02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasanõn değiştirilme- si teklif dahi edilemeyecek mad- delerini tartõşmaya açmak isteyen Anayasa Mahkemesi Başkanõ Ha- şim Kılıç’a tepkiler sürüyor. TBMM Başkanõ Köksal Top- tan dün TV 8’de yayõmlanan bir programda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulun- du. Cumhuriyetin temel nitelik- lerini değiştirecek davranõşlardan herkesin özenle kaçõnmasõ gerek- tiğini kaydeden Toptan, “Çünkü onlar bizim devletimizi var eden temel unsurlardır. Cumhuriye- timizi var eden temel nitelikler- dir. Onlardan vazgeçmemiz söz konusu olmaz. O nedenle onla- rı tartışmaya açmamak lazım. Açmanın da pek fazla faydası yok. Oralarda meydana gelecek tartışmalar yeni bunalım ve buhranları meydana getirir. Fi- kirlere katılmasak bile fikirlere tahammül etmemiz lazım. Kim söylerse söylesin her düşüncenin karşısında saygıyla eğilmemiz la- zım” dedi. Toptan, Türk halkõnõn laiklikle ilgili bir sorununun ol- madõğõnõ, laikliğin Türkiye’de ya- şam biçimine dönüştüğünü söyle- di. Anayasa Mahkemesi’nin tür- banla ilgili kararõna kesinlikle ka- tõlmadõğõnõ kaydeden Toptan, Mec- lis’te anayasanõn ilk 4 maddesini dolaylõ olarak değiştiren bir öne- ri gelmesi durumunda işleme koy- mayacağõnõ açõkladõ. TBMM İnsan Haklarõnõ İncele- me Komisyonu Başkanõ AKP’li Zafer Üskül de, yaptõğõ açõkla- mada, anayasanõn ilk 4 maddesiyle ilgili olarak, “bunların düşünce- yi açıklama özgürlüğü çerçeve- sinde tartışılabileceğini” belirt- mekle birlikte, temel ilkelerde bir değişiklik yapõlamayacağõ görü- şünü savunduğunu vurguladõ. Üs- kül, “Cumhuriyetimizin temel il- keleri değiştirilemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ni- telikleri değiştirilemez” dedi. Kılıç’tan savunma Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç ise dün akşam saat- lerinde yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Bilkent Üniversitesi’ndeki “Ana- yasaların değiştirilemez hü- kümleri” konulu sempozyumda anayasanõn söz konusu maddele- rine ilişkin herhangi bir değerlen- dirme, yorum veya görüşün ken- disi tarafõndan ileri sürülmediğini savundu. Kõlõç şu değerlendirme- yi yaptõ: “Yaptığım iki cümlelik davete teşekkür konuşması içe- riğini bazı basın ve yayın or- ganları ile kişilerin ‘anayasamõ- zõn ilk üç maddesini tartõşmaya açõ- yor, değiştirmek istiyor’ biçimin- deki niyet okumaları ve mak- satlarını aşan, eleştiri ötesi, şah- sımı ve kurumu yıpratmak ni- telikli siyasi değerlendirmeler yaparak ütopya yarattıklarını görmek üzüntü, kaygı ve hayret vericidir. Hukuken değiştiril- mesi mümkün olmayan anaya- sa hükümlerinin tartışma, ko- nuşma ve bilimsel toplantılara konu olması yeni bir gelişme olmayıp, bugün eleştiri konusu yapanlarca da geçmişte ileri sü- rülmüş öneri ve temennilerde bulunulduğu herkesçe bilin- mektedir. İfade özgürlüğü baş- ta olmak üzere demokrasiyi içi- ne sindirmeyenlerin kamuoyu- nu yanlış bilgilendirmek sure- tiyle şahsımı hedef haline getir- meleri, ilgilileri sorumluluktan kurtarmayacaktır. Gerçeklerle ilgisiz, ahlaki, insani ve entelek- tüel hiçbir boyutu bulunmayan niyet okuyucularının bu yakla- şımlarını kamuoyunun takdir- lerine saygıyla sunarım.” CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Başkanı Haşim Kılıç, anayasanın değiştirilemez hü- kümlerinin de tartışmaya açılması için bir doz daha cesaret arıyor. Konuya girmeden önce “değiştirilemez” ilk 4 mad- deyi özetleyelim: Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Madde 3: Türkiye Devleti, bölünmez bir bütündür. Resmi dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belir- tilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı, başkenti Ankara’dır. Madde 4: İlk 3 madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Yasalar, anayasalar toplumla birlikte değişir, ge- lişir. 1982 Anayasası’nın üçte biri geçen 26 yıllık za- man diliminde değişti. Sendikal haklardan siyaset ala- nının genişletilmesine kadar pek çok düzenleme ola- bildiğince çağa uyduruldu. Ancak yukarıda sıraladığımız ilk 3 madde, devle- tin temel yapısıyla ilgili. Bunları tartışmaya açmak is- teyenlerin neyi hedeflediğini açıkça paylaşması ge- rekir. Hafta başında Bilkent Üniversitesi ile Alman Ulus- lararası Hukuki İşbirliği Vakfı “Anayasadaki Değişti- rilemez İlkeler” konulu sempozyum düzenledi. Kılıç burada yaptığı konuşmada dedi ki: “Bu konuyu nisan ayındaki Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü sempozyumunun başlığı yapmayı düşünüyorum. Ancak ne kadar cesaretli olabilirim, bi- raz endişeliyim.” Son davalarla birlikte adeta Haşim Kılıç’ın özel ra- portörü unvanını hak eden Anayasa Mahkemesi ra- portörü Osman Can da aynı sempozyumda yaptı- ğı konuşmada, bizim anayasamızdaki değiştirilemez ilkelerin, öteki anayasalardan uzak olduğunu söyledi. Can da değiştirilemez ilkelerin tartışılması için can atıyor! Başta vurguladığımız gibi hukuk da canlı, de- ğişime gelişime uğrayan bir bilimdir. Ancak Kılıç- Can çıkışının önerdiği, anayasal düzenin adının da tartışılmasının önünü açacak bir düzenleme... Sonradan yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki Kı- lıç, mahkemenin öteki 10 üyesinin bilgisi dışında de- ğiştirilemez ilkeler sempozyumu tasarlamış. Demokrasinin sınırlarının olabildiğince geniş ol- masını isteyen Kılıç, aynı demokrasiyi mahkemenin içinde de uygulamayı ve “ben başkanım, hangi ko- nuyu benimsersem o konuşulur” yaklaşımı sergile- mek yerine üyelerin de değerlendirmesini almayı dü- şünmez mi acaba? Biraz daha geniş açıdan bakınca şöyle bir tablo or- taya çıkıyor: Kılıç, AKP’ye yönelik kapatma davasının karar otu- rumuna saatler kala AKP’nin seçtiği Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı ile gizlice buluştu ve 5 saat görüştü. Mahkeme kararında AKP’nin odak olmadığını savunan tek kişi Kılıç oldu. Kılıç karşı oy yazısında Anayasa Mahkemesi’nin, sınırlarının dışına çıkma- masını istiyor, anayasanın her maddesinin tartışıl- masından yana olduğunu söylüyordu. Rastlantı olsa gerek; AKP de aynı şekilde düşü- nüyor. Mahkemenin yetkisinin daraltılmasını, ana- yasanın iktidarca istendiği gibi oynanmasını istiyor. Bunu kendisi dile getirse, yine “odak” tartışması başlayacak... Tartışmayı Kılıç başlatıyor ki, karşı çıkılabilirliği az olsun! Bu sırada AKP ne yapıyor? Tek devlet, tek millet, tek bayrak, diyor! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada dürü Akif Beki’nin son marifetini eleştiriyor. Lagendijk gerçekçi bir saptama yaparak “Uygulama Başbakan’ın eleştiri kaldırma düzeyinin yüksek ol- madığını kanıtlıyor” diyor. Beki bu saptamadan sonra dilediği kadar “valla- hi billahi, iki gözüm kör olsun ki karardan Başbaka- nımın haberi yok” desin. Başkaları bu savunuyu rafta yalancı dolma hesa- bı neden yutsun? Yedi gazetecinin Başbakanlık’a girmesine yasak getirmek RTE’nin basına duyduğu öfkenin grafiğini çiziyor. Patronlarla dalaştı. Sonuç alamayınca, tepkisini tat- min edecek yasakçı kafa harekete geçti. Çalışanlarla uğraşacak düzeye indi. RTE bu; öfke kaynaklı doğasını reddediyor. New York Times’e verdiği demeçte Barack Oba- ma’ya tavsiyesine bakınız: “Dik dur ama kavgacı ol- ma!” diyor. RTE’nin altı yıllık iktidar serüveninde diyalogdan ka- çınan, sürekli kavga çıkardığını gösteren somut ör- nekleri, yakın çalışma arkadaşları herhalde Obama’nın önüne koydular. Seçilmiş başkan, bu örneklerin birkaçına bakarak içinden; “Demek ki dünyada aynaya bakmadan baş- kalarına böyle tavsiyelerde bulunan hükümet başkanları da varmış” diye geçirmiş; kendisiyle konuşmak için bütün kapıları çalan TC Başbakanı’nın görüşme ta- lebini de, demecini de bir kenara atıvermiştir. Ve sonra... Ürdün Kralı Abdullah dahil pek çok dev- let başkanı ile görüşmesine karşın Obama; bizimki- nin de içinde bulunduğu “yabancı liderlerle teması” -Başkan Yardımcısı John Biden’a değil- eski Dışiş- leri Bakanı Madeleine Allbright’a bırakıverdi. 4 Kasım’daki ABD seçimlerinde adaylar arasında kıyasıyla çekişme sürerken bizimki Obama için “acemi” nitelemesinde bulunmuş. ABD gibi istihbarat alanında anasının gözü bir dün- yada RTE’nin Cumhuriyetçilerin adayı John McCa- in’i yeğlediğini Obama karargâhı bilmiyor olabilir mi? Ama artık ipler Obama’nın elinde; bizimki sessiz- liğini koruyacağı yerde Obama’ya “Dik dur ama kav- gacı olma” gibi kendisiyle yüzde yüz ters düşen tav- siyelerde bulunuyor. Neredeyse sen dünyanın patronu isen Ortado- ğu’nun patronu da benim demeye gelen bir göste- riş içinde; Amerikan gazetesi aracılığıyla İran’la ABD arasındaki sorunların çözümü için arabulucu olma- ya hazır olduğunu açıklıyor. Gidiş o gidiş ki fakir fukarayı temsil etme iddiasıyla iktidara geldi; altı yıl sonunda tuzu kuruların lideri ol- mayı başardı. Global finans krizinin topluma etkilerini araştıran an- ketteki “krizin etkisini hissediyor musunuz” sorusu- nu “evet bütçem daraldı” diye yanıt veren çoğunlu- ğa karşı, Türkiye’nin kaymağını yiyen yüzde 8’lik ke- sim “hissetmedik” diye karşılıyor. Kriz.. ardı ardına gelen ve gelmesi olası zamlar.. kri- zin her sektörü sallamaya başladığını, yüz binlerce işçinin işsiz kaldığını her gün açıklayan haberler ve… Hâlâ başını dik tutmaya çalışan, gerçekleri sırala- yanlarla sürekli kavga eden bir Başbakan, adı RTE! Allah ıslah etsin! [email protected] 14 KASIM 2008 CUMASAYFA CUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 13 Edirne PB 12 Kocaeli Y 16 Çanakkale PB 16 İzmir PB 17 Manisa PB 17 Aydın PB 19 Denizli PB 18 Zonguldak Y 14 Sinop Y 16 Samsun Y 16 Trabzon B 18 Giresun B 18 Ankara Y 13 Eskişehir Y 12 Konya Y 12 Sıvas B 13 Antalya PB 21 Adana Y 21 Mersin Y 24 Diyarbakır B 20 Şanlıurfa Y 20 Mardin B 18 Siirt B 20 Hakkâri B 10 Van B 12 Kars B 8 Oslo Y 1 Helsinki Y 8 Stockholm Y 6 Londra B 11 Amsterdam Y 12 Brüksel Y 10 Paris Y 9 Bonn Y 9 Münih B 19 Berlin B 10 Budapeşte Y 12 Madrid Y 14 Viyana Y 9 Belgrad B 16 Soyfa B 16 Roma Y 17 Atina Y 19 Zürih Y 10 Moskova A 5 Aşkabat A 11 Astana B 3 Taşkent B 10 Bakû Y 14 Bişkek B 10 Tiflis Y 5 Kahire PB 22 Şam Y 19 Tüm yurt parçalı bu- lutlu, Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anado- lu’nun batısı; İç Ana- dolu’nun güney ve ba- tısı, Batı Karadeniz, Or- ta Karadeniz kıyıları ile Kocaeli, Sakarya Bile- cik çevreleri yağmur ve sağanak geçecek. Ha- va sıcaklığı güney ve iç kesimlerinde i lia 3 de- rece azalacak. İşi taşerona havale ettiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, dün düzenlediği basõn toplantõ- sõnda anayasanõn değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerini tartõşmaya açmak istenilmesine tepki göstererek “Bu girişim siyasi iktidarın ülkeyi ye- ni bir tartışma zeminine taşımak için işi taşerona havale ettiğini ortaya koy- maktadır” dedi. Okay, “Anayasa Mah- kemesi’nde yapılan değerlendirmele- rin vazgeçilmez raportörü ve görüşle- ri belli olduğu halde ona bu yönde gö- rev verenlerin, kendi iç dünyalarının görüşlerini siyasal iktidarın isteğine uy- gun bir şekilde Türkiye’nin gündemi- ne ısıtıp ısıtıp taşımalarının bulun- dukları görev ve sorumlulukları ile bağdaşmadıkları kanısındayız.Değiş- mesi gereken bu yönde açıklama yapan Anayasa Mahkemesi mensuplarının anlayışlarıdır.” diye konuştu. Haber Merkezi - Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji - YÖK Disiplin Kurulu’nun Prof. Dr. Celal Şengör hakkõnda “Sadece kınama cezası verelim” önerisini YÖK Başkanõ’nõn beğenmediği ve Şengör’ün üniversiteden atõlmasõnda õsrar ettiği belirtiliyor. YÖK’ün soruşturmasõna tepki olarak Amerikan Bi- limler Akademisi, Cumhurbaşkanõ, Başba- kan ve Milli Eğitim Bakanõ’na birer mektup göndermişti. Şimdi de Türkiye Bilimler Akademisi kaygõlarõnõ bir mektupla bildirdi. Akademi, Celal Şengör gibi uluslararasõ bilim dünya- sõnca tanõnan bir bilim insanõnõn rahatsõz edil- mesinden duyulan kaygõyõ paylaştõ; Akade- mik Konsey oybirliği ile aldõğõ açõklamayõ, YÖK’e, Universitelerarasõ Kurul’a ve du- yarlõklarõ için de Cumhurbaşkanõ’na ve TÜ- BA’dan sorumlu Devlet Bakanõ’na gön- derdi. YÖK Disiplin Kurulu, Prof. Celal Şen- gör’ün “Şengör Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret AŞ”de yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptõğõ gerekçesiyle “kı- nama cezası” ile cezalandõrõlmasõnõ teklif et- miş, ancak YÖK Başkanlõğõ bu cezanõn “Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkar- ma Cezası”na çevrilmesini talep etmişti. Şen- gör hakkõnda başlatõlan soruşturma, “yük- seköğretim kurumlarından başka bir yer- de ücretli veya ücretsiz resmi veya özel bir iş görmek, ek görev almak veya serbest meslek icra etmek” disiplin suçunu işledi- ği iddiasõ ile başlatõlmõştõ. Ancak Şengör’e göre cezalandõrõlmasõnõ ge- rektiren herhangi bir hukuki durum söz ko- nusu değil, çünkü anõlan şirketin hiçbir faa- liyetinde Şengör’ün imzasõ bulunmuyor ve yö- netim kurulu üyeliğine bilgisi dõşõnda atan- dõğõnõ bildiriyor. Kaldõ ki Şengör, durum an- laşõlõnca şirketten istifa ettiğini belgelerle ka- nõtlayabiliyor. YÖK Başkanlõğõ’nõn “kınama yetmez” bastõrmasõ üzerine, Celal Şengör YÖK’e sa- vunma yapmaya çağrõldõ. Ancak çağrõ mek- tubu da Şengör’ün eline verilen savunma ta- rihinden 12 gün sonra geçti ve bu durum İTÜ Rektörlüğü’nce de tutanakla saptandõ. Şen- gör YÖK’e savunma için gideceğini açõkla- dõ ve yeni bir tarih verilmesini istedi. İktidar yanlõsõ yandaş gazeteler de Şengör’ü “Türkiye’yi ABD’ye şikâyet ettiği” gerek- çesiyle topa tutmuşlardõ. Oysa Şengör, “YÖK beni üniversiteden atmak niyetini açıkça belirttiği için ben de Amerika ve Avru- pa’daki dostlarımla haberleşerek iş ara- maya başladım ve durumdan böyle ha- berdar oldular. Üyesi olduğum Amerikan Bilimler Akademisi de gelişmelerden duy- duğu kaygıyı bir mektupla Türkiye’de ki- şi ve kurumlara bildirmiş ve bilgi istemiş” diye konuşmuştu. TBMM Başkanõ Toptan ile Üskül eleştirdi, Kõlõç ise açõklama yaptõ Kılıç’ı savunan yok Gül’den kadın girişimcilere destek Yurt Haberler Servisi - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, Kadõn Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER), Garanti Bankasõ’nõn deste- ğiyle Kayseri Hilton Ote- li’nde gerçekleştirilen “Kadõn Girişimci Buluş- malarõ’08” toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada kadõn girişimciliği için lo- bi faaliyetleri sürdürdüğünü belirtti. Hayrün- nisa Gül’ün türbanõnõ bonesiz, saçlarõnõn ucu görünecek şekilde bağlamasõ dikkat çekti. Gazetecileri sevindiren haber ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, gazetecilere ödenmeyen ücretlerin ve fazla mesailerin her geçen gün yüzde 5 fazla- sõyla ödenmesi hükmünün çalõşma koşullarõ ba- kõmõndan işçilerden farklõ bir konumda olan ve kamuoyunu doğru bilgilendirme görevleri bulu- nan gazetecileri işveren karşõsõnda korumak amacõyla getirildiğini bildirdi. Ankara 9. İş Mah- kemesi ve Bursa 2. İş Mahkemesi, Basõn Mesle- ğinde Çalõşanlarla Çalõştõranlar Arasõndaki Mü- nasebetlerin Tanzimi Hakkõnda Yasa’nõn ücret başlõklõ maddesindeki ve ekindeki hükümlerinin, anayasaya aykõrõlõğõ savõyla iptali istemiyle yük- sek mahkemeye başvurmuşlardõ. Danıştay’da memur eylemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõş- tay’da çalõşan memurlar, banka promosyonlarõ- nõn eşit dağõtõlmasõ, sözleşmeli personelin kad- roya alõnmasõ ve bazõ sosyal haklarõn sağlan- masõ istemiyle Danõştay önünde eylem yaptõ. Grup adõna konuşan Büro Emekçileri Sendika- sõ (BES) Danõştay İşyeri Baştemsilcisi Şükrü Beştaş, yargõ emekçilerinin de insanca yaşama hakkõ olduğunu, yargõ emekçilerinin kendi gö- rev, sorumluluk ve iş yoğunluklarõna uygun ücret almasõ gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Turan’a eğitim ödülü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulusal Eğitim Derneği’nin 2008 yõlõ “Eğitim Onur Ödülü”nün 17 kişiden oluşan seçici kurul tara- fõndan yapõlan değerlendirmeyle, Osmanlõ ve Cumhuriyet dönemleriyle ilgili pek çok makele ve kitabõ bulunan Prof. Dr. Şerafettin Turan’a (83) verilmesi kararlaştõrõldõ. Turan’a ödülü 24 Kasõm Öğretmenler Günü’nde verilecek. Anma töreninde Atatürk yok ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Antal- ya’da Atatürk’ün 70. ölüm yõldönümü nede- niyle Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde Bü- yükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Müdürlüğü’ne bağlõ İsmail Baha Sürel- san Konservatuvarõ’nca anma etkinliği dü- zenlendi. Etkinlikte, AKP’li Büyükşehir Be- lediyesi Genel Sekreter Yardõmcõsõ Süreyya Köleoğlu’nun belediyenin çalõşmalarõnõ an- latmasõ tepki topladõ. Bazõ yurttaşlar, “Bu konser, 10 Kasõm nedeniyle düzenlendi. Ama Atatürk’ten hiç söz etmiyorsunuz. Ata- türk’ten neden rahatsõz oluyorsunuz” diyerek Köleoğlu’nu alkõşlarla protesto etti. CHP’den seçim genelgesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, YSK’nin ilan edeceği seçim takvimini bekle- meden yerel seçimlerle ilgili bir genelge ya- yõmladõ. Genel Sekreter Önder Sav imzasõyla yayõmlanan genelgede “İl, ilçe, belde başkan- larõ ve yönetim kurulu üyelerinin görev yap- tõklarõ yerden aday adayõ olmak istemeleri ha- linde 30 Kasõm 2008 Pazar günü saat 17.00’ye kadar istifasõ gerekir” denildi. Adaylarõn önse- çim, aday yoklamasõ ve merkez yoklamasõ ile saptanabileceğini, bu konuda parti meclisinin yetkili olduğu bildirildi. TEZ KOOP-İŞ’ten protesto Haber Merkezi - Bilişim sektöründe faaliyet gösteren IBM’de örgütlenen Tez Koop-İş Sendikasõ, IBM Türk yönetiminin çalõşanlara uyguladõğõ baskõlarõ protesto etti. Cemal Re- şit Rey Konser Salonu önünde yapõlan açõk- lamada sendikanõn, Çalõşma Bakanlõğõ’nõn tespitiyle IBM’de çoğunluk sağlayarak toplu iş sözleşmesi müzakerelerini başlatmak iste- diği belirtilerek, IBM Türk yöneticilerinin çoğunluk tespitine yaptõklarõ itirazla ilgili yargõ süreci devam ederken firmanõn 17 No’lu işkolunda olduğuna ilişkin tespite de itirazda bulunmasõ tam bir kara mizah konu- su olarak değerlendirildi. KARARLARA KUŞKULU BAKACAĞIZ Haber Merkezi- Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kõlõç’a tepkiler büyüyor. İzmir Barosu Başkanõ Nevzat Erdemir, Kõlõç’õn Anayasa’nõn ilk dört maddesinin değiştirilmesi konusundaki açõklamalarõ nedeniyle istifa etmesi gerektiğini savundu. Adana Barosu Başkanõ Aziz Erbek, “Kõlõç’õn değerlendirmeleri Anaya- sa Mahkemesi’nin bundan sonra vereceği kararlarõ kuşkulu kar- şõlamamõza neden olacaktõr” diye konuştu. DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi de “Laik, sosyal hukuk devletinin dayandõğõ zemini kaydõrmak isteyenler yanlõşa düşerler. Bu zemin tartõşõla- maz. Anayasa değişikliği yapõlmalõ ama bu zemin kaydõrõlmadan yapõlmalõ. Bu zemin ortadan kaldõrõlmak isteniyor” dedi. Kınama yetmez, atılsın Celal Şengör’ün ‘ümüğünü sõkma’ girişimine tepki büyüyor AMERİKAN BİLİMLER AKADEMİSİ: GELİŞMELERİ KAYGIYLA İZLİYORUZ AmerikanBilimler Akademisi Başkanõ Prof. Ralph J. Cicerone, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan ve Mil- li Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’e gön- derdiği bir mektup ile Prof. Dr. Şengör’e yönelik suçlamalarõ kaygõ ile izlediği- ni bildirdi. Şengör’ün akademinin de üyesi olduğunu ve Amerikalõ meslek- taşlarõ arasõnda çok saygõn bir yere sa- hip olduğunu belirten Cicerone, mek- tubunda kaygõlarõnõ şöyle dile getiriyor: “Şengör’ün akademik pozisyonu- nun ve konuşma özgürlüğünün cid- di tehditler altında olduğunu öğren- dim. Bu nedenle bazı olası girişimle- rin Şengör’ün araştırmalarına ve öğretim görevine zarar verebileceği kaygısını taşıyorum. Amerikan Bi- limler Akademisi, bilim insanlarının akademik özgürlüklerinin ve ifade öz- gürlüklerinin korunmasına büyük önem verir. Biz bu unsurların bilimin ilerlemesi ve bilimin topluma sağla- yacağı yararların sürdürülebilmesi için gerekli olduğuna inanıyoruz.” Mektubunda soruşturmanõn duru- mu hakkõnda bilgi isteyen Cicerone, Şengör’ün akademik özgürlüğüne ve üniversitedeki pozisyonuna yönelik tehditleri ortadan kaldõracak adõmla- rõn atõlmasõnõ da talep ediyor. Ancak hükümet ve YÖK yetkililerinin iste- nen bilgiyi vermek yerine mektubu basõna sõzdõrmalarõnõ, Amerikan Bi- limler Akademisi hiç hoş karşõla- madõğõnõ ve bunun saygõn bir davra- nõş olmadõğõnõ açõkladõ. Celal Şengör. CHP’Lİ OKAY’DAN TEPKİ Üzmez’i protesto eden öğrencilere saldõrõ İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez ile il- gili yargı kararının geri alınması için imza toplayan ve afiş asan Türkiye Komünist Par- tisi (TKP) üyesi öğrencilere, Müslüman Gençlik isimli dinci grup çivili sopalarla saldırdı. Saldırı sonrasında üç öğrenci yaralanırken, fakülte binasının içindeki panoların da cam- ları kırıldı. Öğrenci Kolektifleri de İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun raporuyla birlikte tahliye edilen Üzmez’in serbest bırakılmasını protesto etti. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle