Katalog

CMYB C M Y B 23 EKİM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk - NİYE KAÇIYORSUN BE ADAM?.. Sevgili okurlarım, Türkiye pek çok konuda derin bunalımları yansıtan günler yaşıyor. Bu günlerde yönetimde bulunan politikacıların açıklamaları, yöne- timin siyaset anlayışını, bu buna- lımlar karşısındaki tutumunu be- lirlemek açısından önem taşıyor. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şa- hin, oturduğu bakanlık koltuğu dolayısıyla önemli bir konumda. Gerek Almanya’daki Deniz Fe- neri davası, gerekse işkence al- tında öldüğü saptanan Engin Çeber olayındaki açıklamaları, birbirine zıt tutumları sergileme- si bakımından çok dikkat çeki- ciydi. YENİÇAĞ gazetesi köşe yazarı Sabahattin Önkibar 17 Ekim 2008 tarihinde bir yazı yayımladı. Engin Çeber’in işkence altında öldürülmesi olayı ve Almanya’da- ki Deniz Feneri yolsuzluğu karşı- sında Mehmet Ali Şahin’in tutum ve davranışlarına ilginç bir yakla- şım olduğu için bu yazıyı önemli gördüm ve bazı bölümlerini okur- larımla paylaşmak istedim. Çünkü Adalet Bakanı, kendi tu- tum ve davranışını tanımlarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelle- rini oluşturan anayasa ve pozitif hukuk kuralları yerine, ortaçağ an- layışındaki dini değerlere vurgu yapıyor. Hatırlarsanız, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan da, gerek yargının türban kararlarında ge- rekse cinayet davalarında katilin affedilme yetkisi konusunda, po- zitif hukuku bir yana bırakarak di- ni gelenekleri dile getirmişti. Önkibar yazısında, bu tersliğin üzerinde durmuyor. Tam tersine, Adalet Bakanı’nın sözlerini ve davranışlarını, referans olarak kullanılan dini değerler açısından sorguluyor. Yönetimin dinsel adalet anla- yışını kendi iç tutarlılığı açısından eleştiren yazı bana bu nedenle il- ginç geldi. “Hz. Ömer zekât hırsızlığına ‘Bana ne yahu’ der miydi? Adı: Mehmet Ali Şahin. Engin Ceber’in Metris’te iş- kence ile öldürüldüğü ortaya çı- kınca Ceber’in ailesinden özür dileyen Adalet Bakanı. Bakan özürden sonra kamuo- yundan gelen takdirlere biraz da böbürlenerek şu karşılığı veriyor: ‘Görevimi yaparken, devlet so- rumluluğunu yerine getirirken Hazreti Ömer gibi olmak isterim. Dicle kenarında otlayan bir ku- zuyu kurt kapsa ilahi adalet onu Ömer’den sorar.’ Vay beeee!.. Edilen sözün haş- metine bakar mısınız?... Şanlı Muhammed’in (sav) şan- lı halifesi kuşkusuz öyleydi de peki sen ve etrafındakiler öyle mi- dir Mehmet Ali bey? Bırak Dicle kenarında kurdun kaptığı kuzuyu, sen Deniz Fene- ri’nin kaptığı, pardon çaldığı şu ze- kâtlar için ne yapıyorsun onu söyle! İlahi adalet Dicle’deki kuzuyu bi- le sahiplenmeyen Ömer’e hesap sorar da, sana Fenercilerin soy- gununa kayıtsızlığının hesabını sormaz mı? Sen değil misin Deniz Feneri hırsızlığı sorusuna ‘Bana ne ya- huuu, bize ne yahuuuu’ diye kar- şılıklar veren?... Büyük Ömer’in devrinde zekât diye ahaliden toplanan paralarla böyle bir rezillik olur muydu?... Kazara olsa bile şanlı Halife hiç buna kayıtsız kalır mıydı? Evet lütfen cevap ver, sadaka soygunculuğu yapıldığı mahkeme sonucu belirlenmiş bir hadise karşısında adalet kavramının sem- bolü olan Halife Ömer hiç ‘Bana ne yahuuu’ der miydi?... Lütfen beni aydınlat. Sen, Ha- life’nin neyini örnek alıyorsun Sa- yın Bakan?... O serserilerin pirleri, şıhları Tür- kiye’de, bunu balık da biliyor ha- lik de... Mahkeme de söyledi... Dahası, çalınanlar da burada, yalan mı?...” Öyle anlaşılıyor ki, iktidar men- supları sadece pozitif hukuka önem vermemekle kalmıyor, ken- di referansları olarak kullandıkla- rı dini gelenekler açısından da tu- tarsızlar! MEDYA NOTU EMRE KONGAR Adalet Bakanı, Hz. Ömer ve Sabahattin Önkibar ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org AKP’li meclis üyesi Mustafa Yokuş, kızının kız arkadaşına tacizden tutuklandı. (AA) BARIŞ YAMAN KONYA - Konya’nõn Selçuklu il- çesine bağlõ Yazõr Mahallesi’nde ya- põmõna beş yõl önce başlanan İstanbul Menkul Kõymetler Borsasõ (İMKB) İlköğretim Okulu iki ayrõ müteahhi- din de işi yarõm bõrakarak kaçmasõ so- nucu tamamlanamadõ. Mahalledeki öğrenciler beş kilo- metre uzaklõktaki başka bir okula gitmek zorunda kalõyor. Milli Eğitim Bakanlõğõ, İMKB’nin finansal desteğiyle 2003’te Selçuk- lu’da bir okul yapõlmasõ için ihaleye çõktõ. Okulun yapõmõnõ üstlenen mü- teahhit firmanõn, işi tamamlamadan bõ- rakmasõ üzerine yeniden ihaleye çõ- kõldõ ve okul büyük ölçüde tamam- landõ. Okulun yapõmõnõ üstlenen ikin- ci firma da inşaatõ yarõm bõrakarak kaçtõ. Bunun üzerine bakanlõk, fir- malarõ mahkemeye verdi. Okul, bir türlü tamamlanamayõnca mahallede- ki öğrenciler de başka mahallelerde- ki okullara gitmek zorunda kaldõ. Yazõr Mahallesi Muhtarõ Celalettin Doğan, mahallenin nüfusunun 30 binden fazla olduğunu belirterek, okul bulunmamasõnõn yurttaşlarõ zor durumda bõraktõğõnõ söyledi. İl milli eğitim müdürlüğü yetkilileriyse ko- nuyla ilgili sorularõmõza yanõt vermedi. K O N Y A Müteahhitler kaçtõ,okul yarõmkaldõ İMKB İlköğretim Okulu iki ayrı mü- teahhidin de işi yarım bırakması so- nucu öğrenciler beş kilometre uzak- lıktaki başka bir okula gitmek zo- runda kalıyor. AKP’li tacizden tutuklandõ İnegöl’de sebze halinde ticaretle uğraşan, AKP’li meclis üyesi Yokuş, otomobiline aldõğõ kõzõnõn sõnõf arkadaşõ 13 yaşõndaki H.S’ye şoförlük öğreteceğim diyerek cinsel tacizde bulunduğu iddia edildi. BURSA (Cumhuriyet) - Bursa’nõn İnegöl ilçesine bağlõ Alanyurt beldesinin AKP’li mec- lis üyesi Mustafa Yokuş, ilköğretim okulu öğ- rencisi bir çocuğa cinsel tacizde bulunduğu id- diasõyla tutuklandõ. İnegöl’de sebze halinde ticaretle uğraşan, AKP’li meclis üyesi Yokuş’un (42) önceki gün kõzõnõn sõnõf arkadaşõ 13 yaşõndaki H.S’yi pa- tates ve soğanlarõ poşetlemesi için işyerine ça- ğõrdõğõ, evine bõrakmak üzere otomobiline al- dõğõ H.S’ye şoförlük öğreteceğim iddiasõyla cinsel tacizde bulunduğu iddia edildi. H.S’nin ağlayarak eve dönmesi ve olayõ an- latmasõ üzerine, aile durumu jandarmaya bil- dirdi. Jandarma tarafõndan gözaltõna alõnan Yokuş suçlamalarõ reddetti. Yokuş, çõkartõldõğõ nöbetçi mahkeme tara- fõndan “Küçük yaşta kız çocuğuna cinsel ta- cizde bulunmak” suçundan tutuklandõ.