28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2008 ÇARŞAMBA 18 SPOR Tek Ayaklı Kramponlar... Bu hafta sonu Ankara Keçiören Aktepe Stadı’nda an- lamlı ve üzerinde dikkatle durulacak bir futbol turnuva- sı var. Merhum Hasan Doğan anısına özürlü yurttaşla- rımızın “tek ayaklı kramponlar” karşılaşmasına 11 ta- kımın ve 150’ye yakın ampute futbolcumuzun katılaca- ğı açıklandı. Ankara dışında olacağımız için bu dikkati çe- kecek karşılaşmada hazır bulunamayacağız, üzgünüz… Ülkemizde özürlü yurttaşların spor faaliyetlerinde yer almaları sevindirici bir durum. Pekin’nde yapılan büyükler arasındaki olimpiyat oyunlarından daha sonra, engelli- ler olimpiyatı da gerçekleştirildi. Engelli sporcularımızdan okçu bir kızımız, apartmanın bodrum katında hazırlana- rak gittiği Çin’den, altın madalya ile döndü. Aynı şekil- de engelli bir diğer kızımız da masatenisinde gümüş ma- dalya aldı. Biz kendi adımıza gururlandık. Bu başarıları kaç kişi biliyor ve sporcuları kutluyor? Televizyonlardan yansıdığı kadarıyla bu olimpiyatlar- dan bazı karşılaşmaları izleme fırsatını bulduk. Sprint ya- rışta engelli bir sporcunun finişe yaklaşırken takma ba- cağının kırılması ve bir voleybol karşılaşmasında spor- cuların adeta yerde sürünerek oynamalarını gözlerimiz yaşararak izledik… Engelli yurttaşlarımızın artık dört du- var arasına saklanmak yerine spordaki yeteneklerini ge- liştirmeye çalışması ve başarılar elde etmeleri bizi se- vindiriyor… Şaka bir yana, darısı sağlamların başına… Bu arada, turnuvanın merhum Hasan Doğan anı- sına düzenlenmesini anlamış değiliz. Kim bu Hasan Doğan? 14 Şubat 2008’de seçildi, 5 Temmuz 2008’de yaşamını yitirdi. Toplam 143 gün görev yap- tı. Özelliği Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yakını ol- masıydı. Merhum Doğan’la herhangi bir yakın gö- rüşmemiz olmadı. Uzaktan gördüğümüz kadarıyla ki- bar, sessiz, kendi halinde bir yöneticiydi. Adeta her bölgede adına turnuvalar düzenleniyor, sahalara adı veriliyor. Bunun adına ne denir, bilemiyoruz... Çünkü futbol liglerini kuran, 10 yıla yakın hizmet ve- ren merhum Orhan Şeref Apak’ı kaç kişi hatırlar? Bu bü- yük sporcunun gittiği illerde uğruna deve kurban edilir- di. Yine futbola adını veren, gerek oyunculuğu gerek baş- kanlığı sırasında otoritesiyle anılan Hasan Polat hasta yatağında yıllardır yatıyor. Futbol Federasyonu’nun ku- rumsallaşmasının ve özerkleşmesinin mimarı, Merkez Ha- kem Komitesi’nden federasyona kadar emek veren Halim Çorbalı da hasta, evinden çıkamıyor... Bu değerli isimlere ilgi gösteren var mı? Yok. Unutmayalım, geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz... SPOR GÖZLEM / ALİ ABALI Nerede eski bayramlar! D ün bayramõn ilk günüydü... Ülke genelinde sabahõn erken saatlerinden itibaren koşuşturma başladõ. 7’den 70’e herkes kucaklaştõ birbirleriyle. Bizler de arkadaşlarõmõzla iş yerinde gerçekleştirdik bayram kutlamasõnõ. Gazetecinin bayramõ olmaz. Gazetecinin gündüzü gecesi yoktur. Gazetecilik mesleği güzel olmakla beraber zordur. Gazetecinin çalõşma saati hiç belli değildir. Zaman gelir eşinizi, çocuğunuzu dahi göremezsiniz. Günümüz gecemiz hep koşuşturmayla geçer. Yeri gelir sabahlarõz. Bir örnek göstermem gerekirse işte F.Bahçe-Dinamo Kiev maçõ... İşe başlama saatimiz 09.30... Bitiş saati (23.30 - 01.00) arasõ. Herkes gezdi, eğlendi, küçükler büyüklerin ellerini öptü. Ben hiçbirini yapamadõm işim gereği... Şikâyetçi miyim? Asla; olamam da... Hele hele böyle bir gazetede çalõştõğõm için ‘şikâyet’ etme gibi bir lüksüm yok. Nasõl F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş’ta top oynamak herkese nasip olmuyorsa, Cumhuriyet gibi büyük bir gazetede de çalõşmak herkesin ulaşacağõ bir şey değil... Burada bulunmak bir şans, bir ayrõcalõktõr. Ben şanslõ olanlardanõm. Evet; mesleğimle ilgili bilgileri sizlere aktardõm, daha fazla detaya girmeden artõk karşõlaşmaya dönmeliyim.F.Bahçeli’nin morali bozuk. Nasõl olmasõn ki?.. Gaziantep, Hacettepe, Porto ve Sõvas maçlarõ kayõp. Gidişat iyi değil, belli bir oyun tarzõ yok, Aurelio ve Tuncay’õn yeri doldurulamamõş, başkan Aziz Yıldırım’õn bazõ gruplarla yaptõğõ tribün kavgasõ ayyuka çõkmõş, sakatlar çoğunlukta. Tek forvette õsrar devam ediyor. Oynanan futbol çok kötü. Herkes sus pus. Aragones’in maçlarda hiçbir hamlesi yok. Bu taraftar nasõl mutlu olsun? F.Bahçe böyle bir tabloyu son 20 yõlda hiç yaşamamõştõ. Şaşõrmamak mümkün mü? Kadõköy yakasõna erken geçtim, taraftarlar arasõnda ‘gülen yüz’ görmedim desem yalan söylemiş olmam. Eğer geçen yõlki tablo bugün de geçerli olsaydõ Saracoğlu’nun içi de dõşõ da yõkõlõrdõ. Yapõlan yanlõşlar o kadar çok ki. Bu yanlõşlar saymakla bitmez. Ama bunlar artõk yapõlmasõn. Dinamo Kiev’e karşõ iyi futbol oynarlarsa, iyi mücadele ederlerse gol ya da goller atarlarsa yeniden ‘dönüş’ ve ‘başlangıç’ olabilir. Ama Ukrayna takõmõ beni korkutuyor. Ligi’nde 9 maçta aldõğõ 7 galibiyetle lider durumdalar. Aliyev diye 23 yaşõnda bir futbolcularõ var ki oynadõğõ maçlarõn hemen hepsinde gol atmõş. Bangoura, Eremenko savunmadaki Diakhate diğer önemli isimleri... Bir önemli not kadroda tam 14 yabancõ oyuncularõ bulunuyor. Açõkçasõ gecemiz zor geçecek, ben böyle düşünüyorum ama istiyorum ki F.Bahçe, ‘çifte bayram’ yaşatsõn bizlere.. F.Bahçe oyuna Avrupalõ gibi başlamõyor. Sõkõntõ yaşanacak yine; hata üzerine hata… Laubalilik, koşmama, mücadele etmeme; ligdeki senaryonun aynõsõ… Oyun Alex’in üzerine kurulmuş, her top ona geliyor, her vuruşu o yapõyor, hücuma kalkmõşken dahi orta alana dönüp top istiyor, aldõğõ topu da yanõndakine veriyor. Ne anladõm ben bu işten? Ama bu hareket bazõlarõnõn gözüne hoş geliyor, oysa hiç de iyi değil. Tamamen gereksiz bir iş... Ukrayna takõmõ daha önce söylediğimiz gibi iyinin de iyisi. Aliev’e ve Diakhate’ye hayran kaldõm. Gidişatõmõz iyi değil ama futbol bu, belli de olmaz. Ümidimizi yitirmiyoruz. Ancak sahadaki görüntüye “Yazık” demek geliyor içimden. İlk yarõ golsüz sona eriyor. Bakõyorum; ikinci yarõ Aragones sahaya yine aynõ 11’i sürmüş. Demek ki memnun kalmõş!.. Ama o da ne yapsõn? Ali Bilgin’i mi, İlhan Parlak’õ mõ oyuna alsõn? Yönetim bu maçtan ders çõkarmalõdõr. Ukraynalõlar zorlamõyorlar kendilerini. İşi garantiye almõşlar. Bizimkiler yan pasa devam. Olacak şey değil. Dakikalar bir bir eriyor. Tribünlerin sesi kõsõldõ bağõrmaktan. Neye yarar ki? F.Bahçe’de küçük bir kõpõrtõ dahi yok. Gecemiz güzel geçsin, birlikte çifte sevinç yaşayalõm istemiştik. Olmadõ. Hasar büyük, kaybettiğimiz 2 puanõ çok ararõz. F.Bahçe Kadıköy’de D.Kiev’le berabere kalarak Devler Ligi’ni tehlikeye attı E L E Ş T İ R İ ALTAN AYANOĞLU Y O R U M ARİF KIZILYALIN 3S O R U - C E V A P H A L İ T D E R İ N G Ö R Carlos Bõraksõn! Maç öncesi beklentiler yüksekti, bu gö- rüntü sahaya nasıl yansıdı? Fenerbahçe kırılma noktasına gelmişti. Bu maç bir hayat meselesiydi, bundan sonra Fenerbahçe gerçek kişiliğini bu- lacaktı. Şampiyonlar Ligi’nde geri kalan 4 maçını da kazanıp kısa sürede bam- başka bir takım olacaktı. Lig maçlarını da birer birer kazanacak, iki bayramı birden kutlayacaktı. Basın böyle şişir- mişti F.Bahçe’yi. Ne var ki ilk yarı ger- çek F.Bahçe değildi sahadaki takım., Kişiliklerini kaybetmişlerdi. Büyük transferler takımı bu görüntüden kurta- ramıyordu. Bu çok korkunç bir olay. F.Bahçe’de yanlış giden neydi? Ne ilginç, yani F.Bahçe’nin lig maçlarını bile aradık. Hiç olmazsa gol pozisyonu- na giriyorlar, koşuyorlar, bu kadar pas hatası yapmıyorlardı. Çok umutlandığı- mız Roberto Carlos artık futbolu bırak- malı. Çünkü kendi kişiliğini zedeliyor. Ama kimse ona bunu hatırlatmıyor, oyundan çık da diyemiyor, korkuyor. Maldonado da mücadele eder gibi davranıyor ama futbol oynamıyor. Oysa F.Bahçe bundan önce Avrupa kupala- rında ses getirirdi. Özelliği de buydu. Ama dün Şampiyonlar Ligi’nde çok ba- sit bir takım durumundaydı. Arzulanan gol neden bir türlü gelmedi? İkinci yarı F.Bahçe belki bir şey yapar diye düşündük ama duyarsızlık devam etti. Hatta gol yemekten bile kurtuldular. Oyun boyunca futbolun bütün özellikle- rini Kiev gösterdi. Peki F.Bahçe’nin bu duruma düşmesinde kim suçlu? Tabii ki Aragones, herkesin düşüncesi bu. Ama doğru değil, hepsi suçlu. Bir takım antrenörsüz de olsa böyle kötü oyna- yamaz. Nitekim F.Bahçe antrenörsüz şampiyonluğa bile gitti. Sonuçsuz Futbol F .Bahçe’nin son haftalardaki kötü futbo- lu ve aldığı sonuçlar, Dinamo Kiev mü- cadelesinin önemini bir kat daha artır- mıştı. Şampiyonlar Ligi’ne de Porto yenilgisiyle başlanmıştı. Sarı - Lacivertlilerin dün geceki maçı kaybetmesi durumunda UEFA Kupası’na kalması bile olanaksızlaşacağı için kazan- maktan başka çaresi yoktu. Ama ilk yarıda topu istediği yere atan, rahat pas çeviren, sahanın her yerinde görünen Uk- rayna temsilcisiydi. F.Bahçeli futbolcular pas yapmakta zorlanıyor, rakibin baskısından kurtulamıyor ve atak düzenleme imkânı bu- lamıyordu. Bu da telaşlı futbolu ortaya çıkar- dı ve tek gol pozisyonları da yoktu. İlk 45 da- kikada F.Bahçe’nin kaleye attığı şut 1, Dina- mo Kiev’in ise 5’ti. 2. bölümde Sarı - Lacivertlilerin gol atma ar- zusu ile rakip kaleye gidişini izledik. Ceza sa- hasındaki bir karambolde Alex’le Emre’nin vu- ruşları çerçeveyi bulmadı. F.Bahçe’nin baskısı devam etti ama bir türlü skor tabelası değiş- medi. Oynanan futbol belirsizdi. Sarı - Laci- vertlilerin haftalardır devam eden hastalığı bu maçta da sürdü. F.Bahçe sahasında dahi 3 puanı alamıyor- sa bana göre bu durum Şampiyonlar Li- gi’nde başarılı olamayacağının bir gösterge- si... Sarı - Lacivertliler bu sezon eskiyi arayan bir ihtiyar görünümünde... Semih’sizliğin Faturası Şampiyonlar Ligi maçları büyük ölçekli 90 da- kikalardır. Disiplin, mücadele, yaratıcılık gerekti- rir. Ligde ve Avrupa’da ağır aksak giden Fener- bahçe de bu bilinçteydi Dinamo Kiev karşısında. Disiplin, kontrol, mücadele hepsi vardı... Ama ya- ratıcılıkta sınıfta kalınca Sarı-Lacivertlilerden bek- lenen gol ve goller gelmedi. Fenerbahçe iyi oy- nadı mı diyecek olursanız “Evet” yanıtı vermek güç. Ama kötü de oynamadılar. En azından sırıtmadı- lar, onca eksiğe karşın savunmalarını, orta alanı iyi kapattılar. Selçuk, Maldonado ve zaman za- man onlara destek veren Emre, Kiev’in kontra- taklarına engel olan isimlerdi. Ancak solda Car- los sağda da Gökhan beklenen üretkenliği sağ- layamadı. Görülen o ki Carlos önündeki Emre ile anlaşamıyor. Belki Uğur olsa çok daha rahat top kullanırdı ama Brezilyalı hem savunmada, hem hü- cumda aksadı. Keza Gökhan da ilk yarıda hücu- ma çıkarken kaptırdığı toplarla Edu ve Lugano’nun başını ağrıttı. Fenerbahçe’nin dün akşam yoklu- ğunu hissettiği unsur hücumda yaratıcılıktı. Kap- tan Alex sakat sakat oynayınca Güiza’nın part- nerliği rolünü üstlenemedi. İspanyol’un indirdiği toplara da savunmayı daha çok düşünen orta alan yetişemedi. Belki Kâzım sürpriz golcü olurdu ama o da orta alanda çok yıprandı. Oysa İspanyol for- vet inanılmaz çalışmıştı dün gece, ama ona ayak uyduracak bir Semih yoktu sahada. Emin olun formda bir Semih dünün “Bayram Şekeri” olur- du Kadıköy’de. Ama Fenerbahçe gibi bir firma yok- ların ardına sığınmamalı. Sonuçta Aragones gi- bi Avrupa Şampiyonluğu apoleti bulunan bir teknik adama sahip Sarı - Lacivertliler. Ama o ne- dense risk almıyor, örneğin Burak’lı, İlhan’lı bir tercih de belki Kiev’in kalesini yıkardı.... 0-0 kötü sonuç mu? Geçen yılki Fenerbah- çe’yle orantılarsak elbette iyi değil. Bu gözler Kadıköy’de İnter, Chelsea, PSV gibi nice dev- lerin yıkıldığına tanık olmuştu. Dinamo Kiev’le berabere kalarak büyük bir avantajõ kaybeden F.Bahçe’de karşõlaşma bitiminde tribünler yönetime tepki gösterdi. Bir grup yandaş “Yönetim istifa” diye bağõrõrken bu bölümde taraftarlar arasõnda kavga çõktõ. Olaylara müdahale eden güvenlik görevlileri taraftarlarõ ayõrmakta güçlük çekti. Maraton tribününde ise Genç F.Bahçeliler grubu statta kalarak takõmlarõna destek verdi. Maç sonunda tribünlerden Aurelio lehine tezahüratlar yükseldi. Ligde tarihinin en başarõsõz başlangõçlarõndan birini yapan, iddialõ girdiği Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçõnda da Porto deplasmanõnda bozguna uğrayan Fenerbahçe kötü gidişine karşõn geleneği bozmadõ. Sarõ - Lacivertliler, tribünleri hõnca hõnç dolduran taraftarlarõnõn ‘hep’ gösterdiği desteğe karşõn Dinamo Kiev’i Kadõköy’de yenemedi. Devler Arenasõ’ndaki tek temsilcimiz F.Bahçe’yle G Grubu’ndaki rakibi Dinamo Kiev’i karşõ karşõya getiren dünkü maçta ‘14’ sayõsõ iki taraf için de belirleyiciydi. Sarõ - Lacivertliler, Şükrü Saraçoğlu Stadõ’nda çõktõklarõ son 14 Avrupa kupasõ maçõnda yenilgi yüzü görmemiş, Ukrayna ekibi ise Şampiyonlar Ligi’nde ön elemeler haricindeki son 14 karşõlaşmasõnõn hiçbirini kazanamamõştõ. Dünkü beraberlikle iki takõmõn birbirine tezat oluşturan serileri 15’er maça çõkarken UEFA’nõn Kadõköy için yaptõğõ ‘kale’ benzetmesi de geçerliliğini korumuş oldu. Avrupa kupalarõnda son 2 sezondur yaptõğõ maçlarda saha ve seyirci avantajõnõ iyi kullanarak başarõlõ bir grafik çizen F.Bahçe, 2005-06 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde Milan (23 Kasõm 2005) karşõsõnda aldõğõ 4-0’lõk mağlubiyetin ardõndan Şükrü Saracoğlu Stadõ’nda yine yenilgi yüzü görmedi. İtalyan devine boyun eğdikten sonra sahasõnda 15 maçlõk yenilmezlik serisi yakalayan Sarõ - Lacivertliler, bu mücadelelerde 20 kez kazanõrken 4 kez de eşitliği bozamadõ. M A Ç T A N N O T L A R / G Ö R K E M Ç Ö T E L İ O Ğ L U KRİTİK Dinamo Kiev mücadelesinde takõmlarõnõ yalnõz bõrakmayan F.Bahçe taraftarlarõ verdikleri müthiş desteğin yanõ sõra örnek bir olaya da imza attõlar. Migros tribününe “Acõnõz acõmõzdõr” pankartõ asan Sarõ - Lacivertli yandaşlar, Galatasaray’õn ünlü taraftar grubu UltrAslan’õn geçtiğimiz cumartesi trafik kazasõnda yaşamõnõ yitiren kurucusu Alpaslan Dikmen’i unutmadõklarõnõ gösterdiler. ANLAMLI PANKART FENERBAHÇE: 0 - D.KIEV: 0 STAT: Şükrü Saracoğlu HAKEMLER: Thomas Einwaller (6), Roland Heim (6), Norbert Schwab (6) (Avusturya) F.BAHÇE: Volkan Demirel (5), Gökhan (5), Edu (5), Lugano (4), Roberto Carlos (4), Kazım (5), Maldonado (5), Selçuk (4), Emre (5) (dk. 85 Uğur), Alex (5) (dk. 77 Burak 3), Güiza (4) DİNAMO KİEV: Bogush (6), Betao (6), Diakhate (7), Mikhalik (6), El Kaddouri (6) (dk. 63 Nesmachny 5), Vukojevic (6), Ghioane (6), Eremenko (6), Aliyev (7) (dk. 89 Asatiani), Ninkovic (5), Bangoura (6) (dk. 46 Shatskikh 5) SARI KARTLAR: R.Carlos, Kazım, Selçuk; El Kaddouri, Aliyev HİLMİ TÜRKAY Spor Servisi - Şampiyonlar Ligi G Grubu’nda yapõlan diğer maçta Arsenal, Porto’yu van Persie (2) ve Adebayor’un (2) golleriyle 4-0 yenerek liderliğe yükseldi. H Grubu’nda ise Zenit, Fatih Tekke’nin 17 dakika forma giydiği mücadelede Real Madrid’e 2-1 mağlup oldu. Diğer sonuçlar/E Grubu: Aalborg-M.United: 0-3, Villarreal- Celtic: 1-0. F Grubu: B.Münih-Lyon: 1-1, Fiorentina-S.Bükreş: 0-0. H Grubu: BATE Borisov- Juventus: 2-2. UEFA Kupası: CSKA Moskova-S.Belupo: 1-0, St. Patricks-Hertha Berlin: 0-0. A V R U P A ’ D A D Ü N Kadıköy’de isyan çıktı 1 3 2 4 TAKIMLAR O G B M A Y P Avj. Arsenal 2 1 1 - 5 1 4 +4 Porto 2 1 - 1 3 5 3 -2 D.Kiev 2 - 2 - 1 1 2 - FENERBAHÇE 2 - 1 1 1 3 1 -2 G G R U B U F.Bahçe Kadıköy’deki ilk maçında galibiyete ulaşamadı. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle