktadır. Oyunda artık üç kavram
birbiriyle eklemlenmiştir. Çığın temsil et-
tiği iktidar, çığın yol açtığı korku ve çığın
ölçtüğü zaman. Buradaki iktidar Fouca-
ult’nun da bahsettiği gibi bir kurum ve-
ya yapı değildir. Toplumun her yerine ya-
yılmış, dağılmış, merkezi olmayan bir ik-
tidardır. ‘İktidar her yerdedir, her şeyi
kapsadõğõndan dolayõ değil, her yerden gel-
diğinden dolayõ her yerdedir.’ Bu bağlam-
da çığ merkezsiz iktidarı temsil eder.
Oyundaki yargıcılar kurulu ve kolcular
iktidarı temsil etmez. Onlar da bu kor-
kunun içine mahkûm halde yaşarlar.
Kuralların insanların mutluluğu için ol-
duğunu vurgularlar. (…) Eve gelen baş-
kan ve üyeler karara varırlar. Kurallar
uygulanacaktır. Tek bir kişi için tüm köy
halkı tehlikeye atılamaz. (…) Karısının di-
ri diri toprağa gömülecek olmasını ka-
bullenemeyen genç adam tüfeği eline
alır. Oyunda şenliğin habercisi olan tü-
fekler bir anda tehdit unsuru oluverir. Bu-
radaki genç adamın tutumunda birey-
selden toplumsala giden bir başkaldırı
vardır. Genç adam Albert Camus’deki baş-
kaldırı seçeneğini seçmiştir. Yani kendi
var oluşunun özünü yakalamış, bunu top-
lumsala kanalize etmiştir. Böylelikle
korkmadan sormaktadır sorularını baş-
kana. Yeraltına doğumhanelerin inşa
edilebileceğini, gerekirse dağların düzle-
nebileceğini, doğum sırasında kadınların
ağzının bağlanabileceğini söyler. Burada
çığa karşı bir direniş sergilemektedir
genç adam. Foucault iktidarın asla bü-
tünüyle alt edilemeyeceğini, sadece mü-
cadele ve direniş yoluyla daha az baskı-
cı yollardan yeniden düzenleneceğini
söyler. Genç adamın ifade ettiği tam da
budur aslında. Genç adam elinde tüfek
bunları söylerken karısının sancısı başlar
ve ebe hemen doğum için hazırlanır.
Genç kadının ağzı bağlanır ve bebek
dünyaya gelir. Fakat beklenen olmamış-
tır, çığ düşmemiştir.
Genç adam üstündeki korkuyu atarak
başlatmıştır başkaldırısını. Ve korkuyla
beslenen merkezsiz iktidar yok olmuştur.
Genç adam bunun bir doğa olayı olma-
dığını anlamıştır ve zamanı sezgisel ola-
rak kavrayabilmiştir. Doğumla birlikte
yeni umutlar doğmaktadır artık. Korkuyu
yaratan iktidardır ve iktidar aynı za-
manda süreyi de kontrol edendir. Korku
yıkılınca zaman sonsuzluğuyla algılanır
ve iktidar çaresiz geri çekilir. Nasıl ki ev-
ren ve zaman büyük patlamayla başla-
dıysa, tüfeğin ateşlenmesiyle de sonsuz za-
man başlamıştır. Bu zaman tek tek an-
ların birleşmesiyle oluşan, ölçülebilir za-
man değildir artık. Sezgiyle kavranan bir
akıştır artık. Oyunun sonunda genç adam
da bir uzaydan bakan karakteri gibi ev-
rene dışarıdan bakabilmiştir. Böylece
yaşadıklarını anlamıştır. Korkusunu atar
ve sonsuz zamanı başlatır.
Perdeler kapandığında evrenin dışından
evreni izleyebilmenin tadı kalır damağı-
mızda…
‘Ne içindeyim zamanõn / Ne de büsbütün
dõşõnda / Yekpare geniş bir ânõn / Parça-
lanmaz akõşõnda’ Ahmet Hamdi Tanpõ-
nar.”
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğrencisi
Gamze Arslan
Kültür Servisi - Kültür ve Turizm Ba-
kanlõğõ ile Türkiye Sinema ve Audio-
visuel Kültür Vakfõ (TÜRSAK) işbir-
liğiyle düzenlenen “Geleceğin Sine-
ması” yarõşmasõnda finalistler belli
oldu. Bu yõl 185 projenin başvurduğu
yarõşmada 20 finalist film belirlendi.
Yarõşmanõn sonuçlarõ, 27 Aralõk akşamõ
Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda
yapõlacak ödül töreninde açõklanacak.
Tüm üniversitelerin sinema ve iletişim
dallarõnõn 4 yõllõk eğitim veren bö-
lümlerinde okuyan öğrencilere açõk ya-
rõşmada ödül olarak birinciye Canon
XL2 kamera, ikinciye bilgisayar, üçün-
cü seçilen proje sahibine de dijital fo-
toğraf makinesi verilecek. Bu yõlõn fi-
nalist filmleri ise ‘Ardışık Kalpler’,
‘Bir Şans Daha’, ‘Çürüğüm, Aske-
rim, Reddediyorum’, ‘Durmalıyım
Düşeriz!’, ‘Esas Oğlan Esas Kızla
Tanışır’, ‘İzdüşümsel Fanteziler’,
‘Jurnal’, ‘Kamil Koç’, ‘Ko’, ‘Oto-
stop’, ‘Oyun’ , ‘Peçe’, ‘Salıncak’,
‘Sarmaşık’, ‘Sudenaz’, ‘Un ya da İr-
mik Helvası’, ‘Uzaklarda Bir Yerde’,
‘Yap-Boz’, ‘Yığın’, ‘Zu Vermieten’.
GELECEĞİN SİNEMASI YARIŞMASI
Gençsinemacõlar
içingerisayõm
3.KadõköyKitapGünleri’ndeHikmetÇetinkaya,OrhanErinçveNailGürelivardõ
Kültür Servisi - 3. Kadõköy Kitap
Günleri’nde dün de birçok etkinlik ya-
põldõ. 68 ruhu Merdan Aslan, Prof. Dr.
Mehmet Can Akyolcu, Turgut Ünlü
ve yazarõmõz Şükran Soner’in konuş-
macõ olarak katõldõğõ, Ali Işık’õn yö-
nettiği ve 68’ler Birliği Vakfõ’nõn dü-
zenlediği “40.Yılında 68’in Dünü ve
Bugünü” başlõklõ panelde ele alõndõ.
68’in tanõğõ olan konuşmacõlar sömürü
yok olmadan 68 ruhunun yok olmaya-
cağõnõ, bugün eksik olanõn örgütlülük ol-
duğunu, o günün sloganlarõnõn bile bu-
gün doğru ve geçerli olduğunu belirtti-
ler. “68 modadır diyenler, onun anti-
emperyalist duruşundan rahatsız olan
ve emperyalistlerle çıkar birliği için-
de olanlardır” tespitini dünya ve Tür-
kiye’den örnekler ve anõlarla açõkladõ-
lar. Gazeteci olarak aydõn, işçi ve genç-
lik olmak üzere çok geniş bir destek bu-
lan 68’in tanõğõ olan Soner can kulağõyla
dinlendi. Konuşmacõlar, belgelere da-
yanan geniş kapsamlõ kitaptan dolayõ ya-
zarõmõzõ kutladõlar. Soner; 60’lardan
gelen devrimci birikimin 68’i ortaya çõ-
kardõğõnõ, bugün içinde bulunduğumuz
durumdan kendi çõkarõ adõna değil ev-
rensellik adõna örgütlenerek ve bu yol-
da 68 deneyiminden ders alarak çõkõla-
bileceğini karşõlaştõrma ve örneklerle
açõkladõ.
‘SUSURLUK’TAN
ERGENEKON’A’
Yazarõmõz Hikmet Çetinkaya ise
“Susurluk’tan Ergenekon’a” başlõk-
lõ bir konuşma yaptõ ve kitaplarõnõ im-
zaladõ. Çetinkaya, konuşmasõnda Tür-
kiye’nin son 20 yõlõnõ anlattõ. Faili meç-
hul cinayetler, tarikatçõ kuşatma, yeşil
sermaye konularõnõ gündeme getiren
Hikmet Çetinkaya konuşmasõna şöyle
devam etti: “Türkiye bir süreçten
geçiyor. Dinsel baskı salt Anado-
lu’da değil tüm ülkede yaşanıyor.
Uzun saçlı, küpeli gençler dövülüyor.
Dini faşizm ivme kazanıyor. Tari-
katlar eğitim ve sağlığı ele geçiriyor.
Necip Hablemitoğlu cinayeti neden ay-
dınlatılamıyor? Bu soruya devleti
yönetenler yanıt vermek zorundadır.
Küresel kriz ne demektir? Yoksa kü-
resel kriz Ergenekon’un işi mi? Ka-
pitalizm ve emperyalizm kafamıza
balyoz gibi indi ama farkında deği-
liz.” Çetinkaya konuşmasõndan sonra
Cumhuriyet Kitaplarõ standõnda kitap-
larõnõ imzaladõ. Gazetemiz yazarõ ve
Türkiye Gazeteciler Sendikasõ Başka-
nõ Orhan Erinç ise, Nail Güreli ile bir-
likte yaptõğõ konuşmada iktidar, med-
ya ve sansür arasõndaki karmaşõk iliş-
kileri ele aldõ.
Dünden bugüne 68...
Ödül, hüzün ve bir yazõAnkara Devlet Tiyatrosu’nda sahneye koyduğum Tuncer Cücenoğlu’nun ‘Çõğ’ adlõ oyunu, İsmet Küntay
Ödül Kurulu tarafõndan en iyi dekor, en iyi kostüm ve en iyi müzik dallarõnda ödüle layõk görüldü