24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada sözcüklerin içindeki gizli enerjiden yararlanıp şu ta- rifi yaptım: Bal... Kan...Lar... Bal tadının ve kan kokusunun coğrafyası. Bunu en çok hissettiğim bölge tabii ki eski Yu- goslavya toprakları oldu. Yugoslavya nasıl tarih sah- nesinden silindi, sorusunun yanıtı, Turgut Özakman ustamızın diliyle “tarih bilincini diri tutmak” açısın- dan son derece öğreticidir. Yugoslavya sözcüğünün anlamı şu: Güney Slavları... Yugoslavya’nın kurucusu Tito, adı ırksal ve etnik temele dayalı olmayan bir devletin kalıcılaşabileceğini düşündü. Bu ad uygundu. 4 Mayıs 1980’de ölümüne dek, yönetim gücünün tüm halkalarını kullanarak ül- kesini ayakta tuttu. Doğu-Batı bloku ayrımının dışında kalmaya özen gösterdi, Bağlantısızlar’ın öncüsü ol- du. Ölümünden sonra sürdürülmeye çalışılan “ko- lektif yönetim” tam Batı’nın dişine göreydi! 1980’lerin sonundan itibaren ABD ve Avrupa ül- keleri usul usul Yugoslavya içindeki etnik grupları ka- şımaya başladı. ABD’nin planı şuydu: “Yugoslavya, Kosova’dan parçalanır... Stratejimizi ona göre çizelim...” Ancak Almanya’nın daha erken davranması, “Yu- goslavya birliğinin içindeki Hırvatistan bağımsızlığı- nı ilan ederse tanırım” çıkışını yapması hesapları de- ğiştirdi. Hırvatistan’ın bağımsızlığı Bosna-Hersek’i tetikledi, ardından Makedonya... Bosna-Hersek, başta başkent Saraybosna olmak üzere 1992-1996 yılları arasında çok kanlı bir iç sa- vaş yaşadı. 3 milyon nüfuslu ülkede 250 bin kişi ya- şamını yitirdi, 1 milyon kişi yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Batı, Saraybosna’nın bütün gücünü birbirine karşı kullanıp tükenme noktasına gelince- ye dek durumu seyretti. Uygun bulduğu bir aşamada “barış operasyonu” gerçekleştirdi. Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 21. yüzyıla Hır- vatistan, Slovenya, Bosna-Hersek, Makedonya’yı do- ğurmuş bir ülke olarak girdi... Bunca doğumdan son- ra 2003’te kendisini bitirdi, adı değişti: Sırbistan ve Karadağ Cumhuriyeti! 2006’da Karadağ da ayrı bir devlet oldu. Geriye kaldı Sırbistan Cumhuriyeti... Belgrad, bu sınırları mutlaka korumalıyım refleksiyle, içinde milliyetçiliği de barındıran çıkışlar ararken Şubat 2008’de Kosova bağımsızlığını ilan etti. Parçalanma burada durdu mu? Görünen o ki, hayır... Önümüzdeki dönem Bosna-Hersek 3’e ayrılırsa, Makedonya’nın kuzeyinden Arnavutlar ayrılırsa, Sancak bölgesi sesini yükseltirse şaşırmamak ge- rekir. Çünkü, ayrılıkların öne çıkartılması temel politika olarak belirlendi mi, işin ucu yok! Örneğin; Bosna-Hersek’te barış ortamı öylesine pamuk ipliğine dayalı bağlantılarla kuruldu ki, bir fis- ke her şeyi karıştırmaya yeter... Ahmet Taner Kışlalı’nın sık kullandığı tümceler- den biri şuydu: “Ayrılıkları öne çıkardınız mı, buyrun Tito’nun kurduğu Yugoslavya... Ortak yanları öne çıkardınız mı, buyrun Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye...” Yugoslavya 1980’lerin sonunda parçalanma kul- varına sokuluyor... 90’lar boyunca lime lime ediliyor... 2003’te adı bitiriliyor... Yıl 2008, hâlâ tam olarak par- çalanamadığı düşünülüyor! Başka yorum yok! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada duyu sahibi her kesim anladı, kavradı. Demokratik (Kürt) Toplum Partisi Meclis grubu, eylemlerin doruğa çıktığı gün Diyarbakır’da toplandı. Bu davranışın anlamı açık: Kürt eylemcilerin ya- nında olduğunu kanıtlıyor ve devlete karşı girişilen eylemleri destekliyor. Asıl amaçlarını demokratik haklar, demokrasinin ülkemizde geliştirilmesine çalıştıkları gibi söylemlerle örtmeye çalışıyorlar. Fakat bu çabayı artık yutan yok! Eli kanlı terör örgütünü İmralı’dan çıkarmak ve onun önderliğinde Türkiye’yi bir baştan öteki başa yangın yerine çevirmek. Birinci aşama bu. Devleti yönetenler, bu hükümet ne yapıyor? Türk-Kürt çatışmasını körüklememe bahanesine sı- ğınıyor. Kürtçü eylemler olağan toplumsal hareketlermiş gibi, susuyor. Bölücülerin cüreti sınır tanımıyor. Fiziki şiddet uygulandığını söyledikleri İmralı’da- kini bir parlamento heyetinin ziyaret etmesini öne- riyor. Bu öneriyi yapan Kürt Partisi Genel Başkanı Ah- met Türk’ün gözünde her türlü bakımdan yararla- nan İmralı’daki otuz bin insanımızın katlinden sorumlu değil. Neredeyse TC’nin İmralı’dakinden özür dileme- sini isteyecekler. Ama Kürt Partisi bölgedeki şiddet olaylarını kı- namayı aklının ucundan geçirmiyor. Ve… bu adamlarla Kürt sorununa demokratik çö- zümler bulunacak ha? Güldürmeyin insanı! İktidar susuyor. Milli Güvenlik Kurulu’ndan Kürt eylemlerinin asıl amacına değinen bir işaret alınmıyor. İktidar ülkeyi bölünmeye sürükleyen eylemlerle il- gili önlemler alacağı yerde yerel seçimleri kazan- manın peşinde. Muhalefet ise olanca gücüyle iktidarı uyarıyor. Ne çare! RTE için muhalefetin öne sürdüğü gerçekler sadece ve sadece iktidara muhalefet yapmak, parlak icraatını engellemek için ayağına karpuz ka- buğu koymakla eşdeğer. Arada bir Türk-Kürt kardeşliğinden söz etmekle, ülkeyi kimsenin bölemeyeceğini içeren nutuklar at- makla görevini yerine getirdiğini ve bu davranışı ile ulusallığı tehdit eden gelişmelere ne denli uyanık ol- duğunu kanıtladığını sanıyor. Deniz Baykal doğru bir saptama yapıyor. Bu Baş- bakan terörün gerçek anlamını kavrayamadı, diyor. İktidar, terörü bir kısım örgütlerin veya Kandil’den yönetenlerin ayakta kalmak ya da güçlerini gös- termek diye yorumluyor. Baykal’a göre Diyarbakır’da -ve tabii bölge ille- rinde- yaşananlar bir ayaklanma provasıdır, bir kal- kışmadır. Bugüne kadarki olayları izleyenlerin bu saptamaya katılmaması olanaksız. MHP lideri Devlet Bahçeli ağır konuşuyor. Hem Çankaya’daki AKP’liyi hem de -ülkenin bütünlüğüne ihanet ettiği gibi tanımlamalarla- kardeşi RTE’yi suç- luyor. Bu adamların elinde geleceği göremeyen ve bu- gün geç kalmış değerlendirmeler. Başbakan ise yerel seçimlere kadar muhalefete yanıt vermeyeceğini söyleyerek gerçekleri tartış- maktan kaçıyor. Ulusal medyamıza gelince, terörün aldığı son iv- me karşısında gerekeni yerine getirmiyor. Bu iktidarın elinde ülke tam bir kargaşa içinde. ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 23 EKİM 2008 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 18 Edirne PB 19 Kocaeli PB 18 Çanakkale PB 19 İzmir B 24 Manisa B 24 Aydın B 28 Denizli B 25 Zonguldak PB 17 Sinop PB 18 Samsun Y 16 Trabzon Y 17 Giresun Y 17 Ankara PB 17 Eskişehir PB 17 Konya PB 17 Sıvas Y 15 Antalya PB 27 Adana Y 25 Mersin Y 26 Diyarbakır Y 21 Şanlıurfa Y 21 Mardin Y 21 Siirt Y 22 Hakkâri Y 13 Van Y 14 Kars Y 11 Oslo Y 12 Helsinki Y 11 Stockholm Y 12 Londra Y 15 Amsterdam Y 14 Brüksel B 12 Paris B 13 Bonn B 12 Münih B 13 Berlin B 13 Budapeşte B 15 Madrid Y 17 Viyana B 10 Belgrad Y 20 Soyfa B 20 Roma PB 21 Atina B 22 Zürih Y 12 Moskova Y 12 Aşkabat B 20 Astana B 9 Taşkent B 28 Bakû Y 16 Bişkek B 22 Tiflis Y 8 Kahire B 25 Şam B 24 Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri par- çalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Kara- deniz, Doğu Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi sa- ğanak ve gök gürül- tülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcak- lığı tüm yurtta 2 ila 4 derece azalacak. 1. KOŞU: F: Hõzlõ Bey (5), P: Balios (9), PP: Bahoz (3), S: Büyükdere (4). 2. KOŞU: F: Seçilkõz (2), P: Serkut (7), PP: Odinden (6), S: Aksüt (3). 3. KOŞU: F: Güldemin Kõzõ (8), P: Karanbey (3), PP: Spectrum Wolf (11), S: Furbo (2). 4. KOŞU: F: Kölemen (2), P: Çõkõnhan (7), PP: Tige (10), S: Nittedas (14). 5. KOŞU: F: Wind Of Ankara (2), P: Faramondo (4), PP: Bir Güzel (1), S: Bak- kal Hasan (5). 6. KOŞU: F: Bak (7), P: Lamos (2), PP: Yucatan (1), S: Laline (5). 7. KOŞU: F: Theirry Henry (6), P: Kamurabi (1), PP: Ancyra (8), S: Win For Osman (10). 8. KOŞU: F: Şah Mustafa (5), P: Bahar Yağmuru (3), PP: Tuğçenaz (12), S: Kaanefe (2). ALTILI GANYAN 8 2 2 7 6 5 3 7 4 1 3 11 10 8 12 2 14 10 2/1 6 6 8/14 İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Yaşanan kaos nedeniyle başlamadan ertele- nen Ergenekon davasõna, Silivri Ceza ve İn- faz Kurumlarõ Yerleşkesi içindeki duruşma salonunda bugün devam edilecek. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, Erge- nekon davasõ için Silivri’de cezaevinin için- de yeni bir spor salonu yapõmõ için çalõşma- lara başlandõğõnõ, salonun ocak ayõnda bitmesi durumunda mahkeme heyetine duruşmalarõn burada yapõlmasõnõ önereceklerini söyledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn yü- rüttüğü soruşturma kapsamõnda tutuklanan, emekli tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanõ Doğu Perinçek’in de ara- larõnda bulunduğu 46’sõ tutuklu, 86 sanõğõn yargõlandõğõ Ergenekon davasõnõn ikinci otu- rumu bugün saat 09.30’da başlayacak. Mahkeme heyeti yargõçlarõn reddedilme- siyle ilgili kararõnõ açõkladõktan sonra, İP’nin avukatlarõnõn yetkisizlik kararõ verilmesi yö- nündeki talepleri konusunu hükme bağla- yacak. Gazetemiz imtiyaz sahibi Cumhuri- yet Vakfõ ve Yenigün Haber AŞ’nin müdahil olma talepleri de bu oturumda karara bağ- lanacak. DTP’li milletvekilleri Ahmet Türk, Sebahat Tuncel, Akın Birdal ve Di- yarbakõr Belediye Başkanõ Osman Bayde- mir, Savaş Buldan’õn eşi DTP’li milletve- kili Pervin Buldan, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, Vedat Aydın’õn eşi Şükran Aydın, DEP Milletvekili Mehmet Sin- car’õn eşi Kõzõltepe Belediye Başkanõ Cihan Sincar ile Silopi Jandarma Karakolu’nda gözaltõna alõndõktan sonra kaybolan Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in yakõnlarõnõn, İHD İstanbul Şubesi, ÇHD İzmir Şubesi ve Hukukçular Derneği, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Diyarbakõr Barosu’nun davaya katõlma istekleri de değerlendirile- cek. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõ İh- lan Selçuk’un avukatõ Uğur Alacakaptan, “Bizi kapı dışarı ettiler ama gidip bugün, bu kararın yanlış olduğunu izah etmeye ça- lışacağız” dedi. Tutuklu ve tutuksuz sanõk- larõn ayrõ oturumda yargõlanmalarõnõn hukuka aykõrõ olduğunu yineleyen Alacakaptan, şöy- le devam etti: “Ayırma kararına büyük tepkiler geldi. Mahkeme heyeti bugün bu karardan dö- nebilir. Kanunen istisnai hallerde ayırma olabilir ama geçen oturumda, tutuksuz sa- nıkların tamamının oturuma katılmama- sı yönünde karar verildi. Kanuna aykırı olan budur. Sayın mahkemenin bu kara- rı gözden geçirmesi gerekir.” Adalet Bakanõ Şahin, dün TBMM’de Er- genekon davasõyla ilgili sorular üzerine, Si- livri’de hava koşullarõnõn kötüleşmesi du- rumunda gazeteciler için özel bir çadõr ku- rulacağõnõ söyledi. Salona 60 metrekarelik yeni bir bölüm yapõlarak bir rahatlama sağ- lanabileceği yönünde yeni bir talep geldiğini anlatan Şahin, “Bunu hemen yapabiliriz. Ancak başka bir değerlendirmede bu- EMRE DÖKER İZMİR - İzmir Selma Yiğitalp Lisesi öğretmen- lerinden Hülya Toker hakkõnda, cumhuriyetçi söy- lemleri nedeniyle başlatõlan soruşturma sürerken, ay- nõ suçlamalarla ikinci soruşturma açõldõ. Sadece 4 olumsuz ifadeye dayanarak Toker’e başka okula atan- ma cezasõ verilmesi istenirken, ifade veren 3 öğren- cinin türbanlõ öğrenci, diğerinin de bir başka okul- da görevli türbanlõ öğretmen olduğu belirtildi. Toker hakkõnda, öğrencilerin ders sõrasõnda “Ül- kemiz nereye doğru gidiyor? Cumhuriyet rejimi değişecek mi?” sorusuna “Biz Kemalist öğret- menler bu kürsülerde olduğumuz sürece, Cum- huriyet rejimi değişmeyecektir” yanõtõnõ vermesi nedeniyle soruşturma açõlmõştõ. Soruşturma kapsa- mõnda öğrencilerin görüşlerine başvurulmuş, büyük bölümünün Toker lehine konuşmasõ üzerine ikinci kez yeminli ifade alõnmõştõ. Milli Eğitim Bakanlõğõ tarafõndan görevlendirilen müfettişlerce yürütülen soruşturma sürerken, 4 Ağustos’ta hazõrlanan ikinci bir raporla, yeniden ay- nõ suçlamalarla soruşturma açõldõğõ öğrenildi. Raporda, “Derslerinizde Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ve il milli eğitim müdürüne hakaret ve küfretti- ğiniz iddia edilmektedir” denildi. Toker’e daha önce soruşturma kapsamõnda da “Okula Cumhuriyet gazetesi getiriyor musu- nuz? Cumhurbaşkanı, Başbakan’a sövdünüz mü?” sorularõ yöneltilmişti. Edinilen bilgiye göre ilk soruşturma sonunda, 26 öğrenci Toker’in haklõ olduğunu söyledi. 3’ü öğrenci diğeri öğretmen 4 kişi ise karşõt yönde ifade verdi. Toker’i suçlayõcõ ifade veren öğrencilerin 3’ünün okul çõkõşõnda türbanlarõnõ taktõğõ belirtilirken, başka bir okulda görevli öğretmenin de evrim teorisi çõkõşla- rõyla tanõndõğõ ve türbanlõ olduğu kaydedildi. Aynõ gerekçelerle ikinci kez soruşturma açõlmasõ eğitimcilerin tepkisine neden olurken, Toker’in ye- rine okula formasyonu olmayan ücretli öğretmen gö- revlendirildi. Toker ise müfettişlere verdiği ifadede, Atatürk ilke ve devrimlerini savunmayõ sürdürece- ğini, hukuki mücadelesini gerekirse Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne taşõyacağõnõ vurguladõ. Salonun faturası gazetecilere kesildi lunduk arkadaşlarımızla. Bi- zim Silivri Ceza İnfaz Ku- rumları içinde bir ilköğretim okulumuz var. Burada, önü- müzdeki yıllarda, 2009 ve 2010’da burada bir spor salo- nu yapmayı düşünüyorduk. 2-2.5 ayda yetiştirilmesi ko- şuluyla bu spor salonunu öne alalım dedim. Bu konuda ça- lışmalar başlatıldı. Eğer 2009 yılı Ocak ayının başına ya da en geç 15’ine kadar yetişirse, o zaman ilgili mahkeme heye- tine ‘Arzu ederseniz bu spor sa- lonunu da duruşmalar için kul- lanabilirsiniz’ diyeceğiz. Bu sü- re içinde mahkeme orada de- vam edebilir” görüşünü dile getirdi. Davanõn bundan sonra- ki duruşmalarõna yalnõzca 6 ha- ber ajansõndan birer muhabirin alõnacağõ belirtildi. Anadolu Ajansõ, Doğan Haber Ajansõ, İh- las Haber Ajansõ, Cihan Haber Ajansõ, Dicle Haber Ajansõ ve ANKA Haber Ajansõ dõşõndaki muhabirlerin, salon yanõndaki bekleme bölümüne kurulacak LCD ekrandan duruşmayõ izle- yeceği ifade edildi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk’ü anma haftası nedeniyle Anıtkabir’de hazırlıklar hız- landırıldı. (Fotoğraf Anadolu Ajansı) ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP’nin Diyarbakõr baş- ta olmak üzere Doğu ve Güney- doğu Anadolu’daki pek çok ilde yerel seçimleri kazanmak için tüm olanaklarõ seferber etmesi, DTP’nin de gücünü korumak is- temesi Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu’daki gerilimi ve olaylarõ tõr- mandõrdõ. Doğu ve Güneydoğu’da gerili- min son dönemde giderek tõr- manmasõnõn altõnda 29 Mart 2009 tarihinde yapõlacak yerel seçim ya- tõyor. AKP hükümeti, uzun süre- dir özellikle Diyarbakõr Beledi- yesi’ni DTP’nin elinden almak için kampanya yürütüyor. Tüm ola- naklarõ seçim çalõşmalarõna se- ferber eden Başbakan Tayyip Er- doğan, partisinin MYK ve MKYK toplantõlarõnda Diyarbakõr başta olmak üzere İzmir, Tunce- li, Eskişehir ve Çankaya’nõn alõn- masõ hedefini dile getiriyor. DTP ise belediye başkanlõklarõnõ kay- betmemek ve gücünü korumak için gerilim politikasõ uyguluyor. AKP, bu konuda DTP’yi suçluyor. AKP yöneticileri, “DTP’li bele- diyeler halka hizmet sunmak ye- rine ideolojik bir tavır sergile- dikleri için güç kaybediyor. DTP, bu gücünü korumak ve belediyeleri kaybetmemek için gerilim politikası yürütüyor. Olayları terörize ediyor. ‘Tek ça- re bölünme, bakõn sizi istemiyor- lar. Haklõ taleplerinize şiddetle karşõlõk veriyorlar. Ateş açõyorlar, copluyorlar’ söylemiyle politika yapıyorlar” görüşünü dile getiri- yor. AKP, Güneydoğu’da yaşanan olaylardan CHP ve MHP’yi de so- rumlu tutuyor. Bazõ AKP yöneti- cileri, “CHP ve MHP, bazı şe- hirlerde hiç etkili olamıyor. Ge- riye sadece AKP ve DTP kalı- yor. CHP ve MHP de biraz et- kili olmuş olsa gerilim bu kadar tırmandırılamazdı. DTP, tüm stratejisini AKP üzerine kuru- yor” savunmasõnõ yapõyor. AKP, DTP’nin ilerleyen günlerde ger- ginliği daha da tõrmandõracak ey- lem ve söylemlerde bulunabile- ceğine dikkat çekiliyor. DTP’nin grup toplantõsõnõ Diyarbakõr’da yapmasõ, bunun bir işareti olarak değerlendiriliyor. MHP ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki olaylardan AKP’yi sorumlu tutuyor. MHP, bölgede 1980 darbesinde Kürtlere soykõrõm uygulandõğõnõ söyleyen DTP Ge- nel Başkanõ Ahmet Türk’ün açõk- lamalarõnõ “deli saçması” diye ni- telendirilirken gerginliğin tõr- manmasõnda DTP kadar, 2005’te Diyarbakõr’da “Kürt sorununa si- yasi çözüm” bulacaklarõnõ söyle- yen Başbakan Tayyip Erdoğan’õn da etkili olduğu görüşünü savu- nuyor. AKP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Dengir Fırat’õn yemekte bir araya geldiği DTP’lilerle neler konuştuğunu kamuoyuna açõkla- masõ gerektiğini belirten MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şan- dır, bu görüşmenin ardõndan Do- ğu ve Güneydoğu bölgelerinde “kalkışma provası” başlatõldõ- ğõnõ, bunun sorumlusunun hükü- met olduğunu söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn 2005’te Di- yarbakõr’da bölge halkõna “Kürt sorununa siyasi çözüm” sözü verdiğini anõmsatan Şandõr, “PKK ve yandaşları şimdi Başbakan’a, kan akıtarak verdiği bu sözü anımsatıyor. Şimdi Başbakan’a buradan soruyorum; acaba pa- zar günü Diyarbakır’da kendi- sini bu ülkenin başbakanı olarak hissedebildi mi? ” dedi. Güneydoğu’da seçim terörü CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönet- meni Hrant Dink’i öldürdüğü gerekçesiyle tutuk- lu bulunan Ogün Samast ile Samsun Emniyet Mü- dürlüğü’nde Türk Bayrağõ önünde fotoğraf çektir- dikleri gerekçesiyle yargõlanan şube müdürü ile bir komiser beraat etti. Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki du- ruşmaya sanõklar; dönemin Samsun Terörle Müca- dele Şube Müdür Vekili Metin Balta ile Komiser İbrahim Fırat katõlmadõ. Savunma avukatõ Ahmet Çavuş, müvekkillerinin suçsuz olduklarõnõ savunarak beraatlerini istedi. Çavuş, savunmasõnda, olayla il- gili bazõ görevliler hakkõnda takipsizlik kararõ ve- rildiğini, bu kararõn kesinleştiğini, bu konuda mü- vekkillerinin de bir suçu bulunmadõğõnõ söyledi. Mah- keme heyeti, sanõklardan Metin Balta hakkõnda “gö- revi kötüye kullanmak suretiyle görev ihmal” su- çundan kamu davasõ açõldõğõnõ belirterek “atılı su- çu işlemediğinin sabit olması” sebebiyle, Fõrat hak- kõnda da “Sanığın atılı suçu işlediği konusunda mahkûmiyetine yetecek derecede kesin, inandı- rıcı, şüpheden uzak delil elde edilemediği” ge- rekçesiyle beraatine karar verdi. TÜRK VE AYNA’YA SORUŞTURMA DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Cum- huriyet Başsavcõlõğõ, DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ve Ge- nel Başkan Yardõmcõsõ Emine Ayna hakkõnda inceleme baş- lattõ. Türk, önceki gün DTP’li milletvekilleri ve belediye baş- kanlarõnõn katõlõmõyla Diyarbakõr Büyükşehir Belediyesi ko- nukevi önünde yaptõğõ açõklamada terör örgütü PKK’nin Lide- ri Abdullah Öcalan’a “Sayın” diye hitap ederek 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle Türk ve Kürt halkõnõn siyasi, sosyal ve kültürel soykõrõma uğradõğõnõ, PKK’nin bu soykõrõm ortamõnda doğduğunu savunmuştu. DTP Batman İl Başkanlõğõ binasõnõn açõlõşõnda konuşan Ayna ise Öcalan’õn cezaevindeki odasõnõn aranmasõ bahanesiyle tartaklandõğõnõ iddia etmişti. Ayna, “Ak- lınızı başınıza alın. Bu ateş herkesi yakar kimseye faydası olmaz. Burada taşınan resimler bizim resimlerimiz değil, Öcalan’ın resimleridir” demişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İs- tanbul’da gözaltõna alõndõktan sonra ve Met- ris Cezaevi’nde gördüğü işkence sonucu yaşamõnõ yitiren Engin Çeber’le ilgili so- ruşturma kapsamõnda müfettişlerin hazõrla- dõğõ raporda, “gözaltında şiddet olmadı- ğı”nõn ileri sürülmesi tepkilere yol açtõ. TBMM İnsan Haklarõ İnceleme Komisyo- nu’nun CHP’li üyeleri, “raporun olayı ört- bas etmeye ve polisi aklamaya yönelik ol- duğunu, delillerin karartılacağı endişesi ta- şıdıklarını” söylerken CHP Genel Sekreter Yardõmcõsõ Mehmet Sevigen de “AKP özür dilemek ya da inkâr etmek yerine, so- rumluluğunun gereklerini yerine getir- melidir” dedi. TBMM İnsan Haklarõ İnceleme Komisyonu üyesi, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “Engin Çeber ve arkadaşlarına işkence ve kötü muamele, gözaltına alınmaları anın- dan itibaren polis otosunda başlıyor, ka- rakolda da devam ediyor. İşkence ve kö- tü muamele doktor raporu ile tespit edil- miş durumda. Aksini iddia etmek boştur, iyi niyetli bir yaklaşım değildir” dedi. Ko- misyon üyelerinden, CHP İstanbul Millet- vekili Çetin Soysal, Çeber olayõnõ araştõrmak üzere pazartesi günü ilgili yerlere gidecek- lerini bildirdi. Soysal, “Böyle bir rapor ka- bul edilemez. Bakanın kendisi dahi kabul etti, itiraf etti, kötü muamele, işkence ve baskı var. Görmezlikten gelmek mümkün değil. Bu yaklaşım emniyeti de zorda bı- rakır, kuşkulara yol açar. Ayrıca benim en- dişem, delillerin karartılacağı yönündedir” dedi. CHP Genel Sekreter Yardõmcõsõ ve İstan- bul Milletvekili Mehmet Sevigen de Engin Çeber ve arkadaşlarõnõn işkence gördüğünün doktor raporlarõyla sabit olduğuna dikkat çek- ti. Sevigen, şunlarõ söyledi: “Çeber olayında hükümetin tavrı ‘iş- kenceye sõfõr tolerans’ sloganının içi boş bir aldatmaca olduğunu kanıtlamıştır. So- ruşturma işkenceyi ve faillerini gizlemek için yapılmıştır. Artık bu işkence olayı- nın özür ya da inkârla geçiştirilecek bir ta- rafı kalmamıştır.” CHP’den müfettişlerin Çeber raporuna tepki Samast’ın polislerine beraat Kemalist öğretmene ‘türbanlı’ baskısı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle