02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Manda konusu bütün ayrıntılarıyla 4 Eylül 1919 günü açılan Sıvas Kongresi’nde görüşüldü Coşkulu halk yolları doldurdu ? Sıvas Kongresi’nde manda konusu üç gün tartışıldı. Mandacılar uzun uzun gerekçelerini açıkladılar. Bugün, Sıvas Kongresi’ni ele alacağız. İlk baştaki amaç, Amerikan mandasına karşı olduğu bilinen Mustafa Kemal’i Kongre başkanı yapmamaktı. Bunun için başkanlığın birer gün sıra ile yapılmasını Kongre’ye teklif ettiler. Sıvas Kongresi 4 Eylül 1919 Perşembe günü saat 14.00’te çalışmalarına başlayacaktı. Kongreye Eskişehir delegesi olarak katılan Hüsrev Sami (Kızıldoğan) o sabah Mustafa Kemal’e bir haber ulaştırdı. Buna göre, “Rauf Orbay ile bazı delegeler eski Beyrut Valisi Bekir Sami (Kunduh) Bey’in evinde özel bir toplantı yapmışlar ve Mustafa Kemal’in Kongre Başkanı olmaması için bir karara varmışlardı.” Bu kararın aslında manda fikrine karşı olan Mustafa Kemal’e karşı bir tutum olduğunu, Kansu anılarında belirtmektedir. Mandayı savundular İ andayı savunanlar birbiri ardına kürsüye geldiler, önce İsmai Fazıl Paşa, Hoca Raif Efendi’ye yanıt vererek “mandanın bağımsızlığı kaybetmek demek olmadığını” belirten uzun bir konuşma yaptı. Ondan sonra Bekir Sami (Kunduh) söz aldı. İsmail Fazıl Paşa’nın görüşlerine katıldığını, Paris Barış Kongresi’nde bize dayatılan şartlara göre, şu anda sunulan muhtıradaki şartlar karşılaştırılırsa birincisinin bağımsızlığı daha çok kısıtladığını ve bunu Paris Kongresi’ndeki şartlara tercih etmemiz gerektiğini belirtti. (18) Daha sonra kürsüye gelen Albay Refet Bele Bey, çok uzun bir konuşma yaptı. Kansu’nun tuttuğu notlardan kimi önemli kısımları şöyledir: “Mandanın bağımsızlığı bozmayacağı kesinken, arkadaşlarımızdan bazıları, bağımsız mı kalacağız, yoksa mandayı mı kabul edeceğiz, biçiminde görüşler ileriye sürüyorlar. Şu halde öncelikle mandanın ne olduğu anlaşılmalıdır. Ve bundan evvel kamuoyuna açıklanan raporda bu deyimin ne biçimde ele alındığını anlamak lazımdır. İsmail Fazıl Paşa Hazretleri, bağımsızlığı korumak şartıyla manda diyorlar. Hami Bey tarafından yapılan muhtırada ise mandanın tarifine ait ayrı bir görüş var. Bu rapora göre, işin yargılanması için öncelikle bir noktayı anlamak istiyorum; bu muhtıra görüşmeye sunuldu mu, sunulmadı mı?” (Kansu 243) Refet Bey’in bu sorusu önergeyi verenler üzerinde bir şok etkisi yapmış olacak ki, İsmail Fazıl Paşa yerinden bağırdı. “Muhtırayı üçümüz geri alıyoruz. Çünkü sui tefehhümü mucip oluyor (yanlış anlamaya neden oluyor)” dedi. Bu üç kişi, mandayı savunan İsmail Fazıl Paşa, Bekir Sami Bey ve İsmail Hami Bey’di. Bu ilginç durum, bir olanak yaratıyordu. Başkan Mustafa Kemal, “Muhtıra istirdat olunmuştur (geri alınmıştır)” dedi. Ancak muhtıranın sahipleri, önergelerini geriye çektikleri halde, Refet İsmali Fazlı Paşa Bele Bey kürsüden inmedi ve konuşmasını bir saat daha sürdürdü. ‘ FIRSAT KAÇIRILMAMALI’ M Kansu aslında, manda meselesi Sıvas Kongresi’ne katılan üyelerin bir bölümü Kongre başkanı Mustafa Kemal ile kongrenin toplandığı binanın önünde görülüyorlar. nin sadece birkaç kişinin kafasında çimi sonunda üç olumsuz oya karşı Kongre sırasında geçen bir olayı akolmadığını, İstanbul’da Ahmet Rı bırakalım: Şİ ZAMANSIZ YAPMAK “Paşa’ya ben ve Hikmet Sami Mustafa Kemal Başkan seçildi.. tardı. za Bey, eski Başbakan Ahmet İz7 Eylül günkü toplantıda İsmail FaBey (Kızıldoğan) refaDenizli delegesi Necip Ali ile Af Bir işi zamansız yapzet Paşa, eski Genelkurkat ediyorduk. Kongre zıl Paşa (Ali Fuat Cebesoy’un baba yon delegesi Salih Sıtkı mak o işi akamete (sonuçmay Başkanı Cevat (Çosalonundan içeriye gi sı) bir önerge verdi. Bu önergede: Bey’in “Sıvas’ta bağımsız suzluğa) uğratmak olur. banlı) Paşa, Çürüksulu 1) Mebuslar Meclisi’nin toplan bir hükümet kurulması” rerken Rauf Orbay Fikirlerinize muhalif (karMahmut Paşa, Reşat HikBey’le Paşa arasında sa tıya çağırılması; için Kongre’ye bir teklif verşı) değilim. Sadece zamanmet, Cami (Baykurt), Re2) Damat Ferit Hükümeti’nin dü mek istediklerini, ancak kenniyelerle ölçülebilen bir sız olduğu kanaatindeşit Sami, Esat Paşa ve konuşma oldu... Rauf şürülmesi ve disinin bunu engellediğini yim... Her şey sırasında Kara Vasıf gibi kişilerin 3) “Bir yabancı devletin ve özel anlattı. Mustafa Kemal de Bey’in ne söylediğini işive zamanında yapılmalıde Amerikan mandasını tememiştim. Fakat, likle Amerika’nın yardımının sağ Sıvas Kongresi’nin “Meclidır. Şimdi ifrata (aşırılığa) benimsediklerini, Halide si Mebusan olmadığını”, Mustafa Kemal Paşa’nın lanması” isteniyordu. gitmeksizin yarın KongEdip Adıvar’ın mektukanunları değiştirmenin cevabı kısa ve sertti. re’de görüşülecek olan bunda “manda cereyanıKongre tarafından yapıla‘Bekir Sami ‘manda’ meselesi üzerinnın genişlik bulduğunun” OMİSYON mayacağını belirtti. Bundan Bey’in evinde verde duralım...” (13) ve “bu fırsatın kaçırılma Hüsrev Sami RAPORU sonrasını Kansu’nun anla Mazhar Müfit diğiniz kararı baYapılan görüşmede, İsmasının” gerekçelerinin belirtildiBu önerge önce ko tımından izleyelim. na tebliğ ediyorsunuz, öyle tanbul’dan gelen delegeleği anlatılıyor. misyona gönderildi ve “ Hüsrev Sami Bey paşa’nın sö rin vatanın kurtuluşunu ümit halinde mi?’ (11) Kansu’ya göre... ertesi gün komisyondan zünü keserek: Yapılmak istenen Ame“Amerikan mandası” fikrine bağlı“... Sıvas Kongresi’ni hemen açıgelen rapor “ABD man Ben bu kanaatte değilim Paşam. lıkta gördüklerini belirterek şöyle söynız. Amerikan mandasını talep rikan mandasına karşı oldası” niteliğine bürün İstanbul hükümeti ve padişahlık ledi: “Onlar bizi üçbeş adamın bir hakkında kesin karar alınız. Bu duğu bilinen Mustafa Kedü. (Ş. Turan, Atatürk. müessesesi tefessüh (çürümüş, ko araya gelip hayal peşinde koşması mal’i Kongre başkanı yapfırsatı kaçırmayınız, sonu felaket s. 254) kuşmuş) etmiştir. Derhal yeni bir kabilinden kimseler farz ediyorlar. olur... gibi bir tazyik (baskı) ha mamaktı. Bunun için baş8 Eylül günkü Kong hükümet kurmak, ona isim ve şe Ve gafletlerinin (aymazlık) derecevası da ayrıca Paşa’nın üzerinde kanlığın birer gün sıra ile re müzakerelerine geç kil vermek lazımdır, dedi. sini bir türlü ölçemiyorlar. İtilaf estirilmek isteniyordu. Fakat, Pa yapılmasını Kongre’ye meden önce 7 Eylül geteklif ettiler. Bu teklifi İsBen de, Devletleri’nin baskısı ve hıyanet şeşa çok metindi (dayanıklı).” (8) Bekir Sami cesi, yani Kongre’nin 4. mail Fazıl Paşa yapmıştı. Hanedandan ve İstanbul hükü bekelerinin propagandası altında günü gecesi yapılan bir metinden hiçbir şey beklemeyiniz. belki de şaşırmış ve bunalmış buTeklif sahibi gerekçe olarak ‘Bu şeONGRE AÇILIYOR toplantıyı burada dikkatlere sunmak Ancak yeni bir rejim, yeni bir ener lunuyorlar. Şimdilik bunlara biçakilde işin içine şahsiyat karışmamış 4 Eylül 1919 günü, Sıvas halkı olacağı gibi, eşitlik ilkesine uyul ta yarar vardır. ji bizi maksada ulaştırır, dedim. Pa reler (çaresizler) demekten başka Gece Mustafa Kemal’in odasında şa gülerek ve sükunla: saat 13’ten itibaren Sıvas Lisesi’ne duğu için dışarıya karşı da olumlu yapacağımız bir şey yoktur...” Mazhar Müfit Kansu ve Hüsrev giden yolları doldurmuştu. Çünkü bir etki yapmış olur’ diyordu. Galeyana lüzum yok arkadaş8 Eylül günü Sıvas Kongresi’nde kongre saat 14.00’te başlayacaktı. lar... Bu teklif oya konuldu ve reddedil Sami Kızıldoğan birliktedirler. manda konusu işte bu konularda tarBu sırada Mazhar Müfit, gündüz Burada sözü yine Mazhar Müfit’e di. Gizli oyla yapılan başkanlık sededikten sonra ilave etti: tışıldı. K K MAZHAR MÜFİT KANSU (18731984) Siyaset adamı ve yönetici Mazhar Müfit Bey (Kansu) 1873’te Denizli’de doğdu. Mülkiye Mektebi’ni bitirdi ve çeşitli yerlerde yöneticilik yaptı. İttihat ve Terakki Fırkası’na üye oldu. 3 Mayıs 1919’da, Bitlis valisiyken İstanbul Hükümeti tarafından görevinden alındı. Erzurum ve Sıvas Kongrelerine katıldı. Sıvas Kongresi’nde oluşturulan Heyeti Temsiliye’de yer aldı ve kongrede yayımlanmasına karar verilen İradei Milliye adlı gazetenin sorumlu yazıişleri müdürlüğünü üstlendi. 12 Ocak 1920’de İstanbul’da toplanan son Osmanlı Meclisi Mebusan’a Hakkâri’den mebus seçildi. Meclisi Mebusan’ın kapatılmasının ardından, 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yine Hakkâri milletvekili olarak katıldı. Daha sonra vali, İstiklal Mahkemesi Başkanı ve milletvekili olarak görev yaptı. Daima Mustafa Kemal’in yanında yer alan bir yurtsever ve Kuvayı Milliyeciydi. Mustafa Kemal ile birlikte olduğu zamanlarda olaylarla ilgili özel notlar tuttu ve daha sonra iki ciltlik “Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber” adlı değerli kitabı yayımladı. 1948’de İstanbul’da öldü. ‘Manda, siz ne derseniz odur’ ıvas Kongresi 8 Eylül 1919’da, kongrenin beşinci gününde en kritik, en heyecanlı günlerinden birisini yaşadı. Manda konusunda hazırlanan rapor tartışılacaktı. Önce Rauf Orbay’ın odasındaki bir toplantıdan söz etmeliyiz. Sabah oturumdan önce Rauf Bey’in odasında Denizli delegesi Necip Ali (Küçükağa), Yusuf Halit Bey ve Eskişehir delegesi Hüsrev Sami (Kızıldoğan) beyler gelmişlerdi. Bu sırada kapıdan içeriye Mazhar Müfit (Kansu) Bey de girmektedir. Rauf Bey şaka yapar gibi yüksek sesle, “Gel yahu, nerede kaldın, bak senin Denizlililer manda taraftarı” dedi. Rauf Bey’in bu şakasına Necip Ali, “Affedersiniz beyefendi, biz Denizlililer Sıvas’a manda almak ve dilenmek için gelmedik” diye diklendi. Yusuf Halit Bey de “Rauf Bey, böyle şakalara bile tahammül edecek adamlar değiliz” diye ilave etti. Söz alan Hüsrev Sami Bey de adeta kongrede bir konuşma yapar gibi heyecanla manda aleyhine konuşmaya başladı. (15) Bu durum karşısında Rauf Bey de manda konusunun aleyhinde olduğunu söyledi. Mustafa Kemal daha önce Amerika’dan gelen gazeteci Mr. Brown ile görüşme yapmıştı. Oturum açılınca, manda ile ilgi S Sıvas Kongresi üyeleri onurlarına verilen yemekte. li raporun görüşülmesine geçildi, bu konuda birçok delegenin söz aldığı görüldü. Mustafa Kemal öncelikle şu kısa konuşmayı yaptı: ‘Manda, siz ne derseniz, odur’ “Bu rapor üzerinde görüşmeye başlamadan önce bazı noktalara dikkatinizi çekmek isterim. Raporda sözgelişi Mister Brown’dan söz edilmekte ve elli bir kişilik bir işçi ordusunun getirileceğini söylediği bildirilmektedir. Efendiler, Mister Brown, ben hiçbir resmi sıfatla görüşmüyorum, tamamıyla özel olarak görüşüyorum diyor ve hatta Amerika’nın mandayı kabul edeceğini değil, belki etmeyeceğini söylüyor. Onun için sözleri Amerika adına değil, kendi adınadır. Mandanın ne olduğunu kendisi de bilmiyor. Manda, siz ne derseniz odur, diyor.” (16) Sıvas Kongresi’nde manda konusundaki müzakereler sanıldığı gibi kısa sürmemişti. Manda konu su tam üç gün boyunca tartışılmıştı. Konuşmacıların konuşmaları hiç kesilmemiş, manda yanlıları saatlerce konuşmuşlar, karşıtları da onlara yanıt vermişlerdir. Manda yanlıları belirgin olarak eski Beyrut Valisi Bekir Sami (Kunduh), İstanbul delegeleri İsmail Fazıl (Cebesoy) Paşa, gazeteci İsmail Hami (Danışment), Albay Refet Bele ve Kara Vasıf Bey olarak ortaya çıkmaktadır. Bekir Sami Bey, İsmail Fazıl Paşa, İsmail Hami Bey arka arkaya söz aldılar. İsmail Hami (Danişment), manda lehine konuşurken “Bunun en iptidai (ilkel) delili, gelirimizin, ancak borcumuzun faizini karşıladığıdır” diyerek mandanın kabul edilmesi gereği üzerinde durdu. Manda yanlılarının bu birbirini izleyen konuşmaları, ulusalcıların canını sıkmaya başladı. Erzurum delegesi Hoca Raif (Dinç) Bey söz aldı ve şunları söyledi: “Bizim hedef ve gayemiz, istiklali tam (tam bağımsızlık) olup, yoksa şu veya bu devletin himayesi altına girmek gibi muhilli istiklal (bağımsızlığı bozan) ve manda denilen ve bazıları tarafından ismi değiştirilerek müzaheret namı verilen (yardım etme adı verilen) her ne olursa olsun istiklalimize dokunan şeyler değildir” diyerek mandayı reddeden uzun ve sert bir konuşma yaptı. (17) ‘A Albay Refet (Bele) ise Amerikan mandasının MERİKA İNGİLTERE’DEN İYİ’ İngiliz mandasından daha iyi olduğunu ve tercih edilmesi gerektiğini uzun uzun anlatıyordu. Refet Bele’ye göre “Amerikan mandası sakin (sessiz) milletlerin vicdanlarına uymaktadır.” Bele’ye göre konu “para meselesi değildir.” Aynı zamanda: “Manda ile istiklal (bağımsızlık) birbirine mani şeyler değildir. Şu kadar ki, kuvvetli olmak lazımdır. Kuvvetli olmazsak o zaman manda altında eziliriz. Ancak o takdirde manda muhilli istiklal (bağımsızlığı bozan) olur. Biz harici ve dahili (dış ve iç) istiklali tam (tam bağımsızlık) istiyoruz. Bunu kendi kendimize yapabilecek miyiz? Ve bizi kendi başımıza bırakacaklar mı?” Daha sonra Bele, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan’ın bugün Türkiye’yi taksim etmek istediklerini, bunun için bir devletin kefaleti (garantörlüğü) altında barış yapılacak olsaydı daha iyi olacağını anlattı. Bu noktada Refet Bele şunları söyledi: “...Amerika kefaletini (yüklenme) kabul mecburiyetindeyiz. Bu asırda beş yüz milyon borcu, harap bir memleketi, pek münbit (verimli) olmayan bir toprağı, onon beş milyon varidadı olan bir kavim (topluluk) için, müzahereti hariciye (dış yardım) olmadan yaşamak imkânı olmaz. Böyle bir muaveneti hariciye (dış yardım) ile terakki (gelişme) edemezsek, atide (gelecekte) ihtimaldir ki Yunanistan’ın bile taarruzuna karşı kendimizi müdafaa edemeyiz (savunamayız). Hülasa (özetle) Amerikan mandası her şeyden evvel müzahir (yardımcı) ve kefil bulmak için lazımdır.” (19) S Ü R E C E K CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle