Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2008 PERŞEMBE
6 HABERLER
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Erdoğan ve Komünistler
Hoş bir haber: Başbakanlık makamında oturan
kişi, AKP menşeli dolandırıcılıkların gündeme gel-
mesi üzerine, her zaman kuluçkasında hazırda tut-
tuğu incilerinden birini yumurtladı ve AKP’ye yönelik
yolsuzluk suçlamalarının eski komünist taktikleri ol-
duğunu söyledi ya, bir sosyalist avukat, Sedat Vu-
ral, hakaret davası açtı!
Almanlar, kurt köpekleri gibi AKP menşeli do-
landırıcıların peşinde neredeyse sürek avı düzen-
lerken... Parti genel başkan yardımcılarından biri-
nin belediyelerde türlü çeşitli ihale-arsa spekülas-
yonlarından vurgunları ortaya çıkmışken... Kendi-
si, 6 yıllık iktidarları döneminde kamuoyuna yansıyan
ihale kepazeliklerinin hiçbirinin üzerine gitmemiş-
ken... Yine genel başkan yardımcılarından adı Ba-
ron’a çıkmış bir diğerinin, yönetim kurulu üyesi ol-
duğu şirketin hayali ihracattan yargılandığı ve şir-
ketin mahkûm olduğu belgelenmişken...
Başbakanlık tahtında oturan sorumlunun (yoksa
sorumsuzun mu demeli?), AKP’ye komünist tak-
tiklerle yolsuzluk çamurunun atıldığını söylemesi, bü-
tün yolsuzlukların üzerine şal atması, üstüne üst-
lük, sahip çıkması, acaba hangi yüksek cesare-
tin ürünü ve hesabı olabilir, diye düşünmeliyiz...
Bazı olasılıklar-inançlar üzerinde, mesela di-
yerek, durabiliriz:
1) Yolsuzluk belgeleri-haberleri, kendisini iktidar
yapan seçmenin önemli bir kısmına ulaşmamıştır.
Ulaşanı varsa “bunlar komünist taktikleri” diyerek,
“sol canavarı” gündeme getirir, onların zihinlerin-
deki bulanıklıkları temizleriz, inancı.
2) Medyanın en az yüzde 41’i bizim kontrolü-
müzde. Gerçek tek olmaktan çıktı. Gerçeği ikiye
böldük. Gerçek, medyaya egemen olmak ve bun-
ların iftira olduklarını yaymaktır. Çağımız başarılı ile-
tişim çağıdır! Rezili bile en masum gösterme be-
cerisidir. Ayrıca, pek çok iletişim şirketini de satın
alır veya iyi paralarla “karşı iletişim” mekanizması-
nı harekete geçiririz... Korkmayın! Paramızı koya-
cak yer bulamıyoruz!
3) “Karşı Medya”da da, bizim besmeleler (yani
beslemeler!) var. Toplumun ağzına baktığı, etki-
lendiği, dinleyerek fikir oluşturduğu bir dizi “aydın”
kılıklı da boş durmuyor! Onlardan oluşturduğumuz
medya ordumuzun eli armut toplamıyor!
4) Bizim seçmenin kafası küttür, eğitim düzeyi de
düşüktür, aklı basmaz, onlar din-namus-Allah-
peygamberden anlar... Aziz Nesin haklıdır. Bizim
Allah yolunda ilerlediğimize inanırlar...
5) CHP ve solcuların Müslümanlara sürekli iftira
ettiği, bir inançtır... Bu inancı hiçbir şey sarsmaz...
6) Millet, “Çalıyor ama iş de yapıyorlar, çalınan-
ların bir kısmı da bize yiyecek torbası, kömür, se-
çimlerde altın-nakit para, ihale mihale, kemik me-
mik vb. olarak geri de dönüyor... Çalmasalar bize
hiçbir şey vermezler...” diye düşünür.
7) Seçim zamanında bol keseden atar, hediye-
leri dağıtır, oyları toplarız... Önemli olan milletin ce-
bine üç kuruşun girmesidir. Bir de Kuran’a el bas-
tırtır, oyunu alırız.
8) İktidara gelen partinin yolsuzluk yapması, ar-
tık kabul edilmiş sıradan bir olaydır. “Hiç olmazsa
onların cepleri doydu, şimdi cüzdanları boş karnı aç
olanları iktidara getirerek bir de onları doyurmaya-
lım” düşüncesini ne kadar yayarsak o kadar iyi...
9) Biz iktidarız, artık hep iktidardayız, buradan san-
dıkla gitmeyiz; her türlü cabbarlığı yapar, bütün id-
diaları boşa çıkartırız...
10) AKP’leştiremediklerimiz arasında çok az
kurum kaldı... Hukuku mukuk yapma yolunda da
ilerliyoruz. Zaten bir de anayasayı değiştirdik mi, bu
iş biter.
11) Ortalıkta MHP dışında sağcı, en önemlisi mer-
kez sağcı parti kalmadı. Artık çıkamaz da. Bizden
başka seçenek yok.
12) CHP, bırakın yolsuzluk dosyalarıyla uğraşıp
dursun, ağzıyla kuş tutsa iktidar olamaz. Son 60 yıl-
da tek başına iktidar olamadılar. CHP solundaki-
ler de salak takımından. Zaten onlar CHP’nin hak-
kında gelir! Seçmenini parçalar, kopartacakları
üç beş oyun önemi olmasa da, CHP hakkında ya-
rattıkları “kötü imaj” bize yarar..
13) Zaten CHP de salt kürsü muhalefeti ile seç-
meni avlama politikasıyla bir yere varamaz; biz seç-
meni evinden, sokaktan, işyerinden, okuldan,
dershaneden, yurtlardan, camiden, dinden-iman-
dan avlıyor, satın alıyoruz...
Uzatmayalım, bunlar doğru mu? Biraz, kısmen,
veya geçici olarak büyük bir kısmı, şimdilik... De-
ğişmeyen “gerçek” yoktur!
“Gerçekmiş gibi” görünen fenomenler arasın-
da yaşıyoruz. Tek gerçek: Bu tip partilerin sürekli
iktidar hayalinin gerçekleşmesi imkânsızdır.. Bir
de, millet “hıyar” değil..
Aslında şunu yazacaktım: AKP Türkiye’yi, gelir da-
ğılımı en bozuk iki ülkeden biri yaptı. (OECD’nin
24’ünü kapsayan raporu, diğeri Meksika!) “Türki-
ye nüfusun en yoksul yüzde 10’luk bölümüyle en
zengin yüzde 10’luk bölümü arasında, gelir dağı-
lımın en kötü olduğu iki ülkeden biri.”
Sol politikaların önü hiç bu kadar açık ol-
mamıştı!
obursali@cumhuriyet.com.tr
CHP Grup Başkanvekili Hakkõ Süha Okay, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararõnõ değerlendirdi
‘Yasamanõn da sõnõrlarõ var’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha
Okay, Anayasa Mahkemesi’nin türban
kararõyla kendi görüşlerini teyit ettiğini
söyledi. Okay “adil yargılamanın
önünde engel olan, cinayete zemin
hazırlayan, ideolojik birlikteliği olan
suçluları himaye eden” Adalet Bakanõ
Mehmet Ali Şahin’i istifaya çağõrdõ.
Okay, Ergenekon davasõnda mahkeme
salonunda fiziki şartlarõn oluşturulma-
masõnõ “skandal” olarak nitelendirir-
ken “Mahkeme salonuna siyaset gi-
rince, adalet dışarı çıkmıştır” dedi.
Okay dün parlamentoda düzenledi-
ği basõn toplantõsõnda Adalet Bakanõ
Şahin’e sert eleştiriler yöneltirken Er-
genekon davasõyla ilgili olarak şu gö-
rüşleri dile getirdi: “Siyasi iktidar
elindeki zabıta gücüyle davayı şe-
killendirdi, basına yapılan servislerle
kamuoyu oluşturuldu. Dava AKP
muhaliflerinin sindirildiği siyasi bir
yapıya büründü. Duruşma görün-
tüleri, Adalet Bakanı’nın bilinçli
olarak görevini yerine getirmediği-
ni ortaya koymuştur. Davaya ka-
muoyunun verdiği önem ortada, tu-
tuklu ve tutuksuz sanık sayısı orta-
da, yargılananların konumu ve siyasi
duruşu itibarıyla avukat sayısının
fazla olacağını da tahmin etmek zor
değil; tüm bu gerçeklere karşın
Adalet Bakanı’nın hâlâ mahkeme sa-
lonunun fiziki şartlarını oluşturma-
ması tam bir skandaldır. İddiana-
mede örgüt üyeliğiyle suçlanan bir-
çok sanığın bırakın örgüt üyeliğini
birbirleriyle tanışmadıkları biliniyor.
Bu durum yargılamanın yüz yüze ol-
ması ilkesini ve davanın bütünlüğü
ilkesini ortadan kaldırmaktadır.
Adil yargılama hakkının ihlali tar-
tışmasızdır. Hem ulusal hukukun
hem de uluslararası hukukun ihla-
li söz konusudur. Türkiye 12 Eylül
döneminde bile yaşamadığı bu tab-
loyu, bu Adalet Bakanı döneminde
yaşamıştır. Bu aşamaya kadar siya-
si güçle iddianameyi şekillendiren-
lerin, fiziki şartlarla davayı şekil-
lendirmeye çalışmakta oldukları
açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Mahkeme salonuna siyaset girince,
adalet dışarı çıkmıştır.”
Adalet Bakanõ Şahin’in “büyük bir
güven bunalımı yarattığını” kayde-
den Okay, Deniz Feneri e.V. dava
dosyasõnõn istenmesiyle ilgili geliş-
melere dikkat çekti. Okay, “Hiç kim-
se AKP ile Deniz Feneri Derne-
ği’nin iç içeliğini inkâr edemez. Bu
inanç hortumcularına Türkiye’de
hâkimlerin olduğunu, bir kez daha
hatırlatmak isteriz” dedi.
‘ŞAHİN İSTİFA ETMELİ’
Bu bakan döneminde “işkencenin
hortladığına” dikkat çeken Okay,
Engin Çeber olayõnõn da “Türki-
ye’de sistematik işkence olduğunun
kanıtı” olduğunu söyledi. Okay,
“Adalet Bakanı kendine bağlı olan
bir kurumda cinayet işlenmesine
ilişkin sorumluluktan, özür dileye-
rek kurtulamaz. Derhal istifa et-
melidir” dedi.
Okay, Anayasa Mahkemesi’nin tür-
banla ilgili iptal kararõnõn gerekçesiy-
le ilgili sorularõ yanõtlarken de kendi
görüşlerinin mahkeme tarafõndan “te-
yit edildiğini” söyledi. Anayasa Mah-
kemesi’nin hukukçu olmayan üyele-
rinin muhalefet şerhinin kendi içinde
çelişkili olduğunu kaydeden Okay,
“Mahkeme, hem teklif dahi edilemez
dedi hem de esasına girdi. Birileri-
nin yeniden anayasanın değiştirile-
mez maddelerini by-pass etmeye, ar-
kadan dolanarak bir düzenleme ya-
pamayacağını açıkladı. Cumhuri-
yetin niteliklerine ilişkin bir düzen-
leme yapılamaz, demiştir” görüşünü
dile getirdi.
Anayasa Mahkemesi’nin yasama
hakkõna müdahale ettiği eleştirileri
konusunda da Okay, “Parlamento
her istediğini yapar diye bir şey
yok. Yasamanın sınırları anaya-
sayla belirlenmiştir” dedi.
Anayasa
Mahkemesi’nin türban
kararıyla kendi görüşlerini
teyit ettiğini söyleyen CHP
Grup Başkanvekili Okay,
“Parlamento her istediğini
yapar diye bir şey yok.
Yasamanın sınırları
anayasayla belirlenmiştir”
dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türbanla ilgili
anayasa değişikliğine destek veren MHP, Anayasa
Mahkemesi’nin gerekçeli kararõna tepki göstererek
“toplumda ayrışmaya yol açacağı, millet vicdanın-
da rahatsızlık yaratacağını” savundu. MHP Grup
Başkanvekili Mehmet Şandır, “Başörtü-
sünden dolayı okuma özgürlüğü elinden
alınan çocukların dışlanmasına, rejime,
hukuka, devlete ve toplum düzenine kin-
lenmesine sebep olacak bu kararı faydalı
bulmamaktayız” dedi.
Şandõr, TBMM’de düzenlediği basõn top-
lantõsõnda gazetecilerin Anayasa Mahkemesi’nin tür-
banla ilgili gerekçeli kararõna ilişkin sorularõnõ da ya-
nõtladõ. MHP olarak ilk günden beri türban sorununu
“samimiyetle” çözmek istediklerini belirten Şandõr,
“Bu zemini de yakaladığımız ilk fırsatta ortaya
koyduk. AKP YÖK Yasası’nın ek 17. maddesinde-
ki düzenlemeyi yapmakta tereddüt ettiği için, yar-
gı bu konudaki niyeti sorgulamış ve değişikliği ön-
lemiştir. Dolayısıyla başörtüsü taktığından dolayı
yükseköğrenim hakkından yararlanamayan ço-
cuklarımızın bu sorunu mutlaka çözülmelidir.
Şimdi değilse de daha sonra mutlaka..” diye konuş-
tu. Başörtüsü konusunun toplumsal bir ayrõş-
maya ve toplumun bir değer üzerinden ayrõlõp
cepheleşme ve daha sonra da çatõşmaya düşme-
sine hiç kimsenin seyirci kalmamasõ gerektiği-
ne işaret eden Şandõr, herkesin sorumluluğunun
gereğini yerine getirmesini istedi. Anayasa
Mahkemesi’nin millet vicdanõnda rahatsõzlõğa
neden olacağõnõ savunan Şandõr, türbandan dolayõ
okuma özgürlüğü elinden alõnanlarõn rejime karşõ kin-
lenmesine neden olacağõnõ savunduğu bu kararõ doğru
bulmadõklarõnõ ifade etti. Şandõr, “Endişemiz ve kor-
kumuz, yargının bu kararından sonra, toplumda-
ki bir inanç üzerinden ayrışma daha da derinleşe-
cektir” görüşünü savundu.
AYŞE SAYIN
ANKARA - TBMM Uyuşturucu Kullanõmõ ve
Kaçakçõlõğõnõ Araştõrma Komisyonu’nda,
CHP’li Ahmet Ersin, AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Dengir Fırat’õn başõndan “uyuş-
turucu kaçakçılığı olayı geçtiğini” anõmsata-
rak komisyona kaçakçõlõk yöntemleri konu-
sunda bilgi vermesi önerisinde bulununca ger-
ginlik yaşandõ. Komisyona bilgi veren Milli
Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik ise okullarda
uyuşturucu anketi yapõlmasõna karşõ çõkõş ge-
rekçesini “bazı soruların örf âdetlerimize
uygun olmamasına” bağladõ
TBMM Uyuşturucu ile mücadele komisyo-
nu önceki gün Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin
Çelik ile Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn bil-
gisine başvurdu. Bakan Çelik’in sunumunun
ardõndan söz alan CHP İzmir Milletvekili Ah-
met Ersin, Dengir Fõrat’la ilgili uyuşturucu ka-
çakçõlõğõ olayõna dikkat çekerek “Sayın Fı-
rat’ın komisyona çağrılmasını öneriyorum.
Çünkü başından bir uyuşturucu işi geçti.
En azından onun yaşadığı TIR ile uyuşturu-
cu kaçakçılığı yöntemi konusunda komisyo-
nu bilgilendirir” dedi. Ersin’in bu sözlerine
Milli Eğitim Bakanõ Çelik ve AKP’li Komis-
yon Başkanõ Necdet Ünüvar tepki gösterdi.
Ünüvar, “Fırat ile ne alakası var” diyerek
Ersin’e müdahale ederken, Çelik de “Sayın
Fırat kamuoyunun önünde kaç kez açıkla-
ma yaptı, hâlâ onu kaçakçılıkla mı suçlu-
yorsunuz?” dedi. Ersin, Bakan Çelik’e “Ben
kaçakçılıkla suçlamıyorum. Sadece yaşadığı
olayı ve yönteminin nasıl olduğunu anlat-
masını talep ettim” yanõtõnõ verdi. Kõsa süreli
tartõşmanõn ardõndan Ersin’in önerisi AKP’li
milletvekillerinin oylarõyla reddedildi.
ÇELİK: ANKETTEKİ SORULAR ÖRF
VE ÂDETLERİMEZE UYGUN DEĞİL
Komisyonun bilgisine başvurduğu Milli
Eğitim Bakanõ Çelik ise uyuşturucuyla müca-
dele konusunda kurumlar arasõnda koordinas-
yon eksikliği bulunduğunu belirterek, “Top-
lumsal şiddetin temelinde aile var. Çocuk
evde anne-babadan, okulda öğretmenden,
üniversitede polisten, cezaevinde gardiyan-
dan, askerde komutandan dayak yiyor” de-
di. Madde bağõmlõlõğõyla mücadelede koordi-
nasyonun önemine değinen Çelik, “Bu konu-
da Ege zeybeği değil, horon tepmemiz gere-
kiyor ki bütün kurumların eli birbirine
değsin” görüşünü dile getirdi.
Bazõ üyelerin, tüm AB ülkelerinde uygula-
nan ESPAD uyuşturucu okul anketine Türki-
ye’de neden izin verilmediğini sormasõ üzeri-
ne Çelik, “Anketlerdeki bazı sorular örf ve
âdetlerimize uygun değil. Bu nedenle çe-
kince koyuyoruz” karşõlõğõnõ verdi. “Uygun
olmayan sorular çıkarıldı” açõklamasõ üzeri-
ne Çelik, “Çıkarılmış son hali bize ulaşma-
dı. Geldiğinde gereğini yaparız” dedi.
M H P T Ü R B A N K A R A R I N A S E R T T E P K İ G Ö S T E R D İ
‘Toplumda ayrışmaya yol açacak’
MECLİS KOMİSYONUNDA GERGİNLİK
‘Fırat
kaçakçılık
yöntemlerini
anlatsın’
KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendika-
sı (BES) 27 Ekim’de Samsun’da başlayıp
Amasya, Tokat, Çorum, Kırıkkale’nin ar-
dından Ankara’da son bulacak “Yargıda
Adalet Bağımsız Demokratik Türkiye Yü-
rüyüşü” düzenleyecek. BES Genel Mali
Sekreteri Hasan Kurt, BES Genel Örgüt-
lenme Sekreteri Abidin Sırma ve Amasya
Şube Başkanı Yüksel Bavagir, KESK Amas-
ya Şubesi’nde konuyla ilgili bir basın açık-
laması düzenledi. AKP’nin yandaşlarını
kolladığını, sosyal devlet ilkesini ise ortadan
kaldırdığını vurgulayan Kurt, “Yargının ba-
ğımsızlığından, hukukun üstünlüğünden
bahseden AKP iktidarı kendi çıkarları doğ-
rultusunda yargıya müdahalede bulunuyor.
Ergenekon Davası ile açığa çıkan kirli çıkar
ilişkilerinin üzerine tam olarak gidilemiyor.
Dava siyasal koz olarak kullanılıyor” dedi.
(Fotoğraf: MEHMET MENEKŞE)
BES Samsun’dan Ankara’ya yürüyecek
(Fotoğraf:AA)
Barzani’den Gülen’e kıyak
Gülen cemaatine ait Işõk Üniversitesi’nin kurulduğu Erbil’in değerli
bölgesindeki 100 dönümlük arsayõ bölgesel Kürt yönetimi hibe etmiş
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Fethullah Gü-
len cemaatine yakõnlõğõ ile bili-
nen Fezalar Eğitim Kurumla-
rõ’nõn Irak’õn kuzeyinde açõlõşõnõ
yaptõğõ Işõk Üniversitesi’nin arsa-
sõnõn, bölgesel Kürt yönetimi lideri
Mesud Barzani’nin talimatõ ile ce-
maate hibe edildiği öğrenildi. Er-
bil’in gelişen bölgesindeki 100
dönümlük arsanõn değerinin
Kuzey Irak standartlarõ çerçe-
vesinde oldukça yüksek ol-
duğu da belirtildi. Üniversite-
nin başõna ise Diyarbakõr Dic-
le Üniversitesi’ndeki görevi
sõrasõnda “türbana özgürlük”
bildirisine imza atan öğretim
görevlilerinden Prof. Dr. Salih
Hoşoğlu getirildi.
Edinilen bilgilere göre, Kuzey Irak’ta bir
üniversitenin kurulmasõ ve faaliyete geçme-
si için Gülen cemaati ile bölgesel Kürt yö-
netimi arasõnda temaslar, ABD işgalinin
sonrasõnda başladõ. Fezalar Eğitim grubu Er-
bil’de İngilizce eğitim yapacak bir üniversi-
te açma önerisini bölgesel Kürt yönetiminin
başbakanõ Neçirvan Barzani’ye iletti. Da-
ha sonra bu öneri bölgesel Kürt yönetiminin
lideri Mesud Barzani’ye de iletildi. Barza-
ni’nin, Fezalar Eğitim kurumunun
Erbil’de özel bir üniversite aç-
masõ önerisine olumlu yanõt ver-
mesinden sonra çalõşmalar baş-
latõldõ. Üniversitenin faaliye-
te geçmesi için de gerekli izin
bizzat Barzani tarafõndan
Fezalar Eğitim kurumuna
verildi. Hatta, üniversi-
tenin faaliyete geç-
mesini kolaylaş-
tõrmak için yi-
ne Barza-
ni’nin tali-
matõyla Fe-
zalar Eğitim
kurumuna,
Erbil’in geliş-
mekte olan bir böl-
gesinde 100 dönümlük arazi hi-
be edildi. Gülen cemaatinin Irak’õn kuzeyinde
ve Kerkük’te toplam 11 okulu bulunuyor. Er-
bil’deki üniversiteyi açan Fezalar Eğitim Bir-
liği’nin, Erbil ve Süleymaniye’deki Işõk ve
Nilüfer ile Kerkük’te Erkek Çağ okullarõ, Se-
lahattin Eyyûbi Koleji ve Özel Süleymani-
ye Kõz Koleji bulunuyor.
Mesud Barzani’nin yeğenleri, Irak Cum-
hurbaşkanõ Celal Talabani’nin akrabalarõ,
Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Ge-
nel Sekreteri Fazıl Mirani, bölgesel Kürt yö-
netiminden birçok bakan, milletvekili ile ge-
nel müdürler, belediye başkanlarõnõn ço-
cuklarõ da bu okullarda eğitim görüyor.
Okullarõn bina giderleri dahil bütün mas-
raflarõ da bölgesel Kürt yönetimince karşõ-
lanõyor. Bu okullarda, cemaat aracõlõğõ ile
bölgeye gönderilen Türk ve Avrupalõ öğ-
renciler de eğitim görüyor. Bugüne kadar me-
zun öğrenci sayõsõ ise 800’e yaklaştõ.
30 Ağustos 1996’da dönemin Irak Devlet
Başkanõ Saddam Hüseyin desteğindeki
Barzani peşmergelerinin, Talabani’nin de-
netiminde bulunan Erbil’e girmesinden son-
ra başta Kõzõlay olmak üzere bütün uluslar-
arasõ örgütler bölgeyi terk etmiş, ancak
Barzani, Gülen cemaatine ait liseye do-
kunmamõştõ. Lise de kapõsõna IKDP’nin sa-
rõ bayrağõnõ çekmişti.
İSİM BENZERLİĞİ
İstanbul’daki Feyziye Mektepleri Vak-
fõ’nõn sahibi olduğu Işõk Üniversitesi’nin, Er-
bil’deki Işõk Üniversitesi ile bir ilgisinin bu-
lunmadõğõ belirtildi. Feyziye Mektepleri
Vakfõ Genel Müdür Yardõmcõsõ Volkan
Kırım, “Kuzey Irak’taki Işık Üniversite-
si ile Feyziye Mektepleri Vakfı olarak hiç-
bir bağımız bulunmamaktadır. Feyziye
Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi ile sa-
dece isim benzerliği vardır” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’li Me-
lih Gökçek’in başkanlõğõnõ yaptõğõ Ankara Ana-
kent Belediyesi, yerel seçimlerin yaklaşmasõyla
birlikte CHP’nin kalesi olarak görülen Çankaya’yõ
almak için her yolu deniyor. Anakent Belediyesi,
başkentteki altyapõ yenileme çalõşmalarõnõn büyük
bölümünü kentin daha sakin olduğu yaz aylarõnda
bitirmeyerek, okullar açõldõktan sonraki döneme
bõraktõ. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanlõğõ Köş-
kü çevresindeki cadde ve sokaklarõn büyük bölü-
mü yeniden asfaltlandõ. Çankaya’nõn en işlek cad-
delerinden biri olan Cinnah’taki çalõşmalar bölge-
de trafiği de felç ediyor. İşine, okuluna ya da evi-
ne gitmek isteyen birçok yurttaş uzun süre sõkõşan
trafikte beklemek zorunda kalõyor. Cinnah ve Ata-
türk Bulvarõ ile bağlantõlõ noktalarda yapõlan çalõş-
malar da trafiği altüst ediyor.
Çankaya’da
Gökçek işkencesi
YOL ÇALIŞMASI YURTTAŞI PERİŞAN ETTİ