Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Bir sanatçıya ödül sunacak bir tek seçici kurul tanıyorum ben: Zaman!.. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Satranç tahtasında dama Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazanan Aysan: Müzeler, toplumların kimlikleridir. Demokrasi, düşünce özgürlüğü, insan hakları gibi değerler bir ülkedeki müzelerin sayılarıyla doğru orantılı olarak çoğalır ya da azalır. Müzecilik konusunda geri kalmış ülkelerde bir arada yaşama kültürü yoğun tehdit altındadır. Müzeleri olan toplumlarda hayatın bir dama oyunu olmadığı gerçeği çoğunluk tarafından bilinir. Böylesi milletler taş yiyip taş yedirmeden günü kurtarmak yerine hamle yapmak uğraşındadırlar; çünkü onlar, hayatın bir satranç oyunu olduğunu kavrayacak bilgi birikimine müzeleri sayesinde sahiptirler. Makiler’in önsözü Büyümek İsteyen ve İstemeyen Çocuklar... Aman efendim aman! Sen misin geçen hafta “Başı açık olmak ahlaksızlık derlerse şaşmayın!” diyen… Sen misin, artık kadınlar üzerinden tartışmayı kesin, biraz da erkekler kara çarşafa bürünsün diye öneride bulunan… Yalnız erkeklerin değil, kimi kadınların da hışmına uğradım! Ama hiç olmazsa kadınlar küfretmiyor! Her söylenene, her yazılana herkesin katılması, onaylaması elbet beklenmez. Ama küfür niye, onu anlayabilmiş değilim. ??? Bu haftayı daha sakin geçirmek istediğimden ve geçen pazar en sonunda İş Sanat Çocuk Tiyatrosu’nda “Peter Pan”ı izleyip çok etkilendiğimden tam onu yazacaktım ki… Duydunuz değil mi! Başbakan, Batı’nın ilim ve sanatını almadık, o yolda onlarla yarışamadık diye hayıflanırken “Değerlerimize ters düşen ahlaksızlıklarını aldık” deyiverdi! Ah şu “ahlaksızlık” ya da “ahlak” kavramından ne anladığını bir bilebilsek… Bana öyle geliyor ki, yalnız AKP’liler değil, bu ülkede yaşayan pek çok insan, “ahlak” ve “edep” ve hatta “namus” dendi mi sadece kadınları, kadınların etini, bedenini, kadınların göze görünen ve görünmeyen yerlerini kafaya takıyorlar. Başka hiçbir şeyi değil. Örneğin hak yemek, sömürmek, şiddet üretmek, yalan söylemek, hırsızlık yapmak, bunların hiç ahlakla ve edeple ve de namusla ilgisi yok onlara göre… O nedenle Başbakan’ın “Batı’dan aldığımız ahlaksızlıklar”la neyi kastettiğini doğrusu merak ediyorum… ??? Daha önce biriniikisini görmüştüm. Cumhuriyet Kitap’ta ayrıntıları okuyup iyice meraklanmıştım… Adana’daki Çukurova Kitap Fuarı’nda, hepsini, on kitabı bir arada gördüm. İnceledim, karıştırdım, bir çırpıda kimilerini okudum ve büyülendim! 10 yılı aşkın bir süredir çocuklara yönelik birbirinden başarılı yayınlar yapan Günışığı Kitaplığı’nın “Çıtır Çıtır Felsefe Dizisi”nden söz ediyorum… “İyi ve Kötü”, “Adalet ve Haksızlık”, “Gerçekten ve Yalancıktan”, “Oğlanlar ve Kızlar”, “Güzellik ve Çirkinlik”, “Özgür Olan ve Olmayan” diye gidiyor. Brigitte Labbe ve Michel Pueeh’in yazıp Jacques Azam’ın resimlediği, Azade Aslan’ın Türkçeye çevirdiği, her biri ayrı bir “mücevher”! “Çocuklara hayatı kavramanın ipuçlarını veren kitaplar” diye tanıtılıyor. Bence yalnız çocuklara değil, ailelere de, yetişkinlere de sonsuz yararlı bir dizi… Temel kavramlar üzerine, yaşadıkları dünyaya, hayata dair soru sordurtuyor, düşündürüyor. Bir adım ileri gidip şunu söyleyebilirim: Örneğin benim kuşağım ya da Başbakan’ın kuşağı, çocukken bu kitapları okusalardı (Dikkat: Bu dizi özellikle ilkokul çağından başlayarak öneriliyor) bugün en azından “ahlak” kavramı üzerinde kafamız bunca karışık olmazdı. Acaba Başbakan ne demek istedi diye karar kara düşünüyor olmazdık! ??? Çocukları, karanlık bir salonda, iki saat boyunca bir koltukta kıpırdamadan oturtmak kolay iş değildir! Bunu başarabilmenin yolu da, sanıldığı gibi allı pullu, gösterişli, şatafatlı sahnelerden geçmez… Bunun yolu daha çok işin özüyle, sahiciliğiyle ilgilidir ve akılla düş gücünün buluşmasından, en çok, en çok çocukları insan yerine koymaktan geçer. İş Sanat’ta sunulan “Peter Pan” şu yukarıda iki cümlede özetlemeye çalıştığım şeyin mükemmel bir örneği. Zeynep Avcı’nın, ünlü çocuk klasiği I. M. Barrie’nin “Peter Pan ya da Büyümeyen Çocuk” eserinden uyarlamasıyla başlıyor başarı. Özü yücelten, yani düşle gerçeği; serüven tutkusuyla, gerilim ve dinginliği; afacanlık, yaramazlık, neşeyle duyarlığı hassas bir dengede buluşturan bir uyarlama… Işıl Kasapoğlu’nun yorumu ve yönetimi, Karina Cheres’in kostüm ve kukla tasarımları, Cem Yılmazer’in dekorları, Yaprak Sandalcı’nın müzikleri ve çok dinamik, yaptıkları işten sonsuz tat alan genç oyuncular o dengeyi baştan sona özenle, incelikle yoğunlaştırıyorlar. Benim izlediğim gün, yaşı 4 ile 64 arasında değişen, aynı sırada yan yana oturan insanlardık. İnanın hepimiz Peter Pan’ın peşine takılıp uçmak istemekle kalmadık, uçtuk da! zeynep@zeyneporal.com ‘Gerici güçlere verilen en güzel yanıt’ SELDA GÜNEYSU Kız Kulesi’ne yazılı ilk aşk şiirini de barındıran bir müzenin kültür merkezi olmasını istediğim 1992 yılından sonra, kendi kuşağımdan pek çok şair bana cephe aldı, tüm çabamı “şov” olarak algıladı!.. Bu arkadaşlarıma asla kırgın ya da kızgın değilim. Her şairin edebiyata, sanata, ülkenin kültür politikalarına benimle aynı yerden ve aynı pencereden bakmasını beklemek elbette hata olurdu. Satranç tahtasında dama oynayanları hiç görmemiş değildim. Cemal Süreya, Makiler’in önsöz yazısında aynen şunları söylemiştir: “Sunay Akın’ın yazdığı tür şiir değiştirilmezse tıkanmaya yazgılı bir tür”… Cemal Süreya’nın bu tespiti kuşağımdan kimi şairlerin ağzında sakız olmuştu. Cemal Süreya kaygısını ilk şiir kitabım Makiler için dile getirmişti. Merak edilen konu şu olsa gerek: Sevgili hoca mız bugün yaşasaydı tıkanma konusunda neler söyleyecekti?.. Bu sorunun yanıtını vermek için hiç kimsenin kendisini yormasına gerek yok. Çünkü Cemal Süreya, “tıkanmaya yazgılı bir tür” dedikten sonra son noktayı koymamış, aynen şunları yazmıştır: “Ama onda tıkanmıyor. Şiirleri çoğaldıkça bende bir şaşırma duygusu yaratıyor. Bu da onun başka bir erdemi elbet. Her gün, düşünüyorum, yarın ne yapacak, ne diyecek diye.” Sanırım, bu belge, şiirlerim konusundaki polemiklerin nasıl bir önyargı taşıdığını, sataşmadan öteye gitmeyen, yıkıcı, yarıştırıcı bir anlayışın ürünü olduklarını gözler önüne sermeye yeterlidir. Anıt eserlere olan sevgimi, müzelerin gerekliliğini eylemlerle anlatmaya çalıştığım ilk yıllarda kimileri şiirlerime saldırmaya başlamış, bunu yaparken de şiirlerim yerine Kız Kulesi’ni dillerine dolamışlardı. Aradan geçen16 yılda “ne yaptığım”, “ne dediğim” ortada… Cemal Süreya sadece ilk kitabımı görebil di… 1989’da çıkan ilk kitabım Makiler’in ilk baskısı yoktu bende… Bu hafta, müzeye gelen bir ziyaretçi, kapağı pembe/beyaz olan o kitabı bana armağan olarak getirdi!.. Büyük satranç oyuncusu Cemal Süreya bir satranç oyuncusuydu… Asla bir yumurta tokuşturucusu değildi… Şiirle, edebiyatla, resimle, heykelle, sinemayla ve öteki tüm sanat dallarıyla uygarlık denilen satranç oyununda hamle yapacak kadar engin bir birikime sahip olan büyük bir satranç oyuncusu!.. Ve ben, Makiler’in arka kapağına, Cemal Süreya’nın hakkımda söylediği, yazdığı pek çok övgü yazı yerine şu sözlerini koymuşum: “Çok genç şair var iyi şiir yazan. Hele bizim günlere göre daha çok. Sunay Akın da bunlardan biri.” Şair ne de güzel söylemiş: “Şairin hayatı da şiirine dahil”… Bir sanatçıya ödül sunacak bir tek jüri tanıyorum ben: Zaman!.. ANKARA Sıvas’ta 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nde yobazlar tarafından katledilen şair Behçet Aysan’ın kızı, genç şair Eren Aysan, geçen günlerde aldığı “Cemal Süreya Şiir Ödülü” konusunda, “Ben bu ödüle ‘müjde’ diyorum. Bence bu ödül, ülkedeki kültürsanat yaşamının gerici güçlerce önünün kesilemeyeceğine yönelik bir müjde” dedi. Genç şair Aysan, “Lalzaman” adlı çalışmasıyla, 1991 yılından bu yana verilen “Cemal Süreya Şiir Ödülü”nün, “Yayımlanmamış Dosya” türünde ödüle değer görülmüştü. Genç şaire ödülü, şair Cemal Süreya’nın 18. ölüm yıldönümü olan 9 Ocak’ta, İstanbul’da düzenlenen bir törenle verilmişti. “Ben öyle şanslıyım ki yaşamımda Cemal Süreya gibi bir şairi tanıdım. Ama aynı zamanda öyle şanssızım ki gerici güçlerin Sıvas’taki Madımak Oteli’ni kuşatıp yakmaları sonucu genç yaşta babamı yitirdim” diyen Aysan, şair Cemal Süreya’ya ilişkin anılarını şöyle anlattı: “Cemal Süreya’yı yitirdiğimizde ortaokul öğrencisiydim. O gün eve geldiğimde babam, İstanbul’daki cenaze törenine katılmak için valizini topluyordu. Yazar ve müzisyen Ahmet Say ile birlikte gittiler cenaze törenine. Aradan bir yıl geçtikten sonra Cemal Süreya anısına bir şiir ödülü verilmesi kararlaştırıldı. Babama bu ödülü almak isteyip istemediğini sordum. O yıllarda babam, arka arkaya şair Ceyhun Atuf Kansu ve gazeteci Abdi İpekçi anısına verilen ödülleri kazanmıştı. Bu ödül için de ayrı bir çalışma yapmak istediğini dile getirmişti. Ama aradan çok geçmedi, karanlık güçler babamın bu ödülü almasına izin vermedi.” ‘Vesikalık Fotoğraf’ Ödülü, babasının anısı için aldığını dile getiren Aysan, bu ödülün ülkedeki gerici güçlere verilen en güzel yanıt olduğunu vurguladı. Aysan, ödüle değer görüldüğü “Lalzaman” adlı çalışmanın, biriki ay içinde, “Vesikalık Fotoğraf” adıyla kitap olarak yayımlanacağının müjdesini verdi. Aysan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün toplumda umutsuzluk duygusu hâkim. Benim, Walter Benjamin’in çok sevdiğim bir sözü var. ‘Umut dediğiniz şey, umutsuzluklar adına bir beklentidir’ diyor. Aydınların umutsuzlukları da hiç bitmeyecek zaten. Ancak bu umutsuzluk yenilgi anlamına gelmiyor. Belki bizler, toplumda bir süre daha ‘öteki’ olarak yaşayacağız, ama yenilmeyeceğiz.” HATAY 1. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/464 TLM Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Antakya 1. mıntıkada kain, 299 ada, 4 nolu parsel arsa vasfında olup, 338,00 m2 mesahalıdır. Tasarrufun iptali davası neticesinde işbu parselin 3/16 hissesi satışa çıkartılmıştır. Akevler mah., 6. sk. Fahri Korutürk cad. Nimet apt. No: 4/Antakya adresindedir. Parsel üzerinde iki katlı, her katı iki daire olan çatısız, yarı inşaat halinde olan 160 m2 oturumlu betonarmekarkas yapıda apartman vardır. Her daire 80,00 m2 mesahalıdır. Birinci kattaki daireler tuğla örülü, sıvasız durumdadır. Bu nedenle kullanılmamaktadır. İkinci kattaki daireler iskan halinde olup, iki oda, bir salon,tuvalet, banyo ve mutfaktan ibarettir. Yerler karo, doğramalar ahşaptır. Sıvalı ve boyalıdır. Binanın üstü çatısızdır. Bina %60 oranında tamamlanmıştır. Parsel ayrık nizam 4 kata imarlıdır. Taşınmazın arsa ve inşaat değerleri toplamının satışa konu olan 3/16 hissesinin muhammen bedeli 48.150,00 YTL olup, bu değerden satışa çıkartılmıştır. Satış şartları: 1 Birinci Satış 11.03.2008 günü, 10.0010.15 saatleri arasında “Kızılay işhanı 3. kat Hatay 1. İcra Müdürlüğü önü(Koridor)/Antakya” adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 21.03.2008 günü, aynı yerde ve aynı saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20 nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, ihale damga resmi, tapu harcının yarısı ve masralları ve KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler,tapu harcının yarısı ve tellaliye resmi satış bedelinden ödenir.. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son inale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isleyenlerin 2007/464 TLM. sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 15.01.2008 (İc.İf.K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 3298) İŞÇİ PARTİSİ PANEL KATLEDİLİŞİNİN 15. YILINDA UĞUR MUMCU’NUN ANISINA “KEMALİST DEVRİM VE MİLLİ ANAYASA” Tüm yurttaşlarımızı, Dr. Doğu Perinçek, Dr. Alev Coşkun ve Av. Ceyhan Mumcu’nun konuşmacı olarak katılacağı panelimize davet ediyoruz. Saygılarımla. Ceyhun İlsever İP Kadıköy İlçe Başkanı Tarih: 27 Ocak 2008 Pazar Saat: 15.00 Yer: EYSAN OTELİ Rıhtım Caddesi No: 26 Kadıköy İrtibat: 0216 449 28 73 İZMİR 10. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI DOSYA NO: 2007/1 Satış Mahkemece satış sureti ile satılarak ortaklığının giderilmesine karar verilen ve satışı İc. İf. Kanunu Hükümlerine göre yapılacak olan gayrimenkul İzmir, Merkez mah., Tapunun 251 pafta, 6261 ada, 5 parselinde kayıtlı 424.00 M2 alanlı arsa vasfında olduğu ve bu arsa üzerine 1973 yılında inşa edilen, 8 katlı binanın en üst katındaki 15 no.lu bağımsız bölüm no.lu meskendir. Mithatpaşa Caddesi no: 1135, Uçkuyular/İZMİR adresindedir. 7. kat asansörlü, kat kaloriferlidir. 3 oda, 1 salon, mutfak, banyo ve wc den ibarettir. 90 m2 kullanım alanlıdır. Askeri hava hastanesi karşısında olması ve sahil bulvarına yakın olması nedeniyle konut ve mevkii ile ulaşım kolaylığının iyi olduğu gözlenmiştir. Taşınmazın imar durumuna göre ise; KT1; Zemin +1. kat tercihli ticaret, üst katlar konut yapmak kaydıyla, ikili blok nizamda H= 21.80 m. Ç. Katsız bina yüksekliğinde, 7 katlı inşaata uygun olduğu bildirilmiştir. Muhammen kıymeti: 200.000.00YTL dir. Satış Şartları: İhalesi İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde yapılacaktır. l. İhalesi: 17/03/2008 günü, saat 14.0014.15 arasında yapılacaktır. Bu arttırmada verilecek bedel masraflar ile birlikte kıymetinin % 60’ını bulmaz veya alıcısı çıkmaz ise, 2. ihalesi yine aynı mahkemede 10 gün sonra yapılacaktır. 2. İhalesi: 28/03/2008 günü, saat 14.0014.15 arasında yapılacaktır. Bu arttırmada verilecek bedel masraflar ile birlikte % 40’ının altında satılmayacaktır. İhaleye girmek isteyenler % 20 oranındaki nakti teminatlarını mahkemeden alacakları yazı ile Akbank 3. Sanayi şubesinde açılacak hesaba yatırmak zorundadırlar. Satış şartnamesi ilan tarihinden itibaren herkese açıktır. İhaleye girmek isteyenler, satış şartnamesini okumuş ve kapsamını aynen kabul etmiş sayılırlar. Satış bedelinden başkaca alım harcı, damga resmi, katma değer vergisi alıcısına aittir. İlan olunur. 14.01.2008 (Basın: 3826) KOCAELİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2007/369 Esas DAVALILAR: 1 NEFİYE KUZU Tepetarla Köyü Merkez/ KOCAELİ 2 HÜRMÜZ KUZU Tepetarla Köyü Merkez/ KOCAELİ Davacı Kocaeli İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından aleyhinize açılan Kamulaştırma Bedel Tespiti ve Tescil davasının yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 28/02/2008 günü saat: 09.09’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz. Aksi takdirde HUMK’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 4488 CUMHURİYET 15 K