Katalog

9 OCAK 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Diyarbakır’daki bombalama olayında yaralanan 17 yaşındaki Engin Taşkaya dün sabaha karşı yaşamını yitirdi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Saldırının faili yakalandı ERDOĞAN YALANLAMIŞTI Yeni Yılın İlk Grup Konuşması Beş yılı aşan iktidar döneminde AKP Genel Başkanı, kamuoyuna “Salı Tiryakiliği” diye adlandırabileceğim bir olgu aşıladı. Nedir “Salı Tiryakiliği” diye soracaklar için baştan yanıtlayacağım: Haftanın ikinci günleri toplanan Meclis Grubu’nda, tam öğle vakti kürsüye çıkarak bir saat süren bir ulusa sesleniş konuşmasıyla, başta AKP’li milletvekilleri olmak üzere, yurdun dört bir yanından gelmiş partili heyetlere gaz vermek. Meclis Televizyonu’nun canlı yayını dolayısıyla, iktidarın yaptıklarını ve yapacaklarını, izlemek isteyen yurttaşlara etraflı olarak anlatmak. Dün 8 Ocak Salı’ydı ve uzunca bir yeni yıl tatilinden sonra, 2008’in ilk Meclis Grubu toplantısında Erdoğan, geleneksel konuşmasında Diyarbakır’daki menfur bomba olayı nedeniyle terör örgütü ile örgütün politik uzantılarına eleştirilerini yönelttikten sonra, parlamentoya sevk edilecek yasa tasarılarına yer vermişti. Başbakan’ın, devleti daha da saydamlaştıracağını söylediği Bilgi Edinme Yasası’nın sınırlarının genişletileceğini öğrenmek elbette yararlıydı. Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu’nda, yurtdışındaki 155 ülkede yaşayan 3 milyon 810 bin kişiden seçmen niteliğini kazananların genel seçimler, cumhurbaşkanı seçimi ve halkoylamalarında oy kullanabilmelerini sağlayacak değişikliklerin hazırlandığını öğrenmek de keza. Öyle, ama ne Erdoğan ne de önceki gün aynı konuyu açıklayan Cemil Çiçek değindiği için sormak zorundayız: Seçimlerin Temel Hükümleri Yasası ele alınıyorsa değişiklik sadece yurtdışında yaşayan seçmenlerle mi sınırlı kalacaktır? Hiçbir geçerliliğinin kalmadığı ayrıca kanıtlanmış antidemokratik baraj engeli hâlâ korunacak mıdır? Seçimlerde harcanan paraların kaynakları ve sınırları denetim altına alınmayacak mıdır? Başbakan bu konuların üstündeki şalı kaldırmadı. Ama parti grubu kürsüsünü, kendi hakkında Kartal Mahkemesi’nde açılmış olan o “Sayın kelle” davasının sonucunu eleştirmek amacıyla kullanmakta sakınca görmedi. İlk bakışta, Kartal Mahkemesi’nde, Erdoğan’ı 3 kuruşluk manevi tazminat ödemeye hüküm veren “sayın kelle” davasının, “temyizi gayri kabil”, yani Yargıtay’a gidemeyeceği için kesinleşmiş olduğunu söylemek, vatandaş Recep Tayyip Erdoğan için de olasıdır. Ama bu eleştirinin sahibi bir politikacı, üstelik ülkenin başbakanı ise seçeceği minder “Parti Grubunun Kürsüsü” olmamalıdır. Hele yargıç ve savcı atamaları ile ilgili yeni yasa hazırlıkları yapan bir iktidarın başı bu aşamada yargıç kararları üstünde konuşmak, sade bağımsız değil, tarafsız yargıç özleminden söz etmekten de özenle kaçınmalıdır. Hukuka gerçekten saygılı bir başbakanın, kendisi ile ilgili bir mahkeme kararı için söyleyecek sözü varsa, onları avukatlarına söyletmesi, ne kadar “şık” bir yönteme başvurmak olurdu. Pazarlığı Gül doğruladı ? Cumhurbaşkanı Gül, “Terör örgütü aradan çıkarılırsa Türkiye’nin Irak’a yardımı, katkısı Irak’ın kuzeyi dahil on katına yükselir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yalanladığı “sınır ötesi operasyona ABD desteği için Türkiye’nin bir şey vereceği” yönündeki pazarlığı, “Terör örgütü aradan çıkarılırsa Türkiye’nin Irak’a yardımı, katkısı Irak’ın kuzeyi dahil on katına yükselir, hatta daha da artabilir” diyerek doğruladı. Gül’ün ABD’ye giderken yaptığı açıklamalar, terörle mücadele konusunda AKP hükümetinin ABD yönetimi ile pazarlık içinde olduğunu gösterdi. Oysa Başbakan Erdoğan, “sınır ötesi operasyona ABD desteği için Türkiye’nin bir şey vereceğine” ilişkin yapılan yorumlara, “Bu değerlendirmeler çok çirkin, çok alçakça. Türkiye Cumhuriyeti BaşbaAbdullah Gül. kanı, bir şeyler vermek karşılığı böyle bir işbirliğine girecek kadar şerefsiz değildir” diyerek tepki göstermişti. Gül ise AKP ile Washington yönetimi arasındaki pazarlığı, “Terör örgütü aradan çıkarılırsa Türkiye’nin Irak’a yardımı, katkısı Irak ’ın kuzeyi dahil on misline çıkar” sözleriyle ortaya koydu. Gül’ün, uçaktaki gazetecilerin şaşırarak “On katına çıkar diyorsunuz” yönündeki sözlerine karşılık ise “Hatta daha da fazla artabilir” demesi dikkat çekti. Gül’ün, “Kuzey Irak da dahil” diyerek bölgesel Kürt yönetimine atıfta bulunması ancak “yardım” ve “katkı” konularına açıklık getirmemesi de dikkat çekti. Gül, gazetecilerin “Yardım mı, yoksa ticaret ve yatırımdan mı söz ediyorsunuz?” sorusuna ise “Hem ekonomik, hem siyasi, hem güvenlik, her şey” yanıtını verdi, ancak ayrıntı vermedi. Gül’ün siyasi açıdan bölgesel Kürt yönetimine nasıl bir katkı sağlayacağı ise merak konusu oldu. Çünkü, bölgesel Kürt yönetiminin, “resmi olarak tanınma” ve “muhatap alınma” dışında Türkiye’den beklediği “yardım” ve “katkı” bulunmuyor. ? Diyarbakır’da 3 Ocak günü düzenlenen bombalı saldırının faili 23 yaşındaki E.P. ile ona yardım eden 6 kişi ele geçirildi. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır’da 3 Ocak günü düzenlenen bombalı saldırının faili 23 yaşındaki E.P. ile yardım eden 6 kişi yakalandı. E.P’nin Kuzey Irak’taki PKK kamplarında bomba eğitimi aldığı öğrenildi. Olayda yaralanan 17 yaşındaki Engin Taşkaya’nın dün sabaha karşı yaşamını yitirmesiyle ölenlerin sayısı 6’ya yükseldi. Diyarbakır’da 3 Ocak günü akşam saatlerinde Prof. Selahattin Yazıcıoğlu Caddesi’nde askeri servis aracı geçerken düzenlenen bombalı saldırının faili, olaydan 5 gün sonra yakalandı. Patlamada kullanılan 21 AS 194 plakalı Lada marka bordo otomobili Z.K’den satın alan ve satış sözleşmesine adını “Fuat Kaya” olarak yazdıran kişinin Diyarbakır’ın Kulp ilçesi İslamköy beldesine kayıtlı 23 yaşındaki E.P. olduğu anlaşıldı. Polisin kentin değişik yerlerinde dün sabaha karşı 01.00 sıralarında düzenlediği baskınlarda E.P. ile ona yardım ve yataklık ettiği belirlenen 6 kişi Kayapınar beldesinde yakalandı. Zanlılarla birlikte patlayıcı yapımında kullanılan malzeme de ele geçirildi. Saldırıda kullanılan aracı satın alan Z.K, E.P’yi Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülürken teşhis etti. E.P, sorgusunda aracı satın alan ve daha sonra da bombayı patlatanın kendisi olduğunu itiraf etti. Erdoğan: 1 kişi yakalandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’daki bombalı saldırıyla ilgili olarak bir kişinin yakalandığını söyledi. Erdoğan, “Fail diyemem, böyle bir yetkim yok. Ama aracın sahibi olduğunu, aracı satan da kabullendi” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, dün grup toplantısı sonrasında gazebileceği bildirilirken, polisin gözaltındaki şüpheliler için ek süre isteyeceği belirtildi. tecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Diyarbakır’daki bombalı saldırının failinin yakalanıp yakalanmadığına ilişkin sorular üzerine, “Yakalandı. Ayrıntılar yok. Yani yakalandı derken tabii şu, fail diyemem, böyle bir yetkim yok. Ama aracın sahibi olduğunu, aracı satan da kabullendi” diye konuştu. deşinin de inşaattan düşerek öldüğünü ifade ederek “Engin’in ölümüyle acımız katmerleşti. Bunu yapanların Allah cezalarını versin ’’ dedi. Anne Felek Taşkaya da dershane parasını biriktirmek için inşaatlarda çalışan oğlunun adının bir okula verilerek yaşatılmasını istedi.Patlamada yaralananlardan 5 kişinin tedavilerinin halen devam ettiği, bunlardan 2’sinin durumlarının ağır olduğu bildirildi. Bir öğrenci daha öldü Saldırıda ağır yaralanan, o günden bu yana tedavisi Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde devam eden 17 yaşındaki Engin Taşkaya ise gece yarısına doğru yaşamını yitirdi. Taşkaya’nın ölümüyle saldırıda yaşamını yitirenlerin sayısı 6’ya yükseldi. Taşkaya’nın cenazesi ailesi tarafından hastaneden alınıp, sabah erken saatlerde toprağa verildi. 3 yıl önce babasını bir trafik kazasında kaybeden Engin Taşkaya’nın doktor olmak istediği belirtildi. Taziyeleri kabul etti Huzurevleri semtinde taziyeleri kabul eden amca Kadri Taşkaya, bu yıl içinde bir oğlunu trafik kazasına kurban verdiğini, bir kar Van’daki El Kaide operasyonunda 38 kişi gözaltına alınmıştı Zanlılar adliyeye çıkarıldı YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Van Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi (TEM) tarafından önceki gün El Kaide terör örgütünün Türkiye’deki yapılanmasına yönelik “Meşale” adı verilen eşzamanlı operasyon sonucu gözaltına alınan 38 kişi adliyeye çıkarıldı. Van Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri ile Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca koordineli olarak sabah saat 02.00’de Van, İstanbul ve Adana’da 40 ayrı eve eşzamanlı operasyon düzenlendi. “Meşale” adı verilen operasyonla ülke genelinde toparlanma sürecine girdiği saptanan El Kaide’ye büyük darbe vuruldu. Operasyonda, Van’da örgütün liderliğini (emir) yapan İ. Ş. ile şura diye nitelenen yapılar içinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren M.S, Ü.İ, E.M, E.A. ve D.G. ile bu örgüte bağlı 29 kişi gözaltına alındı. Van’daki operasyonla eşzamanlı olarak Adana’da S.T. ve Z.Ç, İstanbul’da da A.A. yakalandı. Zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda silah, mühimmat ve para ele geçirildi. Operasyonun ardından ilk yapılan açıklamalarda zanlıların Hizbullah üyesi olduğunun belirtilmesine karşın dün emniyetten yapılan açıklamada zanlıların El Kaide’nin Türkiye yapılanmasını oluşturdukları bildirildi. Terörle Mücadele Şubesi’nde 3 gün boyunca sorgulanan zanlılar dün adliyeye çıkarıldı. Ayrıntılarıyla anlattı Sorgusunda ayrıca patlayıcıları nereden temin ettiğini, araca nasıl monte ettiğini, hangi noktada kumanda ettiğini, saldırıdan sonra kaçış yönünü ayrıntılarıyla anlatan E.P., bu ifadelerinin ardından sabaha karşı geniş güvenlik önlemleri altında olay yerinde yer göstermede bulundu. Özel harekât polislerinin koruması altında olayı anlatan E.P. daha sonra yeniden emniyete götürüldü. 2002 yılında “PKK propagandası yapmak” suçlamasıyla Diyarbakır’da gözaltına alınıp, tutuklanan ve 5 ay kadar tutuklu kaldığı belirlenen E.P’nin cezaevinden çıktıktan sonra terör örgütüne katıldığı bildirildi. Örgütün Kuzey Irak kamplarında 2 yıl boyunca askeri ve siyasi eğitim alan E.P’nin bomba uzmanı olarak eğitildiği öğrenildi. Olayla ilgili olarak soruşturmayı derinleştiren güvenlik ve istihbarat birimlerinin elde edeceği bilgiler doğrultusunda yeni gözaltıların ola Özenle unutulan konular 2008’in ilk salı konuşmasında vatandaş olarak Başbakan’ın değinmesini beklediğim asıl sorunlar ne olmalıydı? Onları da özet olarak sıralayacağım. Kara kışın altındaki ülkemizde İran ve Rusya’dan gelen doğalgazın kesilmiş olması için Başbakan bir şey söylemeyecek miydi? Üstelik Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, ABD yolculuğu sırasında bu sorunun çözülebilmesi için topu Başbakan’ına atmış, Putin ve Ahmedinejad ile görüşmesini önermişti. Demek hükümetin, politik ricalar dışında ki onlar bazı ödünler karşılığında gerçekleştirilir bu konuda kısa vadede bulabileceği çözüm olmadığı için Erdoğan, Güler’in kamuoyu önünde kendisine yönelttiği önerileri duymazdan gelmiştir. Ya da Rus ve İran liderleri ile yapacağı telefon konuşmalarını “gizli” gerçekleştirmenin daha yararlı olacağını düşünmektedir. Paralı üniversite Bir başka salı açıklaması, AKP’nin yeni kazanımı olan YÖK Başkanı’nın üniversite öğreniminin paralı olması için yaptığı öneriyi içermesi gerekmez miydi? Koskoca iktidar partisi bu öneriyi destekliyor mu? Destekliyorsa ilgili yasayı ne zaman önerecek? Desteklemiyorsa “Hocam vazgeç bu isteklerinden. Aman ha! İpimizi çekerler” mi diyor Başbakan yine YÖK Başkanı’na? Halkımızın bunu da öğrenmesi gerekmez miydi? Ve elbette sıra sıra zamlar... Sahi, siz başbakan olsanız ve yeni yıla bir dizi zamla girseniz. Bu kararınızı partinizin milletvekilleri ile mertçe paylaşmaz mıydınız grubunuzun kürsüsünden? Öylelikle, aynı kürsüden yarım saat önce savunduğunuz “halkın bilgi edinme hakkı”na ne ölçüde saygı gösterdiğinizi de kanıtlamış olmaz mıydınız? El Kaide üyesi olduğu söylenen zanlılar dün sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye çıkarıldı. (Fotoğraf: AA) Örgütün askeri kanadı İran sınırında toplandı, yeni strateji geliştirdi Yenice ‘normale’ dönmeye çalışıyor ABİDİN YAĞMUR PKK’den suikast tehdidi MEHMET FARAÇ MERSİN Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Yenice beldesinde geçen hafta yaşanan adli cinayetin ardından beldedeki Kürt vatandaşların işyerlerinin taşlanmasına kadar varan olayları değerlendiren sivil toplum örgütleri, yaşananların TürkKürt çatışması şeklinde algılanmasından rahatsız olduklarını vurguladılar. Diyarbakır’dan göç ederek Yenice’ye yerleşen Necati B’nin Yenice Alevi toplumunun tanınmış ailelerinden biri olan Şan ailesinden Neyzan Şan’ı öldürmesiyle beldede yaşanan olaylar, özellikle Alevi toplumunda üzüntüyle karşılandı. Maktul Neyzan Şan’ın dayısının oğlu olduğunu söyleyen Hacı Bektaşi Veli Derneği Yenice Şube Başkanı Caner Serin, olayın iki aile arasındaki bir kavgadan kaynaklandığına dikkat çekti. Doğu illerinden beldeye göç eden ailelerin evleri ve DTP binasına yönelik saldırıları kınamak için eylem yapmak isteyen DTP’liler, güvenlik için bölgeye gelen komondaların “Her şey vatan için” sloganıyla yürümesi üzerine eylem yapmaktan vazgeçti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kandil’e yönelik hava operasyonlarının ardından PKK’nin komuta kademesi, 2007 yılının son haftasında İran sınırındaki bir köyde bir araya geldi. Örgütün 2008 yılı içinde eylemlerin kentlere yönlendirilmesi ve bazı muhaliflerin susturulması konusunda kararlar aldığı ileri sürüldü. Toplantıdan bir gün sonra örgütün askeri kanadından, “Bazılarının ağzını kapama zamanı geldi” şeklinde tehditler yükselmesi, PKK’nin araç yakma ve bombalama eylemlerinin ardından suikastlara yöneleceği iddialarını güçlendirdi. PKK, sınır ötesi operasyonların ardından toparlanmak için çırpınıyor. Kandil’in önemli bir bölümünde yaşam alanı bulamayan örgütün yönetim kadroları, 2008 yılı için yeni bir eylem stratejisine yönelmeye çalışıyor. Örgütün eylemci kanadığını oluşturan HPG’nin “askeri konsey”i bu nedenle 2430 Aralık tarihleri arasında, Kandil Dağları’nın İran kesimindeki bir köyde bir araya geldi. Toplantıda, PKK’nin tasfiyesine yönelik operasyonların 2008 içinde de devam edeceğine dikkat çekilerek bir dizi önlem alınması kararlaştırıldı. Kaynaklar, örgütün 2007’nin ortalarında başlayan “Edi besse” (yeter artık) adı verilen sokak eylemlerini arttırmaya, saldırıları kentlere yönlendirmeye, “Topluma Kazandırma” gibi yasalara karşı propaganda çalışmalarını yoğunlaştırmaya karar verdiğini ileri sürüyor. Nitekim örgüt de bu toplantının içeriğini “geliştirilecek askeri ve mücadele stratejisinin planlanması” olarak duyurdu. Toplantının “Dr. Bahoz Erdal” kod adlı Suriyeli Fehman Hüseyin başkanlığında yapıldığı öğrenilirken, sınır ötesi operasyonun ardından izlerini kaybettiren Murat Karayılan ve Cemil Bayık başta olmak üzere siyasi kadronun toplantıya katılıp katılmadığı belirlenemedi. Suikast tehdidi!.. Kaynaklar, toplantıda özellikle Kürt aydınları arasında örgüte karşı geliştirilen muhalefetin tartışıldığını, bazı grupların muhalif kesimin dikkatinin çekilmesi konusunda görüş ileri sürdüğünü bildirdi. İddiaya göre bazı HPG yöneticileri ise askeri operasyonun yanı sıra örgütü eleştiren kesimlerin PKK’nin özellikle “Edi besse” adıyla yürüttüğü kitle hareketlerini olumsuz et kilediğinden, tabanda yılgınlığa yol açtığından yakındı ve sert önlemler alınmasını istedi. İran sınırındaki bu toplantının yankıları PKK’nin askeri kanadı HPG’nin yayın organlarına şöyle yansıdı: “Şimdilik arabalar yakılıyor. Otobüsler, gemiler, TIR’lar, fabrikalar ve trenler de ihmal edilmemeli. Artık süreç değişmiştir!” Toplantının ardından yapılan bu uyarı, PKK şiddetindeki strateji değişikliğini açıkça dışa vurdu. Ancak toplantının ardından örgütün şahin kanadından daha ürkütücü tehditler gelmeye başladı. Medya mensuplarını da içine alan bu tehdidi “Alişêr Koçgiri” kod adlı Yücel Halis kaleme aldı: “Bazılarının ağzını kapama zamanı geldi. Anlaşılan bunlar laftan anlamıyor, değişik yöntemlerle bunlara gerçekleri anlatmanın zamanı geldi. Dolayısıyla gençlik bu savaş tüccarı, uşak ruhlu, Kürt düşmanı ağızların payını vermelidir. Boşuna sağasola kıvırmasınlar, suçludurlar ve bilinçli suç işliyorlar. Biri bizi yakıyor diye sonradan çığlık atmasınlar!” Yanlış fırsatlar!.. PKK, Kandil’e yönelik hava saldırısının ardından içine düştüğü ey lemsizlik sürecinde yeniden toparlanmak için çırpınıyor. Örgüt özellikle Güneydoğu kırsalında artık güvenlik güçleriyle çatışmaktan kaçınıyor. Bu durum örgütün eylem gruplarının sevk ve idaresinde büyük sıkıntı yaşadığını kanıtlıyor. PKK bir yandan aldığı darbelerin ardından ayağa kalkmaya çalışırken, hem şiddeti kentlere yönlendirme gibi bir yanlışa düşüyor hem de aydın kesime yönelik tehdidini giderek korkutucu biçimde yükseltiyor. 12 Eylül 2006’da Diyarbakır kent merkezindeki Koşuyolu Parkı’nda gerçekleşen ve 7’si çocuk 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan “termos bomba” eyleminden ders almayan örgüt, ne yazık ki yeni yanlışlar için fırsat kolluyor! Diyarbakır’daki son saldırı nedeniyle örgüt yöneticilerinden Bozan Tekin aracılığıyla halktan özür dileyen PKK, bu olayı da “kontrolsüz otonom grupların yaptığı eylemler” diye niteleyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Ancak bir yandan özür dileyen örgütün diğer yandan yeni saldırılar için çığlık atması, PKK’nin sınır ötesi operasyonların ardından salt askeri değil psikolojik çöküntüye girdiğini de gösteriyor. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net TERÖR OPERASYONU 640 kilo amonyum nitrat ele geçirildi ANKARA / TUNCELİ (Cumhuriyet) Genelkurmay, Van’ın Başkale ilçesinde yapılan operasyon sonucunda PKK’ye ait 640 kg. amonyum nitrat ele geçirildiğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “08 Ocak 2008 tarihinde Van ili Başkale ilçesi kırsalında icra edilen bir operasyon esnasında, PKK terör örgütüne ait bir sığınak içerisinde; 640 kg. amonyum nitrat, 4 adet fünye, 2 adet dinamit lokumu, 1 adet Kannas keskin nişancı tüfeği, 1 adet Kalaşnikof piyade tüfeği ve 30 kg. toz esrar ele geçirilmiştir. Bu son örnek, terör örgütünün patlayıcıları ve silahları, uyuşturucu ticaretinden kazandığı kaynaklarla finanse ettiğini bir kez daha doğrulamaktadır.” Öte yandan PKK’ye karşı Tunceli’de başlatılan nokta operasyonları devam ediyor. Pülümür ve Nazimiye ilçesinde önceki gün çok sayıda sığınak imha edildi. CUMHURİYET 07 K