28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GÖRÜŞ İBRAHİM BAYAR Avrupa Konusunda Nasıl Davranmalıyız Türkiye’de toplum sorunları üzerinde çözüm üret- meye çalışan herkes, bu çözümlerini, Batı ya da Av- rupa ile ilişkilendirerek ortaya koymaya çalışmakta- dır. Kimisi Batı’ya karşı durarak, kimisi Batı’ya katı- larak, kimisi de ‘Katılalım, farklı duralım’ diyerek çö- züm üretmeye çalışıyor. Hatta ideolojik ve siyasi kim- likler de bu tutuma göre belirlenmeye çalışılıyor. İs- lamcılar, milliyetçiler, ulusalcılar, bazı sosyalistler, AB’ye karşı tavır alırken büyük sermaye grupları, li- beraller Avrupa ile birlikte olmak istiyor. Sosyal de- mokratlar da, dikkatli ve onurumuzu koruyarak Av- rupa ile ilişkilerimizi geliştirelim gibi bir ortalama yol bulmaya çalışıyorlar. Sonuçta toplumun her kesimi Batı’yı düşünmeden kendi konumunu ortaya koya- mıyor. Tarihin her döneminde, o dönemin şartları gereği, belli bir uygarlık, öne çıkarak, uygarlık merkezi du- rumuna gelir. İster kabul edin ister etmeyin, durumu uygunsa, bu uygarlık merkezini görmezlikten gele- mezsiniz. 16. yy’dan sonra kapitalizmin gelişmesiy- le birlikte, Avrupa uygarlığı oluşmaya başladı ve çe- şitli aşamalardan geçerek bugüne geldi. Avrupa uygarlığı, Fransız devrimiyle birlikte, öz- gürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi ilerici kavramlarla, hem Avrupa’yı, hem dünyayı aydınlattı. Gerçekçi bir ta- vır bu gelişmeyi inkâr edemez. Bütün dünya Avrupa uygarlığını ‘ulaşılması gereken hedef’ olarak görür. Dünyanın başka bir yerinde örnek alınabilecek bir baş- ka uygarlık yoktur. Bu gerçeği böyle koyduktan son- ra Avrupa konusundaki görüşlere bakalım. Avrupa, Fransız devriminin etkisinde iken, yani dev- rimci olduğu zamanlarda, uygarlık merkezi görevini de yapıyordu. Eşitlik, kardeşlik, özgürlük gibi ilerici kavramların savunucusuydu. Daha sonra bu devrimci özelliğini yitirdi. Dünyanın başına birinci ve ikinci dün- ya savaşları belalarını getirdi. Barışçı değil saldırgan oldu. Yakın zamanda Irak ve Afganistan’a saldırdı. Sosyalistleri ve sosyal demokratları bile emperya- listlerin ortağı oldu. Sadece Avrupa’nın savunucusu oldular. Sömürdükleri milletlerin özgürlüğünü, eşit- liğini, kardeşliğini unuttular. Kendilerinin dışındaki mil- letlerden koptular. Avrupa uygarlığının evrenselliği- ni inkâr ettiler. Oysaki Batı uygarlığı evrensel bir uy- garlıktı. Savunduğu değerler, bütün insanlığın ortak ürettiği değerlerdi. Evet, Avrupa bu gelişmelerin öncüsüydü, ama Avrupa uygarlığı yalnızca Avrupa’nın uygarlığı değildi. “Var olan dünyaların en iyisi olan Ba- tı’yı izleyin” dediler ve bütün dünyaya ihanet ettiler. Şimdi yapılması gereken şey, ABD ve AB dışındaki bütün milletlerin, birleşerek bu emperyalist Batı’yı, uy- garlığın temsilcisi Batı’nın ilkelerini savunmaya zor- lamaktır. Avrupa uygarlığından vazgeçerek milletle- ri uygarlaştırmak mümkün değildir. Bir uygarlık, kendisinden önceki uygarlığın ürettiği uygarlık de- ğerlerinden yararlanmadan kurulamaz. Ülkemizde, Avrupa’nın vahşileşmesine kızan ba- zı yurtsever insanlar, Batı’dan kopmamızı öneriyor- lar. Atatürk’ün, hep ‘çağdaş uygarlıktan’ söz ettiği- ni, hiçbir zaman Batı uygarlığı, ya da Avrupa uygar- lığı demediğini ileri sürüyorlar. Bu doğru değil. “Mil- letimizi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracağız” derken, çağdaş uygarlık sözünü hangi uygarlık için söylemiştir? Herhalde Hint, Çin veya Endonez- ya’dan söz etmemiştir. Ayrıca yaptığı devrimlere bak- tığımızda, hepsinin Batı kaynaklı olduğunu görürüz. Harflerimiz, uzunluk, ağırlık ve alan ölçüsü birimle- rimiz, takvimimiz, giyim kuşamımız hep Batılıdır. Ata- türk’ün en büyük düşünce kaynağı Tevfik Fikret, Ba- tı düşüncesinin aydınıdır. Dünya, emperyalizmden kurtulacaksa, özgürle- şecek, kardeşleşecek, eşitleşecekse, demok-ratla- şacak ve barış içinde yaşayacaksa Batı’yı, Batı de- ğerlerini savunmaya zorlamalıdır. Bunu yapabilmek için ezilen, sömürülen milletler, ırkçılıktan uzak, laik bir birlik kurmak zorundadırlar. Etkisiz, güçsüz, yap- tırım gücü olmayan örgütlenmelerle dünya huzuru sağlanamaz. TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturu- lan telekulak komisyonunun taslak raporunda da, toplumun her ke- siminde yasadõşõ dinlendiğine dair yaygõn bir kanaat bulun- duğu vurgulanmõştõ. Raporda, “Bu durum sadece üst düzey bürokrat ve siyasetçilerin dinlenmesine yönelik değil normal va- tandaşlarõn bile dinlendiğine dair yay- gõn bir kanaattir. Böyle bir dinleme ne teknik açõdan ne de ekonomik açõdan mümkündür. Buna rağmen bu şekilde bir görüşün yaygõn olarak kabul görmüş olmasõ, magazinsel nedenlere dayandõrõlabilir. Bu konuda toplumu yönlendirme gücü olan kişi ve kurumlarõn sorumsuz dav- ranõşlarõ son derece etkili olmaktadõr. Toplumun bilinçlendirilmesine kat- kõ sağlamasõ gerekirken siyasi ve sos- yal çõkarlarõ uğruna toplumda yaygõn bir güvensizliğin oluşmasõna neden olan kişi ve kurumlarõn daha sorumlu davranmasõ toplumsal güven açõsõndan etkili olacaktõr” denilmişti. Raporda, haberleşme özgürlüğü- nün, meşru ve yasal temellere da- yandõrõlmak ve bireylere gerekli gü- venceler sunulmak kaydõyla devletin müdahalesine konu olabileceğine işa- ret edilerek “Bu bağlamda, haber- leşme hakkõna bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, ka- mu emniyeti, ülkenin ekonomik refa- hõ, dirlik ve düzenin korunmasõ, suç iş- lenmesinin önlenmesi, sağlõğõn veya ahlakõn veya başkalarõnõn hak ve hür- riyetlerinin korunmasõ için, demo- kratik bir toplumda zorunlu olan öl- çüde ve yasayla öngörülmüş olmak şartõyla söz konusu olabilir” değer- lendirmesi yapõlmõştõ. Normal yurttaşõn bile dinlendiği yaygõn bir kanaat Türkiye, hemen hemen tüm toplumun dinlendiği kuşkusunun yaşandõğõ bir ülke haline geldi Korku imparatorluğuCep telefonlarõ bilinenin aksine kapalõ olsa bile bataryasõ çõkarõlmadõğõ sürece dinlenebiliyor. Uzun telefon görüşmeleri ise yirminci dakikadan sonra dinleme kaydõna alõnõyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bir dönem yasadõşõ telefon dinlemelere ilişkin tartõşmalarõn odağõnda yer alan Türkiye, Erge- nekon soruşturmasõyla birlikte, en sade yurttaştan en sorumlu yöneti- ciye kadar hemen hemen tüm top- lumun dinlendiği kuşkusunun ya- şandõğõ bir “korku imparatorlu- ğuna” dönüştü. Cep telefonlarõ bilinenin tersine kapalõ olsa da ba- taryasõ çõkarõlmadõğõ sürece dinle- nebiliyor. Uzun telefon görüşmeleri ise yirminci dakikadan sonra oto- matik olarak dinleme kaydõna alõ- nõyor. Türkiye’de telefon dinleme yet- kisi, yasayla, üç kuruma veriliyor: Emniyet, Jandarma ve MİT. Bu ku- rumlar, ancak mahkeme kararõyla dinleme yoluna gidebiliyor. Telefon dinlemelerinin yasal dayanağõnõ ise Polis Vazife ve Salahiyeti Ya- sasõ ve Ceza Muhakemesi Yasasõ hükümleri oluşturuyor. Telefon dinlemesi yapõlacak kişi hakkõnda, savcõlõk ve emniyet, mahkeme ka- rarõyla 3 ay süreyle izin alõyor. 3 ay içinde kişinin daha fazla dinlen- mesine gerek görülmezse elde edi- len telefon dökümleri 10 gün için- de yetkili mercilerce yok ediliyor. Kişinin daha fazla dinlenmesine ge- rek görüldüğü durumlarda ise üç ke- reyi aşmamak üzere 3’er aylõk sü- re daha alõnabiliyor. Telefon din- lemeleri en fazla 12 aya kadar çõ- karõlabiliyor. 1 yõl içerisinde suç unsuru bulu- namazsa, ki- şinin tüm tele- fon dökümle- ri imha edili- yor. Terör ko- nularõnda ise dinle- mede bir süre sõ- nõrlamasõ bulun- muyor. Telefon dinle- melerine ilişkin tartõşmalarõn her geçen gün artma- sõ ve yasadõşõ dinleme yönünde bazõ belirtilerin saptanmasõ üzerine 2006 yõlõnda ye- ni bir yapõlanmaya gidildi. Telefon dinlemelerini düzenleyecek ve bir anlamda denetleyecek Telekomü- nikasyon İletişim Başkanlõğõ ku- ruldu. Dinleme yapõlacak kişi ve te- lefonlara ilişkin mahkeme kararla- rõ İletişim Başkanlõğõ’na gönderili- yor, MİT, Emniyet ya da Jandarma, kurumun sağladõğõ bir hat üzerinden dinlemeye geçiyor. 54 BİN TELEFON DİNLENDİ Resmi rakamlara göre, AKP’nin iktidarda olduğu 58. ve 59. hükü- metler dönemini kapsayan 3 yõlda 54 bin telefon dinlendi. Dinlenen te- lefon sayõsõ ilk AKP hüküme- tinin kurulduğu 2002 yõlõnda, 7 bin 80’i cep, 7 bin 794’ü sabit olmak üzere 14 bin 874 telefon olarak kayda geçti. 2003 yõ- lõna gelindiğinde ise dinle- nen abone sayõsõ 6 bin 92 oldu. Sabit telefon yerine cep telefonu kullanõmõnõn yay- gõnlaşmasõna koşut olarak dinleme de bu yöne kaydõ. 2004 yõlõnda, dinlenen sa- bit telefon sayõsõ 3 bin 310 iken cep telefonu sayõsõ 19 bin 628’e yükseldi. Yalnõzca 3 yõl içerisinde, yasal olarak dinlenen toplam telefon sayõsõ 53 bin 830 ola- rak belirlendi. Bu tarihten sonra kaç kişinin dinlendiğine ilişkin sorulara ise İç- işleri Bakanõ Beşir Atalay, gizlilik gerekçesiyle yanõt vermekten ka- çõndõ. Atalay’õn sorularõna yanõt vermediği CHP Antalya Milletve- kili Hüsnü Çöllü, “Telefon ko- nuşmaları gazetelerde yayımla- nırken bakan kaç kişinin dinlen- diğini gizlilik gerekçesiyle açık- lamıyor. Bu yanıt ile aslında AKP döneminde ne kadar telefon din- lemesi yapıldığı gizlenmek, per- delenmek isteniyor” sözleriyle tepki gösterdi. DİNLEMEYE RADYOLU ÇÖZÜM Telefon dinleme kuş- kusu en tepedeki bürok- rattan en sade yurttaşa kadar tüm toplumda öne çõktõ. Özellikle Ergene- kon soruşturmasõ kap- samõnda gözaltõna alõ- nõp serbest bõrakõlan “ünlülerin” kendile- rini “çırılçıplak” his- settikleri ve “bir da- ha asla cep telefonu kullanmayacakları” açõklamalarõ toplum- daki kuşkuyu derinleştirdi. Dinlemedeki artõşla özellikle bü- rokrasi de dinlemeye karşõ ilginç “çözüm” yöntemleri geliştirdi. Üst düzey bürokratlar makamlarõnda yaptõklarõ görüşmeler sõrasõnda din- lenmemek için radyolarõnõn sesini açõyorlar. Ancak uzmanlara göre bu da çözüm değil. Çünkü gelişen teknolojiyle bir- likte ses ayõrt edilmesi de mümkün hale geldi. Dinleme ve izleme ya- põlõrken belli sözcükler şifreleniyor. Bu yolla herhangi bir telefon gö- rüşmesinde ya da yazõşmasõnda şifrelenen sözcük geçtiği anda sis- tem devreye girerek kaydõ yapõyor. Türkiye Barolar Birliği Başkanõ (TBB) Özdemir Özok, emniyet ve MİT’e Türkiye genelinde sõnõrsõz izleme ve dinleme yetkisi veren mahkeme kararlarõnõn iptal edilmesi gerektiğini vurguladõ. Denize ağ atõp balõk bekler gibi dinleme yapõlamayacağõna işaret eden Özok, “Tüm 70 milyon tedirgin. Herkes dinlendiğini ya da dinlenebileceğini söylüyor. Böyle bir kaos yaratılabilir mi? Şüpheliler dinlenir. MİT ve emniyete izleme izni veren kararlar mutlaka kaldırılmalı. Dinleme sınırlı, ölçülü ve hukuka uygun yapılmalı. Kamu düzenini sağlayacağım derken tüm toplum huzursuz edilmemeli. Telefon dinlemeyi kullanarak topluma korku salamazsınız. Dinlemeler Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin belirlediği çerçeve içinde hukuka uygun yapılmalı” diye konuştu. En sade yurttaştan en sorumlu bürokrata kadar herkesin dinlendiği kuşkusunu taşõdõğõnõ vurgulayan Özok, “Türkiye’nin üzerinde böyle bir karabasan olabilir mi? Amacı, sonu belli olmayan biçimde dinleme yapılamaz. Soruşturmak, yargılamak, cezalandırmak gafil avlamak değildir. Her kurum kendisini hukuka bağlı hissedecek. Hissetmeyen hukuk devletinde var olamaz. Kuşkusuz kamu düzeni önemli. Ama düzeni sağlamak özgürlükleri yok etmek değildir. Birini yakalayacağım diye milyonlarca masum insanın özel hayatına girme hakkınız olamaz” değerlendirmesini yaptõ. Herkes şüpheli sayılamaz Yargõtay 9. Ceza Dairesi, tartõşmalarõn odağõndaki sõnõrsõz telefon dinleme ve izlemeye ilişkin emsal niteliğinde karara imza atmõştõ. Daire, jandarmaya Türkiye genelinde izleme yetkisi veren Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõnõ bozarken dinlemenin ölçütlerini de belirlemişti. Dairenin kararõnda anayasa gereğince herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğu ve haberleşmenin de gizliliğinin esas olduğu vurgulandõ. Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’nde de herkesin, haberleşmesine saygõ gösterilmesi hakkõna sahip olduğunun kurala bağlandõğõ anõmsatõlan kararda şu kriterler sõralandõ: “Bu hakka kamu otoritesinin müdahalesinin, ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda gerekli olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabileceği belirtilmiştir. Amacı ne olursa olsun hiçbir kuruma demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan insanlar şüpheli görülerek ülke genelini kapsayacak şekilde yetki verilemeyeceği, anılan kanunların ilgili maddeleri gereğince talepte bulunan kolluk birimlerinin bulundukları yerler itibarıyla yetkili olan ve CMK’nin 250. maddesinin 1. fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesi üyelerinin kendi yargı çevreleri ile ilgili karar vermeleri gerektiği, sınırsız bir yetki verilmesi suretiyle iletişimin tespit edilerek dinlenilmesine karar verilemeyeceği, yasa koyucunun amacının da bu olduğu açıktır. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.” ÖLÇÜTLER Dinlemelerin yasal dayanağını Polis Vazife ve Selahiyeti Yasası ve Ceza Muhakemesi Yasası hükümleri oluşturuyor. İçişleri Bakanı Beşir Atalay Özdemir Özok. Özok: Devlet ağõ atõp beklemez TTB Başkanõ emniyet ve MİT’e dinleme yetkisi veren kararõn iptal edilmesi gerektiğini söyledi Kastamonu’da sel yolları kapattı KASTAMONU (AA) - İnebolu ve Doğan- yurt ilçelerinde etkili olan yağõşlar sonrasõ yaşanan sel nedeniyle birçok yerleşim bölge- siyle ulaşõm ve haberleşme sağlanamõyor. Doğanyurt Kaymakamõ Ahmet Karatepe, et- kili olan yağõşlarõn ardõndan ilçede afet ya- şandõğõnõ belirterek, yardõm çağrõsõnda bu- lunduklarõnõ söyledi. Doğanyurt Belediye Başkanõ Nurullah Kayõran ise sel sularõnõn içme suyu şebekesine hasar verdiğini dile ge- tirerek, ilçeye su verilemediğini söyledi. Cebinde torpil patlattılar KARAPINAR (AA) - Konya’nõn Karapõnar ilçesinde arkadaşlarõ ile gezen Burak D’nin (13) montunun cebine arkadaşlarõ tarafõndan şaka amacõyla torpil koyuldu. Arkadaşlarõ- nõn fitilini ateşlediği torpilin patlamasõ sonu- cu Burak D. yaralandõ. Hastaneye kaldõrõlan Burak D’nin elinde yanõklar oluştu. Çocuk sürücü ezdi TEKİRDAĞ (AA) - Tekirdağ’da 15 yaşõnda- ki çocuğun kullandõğõ 59 DK 502 plakalõ kam- yonet, Çõnarlõ Mahallesi’nde, yolun karşõsõna geçmeye çalõşan 12 yaşõndaki Berivan Bo- ya’ya çarptõ. Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne kaldõrõlan Boya’nõn hayati tehlikesinin bulun- madõğõ belirtildi. Boya’nõn, akrabalarõna bay- ram ziyaretine gitmeye çalõştõğõ öğrenildi. Havaalanında 20 kilo eroin KAYSERİ (AA) - Polis ekipleri, takibe aldõk- larõ H.S. ile M.S’nin, Kayseri’deki Erkilet Ha- vaalanõ’nda, Amsterdam’a gidecek uçağa ver- mek istedikleri valizlerinde yaptõklarõ aramada 40 ayrõ paket halinde 20 kilo 709 gram toz eroin ele geçirdi. Tutuklanan H.S. ile M.S’nin Hollanda’da uzun süredir işçi olarak çalõştõkla- rõ, olayla ilgili bir kişinin arandõğõ bildirildi. Kabataş’ta ceset bulundu İstanbul Haber Servisi - Kabataş sahilinde 40 yaşlarõnda bir erkek cesedi bulundu. Deniz polisine ait bottaki görevlilerce Kabataş İske- lesi’nden kõyõya çõkarõlan cesedin, 40 yaşlarõn- da bir erkeğe ait olduğu ancak üzerinde kimlik bulunmadõğõ belirlendi. Vücudunda herhangi bir darp ya da yara izine rastlanmayan ceset, Adli Tõp Kurumu’na kaldõrõldõ. Emekli Öğretmen/Aydõn
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle