24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2008 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Hangi Taraftan Geldiğine Bakmak Gerek asirmen@cumhuriyet.com.tr CHP’den belediye başkan adaylõğõ netleşen Murat Karayalçõn DSP lideri Sezer’le de görüşecek ‘Başkenti kurtarmalõyõz’ TÜREY KÖSE ANKARA - SHP Ge- nel Başkanõ Murat Ka- rayalçın’õn yerel seçim- lerde CHP’den Ankara belediye başkan adayõ olacağõnõn netleşmesi başkent kulislerini ha- reketlendirdi. DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer’i zi- yaret edecek olan Kara- yalçõn, “Başkenti bu yönetimden kurtarma- lıyız” mesajõ verdi. Ka- rayalçõn gelen tepkiler- den mutlu olduğunu, özellikle merkez sağdan çok olumlu tepkiler al- dõğõnõ bildirdi. Deniz Baykal-Kara- yalçõn görüşmesinde Es- kişehir-Ordu gibi illeri de içeren daha geniş kap- samlõ bir işbirliğinin ge- reği üzerinde duruldu- ğu, SHP’li Dikili Bele- diye Başkanõ Osman Özgüven’in “başarılı” bir belediye başkanõ ola- rak yeniden aday göste- rilmesinin de gündeme geldiği kaydedildi. Karayalçõn, Cumhu- riyet’in sorularõnõ yanõt- larken “Görüşmede bir yan yana duruş, ka- rarlılık ortaya kondu. Alışılmış ve bizi bu tür süreçlerde bir yerde tı- kayan sözcüklerle, söy- lemle yaklaşmadık. Ka- rarlıyız, yeni bir dö- nem başlatılıyor. Bu iş- birliğinin bundan son- ra başka kesimleri de kucaklayacağına ina- nıyorum. Ankara bir- likteliği yaratmalıyız” dedi. Karayalçõn, SHP’nin CHP’ye katõla- cağõ haberlerini de ya- lanlarken, “Ne SHP’nin kapatılması söz konu- sudur ne de görüşme- mizde böyle bir konu gündeme gelmiştir” açõklamasõnõ yaptõ. Murat Karayalçõn, NTV’nin sorularõnõ ya- nõtlarken de, DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer’i zi- yaret edeceğini vurgu- layarak, “Umarım ki herkesin gücünü ka- tabileceği bir birlikte- lik ortaya çıkar. Ben başka partilere oy ver- miş vatandaşlarıma da sesleniyorum. Bir An- kara birlikteliğini öne- riyorum. Ankara bu kötü yönetimden kur- tulmalıdır” açõklama- sõnõ yaptõ. Baykal ile vardõklarõ mutabakatõ ‘Yeni bir dönem başlõyor’ şeklinde açõklayan Karayalçõn, adaylõğõna ilişkin merkez sağdan da çok olumlu tepkiler geldiğini söyledi. Şehityakınları ilgisizliğe isyan etti Oğulları iki yıl önce şehit olan Ali ve Meliha Yalçın çifti kızlarına iş bulmak için geldikleri Meclis’te kimsenin kendilerine yardım etmemesine tepki gösterdi. Vekillerin ilgisizliğinden şikâyetçi olan Yalçın çifti polis eşliğinde TBMM bahçesinden çıkartıldı. (Fotoğraf: AA) ‘KAZANIRSA SİYASETİ BIRAKIRIM’ Melih Gökçek’te Karayalçın paniği başladı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara Anakent Belediye Başkanõ Melih Gökçek, Başbakan Tayyip Erdoğan açõklayõncaya ka- dar adaylõğõnõn kesin olmadõğõnõ belirtirken; “Karayalçõn kazanırsa ben siyaseti bırakacağım. Ben ka- zanırsam, Sayın Baykal ve Kara- yalçın bırakacaklar mı, hodri meydan” dedi. CHP’nin Ankara’da Murat Kara- yalçõn’õ aday göstereceğinin kesin- leşmesi üzerine Melih Gökçek de, adaylõk için kulis faaliyetlerini yo- ğunlaştõrdõ. Gökçek, dün AKP Ge- nel Merkezi’nde Ar-Ge Başkanlõğõ tarafõndan düzenlenen “Deneyim Paylaşım Dersi”nde partililere, yaptõğõ çalõşmalarla ilgili bir su- num yaptõ. Gökçek, Başbakan Tay- yip Erdoğan açõklayõncaya kadar büyükşehir belediyesi için adaylõ- ğõnõn kesin olmadõğõnõ söyledi. CHP Genel Başkanõ Deniz Bay- kal’õn Karayalçõn ile görüşmesini de- ğerlendiren Gökçek, bunun bazõ nedenleri olduğunu savundu. Gök- çek, “CHP, bu seçimlerde oy kay- betmemek zorunda. Aksi takdir- de Sayın Baykal’ın yerinde otur- ma şansı sıfır” diye konuştu. Gök- çek, CHP’nin yerel seçimlerde ba- şarõ elde etmek amacõyla DSP’li Or- du ve Eskişehir belediye başkanla- rõna teklif götürdüğünü, ancak olum- lu yanõt alamadõğõnõ ileri sürdü. Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarıgül’ün DSP’ye katõlacağõnõ ile- ri süren Gökçek, solun CHP’de de- ğil, DSP’de toparlanma eğilimi gös- terdiğini savundu. Karayalçõn’õn ise parti tüzüğü ge- reği SHP’de 7 yõldan fazla genel baş- kanlõk yapamayacağõnõ belirten Gök- çek, Karayalçõn’õn bu nedenle baş- ka bir partiye geçmek zorunda ol- duğunu, ileride Baykal’õn yerine geçmeyi düşündüğünü ileri sürdü. SHP’nin geçmişte DEHAP ile iş- birliği yapmasõ üzerine Baykal’õn, Karayalçõn için “Seçim listelerini İmralı’dan alıyor” dediğini iddia eden Gökçek, bunun üzerine Kara- yalçõn’õn da CHP’nin kapatõlan HA- DEP ile işbirliği yaptõğõnõ dile ge- tirdiğini kaydetti. SAVCI TAKİPSİZLİK KARARI VERDİ ‘AKP önündeki eylem demokratik bir tepki’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, AKP İl Başkanlõğõ önünde, eylem ya- pan 9 kişi hakkõnda, “demokratik tepkilerini dile getirdikleri” ge- rekçesiyle kovuşturmaya yer olma- dõğõna karar verdi. Basõn Suçlarõ Soruşturma Bürosu, AKP İl Başkanlõğõ önünde eylem ya- pan kişilere ilişkin soruşturmasõnõ ta- mamladõ. Soruşturma sonunda Dam- la Öz, Osman Nuri Orhan, Tuğçe Çetin, Onur Ertekin, Çağrı Yıl- maz, Sıla Uzunpınar, Çağlar Öz- bilgin, Özlem Dönmez ve Ömür Çağdaş Ersoy hakkõnda, “kovuş- turmaya yer olmadığına” karar verildi. Kararda, AKP İl Başkanlõğõ önüne birlikte gelen Ömür Çağdaş Ersoy dõşõndaki sekiz kişilik grubun, “Üniversitemizi AKP’ye bırak- mayacağız öğrenci kolektifleri” yazõlõ bez afişi binanõn merdivenle- ri önünde açtõklarõ ve slogan attõkla- rõ belirtildi. Takipsizlik kararõnda, ey- lemcilere güvenlik görevlilerinin ve binadan çõkan iki kişinin müdahale- de bulunduğu belirtilerek “hiçbir saldırı amacı taşımadan ve yasa- ların suç saydığı sloganlar atıl- madan birkaç dakika süren de- mokratik bir tepki niteliğinde or- taya çıkan ve sert müdahale ile so- na erdirilen toplantı ve gösteride gerçekleşen söz ve hareketlerin; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Yasa’nın 28. ve devam eden maddelerinde- ki suçların unsurlarını oluştur- madığı” kaydedildi. Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, TBMM önünde eylem yapan Halkevleri mensubu 13 kişi hakkõnda da dava açtõ. Davanõn id- dianamesinde, 19 Eylül 2008 tari- hinde, Aykut Elvan, Özgür Onur, Kadir Aydoğan, Sarp Aydoğdu, Şeyda Yüksel, Hikmet Tanıl, Ce- ren Ünver, Meriç Türkyılmaz, Zeynep Cansu Elifoğlu, Özgür Dinler, Örsan Karasakal, Uğur Uzunpınar ve Dilşat Aktaş’õn, TBMM Dikmen kapõsõ önünde, ya- saya aykõrõ olarak toplantõ ve göste- ri yürüyüşü düzenleyip basõn açõk- lamasõnda bulunduklarõ kaydedildi. ‘TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLALIM’ Kocaeli DSP’den CHP’ye ittifak teklifi AHMET KURT İZMİT - DSP Ko- caeli İl Başkanõ Hasan Ertuğ, CHP İl Başkanõ Sefa Sirmen’i ziyaret ederek 29 Mart 2009’da yapõlacak yerel seçimler için ittifak teklif etti. DSP il yönetimi ola- rak Kocaeli’de solda it- tifaka büyük önem ver- diklerini belirten Ertuğ, “İlk görüşmeyi, yüre- ğimizde yatan altı ok- la yapmayı uygun bul- duk. Biz doğarken CHP’li doğduk. 1980 ihtilali bizi parampar- ça etti. Sonra da biz birbirimizi yedik, par- çaladık. Bizi böldüler, parçaladılar, yuttular. Hâlâ buna devam edi- yorlar” dedi. Sol parti- lerin yerel seçimlerde kişisel hesaplarõ bir ke- nara bõrakarak ittifak yapmasõ gerektiğini vur- gulayan Ertuğ, “Geç kalmış değiliz. Kar- deşçe kaynaşalım, bir- leşelim.” dedi.Sirmen de AKP iktidarõna karşõ güçlü olabilmek için sol- da ittifak yapõlmasõ ge- rektiğini ifade etti. Sir- men, “Kocaeli’de se- çimi kazanmaya çok yakınız” dedi. Basının nesnelliğinin illa tarafsızlığı anlamına gelmediğinin bir örneğidir elinizde tuttuğunuz bu ga- zete. Gerçekten de, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılma- sından, Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Ke- mal, Yunus Nadi’ye, Yenigün’ün adının Cumhuri- yet’e çevrilmesini önerirken, Cumhuriyetin savu- nulmaya ihtiyacı olduğunu ve bu gazetenin o işlevi yüklenmesi gerektiğini söylemişti. O gün bugündür, Cumhuriyet’in bu işlevi sür- dürmesi hem sevindirici hem de üzücü... Sevindiricidir çünkü misyonunu hâlâ sürdür- mektedir. Üzücüdür, çünkü seksen yılı aşkın süre sonra, Cumhuriyet hâlâ savunulması gereken bir kazanım olarak durmakta, hatta son günlerde kırılganlığı da artmış bulunmaktadır. Nesnellik olayları çarpıtmamakla sağlanabilecek bir özelliktir, yoksa yorumda karanlık ile aydınlığa, zulüm ile demokrasiye eşit uzaklıkta durarak, bun- lar arasında tarafsız kalmakla değil... Nesnelliğe saygı gösteren her basın organının ya- pısı gereği o nesnelliği sağlayacak ve koruyacak de- mokratik ortama taraf olması gerektiğini düşünü- rüm. Taraf olduğunu açıklıkla söyleyenlere saygı du- yarım. Yeter ki, taraf olan neye taraf olduğunu ya- lan söylemeden, emellerini gizlemeden, açıkça söylesin. Son dönemlerde Türk Silahlı Kuvvetleri belirli bir taraftan gelen saldırılarla yıpratılmaya çalışılıyor. Alışılmadık bir durum değil. Bu ordunun kuvva- cı öncülerine karşı da, düzmece şeyhülislam fet- valarıyla saldırılar düzenlenmiş, o fetvaları verdiren İtilaf Devletleri de, tıpkı bugün olduğu gibi, başta Mustafa Kemal ve ordusu olmak üzere ulusalcı olan ne varsa, terörist, asi, çeteci olarak suçlanmışlar- dı. O günden bugüne saflar değişmedi, yalnızca saf- ları oluşturanların adları değişti. Konu TSK’den açılmışken, bir noktayı vurgulamak isterim. Demokrasilerde, eleştirilmez, dokunulmaz tabular yoktur. TSK de dokunulması yasak bir ta- bu olmadığı gibi kesinlikle eleştirilemeyen, eleşti- rilmemesi gereken bir kurum da değildir. Unutmayalım ki, tarihte başımıza gelen en büyük şerlerden biri olan Kenan Evren bir TSK mensu- bu idi ve başımıza bunca işi açarken de, TSK’nin o sıradaki bir numarası olma niteliğinin kendisine verdiği erki kullanıyordu. Aktütün olayından sonra hiçbir şey olmamışça- sına golf oynayan Hava Kuvvetleri Komutanı Or- general Babaoğlu ile onun onca saat sonra olay- dan haberdar olmadığını belirten Genelkurmay açıklamasını da, bu sütunda eleştirmiştik. Kendi ordumuz, bizim üstümüzde bizden ayrı bir kurum olmayıp, içimizden çıkmış bizim kurumumuz olduğuna göre sevmek de eleştirmek de hakkımız. Ancak, bizim olan bütün kurumlara olduğu gibi, orduya yöneltilen eleştirileri de değerlendirirken, han- gi taraftan geldiğine iyice bakmak gerekir. Şu anda BOP çerçevesinde iki büyük plan yü- rürlüktedir. Bunlardan biri, bölgenin büyük güçlerinden Tür- kiye’nin kendi toprakları üzerinde de, etkisini gös- terecek mikro milliyetçi hareketlere karşı tepkisiz kal- masını sağlamak üzere, aynı zamanda küreselleş- menin de baş kâbusu olan ulus devleti parçala- maktır. “Ilımlı İslam” etiketi altında sunulan ve ulus devlet ile birlikte demokrasiyi de ortadan kal- dırmayı hedefleyen birinci planın yürütücüleri hem memleket dahilinde iktidara sahiptirler, hem de ken- di kişisel emellerini Ortadoğu’nun müstevlilerinin si- yasal hesaplarıyla uyum içine sokmuşlardır. Ortadoğu’da, İsrail’in yanı sıra ABD’nin doğal müt- tefiki olacak olan ve bu alanda Siyonist devletten de daha uysal ve yararlı hale gelmesi öngörülen bir Kürt devletinin oluşması ve bunun Türkiye tarafın- dan tanınması, sonra ABD emelleri doğrultusunda ittifaka girmesi istenmektedir. Planın ikinci ayağı da bu. Bu emellerin karşısında TSK bir engel olarak gö- rülmekte, sürekli yıpratılarak, etkinliğinin düzeyi dü- şürülmeye çalışılmaktadır. Bunun için dinci basının yanı sıra, liberal görü- nümlü, CIA ve CIA’nın adamı Hoca Efendi güdümlü bir yayın organı oluşturup, onu TSK’yi yıpratma işl- evine yöneltmek de planı uygulama yöntemlerin- den biridir. TSK eleştirilemez diye bir kural yoktur demok- rasilerde, ama bu eleştirilerin hangi taraftan gel- diğine de çok iyi bakmak sağlıklı hükme varmak için şarttır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle