Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
14 ARALIK 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
YORUM
ÖZTİN AKGÜÇ
Kürt Sorunu mu
Emperyalizmin Oyunu mu?
Açıkçası meşrebi belli, kimlerin sözcülüğünü
yaptığı bilinen, kamuoyunda etkisinin artması
için şişirilmiş kazip şöhretlerin yorumlarını, tar-
tışmalarını okumaktan, dinlemekten çok; sade va-
tandaşın yorumuna, değerlendirmelerine daha faz-
la önem veririm. Olanak ölçüsünde bire bir, yüz
yüze görüşmelerle onların çeşitli konularda gö-
rüşlerini öğrenmeye çalışırım.
Geçenlerde bir sürücü ile konuşuyordum. Sü-
rücü kendisinin Kürt kökenli olduğunu söylüyor;
konunun PKK tartışmasına dönüşmemesi için de
hemen “Kürt kökenliyim ama PKK sempatizanı de-
ğilim” diye ekliyordu. Kafamı kurcalayan bir so-
ruyu sordum. “Kürt ya da Kürt kökenli olarak ken-
dilerini nitelendiren topluluk veya topluluklar, he-
men tüm Ortadoğu’ya dağılmış durumda; ancak
Kürt sorunu diye eylemler yalnız ülkemizde yapı-
lıyor. Gerçekte Kürt sorunu varsa, bunun yalnız Tür-
kiye’yi hedef almaması, tüm Ortadoğu’yu ilgilen-
dirmesi gerekmez mi? Halbuki diğer ülkelerde
PKK’nin ya da yan kuruluşlarının Türkiye’de olduğu
kadar kapsamlı terör eylemlerine giriştiklerini gör-
müyoruz. Kürt sorunu -eğer varsa- yalnız Türki-
ye’nin sorunu olarak mı algılanmalı?”
Sürücü arkadaş, PKK’yi Kürtlerin bir örgütlen-
mesi olarak değil, uluslararası bir örgütlenme ola-
rak görüyor; PKK’yi Kürt kökenlerinden soyutlu-
yor ve şu örneği veriyordu. Oğlu askerliğini ya-
parken PKK’liler ile çarpışmaya girişmiş; öldürü-
len PKK’lilerin arasında sünnetsiz olanlar varmış.
“Ermeniler dahil, farklı ülkelerin vatandaşları, Kürt
kökenli olanların dışında da PKK’ye destek verenler
var” diyor. Kürt sorunu diye ileri sürülen olaylara,
Kürt kökenli olanların dışındakilerin de karışma-
sı, desteklenmesi kafada bazı sorular doğuruyor.
Salt insancıl sorun olarak bazı idealistler (!), insan
hakları savunucuları (!) PKK’ye destek veriyorsa,
teröre katılıyorsa, bu kişilerin “Irak’ta, Filistin’de,
Afganistan’da yaşanan olaylar karşısında nere-
desiniz?” sorusuna da cevap vermeleri gerekiyor.
PKK, sadece Türkiye’den dağa çıkanlardan oluş-
muyorsa, PKK, uluslararası bir örgüt niteliğinde ise,
Türkiye af çıkarsın önerisinin amacını iyi niyete bağ-
lamak da zorlaşıyor.
Diğer bir soru, PKK silahları nereden alıyor, na-
sıl finanse ediyor? Herhalde Kandil Dağı silah en-
düstrisinin merkezi değil; PKK uluslararası bir ör-
güt niteliğini alıyorsa, destekçileri de diğer dev-
letler demektir. Silahları kimlerin ürettiği, kimlerin
finansman desteği verdiği ve vereceği de belli.
PKK, eroin kaçakçılığı ile finansman gereksi-
nimlerini karşılıyor ya da Kürt kökenli vatandaş-
ların maddi destekleri ile silahlanıyor savı, kan-
dırmaca, insanları budala yerine koymak gibi ge-
liyor.
Kürt kökenli vatandaşlarımızın en az bir bölü-
mü de PKK’nin ardında emperyalist güçlerin ol-
duğunu, PKK’yi bir tehdit aracı olarak kullandık-
larını biliyor. Olayın garip tarafı, sorunu bizim kun-
dakçılar ile işbirliği yaparak çözmeye kalkışmamız.
PKK gerçekten uluslararası bir örgüt mü? Kürt kö-
kenlilerin dışında da en azından destekçisi, görev
alanı, teröristi yok mu? Zaman zaman yabancı
medyada bu grup için “rebel” (asi), başkaldıran
sözcükleri de kullanılıyor. Bir ülkenin vatandaşları
ayaklanırsa, belki asi, başkaldıran sözcüğünün kul-
lanılması doğru olur. Irak, Suriye, İran, Ermenis-
tan hatta Batılı ülkeler vatandaşlarının Türkiye
Cumhuriyeti’ne karşı başkaldırısından, ayrılıkçı ol-
malarından söz edilebilir mi?
PKK, yalnız Türkiye’den dağa çıkanların bir ör-
gütü değil ki, Güneydoğu’da alınacak önlemler-
le sorun çözülsün. Türkiye kuşkusuz Doğu ve Gü-
neydoğu’nun kalkınması için özel plan ve prog-
ramlar uygulamalı, bu bölgelerin gönenç (refah) dü-
zeyini yükseltmeye çalışmalıdır. İstanbul, Ankara
başta olmak üzere israf edilen milyarlar, bu böl-
genin kalkınmasına ayrılabilir. Ancak sorunun
çözümü için, PKK’nin arkasında kimlerin olduğunu,
kimlerin destek verdiğini, PKK’nin asıl işlevini gör-
mek gerekir.
Dersim, Şeyh Sait isyanlarının ardında o dö-
nemin emperyalist gücü İngiltere vardı. Şimdi şu
soruyu sormamız gerekir: ABD, GOP ya da BOP
planını ne zaman yürürlüğe koydu? PKK’nin bu
plandaki yeri ne? Olaya doğru tanı koymadan çö-
züm bulunamaz. AB ile, Barzani ile görüşmekle
de sorun çözülmez. Belki de sadece emperya-
listlerin oyununa gelinmiş olunur.
Bõçak gibi kesilen satõşlar kampanyalarla bayramda hareketlense de üretici kazançlõ yõllarõ unuttu
Satõş var, kâr yok
MURAT GÜLDEREN
Türkiye’de de etkisini
hõzla hissettirmeye baş-
layan global kriz nede-
niyle sezona indirimlerle
giren tekstil ve hazõr gi-
yim sektöründeki üreti-
ciler, bayram dönemi sa-
tõşlardan memnun olsalar
da kârlõ dönemleri unut-
tuklarõnõ belirtiyorlar.
Markalar arasõ belki de
en büyük rekabetin ya-
şandõğõ bu dönemde pa-
zar ve müşteri kaybet-
memek için neredeyse
zararõna satõş yapan üre-
ticiler 2008’in “kâr yılı
değil ar yılı” olduğunu
vurguluyorlar. Bayram-
larõn değişmez lezzeti tat-
lõ ve şekerleme pazarõnda
da yüzde 20’lik bir düşüş
yaşandõğõnõ belirten sek-
tör temsilcileri krizle bir-
likte tatlõnõn dahi lüks
tüketim yerine kondu-
ğundan yakõnõyorlar. Çe-
şitli sektör temsilcilerinin
aktarõmlarõ şöyle:
Yüzde 30 küçülme
Yemek İstanbul Genel
Müdürü Hüseyin Boz-
dağ: Krizin etkisinin Tür-
kiye’de hissedilmesiyle
birlikte son iki ayda fab-
rikalarõn yüzlerce işçi çõ-
karmasõyla toplu yemek
pazarõ yüzde 30 oranõnda
daraldõ.
Türkiye’de geçen yõl
6.5 milyar dolar olan pa-
zarõn büyüklüğü 5.5 mil-
yara kadar geriledi. Or-
ganik üretime geçmeye
başlamõşken bununla il-
gili tüm çalõşmalarõ da as-
kõya almak zorunda kal-
dõk. Bütçemizi dengede
tutmaya çalõşõyoruz. Ala-
caklarõmõzõ dahi topla-
yamõyoruz.
Tarõm Ürünleri Hubu-
bat Bakliyat İşleme ve
Paketleme Sanayicileri
Derneği Başkanõ Tevfik
Dinçer: Mercimek, kuru
fasülye, nohut, pirinç gi-
bi birçok gõda ürününün
fiyatlarõ düşse de bakliyat
piyasasõnda yaklaşõk yüz-
de 20’lik daralma devam
ediyor. Ürün bazõnda ise
pirinçten nohuta ve ma-
karnaya yüzde 10 ora-
nõnda kaymalar yaşanõ-
yor. Geçen bayrama na-
zaran bu bayramda satõş-
larda yüzde 10’luk azal-
ma yaşadõk.
Baklava ve Tatlõ Ürün-
leri Derneği Başkanõ
Mehmet Yıldırım: Bir
ülkede kriz olup olmadõ-
ğõ tatlõ satõşlarõndan bel-
li olur. En ufak bir kriz-
de insanlar ilk olarak tat-
lõ tüketimini azaltõyor.
Türk insanõ tatlõyõ lüks tü-
ketim gõdasõ olarak gö-
rüyor. Şu an pazarda yüz-
de 20’lik belirgin bir da-
ralma var. Şekerleme sa-
tõşlarõnda da aynõ şekilde
geçmiş yõllara nazaran
yüzde 10’luk bir düşüş
yaşanõyor. Bayramda da
bu etkisini hissettirdi.
Şekerli Mamül Üreti-
cileri Derneği Başkanõ
Şemsi Kopuz: Kriz kor-
kusu nedeniyle her bay-
ramõ ciddi stoklarla kar-
şõlayan şekerciler bu yõl
ellerinde hiç stok tutma-
dõ. Özellikle Anadolu’da
çikolatadan şekere kayma
görülse de bu büyük şe-
hirlerde hissedilmedi. Şe-
kerleme sektörü bu yõl
için mevcut durumunu
korumakla yetindi.
Nuşin Oral: Tüketici temkinli
Alõşveriş Merkezleri ve Pera-
kendeciler Derneği (AMPD)
Yönetim Kurulu Başkanõ Nuşin Oral:
Perakende sektöründe bayram döne-
minde ortalama yüzde 40, hediyelik eş-
yalarda yüzde 35, hazõr giyimde yüz-
de 40, elektronikte ise yüzde 20 artõş
yaşandõ. Ancak neredeyse indirimsiz
bir sezon olmadõğõ için kârdan söz et-
mek mümkün değil. Zaten bizler bu yõ-
lõ kâr yõlõ değil ar yõlõ olarak görüyo-
ruz. Kriz nedeniyle tüketiciler de tem-
kinli hareket edip promosyonlarõ çok
iyi takip etmeye başladõlar.
Metro Cash & Carry Türkiye Ge-
nel Müdürü Hakan Ergin: Gõda dõ-
şõ tüketimde bayramda da sõkõntõlar
devam etti. Özellikle beyaz eşya ve
elektronikte gözle görülür bir sõkõntõ
var. Ancak bu daralmanõn psikolojik
olduğunu düşünüyorum. Net rakam-
lar henüz çõkmasa da gõda alanõnda
çikolatadan şekere, pirinçten makar-
naya bir kayõş görülüyor.
BAYRAM DA KÂR ETMEDİ
Esnaf da satıştan
memnun değil
MAHMUT LICALI
ANKARA - Esnaf bayramda da umdu-
ğunu bulamadõ. Pek çok üründe yüzde
70’lere varan “bayram indirimleri”ne
karşõn yurttaşlar yalnõzca vitrinleri
seyretmekle yetindi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlarõ
Konfederasyonu (TESK) Genel
Başkanõ Bendevi Palandöken,
esnafõn istediği satõşõ elde ede-
mediğini belirterek “Ekono-
mik kriz nedeniyle halk tem-
kinli davranıyor. Para har-
cayan yok, çünkü vatandaşın
parası yok” dedi. Birçok ilde kur-
banlõklar da elde kaldõ. Palandöken, pi-
yasada talep daralmasõnõn yaşandõğõnõ belirterek,
işçi ve memurun alõm gücünün olmamasõ nede-
niyle esnafõn satõş yapamadõğõnõ kaydetti.
Ankara’da yurttaşlarõn bayram alõşverişini
yapmayõ tercih ettiği yerlerin başõnda gelen
Anafartalar Çarşõsõ esnafõ da umduğunu bulamadõ.
Anafartalar Çarşõsõ’nda giyim mağazasõ bulunan
Ramazan Demiral satõş yapamadõklarõnõ kay-
detti. Demiral, “Bayram öncesi insanlar kıya-
fet almaya gelmedi. Tek tük satış yapabildik.
Koskaca dükkân günde tek parça satışla ka-
panır mı?” dedi. Satõşlarda geçen yõla göre yüz-
de 90 oranõnda düşüş yaşandõğõnõ belirten De-
miral, “Her gün zarar ediyoruz. Yeni mal da
alamıyoruz. Durumumuz çok kötü” diye ko-
nuştu.
‘Kurbanlıklar elde kaldı’
Kõrşehir’den Ankara’ya gelen hayvan yetişti-
ricisi Mustafa Torul, fiyatlarõn geçen yõla gö-
re aynõ olmasõna karşõn satõşõn azaldõğõnõ belirt-
ti. “Zaten sattıklarımızdan da bir şey kaza-
namadık. Kazandıklarımız, nakliye ücreti, ça-
dır, yem, bekçi masraflarına gitti” diyen To-
rul, geçen yõl 700 baş hayvan sattõğõnõ, bu yõl 300
baş satõş yaptõğõnõ anlattõ.
Alõşveriş Merkezleri ve Perakendeciler
Derneği Yönetim Kurulu Başkanõ Nuşin Oral,
hiçbir dönemde olmadõğõ kadar indirimin
yaşanan bir yõl geçirdiklerini belirterek “Bayram
döneminde tekstilde ciddi bir hareketlenme yaşandõ.
Ancak kârdan söz etmek mümkün değil” dedi.
Ekonomik kriz, bayramlarõn değişmez ikramõ
baklava, şeker ve çikolata satõşlarõnda da
etkisini gösterdi. Baklava ve Tatlõ Üreticileri
Derneği Başkanõ Mehmet Yõldõrõm, insanlarõn tatlõlarõ
lüks tüketim olarak gördüğünü belirterek pazarda
yüzde 20’lik bir daralma yaşandõğõnõ anlattõ.
Ankara’da da son 2 aydõr piyasada yaşanan
talep daralmasõ karşõsõnda sõkõntõ çeken esnaf
umutlarõnõ bağladõğõ Kurban Bayramõ’nda da
beklediği canlõlõğõ ve satõşõ yakalayamadõ. 9 gün tatil
ve indirimlere karşõn bayramda alõşveriş esnafõn
yüzünü güldürecek boyutta olmadõ.
‘Paketler büyük
olursa kurtarõr’
WASHINGTON (Cumhuriyet) -
Birleşmiş Milletler Kalkõnma Prog-
ramõ Başkanõ Kemal Derviş, krizin,
yakõn zamanlardaki verilere göre ya-
põlan tahminlerden bile kötü oldu-
ğunu, ancak güçlü teşvik paketleri ve
uluslararasõ koordinasyonla çözüm-
lenebileceğini söyledi.
Derviş, Washington’da Amerikan
Gelişme Merkezi adlõ düşünce kuru-
luşunda panelde yaptõğõ konuşmada,
gelişmiş ülkelerdeki yõllõk küçülme-
nin sanõlandan daha kötü olacağõnõn
ortaya çõkmaya başladõğõnõ, geliş-
mekte olan piyasalarda da özel sek-
törde çökmeler meydana geldiğini an-
lattõ. Krizin dünyada insanlarõn acõ
çekmesine, kõzgõnlõğa yol açtõğõna ve
insanlarõn sorumlu aradõğõna işaret
eden Derviş, güvenlik sorunlarõ do-
ğabileceğini vurguladõ. Derviş ön-
lemler konusunda önerilerini ise şöy-
le sõraladõ:
Ekonomiyi canlandõracak teşvik
paketlerinin, dünyada ortalama ül-
kelerin GSYH’sinin yüzde 3’ü dola-
yõnda olmasõ, bu rakamõn ABD’de ise
daha da yüksek belirlenmesi şart.
Teşvik paketlerinin kalitesi de
önemli. Bu paketlerin, uzun vadeli,
verimliliği artõracak ve istihdamõ
yükseltecek önlemleri içermesine
dikkat edilmeli.
Ülkelerdeki krizler birbirleriyle
bağlantõlõ. Devletlerin birlikte iyi ko-
ordinasyon içinde çalõşmalarõ gerekir.
Türkiye gelecek arayanlarõn göç haritasõnda merkez ülkelerden biri haline geldi
İSMMMO Başkanõ Yahya
Arõkan, ekonomik krizlerin
göçü arttõrdõğõna dikkat
çekerek sõğõnmacõlarõn mülteci
olmasõ için Türkiye’de
4-5 yõl beklediklerini ve
bu sürede çoğunlukla kayõt
dõşõ olarak ucuz işgücü olarak
çalõştõrõldõğõnõ
ifade etti.
200 YTL YARDIMI ALAMAYAN DA VAR
İSMMMO Başkanõ Yahya
Arıkan rapordaki değerlen-
dirmesinde, siyasi faktörler
yanõnda ekonomik krizlerin
göçü arttõrõrken suçlarõ da
kamçõladõğõnõ belirtti. Arõkan,
sõğõnmacõlarõn mülteci olma-
sõ için Türkiye’de bekleme sü-
resinin 4-5 yõl olduğuna dikkat çekerek, bu dönemde
Türkiye’de geçici statüde bulunan sõğõnmacõlarõn
çoğunlukla kayõt dõşõ ucuz işgücü olarak çalõştõrõl-
dõğõnõ ifade etti. Arõkan şunlarõ kaydetti:
“Türkiye’ye gelen göçmenler yasal başvu-
rularını yaptıktan sonra Anadolu’da yeni yer-
leşim yerine gönderiliyor. Çalışmaları yasak ol-
masına karşın, İstanbul, Kayseri, Konya gibi
işgücü piyasalarında çalıştırılıyor. Yoksul böl-
gelerde sosyal yardımların önceliği o ilde ya-
şayan fakirlere yöneliyor. BMMYK, düzenli
olmamakla birlikte sığınma başvurusu kabul
edilenlere aylık 200-250 YTL’lik bir yardım
sağlıyor.”
Ekonomi Servisi - İstanbul Ser-
best Muhasebeci Mali Müşavirler
Odasõ (İSMMMO), dünya genelin-
de her yõl 700 bin ile 2 milyon ara-
sõnda insanõn insan tacirlerinin eline
düştüğünü, Türkiye’nin de gelecek ara-
yanlarõn göç haritasõnda merkez ülke-
lerden biri olarak değerlendirildiğini kay-
detti.
İSMMMO’nun, Birleşmiş Milletler
Uluslararasõ Göç Ör-
gütü, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserliği, Emniyet Genel Müdürlüğü,
Dünya Bankasõ ve Ekonomik İşbirliği Kal-
kõnma Örgütü verileri ile ilgili kurum ve ku-
ruluşlarõn yetkililerinin demeçlerinden ya-
rarlanarak hazõrladõğõ “Gelecek Arayanla-
rın Göç Haritası” başlõklõ raporunda, Tür-
kiye’de uluslararasõ göç verilerinin derlen-
mesine ilişkin düzenli bir kayõt bulunmadõ-
ğõ belirtildi.
Raporda, Türkiye’de kasõm sonu itibarõyla
sõğõnmacõ ve 3’üncü bir ülkeye yerleştirilme
kararõ verilen mültecilerin toplam sayõsõ-
nõn 18 bin civarõnda olduğu
kaydedildi. Raporda şu
saptamalar
yer aldõ:
Kayõtsõz
sõğõnmacõ ve
göçmen sayõsõ
400 bin ile 2
milyon kişi
arasõnda tah-
min ediliyor.
Resmi kayõtla-
ra yansõyan
yakalanmalar bile artõş hõzõnõ ortaya koyu-
yor. Buna göre son 13 yõlda Türkiye’ye il-
legal yollarla giriş-çõkõş yaparken veya
Türkiye’de yasadõşõ konumda yakala-
nanlarõn toplam sayõsõ 746 bin 492 kişi.
Sığınma başvurularında
rekor artış
Son yõllarda Türkiye’ye yapõlan sõğõn-
ma başvurularõnda büyük bir artõş meydana
geldi. Kasõm 2008 itibarõyla Türkiye’den sõ-
ğõnma talep eden ve sõğõnma talebi kabul edi-
len toplam 18 bin civarõnda insan var.
Irak’tan kitle göçünün yaşandõğõ Körfez
Savaşõ’ndan bu yana, Iraklõ sõğõnmacõ baş-
vurusunda böyle büyük bir artõş yaşanma-
mõştõ. Bu sayõnõn 2008 sonuna kadar daha da
artacağõ tahmin ediliyor.
Göçmen kaçakçõlõğõ ve insan ticareti ya-
pan suç örgütlerinin talep ettiği ücretler, 500
dolardan başlayõp 5 bin dolara kadar yük-
seliyor. Sõğõnma başvurusu yapan mülteci-
ler ile belli bir noktada yakalanan göçmen-
lerle yapõlan görüşmelerde aynõ yolculuk için
kimilerinin 3 bin 500 dolar verirken kimi-
lerinin 500 dolar ödediği anlaşõlõyor.
Otomotivde
gözler Bush’ta
Ekonomi Servisi - ABD’li üç otomotiv devi
Chrysler, General Motors ve Ford’u
kurtarmak için hazõrlanan paket Senato’da
kabul edilmeyince, gözler ABD Başkanõ
George Bush’a çevrildi. Paketin kabul
edilmesi için uğraşan Demokrat senatörler,
Bush’un harekete geçme zamanõnõn
geldiğini belirtirken Beyaz Saray paketin
reddedilmesinin ardõndan otomotiv
şirketlerinin kurtarõlmasõ için yeni kaynak
arayõşõna girdi. 3 devin kurtarõlmasõ için
her türlü yolu değerlendireceklerini
açõklayan ABD yönetimi banka kurtarma
operasyonlarõ için ayrõlan kaynağõn bir
kõsmõnõ otomotiv sektörüne yardõm için
kullanmayõ düşündüğünü belirtti.
Senato’nun ret kararõnõn ardõndan hayal
kõrõklõğõna uğradõğõnõ dile getiren ABD’nin
yeni seçilen başkanõ Barack Obama da
“Ekonomimizin tümüyle yeniden
canlanması partizan bir mesele
olmamalı” diyerek, mevcut yönetim ve
Kongre’nin otomotiv sektörüne ihtiyacõ
olan geçici desteği vermek için bir yol
bulacağõnõ umut ettiğini söyledi.
Kemal
Derviş
Krizler göçü tetikliyor
Bayram piyasayı hareketlendirse de üretici ve satıcı geçen yılları arıyor.
ABD’DE KURTARMA PAKETİ