07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] HAFTANIN SANAT ÇİZELGESİ ANKARA Büyük Tiyatro’da, “Fõrtõna” 30 Aralõk’ta saat 20.00’de, “Genç Osman” 28 Aralõk’a dek cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312 324 22 10) Küçük Tiyatro’da, “Küçük Bir Mucize” adlõ çocuk oyunu yarõn ve 24, 30 Aralõk’ta saat 11.00’de, “Köşebaşõ” 23-28 Aralõk tarihleri arasõnda cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312 311 11 69) Akün Sahnesi’nde, “Fosforlu Cevriye” 30 Aralõk’a dek cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de, “Hüzzam” bugün ve yarõn saat 20.00’de. (0 312 427 19 71) Altındağ Tiyatrosu’nda, “Eşik” 30 Aralõk’a dek cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312 316 59 02) Stüdyo Sahnesi’nde, “Bir Delinin Hatõra Defteri” yarõn ve 26, 30 Aralõk’ta saat 20.00’de. (0 312 397 30 24) İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nde, “Giordano Bruno” 24, 25 ve 26 Aralõk’ta saat 20.00’de. (0 312 346 03 55) Oda Tiyatrosu’nda, “Hüzzam” yarõn ve 24, 25, 26, 27, 30 Aralõk’ta saat 18.30’da. (0 312 311 11 69) Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde, “Suçlu Yürekler” 24-27 Aralõk tarihleri arasõnda cumartesi günleri saat 15.00 ve 20.00’de, pazar günleri saat 15.00’te, diğer günlerde de saat 20.00’de. (0 312 240 00 91) Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde, “Kõrmõzõ Başlõklõ Kõz” adlõ çocuk oyunu, 28 Aralõk’a dek saat 11.00’de. (0 312 320 21 22) Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, “Töre” cumartesi - pazar günleri saat 15.30’da, “Devir Taş Devri” adlõ çocuk oyunu cumartesi - pazar günleri saat 13.00’te, “Her Yönüyle Atatürk” 27 Aralõk’ta saat 13.00’te, “Ölüm ve Kõz” 26 Aralõk’ta saat 20.00’de, 27 Aralõk’ta saat 15.30’da. (417 76 76) Ankamall Alışveriş Merkezi’nde, “Nasreddin Hoca ile Eşeği Sürmeli” adlõ çocuk oyunu, 27 Aralõk’ta saat 13.00’te, 28 Aralõk’ta saat 15.00’te, “Yalancõ Yalancõ” adlõ çocuk oyunu, 28 Aralõk’ta saat 13.00’te, 27 Aralõk’ta saat 15.00’te, “Yõlbaşõ Özel Gösterisi” 24, 25 ve 26 Aralõk’ta saat 10.30’da, 26 Aralõk’ta saat 14.00’te. (0 312 541 16 66) Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, “Gömü” her salõ ve cuma günü saat 20.00’de, “Mikroplar Köyümüzde” her cumartesi ve pazar günü saat 12.00’de. (0 312 468 21 05) ADANA Adana Devlet Tiyatrosu, yarõndan itibaren Anton Çehov’un, yazdõğõ, Kemal Demirel’in uyarladõğõ ve Petru Vutcarau’nun yönettiği, ‘6. Koğuş‘ adlõ oyunu sahneleyecek. 2008’in son oyunu olan ‘6. Koğuş‘, Sabancõ Kültür Merkezi’nde her gün 20.00’de yinelenecek. (0 322 352 33 55) Büyükşehir Belediye Tiyatrosu, rejisörlüğünü Ali Hürol’un yaptõğõ, ‘Bit Yeniği” adlõ iki perdelik oyunu, salõ, çarşamba ve cumartesi günleri 20.00’de ABB Şehir Tiyatrosu’nda sahneliyor. (0 322 455 38 33 ANKARA Semra Toprak - resim - 27 Aralõk’a dek - Milli Piyango Talih Kuşu Sanat Galerisi’nde. (0 312 418 11 29) Tomur Atagök - resim - 30 Aralõk’a dek - Nurol Sanat Galerisi’nde. (0 312 468 86 70) Zuhal Baysar - resim - 30 Aralõk’a dek - Anadolu Ajansõ Sanat Galerisi’nde. (0 312 231 70 00) Ekim Geçidi Karma Sergi - 30 Aralõk’a dek - Cumhuriyet Gazetesi Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 30 50) Serap Etike - resim - 31 Aralõk’a dek - Karaca Sanat Galerisi’nde. (0 312 418 78 73) Celal Binzet - resim - 31 Aralõk’a dek - Gözde Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 11 31) Fahri Sümer - resim - 31 Aralõk’a dek - Galeri Polart’ta. (0 312 439 14 80) Karma Sergi - resim - 31 Aralõk’a dek - Ankara Beyaz Sanat’ta. (0 312 439 64 20) Karma Sergi - resim - 31 Aralõk’a dek - Arda Sanat Galerisi’nde. (0 312 438 72 75) Yeni Yıl Karma Resim ve Heykel Sergisi - resim, heykel - 31 Aralõk’a dek - Emima Sanat Galerisi’nde. (0 312 427 22 04) Emine Öztürk&Mahmut Öztürk - resim - 31 Aralõk’a dek - Emima Sanat Galerisi’nde. (0 312 427 22 04) Turan Erol Öğrencileri - karma resim - 31 Aralõk’a dek - Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde. (0 312 468 21 05) Fethi Benderli - keçe - 31 Aralõk’a dek - Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde. (0 312 468 21 05) Aysel Gözübüyük - resim - 31 Aralõk’a dek - Aysel Gözübüyük Sanatevi’nde. (0 312 241 06 95) Ediz Berberoğlu - heykel - 2 Ocak’a dek - Ziraat Bankasõ Kültür Merkezi Mithatpaşa Sanat Galerisi’nde. (0 312 417 84 58) Şinasi Tek - heykel - 3 Ocak’a dek - Helikon Sanat Galerisi’nde. (0 312 441 78 01) Nedim Celkan - su ürünleri sergisi - 4 Ocak’a dek - Atakule Vakõfbank Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 90 60) İsmail Kaya - sulu boya resim - 4 Ocak’a dek - Atakule Vakõfbank Sanat Galerisi’nde. (0 312 442 90 60) Adnan Turani - resim - 5 Ocak’a dek - Doku Sanat Galerisi’nde. (0 312 439 78 80) Söz, Masal, Karışık Anlatılar - video sergisi - 5 Ocak’a dek - Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi’nde. (0 312 305 12 72) Yüksel Hancıoğlu - resim - 7 Ocak’a dek - İlhan Sanatevi’nde. (0 312 417 58 07) Zeynel Yeşilay - fotoğraf - 9 Ocak’a dek - Dõşişleri Bakanlõğõ Suna Çokgür Ilõcak Sanat Galerisi’nde. (0 312 292 23 11) Erkan Beyaz - resim - 12 Ocak’a dek - Valör Resim Galerisi’nde. (0 312 442 00 72) İZMİR Türk edebiyatının usta kalemlerinden Sabahattin Ali’nin yaşamõndan kesitler sunan fotoğraf sergisi Fransõz Kültür Merkezi’nde açõldõ. 59 fotoğrafõn yer aldõğõ “Bir Fotoğraf Camõ- Çektiği ve Çekemediği Fotoğraflarõyla Sabahattin Ali” adlõ sergi 11 Ocak’a kadar görülebilir.( 0 232 463 69 79) Hıdır Kızgın ‘õn “Doğadaki Giz Olan Gizemli Sanat” fotoğraf sergisi 29 Aralõk’a dek Çetin Emeç Sanat Galerisi’nde. Latife Akın’nõn resim sergisi Resim Heykel Müzesi Şeref Akdik Sergi Salonu’nda 31 Aralõk’a kadar izlenebilir. Taliha Değer – Hatice Gülhan‘õn resim sergisi 31 Aralõk’a kadar İzmir Sanat’ta. Mahir Güven‘in resim sergisi 27 Aralõk’a dek Akademit Sanat Galerisi’nde. (0 232 464 50 94) ANKARA Bilkent Konser Salonu’nda, Bilkent Senfoni Orkestrasõ’nõn şef Server Ganiyev yönetiminde vereceği konser, bugün saat 20.00’de. (0 312 290 22 82) Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, “Emre Şen Piyano Resitali” 24 Aralõk’ta saat 20.00’de, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarõ Burçin Sel Piyano Resitali, yarõn saat 12.30’da. (0 312 468 21 05) MERSİN Mersin Devlet Opera ve Balesi, O. Hacõbeyov’un, ‘Arşõn Mal Alan’ adlõ iki perdelik operetinin yarõn 20.00’de sahneleyecek. Perşembe günü 20.00’de, W. A. Mozart’õn, ‘Saraydan Kõz Kaçõrma’ adlõ 3 perdelik operasõnõ, cuma günü 20.00’de ise, şan ve piyano resitalinin verileceği, ‘Ayõn Etkinliği’ ile sahne alacak olan MDOB sanatçõlarõ, cumartesi günü 14.00’te de ‘Çanakkale’de Zaman’ adlõ oyunu sunacak. (0 324 238 37 52) ADANA Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nõn, 26 Aralõk tarihindeki, ‘Yõlbaşõ Konseri’ni Şef Rene Giessen yönetecek. Andy Miles’in (klarnet) solistlik yapacağõ, ÇDSO sanatçõlarõnõn eşlik edeceği konserde, ‘caz ve pop klasiklerinden seçmeler’ seslendirilecek. Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’ndaki cuma günkü konser 20.00’de gerçekleşecek. (0 322 454 50 18) ANKARA Ankara Opera Sahnesi’nde, “Manon Lescaut” bugün saat 20.00’de, “Bin Kalp Atõşõ” 29 Aralõk’ta saat 20.00’de, “Cosi Fan Tutte” 24 Aralõk’ta saat 20.00’de, “Anna Karenina” 27 Aralõk’ta saat 20.00’de. (0 312 324 68 01) SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2008 PAZARTESİ 12 KÜLTÜR CMYB C M Y B Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı gerici yobazların katlettiği devrim şehidimiz KUBİLAY'ı, birçok demokratik kitle örgütünün katılımı ile 23.12.2008 Salı günü saat 11.00’de Atatürk Parkı'nda yapılacak olan anma törenine tüm okurlarımızı bekliyoruz. ADANA CUMOK ÇAĞRISIİ TC ÇUBUK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2008/532 Tal. Bir borçtan dolayõ ipotekli olan ve aşağõda tapu kaydõ, cinsi, önemli özellikleri, imar durumu, muhammen bedeli ve satõş saatleri belirtilen taşõnmazlarõn açõk arttõr- ma suretiyle satõlarak paraya çevrilmesine karar verilmiştir. Tapu kaydõna göre: Ankara ili, Çubuk ilçesi, Esenboğa Beldesi, Yenice köyü,Yol Üstü mevkii, 116 ada, 31 parsel sayõlõ arsa niteliğindeki 5767 m2 alanlõ taşõnmazõn tamamõ satõlacak olup taşõnmazõn tapu kaydõnda arsa müştemilat gözükmese de parsel üzerinde 25-30 yaşlarõnda 4 adet, 7-10 yaşlarõnda 44 adet, 12-15 yaşlarõnda 25 adet kavak, 7-10 yaşlarõnda 16 adet çam, 6-8 yaşlarõnda 2 adet ayva, 6-8 yaşlarõnda 2 adet dut, 2-4 yaşlarõnda 2 adet ayva, 15-20 yaşlarõnda 3 adet kayõsõ, 8-10 yaşla- rõnda 2 adet armut, 8-10 yaşlarõnda 5 adet erik, 6-8 yaşlarõnda 1 adet vişne, 6-8 yaşlarõnda 2 adet çam, 6-8 yaşlarõnda 1 adet elma ve 6-8 yaşlarõnda 2 adet kayõsõ ağaç- larõ bulunmaktadõr. Ağaçlarõn toplam değeri 4.705,00-YTL’dir. Ayrõca parsel üzerinde 10 m. derinliğinde 2 m. genişliğinde beton su kuyusu, 1 adet 125 m2 mesken, 1 adet 195 m2 depo olduğu görülmüştür. Parsel üzerindeki mesken, 3 oda, salon, mutfak, banyo, WC ve hol müştemilatlarõndan ibarettir. Zeminler komple karo mozaik kaplama, duvarlar ise sõva üzeri plastik boyalõdõr. Kapõ ve pencereler ahşap, çatõ ondülin sac kaplamadõr. Yaklaşõk 125 m2 alana sahiptir. Değeri 26.000,00-YTL’dir. Su kuyusunun değeri 2000-YTL’dir. Parsel üzerindeki deponun zeminleri karo mozaik kaplama, duvarlar ise sõva üzeri plastik boyadõr. Kapõ ve pencereleri ahşap, çatõ ör- tüsü ondülin sac kaplama olup yaklaşõk 195 m2 alana sahiptir. Değeri 18.500-YTL’dir. Arsanõn tamamõnõn değeri 576.700,00-YTL’dir. Toplam: Arsa, üzerindeki 1 adet mesken, 1 adet depo, 1 adet su kuyusu ve ağaçlarõn tamamõ toplam 627.905,00-YTL (Altõ yüz yirmi yedi bin dokuz yüz beş yeni Türk lirasõ) muhemmen bedelle satõşa çõkarõlmõştõr. SATIŞ ŞARTLARI: 1- Satõşlarõ 02.02.2009 tarihinde Çubuk İcra Müdürlüğü’nde saat: 10.00 ile 10.05 arasõnda açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taah- hüdü baki kalmak şartõ ile 12.02.2009 tarihinde aynõ yer ve saatte 2. arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttõ- rana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõ toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya milli bir bankanõn bu miktarõ havi teminat mektubunu vermeleri lazõm- dõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harçlarõ ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masraf dahil olan iddialarõnõn dayanağõ belgeleri ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. 4- İhaleye katõlõp da daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli ara- sõndaki farktan, diğer zararlardan ve temerrüt faizinden müteselsilen mesuldürler. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil oluna- cak ve varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görmesi için dairede açõk olup, masrafõ verildiğinde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda numarasõ yazõlõ dosya numara- sõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 16.12.2008 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (*) Tebliğ yapõlamayan ilgililere İİK’nun 126 ve 127. mad. göre ilanen tebliğ olunur. Basõn: 68252 2007-2008 sezonunda Ankara Devlet Ti- yatrosu’nda sahneye koyduğum Tuncer Cücenoğlu’nun “Çığ” adlõ oyunu, İsmet Küntay Ödül Kurulu tarafõndan en iyi dekor, en iyi kostüm ve en iyi müzik dallarõnda ödü- le layõk görüldü. Ödül alan dostlarõmõ teb- rik etmek için aradõğõmda hepimizin aynõ bu- rukluğu, aynõ hüznü paylaştõğõmõzõ fark et- tim. Oyunun başrollerinden birini oynayan Nurtekin Odabaşı’nõn geçirdiği ani rahat- sõzlõğõn ardõndan sağlõk durumunun bir tür- lü tam olarak düzelememesi, hepimizin or- tak üzüntüsünü oluşturuyor. Nurtekin Ağa- bey’in bir an önce aramõza dönmesini, “Çığ”õn “Yaşlı Adam”õnõn sahnede yerini yeniden almasõnõ bekliyoruz. Bu rahatsõzlõk nedeniyle “Çığ” bu sezon henüz perde diyemedi gerçi, ama DTCF ya- zõm bölümü öğrencilerinden Gamze Ars- lan’õn “Çığ”a yönelik değişik ve felsefe ağõr- lõklõ bakõşõnõ, bana gönderdiği “Çığ neyi ça- ğırıyor?” başlõklõ yazõsõndan kimi bölüm- ler aktararak sizlerle paylaşmak istedim yi- ne de. Bir oyunun ne denli farklõ açõlardan oku- nabileceğini bana bir kez daha düşündürttüğü için Gamze’ye teşekkür ediyor ve bu vesi- leyle yinelemek istiyorum: “Çığ”õn bütün ödülleri sana Nurtekin Ağabey... ÇIĞ NEYİ ÇAĞIRIYOR? “Çığ insan algısında tasarlandığında salt bir doğa olayıdır. Fakat bu algıya sahip bir insan kalemi eline alır ve bu algıyı bir anda değiştirebilir. İşte Tuncer Cücenoğlu da çığı bir doğa olayı olmaktan çıkarıp toplumsal bir olay haline getirir kalemiyle. Yazar, oyunu gerçek bir olaydan yola çı- karak kurgular. Oyunun dramaturjisini yapan ve yöneten Ayşe Emel Mesci; Step- hen Hawking’in ‘Zamanõn Kõsa Tarihi’ ki- tabından aldığı Uzaydan Bakan karakteri ile oyunu başlatır. Bu karakter, oyunda- ki zaman kavramının nasıl konumlandı- ğını aktarmaya çalışır bize: “Yerküreden ayrõlõp uzay boşluğunda bir süre yol aldõk- tan sonra geriye dönüp bakarsanõz, sa- dece ve sadece masmavi bir top gö- rürsünüz. Ve bu mavi gezegenin bir yüzü her zaman karanlõktadõr. Uzak- laşmaya devam ederseniz, giderek donuklaşan õşõğõnõ size yollayan bir gök cismi kalõr gerinizde. Unutmayõn, görülebilen en uzak nesneden size ula- şan õşõk yola çõkalõ neredeyse sekiz milyar yõl geçti. Yani evrene baktõğõ- nõzda gördüğünüz onun geçmişi. Peki, o se- kiz milyar yõl öteden size bakanlar? Onlar ne görüyor?” Buradan zamanın ulusal bir zaman de- ğil, evrensel bir zaman olarak işlendiği- ni anlarız. Heidegger’de de olduğu gibi za- man, burada içinden olayların geçtiği şey olarak aktarılır. Yani mutlak zaman yoktur. Buradaki zamanı Bergson’un da söylediği gibi onun içine gire- rek, sezgiyle kavrayabiliriz. Bu aritmetik, ölçülebilir zaman değildir. Burada bilme yetileri- mizden olan çözümlemeyi değil, sezgiyi kullanmalıyız. Oyunda zaman kavramının bu şekilde işlenmesinin amacı, her izleyeni bir Uzaydan Bakan’a dönüştür- mektir. Bununla amaçlanan, için- de yaşanılan evrenden, kolumuz- daki saatlerin iptal olduğu uzay-zamana geçip, oradan evrene bakabilmektir. Bu şekilde hem zamanın ölçülebilirliğinden sıyrılıp içine girilebilinir hem de oyun salt doğa olayı olmaktan çıkarılıp özümseni- lebilir. Gerçek bir olaydan kurgulanan oyun, etrafı dağlarla çevrili bir köyde geçmek- tedir. Bu köy yılın dokuz ayında sessizli- ğe gömülü, geriye kalan üç ayında şölen yeridir. Üç aylık zaman diliminde insan- lar düğün, dernek ve doğum yapabil- mektedirler. (…) Bu kural köyde gelenek haline gelir ve kurala uymayanlara veri- len ceza büyüktür. (…) Aslında tüm köy ahalisinde olduğu gibi, aile içindeki bi- reylerde de korku vardır. Oyunda yaşlı adam geçmişiyle yüzleşmektedir sürekli. Geçmişte ağabeyi artık korkunun ken- disini bitirdiğini ifade etmiştir. Ve korka korka yaşamaktansa ölüp hiç korkma- mayı tercih edeceğini, bunun için de ba- ğıracağını söylemiştir. Ve ağabey bağı- rabilir korkusundan dolayı kolcular ta- rafından elleri ve ağzı bağlanarak bir ye- re kapatılmıştır. Daha sonra ise öldüğü haberi gelir yaşlı adamın ailesine. İşte yaş- lı adam bu geçmişte yaşadığı olayla yüz- leşir durur sürekli. Yaşlı adam bunu aktarırken şöyle der: “Korkuyordu ve bü- tün yaşamõnõ bu endişeyle sürdürüyordu. Korku insanõ bitirir. Kemirir. Korku insanõn kurdudur.” “Korku insanõn kurdudur” önermesi Hob- bes’da “İnsan insanõn kurdudur” önerme- siyle bütünleşir. (…) Oyundaki güven- sizlik durumu insana değil, çığa karşıdır. Çığın yarattığı güvensizlik korkuyu do- ğurur ve korku insanın kurdu haline ge- lir. Hobbes doğa durumundaki bu sava- şın ve güvensizliğin tek bir yolla ortadan kalkacağını, bu yolunsa tüm insanların haklarını ve özgürlüklerini bir üstyapıya devrederek mümkün olabileceğini söyler. As- lında oyunda insanlar da birtakım özgür- lüklerini ve haklarını çığa devretmişlerdir. Çünkü çığ bir tehdit unsurudur. Fakat bir doğa olayı ol- maktan çıkmıştır artık çığ, toplumsal bir nitelik kazanmıştır. ‘Yalnõzca bir doğa olayõ değil bu çõğ, belki de biz ya- rattõk bu korkuyu beyinlerimizde.’ Yaşlı ada- mın bu sözü her şeyi açıklamaktadır bizlere. Çığ bir iktidar olarak kendisini sunmaktadır. Oyunda artık üç kavram birbiriyle eklemlenmiştir. Çığın temsil et- tiği iktidar, çığın yol açtığı korku ve çığın ölçtüğü zaman. Buradaki iktidar Fouca- ult’nun da bahsettiği gibi bir kurum ve- ya yapı değildir. Toplumun her yerine ya- yılmış, dağılmış, merkezi olmayan bir ik- tidardır. ‘İktidar her yerdedir, her şeyi kapsadõğõndan dolayõ değil, her yerden gel- diğinden dolayõ her yerdedir.’ Bu bağlam- da çığ merkezsiz iktidarı temsil eder. Oyundaki yargıcılar kurulu ve kolcular iktidarı temsil etmez. Onlar da bu kor- kunun içine mahkûm halde yaşarlar. Kuralların insanların mutluluğu için ol- duğunu vurgularlar. (…) Eve gelen baş- kan ve üyeler karara varırlar. Kurallar uygulanacaktır. Tek bir kişi için tüm köy halkı tehlikeye atılamaz. (…) Karısının di- ri diri toprağa gömülecek olmasını ka- bullenemeyen genç adam tüfeği eline alır. Oyunda şenliğin habercisi olan tü- fekler bir anda tehdit unsuru oluverir. Bu- radaki genç adamın tutumunda birey- selden toplumsala giden bir başkaldırı vardır. Genç adam Albert Camus’deki baş- kaldırı seçeneğini seçmiştir. Yani kendi var oluşunun özünü yakalamış, bunu top- lumsala kanalize etmiştir. Böylelikle korkmadan sormaktadır sorularını baş- kana. Yeraltına doğumhanelerin inşa edilebileceğini, gerekirse dağların düzle- nebileceğini, doğum sırasında kadınların ağzının bağlanabileceğini söyler. Burada çığa karşı bir direniş sergilemektedir genç adam. Foucault iktidarın asla bü- tünüyle alt edilemeyeceğini, sadece mü- cadele ve direniş yoluyla daha az baskı- cı yollardan yeniden düzenleneceğini söyler. Genç adamın ifade ettiği tam da budur aslında. Genç adam elinde tüfek bunları söylerken karısının sancısı başlar ve ebe hemen doğum için hazırlanır. Genç kadının ağzı bağlanır ve bebek dünyaya gelir. Fakat beklenen olmamış- tır, çığ düşmemiştir. Genç adam üstündeki korkuyu atarak başlatmıştır başkaldırısını. Ve korkuyla beslenen merkezsiz iktidar yok olmuştur. Genç adam bunun bir doğa olayı olma- dığını anlamıştır ve zamanı sezgisel ola- rak kavrayabilmiştir. Doğumla birlikte yeni umutlar doğmaktadır artık. Korkuyu yaratan iktidardır ve iktidar aynı za- manda süreyi de kontrol edendir. Korku yıkılınca zaman sonsuzluğuyla algılanır ve iktidar çaresiz geri çekilir. Nasıl ki ev- ren ve zaman büyük patlamayla başla- dıysa, tüfeğin ateşlenmesiyle de sonsuz za- man başlamıştır. Bu zaman tek tek an- ların birleşmesiyle oluşan, ölçülebilir za- man değildir artık. Sezgiyle kavranan bir akıştır artık. Oyunun sonunda genç adam da bir uzaydan bakan karakteri gibi ev- rene dışarıdan bakabilmiştir. Böylece yaşadıklarını anlamıştır. Korkusunu atar ve sonsuz zamanı başlatır. Perdeler kapandığında evrenin dışından evreni izleyebilmenin tadı kalır damağı- mızda… ‘Ne içindeyim zamanõn / Ne de büsbütün dõşõnda / Yekpare geniş bir ânõn / Parça- lanmaz akõşõnda’ Ahmet Hamdi Tanpõ- nar.” Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğrencisi Gamze Arslan Kültür Servisi - Kültür ve Turizm Ba- kanlõğõ ile Türkiye Sinema ve Audio- visuel Kültür Vakfõ (TÜRSAK) işbir- liğiyle düzenlenen “Geleceğin Sine- ması” yarõşmasõnda finalistler belli oldu. Bu yõl 185 projenin başvurduğu yarõşmada 20 finalist film belirlendi. Yarõşmanõn sonuçlarõ, 27 Aralõk akşamõ Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapõlacak ödül töreninde açõklanacak. Tüm üniversitelerin sinema ve iletişim dallarõnõn 4 yõllõk eğitim veren bö- lümlerinde okuyan öğrencilere açõk ya- rõşmada ödül olarak birinciye Canon XL2 kamera, ikinciye bilgisayar, üçün- cü seçilen proje sahibine de dijital fo- toğraf makinesi verilecek. Bu yõlõn fi- nalist filmleri ise ‘Ardışık Kalpler’, ‘Bir Şans Daha’, ‘Çürüğüm, Aske- rim, Reddediyorum’, ‘Durmalıyım Düşeriz!’, ‘Esas Oğlan Esas Kızla Tanışır’, ‘İzdüşümsel Fanteziler’, ‘Jurnal’, ‘Kamil Koç’, ‘Ko’, ‘Oto- stop’, ‘Oyun’ , ‘Peçe’, ‘Salıncak’, ‘Sarmaşık’, ‘Sudenaz’, ‘Un ya da İr- mik Helvası’, ‘Uzaklarda Bir Yerde’, ‘Yap-Boz’, ‘Yığın’, ‘Zu Vermieten’. GELECEĞİN SİNEMASI YARIŞMASI Gençsinemacõlar içingerisayõm 3.KadõköyKitapGünleri’ndeHikmetÇetinkaya,OrhanErinçveNailGürelivardõ Kültür Servisi - 3. Kadõköy Kitap Günleri’nde dün de birçok etkinlik ya- põldõ. 68 ruhu Merdan Aslan, Prof. Dr. Mehmet Can Akyolcu, Turgut Ünlü ve yazarõmõz Şükran Soner’in konuş- macõ olarak katõldõğõ, Ali Işık’õn yö- nettiği ve 68’ler Birliği Vakfõ’nõn dü- zenlediği “40.Yılında 68’in Dünü ve Bugünü” başlõklõ panelde ele alõndõ. 68’in tanõğõ olan konuşmacõlar sömürü yok olmadan 68 ruhunun yok olmaya- cağõnõ, bugün eksik olanõn örgütlülük ol- duğunu, o günün sloganlarõnõn bile bu- gün doğru ve geçerli olduğunu belirtti- ler. “68 modadır diyenler, onun anti- emperyalist duruşundan rahatsız olan ve emperyalistlerle çıkar birliği için- de olanlardır” tespitini dünya ve Tür- kiye’den örnekler ve anõlarla açõkladõ- lar. Gazeteci olarak aydõn, işçi ve genç- lik olmak üzere çok geniş bir destek bu- lan 68’in tanõğõ olan Soner can kulağõyla dinlendi. Konuşmacõlar, belgelere da- yanan geniş kapsamlõ kitaptan dolayõ ya- zarõmõzõ kutladõlar. Soner; 60’lardan gelen devrimci birikimin 68’i ortaya çõ- kardõğõnõ, bugün içinde bulunduğumuz durumdan kendi çõkarõ adõna değil ev- rensellik adõna örgütlenerek ve bu yol- da 68 deneyiminden ders alarak çõkõla- bileceğini karşõlaştõrma ve örneklerle açõkladõ. ‘SUSURLUK’TAN ERGENEKON’A’ Yazarõmõz Hikmet Çetinkaya ise “Susurluk’tan Ergenekon’a” başlõk- lõ bir konuşma yaptõ ve kitaplarõnõ im- zaladõ. Çetinkaya, konuşmasõnda Tür- kiye’nin son 20 yõlõnõ anlattõ. Faili meç- hul cinayetler, tarikatçõ kuşatma, yeşil sermaye konularõnõ gündeme getiren Hikmet Çetinkaya konuşmasõna şöyle devam etti: “Türkiye bir süreçten geçiyor. Dinsel baskı salt Anado- lu’da değil tüm ülkede yaşanıyor. Uzun saçlı, küpeli gençler dövülüyor. Dini faşizm ivme kazanıyor. Tari- katlar eğitim ve sağlığı ele geçiriyor. Necip Hablemitoğlu cinayeti neden ay- dınlatılamıyor? Bu soruya devleti yönetenler yanıt vermek zorundadır. Küresel kriz ne demektir? Yoksa kü- resel kriz Ergenekon’un işi mi? Ka- pitalizm ve emperyalizm kafamıza balyoz gibi indi ama farkında deği- liz.” Çetinkaya konuşmasõndan sonra Cumhuriyet Kitaplarõ standõnda kitap- larõnõ imzaladõ. Gazetemiz yazarõ ve Türkiye Gazeteciler Sendikasõ Başka- nõ Orhan Erinç ise, Nail Güreli ile bir- likte yaptõğõ konuşmada iktidar, med- ya ve sansür arasõndaki karmaşõk iliş- kileri ele aldõ. Dünden bugüne 68... Ödül, hüzün ve bir yazõAnkara Devlet Tiyatrosu’nda sahneye koyduğum Tuncer Cücenoğlu’nun ‘Çõğ’ adlõ oyunu, İsmet Küntay Ödül Kurulu tarafõndan en iyi dekor, en iyi kostüm ve en iyi müzik dallarõnda ödüle layõk görüldü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle