Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Kampanya her şeyden önce toplumu ve dev-
let kurumlarını böldü. En tepeden başlamak ge-
rekirse Cumhurbaşkanı’yla Başbakan karşı kar-
şıya geldi. Gül konuya şu bakışla girdi:
“Her türlü konu konuşulabilmeli, her türlü gö-
rüş açıkça tartışılmalı.”
Bu sözler doğal olarak, devletin en tepesi böy-
le bir tartışmayı olağan ve yararlı buluyor, şek-
linde yorumlandı.
Buna karşılık Başbakan başka telden çaldı:
“Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş ola-
caklar ki, özür diliyorlar. Türkiye’nin böyle bir so-
runu yok.”
Gül’le Erdoğan, ekonomiye bakışta da ben-
zer bir farklılık gösterdiler. Ankara kulislerinde
AKP’nin ilk iki ismi arasındaki zıtlaşmanın siya-
sal zemini olduğu da konuşuluyor!
Bu ayrı yazı konusu...
Türkiye’de devlet çarkını ayakta tutan ku-
rumların başında Dışişleri gelir...di!
Ne yazık son tartışma buradaki erozyonu da
açığa çıkardı. Dışişleri’nin görevini büyük bir cid-
diyet ve devlet sorumluluğuyla yapan eleman-
ları alınmasınlar ama, şu benzetmemiz bir ger-
çek:
Fiili Dışişleri Bakanı Gül’dür!
Bunun doğal sonucu olarak Dışişleri’nin ilk
açıklaması da Gül’e paraleldi. Sözcü Burak Özü-
gergin şöyle dedi:
“Ne tarafımızdan bir yönlendirme olmuştur ne
de bir tepki vermeyi doğru buluyoruz. Türkiye’de
her konu rahatlıkla konuşulabilmeli.”
Dışişleri’nin 60’a yakın emekli büyükelçisi, Er-
meni terör örgütünün saldırıları sonucu şehit düş-
müş arkadaşlarını da selamlayarak kampanya-
ya tepki gösteriyor, Dışişleri “Biz bunun dışın-
dayız” diyor.
Tepkiler artınca Özügergin ikinci bir açıklama
yapmak durumunda kaldı:
“Şehitlerimize sahip çıkıyoruz. Bizim Ermeni id-
dialarıyla ilgili görüşlerimiz bellidir. Bu kapsam-
da bir grupça başlatılmak istenen özür dileme
kampanyasını yanlış bir girişim olarak görüyoruz.”
Aydınlar, kurumlar, siyasi partiler arasındaki gö-
rüş ve yaklaşım farklılıkları bir yana, salt yuka-
rıda aktardığımız devlet sendelemesi bile içinde
bulunduğumuz durumun ne kadar vahim oldu-
ğunu ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı devletin en tepesindeki kişi
olarak, öncelikle iç barışı ve Türkiye’nin gele-
neksel görüşlerini temsil etmeyecek de neyi tem-
sil edecek?..
Dışişleri Bakanlığı’nın adını şöyle mi değiştir-
meli:
Türkiye’nin Dışındaki İşler Bakanlığı!
Bu görünümdeki bir ülkeye karşıdan bakan
şöyle düşünmez mi:
Adamların kendi içinde bile görüş birliği yok,
kendi tarihleriyle ilgili saldırılara bile göğüs ge-
recek ortak bakışa sahip değiller. Uluslararası hu-
kuk açısından özür dilemenin ne anlama gele-
ceğini, nasıl sonuçlar doğuracağını bile bilmi-
yorlar. O zaman yükle neyi yükleyebilirsen!
Her tarafı özürlü bu tartışmayı sağlıklı zemine
çekebilecek tek şey var:
Bilgi...
Uğur Mumcu’nun dilimize yerleştirdiği “Bilgi
sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözünü se-
lamlayıp şu dilekte bulunalım:
Özürlü tartışmalar herkesi, tarihimizi daha iyi
öğrenmeye itsin!
Doğru bilginin ilk aydınlattığı şey, aydın iki-
yüzlülüğüdür!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 22 ARALIK 2008 PAZARTESİCUMHURİYET
14 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 9
Edirne B 7
Kocaeli Y 9
Çanakkale Y 9
İzmir Y 11
Manisa Y 11
Aydın Y 10
Denizli Y 11
Zonguldak Y 10
Sinop Y 6
Samsun Y 13
Trabzon B 12
Giresun Y 12
Ankara Y 6
Eskişehir KY 5
Konya KY 7
Sıvas KY 0
Antalya Y 15
Adana Y 15
Mersin Y 15
Diyarbakır Y 7
Şanlıurfa Y 9
Mardin Y 10
Siirt Y 7
Hakkâri KY 1
Van KY 2
Kars B - 4
Oslo K 4
Helsinki K 4
Stockholm KY 5
Londra PB 9
Amsterdam Y 9
Brüksel Y 10
Paris Y 9
Bonn Y 8
Münih Y 7
Berlin Y 8
Budapeşte Y 6
Madrid PB 16
Viyana KY 5
Belgrad Y 5
Soyfa Y 7
Roma PB 15
Atina Y 13
Zürih KY 5
Moskova B - 2
Aşkabat PB 6
Astana B - 8
Taşkent B 0
Bakû B 6
Bişkek K 1
Tiflis B 2
Kahire 4 21
Şam PB 19
Yurt geneli parçalı
çok bulutlu, Doğu
Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun kuzey-
doğusu ile Edirne ve
Kırklareli çevreleri
dışında tüm yurt ya-
ğışlı geçecek. Hava
sıcaklığı: Yarın tüm
yurtta 2 ila 4 derece
azalacak.
Sağduyu
ve Akıl...
C
Türkiye’nin var olu-
şunu tehdit eden bu
siyasetler, ülkede mil-
liyetçiliği tahrik et-
mektedir.
Anadolu’nun Ulusal
Kurtuluş Savaşı ve
1923 Devrimi’yle ka-
zandıklarını elden çı-
karmaya niyeti oldu-
ğunu hiç sanmıyoruz.
İç ve dış ortaklaşa
bir yaklaşımla Türki-
ye’yi çökerteceklerini
sananlar, aldanıyor-
lar.
‘Meşru müdafaa’ya
zorlandığı zaman Ana-
dolu halkının savunma
güdülenmesinde nasıl
birleşebildiğini vak-
tiyle yaşayarak öğren-
miş bulunuyoruz.
Bugün emperyaliz-
min ‘Ilõmlõ İslam Dev-
leti Projesi’ne bel bağ-
layarak oluşturulan
iktidar ortamında ala-
bildiğine fütursuzluk-
la Türkiye’nin var olu-
şuna saldıranların ya-
rın pişman olmaları
işten değildir.
Bu nedenle şimdi-
den daha makul, den-
geli, ılımlı bir tutumu
berimsemelerinde, yal-
nız ülke ve halk değil,
kendileri hesabına da
yararlar bulunduğu
açıktır.
Baştarafı 1. Sayfada
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Diplomaside “ça-
tışma” sözcüğünün “savaş”õn yerini al-
dõğõ, ancak dünyanõn 40 bölgesindeki sa-
vaş ve silahlõ çatõşmalarõn diplomatik dil-
deki bu tür oyunlara rağmen varlõğõnõ
“yoğunlaşarak” koruduğu bir kez da-
ha ortaya çõktõ. Hamburg Üniversitesi
bünyesindeki “Savaş Nedenlerini Araş-
tırma Grubu” (AKUF) tarafõndan ha-
zõrlanan yeni bir rapor, savaş ve silahlõ
çatõşmalarõn gezegenimizin sadece yok-
sul güneyinde yayõlmõş olduğunu gös-
teriyor. “Savaş yayı”nõn adeta merke-
zinde Türkiye ve onun yakõn çevresi sa-
yõlan Ortadoğu da bulunuyor.
Savaş ve silahlõ çatõşmalarõn Asya, Or-
tadoğu, Afrika ve Güney Amerika’da
yerleşiklik kazanmasõ ile bu bölgelerin
dünya GSMH’si içindeki düşük payla-
rõ arasõndaki paralellik de AKUF Ra-
poru’ndan çõkarõlabilecek sonuçlar ara-
sõnda yer alõyor. Ani savaşõn yoksullukla
atbaşõ gittiği, yeni raporun verdiği re-
simden kolayca çõkarõlabiliyor.
‘Çok daha yoğun biçimde...’
AKUF, yõllardõr dünyadaki sõcak ça-
tõşma ve savaşlarõ araştõrõyor. Hafta
içinde kamuoyuna sunulan bu yõlki ra-
porla, dünyadaki savaş sayõsõnõn geçen
yõldan 2 adet daha az olduğunun ortaya
çõktõğõnõ belirten AKUF Sözcüsü Wolf-
gang Schreiber yaptõğõ açõklamada,
“Bu rakam 1993’ten bu yana en dü-
şük düzeyi ifade ediyor. Ancak bu ge-
lişme, sınırsız bir olumluluk olarak gö-
rülemez” görüşünü dile getirdi. AKUF
Sözcüsü, Gürcistan ile Rusya arasõnda
ağustos ayõnda aniden patlak veren sa-
vaşõn yanõ sõra Afganistan’õ da örnek
göstererek “mevcut savaşların önceki
yıllara göre, çok daha yoğun bir bi-
çimde sürdürüldüğünün” altõnõ çizdi.
Hamburg Üniversitesi’ne bağlõ bu
araştõrma kurumu, “Türkiye’deki
savaş”õn, özerklik ve ayrõlõkçõ sa-
vaşlar kategorisinde yer aldõğõnõ sa-
vunuyor. AKUF Raporu’nun kate-
gorik belirlemelerine göre “Türki-
ye’deki savaşta henüz yabancı par-
mağı bulunmuyor”, ancak Kürt so-
runu çerçevesinde bir özerklik ve ay-
rõlõkçõlõk hedefi güdülüyor.
Afganistan, Pakistan, Hindistan
Rapordaki harita ve tablolarda, sõcak
çatõşmalarla savaşlarõn en yoğun ya-
şandõğõ bölgenin Afganistan, Pakistan ve
Hindistan üçgeninden sonra Türkiye’nin
yakõn çevresi olmasõ da, analizin öne çõ-
kardõğõ bir resim.
AKUF, 8 savaşõn sürdüğü Ortadoğu
ve Yakõndoğu bölgesinde, Irak’taki
kanlõ gelişmelerin dõşõnda, henüz han-
gi kategoriye girdiği tam olarak belir-
lenemeyen İran’õ da almõş bulunuyor.
İran da, Türkiye gibi, “Kürdistan” adõ
verilerek etnik bir sorun çerçevesinde
sürdürülen savaşa sahne kabul ediliyor.
Haber Merkezi - 9 Kasõm’da
Ankara’da miting düzenleyen Al-
eviler, bu kez Adana’da toplandõ.
Maraş katliamõnõn 30. yõldönü-
münde olaylarda yaşamõnõ yiti-
renler için bir araya gelen binler-
ce Alevi ‘eşit yurttaşlık’ istemi-
ni bir kez daha dile getirdi.
Türkiye’nin birçok ilinden Ada-
na’ya gelen Aleviler, Alevi Bek-
taşi birliklerince düzenlenen “Ma-
raş katliamını unutmadık, unut-
turmayacağız” mitingine katõldõ.
Emniyet güçlerinin yoğun gü-
venlik önlemi altõnda arama nok-
talarõndan geçirilen eylemcilerle
polisler arasõnda zaman zaman
gerginlik yaşandõ. Mitinge katõ-
lanlarõ ilk olarak Pir Sultan Abdal
Kültür Derneği Genel Başkanõ
Fevzi Gümüş selamladõ. Alevi-
lerin bugüne kadar yakõldõğõnõ, katledildiği-
ni, yok sayõldõğõnõ anlatan Gümüş, “Her şe-
ye karşın örgütlendik, mücadele ediyoruz,
haklarımızı alacağız” dedi. Alevi Bektaşi
Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkız da
“Biz gericiliğe, faşizme geçit vermeyeceğiz.
Türkiye’nin geleceği Alevilerin hakları-
nının tanınmasıyla iyileşecektir” diye ko-
nuştu. Avrupa Alevi Konfederasyonu Genel
Başkanõ Turgut Öker de “Sırt çevirseniz de
mücadelemiz son bulmayacak. Karanlığın
yerini aydınlık alacak” şeklinde konuştu.
Ozanlarõn türkü ve marşlarõ eşliğinde semah
dönen kitle olaysõz şekilde dağõldõ.
‘Katliam 30 yıldır karanlıkta’
Öte yandan Kahramanmaraş’õn Pazarcõk
ilçesi Narlõ beldesi cemevinde düzenlenen an-
ma etkinliğine ise Alevi Kültür Dernekleri ve
Hacõ Bektaşi Vakfõ’nõn gerçekleştirdiği et-
kinliğe Kahramanmaraş, Gaziantep, Mersin,
Adana, Osmaniye, Kayseri, Adõyaman ve İs-
kenderun’dan çok sayõda kişi katõldõ.
İstanbul’da ise Galatasaray’da bir araya ge-
len Özgür Demokratik Alevi Hareketi üye-
leri “Maraş Katliamı dosyası yeniden açıl-
sın” yazõlõ pankartõ açtõ. Grup adõna basõn
açõklamasõ yapan Ergin Doğru, Maraş Kat-
liamõ’nõn üzerinden 30 yõl geçmesine karşõn
karanlõkta kalmaya devam ettiğini belirtti.
Doğru, “Yargılama sonucunda, 7 kişi mü-
ebbete, 29 kişi ise idama mahkum edil-
miştir. Daha sonra affa uğrayarak serbest
kalan katiller sürüsünden Ökkeş Kenger
gibi isimler sistem tarafından mükafat-
landırılarak milletvekili yapılmıştır” dedi.
Aleviler Maraş’ı unutmadı
Maraş katliamõnõn 30. yõldönümünde düzenlenen anma etkinliklerinde AKP
hükümetini eleştiren Aleviler eşit yurttaşlõk istemlerini yeniden dile getirdiler
İhalesiz alınan Samsun-Ceyhan hattının devlete geri verilip verilmeyeceği belirsiz
Çalõk’a TPAO piyangosu
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn damadõnõn
genel müdür olduğu Çalõk Gru-
bu’na Bakanlar Kurulu tarafõn-
dan ihalesiz olarak verilen Samsun-
Ceyhan petrol boru hattõnõn aslõn-
da Türkiye Petrolleri Anonim Or-
taklõğõ’nõn (TPAO) projesi olduğu
ortaya çõktõ. Boru hattõnõn Çalõk ta-
rafõndan işletildikten sonra devle-
te geri verilip verilmeyeceğinin bi-
le belli olmadõğõ anlaşõldõ.
Basõna kapalõ yapõlan 12 Kasõm
2008 tarihli TBMM KİT Komis-
yonu TPAO toplantõsõnõn tuta-
naklarõna göre, Yüksek Denetle-
me Kurulu, “TPAO’nun Sam-
sun-Ceyhan boru hattı yapı-
mını üstlenen Çalık Enerji ile
Afganistan’da ortak çalışma-
larda bulunduğu göz önüne alı-
narak, ortaklık için büyük önem
arz eden Samsun-Ceyhan boru
hattı projesine dahil olması için
bakanlık nezdinde girişimlerde
bulunulması”nõ istedi. Bunun
üzerine söz alan TPAO Genel
Müdürü Mehmet Uysal, şöyle
konuştu: “ENI ve Çalık Ener-
ji’yle TPAO’nun Samsun-Cey-
han boru hattına dahil olması
konusunda girişimlerimiz ol-
du. Ancak buradan verebilece-
ğimiz petrolümüz olmadığı için
ENI bu talebimizi değerlendir-
meye almayacağını bildirdi. Ba-
kanlık açısından da zaten Sam-
sun-Ceyhan projesi TPAO’nun
projesidir. Fikir bizim şirketi-
mizde doğmuştur, şirketimizde
şekillenmiştir.”
‘Devret kısmını bilmiyorum’
Komisyon tutanaklarõna göre,
AKP Manisa Milletvekili Recai
Berber’in “Samsun-Ceyhan bo-
ru hattı Çalık ve ENI tarafından
yapıldıktan sonra BOTAŞ’a mı
devredilecek? TPAO’nun bu-
rada ne ilgisi var” sorusuna Uy-
sal, “Boru hattı Türkiye Cum-
huriyeti’ne aittir. Çalık Grubu
bu boru hattının yapımını üst-
lenmiştir. Yapımı karşısında
belli bir dönem işletmesini de ya-
pacaktır...” karşõlõğõnõ verdi.
Bunun üzerine Komisyon Baş-
kanõ AKP’li Ünal Kaçır, “Yap-iş-
let-devret modeli mi?” diye ara-
ya girdi. Uysal soruya, “Yap-işlet
kısmını biliyorum. Devret kıs-
mını bilmiyorum” yanõtõnõ verdi.
Türkiye savaşlarõn ortasõnda
Savaş ve silahlõ çatõşmalar, dünyanõn yalnõzca yoksul bölgelerinde artarak devam ediyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül, CHP İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’õn iddia-
larõnõn ardõndan etnik kökeni “Müslü-
man ve Türk” olarak açõkladõ.
Gül, Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merke-
zi aracõlõğõ ile şu açõklamayõ yaptõ:
“Tüm vatandaşlarım hiçbir ayrıma
tabi tutulmaksızın birbirine eşittir.
Kimsenin kimseye bir üstünlüğü ke-
sinlikle yoktur. Herkesin aynı hak ve
hukuka sahip olmaları anayasal te-
minat altındadır. Bu anlayış düzeyine
ulaşmış ülkemizle gurur duyuyorum.
Gerek Cumhurbaşkanlığına seçilişim
sürecinde çok planlı olarak ve gerek-
se son birkaç gündür bazılarının
açıkça, bazılarının sinsi bir şekilde
yaymaya çalıştığı bir yalanı düzelt-
mek ve hakikat adına tarihe not bı-
rakmak için ailemle ilgili aziz milleti-
mi bilgilendirmek mecburiyeti hisset-
tim. Şöyle ki, Kayseri’nin yerlisi olan
annem tarafından Satoğlu, babam ta-
rafından Gül (Gülükimamı) sülalele-
rinden gelen ailemizin yüzyıllara uza-
nan kayıtlı geçmişi Müslüman ve
Türk’tür. Buna ailemizin geçmişten
günümüze titizlikle işlenen soy ağacı-
mız, mevcut resmi nüfus kütükleri ve
Kayserili hemşehrilerim şahittir.”
Arıtman: Etnik kimliğini sormadım
Arõtman ise partisinin 14. olağanüstü ku-
rultayõnda gazetecilerin Gül’ün açõkla-
masõnõ anõmsatmasõ üzerine etnik kö-
kenlerin onur duyulmasõ gereken bir
özellik olduğunu ifade etti. Özellikle
kamu görevi yapanlar açõsõndan hiçbir
ayrõmcõlõk yapmadan görevlerin yerine
getirilmesi gerektiğini dile getiren
Arõtman, “Ben Cumhurbaşka-
nı’ndan etnik kimliğini açıklamasını
istemedim. Ben Cumhurbaşka-
nı’ndan yemin ettiği anayasayla ona
verilmiş görevi, yani Türkiye Cum-
huriyeti Devleti’ni ve milletini koru-
ma, kollama görevini yerine getir-
mesini istiyorum. Ben Cumhurbaş-
kanı’nı göreve davet ettim” dedi.
Haber Merkezi - DTP eski lideri Nurettin
Demirtaş’õn da yargõlandõğõ ‘sahte çürük’
raporu soruşturmasõnõ derinleştiren Hava
Kuvvetleri Askeri Savcõlõğõ 4’ü albay 10 ki-
şiye daha dava açtõ.
Akşam gazetesinin haberine göre, ilk dava-
nõn ardõndan soruşturmayõ derinleştiren aske-
ri savcõlõk, çarpõcõ bağlantõlar ortaya çõkardõ.
Etimesgut Askeri Hava Hastanesi’nde 2004-
2006 arasõ verilen raporlarla ilgili inceleme
yapan savcõlõk 4’ü albay 10 kişinin sorumlu-
luğunu tespit edip dava açtõ. Rapor aldõklarõ
saptanan 74 yeni isim hakkõnda da soruştur-
ma başlatõldõ. Soruşturma sonrasõ sahte ra-
porla askere gitmeyen 74 kişi hakkõnda da
dava açõlacak. Sanõklar, sahte rapor temini sõ-
rasõnda yeterli kontrolleri yapmamak, görev
ihmali ve bu şekilde suç örgütü üyelerinin 1
milyon YTL’ye yakõn haksõz kazanç sağla-
malarõna yardõmcõ olmakla suçlanõyor. Sa-
nõklarõn, ‘çete’ değil, ‘görevi ihmal’ suçun-
dan cezalandõrõlmalarõ istendi.
Lüks otelde sahte rapor hazırladı
Dava açõlan askeri personel arasõnda, askeri
hastanenin baştabibi Albay M.U, görevdeki
astsubaylar E.Ş. ve C.K. ile emekli olan döne-
min başhekimi Albay M.Ö, emekli olan döne-
min Sõhhi Kurul Başkanõ Albay T.K, Sõhhi
Kurul Başkanõ emekli Albay Ö.Ö, veri hazõr-
lama biriminde görevli sivil memurlar H.D,
T.Y, A.A. ile O.K. yer alõyor. İddianameye
göre çete lideri Astsubay A.D. iki yõl boyunca
kaldõğõ ve lüks bir yaşam sürdüğü Radisson
Otel’de sahte çürük raporlarõnõ hazõrladõ.
TSK’de ‘sahte çürük
raporu’ operasyonu
‘Domino teorisi incelenmeli’
WASHINGTON (ANKA) - Was-
hington Post’un tanınmış yazarı David
Ignatius, ABD’nin yeni başkanı Ba-
rack Obama ve ekibini Türkiye’nin
bölgeye ilişkin “domino teorisini”
dikkatle incelemeye çağırdı.
David Ignatius, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’ın Dış Poli-
tika Başdanışmanı Ahmet Da-
vutoğlu ile yaptığı söyleşiyi de-
ğerlendirdiği “Türkiye’nin
Domino Teorisi” başlıklı kö-
şe yazısında Davutoğlu’nun,
Ortadoğu bölgesinin çeşitli
ülkelerinde önümüzdeki dö-
nemde yapılacak kritik seçim-
lere dikkat çekerek bölgenin
önündeki siyasi seçenekleri “bir
domino sırası”na benzettiğini
kaydetti. Davutoğlu’nun, böl-
gede İsrail ile Suriye arasındaki
“başarılı aracılık” gibi “hassas
diplomatik” girişimleri yönettiği-
ne işaret eden Ignatius, “Davu-
toğlu’nun domino teorisi, Ortado-
ğu stratejisi değerlendirilirken, Barack Oba-
ma’nın ekibince dikkatli bir biçimde ince-
lenmesini hak ediyor” yorumunu yaptı.
Obama’nın başkanlığını etkileyecek
Sloganının “Sınırlarımızda sıfır sorun” ol-
duğu belirtilen Davutoğlu’nun değerlendir-
melerinin “ilginç” yönünün, bölgede bir dizi se-
çimleri içermesini belirten Ignatius, bu çerçe-
vede Davutoğlu’nun, “Dünya toplumunun, bu
seçimlerin önemli olduğunu ve Obama’nın
başkanlığını etkileyeceğini anlamasını istiyoruz”
dediğini aktardı. Ignatius, Davutoğlu’nun üze-
rinde durduğu seçimleri de, Filistin’de 9
Ocak’taki başkanlık seçimi, İsrail’de 10 Şu-
bat’taki genel seçimler, Irak’ta 31 Ocak’taki ye-
rel seçimler, Lübnan’da nisanda yapılacak
parlamento seçimleri ile İran’da hazirandaki
cumhurbaşkanlığı seçimi olarak sıraladı.
Washington Post’taki yazıda AKP hükü-
metinin, bölgesel diplomasiye yaptığı vurgunun
herkesi memnun etmediğine dikkat çekilirken
Erdoğan’ın, hâlâ AB üyeliğine resmen bağlı ol-
makla birlikte fiilen AB hedefini terk etmekte
olduğu eleştirilerine de yer verildi.
‘MÜSLÜMAN VE TÜRK’ÜM’
Gül’den
etnik köken
açıklaması
Adana’daki mi-
tingde sıksık
“Maraş’ı unut-
ma, unutturma”,
“Sıvas’ın ışığı
sönmeyecek”,
“Eşit yurttaşlık
hakkı istiyoruz”,
“AKP’nin kom-
plosu tutmaya-
cak”, “Arşivler
açılsın, katiller
yargılansın” slo-
ganları atıldı. İki
koldan yürüyüşe
geçen binlerce
göstericiye, çev-
redeki yurttaşlar
da destek verdi.
4’Ü ALBAY 10 KİŞİYE DAVA