07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 17 EKİM 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Uğur Pamuk: “Hükümetten helal gıdadan sonra helal gazete, helal dergi ve helal televizyon standardı da istiyoruz!” Yeni slogan: Komünistler Washington’a! Bavul Erol Barutçugil: “Yurtdışından bavulla para getirme kanunu çıkacakmış. Zahid’e yine iş düşecek desenize!” İpli Aydın Türkaydın: “Devlet Bahçeli AKP ile ipleri atmış. Yemezler; daha önce o ipi, seçim meydanlarında da atmıştı!” Yeşil Ahmet Duman: “Amerika’dan yeşil kartlı başbakanımız, bakanlarımız vardı; şimdi vaizimiz de var! Hayırlara vesile olur inşallah!” YağmurDeniz Ergenekon’un ‘dört’ savcısına dava! HAFIZAM beni yanıltmıyorsa bir ilk yaşıyoruz; ilk kez bir sanık, hakkında dava açan savcılar hakkında dava açtı! Sevgili İlhan Selçuk, Ergenekon Terör Örgütü İddianamesi’nde kendisini sanık olarak gösteren üç savcı Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’ın hazırladıkları iddianamede kişilik haklarına saldırıda bulundukları gerekçesiyle davacı oldu. İlhan Abi, davanın konusu ile ilgisi olmayan bazı bilgi ve belgelerin adı geçen savcılar tarafından yasaya aykırı bir şekilde iddianameye konduğunu, bunların küçük düşürülmesi ve karalanması amacıyla kullanıldığını öne sürerken davalı savcılardan para olarak herhangi bir tazminat istemedi. İlhan Abi’nin açtığı davadaki tek isteği; savcılar hakkında verilecek yargı kararının gazetelerde ilan olarak yayımlanması oldu. Evet, dava ile ilgisi olmayan konulara bir iddianamede yer verilmesi galiba ilk kez oluyordu; yine galiba bir dava görülmeye başlamadan o davanın üç savcısı hakkında başka bir dava açılması da ilk kez oldu. Bu arada yazının başlığındaki savcılardan dördüncüsünün kim olduğunu soruyorsanız; onu çok iyi tanıyorsunuz! O, Ergenekon’un malum fahri savcısı! Şu meşhur Recep yani!! - Fetoşçular, RTE’ye fahri doktora vermiş... “Kedi psikolojisi dalında mı!” BAŞLIKTAKİ laf, Türkçede “birkaç iyi adam” anlamına geliyor. “A Few Good Men” Türkiye’de “Birkaç İyi Adam” adıyla gösterilen eski bir Amerikan filmi. Belki görmüşsünüzdür ama yine de anımsatalım. Film, 1992 yapımı. Yönetmeni Rob Reiner; başrollerde Demi Moore, Tom Cruise, Kiefer Shutherland, Jack Nicholson, Kevin Pollak falan oynamış. Aaron Sorkin’in senaryosunu yazdığı gerilim yüklü filmin öyküsü kısaca şöyle: Amerika’nın Küba Körfezi’ndeki Guantanamo askeri üssünde Amerikalı bir denizci öldürülür. Askeri öldürmekle iki asker suçlanır. Sanık iki askerin avukatı; müvekkilleri ile hep anlaşma yoluna gittiği için hiç mahkeme salonuna girmeden iş bitirmekle ünlüdür. Fakat bu kez sanık askerler cinayeti kabul etmez ve verilen emri uyguladıklarını söyleyince Donanma avukatı, yine Donanma’dan bir başka avukatla birlikte davayı mahkemeye götürür ve bir yandan da cinayeti araştırmaya başlar. Sonunda, filmin en etkileyici sahnesi olan mahkemedeki duruşma sırasında sanık askerlerin avukatı (Tom Cruise), mahkemede tanık olarak dinlenen üs komutanına (Jack Nicholson) suçunu itiraf ettirir. Katil, tetiği çeken iki asker değil cinayet emrini veren komutanın ta kendisidir! “The end”; film bitti. Şimdi Türkiye’de yıllardır çevrilmekte olan filminden son birkaç sahne: Terörle mücadele eden askerlere yönelik olarak İslamcı iktidara yakın çevrelerden gelen eleştirilerin dozu her geçen gün biraz daha artarken Taraf adındaki gazetede gizli damgalı bazı askeri belgeler yayımlanıyor. Taraf tarafından 17 askerin şehit olduğu Aktütün çatışmasından önce Amerika’nın Genelkurmay’a istihbarat bilgisi verdiği ve fakat ihmal nedeniyle saldırının önlenmediği savlanıyor. Bir başka bilgi ise yayımlanan “belge”lerin Aktütün’le ilgili olmadığını farklı zamanlarda başka yerlerden derlendiğini gösteriyor ama kafalar bir kez fena halde karıştırılmış oluyor. Gizli askeri bilgileri sıkça yayımlayan Taraf gazetesinin Amerika’dan gelen yöneticilerinden Yasemin Çongar, belgelerin birkaç iyi adam tarafından kendilerine sızdırıldığını anlatıyor! Türkiye’deki filmin senaryosunu anlamış olmalıyız; birileri “katil komutan” arıyor! A few good men BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Ergenekon Bir sabah evimi basmış polisler… Kardeşimle ko- nuştum, “Ergenekon kapsamında” arama ve gözaltı- na alınacağımı söyledi. Misafirlikteydim. Yarım saat sonra eve geldim. Yeteri kadar polis toplanmıştı. Ara- ma başladı. Belediyeden kalma VHS kasetler ve özel mektuplarım alındı. Bir de evimi 24 saat gözetleyen ka- meranın hard diskini aldılar. Kimler gelip gidiyor eve onu anlayacaklardı anlaşılan. 2000’de belediyemize baskın yapılıp bütün perso- nel ve meclis üyelerimizle birlikte mafya teşkilatı kur- duğumuzu anlamışlardı. Bir yıl hapis yattık. Bunun 6 ayı suç aramakla geçmişti. Jandarma, büfe sahibin- den fabrika sahibine herkesi bir güzel elden geçirip ne kadar rüşvet verdiklerini ya da yüzde kaç ortak oldu- ğumu soruşturmuşlar. Bütün Esenyurt esnafını sin- dirmişlerdi. İkrar ve delil bulunamadı ama “şüphe üze- rine” 11 ay 20 gün hapis yattık. Bütün kardeşlerim ve 75 yaşındaki babam da dahil, jandarmadan geçmiş- tik. Sonra tahliye oldum. Tekrar döndüm. Operasyonu yapan İçişleri Bakanı ünlü komiser Sa- dettin Tantan, jandarmanın komutanı Şener Eruygur Paşa idi. Benim Ermeni asıllı Kürt olduğumu anla- mışlardı. Ve PKK dahil bütün suç örgütlerine yardım ve yataklık ettiğimi de anlamışlardı. Ki ben şeceresi çok bilinen bir ailedenim. Ermeniler biliyor kim olduğumu, ama Türk yetkililer bilmiyorlar. Ha bu arada bir de mah- kemeye çıktık. İki suç vardı. 1- Ermeni misiniz? 2- Ermenistan’a koyun kaçakçılığı yapmışsınız! Eh… Ne denir? Ha, o arada bu işler, “operasyon” başlamadan Cumhuriyet gazetesinden hisse, Cum- huriyet TV ve Radyo’yu almak üzere benimle bir ye- mek yendi. Ünlü Veli Küçük Paşa, diğer adı bilinen- ler. Sonra bir daha görüşmek nasip olmadı. Son sorguda Ergenekon Türk örgütü üyesi oldu- ğumu anladım. 1- Cumhuriyet’i niye satın aldınız? El cevap: Satın almadık. Finans şirketi kuruldu, on- dan sadece yüzde 20 hisse aldık. Cumhuriyet gaze- tesinin ve Cumhuriyetin yaşamasını istiyorum. 2- Hisselerinizi Veli Küçük’e devredecekmişsiniz, be- delsiz olarak. El cevap: Hayır etmedim, kusura bakmayın. Yüzde 10’unu parası-bedeli karşılığı Mehmet Emin Kara- mehmet’e devrettim. Bu şirkette, Aydın Doğan, M. Emin Karamehmet Turgay Ciner vb. 200 kişi var. Biz salaklar para ve- riyoruz ki Cumhuriyet yaşasın diye. 3- Telefon konuşmalarında küfürlü konuşmuşsun? El cevap: Türk’üm abi, evde küfürlü konuşuyorum zaman zaman. Nereden bileyim işiniz yok, beni din- liyorsunuz? 4- Dev-Sol’cu kızlara, Kartal Cezaevi’nde yardım yapmış, onlarla mektuplaşmışsınız. El cevap: Doğrudur. 20 kadar çocuk aç-üryandı. Eşofman, ayakkabı, iç çamaşır, diş fırçası vs. getirttim. Cezaevi kantininde satılan ne varsa aldım, yardım et- tim. Ümraniye Cezaevi’nde yakılan çocuklardı. Ze- kâtım, fitrem sayın. Siz Müslüman değil misiniz? Aç- lık grevinden çıkmışlar, perişandılar… Ölmeleri ge- rekmiyor, cezalarını çekebilirler; açlık sorunu vardı yar- dım ettim. Mektuplaştım. Ölüm orucundan vazgeçir- meye çalıştım. İyi ettim. Yine denk gelirse yine yapa- rım. Bunu da örgüte sızmak diye anlatacaklar. Dışa- rıda bu grupla pek sevişmeyiz, bunu dünya âlem bi- lir. Görüşmeyiz de. Ben onların görüşlerine de katıl- mam, bütün bunları bilmeyen yoktur. Bir bizim polis hariç Bu bazı Ergenekon şüphelileri, sanıkları her ney- se. Hrant Dink öldürülünce cenazesini kaldırdım. Bir arada, barış içinde yaşamalıyız diye. Aman bunlardan bir grubun karşımızda neler yaptığını bütün âlem bi- lir, bir bizim polis kül yutmaz! Ömrüm boyunca darbelere karşı mücadele ettim ve hâlâ etmekteyim. Beni darbeci yapacak kadar ileri git- tiler. Aklıma tek bir şey geliyor... Tekrar Esenyurt be- lediye başkanlığına aday olacağım, tedbir alıyorlar. Başkaca da bu tutuklananlarla bir illiyet bağımız ola- maz. Bunu bilmiyor da olamazlar. 4 bin belediye vardı. Binini kapattınız, 3-5’ini size mu- halifler alsa gözünüze çöp mü düşer? 6 yıl önce Kürt olmak suçtu. 6 yıl sonra Türk olmak suç oldu. Bu işten bir şey anladıysam Arap olayım! Hani demokrattınız? Bu yakıştı mı? Veli Küçük’le ar- kadaşlık ancak size yakışır. Ne farkınız var? Bütün suç- lar (deli gömleği gibi) bir tek bana yakışıyor. Siz evli- ya, enbiya takımısınız. Oradan (Ergenekon’dan) bakınca Kürt’üm. Ecyad’dan(Mekke’de gerçi yıktılar onu ağa babalarınız) bakınca Türk’üm! Beni ne diye halledeceksiniz, bileyim ölmeden? Şükür Allah’a hiçbirinizden değilim. Bizim sularımız farklı, hiçbir lağıma karışmayız! [email protected]/Faks: 02126727171 MERİÇ VELİDEDEOĞLU “Ahtapotun Başı”, “Komü- nist”, “dinsiz”, “din düşmanı” gi- bi adlar, nitemler yaşamı bo- yunca Hıfzı Veldet Velidede- oğlu’na yakıştırıldı, yapıştırıldı. Ama bu tutumun Velidede- oğlu’nun ölümünden sonra da sürdürüleceğini insan pek dü- şünemiyor. Ne var ki, TBMM’nin 7 Ekim 2008 günlü oturumunda AKP’li- ler bunu da gerçekleştirdiler. “Türk Dili” konusunda kurulan bir komisyonun başkanı olan AKP Milletvekili Necat Birinci, Ata- türk’ün “Nutuk” adlı yapıtını sa- deleştirmenin, “Atatürk’ü tasfiye etmek”, Atatürkçülüğe de “iha- net” olduğunu belirttikten son- ra, “çok önemli bir profesörün” bunu yaparak cinayet işlediğini kendinden geçercesine söyledi “Genel Kurul”da. Oysa “Nutuk”u sadeleştirerek öğrencilerin, gençlerin okuma- sını sağlayan profesörün “Ve- lidedeoğlu” olduğunu bilme- yen yoktur Türkiye’de. Nitekim CHP Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat dayanamaz; Necat Birinci sözünü bitirir bi- tirmez, kural dışı olmasına kar- şın söz ister. Ve, H. V. Velidedeoğlu’nu “ci- nayet” ile suçlayan Necat Birin- ci’nin “sözünü geri almasını”, “zabıtlardan da bu cümlenin çı- karılmasını” kesin bir dille söyler. Oturumu yöneten AKP’li Baş- kan: “Tamam” derse de, çı- karmaz. Böylece Velidedeoğ- lu’nun “cinayet” işlediği ölü- münden 16 yıl sonra TBMM tu- tanaklarında yer alır. Bu oturumu, Prof. Dr. Arat’ın gönderdiği tutanaktan okur- ken 88 yıl önceye, 23 Nisan 1920 gününe gittim. Meclis açılmış, salonu milletvekilleri doldurmuştur. Dinleyicilere ve gazetecilere ayrılan balkonun direğine yas- lanmış, okul giysili, incecik bir genç ayakta durmakta; dikka- tini kürsüde açış konuşması ya- pana değil, ön sırada oturan Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa’ya yöneltmiş, ona bakmaktadır. Onuncu sınıf öğrencisi olan ve daha 16’sını bile bitirmemiş bu delikanlı “çocuk” Meclis’in en genç üyesidir, çalışanıdır. Bir gün önce göreve alınırken, başyazman (sekreter) Recep Peker’in: “Muvaffak olamazsak idam ediliriz!” uyarısını dinlerken bile şimdiki kadar heyecan- lanmamış, yüreği bu denli güm- bürdememiştir. Gencecik Hıf- zı’nın bu “yürek” çarpıntısı, Meclis’te çalıştığı yıllar boyun- ca, 1929’un Ocak ayına dek sü- recektir. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu adıyla bir üniversite hocası ol- duğunda da “Atatürk”ü, “Ata- türkçülüğü”, “1923 Devrimi”ni bilimsel bir bağlamda öğrenci- lerine anlatırken hep o günlerin heyecanını duyacak ve bunu onlara da aktaracaktır, hemen hemen 40 yıl süren “Devrim Ta- rihi” derslerinde. Cumhuriyet’te “50” yıl bo- yunca yazdığı yazılarıyla da, Atatürkçülüğün Türkiye için tek “çıkar” yol olduğunu dile geti- rerek konuyu hep canlı tuta- caktır. Velidedoğlu’nun çok kısaca değinilen bu çalışmalarını, ça- balarını “ümmetçiyim!” diyen Necat Birinci’nin “anlama”sına olanak yoktur. Bir “ümmetçi”nin “1923 Devrimi”ni ve özellikle onu bütünleyen “Dil Devrimi”ni kabullenmesi düşünülemez. Bu konuda Atatürk’ü savunur gibi görünmesi yalnızca bir “takıy- ye”dir. Bir “kullanmadır”. Çünkü ‘ümmetçi’liğin temel taşlarından biri “dil” birliğidir. Bu “dil” de “Arapça”dır. “Ümmet- çi”yim diyen biri için “ulusal” di- lin, örneğin “Türkçe”nin önemi yoktur. Dolayısıyla “Türkçe”nin, Arapça sözcüklerden, kav- ramlardan “arındırılma”sını Ne- cat Birinci gibiler kabullenemez. Öyle ki bunu yapanı “cinayet” işlemekle suçlar; dahası ken- dinden geçer, “savcı”ları “gö- rev”e çağırır ciddi, ciddi... Demek ki, Hıristiyan ortaça- ğın “ilkel” anlayışı gibi, ölen biri de sorgulanacak, yargıla- nacak, cezalandırılacak... Sorgu için “savcı” hazır: Ze- keriya Öz. Atatürk’ten “Beton Kemal” diye söz ettiği bildirilen bu “savcı”, Hıfzı Veldet’i haydi haydi sorgular, hem de keyifle... Atatürk’e “beton”, Hıfzı Vel- det’e “cani” diyen savcıların, “profesör(!)” milletvekillerinin “cirit” attığı bir Türkiye’ye “çi- visi çıkmış” demek çok “hafif” kalır. Dilim varmıyor ama, “cılk”ını çıkardılar “altı” yıldır “cılk”ını... CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat’a teşekkürler. Helal SESSİZ SEDASIZ (!) ‘Beton Kemal’den Cinayetten Suçlu ‘Hıfzı Veldet’e! [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com17 Ekim OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir tür mezgit balõğõ. 2/ Karakter... Ata binme ve ke- ment atma gibi be- cerilere dayanan Amerikan oyunu. 3/ Kesintilerden sonra kalan miktar... Gü- ney Amerika’daki dağ sõrasõ. 4/ Bir çi- kolata cinsi... Bir nota. 5/ Hararet... Parçalarõn birleşti- rilmesiyle değişik şekille- rin elde edildiği bir oyun- cak. 6/ İskambillerle oy- nanan bir oyun... Ordu’nun Perşembe ilçesinin eski adõ. 7/ Plan... Kalõn bü- külmüş sicim. 8/ Sõkõcõ, durgun, donuk. 9/ Öğü- tülmüş tahõl... Şiilerin Ker- bela olayõyla ilgili olarak genellikle muharrem ayõn- da düzenledikleri yas niteliğindeki dinsel seyirlik oyun. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Lekeli mercan” da denilen, eti lezzetli bir balõk... Yak- laşõk on iki bin yõl önce Pasifik’e gömüldüğüne inanõlan, insanlõğõn ve uygarlõğõn anayurdu sayõlan kõta. 2/ Rütbe- siz asker... Organik maddeleri eritmekte kullanõlan, eter kokusunda bir sõvõ. 3/ Verim. 4/ Yabancõ... Halk dilinde kõrmõzõ pul bibere verilen ad. 5/ Eski Rusya’da gönüllü emekçiler birliği... Cet. 6/ Japon lirik dramõ... Ruhsal kay- naklõ sinir hastalõğõ. 7/ Evin bölümü... Çin ve Japonya’dan tüm dünyaya yayõlmõş bir strateji oyunu... Nikel elemen- tinin simgesi. 8/ Orkestra için bestelenmiş uzun kompo- zisyon. 9/ Yeniçeri kõşlasõ... Solunumun az ya da çok sü- reli olarak durmasõ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 G Ü N D Ö N D Ü Ü R E R E A Y A N E F E S R E P A M E L T A E Ş İ R A Z E U R I İ M A M E V İ K A Y H A Ş A T Y E T İ İ L İ R A İ T İ K A F 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle