24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Merkezi İngiltere’de bulunan Genç Türkler Kulübü,Türkiye’deki ağaç sefer- berliğine katkı sağlamak amacıyla Lon- dra’da fidan kampanyası başlattı. Genç Türkler Kulübü üyesi Özlem Bedeş, İn- giltere’ye eğitim ve iş amacıyla giden gençlere yardımcı olmak ve burada ya- şayan Türk gençler arasında iletişimi sağlamak amacıyla çalışan gençler ta- rafından 2002 yılında kurulan Genç Türkler Kulübü’nün, İngiltere’de eğitim gören gençlere yapılan yardımların yanı sıra Türkiye’deki çeşitli okullara ve sivil toplum kuruluşlarına kendi aralarında toplanan maddi yardımları ulaştırdıkla- rını söyledi. Son olarak Sıvas Divriği’de Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve TanıtmaVakfı (ÇEKÜL) işbirliğiyle Genç Türkler Cumhuriyet Ormanı Projesi baş- lattıklarını kaydeden Bedeş, oluşturula- cak orman için ÇEKÜL’den 7 bin fidan al- dıklarını ve bunları Londra’da yaşayan Türklere bir ücret karşılığı satarak, elde edilecek gelirle ormanın oluşturulmasına katkı sağlayacaklarını söyledi. Bedeş, kampanyaya Türkiye’den de destek bek- lediklerini, katkı sağlamak ve ayrıntılı bil- gi almak isteyenlerin 0781 381 09 27 ve- ya 0771 156 38 75 numaralı telefonlar- dan veya www.youngturks.eu adresle- rinden kendilerine ulaşabileceklerini söz- lerine ekledi. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Gündemin iki temel konusu, ekonomide ve te- rörle mücadelede tablo bu. Hükümetin ekonomiyi yönetmek için geliştirdi- ği yöntem şöyle: Kimse olumsuz bir gelişmeden söz etmeyecek. Herkes, ne olursa bunu olumluya yoracak. Kimi olumsuz göstergeler ortaya çıktığında söylen- meyecek. Buna öncelikle iş dünyasının içindeki in- sanlar uyacak! 2001 krizi öncesinde Dünya Bankası’ndan IMF’ye her kesim, Türk ekonomisi için şu tanımı kullanıyordu: Muhteşemsiniz! Bugün de aynı çevrelerden şu tür demeçler oku- yunca, yazı aramızda, ürperiyorum: Çok sağlam bir mali tablonuz, bankacılık sis- teminiz var. Dünya ekonomisinde sözü olan bir ül- ke haline geldiniz! Terörle mücadelede ise hükümetin benimsediği temel yol şu: Benden uzak dursun da ne olursa olsun! Olmaz, olamaz... İş dönüp dolaşıp siyasal so- rumluluğa gelir. Son birkaç gün içindeki gelişmeler de bu yönde. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Baş- buğ’un önceki gün yaptığı açıklama bunun bir gös- tergesi... Terörle mücadelede tek sorumlu olarak gösterilmek istenen asker, kendisine yönelik medya operasyonuna çok sert karşılık verdi. Or- tada basın özgürlüğünün boyutlarını aşan, sistemli, planlı, programlı, hedefli bir durum var. Küresel ku- şatma, terör örgütü yerine orduya “silahları bırak” diyor! Bunun devamında nasıl bir istemin geleceğini kestirmek zor değil... Eğer hükümet, 2 turlu 6 saatlik görüşmeler so- nucunda işi koordinasyon sorununa indirgemek yerine, kamuoyuna güven veren bir biçimde te- rörle mücadelenin çerçevesini anlatsaydı, daha farklı bir tablo olurdu. Başbakan bunun tersine, “Asker ne istiyorsa verdik, vereceğiz”, “Baykal, Bahçeli muhatabım değil” türünden çıkışlar ya- pınca, asker kendisini anlatmak zorunluluğunu duydu. Buna meydan vermemek, işleri bu noktaya getirmemek hükümetin sorumluluğu ve görevi... Ankara’daki bu dağınıklığın bir nedeni daha var... Ne diyor anayasamız: Cumhurbaşkanı, devlet kurumları arasındaki dengeyi, koordinasyonu sağlamakla görevlidir. Cumhurbaşkanı Gül bunu yerine getiriyor mu? Her şeyden önce zaman olarak bunu yapması çok zor; zira, Ankara’da fazla kalmıyor! Bize öyle geliyor ki; Gül dönemiyle birlikte as- kerler, devlet katında kendilerini bir doz daha yal- nız hissediyorlar. Başbakan’ın dünkü açıklamasına değinelim. De- di ki: “Terörle mücadelenin başarısı birlikte ortak bir kararlılıkla karşı durmamıza bağlıdır. Genelkurmay Başkanımız da haklı olarak buna vurgu yapmıştır. Elbette basın hürdür. Eleştirme hakkı da vardır. Bu- na mukabil kendilerine yapılan eleştirilere de ce- vap hakkı vardır. Verilen cevabın üslubundan ve sertliğinden şikâyet edenler önce dönüp bir de ken- dilerine baksınlar. Hiç ayna karşısında durmadan bu süreci devam ettirme hakkına da sahip değil- ler...” Medya yanını ayrı bir yazı konusu yapacağız. Ancak aynaya bakması gerekenler arasında bir kişi daha var: Başbakan... Aksi halde ülkenin durumu ayna karşısında bi- le tanınmayacak hale gelebilir! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada AKP seçim hazırlıklarına çoktaaan başladı. RTE’nin şu ve bu vesile ile durmadan illeri gezmesindeki asıl amaç; seçimi kazanmanın yollarını araştırmak veya kaynağı devlet kesesi olan yeni olanaklar bularak seç- meni AKP’ye bağımlı duruma getirmek! Kömür yardımına yaz ortasında başladı. Yoksulla- ra devlet yardımını ikiden üçe çıkardı. Kuşkunuz ol- masın yiyecek giyecek paketlerinin hazırlığı sürüyor. Kim bilir daha niceleri… Muhalefet partileri, örneğin CHP, AKP’nin seçme- ni bağlayan parasal yöntemlerine karşı ne yapabilir? Çok şey yapabilir. Bölgesel, kentsel kimi vaatler dı- şında kullanacağı başka silahlar yok mu? Var! Örneğin yurdu bir baştan öteki başa saran yolsuzluk olayları öncelik alıyor. AKP’li belediyelerin halka maddi yardımlarda bu- lunurken bir yandan da partili veya partiye yakın olan- ların zenginleşmesine olanak sağladıklarını Mısır’daki sağır sultan bile duydu. AKP’nin masumluk maskesini indirmek sadece mer- kezdeki büyük yolsuzluk olaylarını dillendirmekle ol- muyor. Yerel yönetimlerdeki pek çoğu halk arasında ko- nuşulan yolsuzluk olaylarını hemen her ilde ilçede bel- geleriyle tabii seçimden en az bir ay önce gündeme getirmek ve fakir fukara yoksul gureba edebiyatı ya- pan iktidar partisinin gerçek yüzünü sergilemek ge- rekiyor. AKP belgeli muhalefetten o denli korkuyor ki; ör- neğin partinin ikinci adamı Dengir Bey, Kemal Kı- lıçdaroğlu’nun belgelerle kanıtladığı olayları geçen haftanın salı günü karşı belgelerle çürüteceğini ilan et- ti. Salılar geçiyor. Dengir Bey’den ses çıkmadı. Ortağı olduğu şirketin hayali ihracat yaptığı kanıtlandı. Hü- kümetinden aldığı belge; ortağı olduğu, yönetiminde bulunduğu şirketin altında imzası olan başvuru ile (da- ha önce kilolarla uyuşturucuyla yakalanan) TIR’ları- nın gümrüklerde denetime tabi tutulmamasını istediğini doğruluyor. Deniz Feneri olayının kapanmasını neden istiyor AKP? Çünkü halkın din duygularını kullanarak toplanan paralarla siyaset yapmak, oy toplamak gibi bir ara- cın ellerinden kaydığını görüyor. İktidarda kalmak, yerel seçimleri kazanmak için her yola başvurabilirler. Zira RTE, yerel seçimleri kazanırsa ulusun 2007’de kendisine verdiği yetkiyi bir kez daha tazelediğini ilan etmeye hazırlanıyor. CHP, yerel seçimlere hazırlanırken belediye baş- kan adaylarını halkın beğenisini kazanmış kişilerden seçmeye özen göstereceğinin ilk işaretlerini veriyor. Ankara’da bugün ne yapılmışsa bunların fikirsel ve yapısal temellerini atan Murat Karayalçın’ı Ankara Anakent Belediye Başkanı adayı seçiyor. Karayalçın siyaset alanındaki talihsizliği bir yana; be- lediyeci olarak Ankaralılara ve CHP’ye (pek çok yo- rumcunun belirttiği gibi solda birleşmeye) hizmet ve- recek yetenekte bir politikacı. Karayalçın’dan sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun İs- tanbul adaylığı da gerçekleşirse; CHP topluma din ve para ile beyinleri yıkamadan hizmet vermenin ne de- mek olduğunu kanıtlayacağı gibi genel seçimlere sağ- lam temeller atarak girme olanağını da kazanacak. Karayalçın’ın adaylığı Melih Gökçek’i fena halde korkutmuş olmalı ki, Baykal’la görüşmesinden hemen sonraki saatlerde kendisine bağlı kimi iletişim ka- nallarında Karayalçın’a tutarsız, modası mazide kal- mış kimi olaylarla saldırıya girişti. Kuşku yok Ankara’da Karayalçın, İstanbul’da Kı- lıçdaroğlu altı yıldır bu kentlerdeki yolsuzlukları bir bir kamuoyuna anlatacaklar. Bu arada Ankara’da anakent belediyesini kazan- mak hesapları yapan, ne ki son yerel seçimde Çan- kaya dışında hemen her ilçede seçimi yitiren CHP, bu seçimde Çankaya’yı yitirmemenin hesaplarını da yapmalı. Zira Melih Gökçek Çankaya’yı AKP’ye kazandırmak için üstün bir çaba gösteriyor. CHP Çankaya Bele- diyesi ise bu çabaları olanakları çerçevesinde karşı- layamıyor. Bugünkü Başkan Muzaffer Eryılmaz’la başarıyı ara- mak yerine Çankaya’ya Çankayalıların benim bele- diye başkanım diyebilecekleri bir aday bulmak ge- rekiyor. Zira Cumhuriyet’e yazı yazmakla… Lozan, Atatürk edebiyatı ile seçim kazanmak olanaksız. CHP politikaları yeni bir yol ayrımında. Partinin de- ğil halkın benimsediği insanlarla yürümeye hazırlanıyor. ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 17 EKİM 2008 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 22 Edirne PB 24 Kocaeli PB 24 Çanakkale PB 23 İzmir B 25 Manisa PB 26 Aydın B 28 Denizli PB 25 Zonguldak PB 21 Sinop PB 22 Samsun PB 21 Trabzon B 20 Giresun PB 20 Ankara PB 20 Eskişehir PB 21 Konya PB 20 Sıvas PB 16 Antalya PB 27 Adana PB 26 Mersin PB 27 Diyarbakır PB 25 Şanlıurfa PB 26 Mardin PB 25 Siirt PB 25 Hakkâri Y 18 Van Y 17 Kars Y 16 Oslo PB 10 Helsinki Y 10 Stockholm Y 8 Londra PB 14 Amsterdam PB 13 Brüksel Y 11 Paris PB 13 Bonn PB 13 Münih B 12 Berlin Y 13 Budapeşte Y 13 Madrid PB 24 Viyana Y 13 Belgrad Y 18 Soyfa PB 23 Roma Y 22 Atina PB 24 Zürih Y 13 Moskova Y 12 Aşkabat Y 32 Astana PB 11 Taşkent PB 31 Bakû PB 20 Bişkek PB 22 Tiflis Y 22 Kahire PB 26 Şam B 26 Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri par- çalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Artvin ve Rize çevreleri sağa- nak ve gökgürültülü sağanak yağışlı diğer yerler az bulutlu ge- çecek. Hava sıcaklığı kuzey kesimlerde 2 ila 4 derece artacak. AYŞE SAYIN ANKARA - Adalet Bakanlõ- ğõ’nda çocuklarõn cinsel istisma- rõna ilişkin suçlara bakan Yargõ- tay 5. Ceza Dairesi’nin önerileri doğrultusunda evlenme yaşõnõ 14’e indiren, tecavüzde şikâyet yaşõnõ 15’ten 14’e düşüren yasa değişikliği için hazõrlõk yapõldõğõ ortaya çõktõ. Düzenleme yasala- şõrsa, 14 yaşõndaki çocuğu taciz- den yargõlanan dinci Anadolu’da Vakit gazetesi yazarõ Hüseyin Üzmez de cezadan kurtulacak. Adalet Bakanlõğõ’nda 9-10 Ekim tarihlerinde Türk Ceza Ya- sasõ’nõn (TCY) özellikle çocuk- larõn cinsel istismarõna dönük maddeleriyle ilgili değişiklik öne- rilerini görüşmek üzere bir top- lantõ yapõldõ. Adalet Bakanlõğõ Kanunlar Dairesi Genel Müdür- lüğü, Yargõtay 5. Ceza Dairesi, Ankara Çocuk Savcõsõ, Ankara Barosu ve Adli Tõp Kurumu tem- silcisinin katõldõğõ toplantõda ço- cuklarõn cinsel istismarõna dönük suçlarla ilgili yapõlacak değişik- likler masaya yatõrõldõ. CHP An- kara Milletvekili Canan Arıt- man’õn bebeklere tecavüz eden- lere “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” verilmesini öngö- ren yasa önerisinin de görüşüle- rek kabul edildiği toplantõda, “çocukların cinsel istismarı- na” yönelik suçlara bakan Yar- gõtay 5. Ceza Dairesi’nden ilginç öneriler geldi. Toplantõda önce “Reşit olmayanlarla cinsel iliş- ki” başlõklõ, “cebir, tehdit ve hi- le olmaksızın 15 yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bu- lunan kişinin, şikâyet üzerine, 6 aydan 2 yıla kadar hapis ce- zasıyla cezalandırılması” hük- münü düzenleyen 104. madde tartõşõldõ. Yargõtay 5. Ceza Dairesi temsilcileri, halen 15 yaşõn üs- tündeki çocuklarla cinsel ilişkiyi “şikâyete bağlı” olarak ceza- landõran düzenlemede, yaş sõnõ- rõnõn 14’e indirilmesini isterken, çocuğun yanlõş seçim yapabile- ceği, cinsel ilişki yaşõnõn düşme- si de dikkate alõnarak, anne-ba- baya da şikâyet hakkõ tanõnmasõ- nõ istedi. Ankara Barosu temsil- cisi Türkay Asma, tecavüzde şi- kâyet yaşõnõ 14’e indiren öneriye karşõ çõktõ. Tartõşmalarõn ardõndan 14 yaş önerisi kabul edilmezken, hem çocuğa hem de aileye şikâ- yet hakkõ tanõnmasõ, çatõşma ol- masõ durumunda hâkimin sosyal inceleme raporu almasõ; aynõ maddeye, ensest ilişki halinde cezanõn 2 ile 6 yõla kadar arttõrõl- masõna ilişkin hüküm eklenmesi benimsendi. Yargõtay 5. Ceza Dairesi tem- silcilerinden ayrõca Medeni Ya- sa ve TCY’de hâkim iznine bağ- lõ olarak 16, rõza ile 17 olan ev- lenme yaşõnõn 14’e indirilmesi, te- cavüzcünün tecavüz ettiği kişiy- le evlenmesi durumunda, cezanõn ortadan kaldõrõlmasõna ilişkin es- ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve Kõrklareli Milletvekili Turgut Dibek, AKP Sakarya Milletvekili Şaban Dişli ve Silivri Belediye Başkan Yardõmcõsõ Namık Öndeş hakkõnda “görevlerinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle ilgili belediyeleri imar planı değişikliğine icbar ettikleri, kendilerine ve başkasına yarar sağladıkları” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. CHP’li Dibek, dün Ankara Adalet Sarayõ’na giderek İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na iletilmek üzere suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na sundu. Dibek yaptõğõ açõklamada, Kõlõçdaroğlu’nun Dişli hakkõnda, Silivri’deki bir arazinin imar değişikliğiyle ilgili bir belgeyi kamuoyuna açõklamasõna karşõn bu konuya ilişkin resen bir soruşturmanõn yapõlmadõğõnõ belirtti. Kõlõçdaroğlu’nun önceki gün de konuyla ilgili başka bir belgeyi kamuoyuna açõkladõğõnõ ifade eden Dibek, Dişli ve Öndeş hakkõnda, Türk Ceza Yasasõ’nõn (TCY) 250/1. maddesinde düzenlenen “irtikâp” suçlamasõyla Silivri Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunduklarõnõ kaydetti. Dibek, “Gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerek Silivri Belediyesi’nin bu olayda ne kadar yolsuzluklar içerisinde olduğunu görüyoruz” dedi. SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - Malatya’daki Zirve Yayõnevi’nde biri Alman üç kişinin öl- dürülmesiyle ilgili davanõn 12’nci duruşmasõnda tanõk Varol Bülent Aral’õn ifadesine başvuruldu. Aral, da- ha önce verdiği ifadelerin tamamõnõn kurgu olduğunu belirterek kafa karõş- tõrmaya çalõştõ. Ancak Aral, daha son- ra “Kurgular gerçeklerden yola çı- kılarak yazılır. Ben eti kemikten ayı- rıyorum. İsteyen eti, isteyen kemi- ği yer” dedi. Malatya 3. Ağõr Ceza Mahkeme- si’ndeki duruşmada konuşan Varol Bülent Aral, sanõklardan bir tek Em- re Günaydın’õ 2006 yõlõnõn sonba- harõnda Malatya Birlik gazetesinde ça- lõştõğõ 3 günlük sürede tanõdõğõnõ, di- ğer sanõklarõ tanõmadõğõnõ söyledi. Aral, Günaydõn’la misyonerlikle ilgi- li bir konu konuşmadõğõnõ, PKK’yle il- gili konuştuklarõnõ söyledi. Aral, mah- keme heyetinin, 3 Mayõs 2007’de Adõyaman Kapalõ Cezaevi’nde Zirve Yayõnevi davasõ ile ilgili verdiği ifa- denin doğru olup olmadõğõ yönünde- ki sorusuna şu yanõtõ verdi: “3 Mart 2008 tarihinde burada da ifadem alındı. O ifadelerdeki an- lattıklarım, Ergenekon olayı ile il- gili yazmayı düşündüğüm bir kita- bın kurgusudur. Kitabımın ismi ‘Teferruat’. Onlar ‘Önemli olan va- tan, gerisi teferruat’ diyorlar ya.” Mahkeme başkanõnõn ifadelerde kurgudan söz edilmediğini anõmsat- masõ üzerine Aral, “Ben söylemiştim, yazmamışlar. Altını imzalarken okumadım” diye karşõlõk verdi. Mah- keme başkanõnõn “kurgunun hangi bilgilere dayandığını” sormasõ üze- rine Aral, “İyi bir edebiyat okuyu- cusuyum” dedi. Mahkeme heyetinin Adõyaman’da Kalaşnikof silahla yakalandõğõ olayõ anõmsatmasõ üzerine Aral, “Silahı, 10 yaşında bir çocuğun elinde kamuf- lajlı gördüm. Onun elinden aldım. Eski Saray Polis Karakolu’ndaki bir memurla aramız bozuktu, oraya götürmek istemedim. Aynı cadde üzerindeki bir başka karakola gö- türdüğüm sırada yolda yakalan- dım” diye konuştu. Mahkeme heye- tinin, “Bu anlattıkların da kurgu gi- bi” demesine karşõlõk Aral, “Kurgu olarak algılanıyorsa MOBESE ka- merası koysunlar. Hrant Dink ola- yında kameranın faydası görüldü” dedi. Yakalanõrken üzerinde ezilmiş ola- rak bulunan flash diskin emniyet ta- rafõndan çözüldüğünü ve içinden Hiz- bullah Marşõ çõktõğõnõ belirten cum- huriyet savcõsõna yanõt veren Aral, “Flash diski tesadüfen yolda bul- dum. Lübnan’daki Hizbullah’ı des- teklemek suç değil. Türkiye’deki Hizbullah’a kesinlikle sempati ile bakmıyorum” diye konuştu. Mahkeme heyeti, Taraf gazetesine verdiği bir demeçte, “Veli Küçük’ün cezaevinde olmasını hazmedemi- yorum” dediğini anõmsatõnca Aral, “Veli Küçük bir zanlı. Suçlu olun- ca bu düşüncemi bir daha düşüne- ceğim” dedi. Aral, ajandasõndaki Mehmet Ağar, Kemal Kerinçsiz, Tuncay Özkan’la ilgili yazõlarla ilgili bir soruya da “Birtakım bilgiler gel- di, değerlendirmek için not ettim” diye yanõt verdi. Mahkeme heyetinin, “Sen kimsin de sana bilgi geliyor” sorusuna Aral, “Polis ve subay çevrem çoktur, çay içiyoruz, konuşuyoruz” şeklinde karşõlõk verdi. İfadesi sõrasõnda “Vuracak biri olsaydım, önce bizim imamları vu- rurdum. Hıristiyanlara sıra gel- mezdi” diyen Aral’õn bir siyasi parti ile ilgili olarak terör bağlantõsõ iddia- sõnda bulunmasõ üzerine cumhuriyet savcõsõ “Bu söylediklerinin hepsi defterinde yazıyor. Biraz önce bun- lar için ‘Hepsi kurgudur’ dedin” di- ye konuştu. Aral da “Kurgular ger- çeklerden yola çıkılarak yazılır. Ben eti kemikten ayırıyorum. İste- yen eti, isteyen kemiği yer” dedi. Sanõk Emre Günaydõn ise Aral’õn açõklamalarõna tepki göstererek “Ta- nıkla misyonerlikle ilgili konuştuk. Madem konuşmadık, konu ile ilgi- li bu kadar şeyi nasıl biliyor?” diye konuştu. Mahkeme başkanõnõn “Seni olayı gerçekleştirmen konusunda bu mu ikna etti?” sorusuna Günaydõn, “Cevap vermeme hakkımı kullanı- yorum” diye yanõt verdi. Aral ise “Emre Günaydın, hiçbir şeyi ha- tırlamıyor, yalan hastalığına tutul- muş olmalı. Tedavi görmeli” dedi. Aral, müdahil avukatlarõnõn so- rusu üzerine Adõyaman ve Malatya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mü- cadele Şubesi ekiplerince tehdit edildiğini anlattõ. Emniyet’ten bir- likte çalõşma teklifi aldõğõnõ ileri sü- ren Aral, şunlarõ söyledi: “2 Ekim’de tutuklandığımda sivil iki polisin yanıma gelip, ‘Sana sen- den olur her ne olursa, başõn ağrõmaz dilin rahat durursa’ dedi. Polise, ‘Bu- nu Veli Küçük’ün söylediğini duy- muştum, sen kimden duydun?’ diye sordum. O da ‘Atalarõmõzdan duy- dum’ dedi.” İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) – CHP Grup Başkan- vekili Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Rize Milletvekili Ali Bay- ramoğlu’nun da hayali ihra- cattan yargõlandõğõnõ belirte- rek, “Bayramoğlu sahtekârlık yapıyor. Benim hakkımda dava açmasını bekliyorum. O zaman sahtekârlık dosya- larını yargıya teslim edebili- rim” dedi. Kõlõçdaroğlu, partisinin İzmir il başkanlõğõnda gazetecilerle buluştu. AKP’nin “yolsuzluk- ların odağı haline” geldiğini, partinin iki numaralõ isminin hayali ihracat yaptõğõnõn belge- lerle ortaya çõktõğõnõ belirterek, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’a “Neden hâlâ hayali ih- racat yapan insanları tutu- yorsunuz” diye sordu. Dengir Mir Mehmet Fırat’õn ardõndan Ali Bayramoğlu’nun da hayali ihracattan yargõlandõğõnõ söyleyen Kõlõçdaroğlu, “Bay- ramoğlu sadece hayali ihracat yapmakla kalmıyor, devletin gümrüklerinin yapması gere- ken bir olayı da kendi adamı- nı görevlendirerek yapıyor. Sahtekârlığı iki kat yapıyor. Ali Bayramoğlu’nun benim hakkımda dava açmasını bek- liyorum. O zaman sahtekârlık dosyalarını yargıya teslim ede- lim istiyorum” diye konuştu. Kõlõçdaroğlu, Silivri Belediye Başkan Yardõmcõsõ Namık Ön- deş’in işadamõ Mehmet Kara- su’dan 80 bin YTL para alma- sõyla ilgili açõkladõğõ belgeye yönelik savunmalarõ, inandõrõcõ bulmadõğõnõ da söyledi. Kõlõç- daroğlu, “Karasu madem yar- dımları başkan yardımcısı üze- rinden yapıyor o zaman bu- güne kadar olan yardımların banka dekontlarını da ortaya çıkarmalıdırlar” dedi. Kõlõçdaroğlu, Ankara Büyük- şehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek ve diğer AKP’li beledi- yeler hakkõnda da yakõn zaman- da yolsuzluk dosyalarõ açõkla- yacaklarõnõ söyledi. ki TCY’de olan hükmün yeniden konulmasõ, TCY’nin 102. mad- desinde eşin tecavüzü durumun- da 2 yõldan 7 yõla kadar olan ce- zanõn erteleme kapsamõna giren 6 aydan 1 yõla düşürülmesi önerileri geldi. Toplantõya katõlanlarõn bü- yük bölümü öneriye karşõ çõkar- ken, Yargõtay temsilcisi değişik- lik istemlerini “toplum gerçek- leri”ne dayandõrdõ. Yargõtay tem- silcisi, mahkemelerde yargõçlarõn karşõsõna 14 yaşõnda, kucağõnda çocuklu kadõnlar çõktõğõnõ, aile- lerin çok güç durumda kaldõğõnõ belirterek eski TCY’deki bazõ düzenlemelere dönülmesi gerek- tiğini savundu. Ankara Barosu Temsilcisi Asma ise tecavüzcü ve ona yardõm ve yataklõk yapan ailenin değil, çocuğun haklarõnõn korunmasõ gerektiğini, bu deği- şikliklerin çocuk ve kadõn hakla- rõndan geri adõm anlamõna geldi- ğini belirterek önerilere karşõ çõk- tõ. Toplantõyla ilgili bilgi veren As- ma, toplantõda önerilere destek çõkmamasõnõn, bundan vazgeçil- diği anlamõna gelmediğine dikkat çekti. Yargõtay Ceza Dairesi’nin çocuk istismarõna ilişkin suçlara baktõğõ için etkili bir daire oldu- ğunu belirten Asma, “Burada sa- dece bizim görüşlerimiz alındı. Zaten toplantıdan sonra Yar- gıtay temsilcisinin, Adalet Ba- kanlığı temsilcisine ‘tasarõlar bi- zim söylediğimiz gibi hazõrlansõn’ dediğini duydum” dedi. Asma, mevcut düzenlemede 16 yaş al- tõndaki çocuklara evlenme yasa- ğõ olduğunu, 15 yaşõn altõndaki çocukla cinsel ilişkinin şikâyete bağlõ olmaksõzõn suç sayõldõğõnõ belirterek, baro olarak bunlar- dan geri adõm atõlmasõna karşõ çõ- kacaklarõnõ bildirdi. Arıtman’dan sert tepki... Evlilik yaşõnõn ve reşit olma- yanlarla cinsel ilişkide şikâyet yaşõnõn düşürülmesine ilişkin dü- zenlemeye sert tepki gösteren CHP’li Arõtman, bunlarõn “Hü- seyin Üzmez’i kurtarma dü- zenlemesi” olduğunu söyledi. Kadõn ve çocuk haklarõ konu- sunda sağlanan haklardan geri adõm atõlmasõna izin vermeye- ceklerini belirten Arõtman, “Bu değişiklikler çocukları koru- masız bırakıyor, Türkiye İran- laştırılmak isteniyor. 16 milyon çocuğu AKP’nin insafına terk etmeyeceğiz” görüşünü dile ge- tirdi. Düzenlemeden yararlanacağõ belirtilen dinci Anadolu’da Vakit gazetesinin 78 yaşõndaki yazarõ Hüseyin Üzmez, Bursa’nõn Mu- danya ilçesinde düzenlenen ope- rasyonda 14 yaşõndaki B.Ç’ye “cinsel istismar” da bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmõştõ. Üzmez’e özel yasa hazırlığı Zirve Yayınevi davasında, Aral eski ifadesini reddetti Bayramoğlu’na‘sahtekârlık’suçlaması Londra’dan Sõvas’a 7 bin fidan CHP’den Şaban Dişli hakkında suç duyurusu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle