Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2008 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Hangisi Daha Sağlıklı?
Karşımdaki kısa boylu dazlak adam, siyah de-
ri ceketini de görüntüye ekleyince, Soğuk Savaş
dönemi Amerikan filmlerindeki Sovyet ajanı ya da
polis veya içişleri bakanlığı yetkilisi izlenimi uyan-
dırıyordu bende.
Zaten Soğuk Savaş’ın göbeğinde, 1968 baha-
rı Varşova’sındaydık.
Herkes gözünü bu ülkeye çevirmişti. Gençlerin
hoşnutsuzluklarını sokak gösterileriyle dile getir-
meleri, Sovyet bloğu ülkeleri için o günlerde alı-
şılan olaylardan değildi.
Ben de, daha otuzuna bile gelmemiş, yeniyet-
me bir köşe yazarı olarak, Paris’ten kalkıp, Var-
şova’ya neler olduğunu öğrenmeye gelmiştim.
Partinin daha ziyade Gomulka kanadına men-
sup bir yöneticisiydi karşımdaki adam ve beni şa-
şırtacak şeyler söylüyordu.
Gençlerin ülkeye ve düzene yabancılaşmaları-
nın en büyük sorun olduğunu, asıl tehlikenin ora-
da düğümlendiğini ileri sürüyor ve gençlik tepki-
sini olumlu bulduğunu belirtiyor, bu gösterileri bir
sağlık alameti olarak görüyordu.
Anılarımda kırk yıl gerilere gitmeme neden
olan gelişme, Yunanistan’ı sarsan son olaylar ol-
du.
Yunanistan’daki olaylar anarşist gruba mensup
16 yaşındaki Grigoropulos’un polisin ihtar ate-
şinde seken bir kurşunla öldürülmesi ile patlak ver-
di ve bir türlü yatışmıyor, sokak göstericilerinin yaş
ortalamaları ise, bazı hallerde 14–15’e kadar
düşüyor.
Şu anda ellisi Atina’da olmak üzere, ülkede 100
lise bu çocukların işgali altında, Atina Teknik Üni-
versitesi, Hukuk Fakültesi, Teknik Yüksek Oku-
lu da öğrencilerin işgalinde. Gösteriler Karamanlis
iktidarını tehdit ediyor artık.
Doğrusu polisin ikide bir adam dövdüğü vur de-
yince değilse bile, dur deyince öldürdüğü, kim-
lik sormaya kalkanın beynini patlattığı, işkence-
den adam öldürmesinin umuru adiyeden sayıldı-
ğı, insanların en çok mafyanın mı, yoksa adli tıb-
bın mı eline düşmekten korktuğunun sorgulandığı
Türkiye gibi bir ülkede, komşusunda bir çocuğun
bir gösteri sırasında, gerçekten kazara öldürülmesi
üzerine bu kadar olay çıkmasının kamuoyu tara-
fından anlaşılması güç. Bu anlama güçlüğü aynı
zamanda ülkedeki sağlıksızlığın da bir gösterge-
si.
Ancak biraz daha yakından bakınca, işin deği-
şik yanı görünüyor. Nitekim Sami Kohen, dün-
kü yazısında “Grigolopulos’un öldürülmesiyle, Yu-
nan toplumunda, hükümete, devlete ve siyasete
karşı biriken öfke ve infialin birdenbire boşalıver-
diğini” söylüyor.
Bu “öfke ve infialin” nedenlerini ise bir başka de-
ğerli dış politika yazarı, Ferai Tınç Yunanlı bir si-
yasetçi arkadaşına atfen, gençlerin gelecek umu-
du olmamasına, ebeveynlerine oranla koşulları-
nın çok daha kötü olmasına bağlıyor.
Yaşam koşullarının kötülüğü, siyasetçilerin be-
ceriksizliği, yolsuzluklar, rüşvetler ve skandalla-
rın siyasete ve kiliseye olan güveni sarstığını yi-
ne oralı insanların gözlemlerine dayanarak, aktaran
Ferai Tınç’ı okurken, kafamda bir sorunun çen-
gel işareti şekillenmeye başladı.
Gelir dağılımı bozukluğuysa, bizde daniskası var,
genç işsizliğiyse, bizde Yunanistan’dan fazla, di-
ni kuruluşlarının adının karıştığı lüpleme, hüpleme,
söğüşleme, dızdızlama ve ırza tasaddi ise biz-
dekiler komşuyu yaya bırakır, ekonomik kriz ise,
bize hem de vurdumduymazlıkla katmerlenerek
çöreklenmekte. Ana muhalefetin zekâ, yaratıcılık
ve politika üretme yoksunluğundan çarşafa do-
landığı, iktidarın da, yoksulluğa karşı insanlara ze-
hirli kömür dağıtmaya sığınmış bir çaresizlik için-
de olduğu bir ülkede, siyasete de, din bezirgân-
larına da, güvenin taban değil, dip yapmış olma-
sı ve kokuşmuşluğun her yanı sardığı bu ülkede,
tepkinin ayyuka çıkması gerekirken, inanılmaz bir
sükûnet hüküm sürüyor.
Doğrusu, ülkelerindeki kaostan telaşa düşen Yu-
nanlı meslektaşlarımdan çok daha fazla ben
kendi ülkemdeki sahte ahenk ve inanılmaz tep-
kisizlik karşısında telaşlanıyorum ve bu her türlü
hayat belirtisinin yitimi anlamını taşıyan tepkisiz-
lik karşısında kendi kendime soruyorum:
“Acaba hangisi daha sağlıklı, komşudaki tepki-
den doğan kaos mu, bizdeki tepkisizlikten doğan
ölü toprağı durumu mu?”
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
MAHMUT LICALI
ANKARA - Eğitim-İş Genel Baş-
kanõ Yüksel Adıbelli, Güneydoğu
ve Doğu Anadolu bölgelerinde her yõl
göreve yeni başlayan 3-4 öğretmenin
soba zehirlenmesi nedeniyle yaşamõ-
nõ yitirdiğine dikkat çekerek “AKP se-
çim yatırımı olsun diye büyük kent-
lerde niteliksiz kömür dağıtmak
yerine, bölgede çalışanlara gerekli
ödeneği acilen sağlamalıdır” dedi.
Yüksel Adõbelli, “Güneydoğu ve
Doğu Anadolu Bölge Toplantıları”
kapsamõnda bölgede yaşanan eğitim
sorunlarõna ilişkin gözlem ve sapta-
malarõnõ gazetemize anlattõ. Adõbelli,
her iki bölgede de iklim koşullarõnõn
yanõ sõra güvenlik sorunlarõnõn da
uzun yõllar birçok hizmetin aksama-
sõna, söz konusu bölgelerin “mahru-
miyet bölgesi” olarak anõlmasõna yol
açtõğõnõ kaydetti. Güneydoğu ve Do-
ğu Anadolu bölgelerinde genellikle gö-
reve yeni başlayan genç öğretmenle-
rin çalõştõğõna dikkat çeken Adõbelli,
öğretmenlerin yetersiz lojman odala-
rõndan 6-7 kişiyle birlikte barõnmak zo-
runda kaldõğõnõ kaydetti. Her yõl bü-
yük kentlerden gelen ve sobayla ilk
kez karşõlaşan genç öğretmenlerden 3-
4 tanesinin soba zehirlenmesi nede-
niyle yaşamõnõ yitirdiğine dikkat çe-
ken Adõbelli, şöyle devam etti:
“Bölgeye iş güç sahibi olmanın
ötesinde dünyanın en kutsal mesle-
ğini yapmak için gelen genç arka-
daşlarımız, en az 25 yıl sürecek
eğitim emekçiliğinin başlangıcın-
da olumsuzluklarla karşılaşarak
heyecanlarını yitirmektedirler. Bu
bölgelerimizde acilen okul ve lojman
binalarının fiziki koşulları iyileşti-
rilmeli, buralarda çalışan öğret-
menlerimize bölgede çalışmanın
zorlukları göz önünde bulunduru-
larak ek ödemeler yapılmalı, muh-
tar ve tüm yerel yetkililer tarafından
her türlü desteğin sağlanması için
gerekli çaba sarf edilmelidir.”
‘Hizmetlilere baskı var’
Güneydoğu ve Doğu Anadolu böl-
gelerinde görev yapan eğitim emek-
çilerinin 7-8 ay süren kõş şartlarõna di-
renebilmek için yõlda 2 bin YTL ya da
3 bin YTL yakõt parasõ vermek zo-
runda kaldõğõnõ belirten Adõbelli, AKP
hükümetinin seçim yatõrõmõ olarak
büyük kentlerde niteliksiz kömür da-
ğõtmak yerine bölgede çalõşanlara ge-
rekli ödeneklerin acilen sağlanmasõ ge-
rektiğini vurguladõ. Okullarda görev
yapan hizmetlilere de her türlü bas-
kõnõn yapõldõğõnõ ifade eden Adõbelli,
hizmetlilerin herhangi bir ödenek
ödenmeden kalorifer yakmak, verilen
her türlü işi yapmak gibi bir zorunlu-
luklarõnõn bulunmadõğõnõ ifade etti.
Hizmetlilerin yükselme sõnavlarõnda
AKP’ye yakõnlõğõn değerlendirme öl-
çütü olduğuna dikkat çeken Adõbelli,
şunlarõ söyledi:
“Bu bölgelerimizdeki öğretmen
açığı görmezden gelinmemeli, ge-
reken önlemler akılcı şekilde alın-
malıdır. Bölgedeki birçok ilde ol-
duğu gibi Iğdır’a 300 öğretmen gi-
derken ancak 65 öğretmen atan-
makta, aradaki boşluk hükümete
yakın kişilerce sözleşmeli, ücretli öğ-
retmen adı altında doldurulmaya
çalışılmaktadır. Çıkara dayalı bu
tür atamalardan derhal vazgeçil-
meli, bu genç öğretmenlere kendi-
lerine yakışır kadrolar verilmeli, la-
yık oldukları çalışma olanağı su-
nulmalıdır.”
Bölgede ek ders ücreti ödemelerinin
de aksadõğõnõ kaydeden Adõbelli, il ve
ilçe merkezlerindeki öğretmenevleri-
nin yetersiz kaldõğõna işaret etti.
Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adõbelli, Güneydoğu ve Doğu Anadolu
bölgelerinde yaşanan eğitim sorunlarõ ile ilgili olarak “AKP seçim yatõrõmõ olsun
diye büyük kentlerde niteliksiz kömür dağõtmak yerine, bölgede çalõşanlara gerekli
ödeneği acilen sağlamalõdõr” dedi.
CHP lideri Baykal, Antalya’da aday adaylarõnõ tanõtõrken yurttaşlarõn derdini dinledi, sorularõnõ yanõtladõ:
AKP yardımlarla suç işliyor
GÜRSU KUNT
ANTALYA - CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal, par-
tisinin Antalya’da yerel se-
çimlere yönelik kararlõlõk
içinde olduğunu vurguladõ.
Baykal, AKP’nin kömür da-
ğõtmasõnõn suç olduğunu
vurgulayarak “Bakın bizim
Seçim Kanunumuzun bir
maddesi var. O madde di-
yor ki: Oy almak için bir
vatandaşa çıkar teklif et-
mek, 3 yıla kadar ağır ha-
pisle cezalandırmayı ge-
rektirir. Kanunumuz şu
anda yürürlükte” dedi.
İl yönetimi ve belediye
başkan aday adaylarõyla bir-
likte bazõ ilçe ve mahalleleri
ziyaret eden Baykal, CHP’li
belediye başkanlarõnõn ça-
lõşmalardan övgüyle söz et-
ti. Büyükşehir Belediyesi
aday adaylarõnõ da tanõtan
Baykal, Mehmet Yılmaz’õ
“Alıştığınız bürokratlar-
dan değil, halk çocuğu”
cümlesiyle, Arif Bulut’u
başhekimliğini yaptõğõ dö-
nemdeki çalõşmalarõyla an-
lattõ. Prof. Mustafa Akay-
dın için de “Onu sadece
Antalya değil, tüm Türki-
ye tanıyor. Kendisiyle ifti-
har ediyoruz” dedi. Akay-
dõn’õn bir cerrah olduğunu
da anõmsatan Baykal, “So-
runları, dertleri kesip, bi-
tirebilecek durumda” diye
konuştu. Yurttaşlarõn,
“AKP oy için kömür dağı-
tıyor, bulgur, nohut dağı-
tıyor” yakõnmasõ üzerine
Baykal, bunun suç olduğu-
nu ve dünyanõn hiçbir de-
mokrasisinde böyle bir uy-
gulama olmadõğõnõ söyledi.
Baykal, “Seçim Kanunu-
muzda bir madde var. Oy
almak için bir vatandaşa
çıkar teklif etmenin, 3 yıla
kadar ağır hapis cezası
gerektirdiğini söyler. Hat-
ta oy için kamu hizmeti
niteliğindeki teklif bile,
mesela oy verin iş maki-
neleriniz gelsin demek bi-
le, 3 yıla kadar ağır hapis
cezası gerektirir. Sadece
bizim kanunda değil, tüm
dünyada böyle” diye ko-
nuştu. Devletin parasõnõn
oy için kullanõlamayacağõnõ
belirten Baykal, şöyle de-
vam etti.“Oy için vatanda-
şa teklifte bulunursan,
bunu yaparsan demokrasi
kalmaz. Kimin parasıyla
kime iyilik yapıyorsun?
Milletin parasıyla gidip,
milletten oy almaya kalkı-
yorsun. Bu yasak, yanlış
diye bir temel anlayış var.
Ama bugün bunu uygula-
yacak ne savcı var Türki-
ye’de ne hukuk var. Yani
bunun ihlal edildiği açık
bir gerçek.”
Baykal AKP’nin
kömür, bulgur, nohut
dağõtmasõnõn seçim
yasasõna göre suç teşkil
ettiğini belirtti.
MHP’Lİ TANRIKULU DEĞERLENDİRDİ:
Hükümet kriz
karşõsõnda
yavaş kaldõ
AYŞE SAYIN
ANKARA - MHP’nin
ekonomi kurmaylarõndan
İzmir milletvekili ve eski
Sanayi ve Ticaret Bakanõ
Ahmet Kenan Tanrıku-
lu, küresel ekonomik krize
karşõ Türkiye’nin önlem al-
ma konusunda yavaş hare-
ket ettiğini belirterek 2009
yõlõ bütçesinin bir mali kri-
ze çözüm getirme amacõn-
dan çok “yerel seçimleri at-
latma”ya dönük hazõrlan-
dõğõnõ ifade etti.
MHP Ekonomi Komis-
yonu üyesi Ahmet Kenan
Tanrõkulu, Türkiye’yi her
geçen gün daha da etkisi al-
tõna alan ekonomik krizin
yansõmalarõnõ şöyle değer-
lendirdi:
Hükümet krizi inkâr et-
ti: Ekonomi yönetimi ve
iktidar, önce krizi inkâr et-
ti, bu söylemler bir süre
sonra boş olduğu için geçen
günlerde en yetkili ağõz olan
Başbakan tarafõndan itiraf
edilerek bir paket hazõrla-
nacağõ söylendi. Krize yö-
nelik alõnmõş bir tedbirler
manzumesini göremiyoruz.
Ekonominin bir lideri, sü-
rükleyebilecek bir orkestra
şefi yok. Oysa acilen topar-
lanmaya ihtiyaç var.
Bütçe krize çözüm üret-
miyor: Krize karşõ alõna-
cak önlemler konusunda bi-
ze fotoğrafõ verecek en
önemli gösterge 2009 büt-
çesi. Bütçeye baktõğõmõz
zaman fotoğraf hiç de öyle
açõk ve net değil. Bu daha
çok mahalli idare seçimle-
rini atlatmaya yönelik, içe-
ride bir seçim ekonomisini
kurtarmaya, uygulamaya
dönük bir doküman olarak
ortaya çõkõyor.
Finansman açığı tehlike:
Eğer 2009 yõlõnda yaklaşõk
80-100 milyar dolarlõk bir fi-
nansman açõğõnõ Türkiye
sağlayamazsa o zaman tam
Anadolu tabiriyle “Yandı
gülüm keten helva”. Çün-
kü ne büyüme sağlanabilir,
ne istihdam yaratõlabilir, ne
de sosyal kalkõnmayõ sağ-
layabilirsiniz.
Sadaka devleti: AKP,
uyguladõğõ politikalarla,
sosyal devlet yerine sadaka
devleti anlayõşõnõ getirdi.
Hükümet 6 yõldõr “umut
ekonomisi” uyguluyor. Ön-
ce insanlarõ fakirleştiriyor-
sunuz, sosyal gelir grubu-
nun en dibine itiyorsunuz,
sonra kendinize muhtaç ha-
le getiriyorsunuz.
IMF ümük sıkacak:
Şimdi IMF konusunda ka-
muoyunun gözü boyanõ-
yor. Bence IMF ile sõkõntõ
var. Türkiye’nin ümüğünü
sõkacak ki, şu anda sõktõrõ-
yor hükümet ümüğünü. Bu
kadar geç kalõrsanõz bu ka-
dar ağõrdan alõrsanõz olaca-
ğõ budur.
Krizi inkâr ettiler sonra itiraf ettiler.
Bütçe krize karşõ çözüm üretmiyor.
Finansman açõğõ tehlike yaratõyor.
Türkiye’yi sadaka devleti haline getirdiler.
IMF ümük sõkmaya hazõrlanõyor.
CHP’liKart’tan‘Okyanus’sorusu
BARIŞ YAMAN
KONYA - CHP Konya mil-
letvekili Atilla Kart, Konya
merkez Sille Kavşağõ’ndaki as-
falt şantiyesinin bulunduğu ala-
nõn AKP’li Büyükşehir Beledi-
yesi tarafõndan Okyanus Şir-
ketler Grubu’na satõlmasõnõ ve sa-
tõştan sonra yaşanan gelişmeleri
Meclis gündemine taşõdõ. Kart,
arsalarõ alan Okyanus Grubu’nun
bu taşõnmazlarõ Tesco Kipa gibi
firmalara yüksek bedelle satarak
yaklaşõk 8 milyon YTL haksõz
kazanç elde ettiğini ileri sürdü.
Kart, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn yanõtlamasõ iste-
miyle verdiği soru önergesinde
Sille Kavşağõ’ndaki asfalt şanti-
yesinin bulunduğu alanla ilgili
tartõşmalara dikkat çekti.
İmar planõnda yeşil alan, çocuk
ve eğlence merkezi olarak işa-
retlenen 38 bin 41 metrekarelik
arsanõn parsellere ayrõldõğõnõ söy-
ledi. Sonrasõnda boş olduğu ge-
rekçesiyle 3 No’lu parselin 2005
yõlõnda Okyanus Grubu’na 5
milyon YTL’ye satõldõğõnõ be-
lirten Kart, bu arsanõn kõsa bir sü-
re sonra yüzde 160 artõşla 13 mil-
yon 731 bin bedelle Tesco Kipa
AŞ’ye satõldõğõna dikkat çekti.
Soru önergelerine eksik ya-
nõtlar verilerek satõşõn gizlen-
meye çalõşõldõğõnõ savunan Kart,
aynõ arsadaki 2 No’lu parselin de
6 milyon 250 bin YTL bedelle
Megeye Lojistik AŞ’ye devre-
dildikten sonra, Yapõ Kredi Ban-
kasõ’na 11 milyon 804 bin Ame-
rikan Dolarõ karşõlõğõnda teminat
gösterildiğini ifade etti.
Danışıklı imar değişikliği
Kart, önergesinde “Başka bir
anlatımla, 3 No’lu parsel yö-
nünden, 2,5 ay içinde kapalı
kapılar ardındaki danışıklı
imar düzenlemesi yoluyla bel-
li bir sermaye grubuna 8 mil-
yon 676 bin YTL tutarında
haksız kazanç sağlanmıştır”
dedi.
Bu haksõz kazancõn içinde işa-
damlarõ, belediye yetkilisi ve si-
yasetçilerin de bulunduğunu vur-
gulayan Kart, önergesinde şu
sorularõ yöneltti: “Kamu değe-
rini ve halkın ortak malını; ka-
palı kapılar ardında talana
dönüştüren AKP iktidarının
kimliğini ortaya koyan yeni
bir olay söz konusudur. Döne-
min İçişleri Bakanı Abdülka-
dir Aksu, ilgili önergemizde
somut olarak ortaya konuldu-
ğu halde, önergemize neden
cevap vermemiştir?”
Kart, Konya Sille Kavşağõ’ndaki arsalarõ AKP’li belediyeden satõn alan grubun,
söz konusu taşõnmazlarõ yüksek bedelle satarak haksõz kazanç elde ettiğini savundu
Eğitim-İş her yõl 3-4 genç öğretmenin soba zehirlenmesinden yaşamõnõ yitirdiğini belirterek Erdoğan’a seslendi
‘Öğretmene ödeneğini ver’
Antalya’da ağustos ayında çıkan orman yangı-
nında evleri yanan Karataş köylülerini ziyaret
eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çevreci
olduğunu yineleyerek “Çevre bizim işimiz” de-
di. Bayramın birinci günü Antalya’ya gelen ve
her zamanki gibi yine Fettah Tamince’nin 7 yıl-
dızlı oteli Rixos’ta konaklayan Erdoğan, dün ilk
kez dışarı çıktı. Erdoğan’a cuma namazını kıl-
dığı Serik’te bakanlar Mehmet Ali Şahin, Cemil
Çiçek, Zafer Çağlayan ve AKP Genel Başkan
Yardımcısı Abdülkadir Aksu eşlik etti. Erdoğan
daha sonra Karataş köyünü ziyaret etti. “Yan-
gında kül olan 76 konutun hepsini yapacağız” di-
yen Erdoğan daha sonra Aspendos antik tiyat-
royu ziyaret etti. (Fotoğraf: AA)
‘Çevre bizim işimiz’
8 EL BOMBASI ELE GEÇİRİLDİ
Trabzon’da
baskõn: 3 gözaltõ
TRABZON (Cumhuriyet) - Trabzon Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür-
lüğü’ne bağlõ ekiplerin dün sabaha karşõ bir
eve düzenlediği baskõnda 8 el bombasõ, 1
otomatik tüfek ve mühimmat ele geçirildi, 3
kişi gözaltõna alõndõ. Trabzon Valisi Nuri
Okutan, “Ele geçirilen bombalar ve silahla
ilgili araştırmalar sürüyor. Başka gözaltı-
lar olabilir” dedi. Trabzon’un Erdoğdu Ma-
hallesi’nde savcõlõk bilgisi dahilinde bir bas-
kõn düzenleyen polis ekipleri 8 el bombasõ, 1
Kalaşnikof marka otomatik tüfek ile bu tüfe-
ğe ait mermiler ele geçirdi. Trabzon Valisi
Nuri Okutan, bir eve yapõlan baskõn sonucu
başlayan operasyonun devam ettiğini belirte-
rek, el bombasõ ve silah ele geçirildiğini doğ-
ruladõ. Okutan, “Ele geçirilen bombalar ve
silahla ilgili araştırmalar sürüyor. Ayrıca
gözaltındaki 3 şahıs da bölgemiz nüfusuna
kayıtlı. Operasyonu bitirmiş değiliz, bir-
kaç nokta var. Bu noktalar henüz tamam-
lanmadı. Operasyonun il dışı bağlantısı da
olabilir. Ek operasyonlar yapılabilir. Her-
hangi bir olayla veya oluşumla bağlantılı
olduğunu söylemek için henüz erken” de-
di. Cumhuriyet savcõlõğõnõn da olayla ilgili
bir soruşturma yürüttüğü vurgulandõ.