Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
1 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GÖRÜŞ
İBRAHİM BAYAR
Avrupa Konusunda
Nasıl Davranmalıyız
Türkiye’de toplum sorunları üzerinde çözüm üret-
meye çalışan herkes, bu çözümlerini, Batı ya da Av-
rupa ile ilişkilendirerek ortaya koymaya çalışmakta-
dır. Kimisi Batı’ya karşı durarak, kimisi Batı’ya katı-
larak, kimisi de ‘Katılalım, farklı duralım’ diyerek çö-
züm üretmeye çalışıyor. Hatta ideolojik ve siyasi kim-
likler de bu tutuma göre belirlenmeye çalışılıyor. İs-
lamcılar, milliyetçiler, ulusalcılar, bazı sosyalistler,
AB’ye karşı tavır alırken büyük sermaye grupları, li-
beraller Avrupa ile birlikte olmak istiyor. Sosyal de-
mokratlar da, dikkatli ve onurumuzu koruyarak Av-
rupa ile ilişkilerimizi geliştirelim gibi bir ortalama yol
bulmaya çalışıyorlar. Sonuçta toplumun her kesimi
Batı’yı düşünmeden kendi konumunu ortaya koya-
mıyor.
Tarihin her döneminde, o dönemin şartları gereği,
belli bir uygarlık, öne çıkarak, uygarlık merkezi du-
rumuna gelir. İster kabul edin ister etmeyin, durumu
uygunsa, bu uygarlık merkezini görmezlikten gele-
mezsiniz. 16. yy’dan sonra kapitalizmin gelişmesiy-
le birlikte, Avrupa uygarlığı oluşmaya başladı ve çe-
şitli aşamalardan geçerek bugüne geldi.
Avrupa uygarlığı, Fransız devrimiyle birlikte, öz-
gürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi ilerici kavramlarla, hem
Avrupa’yı, hem dünyayı aydınlattı. Gerçekçi bir ta-
vır bu gelişmeyi inkâr edemez. Bütün dünya Avrupa
uygarlığını ‘ulaşılması gereken hedef’ olarak görür.
Dünyanın başka bir yerinde örnek alınabilecek bir baş-
ka uygarlık yoktur. Bu gerçeği böyle koyduktan son-
ra Avrupa konusundaki görüşlere bakalım.
Avrupa, Fransız devriminin etkisinde iken, yani dev-
rimci olduğu zamanlarda, uygarlık merkezi görevini
de yapıyordu. Eşitlik, kardeşlik, özgürlük gibi ilerici
kavramların savunucusuydu. Daha sonra bu devrimci
özelliğini yitirdi. Dünyanın başına birinci ve ikinci dün-
ya savaşları belalarını getirdi. Barışçı değil saldırgan
oldu. Yakın zamanda Irak ve Afganistan’a saldırdı.
Sosyalistleri ve sosyal demokratları bile emperya-
listlerin ortağı oldu. Sadece Avrupa’nın savunucusu
oldular. Sömürdükleri milletlerin özgürlüğünü, eşit-
liğini, kardeşliğini unuttular. Kendilerinin dışındaki mil-
letlerden koptular. Avrupa uygarlığının evrenselliği-
ni inkâr ettiler. Oysaki Batı uygarlığı evrensel bir uy-
garlıktı. Savunduğu değerler, bütün insanlığın ortak
ürettiği değerlerdi. Evet, Avrupa bu gelişmelerin
öncüsüydü, ama Avrupa uygarlığı yalnızca Avrupa’nın
uygarlığı değildi. “Var olan dünyaların en iyisi olan Ba-
tı’yı izleyin” dediler ve bütün dünyaya ihanet ettiler.
Şimdi yapılması gereken şey, ABD ve AB dışındaki
bütün milletlerin, birleşerek bu emperyalist Batı’yı, uy-
garlığın temsilcisi Batı’nın ilkelerini savunmaya zor-
lamaktır. Avrupa uygarlığından vazgeçerek milletle-
ri uygarlaştırmak mümkün değildir. Bir uygarlık,
kendisinden önceki uygarlığın ürettiği uygarlık de-
ğerlerinden yararlanmadan kurulamaz.
Ülkemizde, Avrupa’nın vahşileşmesine kızan ba-
zı yurtsever insanlar, Batı’dan kopmamızı öneriyor-
lar. Atatürk’ün, hep ‘çağdaş uygarlıktan’ söz ettiği-
ni, hiçbir zaman Batı uygarlığı, ya da Avrupa uygar-
lığı demediğini ileri sürüyorlar. Bu doğru değil. “Mil-
letimizi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracağız”
derken, çağdaş uygarlık sözünü hangi uygarlık için
söylemiştir? Herhalde Hint, Çin veya Endonez-
ya’dan söz etmemiştir. Ayrıca yaptığı devrimlere bak-
tığımızda, hepsinin Batı kaynaklı olduğunu görürüz.
Harflerimiz, uzunluk, ağırlık ve alan ölçüsü birimle-
rimiz, takvimimiz, giyim kuşamımız hep Batılıdır. Ata-
türk’ün en büyük düşünce kaynağı Tevfik Fikret, Ba-
tı düşüncesinin aydınıdır.
Dünya, emperyalizmden kurtulacaksa, özgürle-
şecek, kardeşleşecek, eşitleşecekse, demok-ratla-
şacak ve barış içinde yaşayacaksa Batı’yı, Batı de-
ğerlerini savunmaya zorlamalıdır. Bunu yapabilmek
için ezilen, sömürülen milletler, ırkçılıktan uzak, laik
bir birlik kurmak zorundadırlar. Etkisiz, güçsüz, yap-
tırım gücü olmayan örgütlenmelerle dünya huzuru
sağlanamaz.
TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme
Komisyonu bünyesinde oluşturu-
lan telekulak komisyonunun taslak
raporunda da, toplumun her ke-
siminde yasadõşõ dinlendiğine
dair yaygõn bir kanaat bulun-
duğu vurgulanmõştõ.
Raporda, “Bu durum sadece
üst düzey bürokrat ve siyasetçilerin
dinlenmesine yönelik değil normal va-
tandaşlarõn bile dinlendiğine dair yay-
gõn bir kanaattir. Böyle bir dinleme ne
teknik açõdan ne de ekonomik açõdan
mümkündür.
Buna rağmen bu şekilde bir görüşün
yaygõn olarak kabul görmüş olmasõ,
magazinsel nedenlere dayandõrõlabilir.
Bu konuda toplumu yönlendirme gücü
olan kişi ve kurumlarõn sorumsuz dav-
ranõşlarõ son derece etkili olmaktadõr.
Toplumun bilinçlendirilmesine kat-
kõ sağlamasõ gerekirken siyasi ve sos-
yal çõkarlarõ uğruna toplumda yaygõn
bir güvensizliğin oluşmasõna neden
olan kişi ve kurumlarõn daha sorumlu
davranmasõ toplumsal güven açõsõndan
etkili olacaktõr” denilmişti.
Raporda, haberleşme özgürlüğü-
nün, meşru ve yasal temellere da-
yandõrõlmak ve bireylere gerekli gü-
venceler sunulmak kaydõyla devletin
müdahalesine konu olabileceğine işa-
ret edilerek “Bu bağlamda, haber-
leşme hakkõna bir kamu otoritesinin
müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, ka-
mu emniyeti, ülkenin ekonomik refa-
hõ, dirlik ve düzenin korunmasõ, suç iş-
lenmesinin önlenmesi, sağlõğõn veya
ahlakõn veya başkalarõnõn hak ve hür-
riyetlerinin korunmasõ için, demo-
kratik bir toplumda zorunlu olan öl-
çüde ve yasayla öngörülmüş olmak
şartõyla söz konusu olabilir” değer-
lendirmesi yapõlmõştõ.
Normal yurttaşõn bile dinlendiği yaygõn bir kanaat
Türkiye, hemen hemen tüm toplumun dinlendiği kuşkusunun yaşandõğõ bir ülke haline geldi
Korku imparatorluğuCep telefonlarõ bilinenin
aksine kapalõ olsa bile
bataryasõ çõkarõlmadõğõ
sürece dinlenebiliyor. Uzun
telefon görüşmeleri ise
yirminci dakikadan sonra
dinleme kaydõna alõnõyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Bir dönem yasadõşõ telefon
dinlemelere ilişkin tartõşmalarõn
odağõnda yer alan Türkiye, Erge-
nekon soruşturmasõyla birlikte, en
sade yurttaştan en sorumlu yöneti-
ciye kadar hemen hemen tüm top-
lumun dinlendiği kuşkusunun ya-
şandõğõ bir “korku imparatorlu-
ğuna” dönüştü. Cep telefonlarõ
bilinenin tersine kapalõ olsa da ba-
taryasõ çõkarõlmadõğõ sürece dinle-
nebiliyor. Uzun telefon görüşmeleri
ise yirminci dakikadan sonra oto-
matik olarak dinleme kaydõna alõ-
nõyor.
Türkiye’de telefon dinleme yet-
kisi, yasayla, üç kuruma veriliyor:
Emniyet, Jandarma ve MİT. Bu ku-
rumlar, ancak mahkeme kararõyla
dinleme yoluna gidebiliyor. Telefon
dinlemelerinin yasal dayanağõnõ
ise Polis Vazife ve Salahiyeti Ya-
sasõ ve Ceza Muhakemesi Yasasõ
hükümleri oluşturuyor. Telefon
dinlemesi yapõlacak kişi hakkõnda,
savcõlõk ve emniyet, mahkeme ka-
rarõyla 3 ay süreyle izin alõyor. 3 ay
içinde kişinin daha fazla dinlen-
mesine gerek görülmezse elde edi-
len telefon dökümleri 10 gün için-
de yetkili mercilerce yok ediliyor.
Kişinin daha fazla dinlenmesine ge-
rek görüldüğü durumlarda ise üç ke-
reyi aşmamak üzere 3’er aylõk sü-
re daha alõnabiliyor. Telefon din-
lemeleri en fazla 12 aya kadar çõ-
karõlabiliyor. 1
yõl içerisinde suç
unsuru bulu-
namazsa, ki-
şinin tüm tele-
fon dökümle-
ri imha edili-
yor. Terör ko-
nularõnda ise dinle-
mede bir süre sõ-
nõrlamasõ bulun-
muyor.
Telefon dinle-
melerine ilişkin
tartõşmalarõn her
geçen gün artma-
sõ ve yasadõşõ
dinleme yönünde
bazõ belirtilerin
saptanmasõ üzerine 2006 yõlõnda ye-
ni bir yapõlanmaya gidildi. Telefon
dinlemelerini düzenleyecek ve bir
anlamda denetleyecek Telekomü-
nikasyon İletişim Başkanlõğõ ku-
ruldu. Dinleme yapõlacak kişi ve te-
lefonlara ilişkin mahkeme kararla-
rõ İletişim Başkanlõğõ’na gönderili-
yor, MİT, Emniyet ya da Jandarma,
kurumun sağladõğõ bir hat üzerinden
dinlemeye geçiyor.
54 BİN TELEFON
DİNLENDİ
Resmi rakamlara göre, AKP’nin
iktidarda olduğu 58. ve 59. hükü-
metler dönemini kapsayan 3 yõlda
54 bin telefon dinlendi. Dinlenen te-
lefon sayõsõ ilk AKP hüküme-
tinin kurulduğu 2002 yõlõnda, 7
bin 80’i cep, 7 bin 794’ü sabit
olmak üzere 14 bin 874 telefon
olarak kayda geçti. 2003 yõ-
lõna gelindiğinde ise dinle-
nen abone sayõsõ 6 bin 92
oldu.
Sabit telefon yerine cep
telefonu kullanõmõnõn yay-
gõnlaşmasõna koşut olarak
dinleme de bu yöne kaydõ.
2004 yõlõnda, dinlenen sa-
bit telefon sayõsõ 3 bin 310
iken cep telefonu sayõsõ 19
bin 628’e yükseldi. Yalnõzca 3
yõl içerisinde, yasal olarak dinlenen
toplam telefon sayõsõ 53 bin 830 ola-
rak belirlendi.
Bu tarihten sonra kaç kişinin
dinlendiğine ilişkin sorulara ise İç-
işleri Bakanõ Beşir Atalay, gizlilik
gerekçesiyle yanõt vermekten ka-
çõndõ. Atalay’õn sorularõna yanõt
vermediği CHP Antalya Milletve-
kili Hüsnü Çöllü, “Telefon ko-
nuşmaları gazetelerde yayımla-
nırken bakan kaç kişinin dinlen-
diğini gizlilik gerekçesiyle açık-
lamıyor. Bu yanıt ile aslında AKP
döneminde ne kadar telefon din-
lemesi yapıldığı gizlenmek, per-
delenmek isteniyor” sözleriyle
tepki gösterdi.
DİNLEMEYE
RADYOLU
ÇÖZÜM
Telefon dinleme kuş-
kusu en tepedeki bürok-
rattan en sade yurttaşa
kadar tüm toplumda öne
çõktõ. Özellikle Ergene-
kon soruşturmasõ kap-
samõnda gözaltõna alõ-
nõp serbest bõrakõlan
“ünlülerin” kendile-
rini “çırılçıplak” his-
settikleri ve “bir da-
ha asla cep telefonu
kullanmayacakları”
açõklamalarõ toplum-
daki kuşkuyu derinleştirdi.
Dinlemedeki artõşla özellikle bü-
rokrasi de dinlemeye karşõ ilginç
“çözüm” yöntemleri geliştirdi. Üst
düzey bürokratlar makamlarõnda
yaptõklarõ görüşmeler sõrasõnda din-
lenmemek için radyolarõnõn sesini
açõyorlar. Ancak uzmanlara göre bu
da çözüm değil.
Çünkü gelişen teknolojiyle bir-
likte ses ayõrt edilmesi de mümkün
hale geldi. Dinleme ve izleme ya-
põlõrken belli sözcükler şifreleniyor.
Bu yolla herhangi bir telefon gö-
rüşmesinde ya da yazõşmasõnda
şifrelenen sözcük geçtiği anda sis-
tem devreye girerek kaydõ yapõyor.
Türkiye Barolar Birliği
Başkanõ (TBB) Özdemir Özok,
emniyet ve MİT’e Türkiye
genelinde sõnõrsõz izleme ve
dinleme yetkisi veren mahkeme
kararlarõnõn iptal edilmesi
gerektiğini vurguladõ.
Denize ağ atõp balõk bekler gibi
dinleme yapõlamayacağõna işaret
eden Özok, “Tüm 70 milyon
tedirgin. Herkes dinlendiğini
ya da dinlenebileceğini
söylüyor. Böyle bir kaos
yaratılabilir mi? Şüpheliler
dinlenir. MİT ve emniyete
izleme izni veren kararlar
mutlaka kaldırılmalı. Dinleme
sınırlı, ölçülü ve hukuka uygun
yapılmalı. Kamu düzenini
sağlayacağım derken tüm
toplum huzursuz edilmemeli.
Telefon dinlemeyi kullanarak
topluma korku salamazsınız.
Dinlemeler Yargıtay 9. Ceza
Dairesi’nin belirlediği çerçeve
içinde hukuka uygun
yapılmalı” diye konuştu.
En sade yurttaştan en sorumlu
bürokrata kadar herkesin
dinlendiği kuşkusunu taşõdõğõnõ
vurgulayan Özok, “Türkiye’nin
üzerinde böyle bir karabasan
olabilir mi? Amacı, sonu belli
olmayan biçimde dinleme
yapılamaz. Soruşturmak,
yargılamak, cezalandırmak
gafil avlamak değildir. Her
kurum kendisini hukuka bağlı
hissedecek. Hissetmeyen hukuk
devletinde var olamaz.
Kuşkusuz kamu düzeni önemli.
Ama düzeni sağlamak
özgürlükleri yok etmek
değildir. Birini yakalayacağım
diye milyonlarca masum
insanın özel hayatına girme
hakkınız olamaz”
değerlendirmesini yaptõ.
Herkes
şüpheli
sayılamaz
Yargõtay 9. Ceza
Dairesi, tartõşmalarõn
odağõndaki sõnõrsõz telefon
dinleme ve izlemeye
ilişkin emsal niteliğinde
karara imza atmõştõ. Daire,
jandarmaya Türkiye
genelinde izleme yetkisi
veren Ankara 11. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nin
kararõnõ bozarken
dinlemenin ölçütlerini de
belirlemişti.
Dairenin kararõnda
anayasa gereğince
herkesin haberleşme
özgürlüğüne sahip olduğu
ve haberleşmenin de
gizliliğinin esas olduğu
vurgulandõ. Avrupa İnsan
Haklarõ Sözleşmesi’nde
de herkesin,
haberleşmesine saygõ
gösterilmesi hakkõna sahip
olduğunun kurala
bağlandõğõ anõmsatõlan
kararda şu kriterler
sõralandõ:
“Bu hakka kamu
otoritesinin
müdahalesinin, ulusal
güvenlik, kamu
emniyeti, ülkenin
ekonomik refahı, dirlik
ve düzeninin korunması,
suç işlenmesinin
önlenmesi, sağlığın veya
ahlakın veya
başkalarının hak ve
özgürlüklerinin
korunması için,
demokratik bir
toplumda gerekli olan
ölçüde ve yasayla
öngörülmüş olmak
koşuluyla söz konusu
olabileceği belirtilmiştir.
Amacı ne olursa olsun
hiçbir kuruma
demokratik bir hukuk
devleti olan Türkiye
Cumhuriyeti’nde
yaşayan insanlar şüpheli
görülerek ülke genelini
kapsayacak şekilde yetki
verilemeyeceği, anılan
kanunların ilgili
maddeleri gereğince
talepte bulunan kolluk
birimlerinin
bulundukları yerler
itibarıyla yetkili olan ve
CMK’nin 250.
maddesinin 1. fıkrasına
göre kurulan ağır ceza
mahkemesi üyelerinin
kendi yargı çevreleri ile
ilgili karar vermeleri
gerektiği, sınırsız bir
yetki verilmesi suretiyle
iletişimin tespit edilerek
dinlenilmesine karar
verilemeyeceği, yasa
koyucunun amacının da
bu olduğu açıktır.
Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin
kararının bozulmasına
oybirliğiyle karar
verilmiştir.”
ÖLÇÜTLER
Dinlemelerin yasal dayanağını Polis Vazife ve Selahiyeti Yasası ve Ceza Muhakemesi Yasası hükümleri oluşturuyor.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay
Özdemir Özok.
Özok: Devlet ağõ atõp beklemez
TTB Başkanõ emniyet ve MİT’e dinleme yetkisi veren kararõn iptal edilmesi gerektiğini söyledi
Kastamonu’da sel yolları kapattı
KASTAMONU (AA) - İnebolu ve Doğan-
yurt ilçelerinde etkili olan yağõşlar sonrasõ
yaşanan sel nedeniyle birçok yerleşim bölge-
siyle ulaşõm ve haberleşme sağlanamõyor.
Doğanyurt Kaymakamõ Ahmet Karatepe, et-
kili olan yağõşlarõn ardõndan ilçede afet ya-
şandõğõnõ belirterek, yardõm çağrõsõnda bu-
lunduklarõnõ söyledi. Doğanyurt Belediye
Başkanõ Nurullah Kayõran ise sel sularõnõn
içme suyu şebekesine hasar verdiğini dile ge-
tirerek, ilçeye su verilemediğini söyledi.
Cebinde torpil patlattılar
KARAPINAR (AA) - Konya’nõn Karapõnar
ilçesinde arkadaşlarõ ile gezen Burak D’nin
(13) montunun cebine arkadaşlarõ tarafõndan
şaka amacõyla torpil koyuldu. Arkadaşlarõ-
nõn fitilini ateşlediği torpilin patlamasõ sonu-
cu Burak D. yaralandõ. Hastaneye kaldõrõlan
Burak D’nin elinde yanõklar oluştu.
Çocuk sürücü ezdi
TEKİRDAĞ (AA) - Tekirdağ’da 15 yaşõnda-
ki çocuğun kullandõğõ 59 DK 502 plakalõ kam-
yonet, Çõnarlõ Mahallesi’nde, yolun karşõsõna
geçmeye çalõşan 12 yaşõndaki Berivan Bo-
ya’ya çarptõ. Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne
kaldõrõlan Boya’nõn hayati tehlikesinin bulun-
madõğõ belirtildi. Boya’nõn, akrabalarõna bay-
ram ziyaretine gitmeye çalõştõğõ öğrenildi.
Havaalanında 20 kilo eroin
KAYSERİ (AA) - Polis ekipleri, takibe aldõk-
larõ H.S. ile M.S’nin, Kayseri’deki Erkilet Ha-
vaalanõ’nda, Amsterdam’a gidecek uçağa ver-
mek istedikleri valizlerinde yaptõklarõ aramada
40 ayrõ paket halinde 20 kilo 709 gram toz
eroin ele geçirdi. Tutuklanan H.S. ile M.S’nin
Hollanda’da uzun süredir işçi olarak çalõştõkla-
rõ, olayla ilgili bir kişinin arandõğõ bildirildi.
Kabataş’ta ceset bulundu
İstanbul Haber Servisi - Kabataş sahilinde
40 yaşlarõnda bir erkek cesedi bulundu. Deniz
polisine ait bottaki görevlilerce Kabataş İske-
lesi’nden kõyõya çõkarõlan cesedin, 40 yaşlarõn-
da bir erkeğe ait olduğu ancak üzerinde kimlik
bulunmadõğõ belirlendi. Vücudunda herhangi
bir darp ya da yara izine rastlanmayan ceset,
Adli Tõp Kurumu’na kaldõrõldõ.
Emekli Öğretmen/Aydõn