Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
23 EKİM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Zamanaşımı...
Paris’te onbinlerce öğrenci sokaklarda...
Öğrenciler “Eğitim bizim geleceğimiz” sloga-
nıyla Sarkozy hükümetini protesto ediyor.
Öğrencilere aileleri, öğretmen dernekleri ve sen-
dikalar da destek veriyor.
Hükümet bankaları kurtarırken, eğitim harcama-
larını kısma kararı alınca onbinlerce öğrenci so-
kaklara çıktı.
Fransa’da 4 Kasım’da Ulusal Konsey toplana-
cak.
Alınması beklenen karar şu:
“Eğitim giderleri azaltılacak...”
Bunun anlamı açık: 2009 yılında 13 bin 500 kişi
eğitim alanında işini yitirecek. Son iki yıl içinde 20
bin kişi eğitim alanında işini kaybetti.
Fransa’da banka kurtarma operasyonları öğren-
cilerin dilindeydi...
Eğitimden kısan hükümet, ekonomik bunalımda
bankaları kurtarma operasyonuna girişmişti.
Paris’teki öğrenci eylemlerinde bir kişinin bile bur-
nu kanamadı.
Acaba onbinlerce öğrenci Türkiye’de böyle bir ey-
lem yapsaydı ne olurdu?
Bizim tarikatçı, dinci, AKP yandaşı medya şu man-
şetleri atar, televizyon ekranlarına çıkan liboş takı-
mıyla dinciler aynı telden çalarlardı:
“Ergenekon örgütü öğrencileri kışkırttı!”
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın toprağa verildiği gün
“şiirsever Tayyip Bey” Diyarbakır’daydı...
Dün yazdım yineleyeyim...
Tüm dükkânlar ve mağazalar PKK’nin buyruğuyla
kepenk indirmişlerdi.
Tayyip Bey, 6. Uluslararası Türk Dili Kurultayı’nda
Dağlarca’yı andı...
Dağlarca,Tayyip Bey’e göre şiir çağlayanı,Türk-
çemizin anıtlaşmış şairiydi...
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirini okudu o gür se-
siyle...
Oysa okuduğu “Sanat” adlı şiir Faruk Nafiz Çam-
lıbel’indi.
Tayyip Bey’in danışmanları da şiirsever(!) oldukları
için böyle küçük hatalar hoş görülürdü.
Kadı kızında bile böyle hatalar görülmez miydi?
Savaş ve barış...
ABD tüm yoksul ülkelerde savaş yerine barışı yeğ-
lese bugün El Kaide,Taliban gibi köktendinci te-
rör örgütleri olur muydu?
Afganistan’da Taliban’a karşı istenilen başarıya
ulaşamayan ABD orada ne yapıyor?
Bu kez Afganistan-Pakistan sınırındaki aşiretle-
ri silahlandırıyor.
Milyarlarca dolarlık silah o bölgeye gidiyor, ama
kız ve erkek çocukları okula gitmiyor.
Açlık, yoksulluk, uyuşturucu...
Afganistan’dan çıkıp Türkiye üzerinden giden
uyuşturucunun değeri 500 milyar dolar bugün...
Yakalanan miktarsa bu değerin yüzde otuz be-
şi.
Geri kalan ne oluyor, hangi kaynaklara aktarılıyor?
Paris’te öğrenciler, aileleriyle, öğretmen der-
nekleri ve sendikalarla birlikte alanları doluduruyor
“eğitim bizim geleceğimiz” diyerek.
Polis öğrencileri coplamıyor, gözaltına alıp iş-
kenceden geçirmiyor, cezaevinde falakaya yatırıp
öldürmüyor.
Oysa benim ülkemde kız çocukları okula gön-
derilmiyor...
İstanbul’un, Ankara’nın ve İzmir’in yoksul va-
roşlarında yaşayan kız çocukları aileleleri tarafından
okutulmuyor.
Bekâreti “namus” sorunu yapan bir aşiret top-
lumu, töre cinayetleriyle kendini bulurken, on beş
yaşındaki kız çocukları 70 yaşındaki ve daha yaş-
lı erkeklere satılıyor.
Bir gece yarısı Beyoğlu’nun arka sokaklarına gi-
din göreceksiniz... Oralarda kadın pazarları kuru-
luyor...
Boğaziçi Köprüsü’nün Yıldız çıkışına bir gidin, ne
göreceksiniz bakalım?
Küçük kız çocukları kâğıt mendil, ciklet satıyor,
bu işi bir mafya yürütüyor!
Biz unutkan ve acımasız bir toplumuz!
‘16 Mart katliamı’nın ardından otuz yıl geçti...
İstanbul Üniversitesi’nde onlarca öğrencinin
üzerine atılan bombalar, sıkılan kurşunların ar-
kasında kimlerin olduğu birer birer ortaya çıktığı
halde dava zamanaşımına uğradı.
Yedi öğrenci öldü, 50 öğrenci yaralandı... Dönemin
polis şefleri ödüllendirildi bu kanlı eylemden son-
ra...
Kanlı 1 Mayıs’lar, savcı Doğan Öz’ün alçakça kat-
ledilmesi.
Bahçelievler’de öldürülen yedi TİP’li genç...
Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı...
Devlet içinde örgütlü silahlı güç...
1990’lı yıllarda Fırat’ın ötesinde işlenen faili meç-
hul cinayetler...
Eğer, çetelerden arındırılmış temiz bir Türki-
ye’den yanaysanız, gelin o dönemin sorumluların-
dan hesap soralım...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Türk’ten Baykal’a
eleştiri
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DTP Genel Başkanõ
Ahmet Türk, CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal’õn
yaklaşõmõyla AKP’nin
halka uyguladõğõ şiddeti
meşrulaştõrmaya
çalõştõğõnõ savundu. Türk,
yaptõğõ yazõlõ açõklamada
Baykal’õ eleştirdi. Türk,
bazõ siyasetçilerin,
demokratik hukuk
devletlerinde yaşanmasõ
kabul edilemeyecek, adeta
polis devleti görüntüsü
yaratan uygulamalara
yaklaşõmõnõn ibret verici
olduğunu söyledi. Türk,
bazõ illerde yaşanan
gösterilerin devletin ve
hükümetin yanlõş ve
haksõz uygulamalarõna
gösterilen demokratik
tepki olduğunu ve
devletin bütün
kurumlarõyla buna
tahammül göstermesi
gerektiğini ileri sürdü.
Lisede mescit
savı
MANİSA
(Cumhuriyet) - Manisa
Lisesi’nde pansiyonlarõn
bulunduğu binadaki bir
odanõn, “ziyaretçi odasõ”
adõ altõnda mescit olarak
kullanõldõğõ savlandõ.
İddialara göre okul
yönetimi, gelecek
tepkileri önlemek için
kapõsõna “ziyaretçi odasõ”
tabelasõ astõrdõğõ odaya
gün içinde gelen
öğrenciler namaz kõlõyor.
Manisa Lisesi Müdürü
Kazõm Germiyan,
iddialarõ yalanlayarak
“Öğrenciler ders
aralarõnda ev ortamõ
istedikleri için böyle bir
oda hazõrladõk. Öğrenciler
ders aralarõnda bu odaya
gelerek hem oturuyor hem
de kitap okuyor” derken
Manisa İl Milli Eğitim
Müdürü Aziz Ersoy,
“Gerekli soruşturmayõ
başlattõk” diye konuştu.
Malki cinayetinin
azmettiricisi
BURSA
(Cumhuriyet) - İşadamõ
Nesim Malki cinayetinin
“azmettiricisi” olmak
suçundan hüküm giyen ve
hakkõnda yakalama emri
bulunan Burhanettin
Türkeş, Bursa’nõn Kestel
ilçesinde yakalandõ.
Güvenlik güçleri uzun
süren takip sonucu,
Türkeş’in Bursa’da
olduğunu belirledi.
Emniyet Müdürlüğü
Asayiş Şubesi İnfaz Büro
Amirliği ekipleri,
hakkõnda yakalama emri
bulunan Türkeş’i dün
gece Kestel ilçesinde bir
evde yakaladõ.
Gösterilerde 15
kişi tutuklandı
Yurt Haberleri
Servisi - Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
bölgelerinde düzenlenen
yasadõşõ gösterilerde
gözaltõna alõnanlardan
15’i tutuklandõ. Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
bölgelerinde düzenlenen
yaşadõşõ gösterilerde
gözaltõna alõnanlardan
Şõrnak’ta 4, Hakkâri
Yüksekova’da 5 ve
Diyarbakõr’da da DTP’nin
düzenlediği yürüyüşte
polise taş ve
molotofkokteyli attõklarõ
gerekçesiyle gözaltõna
alõnan 6 kişi, çõkarõldõklarõ
mahkeme tarafõndan
tutuklandõ. Gözaltõna
alõnan 100’ün üzerindeki
kişinin ise polisteki
sorgularõnõn sürdüğü
belirtildi.
Süheyl Batum: Anayasa Mahkemesinin görevi parlamento çoğunluklarõnõ denetlemek
‘Mahkemegöreviniyaptõ’
TARKAN TEMUR
Bahçeşehir Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Süheyl Batum, Ana-
yasa Mahkemesi’nin başörtüsü
serbestisi getiren düzenlemeyi
iptal etmesinin, çoğunluk inan-
cõ dõşõnda kalanlarõn hak ve
özgürlüklerini korumak adõna
doğru bir karar olduğunu söy-
ledi. Prof. Batum, “Düzenleme
anayasanın değiştirilemez hü-
kümlerini değiştiriyorsa, Ana-
yasa Mahkemesi yasayı şek-
len denetlemeye tabi olduğu
148. maddedeki yetkilerini
aşabilir. Yani parlamentoya
kendisi için yasak bir alanı
düzenlemiş olduğu uyarısın-
da bulunur” diye konuştu.
Batum, Anayasa Mahkeme-
si’nin, iptal edilen türban ser-
bestisi yasasõnõn gerekçesine
yönelik, “Anayasa Mahke-
mesi’nin görevi değil” iddia-
larõnõ, dünyadaki anayasa mah-
kemelerinden örnekler vererek
yanõtladõ. Anayasa Mahkeme-
si’nin yetkisini aştõğõ iddialarõ
hakkõnda, Anayasa Mahkeme-
si’nin kararõna uluslararasõ bir
bakõş açõsõyla bakõlmasõ gerek-
tiğini vurguladõ. Son kararõnda
Anayasa Mahkemesi, 148.
maddenin şekil denetimi getir-
mesine karşõn, parlamentonun
yapacağõ anayasal değişikli-
ğin, anayasanõn 1., 2. ve 3.
maddesindeki hükümleri de-
ğiştirecek hale gelmesi halinde,
mahkemeye müdahale hakkõ
tanõdõğõna dikkat çekti. Batum,
“Düzenleme anayasanın ilk
üç maddesindeki hükümleri
değiştiriyorsa, anayasa bu-
na yasak getirmiş. Yani par-
lamento kendisi için yasak
bir alanı düzenlemiş uyarı-
sında bulunuyor. Parlamen-
to çoğunluğu o yasak alanına
girmediği sürece istediği de-
ğişikliği yapar. Ben de bunu
sadece 148. madde kapsa-
mında denetlerim. Ama o ya-
sak alana girmesin diyor.
Anayasa Mahkemesi, 148.
maddenin ardından, parla-
mento bu yasak alana girmiş
mi, girmemiş mi bunu de-
netliyor. Ve diyor ki, parla-
mento düzenleme yapama-
yacağı alana girmiş” diye ko-
nuştu.
“Amaç örtünmeyi yasal-
laştırmak”
Gerekçeli kararõ yorumlayan
bazõ hukukçularõn, kararla tür-
ban takanlarõn “ikinci sınıf va-
tandaş” yerine konulduğu yö-
nündeki sözlerini de eleştiren
Prof. Batum, gerekçede, ana-
yasa değişikliği ile amaçlananõn
“dinsel amaçlı örtünmeyi
mümkün hale getirmek” ol-
duğunun yer aldõğõnõ belirtti.
Batum, şöyle devam etti:
“Değişikliğin amacı dinsel
amaçlı örtünmenin önündeki
yasağı kaldırmak. Gerekçeli
karar, bu tespitin ardından
dinsel amaçlı örtünme, dinsel
amaçlı olmayan örtünme, ka-
panma, kapanmama gibi ay-
rışmanın laiklik ilkesi ile bağ-
lantısını kuruyor. 1989 kara-
rı, AİHM’nin Leyla Şahin ka-
rarına atıfta bulunuyor. Re-
fah ve Fazilet partilerinin ka-
patma davalarına atıfta bu-
lunuyor. Leyla Şahin kararı
da aynen böyle bir yasağın,
özgürlüklere karşı olmadığı-
nı açıkça ifade eden karardır.
Özellikle bazı hukukçuların
ve AKP iktidarının göz ardı
etmek istedikleri bir şey var.
Diyor ki Anayasa Mahkeme-
si, ‘kanunun açõkça yasakla-
madõğõ haller’ ile sınırlamak
doğru değil. Bu sınırlamayla,
bu hakkın çerçevesini, aynı
çoğunluk dinine veya çoğun-
luk inancına mensup olma-
yanların haklarını, özgürlü-
kerini, bunların sınırlarını,
güvencelerini tamamıyla par-
lamento çoğunluğuna bırak-
mış olursun. Laiklikle doğ-
rudan doğruya ilişkisiz ço-
ğunluk dinine veya inancına
mensup olmayan insanların
hak ve özgürlüklerini belir-
lerken, bunun çerçevesini çiz-
meyi, sınırını, hak ve özgür-
lüklerin sınırını parlamento
kararına bağlayamazsınız.”
Batum, Anayasa Mahkeme-
si, görevinin siyasal iktidarlarõ,
parlamento çoğunluklarõnõ de-
netlemek olduğunu anõmsattõ.
Anayasa Mahkemesi’nin
1975’ten sonra kararlarõnda,
parlamentonun sõnõrlamalarõnõ
kabul etmeyerek, esasõ da şekil
açõsõndan denetleyerek parla-
mentonun kendisini “itmek is-
tediği sınırlar” içinde kalma-
yacağõnõ gösterdiğine dikkat
çeken Batum, özetle şöyle ko-
nuştu: “Onların anayasaya,
asli kurucu iktidarın iradesi-
ne, hukuk devletine uygun
davranmasını sağlamaktır.
Bu yüzden, bu işlem 3 üye ile
yapıldı, 400 üye ile yapıldı gi-
bi bir sınırlama içine kendi-
lerini almak zorunda değil-
lerdir. Çünkü kuruluş amacı
budur. Aksi takdirde denirdi
ki ‘Parlamento 400 kişiyle ka-
rar verdiyse, denetlenemez’ de-
nirdi. ABD’de Federal Yük-
sek Mahkeme, kendisini Ana-
yasa Mahkemesi olarak gö-
revlendirmiştir. Anayasada
yazmazken, Fransa’da 1958
Anayasası, bildiğimiz şekilde
bir Anayasa Mahkemesi’ne
yer vermemiştir. 1971 yılın-
dan itibaren verdiği karar-
larla kendi yetki alanını ge-
nişletmiştir. Hem de anaya-
sada tam tersi yazılıyken. Do-
layısıyla Türk Anayasa Mah-
kemesi’de, parlamento ço-
ğunluklarının bazen kendisi-
ni sınırlamak istediği çerçe-
veninin içinden dışına çıkma
eğilimi gösterdiğini dünya-
daki diğer anayasa mahke-
meleri gibi açıkça göstermiş-
tir. 1971 öncesinde Anayasa
Mahkemesi’nin anayasa de-
ğişikliklerini denetleyip de-
netleyemeyeceği yönünde bir
düzenleme yoktu.”
AKP: Anayasa ihlal edildi
Türbanõ üniversiteye sokma hedefinde anayasa değişikliği yolu tamamen kapanan
iktidar, gerekçeli kararõn TBMM’nin yasama yetkisini sõnõrlandõrdõğõnõ savunuyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi’nin tür-
ban düzenlemesinin ip-
taline ilişkin gerekçeli
kararõ, AKP’de tepkiy-
le karşõlandõ.
AKP Grup Başkanvekili Be-
kir Bozdağ, demokrasi ve hu-
kuk devleti adõna mahkemenin
ilginç bir karar verdiğini belir-
terek mahkemenin bu kararla
TBMM’nin yasama yetkisine
yeni kõrmõzõ çizgiler getirdiğini
ileri sürdü. TBMM’nin anaya-
sayõ değiştirme veya anayasa
yapma yetkisinin mahkemenin
onayõna tabi kõlõndõğõna dikkat
çeken Bozdağ, “Ana-
yasa Mahkemesi, onay
vermediği sürece Mec-
lis’in yaptığı hiçbir
anayasa değişikliğinin
doğrudan yürürlüğe
girme imkânı kalmamıştır,
ortadan kalkmıştır. Bu ana-
yasanın 7, 87 ve 175. madde-
lerine aykırıdır, yasamaya
müdahaledir. TBMM’nin ta-
li kurucu iktidar vasfı, bu yö-
nüyle ortadan kaldırılmış ve-
ya çok büyük darbe almıştır.
Bu karardan sonra bir ana-
yasada değişiklik yapma im-
kânı Meclis’in bu noktadaki
iradesi sınırlanmıştır” dedi.
Bozdağ, bundan sonra yeni
anayasa çalõşmalarõnõn gündeme
getirilip getirilmeyeceğinin so-
rulmasõ üzerine, “Zaten bu ko-
nuda yeni bir anayasa deği-
şikliği bundan sonra mahke-
menin onayına tabi. Anayasa
Mahkemesi’ne gitmemesi için
mutlaka bunun uzlaşma ile ol-
ması gerekiyor. Bundan son-
ra Meclis’in kolay kolay ana-
yasa değişikliği yapma imkâ-
nı bulunmuyor” dedi.
AKP Grup Başkanvekili Sa-
dullah Ergin de, bundan sonra
yapõlacak hiçbir anayasa deği-
şikliğinin mahkemenin esas de-
netiminin dõşõna çõkamayaca-
ğõnõ belirterek anayasanõn 2.
maddesinde sayõlan demokratik,
laik, sosyal, hukuk devleti ilke-
leriyle ilişkilendirilemeyecek
tek bir anayasa değişikliği ol-
mayacağõnõ söyledi. Ergin, “
Anayasa Mahkemesi, bundan
böyle her anayasa değişikliği-
ni arzu ederse esas bakım-
dan inceleyip iptal etme yet-
kisini almıştır” dedi. Mahke-
menin kaynağõnõ anayasadan
almayan bir yetki kullandõğõnõ
ileri süren Ergin, “Bu karar
kuvvetler ilkesi aykırılığını
zorlayan, TBMM’yi vesayet
altına alan bir karardır” diye
konuştu.
KARŞI OYLAR
Kılıç:
Hukuk
dışına
çıkıldı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi Başkanõ
Haşim Kılıç, türban ka-
rarõndaki karşõ oy yazõ-
sõnda, mahkemenin iptal
kararõyla hukuk dõşõna
çõktõğõnõ öne sürdü. Üye
Sacit Adalı da karşõ oy
yazõsõnda, artõk hiçbir
anayasa değişikliğinin
yapõlamayacağõnõ ileri
sürdü.
Çoğunluk görüşüne ka-
tõlmayan Başkan Kõlõç,
karşõ oy gerekçesinde,
başkanõ olduğu Anayasa
Mahkemesi’ne sert eleş-
tiriler yöneltti. Kõlõç, bir
denetim organõ olan Yük-
sek Mahkeme’nin hukuk
dõşõna çõktõğõ iddia edilen
otoriteleri denetlerken,
bu denetiminin hukuka
uygunluğu konusunda
tüm kuşkulardan arõnma
zorunluluğu olduğunu
belirtti. Kõlõç, “Deneti-
min meşruiyeti denet-
leyen organın hukuksal
meşruiyet sınırları için-
de hareket etmesine
bağlıdır. Kurucu ikti-
dar yetkisini daralta-
cak olan, ancak ve an-
cak yine bir kurucu ik-
tidar olabilir. Anayasa
Mahkemesi’nin ise ku-
rucu iktidarın çizdiği
hukuksal sınırlar dışına
çıkması durumunda
kurucu iktidar yerine
geçeceği kaçınılmazdır”
dedi. Kõlõç, “Üniversi-
teler kışla değildir. Ders
disiplini, reşit öğrenci-
lerin uniform bir dav-
ranış, düşünüş ve inanç
modeline sokulmasının
gerekçesi olamaz” gö-
rüşünü dile getirdi.
Çoğunluk kararõna kar-
şõ çõkan üye Sacit Adalõ
da “Bir türlü gelmeyen,
ne zaman geleceği bel-
li de olmayan ama de-
vamlı tekrarlayarak,
üsteleyerek, taze tutu-
larak hemen geleceği
vehmedilen (varsayı-
lan) mücerret (soyut)
ve mevhum (hayali, be-
lirsiz) bir tehlike uğru-
na müşahhas (somut)
bir eğitim hakkının gas-
bına göz yumulmakta-
dır. Hukuk devletinde
işlemler, vehimler, tah-
minler veya kehanet-
ler üzerine değil, ana-
yasa ve yasalara uygun
somut gerçeklikler üze-
rine bina edilir” dedi.
Süleyman Demirel Üniversitesi’nce düzenlenen ‘Uluslararası Türkiye Cumhuriyeti
Sempozyumu ve Fahri Doktora töreni’nde, ünlü tarihçi yazar ve Akademisyen An-
drew Mango’ya Fahri Doktora ünvanı, sempozyuma katılan CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal tarafından verildi. (Fotoğraf: AA)
‘Türkiye’de demokrasiyi
sağlayan laikliktir’
ISPARTA (Cumhuriyet) - CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal, Türkiye’nin bugün
demokraside ve kalkõnmõşlõkta geldiği
aşamanõn temelinde laiklik anlayõşõnõn
yattõğõnõ vurguladõ.
Baykal, Süleyman Demirel Üniversitesi’nin
(SDÜ), Cumhuriyet’in 85. yõldönümü
dolayõsõyla düzenlediği, “Uluslararası
Türkiye Cumhuriyet Sempozyumu”na
katõldõ. Baykal, Mustafa Kemal Atatürk ve
arkadaşlarõnõn gerçekleştirdikleri
Cumhuriyet projesinin, bir toplumu, bir
tarihi değiştirme, yenileme amacõyla
gerçekleştirilmiş, dünyanõn en iddialõ
projelerinden birisi olduğunu belirtti.
Türkiye’nin demokrasi ve kalkõnmada diğer
Müslüman ülkelerden ileri olmasõnõn
nedeninin laiklik olduğunu belirten Baykal,
“Laiklik, Türkiye’nin demokraside
ilerlemesinin ve kalkınmasının altyapısını
getirmiştir. Bugün demokraside bir
noktaya geldiysek, eğer ekonomik
kalkınmamızı belli bir noktaya
taşıyabildiysek, bunun altında çağdaş,
laik hukukun, ekonomi anlayışının kabul
edilmesi yatar” diye konuştu.
Eğitimi ve hukuku, dini etkinin dõşõnda
tutmak gerektiğini kaydeden Baykal, “Dini,
belli bir tarikat yorumunun içine
indirgerseniz, dini hayatın her alanına
dayatırsanız, o cenderenin içinde insan
özgürlüğü insan yaratıcılığını çıkarmak
imkânını bulamazsınız” dedi.
Konuşmasõnõn son bölümünde gençlerden
Cumhuriyet’e sahip çõkmalarõnõ isteyen
Baykal, “Cumhuriyet büyük bir dönüşüm
projesidir. Bu başarıyı inkâr etmek
isteyenlere izin vermeyelim” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararõnõ yorumlayan bazõ
hukukçularõn, kararla türban takanlarõn “ikinci sõnõf vatandaş”
yerine konulduğu yönündeki sözlerini eleştiren Anayasa
hukukçusu Prof. Süheyl Batum, gerekçede, Anayasa değişikliği ile
amaçlananõn “dinsel amaçlõ örtünmeyi mümkün hale getirmek”
olduğunun yer aldõğõnõ belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin
yetkilerini aştõğõ iddialarõna da karşõ çõkan Batum, mahkemenin
görevinin, yasa yapõcõlarõn Anayasaya ve hukuk devleti ilkelerine
uygun davranlarõnõ sağlamak olduğunu söyledi.