28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Paradigma’ İflas Edince… Bir ekonomik modelin dayandığı paradigma (verili sorular ve kabul edilebilir cevaplar bütü- nü) iflas edince, hâlâ ona dayanarak konuşma- ya çalışanların saptamaları, örneklerine medyada sıkça rastladığımız gibi, giderek anlaşılmaz saçmalıklara dönüşüyor. Gerçekliğin verdiği mesaj… Türkiye ekonomisinde, temmuz ayından bu ya- na dış ticaret daralıyor, ihracat ithalattan daha hızlı düşüyor. Dış piyasalar sorun! İmalat sanayiinde üretim artış hızı hemen tüm dallarda negatife dönüştü. Ağaç ürünleri, makine imalatı, kimyasallar, metal eşya, elek- tronik, otomotiv dallarında gerileme hızı iki ha- neli sayılara ulaştı, inşaat sektörüyle ilgili veriler altıncı ay itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 30’dan fazla gerilemeye işaret ediyor. İç piya- sa sorun! Yedinci aydan itibaren sürekli bir önceki yılın gerisinde kalan kapasite kullanma oranlarında- ki düşüşün arkasında da öncelikle iç pazarda (%48.3), sonra da dış pazarda (%27.80) talep yetersizliği var. İşçilerden kaynaklanan sorunlar ise %1,5 ile en sonda yer alıyor. Sorun ücret- ler veya girdi maliyetleri değil. Fasit daire Talep daralması karşısında işletmeler üretimi kısmaya başlayınca atıl kapasite oranı ve de iş- sizlik artıyor. Bunlardan birincisi maliyet sorunu yaratırken ikincisi talep yetersizliği sorununu ağır- laştırıyor. Ferdi kredi ve kredi kartı borcunu ödeme- yenlerin sayısı son iki yılda yüzde 300 artmış; 2006’da 148 bin kişiden ekim ayı itibarı ile 569 bin kişiye yükselmiş olması da iç pazardaki ta- lep daralması olgusunu yansıtıyor. Mali sermayenin IMF telaşından, hem talep, hem de yatırımlar yönünde ekonomik faaliyet için gerekli dış finansmanı olağan yollardan bulma olanaklarının kalmadığını anlıyoruz. Bu da ülkenin ekonomik modelinin iç ve dış piyasa ve de fi- nansman kaynaklarının tükendiğini gösteriyor. IMF ile aşılabilir mi? Bu sorunlar 25-30 milyar dolarlık IMF kredi- siyle aşılamaz. Dahası IMF kredisini almak için uyulması gerekecek koşullar, mali disiplin, “po- pülist harcamalara” yasak vb… İç talep sorununu daha da ağırlaştıracak. Ama bu arada uluslar- arası mali sermayenin alacaklarını tahsil etme- si, piyasadan çıkışı kolaylaştırılmış olacak! Bu, okuyarak, üflenerek, IMF’ye dayanarak aşı- lacak bir kriz değil. Dış ve iç piyasa sorunları, dış kredi daralması Türkiye ekonomisini gelecek yıl, hatta daha sonra da etkilemeye devam edecek. Gelişmiş ülkeler mali disiplin kaygısını rüzgâra savurdular, dikkatleri talep yetersizliği ve kredi krizi sorunu üzerinde yoğunlaştırıyorlar. Bizim yö- netimin de bundan ders çıkartması, önce ken- di halkının üretim ve tüketim kapasitesini can- landıracak tedbirler üzerinde yoğunlaşması, bu arada, mali sektörün, özellikle uluslararası ma- li piyasaların kaygılarına boş vermesi gerekiyor. Bu iki sektörü kendini temizlenme sürecine bı- rakmak, düzenleyici, denetleyici tedbirlerle za- rarı sınırlamaya çalışmak yeterli olacaktır. Bu sektörden gelen saptamalar da zaten, “oyuncularının” realiteyle ilgisinin çoktan kopmuş olduğunu gösteriyor. Örneğin “Piyasa uzmanları, seçime gidilirken hükümetin mali dengenin bo- zulmasına yol açacak popülist kararları konusunda endişeler” yaşıyorlarmış. “IMF ile yapılan anlaşma bu riski” azaltacakmış. Bir uzman, “Kriz bittiğinde mali dengeleri bozulmuş bir ülke haline gelme tehlikesinin önüne geçilmiş oldu” demiş. “Dün- yanın büyümeye geçtiği dönemde Türkiye’nin ekonomisindeki istikrarı korur halde kalması” ge- rekiyormuş. “IMF anlaşması ile bu istikrar ga- rantiye alınmış” (Aktaran E. Sağlam, Referans, 06/12). Bu “uzmanlar” ya çoktan bu gezegeni terk et- tiler. Ya da “mali sermaye önemli, gerisini boş verin” demeye getiriyorlar ki bu da aynı kapıya çıkıyor. Bunların dayandıkları paradigma merkez ülkelerin sermaye birikim krizine çare olarak ge- liştirilmiş, 1980’lerden başlayarak, çevre ülkeleri de buna bağlama kaygılarından kaynaklanmış- tı. Bu paradigma, dış mali kaynağa (uluslararası mali sermayeye), ihracata (gelişmiş ülkelere, yi- ne onlardan gelen girdilerle, ucuz ücret malları üretmeye) ve ucuz iş gücüne dayalı (iç talebe ilgisiz) bir ekonomik model yarattı, IMF’de onun uygulayıcısı oldu. Şimdi bu paradigma hem teorik olarak hem de pratikte çöktü; herkes hızla yön değiştiriyor. Bi- ze gelince, geçen 25-30 yılda ithal ikameci sa- nayileşmeden taşeronluğa, fasonculuğa gerile- dik. Bu arada mali sistemin mülkiyeti uluslararası mali sermayenin eline geçti. Eğer tedbir alın- mazsa bu krizin içinde, ülke halkı giderek yok- sullaşırken üretim birimleri de hızla bir taraftan yabancı sermayenin eline geçecek, diğer taraf- tan kapasite fazlası kıyımına uğrayarak tasfiye olacak. Böylece ülke, bir “sömürge sendromu” yaşıyor olmaktan, tüm üretim ve tüketimi “ulu- sal mekândaki ötekinin iktidarı tarafından yö- netilen” bir gerçek sömürgeye dönüşmüş olacak… erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com BAYRAMDAN SONRA ÇALIŞMAYA BAŞLAYACAK Karayalçın’ın karargâhı eski CHP genel merkezi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayõ Murat Karayalçın’a par- tinin Çevre Sokak’taki eski genel mer- kez binasõ tahsis edildi. Karayalçõn, bayramdan sonra bu binada seçim ça- lõşmalarõnõ başlatacak. Karayalçõn geçen hafta CHP’ye üye ol- duktan sonra genel merkezde düzenle- nen toplantõda resmen “CHP’nin bele- diye başkan adayı” olarak kamuoyu önüne çõkmõştõ. Karayalçõn’õn CHP Ge- nel Başkanõ Deniz Baykal, Genel Sek- reter Önder Sav, Genel Sayman Mus- tafa Özyürek, CHP Ankara İl Başkanõ Ali Yıldızlı ile yaptõğõ görüşmelerde se- çim hazõrlõklarõnõn ayrõntõlarõ değerlen- dirildi. Görüşmelerde seçim kampanyasõnõn profesyonel bir şirket tarafõndan yürü- tülmesi, bütçe ve belediye meclis üye adaylarõnõn belirlenmesi konularõnõn da gündeme geldiği öğrenildi. CHP yöne- timi, Karayalçõn’a Çevre Sokak’taki es- ki genel merkez binasõnõ tahsis etti. Bi- nadaki tadilat sürerken, Karayalçõn’õn bayramdan sonra taşõnacağõ ve seçim ça- lõşmalarõnõ bu merkezden yürüteceği bildirildi. Programõnõ bayramdan sonra açõklayacak olan Karayalçõn’õn kam- panyasõnda “Nerede kalmıştık?” slo- ganõnõn öne çõkmasõ bekleniyor. Sahte vekâletname ile Gürhan’õn Türkiye’deki Kanal 7 yöneticileri ile ticari ilişkileri gizlenmeye çalõşõlmõş Fener Haliç’i aydõnlatmõşAYKUT KÜÇÜKKAYA Almanya’daki Deniz Feneri da- vasõnda 5 yõl 10 ay hapis cezasõna çarptõrõlan Euro 7’nin Genel Müdü- rü Mehmet Gürhan hapisteyken onun adõna İstanbul’daki 10. No- ter’den vekâletname alan Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeriya Karaman; vekâletnameyi aldõğõ gün İstanbul’da kurulu Haliç Deniz şirketinde “hisse operasyonu” ger- çekleştirdi. Karaman, Mehmet Gür- han’õn 50 bin YTL’lik hissesini da- vanõn diğer faili olarak gösterilen İs- mail Karahan’a devretti; Gürhan şirketin genel müdürlüğünden istifa etti. Bu devir sonrasõ şirket Karaman ve Karahan ortaklõğõna geçti. İstan- bul’daki bu şirketin önemi ise Al- manya’daki Deniz Feneri davasõnõn iddianamesinin 98. sayfasõna daya- nõyor. Çünkü o sayfada, “Alman- ya’da Deniz Feneri’ne yapılan ba- ğış paralarıyla alındığı belirtilen gemi için Vakıfbank’tan çekilen 1 milyon Euro’luk kredinin 400 bin Euro’sunun Haliç’e havale edil- diği” yazõyor. Gürhan’la birlikte davada hapis cezasõna çarptõrõlan Deniz Feneri’nin muhasebecisi Fir- devsi Ermiş de bu havaleyi iki kez 200 bin Euro’lar halinde kendisinin yaptõğõnõ doğrulayarak Haliç şirke- tine giden paranõn nereye harcandõ- ğõnõ bilmediğini itiraf ediyor. İşte skandal gelişmenin ayrıntıları şöyle:  Sicil kayõtlarõna göre ilk adõ Ha- liç Basõn Yayõn Ltd. olan şirket 15 Şubat 2006’da kuruldu. Ortaklarõ, Mustafa Çelik ile İsmail Kara- han’dõ. (Kanal 7’nin tepe yönetici- leri...)  13 Şubat 2007’de unvan deği- şikliğine gidildi ve şirketin adõ Ha- liç Deniz oldu. (Mehmet Gürhan’õn Zekeriya Karaman’õn talimatõyla Letonya’da gemiyi satõn aldõğõ 1 Mart 2007’den 15 gün önce...) Sermaye artıyor  Unvan değişikliği kararõ alõnan toplantõda Zekeriya Karaman’la Mehmet Gürhan şirketi kurucula- rõndan devraldõ. Haliç Basõn’õn ortağõ Mustafa Çelik 50 bin YTL’lik or- taklõk sermayesinin tamamõnõ Beyaz Holding’e aktardõ (Deniz Feneri id- dianamesinde bağõş paralarõnõn akõ- tõldõğõ şirketlerden biri olarak gös- teriliyor...). Diğer kurucu ortak İsmail Karahan hissesini Mehmet Gür- han’a devretti. Böylece şirketin ye- ni ortaklarõ Beyaz Holding adõna Ka- raman ile Gürhan oldu. Bu değişik- lik 22 Şubat 2007’de tescillendi. Bu toplantõya bizzat Mehmet Gürhan da katõldõ.  Bu toplantõda faaliyet alanõ de- ğiştiği için ana sözleşmenin 2 ve 3. maddeleri, sermaye ile ilgili 6 mad- de değiştirildi. Faaliyet alanõ kara, ha- ‘Yolsuzluk teşkilatları kurulur oldu’ GÜRSU KUNT ANTALYA - CHP Genel Başkanõ Deniz Bay- kal, Antalya’dan AKP iktidarõ ve Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’a ağõr eleştiriler yöneltti. CHP Antalya İl Başkanlõğõ’nõn düzenlediği bayramlaşma töreninde konuşan Baykal, hükü- metin ekonomi politikalarõnõ eleştirdi. Ekonomi- de ciddi bir sõkõntõ olduğunu belirten Baykal, “Tür- kiye’nin en önemli kuruluşları büyük sıkıntı içinde, fabrikalar kapanıyor, insanlar ücretsiz izne çıkarılıyor. Ekonomi yüzde 8.6 azaldı. Borçlar ödenemiyor, bankalar içine kapandı. Başbakan, ‘Hamdolsun iyiyiz’, ‘Kriz teğet ge- çiyor’ sözleriyle milleti avuttuğunu sanıyor” di- ye konuştu. Türkiye’nin tarihinin en büyük yolsuzluk tab- losuyla karşõ karşõya olduğunu ifade eden Baykal, “Yolsuzluklar diz boyu. Eskiden yolsuzlukla- rı ahlaki standartları kuşkulu kişiler yapardı. Şimdi teşkilat kuruluyor. Halkı soymak üzere, şirket kuruluyor, devlet kuruluyor” dedi. Al- manya’daki Deniz Feneri yolsuzluğuna değinen Baykal, AKP iktidarõnõn yolsuzlukla iç içe oldu- ğunu belirtti. Derneğe ayrõcalõk sağlandõğõnõ ifa- de eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Koca Bakanlar Kurulu, ‘Evet, el hak mille- te yardõmcõ olmak için kuruldunuz’ diyor. Son- ra vergi muafiyeti istiyorlar. Mehmetçik Vak- fı’na tanınmayan muafiyetler, bunlara tanı- nıyor. Onlar gidiyor, Almanya’da Müslü- manların fitresine göz koyup AKP’yi destek- lemek için burada televizyon kanalı kuruyor. Alman hükümeti dava açıyor. ‘Sizde de şu ki- şileri, aman ihmal etmeyin’ diyor. O kişiler şim- di, devletin en saygın olması gereken kuru- munun başında, televizyon kanallarında yö- neticiler. Al gülüm ver gülüm. İktidar iş ba- şında. Başbakan seyrediyor. Adalet Bakanı ‘Ba- na ne canõm’ diyor. Böyle bir tablo ortaya çı- kabilir mi?” Yerel seçimlerin Türkiye’nin rotasõnõ belirle- yeceğini ifade eden Baykal, durumun kaygõ ve- rici olduğunu, ülkeye sahip çõkmak gerektiğini söy- ledi. va ve deniz taşõmacõlõğõ oldu, basõn işleri tamamen çõktõ. Şirketin adõ Haliç Deniz Ltd. oldu. Ser- mayede 100 bin YTL’den 750 bin YTL’ye çõkarõldõ. Bunun 700 bin YTL’si Beyaz Holding’in, 50 bin YTL’si Gürhan’õndõ. Hapisteyken devir!  Ancak üç ay sonra 21 Mayõs 2007’de Mehmet Gürhan hisse- lerini devrederek ayrõldõ.  Bu tarihte Mehmet Gürhan Frankfurt’ta hapisteydi. Zekeriya Karaman’õn elinde toplantõnõn yapõldõğõ gün 21 Mayõs 2007 ta- rihli İstanbul 10. Noteri’nden Gürhan adõna alõnan vekâletname vardõ!..  Beyaz Holding adõna Kara- man ve Karahan’õn katõldõğõ bu toplantõda Gürhan, şirkette sahip olduğu 50 bin YTL’lik sermaye- ye denk gelen hissesini şirketin ilk kurucularõndan Karahan’a tekrar devretti. Gürhan müdürlük göre- vinden de istifa ederken Kara- han’õn sermaye tutarõ da 50 bin YTL oldu. Erdoğan’ın akrabası yönetici...  Haliç Deniz’in yetkilisi ola- rak görünen Zekeriya Karaman’õn oğlu Habip Karaman, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn oğlu Burak Erdoğan ile bacanak. Karaman’a Gürhan adõna verilen vekâletna- meyi onaylayan İstanbul 10. No- teri, Başbakan Erdoğan’õn da no- teri. İşte iddianamedeki Haliç Şirketi Almanya’daki Deniz Feneri e.V. iddianamesinin 98. sayfa- sõnda Haliç şirketi şöyle yer alõ- yor: “Ayrıca sanık Ermiş’in anlatmış olduğu gibi, zama- nında ‘Baltic Kristina’ adını taşıyan ve Letonya’da demir- lemiş bir geminin de Almanya Deniz Feneri’nin parasıyla sa- tın alınmış. Resmi muhasebe- ye, geminin satın alınması için 1 milyon Euro kredi alındığı- nı ve geri kalan paranın da sanki Türkiye’den geldiğini gösterecek şekilde geçirmeyi Gürhan, Ermiş’e talimat ve- rerek yaptırmış. Kredi, Frank- furt VakıfBank’tan EURO 7’nin hesabına geçirildikten sonra, iki kez ve her defasında 200 bin Euro Türkiye’de yeni kurulan ‘Haliç Deniz Taşõma- cõlõk ve Turizm Ltd.’ şirketine havale edilmiş. Sanık Ermiş, bu paranın orada hangi iş için ve nereye kullanıldığını söyle- yememiş.” Gündem, seçmen patlaması Partiler arasõ bayramlaşmada en çok konuşulan konu 6 milyonluk seçmen artõşõ oldu. CHP ve MHP’liler endişelerini dile getirirken AKP’li yöneticiler de ‘İncelenmeli’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Seçmen sayõsõndaki 6 milyonluk artõş, si- yasi partilerdeki bayram sohbetlerine de damgasõnõ vurdu. CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Cevdet Selvi, “6 milyon seç- menin artması geçmiş seçimi de şaibeli hale getiriyor” dedi. MHP Genel Sek- reteri Cihan Paçacı da artõşõn, idarenin güvenilirliğini müthiş sarstõğõnõ, bunun çok büyük bir hata olduğunu söyledi. CHP’de Kurban Bayramõ nedeniyle gerçekleşen siyasi partiler arasõ bay- ramlaşma çerçevesinde, gelen heyetle- re Genel Başkan Yardõmcõsõ Selvi ile Parti Meclis üyeleri İsmet Atalay ve Neriman Genç ev sahipliği yaptõ. Zi- yaretlerde, ağõrlõklõ olarak yaklaşan ye- rel seçimler, küresel ekonomik kriz ve CHP’ye çarşaflõ kişilerin üye yapõlma- sõ konularõ gündeme geldi. AKP Ankara Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanõ Ahmet İyimaya’nõn başkanlõğõndaki AKP he- yetinin ziyareti sõrasõnda seçmen sayõ- sõndaki artõş gündeme geldi. Selvi, ye- rel seçimlere gidilirken vatandaşlarõn ka- fasõnda soru işaretleri olduğunu öne sü- rerek yõllar önce ölen kişilerin isimlerinin bile seçmen listelerinde bulunmasõnõn dikkat çekici olduğunu belirtti. Selvi, “6 milyon seçmenin artması geçmiş se- çimi de şaibeli hale getiriyor” diyerek Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) bü- tün başvurulara karşõn duyarsõz oldu- ğunu, bunun kaygõlarõ artõrdõğõnõ söyledi. Seçmen sayõsõndaki 6 milyonluk artõşa gösterilen reaksiyonu anlayõşla karşõla- mak gerektiğini belirten İyimaya da, “Böyle bir sorun var mı, yok mu? Sa- yısal olarak var ama sebeplere indi- ğimiz zaman var mı, yok mu? Bunu bu şekilde incelemek, derinleştirmek lazım” diye konuştu. Kütük tartõşmalarõ MHP’deki bay- ramlaşma töreninde de sürdü. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacõ AKP’li İyimaya’ya, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafõndan açõklanan seçmen sa- yõlarõndaki 6 milyon artõşõn nereden kay- naklandõğõnõ sordu. Paçacõ’nõn, “Bu, idarenin güvenilirliğini müthiş sars- tı. Çok büyük bir hata” sözleri üzeri- ne İyimaya, “Hata değil. Eksiklik, yanlışlık varsa 6 milyonun hepsi ele- nir, düzelir” diye konuştu. DSP’de gerçekleşen bayramlaşma töreninde de DSP’li Süleyman Yağız, küresel krizin Türkiye’yi de etkisi al- tõna aldõğõnõ söyledi. Yağõz, “Bu krizin büyük bir şok olarak yaşanmama- sında en büyük etki 57. hükümetin AKP’ye bıraktığı iyi ekonomik mi- rastır” dedi. Mehmet Gürhan Almanya’da cezaevinde iken düzenlenen sahte vekâletnamenin, Gürhan’õn Haliç Deniz şirketindeki hisselerini İsmail Karahan’a devretmek için kullanõldõğõ ortaya çõktõ. Haliç Deniz şirketi ise Almanya’daki Deniz Feneri yolsuzluğu davasõnda şu iddia ile gündeme gelmişti: “Almanya’da Deniz Feneri’ne yapõlan bağõş paralarõyla alõndõğõ belirtilen gemi için Vakõfbank’tan çekilen 1 milyon Euro’luk kredinin 400 bin Euro’sunun Haliç’e havale edildiği.” Deniz Baykal, AKP hükümetinin Deniz Feneri skandalõndaki tutumuna dikkat çekti Antalya’daki bayramlaşmada Baykal çocuklarla özel olarak ilgilendi. (Fotoğraf: AA) CHP Genel Merkezi’ndeki bayramlaşmaya Murat Kara- yalçın da katıldı. (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle