28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Kampanya her şeyden önce toplumu ve dev- let kurumlarını böldü. En tepeden başlamak ge- rekirse Cumhurbaşkanı’yla Başbakan karşı kar- şıya geldi. Gül konuya şu bakışla girdi: “Her türlü konu konuşulabilmeli, her türlü gö- rüş açıkça tartışılmalı.” Bu sözler doğal olarak, devletin en tepesi böy- le bir tartışmayı olağan ve yararlı buluyor, şek- linde yorumlandı. Buna karşılık Başbakan başka telden çaldı: “Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş ola- caklar ki, özür diliyorlar. Türkiye’nin böyle bir so- runu yok.” Gül’le Erdoğan, ekonomiye bakışta da ben- zer bir farklılık gösterdiler. Ankara kulislerinde AKP’nin ilk iki ismi arasındaki zıtlaşmanın siya- sal zemini olduğu da konuşuluyor! Bu ayrı yazı konusu... Türkiye’de devlet çarkını ayakta tutan ku- rumların başında Dışişleri gelir...di! Ne yazık son tartışma buradaki erozyonu da açığa çıkardı. Dışişleri’nin görevini büyük bir cid- diyet ve devlet sorumluluğuyla yapan eleman- ları alınmasınlar ama, şu benzetmemiz bir ger- çek: Fiili Dışişleri Bakanı Gül’dür! Bunun doğal sonucu olarak Dışişleri’nin ilk açıklaması da Gül’e paraleldi. Sözcü Burak Özü- gergin şöyle dedi: “Ne tarafımızdan bir yönlendirme olmuştur ne de bir tepki vermeyi doğru buluyoruz. Türkiye’de her konu rahatlıkla konuşulabilmeli.” Dışişleri’nin 60’a yakın emekli büyükelçisi, Er- meni terör örgütünün saldırıları sonucu şehit düş- müş arkadaşlarını da selamlayarak kampanya- ya tepki gösteriyor, Dışişleri “Biz bunun dışın- dayız” diyor. Tepkiler artınca Özügergin ikinci bir açıklama yapmak durumunda kaldı: “Şehitlerimize sahip çıkıyoruz. Bizim Ermeni id- dialarıyla ilgili görüşlerimiz bellidir. Bu kapsam- da bir grupça başlatılmak istenen özür dileme kampanyasını yanlış bir girişim olarak görüyoruz.” Aydınlar, kurumlar, siyasi partiler arasındaki gö- rüş ve yaklaşım farklılıkları bir yana, salt yuka- rıda aktardığımız devlet sendelemesi bile içinde bulunduğumuz durumun ne kadar vahim oldu- ğunu ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı devletin en tepesindeki kişi olarak, öncelikle iç barışı ve Türkiye’nin gele- neksel görüşlerini temsil etmeyecek de neyi tem- sil edecek?.. Dışişleri Bakanlığı’nın adını şöyle mi değiştir- meli: Türkiye’nin Dışındaki İşler Bakanlığı! Bu görünümdeki bir ülkeye karşıdan bakan şöyle düşünmez mi: Adamların kendi içinde bile görüş birliği yok, kendi tarihleriyle ilgili saldırılara bile göğüs ge- recek ortak bakışa sahip değiller. Uluslararası hu- kuk açısından özür dilemenin ne anlama gele- ceğini, nasıl sonuçlar doğuracağını bile bilmi- yorlar. O zaman yükle neyi yükleyebilirsen! Her tarafı özürlü bu tartışmayı sağlıklı zemine çekebilecek tek şey var: Bilgi... Uğur Mumcu’nun dilimize yerleştirdiği “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözünü se- lamlayıp şu dilekte bulunalım: Özürlü tartışmalar herkesi, tarihimizi daha iyi öğrenmeye itsin! Doğru bilginin ilk aydınlattığı şey, aydın iki- yüzlülüğüdür! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 22 ARALIK 2008 PAZARTESİCUMHURİYET 14 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 9 Edirne B 7 Kocaeli Y 9 Çanakkale Y 9 İzmir Y 11 Manisa Y 11 Aydın Y 10 Denizli Y 11 Zonguldak Y 10 Sinop Y 6 Samsun Y 13 Trabzon B 12 Giresun Y 12 Ankara Y 6 Eskişehir KY 5 Konya KY 7 Sıvas KY 0 Antalya Y 15 Adana Y 15 Mersin Y 15 Diyarbakır Y 7 Şanlıurfa Y 9 Mardin Y 10 Siirt Y 7 Hakkâri KY 1 Van KY 2 Kars B - 4 Oslo K 4 Helsinki K 4 Stockholm KY 5 Londra PB 9 Amsterdam Y 9 Brüksel Y 10 Paris Y 9 Bonn Y 8 Münih Y 7 Berlin Y 8 Budapeşte Y 6 Madrid PB 16 Viyana KY 5 Belgrad Y 5 Soyfa Y 7 Roma PB 15 Atina Y 13 Zürih KY 5 Moskova B - 2 Aşkabat PB 6 Astana B - 8 Taşkent B 0 Bakû B 6 Bişkek K 1 Tiflis B 2 Kahire 4 21 Şam PB 19 Yurt geneli parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey- doğusu ile Edirne ve Kırklareli çevreleri dışında tüm yurt ya- ğışlı geçecek. Hava sıcaklığı: Yarın tüm yurtta 2 ila 4 derece azalacak. Sağduyu ve Akıl... C Türkiye’nin var olu- şunu tehdit eden bu siyasetler, ülkede mil- liyetçiliği tahrik et- mektedir. Anadolu’nun Ulusal Kurtuluş Savaşı ve 1923 Devrimi’yle ka- zandıklarını elden çı- karmaya niyeti oldu- ğunu hiç sanmıyoruz. İç ve dış ortaklaşa bir yaklaşımla Türki- ye’yi çökerteceklerini sananlar, aldanıyor- lar. ‘Meşru müdafaa’ya zorlandığı zaman Ana- dolu halkının savunma güdülenmesinde nasıl birleşebildiğini vak- tiyle yaşayarak öğren- miş bulunuyoruz. Bugün emperyaliz- min ‘Ilõmlõ İslam Dev- leti Projesi’ne bel bağ- layarak oluşturulan iktidar ortamında ala- bildiğine fütursuzluk- la Türkiye’nin var olu- şuna saldıranların ya- rın pişman olmaları işten değildir. Bu nedenle şimdi- den daha makul, den- geli, ılımlı bir tutumu berimsemelerinde, yal- nız ülke ve halk değil, kendileri hesabına da yararlar bulunduğu açıktır. Baştarafı 1. Sayfada OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Diplomaside “ça- tışma” sözcüğünün “savaş”õn yerini al- dõğõ, ancak dünyanõn 40 bölgesindeki sa- vaş ve silahlõ çatõşmalarõn diplomatik dil- deki bu tür oyunlara rağmen varlõğõnõ “yoğunlaşarak” koruduğu bir kez da- ha ortaya çõktõ. Hamburg Üniversitesi bünyesindeki “Savaş Nedenlerini Araş- tırma Grubu” (AKUF) tarafõndan ha- zõrlanan yeni bir rapor, savaş ve silahlõ çatõşmalarõn gezegenimizin sadece yok- sul güneyinde yayõlmõş olduğunu gös- teriyor. “Savaş yayı”nõn adeta merke- zinde Türkiye ve onun yakõn çevresi sa- yõlan Ortadoğu da bulunuyor. Savaş ve silahlõ çatõşmalarõn Asya, Or- tadoğu, Afrika ve Güney Amerika’da yerleşiklik kazanmasõ ile bu bölgelerin dünya GSMH’si içindeki düşük payla- rõ arasõndaki paralellik de AKUF Ra- poru’ndan çõkarõlabilecek sonuçlar ara- sõnda yer alõyor. Ani savaşõn yoksullukla atbaşõ gittiği, yeni raporun verdiği re- simden kolayca çõkarõlabiliyor. ‘Çok daha yoğun biçimde...’ AKUF, yõllardõr dünyadaki sõcak ça- tõşma ve savaşlarõ araştõrõyor. Hafta içinde kamuoyuna sunulan bu yõlki ra- porla, dünyadaki savaş sayõsõnõn geçen yõldan 2 adet daha az olduğunun ortaya çõktõğõnõ belirten AKUF Sözcüsü Wolf- gang Schreiber yaptõğõ açõklamada, “Bu rakam 1993’ten bu yana en dü- şük düzeyi ifade ediyor. Ancak bu ge- lişme, sınırsız bir olumluluk olarak gö- rülemez” görüşünü dile getirdi. AKUF Sözcüsü, Gürcistan ile Rusya arasõnda ağustos ayõnda aniden patlak veren sa- vaşõn yanõ sõra Afganistan’õ da örnek göstererek “mevcut savaşların önceki yıllara göre, çok daha yoğun bir bi- çimde sürdürüldüğünün” altõnõ çizdi. Hamburg Üniversitesi’ne bağlõ bu araştõrma kurumu, “Türkiye’deki savaş”õn, özerklik ve ayrõlõkçõ sa- vaşlar kategorisinde yer aldõğõnõ sa- vunuyor. AKUF Raporu’nun kate- gorik belirlemelerine göre “Türki- ye’deki savaşta henüz yabancı par- mağı bulunmuyor”, ancak Kürt so- runu çerçevesinde bir özerklik ve ay- rõlõkçõlõk hedefi güdülüyor. Afganistan, Pakistan, Hindistan Rapordaki harita ve tablolarda, sõcak çatõşmalarla savaşlarõn en yoğun ya- şandõğõ bölgenin Afganistan, Pakistan ve Hindistan üçgeninden sonra Türkiye’nin yakõn çevresi olmasõ da, analizin öne çõ- kardõğõ bir resim. AKUF, 8 savaşõn sürdüğü Ortadoğu ve Yakõndoğu bölgesinde, Irak’taki kanlõ gelişmelerin dõşõnda, henüz han- gi kategoriye girdiği tam olarak belir- lenemeyen İran’õ da almõş bulunuyor. İran da, Türkiye gibi, “Kürdistan” adõ verilerek etnik bir sorun çerçevesinde sürdürülen savaşa sahne kabul ediliyor. Haber Merkezi - 9 Kasõm’da Ankara’da miting düzenleyen Al- eviler, bu kez Adana’da toplandõ. Maraş katliamõnõn 30. yõldönü- münde olaylarda yaşamõnõ yiti- renler için bir araya gelen binler- ce Alevi ‘eşit yurttaşlık’ istemi- ni bir kez daha dile getirdi. Türkiye’nin birçok ilinden Ada- na’ya gelen Aleviler, Alevi Bek- taşi birliklerince düzenlenen “Ma- raş katliamını unutmadık, unut- turmayacağız” mitingine katõldõ. Emniyet güçlerinin yoğun gü- venlik önlemi altõnda arama nok- talarõndan geçirilen eylemcilerle polisler arasõnda zaman zaman gerginlik yaşandõ. Mitinge katõ- lanlarõ ilk olarak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ Fevzi Gümüş selamladõ. Alevi- lerin bugüne kadar yakõldõğõnõ, katledildiği- ni, yok sayõldõğõnõ anlatan Gümüş, “Her şe- ye karşın örgütlendik, mücadele ediyoruz, haklarımızı alacağız” dedi. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkız da “Biz gericiliğe, faşizme geçit vermeyeceğiz. Türkiye’nin geleceği Alevilerin hakları- nının tanınmasıyla iyileşecektir” diye ko- nuştu. Avrupa Alevi Konfederasyonu Genel Başkanõ Turgut Öker de “Sırt çevirseniz de mücadelemiz son bulmayacak. Karanlığın yerini aydınlık alacak” şeklinde konuştu. Ozanlarõn türkü ve marşlarõ eşliğinde semah dönen kitle olaysõz şekilde dağõldõ. ‘Katliam 30 yıldır karanlıkta’ Öte yandan Kahramanmaraş’õn Pazarcõk ilçesi Narlõ beldesi cemevinde düzenlenen an- ma etkinliğine ise Alevi Kültür Dernekleri ve Hacõ Bektaşi Vakfõ’nõn gerçekleştirdiği et- kinliğe Kahramanmaraş, Gaziantep, Mersin, Adana, Osmaniye, Kayseri, Adõyaman ve İs- kenderun’dan çok sayõda kişi katõldõ. İstanbul’da ise Galatasaray’da bir araya ge- len Özgür Demokratik Alevi Hareketi üye- leri “Maraş Katliamı dosyası yeniden açıl- sın” yazõlõ pankartõ açtõ. Grup adõna basõn açõklamasõ yapan Ergin Doğru, Maraş Kat- liamõ’nõn üzerinden 30 yõl geçmesine karşõn karanlõkta kalmaya devam ettiğini belirtti. Doğru, “Yargılama sonucunda, 7 kişi mü- ebbete, 29 kişi ise idama mahkum edil- miştir. Daha sonra affa uğrayarak serbest kalan katiller sürüsünden Ökkeş Kenger gibi isimler sistem tarafından mükafat- landırılarak milletvekili yapılmıştır” dedi. Aleviler Maraş’ı unutmadı Maraş katliamõnõn 30. yõldönümünde düzenlenen anma etkinliklerinde AKP hükümetini eleştiren Aleviler eşit yurttaşlõk istemlerini yeniden dile getirdiler İhalesiz alınan Samsun-Ceyhan hattının devlete geri verilip verilmeyeceği belirsiz Çalõk’a TPAO piyangosu MURAT KIŞLALI ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn damadõnõn genel müdür olduğu Çalõk Gru- bu’na Bakanlar Kurulu tarafõn- dan ihalesiz olarak verilen Samsun- Ceyhan petrol boru hattõnõn aslõn- da Türkiye Petrolleri Anonim Or- taklõğõ’nõn (TPAO) projesi olduğu ortaya çõktõ. Boru hattõnõn Çalõk ta- rafõndan işletildikten sonra devle- te geri verilip verilmeyeceğinin bi- le belli olmadõğõ anlaşõldõ. Basõna kapalõ yapõlan 12 Kasõm 2008 tarihli TBMM KİT Komis- yonu TPAO toplantõsõnõn tuta- naklarõna göre, Yüksek Denetle- me Kurulu, “TPAO’nun Sam- sun-Ceyhan boru hattı yapı- mını üstlenen Çalık Enerji ile Afganistan’da ortak çalışma- larda bulunduğu göz önüne alı- narak, ortaklık için büyük önem arz eden Samsun-Ceyhan boru hattı projesine dahil olması için bakanlık nezdinde girişimlerde bulunulması”nõ istedi. Bunun üzerine söz alan TPAO Genel Müdürü Mehmet Uysal, şöyle konuştu: “ENI ve Çalık Ener- ji’yle TPAO’nun Samsun-Cey- han boru hattına dahil olması konusunda girişimlerimiz ol- du. Ancak buradan verebilece- ğimiz petrolümüz olmadığı için ENI bu talebimizi değerlendir- meye almayacağını bildirdi. Ba- kanlık açısından da zaten Sam- sun-Ceyhan projesi TPAO’nun projesidir. Fikir bizim şirketi- mizde doğmuştur, şirketimizde şekillenmiştir.” ‘Devret kısmını bilmiyorum’ Komisyon tutanaklarõna göre, AKP Manisa Milletvekili Recai Berber’in “Samsun-Ceyhan bo- ru hattı Çalık ve ENI tarafından yapıldıktan sonra BOTAŞ’a mı devredilecek? TPAO’nun bu- rada ne ilgisi var” sorusuna Uy- sal, “Boru hattı Türkiye Cum- huriyeti’ne aittir. Çalık Grubu bu boru hattının yapımını üst- lenmiştir. Yapımı karşısında belli bir dönem işletmesini de ya- pacaktır...” karşõlõğõnõ verdi. Bunun üzerine Komisyon Baş- kanõ AKP’li Ünal Kaçır, “Yap-iş- let-devret modeli mi?” diye ara- ya girdi. Uysal soruya, “Yap-işlet kısmını biliyorum. Devret kıs- mını bilmiyorum” yanõtõnõ verdi. Türkiye savaşlarõn ortasõnda Savaş ve silahlõ çatõşmalar, dünyanõn yalnõzca yoksul bölgelerinde artarak devam ediyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’õn iddia- larõnõn ardõndan etnik kökeni “Müslü- man ve Türk” olarak açõkladõ. Gül, Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merke- zi aracõlõğõ ile şu açõklamayõ yaptõ: “Tüm vatandaşlarım hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın birbirine eşittir. Kimsenin kimseye bir üstünlüğü ke- sinlikle yoktur. Herkesin aynı hak ve hukuka sahip olmaları anayasal te- minat altındadır. Bu anlayış düzeyine ulaşmış ülkemizle gurur duyuyorum. Gerek Cumhurbaşkanlığına seçilişim sürecinde çok planlı olarak ve gerek- se son birkaç gündür bazılarının açıkça, bazılarının sinsi bir şekilde yaymaya çalıştığı bir yalanı düzelt- mek ve hakikat adına tarihe not bı- rakmak için ailemle ilgili aziz milleti- mi bilgilendirmek mecburiyeti hisset- tim. Şöyle ki, Kayseri’nin yerlisi olan annem tarafından Satoğlu, babam ta- rafından Gül (Gülükimamı) sülalele- rinden gelen ailemizin yüzyıllara uza- nan kayıtlı geçmişi Müslüman ve Türk’tür. Buna ailemizin geçmişten günümüze titizlikle işlenen soy ağacı- mız, mevcut resmi nüfus kütükleri ve Kayserili hemşehrilerim şahittir.” Arıtman: Etnik kimliğini sormadım Arõtman ise partisinin 14. olağanüstü ku- rultayõnda gazetecilerin Gül’ün açõkla- masõnõ anõmsatmasõ üzerine etnik kö- kenlerin onur duyulmasõ gereken bir özellik olduğunu ifade etti. Özellikle kamu görevi yapanlar açõsõndan hiçbir ayrõmcõlõk yapmadan görevlerin yerine getirilmesi gerektiğini dile getiren Arõtman, “Ben Cumhurbaşka- nı’ndan etnik kimliğini açıklamasını istemedim. Ben Cumhurbaşka- nı’ndan yemin ettiği anayasayla ona verilmiş görevi, yani Türkiye Cum- huriyeti Devleti’ni ve milletini koru- ma, kollama görevini yerine getir- mesini istiyorum. Ben Cumhurbaş- kanı’nı göreve davet ettim” dedi. Haber Merkezi - DTP eski lideri Nurettin Demirtaş’õn da yargõlandõğõ ‘sahte çürük’ raporu soruşturmasõnõ derinleştiren Hava Kuvvetleri Askeri Savcõlõğõ 4’ü albay 10 ki- şiye daha dava açtõ. Akşam gazetesinin haberine göre, ilk dava- nõn ardõndan soruşturmayõ derinleştiren aske- ri savcõlõk, çarpõcõ bağlantõlar ortaya çõkardõ. Etimesgut Askeri Hava Hastanesi’nde 2004- 2006 arasõ verilen raporlarla ilgili inceleme yapan savcõlõk 4’ü albay 10 kişinin sorumlu- luğunu tespit edip dava açtõ. Rapor aldõklarõ saptanan 74 yeni isim hakkõnda da soruştur- ma başlatõldõ. Soruşturma sonrasõ sahte ra- porla askere gitmeyen 74 kişi hakkõnda da dava açõlacak. Sanõklar, sahte rapor temini sõ- rasõnda yeterli kontrolleri yapmamak, görev ihmali ve bu şekilde suç örgütü üyelerinin 1 milyon YTL’ye yakõn haksõz kazanç sağla- malarõna yardõmcõ olmakla suçlanõyor. Sa- nõklarõn, ‘çete’ değil, ‘görevi ihmal’ suçun- dan cezalandõrõlmalarõ istendi. Lüks otelde sahte rapor hazırladı Dava açõlan askeri personel arasõnda, askeri hastanenin baştabibi Albay M.U, görevdeki astsubaylar E.Ş. ve C.K. ile emekli olan döne- min başhekimi Albay M.Ö, emekli olan döne- min Sõhhi Kurul Başkanõ Albay T.K, Sõhhi Kurul Başkanõ emekli Albay Ö.Ö, veri hazõr- lama biriminde görevli sivil memurlar H.D, T.Y, A.A. ile O.K. yer alõyor. İddianameye göre çete lideri Astsubay A.D. iki yõl boyunca kaldõğõ ve lüks bir yaşam sürdüğü Radisson Otel’de sahte çürük raporlarõnõ hazõrladõ. TSK’de ‘sahte çürük raporu’ operasyonu ‘Domino teorisi incelenmeli’ WASHINGTON (ANKA) - Was- hington Post’un tanınmış yazarı David Ignatius, ABD’nin yeni başkanı Ba- rack Obama ve ekibini Türkiye’nin bölgeye ilişkin “domino teorisini” dikkatle incelemeye çağırdı. David Ignatius, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’ın Dış Poli- tika Başdanışmanı Ahmet Da- vutoğlu ile yaptığı söyleşiyi de- ğerlendirdiği “Türkiye’nin Domino Teorisi” başlıklı kö- şe yazısında Davutoğlu’nun, Ortadoğu bölgesinin çeşitli ülkelerinde önümüzdeki dö- nemde yapılacak kritik seçim- lere dikkat çekerek bölgenin önündeki siyasi seçenekleri “bir domino sırası”na benzettiğini kaydetti. Davutoğlu’nun, böl- gede İsrail ile Suriye arasındaki “başarılı aracılık” gibi “hassas diplomatik” girişimleri yönettiği- ne işaret eden Ignatius, “Davu- toğlu’nun domino teorisi, Ortado- ğu stratejisi değerlendirilirken, Barack Oba- ma’nın ekibince dikkatli bir biçimde ince- lenmesini hak ediyor” yorumunu yaptı. Obama’nın başkanlığını etkileyecek Sloganının “Sınırlarımızda sıfır sorun” ol- duğu belirtilen Davutoğlu’nun değerlendir- melerinin “ilginç” yönünün, bölgede bir dizi se- çimleri içermesini belirten Ignatius, bu çerçe- vede Davutoğlu’nun, “Dünya toplumunun, bu seçimlerin önemli olduğunu ve Obama’nın başkanlığını etkileyeceğini anlamasını istiyoruz” dediğini aktardı. Ignatius, Davutoğlu’nun üze- rinde durduğu seçimleri de, Filistin’de 9 Ocak’taki başkanlık seçimi, İsrail’de 10 Şu- bat’taki genel seçimler, Irak’ta 31 Ocak’taki ye- rel seçimler, Lübnan’da nisanda yapılacak parlamento seçimleri ile İran’da hazirandaki cumhurbaşkanlığı seçimi olarak sıraladı. Washington Post’taki yazıda AKP hükü- metinin, bölgesel diplomasiye yaptığı vurgunun herkesi memnun etmediğine dikkat çekilirken Erdoğan’ın, hâlâ AB üyeliğine resmen bağlı ol- makla birlikte fiilen AB hedefini terk etmekte olduğu eleştirilerine de yer verildi. ‘MÜSLÜMAN VE TÜRK’ÜM’ Gül’den etnik köken açıklaması Adana’daki mi- tingde sıksık “Maraş’ı unut- ma, unutturma”, “Sıvas’ın ışığı sönmeyecek”, “Eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz”, “AKP’nin kom- plosu tutmaya- cak”, “Arşivler açılsın, katiller yargılansın” slo- ganları atıldı. İki koldan yürüyüşe geçen binlerce göstericiye, çev- redeki yurttaşlar da destek verdi. 4’Ü ALBAY 10 KİŞİYE DAVA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle