Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2008 CUMA
14 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr
K A M İ L M A S A R A C I
K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K
Kültür Servisi - Tedavi gördüğü Başkent
Üniversitesi Araştõrma Hastanesi’nde önceki
gün yaşamõnõ yitiren Fazıl Hüsnü Dağlarca,
20 Ekim Pazartesi günü son yolculuğuna
uğurlanacak. Dağlarca için saat 11.00’de Sü-
reyya Operasõ’nda bir tören düzenlenecek. Kül-
tür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay’õn da
katõlacağõ törende Ataol Behramoğlu, Doğan
Hızlan ve Kadõköy Belediye Başkanõ Selami
Öztürk konuşma yapacak. Ardõndan da Fazõl
Hüsnü Dağlarca ile yapõlan bir söyleşinin yer
aldõğõ barkovizyon gösterisi yapõlacak. Dağ-
larca’nõn cenazesi Söğütlüçeşme Camisi’nde
kõlõnacak öğlen namazõnõn ardõndan Karaca-
ahmet Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek.
Uzun yõllardõr Kadõköy Mühürdar Cadde-
si’nde yaşayan Dağlarca, Ocak 2008 tarihin-
de yaşadõğõ evi müze yapõlmasõ için Kadõköy
Belediyesi’ne bağõşlamõştõ. Dağlarca, kendisini
ziyaret eden Kadõköy Belediye Başkanõ Sela-
mi Öztürk’e evinin müzeye dönüştürülmesi için
vasiyette bulunmuş, vasiyet nedenini ise şöy-
le açõklamõştõ: “Ben İstanbul’un birçok ye-
rinde ikamet ettim. Ama en çok Kadıköy’ü
sevdim. Kadıköy’ü bu kadar güzel yapan
bence buradaki yaşamın çeşitliliği, renkli-
liğidir. Yıllardır içinde yaşadığım, şiirleri-
mi yazdığım bu evimin ölümümden sonra
yaşamaya devam etmesini istiyorum. Bele-
diye Başkanımıza rica ettim, evimi alıp
müze olarak düzenlesinler. Ama yaşayan bir
müze olmasını istiyorum. Bir bölümünde ki-
taplarım, eşyalarım sergilensin bir kısmı da
kafeterya gibi olsun. Buraya gelip gençler,
kadınlar, kızlar otursun, kitap okusun bir
şeyler içsinler. Tabii burayı belediye işlet-
sin.” Fazõl Hüsnü Dağlarca, ölümünden son-
ra müze ve kafeterya olarak kullanõlmasõnõ is-
tediği evinin adõnõ da kendisi belirledi. Dağlarca
“Burasının adının Dağlarca’dan Gökyüzü
olarak konulmasını istiyorum. Buraya ge-
lenler, benim Gökyüzüme baksınlar istiyo-
rum” dedi. Kadõköy’deki evini çok sevdiğini
söyleyen Dağlarca kendi adõnõ taşõyan Fazõl
Hüsnü Dağlarca Sokağõ’nda oturuyordu. Otur-
duğu sokağa adõnõn verilmesinden de çok
mutlu olmuştu.
HİKMET ALTINKAYNAK
Dağlarca, “Sanat eseri bir saat gibi içinde bu-
lunulan zamanõ, bir pusula gibi de gidilmesi ge-
reken yönü işaret etmelidir” der. Bu nedenle
yazdõğõ her şiirle toplumu aydõnlatmayõ amaç-
lamõştõr. Niçin şiir yazdõğõnõ soran Finlandiyalõ
bir Türkoloğa da, “Türkçenin yeryüzündeki en
büyük dil olduğunu göstermek için” yanõtõnõ ve-
rir. 200 dolayõndaki ödülü, 140’õ aşan kitabõyla
ulaştõğõ rekor, evrenseldir. Bence Dağlarca adõ
ve şiirleri hiç unutulmayacak, dünya ile yaş-
lanacaktõr.
DOĞAN HIZLAN
Fazõl Hüsnü Dağlarca’nõn ölümü Cumhuri-
yet şiirini eksiltir. Çünkü ben onu daima
Cumhuriyet şiirinin büyük ustasõ olarak tanõ-
rõm. Dağlarca’nõn şairliği aslõnda insanoğlunun
bütün hallerini kapsar. Kurtuluş Savaşõ’nõ
yazmõştõr. Anadolu coğrafyasõnõn şiirini yaz-
mõştõr. Nerede insanoğluna yapõlan bir zulüm
varsa onun şiirini yazmõştõr. Bu Vietnam’dõr,
Cezayir’dir.
ADNAN BİNYAZAR
Dağlarca, belki bedeniyle yokluğa erdi; şii-
ri ise, “dağlarca” yüceleşen adõnõ “zaman”õn va-
roluş tarihine yazdõrdõ. Çok az şair, yaratõcõlõ-
ğõn soyutlama dünyasõnda gerçeğin özüne
varmõştõr. Dağlarca o soydandõr. Şair, anlam ak-
tarõcõsõ değildir; evreni duygunun söylemiyle
kavrayandõr. Dağlarca doğayõ, Tanrõ’yõ, insa-
nõ, hele de çocuklarõ, ucu bucağõ belirsiz ev-
rendeki varlõklarõyla algõladõ. O, görünende gö-
rünmeyeni, görünmeyende görüneni gören
bir şiir yalvacõ gibi, kendini ölümle var kõldõ.
Fazõl Hüsnü Dağlarca, 20 Ekim Pazartesi günü son yolculuğuna uğurlanacak
Cumhuriyet şiirinin ustası
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ yeni mevsimi bu akşam Aya İrini Müzesi’nde açõyor
EGEMEN BERKÖZ
İ
stanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ’nõn
(İDSO), Atatürk Kültür Merkezi’nin
(AKM) kapatõlõşõndan bu yana yaşadõk-
larõnõ dünyada bir başka orkestra yaşamõş mõ-
dõr, bilmem. Nerdeyse kõrk yõldõr çalõştõklarõ ve
her yõl sekiz ay haftada iki konser verdikleri
AKM’den çõkarõldõlar. Bağlõ olduklarõ, bir par-
çasõ olduklarõ bakanlõk (yani Kültür ve Turizm
Bakanlığı, yani devlet) onlara konser verme-
leri için bir salon göstermedi.
İş, orkestranõn üyelerince seçilen yöneticile-
rine düşmüştü. Onlarõn da İstanbul’da kapõsõnõ
çalmadõklarõ salon kalmadõ. Sonunda da, mev-
simin ilk konserine çok az bir süre kala, konser
izlencelerinõ tamamlayabil-
diler. Salõ günü Paşalima-
nõ’ndaki yeni yerlerine gitti-
ğimde, yeni tamamlanan pro-
va salonunda mevsimin ilk
konseri için çalõşõyorlardõ. Ça-
lõşmadan sonra, yönetim odasõnda da yoğun bir
çalõşma vardõ: Sponsorlardan, duyurularõ ha-
zõrlayanlardan gelen telefonlar yanõtlanõyor,
Almanya’dan notalar geliyor, bir sonraki kon-
serin Viyana’daki şefine notalar yollanõyordu…
Bu arada ben de Rahbari’ye prova salonunu na-
sõl bulduğunu sordum. Çok iyi olduğunu, yal-
nõzca havalandõrmasõnõn iyileştirilmesi gerek-
tiğini söyledi. O yoğunluk arasõnda alabildiğim
bilgiler şöyle: Göçebelikten dolayõ bu yõl abon-
man satõşõ yok. Biletler deği-
şik yerlerde satõlacak. Ana sa-
tõş yeri Hilton girişindeki
Turizm Enformasyon Bü-
rosu. DNR mağazalarõndan
ve Mybilet’ten de bilet satõlacak. Aya İrini kon-
serlerinin biletleri konser günü Aya İrini’den de
alõnabilecek. CKM konserlerinin biletleri CKM
gişelerinde de bulunacak. Denizbank’õn spon-
sorluğu bir gün önce yenilenmiş. Gazetemizin
basõn sponsorluğu da sürüyor elbet.
Mevsimin açõlõş konseri bu akşam Aya İrini
Müzesi’nde. Alexander Rahbari’nin yönete-
ceği konserin izlencesinde, Ravel’in
“La Valse” koreografik şiiri, yine
Ravel’in Sol Majör Piyano Kon-
çertosu (piyano: Hüseyin Sermet) ve Rimski-
Korsakov’un Op.35 Şehrazat senfonik süiti yer
alõyor. 24 ve 31 Ekim Cuma günleri de Aya İri-
ni’deler. 2008 Kasõm’õndan 2009 Mayõs’õna ka-
dar her ayõn ilk cumasõ Caddebostan Kültür
Merkezi’nde (CKM) olacaklar. Lütfi Kõrdar
Kongre ve Konser Salonu’nda, 15 Mayõs’taki
mevsimi kapatõş konseriyle birlikte 5 konser-
leri var. Bir de Yeditepe Üniversitesi’nde 14 Ka-
sõm’daki Atatürk’ü anma konseri. Tüm
mevsimde yalnõzca 16 konser!
Müzikseverler İDSO’nun konser
izlencesine www.idso.gov.tr ad-
resinden ula-
şabilirler.
Yõlõn göçebesi karşõnõzda
Kültür Servisi - Tiyatro Adam,
Bulgar Hristo Boytchev’in “Al-
bay Kuş”unu Murat Karasu
yönetiminde 20-21-27 Ekim
20.30’da Oyun Atölyesi sahne-
sinde izleyicilerle buluşturuyor.
Oyun Balkan Dağlarõ’nda, ma-
nastõrdan bozma bir psikiyatri kli-
niğinde geçen ve donmamak için
aynõ odada birlikte kalmak zo-
runda olan ilginç, ama zararsõz al-
tõ deli ve yine onlar kadar ilginç bir
doktorun yaşamõnõ konu alõyor.
Oyunda Ali Kil, Deniz Özmen,
Burak Dur, Aşkın Şenol, Ayça
Aykut, Sarp Akkaya, Fatih Ko-
yunoğlu ve Ferit Kaya rol alõyor.
Nihal Geyran Koldaş’õn Türk-
çesiyle dilimize aktarõlan oyunun
sahne tasarõmõnõ Başak Özdo-
ğan Pirim yaptõ. Geçen mevsim
Fatih Koyunoğlu’na “Çingene”
rolüyle Lions Tiyatro Ödülle-
ri’nde yardõmcõ rolde en başarõlõ
erkek oyuncu ödülünü kazandõran
Boytchev’in bu bol ödüllü oyunu,
son birkaç yõldõr değişik ülkeler-
de de sõkça sahnelenip kapalõ gi-
şe oynamõştõ.
(www.tiyatroadam.com)
Kültür Servisi - HSBC ve Fo-
toğrafevi’nin işbirliğiyle dü-
zenlenen “Görmek Dokun-
maktır” adlı fotoğraf yarış-
masının ödül töreni önceki
gün akademi, sanat ve fo-
toğraf dünyasından önde
gelen adlarının katılımıyla
yapıldı. 365 fotoğrafçının
430 portfolyoda toplam 4
bin 979 fotoğrafla katıldığı
yarışmanın birincilik ödü-
lünü, “Batak” adlı portfol-
yosuyla Arkeolog Soner Ya-
man aldı. Ara Güler, Prof.
Sabit Kalfagil, Kutup Dal-
gakıran, Cem Erciyes, Meh-
met Günyeli, Zekai Demir,
Hasan Şenyüksel ve Ömer
Kayalıoğlu’dan oluşan seçici
kurulca birinciliğe değer
görülen Yaman, 15.000
YTL, ilk 10’a giren portfol-
yoların sahibi genç fotoğ-
rafçılar ise 1.000’er YTL’lik
para ödülü kazandı.
(0 212 376 43 65)
Birincilik
‘Batak’õn
‘Albay Kuş’
Oyun Atölyesi’ne kondu
Kültür Servisi - The Hall, 17 Ekim Cuma ve 18
Ekim Cumartesi geceleri hip hop ve caz tutkunla-
rõna ev sahipliği yapacak. Cuma gecesi saat 23.30’da
tüm müzik eleştirmenlerine
adõndan başarõyla sözet-
tirmeyi başaran Soweto
Kinch, cumartesi ge-
cesi saat 23.30’da ise
Jazzie B önderliğinde-
ki Soul2Soul Soundsys-
tem, Jeanine Green’in
sesi eşliğinde The
Hall’da konser vere-
cekler. Biletler Bile-
tix’ten ve etkinlik gü-
nü kapõdan alõnabilir.
Caz dolu geceler başlõyor
ANKARA (AA) - Almanya’da,
2002’de ele geçirilen Frig, Yunan,
Roma ve Bizans dönemlerine ait 700 ta-
rihi yapõt, Kültür ve Turizm Bakanlõ-
ğõ’nõn 5 yõllõk uğraşõ sonunda ana va-
tanõ Türkiye’ye dönüyor. Yapõtlarõn, 9
Ekim’de Hannover Başkonsoloslu-
ğu’na teslim edildiğini açõklayan Kül-
tür Varlõklarõ ve Müzeler Genel Müdürü
Orhan Düzgün, en kõsa sürede Tür-
kiye’ye getirilip, koruma altõna alõna-
caklarõnõ söyledi.
Düzgün, madeni süs eşyalarõ, mü-
cevher, haç ve mõzrak uçlarõndan olu-
şan yapõtlarõn, İzmir-Muğla civarõndan
kaçõrõldõğõnõ söyledi. Düzgün, 2002’de,
Almanya’nõn Bremen kentindeki bit-
pazarõnda bir Türk vatandaşõ tarafõndan
satõlmaya çalõşõlõrken Alman İnterpo-
lü tarafõndan ele geçirilen yapõtlarõn ia-
desi için hemen gerekli girişimleri
başlattõğõnõ anlattõ.
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn konuyu Al-
manya Federal Suç Bürosu’na intikal
ettirdiğini bildiren Düzgün, Bakanlõğõn
Almanya’da yürütülen hukuki sürece
müdahil olduğunu belirtti. Bakanlõ-
ğõn, yapõtlarõn Anadolu kökenli oldu-
ğunu kanõtlamasõyla, Türkiye’ye iade-
sine karar verildiğini ekledi.
FRİG YUNAN, ROMA VE BİZANS DÖNEMİNE AİT
700 yapõt Türkiye’ye geliyor
Kültür Servisi - Uluslararasõ çağdaş sanat çevre-
leri ve Türk sanatseverlerin merakla beklediği
Contemporary Istanbul, önceki gün Akbank Pri-
vate Banking desteğiyle, İstanbul Lütfi Kõrdar
Uluslararasõ Kongre ve Sergi Sarayõ Rumeli Sa-
lonlarõ’nda açõldõ. Cem Hakko, Bedri Baykam,
Cem Boyner, Leyla Alaton Günyeli, Mehmet
Günyeli, Can Ateş, Günseli Kato, Rafi Por-
takal, Meltem Cumbul, Kaan Gürsel, Ba-
şaran Ulusoy, Nur Taşkent, Begüm Şen, Zey-
nep Tunuslu, Şakir Eczacıbaşı, Güllü Aybar,
Metin Uca ve Öykü Serter gibi ünlü kişilerin
katõldõğõ açõlõşta sanatçõ Nezaket Ekici’nin
canlõ gösterisi büyük ilgi gördü. Sanatçõ, 60 bin
gül yaprağõ eşliğinde gerçekleştirdiği gösteri-
de beden ile doğanõn birleşimini gözler önüne
serdi. Contemporary Istanbul Çağdaş Sanat Fua-
rõ, 19 Ekim’e dek açõk kalacak.
(www.contemporaryistanbul.com)
CAN HACIOĞLU
ESKİŞEHİR - Eskişehir Büyükşehir Tiyatrola-
rõ’nõn, yeni sezonda sahneleyeceği “Bit Yeniği”
isimli oyunun tanõtõmõ yapõldõ. Oyunun yönet-
menliğini yapan usta tiyatrocu Haldun Dormen,
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Sarayõ’nda
düzenlediği basõn toplantõsõnda, bunun Eskişe-
hir’de yönettiği 4. oyun olduğunu ve bundan mut-
luluk duyduğunu, söyledi. Georges Feyde-
au’nun kaleme aldõğõ “Bit Yeniği”nin zaman için-
de dünyada yazõlan en iyi komedi oyunlarõndan
biri haline geldiğini ifade eden Dormen, şöyle ko-
nuştu: “Söz konusu oyunu yıllar önce Dormen
Tiyatrosu’nda oynadık. Bit Yeniği, Altan Er-
bulak’ı bir yıldız yaptı. Oyunda bir karı ko-
canın birbirini anlamaması ve birbirini al-
datması anlatılıyor. Oyunu yönetmek, beni
Dormen Tiyatrosu’nun eski yıllarına götü-
rüyor.” Oyunun dekor tasarõmcõsõ Osman Şen-
gezer de, tiyatronun sadece oyuncular ve reji-
sörlerden oluşmadõğõnõ, oyunlarõn sahne arkasõ-
nõn da tiyatro açõsõndan önemli olduğunu bildirdi.
Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarõ’nda
amatörlük ruhunun bulunduğunu anlatan Şen-
gezer, “Şehir tiyatroları tecrübeli tiyatroculara
amatörlük zamanındaki heyecanını kazandı-
rıyor. Kentte bulunan şehir tiyatrosundaki ko-
lektif çalışma tiyatronun yaşamasını destek-
liyor” dedi.
Eskişehir’de‘BitYeniği’
EGEMEN BERKÖZ
S
on aylarda çevresinde olanlar ara-
sõndaydõm. Hastaydõ, çok hastay-
dõ, ama direniyordu.
Yanõndakilerle şakalaştõğõnõ, bilek güreşi
yaptõğõnõ da, bilinci kapalõ yattõğõnõ da
gördüm.
Ama onu hastane yatağõnda anõmsamak
istemiyorum.
Aksaray’daki kitabevinde genç şairi
bana şiir üzerine öğütler verirken
anõmsamak istiyorum.
Karşõ Duvar dergisiyle, Türkçe dergisiyle
anõmsamak istiyorum.
Bir cumartesi Samatya pazarõnda Beh-
çet Necatigil ve Salah Birsel’le, bi-
rinin elinde bir demet turp, birinin
elinde bir bağ yeşil soğan, dolaşõr-
larken anõmsamak istiyorum.
Kadõköy’de kahvede tavla oynarken, ye-
nilirse çok kõzarken anõmsamak isti-
yorum.
Şiirleriyle anõmsamak istiyorum.
Sivaslõ Karõnca’yla, Delice Böcek’le,
Asu’yla, Çocuk ve Allah’la, Aç Ya-
zõ’yla, Toprak Ana’yla, İçeri Sait Fa-
ik’le… Tüm şiirleriyle.
Dağlarca da bizi
bõraktõ gitti
DAĞLARCA İÇİN
Özgürlüğün bahçesinde
Duru bir gök mavisidir
Dağlarca,
Selam getirir “Sõvaslõ
Karõnca”dan
“Vietnam Savaşõmõz”a.
Attila Aşut
Contemporaryİstanbulaçõldõ
ARİF DAMAR
Cemal Süreya “Her ölüm erken ölümdür” der.
Dağlarca 94 yaşõndaydõ, ama yaşõna karşõn şiir yaz-
maya devam ediyordu; bu yüzden onu tanõyan her-
kes çok üzüldü, ben de çok üzüldüm. Dağlarca, üre-
time devam ediyordu. ‘Çocuk ve Allah’la çok şey
kattõ Türk şiirine, ondan sonra hiçbir kitap çõkar-
masa da aynõ değerde olurdu gözümüzde. O, ya-
ratõcõ değil üretici oldu. Çoğalttõ hep. Çok şiir yaz-
dõ, ama önemli olan bu değil, Rimbaud ne kadar
az şiir yazdõ ama dünyanõn en önemli şairlerinden!
Onun 86 şiiri ezberimdedir. 50’yi aşkõn kitap yaz-
dõ, ama kitaplarõ hiçbir zaman çok satmadõ o ünü-
ne karşõn. Dağlarca’nõn şiiri açõktõr, anlaşõlõrdõr, ama
yine de satmaz. Dağlarca idealisttir, sonunda ka-
dere bağlar her şeyi; bir çözüm getirmez. Dağlar-
ca’yõ askerliğimde tanõdõm. Bölük komutanõmdõ,
yüzbaşõydõ. Bir gün 45 km’lik bir yolu yürüyoruz,
ama o at üzerinde tabii. Cebinde üzeri renkli bir
pandispanya, Onu yiyor. Yanõna gittim, “Ben Sa-
bahattin Kudret’in arkadaşıyım” dedim. İlgi-
lenmedi benimle, üstüne bir de “Bunlar gençlik
heyecanı” dedi bana; hiç unutmam. Büyük bir şa-
irdi, Altõn Çelenk Ödülü alan tek Türk şairiydi. Bü-
tün şiirle ilgilenenlerin başõ sağ olsun. Mekânõ cen-
net olsun.
YAŞAR MİRAÇ
Türkçenin en büyük oğullarõndan, ozanlarõndan
birini yitirdik. Onun şiiri soyadõ gibi yücedir, dağ-
larcadõr. Onun şiiri yalnõz yaşadõğõ yüzyõlõn, gü-
nümüz Türkçesinin değil, geçmişin ve geleceğin
Türkçesinin şiiridir. Gelecek yüzyõllarda Türkçe
konuşan haeklar, nice kuşaklar Onun şiirini daha
iyi anlayacaktõr. Dağlarca, Türkçe yaşadõkça var
olacak, yeniden doğacaktõr. Türkçenin başõ sa-
ğolsun, Türkçe konuşan halklarõn başõ sağ olsun.
ENVER ERCAN
Frankfurt Kitap Fuarõ’nda cuma günü Dağlarca
için yapacağõmõz “Türkçem benim ses bayra-
ğõm” başlõklõ etkinliğin hazõrlõklarõnõ yaparken ölüm
haberini almamõz hepimizi sarstõ. Onun her zaman
başõmõzda olacağõna inanmõştõk sanki. Türkçe
şiirin bugün vardõğõ düzeyde onun payõ çok bü-
yüktür. Paneli onun şiirleriyle bir şölene dönüştürüp
saygõyla uğurlayacağõz. Hepimizin başõ sağolsun.
‘Herölümerkenölümdür’