02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 24 EKİM 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Gerekçeyi Doğru Okumak Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’yi kapatma dava- sı için verdiği kararın gerekçesinin bugün açıklan- ması bekleniyor. Ancak, mahkemenin üniversitele- re türbanla girişe yeşil ışık yakan anayasa değişik- liğini iptal ederken aldığı kararın gerekçesinin söz konusu dava için de geçerli olacağı anlaşılıyor. Önceki gün açıklanan gerekçeli karar hakkında ik- tidar sözcülüğünü üstlenenlerin medyadaki tepkileri, başkanlık yaptığı mahkemenin 9 üyesini yetki gas- pı ile suçlayan Haşim Kılıç ile üye Sacit Adalı’nın muhalefet yazıları ile bire bir örtüşüyor. Mahkemenin anayasanın değiştirilemeyecek hü- kümlerine el uzatan parlamento çoğunluğunun anayasanın başlangıç hükümleri ile 1 ve 2. madde- lere dokunulamayacağını bu kararı ile içtihat haline getirmesini, ilginçtir ne Haşim Kılıç ne de Sacit Ada- lı algılayamamaktadırlar. Bilinç altındaki gerekçe Benzer bir yargı, iktidar destekçisi gazetelerin dün- kü sayılarında da, manşetlerde de yer almıştı. Sabah gazetesi, “Meclis’in yetkisinin alındığını” dü- şünüyordu. Star, anayasa değişikliğine “Darbeci ya- par, Meclis yapamaz” yorumunu getirmişti. Yeni Şafak, ”Mahkeme kıyafet dayatamaz” di- yordu. Zaman’a göre, “Bu değişiklik Anayasa Mah- kemesi’ni bitirir”di! Bu başlıkların, parlamentodaki AKP’li çoğunluğun, son değişikliği yaparken bilinçaltlarına yerleşmiş ge- rekçeyle örtüştüğü anlaşılıyor. O gerekçe, madem- ki seçmen, çoğunluğu bize verdi, biz de ne istersek yaparız. Laikliği sulandırır, anayasanın Cumhuriye- timizin temel ilkeleri olarak gördüğü ve başlangıcında yer verdiği ilkelerin de altını oyabiliriz yargısından yo- la çıkıyor. Başbakan, değişiklik için Madrid’de düğmeye ba- sarken, o tarihi “velev ki”li demecinde de aynı yar- gı ile hareket etmemiş miydi? Başkan’dan yetki gaspı suçlaması!.. Başkanı olduğu mahkemeyi yetki gaspı ile suç- layan Haşim Kılıç’ın anayasanın kendilerine esastan denetim izni vermediğini hatırlatmasını da hukuk mantığına sığdırmak mümkün değildir. Kılıç, 82 Ana- yasası’nın 175. maddesinde yer alan hükümlerin ar- kasına sığınıyor. Madde, anayasa değiştirilmesinin TBMM üye tam sayısının en az üçte biri ile yapılabileceğini ve teklifin genel kurulda en az iki defa görüşüleceğini, kabulü için de beşte üç oranında üyenin gizli oyu- nun gerektiğini mi söylüyor? Sayın Başkan’a göre, mahkeme sadece bu hü- kümlerin yerine getirilip getirtilmediğini tutanaklar- dan inceleyerek, kararını vermekle yetkilidir. Ondan ötesi Meclis çoğunluğunun yetkisine girer. Kılıç’ın görüşü geçerli kabul edilirse, TBMM üye- lerinin en az üçte biri, mesela hilafeti getirecek; ya da “Türkiye Cumhuriyeti’nin ılımlı İslam esasla- rını benimsemiş bir devlet olduğunu” anayasaya geçirtecek değişiklik teklifini vermiş ise, bu teklif ge- nel kurulda en az iki defa olmak koşulu ile görüşül- müş ve beşte üç oranındaki üyenin gizli oyu ile ka- bul edilmiş ise, akan sular duracaktır. Öyle anlaşılıyor ki, Haşim Kılıç başkanı olduğu Yük- sek Mahkemeyi, anayasa değişikliklerinde TBMM Genel Sekreteri ya da Kanunlar Müdürü kadar yet- ki sahibi olarak kabul ederek büyük bir yanılgı içi- ne giriyor. Bu kadarcık bir işlem ile sınırlı kalınacak ise, dev- let protokolünün en üst sıralarını işgal etmeye ne ge- rek var? Büyük yanılgı Muhalefet şerhi veren öteki üye Sacit Adalı bir öl- çüde biraz daha insaflı bir görüşün savunuculuğu- nu yapmış, Cumhuriyetin temel ilkelerinin değişti- rilmesi girişiminin “bir türlü gelmeyen ve ne zaman geleceği belli olmayan hayali tehlike ve vehimlerden kaynaklandığını” söylemiş. Sayın Adalı, boş zamanlarında tarihi kitaplara eğil- se, diktatörlerin, delilerin, hayalperestlerin top- lumların başları üstünde tutularak demokrasinin hız sınırını nasıl aştıklarını ve yönettikleri ülkelerde na- sıl karmaşa yarattıklarının sayısız örneklerini görür. Öğrenir... Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] 24 bin üyesi bulunan İstanbul Barosu başkanlõğõ için beş ayrõ grup pazar günü yarõşacak Baroda seçim heyecanõ İ stanbul Haber Servisi - Dünyanõn en büyük 3 baro- sundan biri olan İstanbul Barosu’nun 26 Ekim’de ger- çekleştirilecek seçimlerinde Çağdaş Avukatlar Grubu, Katõlõmcõ Avukatlar, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu, Birlik Platformu ve Hukukun Üstünlüğü Platformu olmak üzere 5 ayrõ grup yarõşacak. 130 yõllõk geçmişe sahip, 24 bin üyesi bulunan İstanbul Barosu tüm Türkiye’de görev yapan avukatlarõn 4’te 1’ini barõndõrõyor. Ö nce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan Muammer Aydın, avukatlarõn adliyele- rin fiziki yapõsõndan kaynaklanan birçok sorunla karşõlaştõklarõnõ belirterek, “Yargının üç unsuru var. İddia, hüküm ve savunma. Kim savunacak? Avukat. Savunma dışlanı- yor. Kilitli olduğu için bazı adliyelerin tuvale- tine giremiyoruz, memurların saygısız davra- nışlarına maruz kalıyoruz” dedi. Duruşma sa- atlerinin de avukatlar için büyük sõkõntõ yarattõ- ğõnõ dile getiren Aydõn, bazõ mahkemelerin de avukatlar tarafõndan sunulan mazeretleri kabul etmediğini tüm bu sorunlar için birimler oluştu- racaklarõnõ dile getirdi. Genel bütçeden yargõya ayrõlan payõn azaltõlmasõna da dikkat çeken Ay- dõn, “Bu azalma personel sıkıntısı yaşanması- na, kısa sürede bitmesi gereken davaların uzamasına ve en sonunda da yargının pahalı- laşmasına neden oluyor. Bunun göz ardı edil- memesi gereklidir” değerlendirmesini yaptõ. Ç ağdaş Avukatlar Grubu’nun adayõ Kemal Aytaç, son yõl- larda birçok yasada yapõlan değişikliğin avukatlõk mesleğinin bağõmsõzlõğõ ile yargõ bağõmsõzlõğõnõ kötü yönde etkilediğini, mevcut yö- netimin ise bu duruma seyirci kaldõ- ğõnõ söyledi. Yapõlan birçok değişiklikle toplu- mun savunma hakkõnõn elinden alõn- dõğõna dikkat çeken Aytaç, “Tüm bunların karşısında duracağız. Çökertilmek istenilen savunmayı koruyacağız” dedi. Mevcut yönetimin yargõ bağõmsõz- lõğõ, sosyal devlet, eşitlik ve laiklik konularõnda gereken hassasiyeti göstermediğine dikkat çeken Kemal Aytaç, “Son 6 yılda yönetimde olanlar, bırakın bunları savunma- yı, genel olarak tüm olaylara ses- siz kaldı. Biz tüm bu konularda aktif rol alacağız” diye konuştu. ‘BARO GEREKLİ TAVRI SERGİLEYEMEDİ’ Ergenekon davasõnda da baronun gereken tavrõ sergilemediğini dile getiren KemalAytaç, çetelerin ve de- rin devlet yapõlanmasõnõn eylemleri- nin ortaya çõkarõlmasõnõn gerektiğini belirterek şu görüşü dile getirdi: “Ancak bu yapılırken insan haklarının, adil yargılanma hak- kının da yerine getirilmesine özen gösterilmeli. Ergenekon davasın- da ne yazık ki sapla saman birbi- rine karıştırıldı. Çoğu yasa çiğ- nendi. Yargının nasıl yapıldığı ve- rilecek karar kadar önemlidir. Bu yargıda demokrasi, yargı bağım- sızlığı ve savunma yara almış- tır.” Avukatlarõn sorunlarõna da de- ğinen Kemal Aytaç, adliyeler arasõ ücretsiz ulaşõm ağõ kura- caklarõnõ, avukatlarõn gerekli belgeleri temin etmelerinde sorun çõkmamasõ için “baro kurye” hizmeti sunacakla- rõnõ, avukatlara yapõlan sal- dõrõlarla ilgili dayanõş- ma ekibi kuracakla- rõnõ, hukuk kütüp- hanesi ve hukuk müzesi oluşturul- masõ gibi pek çok hizmet su- nacaklarõnõ söyledi. ‘Yargıyı pahalılaştırdılar’ ÖNCE İLKE ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU ADAYI MUAMMER AYDIN K atõlõmcõ Avukatlar Grubu’nun adayõ Mebuse Tekay ise avukatlarõn, duruş- ma salonlarõnda saatlerce beklemek, sosyal konularda ve sağlõkta yeterli güvence- ye sahip olmamak gibi birçok sorunla karşõ karşõya kaldõklarõnõ ve mesleğin bağõmsõzlõ- ğõnõn da zedelendiğini söyledi. Baronun son üç dönemdir hiçbir sorun karşõsõnda gereken tavrõ sergileyemediğini dile getiren Tekay, avukatlõk mesleğinin ve Türkiye’nin sorunla- rõna çözüm üretmek için 30 akademisyenden oluşan bir “Bilim Kurulu” oluşturduklarõnõ, ülkedeki yolsuzluklarõ, mahkeme kararlarõna uyulmamasõnõ, hak ihlalleri gibi birçok konu ve Ergenekon gibi önemli davalarõ takip et- mek için de izleme kurullarõ oluşturacaklarõ- nõ anlattõ. Baronun kurulduğu yõldan bu yana yani 130 yõldõr hiç kadõn başkan seçmediğine dikkat çeken Tekay, “Bu mesafenin kapa- tılması kadın erkek eşitliğinin sağlanması açısından çok önemli” dedi. Baro yönetimiyle il- gili yasal değişik- likler yapmayõ planla- dõklarõnõ söyleyen Hu- kukun Üstünlüğü Plat- formu’ndan Şadi Çar- sancaklı da, “Katılım- cı demokrasiyle bir baro meclisi oluştura- cağız. Yönetim kurulu seçimi de böyle ola- cak. Ve meclisin yöne- timi düşürme, denetle- me yetkisi de olacak. Avukatların sorunları ancak böyle çözülebi- lir. Platform olarak katılımcı demokrasiyi, hukuk devletini, mes- leği ön planda tutuyo- ruz” dedi. UĞUR YETİMOĞLU ‘Baronun çõtasõ düştü’ B irlik Platformu’nun adayõ Uğur Yetimoğlu da Tur- gut Kazan’õn baro başkanõ olduğu dönemde baro genel sekreteri olarak görev yaptõğõnõ anõmsatarak, “Kazan’ın zama- nında görkemli bir baro vardı. Aradan geçen 12 yılda baronun çıtası düştü” ifadesini kullandõ. Baronun ülkenin sorunlarõ karşõsõnda gereken tepkiyi vere- mediğini ve Ergenekon soruşturmasõ- nõn bunun en iyi örnekle- rinden birisi olduğunu dile getiren Yeti- moğlu, “Biz yönetimdey- ken Türkiye için önemli olan ve yurtdışında görülen davaları da izlerdik. Şimdi Deniz Feneri duruşmaları görülüyor ama baro yok. Baro, Çeber olayında sokak- larda olmalıydı ama yine yok. O baroyu yeniden yaratmak, Almanya’daki Deniz Feneri davasını yerinde izleyebilmek için adayız” diye konuştu. Yetimoğlu, sosyal tesis ve huzurevi inşa etmek, bölge avukatlar evinin, adli yardõm bürolarõnõn sayõsõnõ arttõrmak gibi projelerin yanõ sõra avukat- larõn para ödeyerek şirketlerden satõn aldõklarõ hukuk program- larõnõn verilmesini amaçlayan bir bilgi bankasõ kuracaklarõnõ da belirtti. KATILIMCI AVUKATLAR GRUBU’NUN ADAYI MEBUSE TEKAY ‘Hiç kadın başkan olmadı’ ÇARSANCAKLI ‘Baroda katılımcı demokrasi’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyar- bakõr Barosu Başkanõ Sezgin Tanrıkulu ve avukat Nesip Yıldırım hakkõnda Kürtçe ajanda bastõrdõklarõ gerekçesiyle 3’er yõl hapis istemiy- le dava açõldõ. Diyarbakõr Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ, 2007’de Kürtçe ajanda bastõrdõklarõ ge- rekçesiyle Tanrõkulu ve Yõldõrõm hakkõnda baş- lattõğõ soruşturma için Adalet Bakanlõğõ’ndan izin aldõ. Hazõrlanan iddianamede, Tanrõkulu ve Yõldõrõm’õn, avukatlara dağõtõlmak üzere bastõr- dõklarõ ajandada Türkçenin yanõ sõra Kürtçeye de yer verdikleri belirtilerek, “görevi kötü kul- lanmak” suçundan 3 yõl hapisleri istendi. Baro başkanõ ve avukata Kürtçe ajanda davasõ DTP’li Tuncel’den yeni iddia İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversi- tesi önünde 7 öğrencinin katledilmesine ilişkin 30 yõldõr devam eden “16 Mart Katliamı” da- vasõnõn müdahil avukatlarõndan Cem Alptekin, mahkemenin aldõğõ zamanaşõmõ kararõnõ temyi- ze götüreceklerini belirterek, “Zamanaşımı an- cak katilleri rahatlatır. Masumları, suçsuz olanları rahatlatmaz” dedi.Cem Alptekin NTV’ye yaptõğõ değerlendirmede, “Bu dava za- ten olayın meydana geldiği gün zamanaşımı- na uğramıştı” görüşünü dile getirdi. 30 yõllõk zamanaşõmõ süresinin bu davada geçerli olma- yacağõnõ belirten Alptekin şöyle konuştu: “Bu- nun iki nedeni var. Birincisi, yeni Türk Ceza Kanunu’nda bunu münferit bir olay, sıradan bir cinayet olarak bile saysanız zamanaşımı 45 yıl. Yasada sanıkların lehine olan hükmü tercih edeceksiniz diyor. 30 yılı değil o zaman 45 yılı tercih edeceğiz. Zamanaşımı ancak ka- tilleri rahatlatır. Masumları, suçsuz olanları rahatlatmaz. Hal böyle olunca bu tür suçlar- da da zamanaşımı zaten başlamaz.” Ezilenlerin Sosya- list Platformu (ESP) da zamanaşımı kararını protesto etti. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen ESP üyesi bir grup, 16 Mart davasında alınan zamanaşımı kara- rını protesto etti. (BURAK ALİÇA- VUŞOĞLU) ‘Zamanaşımını temyize götüreceğiz’ 16 Mart Katliamı davasının müdahil avukatlarından Alptekin ‘Burada biz değil katliamõ yapanlar yargõlanmalõ’ İstanbul Haber Servisi - Hayata Dönüş Operasyonu sõrasõnda Ümraniye Ceza- evi’nde meydana gelen direnişle ilgili 399 sanõk hakkõnda açõlan davaya devam edil- di. Tutuksuz sanõk Kadir Sertaç Üçkar- deş, “Ölmediğimiz için yargılanıyoruz. Bugün burada biz değil, bizi öldürmeye çalışanlar yargılansın” dedi. Tutuksuz sa- nõk Metin Fırat da asõl katliamõ güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiğinin olayla ilgili hazõrlanan raporlarda da net bir şekilde or- taya konulduğunu vurguladõ. Üsküdar 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada söz alan Üçkardeş, ölmedikleri için yargõlandõklarõnõ, kendileri değil, kendilerini öldürmeye çalõşanlarõn yargõlanmalarõ gerektiğini söyledi. Operasyonun düzenlendiği günü anlatan Üçkardeş, bomba sesiyle uyandõğõnõ be- lirterek, “Kurşun sıktılar, bomba attılar. Biz de kendimizi savunmaya çalıştık. Ta- vanı matkapla delip oradan uzattıkları bir namluyla ateş ederek Ercan Polatlõ adındaki arkadaşımı gözlerimin önün- de vurdular” diye konuştu. Tutuksuz sa- nõk Fõrat da suçlamalarõn hiçbirini kabul et- mediğini vurgulayarak, “Bugün yaşadı- ğımız için yargılanıyoruz. Burada o kat- liamı yapanlar, vur emrini verenler yargılanmalı. Fakat bu ülkede onların yargılanmayacaklarını biliyorum” ifa- desini kullandõ. Fõrat, operasyon sõrasõnda yaşamõnõ yitiren kişilerin operasyonu dü- zenleyen askerlerin silahlarõndan çõkan kurşunlarla yaşamõnõ yitirdiğinin raporlar- da açõk bir şekilde ifade edildiğini söyledi. Fõrat, bu belgelerin istenilirse cezaevi ida- resinden temin edilebileceğini belirtti. Duruşmada söz alan avukat Güçlü Se- vimli mahkeme dosyasõnõn elektronik or- tama akrarõlmasõnõ istedi. Sevimli, ope- rasyon öncesi oluşturulan arabulucu heyet ile görevli memurlarõn tanõk olarak din- lenmesi ve cezaevinde keşif yapõlmasõnõ da talep etti. Dava dosyasõnõn elektronik or- tama aktarõlmasõ talebini kabul eden mah- keme eksikliklerin giderilmesi için duruş- mayõ erteledi. HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONU DAVASINA DEVAM EDİLDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, dün Meclis’te dü- zenlediği basõn toplantõsõnda, Gebze Ceza- evi’nde bir grup siyasi kadõn mahkûmun, 17 ve 18 Ekim günleri adli suçlu erkek mahkûmlarõn bõçaklõ saldõrõsõna uğradõğõnõ söyledi. Ölümleri kadõn gardiyanõn “kapıları kapatmasının ön- lediğini” dile getiren Tuncel, saldõrõlara cezaevi yönetimlerinin göz yumduğunu söyledi. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’i istifaya çağõran Tuncel, Türkiye’nin cezaevlerinin denetime açõlmasõnõ öngören ek protokolü imzalamasõnõ istedi. Tuncel, gazetecilerin, “sokak eylemle- rinde çocukların kullanılmasını ahlaki bulu- yor musunuz? Çocuğunuz olsa buna izin ve- rir misiniz” sorusuna “Çocuğum olduğu za- man düşünürüz” yanõtõnõ verdi. Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayõ Kemal Aytaç mevcut yönetimi eleştirdi ‘Savunma hakkını koruyacağız’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle