14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Bayram Çocuğu... ‘Bayram Çocuğu’ bir deyimdir. ‘Bayram Çocuğu’ sevinen, sevindi- rilen, neşeli bir çocuktur. ‘Bayramlık’ denilen giysilerin ya da bir ayakkabının alındığı, ‘bayram harçlığı’ verilen, gezmesine, eğlenmesine izin ve- rilen ‘Çocuk’. ‘Bayram çocuğu gibi sevinçliydi’ de- nildiği zaman sonsuz bir neşe, sınırsız bir keyif akla gelir. Günümüzün ‘bayram çocuğu’ artık başka anlamlar taşıyor. Artık ‘bayram yeri’ yok. Lunaparkları da görmüyorum. Oysa lunaparklar, sirkler, çocukların özel eğlence yerleri birer birer ortadan kalktı. Şimdi ‘sanal dünyanın salonları’ var. Elektronik oyuncaklar, sanal oyun odaları çocukların eğlence yerleri. Hayvanat bahçeleri çocukların kültür parklarıdır. Çocukların hem gezip eğleneceği, hem yenilikler öğreneceği, dahası her şeyi deneyeceği hiçbir yerimizin olma- ması ne büyük bir kayıptır. Yıllarca önce Amerika’da çocukların pilot kabinine çıkıp yerleştikleri uzay kapsülünü görmüştüm. Çocuklar ora- da kendilerini gerçekten de astronot ola- rak hissediyorlardı. Neden çocukların kaptanlık yapabi- lecekleri küçük gemilerimiz olmasın? Neden çocukların makinist olarak ha- reket ettirecekleri kapalı alan trenleri ya- pılmasın? Neden çocuklarımız bu dünyanın hayvanlarını, bitkilerini, ilk makinelerini görüp tanımasın? Neden onlara bir telgraf makinesinin başında Mors alfabesiyle yazma haz- zını yaşatmayalım? Kaç kentimizin hayvanat bahçesi var? Kaç kentimizin bitkiler dünyasını ya- şatan örnek bahçesi var? Kaç kentimizin çocuk orkestrası var? Kaç kentimizin çocuk sinemacıları, çocuk tiyatrocuları var? Neden çocuk ressamlarımızın sergi- lerini gezemiyoruz? Çocuklara neler gösteriyoruz? Alışveriş merkezlerinin kalabalığında gezinme. Sokaklarda kurban kesimleri. Çocuklarımıza neler yaptığımızı ve ne- leri yapmadığımızı düşünür müsünüz? Hepsi bu. T ürkiye’de, sevmediği mes- leklerde çalõşanlarõn sayõ- sõ giderek artõyor. Son 6 ay içerisinde iş aramaya başladõğõnõ belirtenlerin oranõysa yüzde 50’ye yükseldi. Türkiye’nin iş ve insan kaynaklarõ sitesi Yenibiris.com’un Selas Türkiye Araştõrma şirketi- ne yaptõrdõğõ “İşte Mutluluk Araştırması’’nõn sonuçlarõ, sev- mediği bir meslekte çalõşan kişi- lerin sayõsõnõn arttõğõnõ ortaya koyuyor. Eylül ayõnda, İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’dan iş arayan ve işini değiştirmeyi düşünen 600 ki- şiyle yüz yüze, 418 kişiyle de in- ternet üzerinden anket yöntemiy- le olmak üzere toplam 1018 kişi- nin katõlõmõyla gerçekleştirilen araştõrmaya göre, katõlõmcõlarõn büyük bir çoğunluğu, eğitimini al- dõklarõ işlerde çalõşmõyor. Yüzde 56’lõk bir kesim, eğitimini aldõğõ meslek dõşõnda bir meslek yapõyor. Ancak araştõrmaya göre, eğitim düzeyi yükseldikçe alõnan eği- tim ve yapõlan meslek arasõndaki uyumun arttõğõ gözlemleniyor. Eğitimini aldõğõ meslekte çalõ- şanlarõn oranõ ise yüzde 44. İş arayan sayısı yükseliyor... 2006 yõlõnda yaptõrõlan araştõr- mada yüzde 36 olarak belirlenen “iş arama oranı”, son 6 ay içe- risinde yüzde 50’ye yükseldi. Bu rakam, son dönemde iş aramaya başlayanlarõn oranõnõn da yüksek olduğunu gösteriyor. İş arayan ka- tõlõmcõlarõn yüzde 48’i, gelecek üç ay içinde iş bulacaklarõ konu- sunda “ne umutlu ne umutsuz” olduğunu söylüyor. Onlarõ, yüz- de 23’lük payla “biraz umutlu- yum”, yüzde 16 ile “çok umut- luyum” ve yüzde 10 ile “pek umutlu değilim” diyenler izliyor. Araştõrma sonuçlarõna göre iş arayanlar sadece işsizler değil. Kariyer planlarõndan endişe du- yan, çalõştõğõ kuruma güvenmeyen ya da uzun vadede aynõ işyerin- de çalõşmak istemeyen pek çok ki- şi de iş arõyor. HAFTANIN SÖZÜ Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. LATİN ATASÖZÜ SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2008 CUMARTESİ 14 HABERLER ERDAL ATABEK GENÇLERİN KÖŞESİ İşimizi sevmiyoruz ‘İşte Mutluluk’ araştõrmasõnõn sonuçlarõna göre, katõlõmcõlarõn yüzde 68’i sevdiği bir meslekte çalõşmõyor. İşini sevenlerin oranõ ise yüzde 32’de kalõyor İŞ ARAMA SÜRECİ FIRSAT DA OLABİLİR İş arayanlar zamanlarõnõ şöyle geçiriyorlar: ? Yüzde 38’i yeni bir dil öğrenmeye çalõşõyor. ?Yüzde28’imeslekieğitimlere/kurslaragidiyor. ? Yüzde 24’ü internette geziniyor. ? Yüzde 7’si evde, mesleki açõdan kendini ge- liştirecek aktivitelerle ilgileniyor. ? Yüzde 2’si diğer faaliyetlerde bulunuyor. ?Yüzde 1’i kültürel ve sanatsal faaliyetlere ka- tõlõyor. ? Yüzde 1’i evde oturuyor. BİZE YAZIN İstediğiniz konuda yazacağınız yazıları bekliyoruz.figen_atalay@yahoo.com Genç yetenekler Resim Yarõşmasõ’na Ümraniye Belediyesi’nin her yõl geleneksel olarak düzenlediği Resim Ya- rõşmasõ için başvurular başladõ. “Ser- best’’ konulu Resim Yarõşmasõ‘na son başvuru tardihi 13 Şubat 2009. Genç yetenekleri sanata kazandõr- mak amacõyla düzenlenen 5. Gelenek- sel Resim Yarõşmasõ‘nda birinciye 10 bin YTL, ikinciye 7 bin YTL, üçüncü- ye 5 bin YTL ve her biri 2 bin YTL ola- rak belirlenen 10 adet mansiyon olmak üzere toplam 42 bin YTL ödül verecek. İstanbul Bahçeşehir Ko- leji İlköğretim Okulu, eğitim ala- nõnda Avrupa ülkeleriyle işbirli- ği yaparak, eğitimde kaliteyi art- tõrmak ve kültürel diyaloğu sağ- lamak amacõyla oluşturulan Co- menius programõna “Efsanele- rimizi Yaşamak: Okumak, Yazmak ve Avrupa Edebiyatı- nı Paylaşmak” adlõ proje ile ka- tõldõ. 2008-2010 tarihleri arasõnda, Polonya, Portekiz, İskoçya ve İtalya’nõn işbirliği ile yürütülecek olan projenin ilk toplantõsõ, ko- ordinatör ülke konumunda bulu- nan Polonya’da yapõldõ. Polon- ya’daki etkinlikte öğrenciler, baş- ta kendi ülkeleri olmak üzere projeye katõlan tüm ülkelerin ta- nõtõmlarõnõ üstlendiler. Her sõnõf bir ülke tanõtõmõnõ gerçekleştirdi. Öğrenciler, tanõttõklarõ ülkelerin yöresel kõyafetlerini giydiler. Işık Okulları 123 yaşında T emelleri 14 Aralõk 1885’te Selanik’te 50 öğrenci ve 4 derslikle eğitime başlayan Feyz-i Sõbyan ile atõlmõş olan Feyziye Mektepleri Vakfõ 123. yaşõnõ kutluyor. 1934 yõlõnda dildeki yenileşmeye paralel olarak Atatürk’ün adõnõ eğitime õşõk vermesi için “Işık” olarak değiştirdiği Feyziye Mektepleri Vakfõ Işõk Okullarõ, Nişantaşõ, Ayazağa, Erenköy ve Işõk Üniversitesi Şile Kampusu olmak üzere dört kampusta; anaokulundan üniversiteye 10 okulunda eğitim veriyor. 14 Aralõk 2008 Pazar Günü, Işõklõlarõn buluştuğu 123. kuruluş yõldönümünde düzenlenecek törende mezuniyetlerinin 50., 40. ve 25. yõlõnõ kutlayan Işõklõlara Gümüş Anõ Plaketleri sunulacak. Nişantaşõ ve Ayazağa kampuslarõndaki törenlerde geleneksel öğle yemeği de yenilecek. Yõldõz’da ‘24 Saat Açõk’ sanat sergisi YıldızTeknik Üniversitesi Sanat ve Ta- sarõm Fakültesi’nin 10. yõlõ etkinlikleri kap- samõnda, Fakülte Araştõrma Görevlisi Tem- silciliği tarafõndan hazõrlanan “24 Saat Açık” Sergisi, 15-23 Aralõk 2008 tarihleri arasõnda Yõldz Kampusu’nun çeşitli me- kânlarõnda, öğrenciler ve araştõrma görevli- lerinin katõlõmõ ve organizasyonuyla hazõr- lanan pek çok yan etkinlikle beraber izleyi- ciyle buluşacak. “24 Saat Açık” sergisi, sa- natçõ ve akademisyen kimliğinin 24 saatlik bir çalõşma sürecini kapsamasõ fikrinden esin- lenilerek Sanat Yönetimi Anabilim Dalõ Araştõrma Görevlisi Pınar Üner’in küra- törlüğünde oluşturuldu. 12 sanatçõnõn çeşit- li yapõtlarõndan oluşan sergi kapsamõnda ger- çekleştirilecek etkinlikler arasõnda iki works- hop ve bir performans yer alõyor. SuperCamp Türkiye’de “Kuantum Öğrenme” yönteminin uy- gulandõğõ SuperCamp programlarõ, 25 Ocak- 3 Şubat tarihleri arasõnda lise öğrencilerine yö- nelik olarak, orijinal İngilizce formatõnda An- talya Lara Kervansaray’da düzenlenecek. SuperCamp Türkiye’nin 10 gün konakla- malõ olarak düzenlenecek Senior Forum’un 50 kişilik kontenjanõ bulunuyor. Lise hazõrlõk ve 9 - 12. sõnõf öğrencilerinin kayõt yaptõrabileceği Senior Forum’da öğrencilere SuperCamp ABD’den gelen Amerikalõ uzman koç ve takõm liderlerinden oluşan 14 kişilik eğitmen kadro- su eşlik edecek ve 10 gün boyunca öğrencile- re kendilerine özgü yeteneklerini ortaya çõ- karmayõ, özgüvenlerini arttõrarak akademik başarõ için strateji geliştirmeyi öğretecek. Bahçeşehir İlköğretim Polonya’daydõ Ülkemizde eğitim adõ altõnda ders sõ- ralarõnda okutulan ancak hiçbir man- tõğõ bulunmayan zorunlu din derslerine karşõ çõkanlar sanki dine karşõ çõkõyor- larmõş gibi gösterilmeye çalõşõlõyor. Halbuki karşõ çõkõlan din değil, dinin eğitiminin verilmesi de değil, bunun “zo- runlu” olmasõ. Din eğitiminin devlet ta- rafõndan “seçmeli” olarak okullarda okutulmasõnõn aslõnda zararõndan çok yararõ vardõr. Tabii ki, dersin adõyla ve müfredatõyla doğru orantõlõ biçimde, her inanca eşit yaklaşarak, herhangi bir ta- nesinin propogandasõnõ gütmeden ya- põlan ve dogmadan arõndõrõlmõş din eği- timinin yararõ söz konusudur. Eğer din eğitimine sahip çõkõlmazsa, bunun han- gi çõkarcõ din sömürücüleri tarafõndan kullanõlacağõ, bundan ne kadar rant sağlayacaklarõ ve gençlerimizin nasõl beyinlere sahip olacaklarõ açõktõr. Söz konusu Din Kültürü ve Ahlak Bil- gisi dersi, bugünkü haliyle müfredatta da, uygulamada da bir “Din Kültürü”nü öğreten ve “Ahlak Bilgisi“ veren ders pozisyonundan son derece uzaktõr. Zi- ra okullarõmõzda laik bir sistemin ge- rekliliği olarak her din, her mezhep ve her inanca (semavi dinler ve diğer dinler olmak üzere) eşit yaklaşõlmasõ ge- rekirken, bu derslerde yalnõzca İslami- yet anlatõlmakta ve sadece Sünni inanõşa yer verilmekte hatta propogandasõ ya- põlarak, farklõlõklar baskõ altõna alõn- makta, hakarete uğramaktadõr. Din derslerinin zorunluluğunun kal- dõrõlmasõ ve uygulamasõnõn değiştiril- mesinin istenmesi işte bu sebepledir. Yoksa, bazõlarõnõn dediği doğrultuda, “ülkeyi dinsizleştirmek”, “gençliğin ahlakõnõ bozmak” gibi kendi hayal dünyalarõndan ürettikleri “sözde” amaçlar nedeniyle değildir. Hakan Aytaç İstanbul Ticaret Üniversitesi Dineğitimi ‘Zorunlu’olmamalõ Sõnõflar; tanõttõklarõ ülkenin tarihini, kültürünü ve sanatõnõ gös- teren panolarla süslendi. Ayrõca veliler de internetten yaptõk- larõ araştõrmalarla bu dört ülkeye özgü yemekleri oluşturduk- larõ standtlarda gelen konuklara tattõrdõlar. Türkiye masasõn- da Polonyalõ anneler, “irmik tatlõsõ” ve “makarna salatasõ”nõ konuklara ikram ettiler. Böylece öğrenciler, projede yer alan ül- keleri, her yönüyle ve yaptõklarõ çalõşmalarla tanõmõş oldular. Polonyalõ annelerden irmik tatlõsõ Sasalõ elektriğine kuş çarptõ!.. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Dönem Sözcüsü Erhan İçöz, gelecek yõl İstanbul’da gerçekleştirilecek 5. Dünya Su Forumu’nun çok uluslu şirketlerin çõkarõna hizmet edeceğini savunarak, “Forum suyun bir hak olduğunu kabul ediyor gibi yapõp, su- dan yararlanabilmenin maliyetini dünya halklarõna yüklemeyi amaçla- maktadõr” dedi. Sekreterliğini DSİ 14. Bölge Müdürlüğü’nün yapacağõ formun, “Sürdürülebilir Kalkõnma İçin Su Temini” ve “Suya Dayalõ Kal- kõnma İçin Gerekli Mekanizmalarõn Temini” olmak üzere iki ana tema- sõ olduğunu vurgulayan İçöz, “Sürdürülebilir kalkõnma, yaşamõn sürdü- rülebilirliğinin karşõsõnda olan ve kalkõnma için sağlõklõ çevreden ve do- layõsõyla da yaşamdan bir miktar vazgeçebilmeyi öngörmektedir. Çünkü kalkõnma, kapitalist sistem içerisinde ele alõnõnca halkõn değil tekellerin kalkõnmasõ şeklinde anlaşõlacağõ açõk olan bir kavramdõr” dedi. Çok ulus- lu şirketlerin, suyumuzdan para kazanmak için forumda boy gösterece- ğini savunan İçöz, şunlarõ söyledi: “Suyun ve enerjinin ticarileştirilme- si amacõyla kurulan ve kurulacak olan tüm barajlarõn yapõlmasõna kar- şõyõz. Özellikle, tüm dünya halklarõnõn ortak toplumsal kültürel mirasõnõn vazgeçilmez unsurlarõ olan Munzur, Hasankeyf, Allianoi ve Karadeniz böl- geleriyle ilgili projelerin derhal durdurulmasõ için dünyadaki diğer su ha- reketleri ile birlikte yürüttüğümüz mücadeleleri genişleterek devam etti- receğiz. Tahtalõ ve Çamlõ havzasõnõ kirletecek, yöreyi yaşanamaz hale ge- tirecek, İzmir’i susuzluğa ya da arsenikli suya mahkûm edecek olan Efem- çukuru Altõn Madeni’ne karşõ sonuna dek direneceğiz. Mart 2009’da İs- tanbul’da kurulacak büyük su pazarõna karşõ Ege Bölgesi’ndeki tüm ya- şam savunucularõnõ birlikte mücadele etmeye çağõrõyoruz.” İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ekonomik krizin etkisini her geçen gün daha ağõr hissettirdiği ve işten el çektir- melerin yoğun yaşandõğõ bir süreçte üre- tim yapmak isteyen firmalarõ bu kez de elektrik kesintileri engelliyor. Sanayici- ler durumdan şikayet ederken, Tedaş'õn, kesintilerin nedenini “kuş çarptı”, “uçak alçaktan geçti” diyerek açõkladõğõ be- lirtiliyor. Çiğli Sasalõ'da iki yõldõr yaşanan elek- trik kesintileri sanayicilerin tepkisine neden oluyor. As - El Profil Yönetim Ku- rulu Başkanõ Tacettin Bayır, bölgede 30’a yakõn fabrika olduğunu, elektrik ke- sintileri nedeniyle fabrikanõn değeri ka- dar zarar ettiklerini açõkladõ. Elektrik enerjisiyle üretim yaptõklarõnõ söyleyen Tacettin Bayır, “Kesintiler 3 dakika, 10 dakika ya da bir saat sürüyor. Sana- yide kullandığımız makineler elektrik enerjisiyle çalıştığı için, enerji kesildi- ği an makinenin içindeki tüm malze- meler bertaraf oluyor. Kalıplar bur- gular yanıyor. Üretim ve enerji kaybı oluyor. Bu sorun iki yıldır sürüyor. Te- daş yetkileri elektrik kesintileri karşı- sında hala, “tellere kuş çarptõ” diye ce- vap veriyor” görüşlerine yer veriyor. Hükümetin istihdam krizine karşõ bir yandan üretim yapõn dediğini bir yandan da üreticiye destek vermediğini vurgu- layan Bayõr, “Elektrik kesintileri kar- şısında neredeyse fabrikanın parası ka- dar zarar ettik. Firmamız heyecanla ih- racat yapıp ülkeye döviz kazandırmaya çabalarken, Tedaş'taki bu sorumsuz- luk nedeniyle bu alanda üretim yaptı- ğımıza pişman olur hale geldik. Hü- kümetin artık bunun önüne geçmesi gerekiyor. Sanayisi Tedaş'a ayda 15 bin YTL para öderken, kendisine yapılan bu haksızlıkların bir an önce sonlan- masını istiyor” dedi. Son 1 yõlda elektriğe yüzde 75 zam ya- põldõğõnõ ardõndan da küresel krizin ek- lenmesiyle bir çok sanayicinin üretimi durdurmak zorunda kaldõğõnõ söyleyen AS - EL Profil Genel Müdürü Doğuş Ba- yır da, ekonomik sõkõntõlar içerisinde bir de enerji sorunuyla karşõ karşõya gelme- lerinin kendilerine büyük zarar verdiği- ni söylüyor. Tüketen değil, üreten bir sa- nayici olmak istediklerini dile getiren Ba- yõr, “30 yıldır istihdam yaratan ve katma değer sağlama çabası içinde ih- racat yaparak, ülkemize ve ekonomi- mize katkıda bulunmak istiyoruz. An- cak Sasalı'daki elektrik kesintileri fir- mamıza ve diğer üretici firmalara sa- yısız zarar vermiştir. En önemlisi üre- timimizin durmasına neden olmuş- tur. Bu da ülke ekonomisine maddi, manevi zarar vermiştir” diye konuşu- yor. Ülke ekonomisinin zor şartlarda oldu- ğunu bildiklerini vurgulayan Bayõr, eko- nomik kriz ortamõnda bir çok fabrikanõn kapandõğõna dikkat çekerek şu görüşle- re yer veriyor: “Bu kadar fazla sorunu olan sana- yici birde üstüne üstlük enerji sorunu ve problemleriyle boğuşmaktadır. Bu şartlara karşın tam kapasite üretim yapmaya çalışan bir firma olarak Te- daş yetkililerinden duyduğumuz ‘kuş çarptõ’,‘bugün hava poyraz esiyor’, ‘uçak alçaktan geçti’, gibi tuhaf bahanele- rinden sıkıldığılısı dile getiriyoruz. Biz sağlıklı üretim yapmak, katmadeğer sağlamak, ihracat yapmak, ve daha fazla istihdam olanağı sunmak istiyo- ruz. Hiçbir zaman tüketen değil, üre- ten bir sanayici olmak istiyoruz.” Suyu koruma çağrısı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle