03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, türban serbestliğine karşı yaptırımların anayasada yer aldığını vurguladı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP’ye ‘kapatma’ uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, türban yasağını kaldırmaya çalışan AKP’yi çok sert bir açıklamayla uyardı. Yalçınkaya, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın türbana serbestlik getirileceği açıklamasına karşı “yaptırımların” anayasa ve yasada yer aldığını belirterek AKP’nin “kapatılabileceği” uyarısında bulundu. Partilerin laikliği değiştirme amacını güdemeyeceğini belirten Yalçınkaya, dini esaslara dayalı devletin olanaksız olduğunu vurguladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, yaptığı yazılı açıklamada, türban yasağını kaldırmak için uğraşan AKP’nin laikliği aşındırma girişimlerine sert tepki gösterdi. Yalçınkaya’nın açıklamasının tam metni şöyle: “Siyasi partilerin; Cumhuriyetin laiklik niteliğinin değiştirilmesi amacını güdemeyecekleri gibi, bu amaca yönelik faaliyetlerde, beyanlarda bulunamayacakları, bu kuralı göz ardı etmenin laiklik ilkesinin korunmasını imkânsız kılacağını, keyfiliğe yol açacağını, devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak Sonsuzluk... Yaşam bir sonsuzluk gibi... İnsan yüzlerinde bazen deniz sakinliğini, bazen de hırçınlığını görüyorum... Kış güneşi altında oynayan çocuklar bile geçmişle geleceğin siyasetini yapanların Şarlo’culuk oyununun farkındalar... Varoluşun boşluğunda kollarını açmış bir cambaz kızı anımsıyorum... Lawrence Ferlinghetti’nin dizelerini okurken, güzelliğin ağırbaşlılıkla beklediği mevsimlerin içinde belki de kendimi avutuyorum... Sonsuzluk sürüp giderken benim üç tarafı denizlerle çevrili güzel yurdumda yaşananlar beni hüzünlendiriyor çoğu zaman... Gazete haberleri, Tayyip Bey’in açıklamaları, okurların umutsuzluk aleviyle serzenişleri içime oturuyor... Okullarda, edebiyat, Türkçe, felsefe, bilgisayar, yabancı dil, resim, beden eğitimi dersleri boş geçerken rehber öğretmenler açığı da büyüyor... Eğitim sistemi darmadağın olmuş, devlet okulları işlevlerini yitirmiş... Her şey bilinçli olarak yapılıyor... Din kültürü dersleri seçmeli olacak, ama bakanlıkça din kültürü öğretmeni alınıyor devlet okullarına... Siyaset devlet okullarına giriyor, din eğitimde araç olarak kullanılıyor, tarikat okullarına her türlü olanak sağlanıyor... Laik demokratik bir sistemde cuma günleri çocuklar otobüslerle camiye götürülüyor... Laik demokratik Cumhuriyetin cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları, kimi sözde bilim insanları ve Soros çocukları “sıkmabaş”ı özgürlük olarak görüyor benim yurdumda... Bir okur elektronik posta atmış... Diyor ki: “Başbakan sıkmabaşı özgürlük olarak görüyor ve dünyanın hiçbir yerinde böyle simgesel yasakların olmadığını belirtiyor. Peki, kara çarşaf, burka, fes, cüppe de özgürlük müdür? Dünyanın hiçbir yerinde kadınlara yasak yok mudur? Kuveyt, Sudan, İran, Suudi Arabistan, Afganistan din devleti değil midir?” ??? Pırıl pırıl bir İstanbul sabahında uyandım dün sabah... Saydam kaynağa benzeyen gökyüzünü soludum şafak sökerken... Soyunmuş ağaçların dallarına konan kuşları seyrettim... Gençlik umutlarını yitirmiş bir kuşaktık... Delikanlıyken hem aşkı hem de devrimi yüreğimizde taşıdık... Bugün umut toplayacaktım umutsuzlar için. Sevinç, sevgi, barış, kardeşlik duygularını pekiştirecektim. Yapabilir miyim? Yaşadığımız coğrafya binlerce yıllık tarihin, kültürün boy verdiği yerlerdi... İyonya’dan Mezopotamya’ya dek bizimdi... Denizlerimiz, akarsularımız, ovalarımız, vadilerimiz, dağlarımız... Kaçkarlar’da kış çiçekleri açardı bu mevsim; Toroslar’da olmak vardı; Mardinkapı’da dolaşmak; Ağrı Dağı eteklerinde gözlerimizi kapayıp düş kurmak; Malabadi Köprüsü’nde 30 yıl önce gördüğüm çocukla buluşmak... Gerçekten o denli zor muydu laikliği yaşatıp demokrasiyi ve özgürlükleri çoğaltmak; daha çağdaş anayasa hazırlamak, 301 belasından kurtulmak? Kadınlar özgür mü Türkiye’de? “Sıkmabaş”ı kadının giyim kuşam özgürlüğü sanan düşünce, benim ülkemde “takıyye” yapıyordu... İşte benim canımı acıtan, hüzünlendiren konulardan biri de buydu... 1213 yaşlarındaki çocukları “tesettüre” sokan düşüncenin amacı neydi? Cumhuriyet devrimlerini tarihin çöplüğüne atıp “İslamcı devlet” yolunu açmak... ??? Emekçiler İstanbul’dan Ankara’ya yürüyor “Herkese sağlık ve güvenli gelecek” için... İstanbul’dan Kocaeli, Bursa, Eskişehir ve Ankara’ya... İşçiler slogan attılar Bursa’da: “AKP sağlığa zararlıdır!” Sanırım Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bu sloganı duymuştur... Ne demiştim yazının başında: “Yaşam bir sonsuzluk gibi...” İstanbul mavi mavi soluyor sabah saatlerinde. Şişli her günkü gibi bir insan ırmağı... Kış güneşi altında yürürken siyasi Şarlo’ları düşünüyor, insan yüzlerini, deniz sakinliğini, yaşama sevincini arıyorum... Acaba bulabilecek miyim? Not: Yarın saat 15.00’te meslektaşımız sevgili Hrant Dink’i, alçakça katledildiği Agos gazetesi önünde anıyoruz. BAŞSAVCILIK, KONUŞMA KAYITLARINI İNCELEYECEK İLHAN TAŞCI ANKARA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın türbanı siyasi simge olarak nitelendirerek, yasakların kaldırılacağına ilişkin konuşmalarının görüntü ve ses kayıtlarını RTÜK’ten isteyeceği öğrenildi. Başsavcılık, Başbakanın sözlerini anayasa ve Siyasi Partiler Yasası yönünden inceleyecek. Erdoğan’ın İspanya’da türbana ilişkin yaptığı açıklamalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nı da harekete geçti. Edinilen bilamacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince kutsal tanınan hususları alet ederek propaganda konusu yapamayacakları, istismar edemeyecekleri, kötüye kullanamayacakları, aksine faaliyet ve beyanların din ve dince kutsal sayılan şeylerin istismarı sayılacağını, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya mezhep veya ırk veya dil farklılığına dayanan giye göre, başsavcılık, Erdoğan’ın türban çıkışına ilişkin görüntü ve ses kayıtlarını RTÜK kanalıyla isteyecek. Erdoğan’ın sözleri siyasi partilere yönelik yaptırımlar kapsamında hukuki irdelemeye alınacak. Siyasi partilerin eylemlerini günü gününe izleyen başsavcılık, laikliğe/ülke bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelindiği ve “tehlikenin” somutlaştığına ilişkin yeterli delile ulaşması durumunda kapatma davası açıyor. Parti ve yöneticilerinin konuşmalarından eylemlerine kadar tüm faaliyetleri olası kapatma davalarında kanıt olarak kullanılıyor. ralları görmezlikten gelmenin azınlık yaratılmasını ve devletin tekliği ilkelerini zayıflatacağı, dil, ırk, din ve mezhep ayrımı yaratmak, bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzeni kurmak amacını güdemeyecekleri, bölge, ırk, belli kişi, aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya tarikat esaslarına dayanamayacakları, diğer halde demokratik devlet düzeninin korunmasının olanaksız olacağı, anayasada yer alan hak ve hürriyetlerin devletin ülke si ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağı, anayasa ve yasalarda hüküm altına alınmış, ayrıca yaptırımları gösterilmiştir. Millet iradesiyle kurulan yasa koyucu, ülke ile millet bütünlüğünün bozulmasını önlemek amacıyla toplumun huzuru, milli dayanışma için, her türlü kuşkudan uzak, düzenli bir yaşam ortamını sağlamak maksadıyla bu hükümleri ve yaptırımları saptamıştır. ‘Halkı çatışmaya götürür’ azınlıklar bulunduğunu ileri süremeyecekleri, Türk dilinden veya kültüründen başka dil ve kültürleri korumak, geliştirmek veya yaymak yoluyla ülke üzerinde azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacını, bölünmez bir bütün olan ülkede, bölgecilik veya ırkçılık maksadını, Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı devletin tekliği ilkesini değiştirmek amacını güdemeyecekleri, bu yolda faaliyetlerde bulunamayacakları, bu ku Abdullah Gül Suriye’ye gidiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın daveti üzerine, “Şam 2008 Yılı Arap Ligi Kültür Başkenti’’ etkinliklerinin açılışına katılmak üzere yarın bu ülkeye günübirlik ziyarette bulunacağı bildirildi. Açılışa Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin de katılacağı açıklandı. AKP STRATEJİ DEĞİŞTİRDİ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA Türbanda ‘madde’ anlaşmazlığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerde türban yasağının kaldırılması için strateji değiştiren AKP hükümeti, MHP’nin anayasanın 10. maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin önerisini yeterli bulmazken yeni bir metin üzerinde uzlaşma için formül arıyor. AKP yöneticileri, “MHP’nin yaklaşımı iyi niyetli bir adımdır. Ancak bu önerinin sorunu tam olarak çözeceği kanaatinde değiliz. Ama sorunu çözecek bir metin üzerinde uzlaşabiliriz” dediler. Anayasanın 42. maddesinde değişiklik yapılması gerektiğini düşünen AKP, ortak bir metin oluşturulması için MHP’yi ikna etmeye çalışacak. AKP hükümeti, üniversitelerde türban yasağını bir an önce kaldırmak için strateji değiştirdi. Yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde taslağa bir hüküm koymayı planlayan AKP, bu düşüncesinden vazgeçerek tek maddelik bir anayasa değişikliği yöntemini seçti. AKP, MHP’nin anayasanın 10. maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin önerisini hızla değerlendirmeye aldı. AKP’nin, türban için tek maddelik bir anayasa değişikliği yapması durumunda yeni anayasa ile ilgili çalışmalarda, sonraki süreçte çok da acele etmesi beklenmiyor. AKP 42. madde değişsin istiyor AKP yöneticileri, MHP’nin önerisini, sorunu tam olarak çözmemekle birlikte iyi niyetli bir adım olarak değerlendiriyor. Bazı AKP yöneticileri, “Anayasanın 10. maddesinde hizmet alan ve veren ayrımı yapılarak getirilecek bir düzenleme, üniversitelerdeki türban sorununu çözmez. Ancak karşılıklı olarak oturup bir metin üzerinde uzlaşabiliriz” görüşünü dile getirdiler. AKP anayasanın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesinin değil, “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42. maddesinin değiştirilmesini istiyor. AKP’nin önerisine göre 42. maddeye, “Ceza hukuku ve genel ahlaka aykırı olmamak kaydıyla yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” ifadesi eklenecek. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, MHP’nin önerisini incelemeye aldıklarını, sorunu çözüp çözmeyeceği noktasında bir değerlendirme yapacaklarını söyledi. Bozdağ, “Eğer bu öneri sorunu çözecekse MHP ile devam ederiz. Eğer çözmüyorsa sorunu çözecek bir metinle birlikte uzlaşarak, konuşarak yola devam ederiz” diye konuştu. Bozdağ, AİHM’nin kararlarını göz önünde bulundurarak çalışma yapacaklarını bildirdi. Bağımsız ve egemen olan her devletin, partiler üstü olan bir devlet politikası vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin devlet politikası, işgal güçlerinin yurttan çıkarılıp, Lozan Antlaşması sonucu ülke sınırlarının yeniden belirlenmesi ve kurucu devlet ve kurucu meclis tarafından yapılan 1924 Anayasası ile belirlenmiştir. 1982 Anayasası ile de anılan devlet politikası değiştirilemez hükümleri de konulmak suretiyle koruma altına alınarak başlangıç hükümleri ve ilk dört madde açıklanmıştır. Cumhuriyet yönetiKART minin ilkesi olan halkın egemenliği kuralı gereği de halkoyu ile kabul edilmiştir. Cumhuriyetin temel ilkelerini, 85 yıllık kazanımlarını yok saymak, özgürlüğü çağdaşlaşma yerine dini esaslar çerçevesinde ele alarak etnik gruplara, mezheplere, ırkçılara haklar vermek olarak görmenin ve tartışmanın ülkeye yarar getirmeyeceği, halkı önce bilinçlendirmeye, ayrıştırmaya sonra da çatışmaya götüreceği açıktır. ‘Sorumluluk siyasi partilere ait’ Eğitim ve öğretim kurumlarında bazı giysilerin kullanılmasının özgürlük sayılıp, özgürlükler içine alınmasının mezheplerin, cemaatlerin, ırkçı örgütlerin, ayrılıkçı güçlerin sembollerini rahatça kullanacakları, yayacakları, eğitim görenleri örgütleyerek huzursuzluğa, saflara ayıracağı, eğitim ve öğretim kurumlarının yukarıda sayılan etkin örgütlerin alanı haline getireceği, laik ve üniter yapıya aykırı bir faaliyet alanına dönüştüreceği yüce milletimiz ve ülke ile milletin koruyucusu olan yasalar önünde sorumluluğun anayasa ve yasalar gereği bu yönde beyan ve faaliyetlerde bulunan siyasi partilere ait olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Siyasi partiler; mevzuatın veya yasal ve anayasal yapının değiştirilmesi konusunda girişimde bulunurken önerilen kuralların ve buna ulaşmadaki faaliyetlerin her bakımdan yasal ve demokratik olmasına dikkat etmelidir. Siyasi projelere yasadışı yorumlar Önerilecek değişikliğin kendisi temel demokratik prensiplerle anayasada belirtilen insan hakları ile, Atatürk milliyetçiliği ile, laik ve sosyal hukuk devleti ile bağdaşmalıdır. Demokrasinin bir veya birçok kuralına uymayan veya cumhuriyetin temel ilkelerinden olan laik ve üniter yapıyı, demokrasiyi yok etmeyi amaçlayan ve de demokrasinin tanıdığı hak ve özgürlükleri yasadışı yorumlarla tarif ederek oluşturulan siyasi projeleri öne süremeyecekleri, bu nitelikteki beyan ve eylemlerin gerek iç hukuk gerekse de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi korumasından yararlanamayacağı gözetilmelidir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.” Karabük’e Uysal atandı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı, Karabük Üniversitesi Rektörlüğü’ne, rektör yardımcılığı görevini sürdüren Prof. Burhanettin Uysal’ı atadı. Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Mobilya Dekorasyon Bölümü’nü bitiren, 1982’de Polis Akademisi’nden mezun olan Uysal, 19891994 yılları arasında komiserlik ve emniyet müdürlüğü yaptı. 19972000 yılları arasında Karaelmas Üniversitesi’nde yardımcı doçent doktor olarak akademik kariyerine devam eden Uysal, 2006’da profesör unvanı aldı. [email protected] ‘Feto ile Apo’ haberine yasak ? İstanbul Haber Servisi Gerger Fırat Gazetesi Sahibi Hacı Boğatekin hakkında, “Feto ile Apo” başlıklı yazısı nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin , www.gergerim.com ve www.bianet.org adlı sitelerde yer alan haberlere yayın yasağı kondu. Boğatekin’i adliyeye çağırarak, “Fethullah Gülen Hoca Hazretleri’ne ‘feto’ diyemezsin” diyen Gerger Cumhuriyet Savcısı Sadullah Ocaklı’nın başvurusu üzerine, konuyla ilgili haberlere ihtiyati tedbir kararı alındı. ‘Kamuda serbest olsun’ Erdoğan’ın türbana ilişkin açıklamalarını önce eleştiren Bahçeli, destek çağrısına jet hızıyla yanıt vererek anayasa değişikliği önerdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “türbana çözüm”le ilgili çağrısına MHP’den “jet hızıyla” destek geldi. MHP lideri Devlet Bahçeli, anayasanın 10. maddesinin “kamu hizmetinin sunulmasında ve bu hizmetlerden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik” sağlanması yönünde değiştirilerek, sadece üniversiteler değil, tüm kamu kurumlarında da türban serbestisinin yolunun açılmasını önerdi. Bahçeli, Erdoğan’ın önceki akşam İspanya dönüşünde yaptığı destek çağrısına dün, gecikmeden “anayasa değişikliği” önerisi ile yanıt verdi. Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan’ın İspanya’da türban konusunda “samimiyet açısından ciddi endişeleri davet eden beyanlarda bulunduğunu” söyledi. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde oynadığı “kutuplaşma, gerginlik ve mağduriyet oyununu” şimdi AKP VE MHP HEP EL ELE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 22 Temmuz seçimleri öncesinde ağır eleştiriler yönelttiği AKP’ye karşı “Asıl ana muhalefet biz olacağız” iddiasıyla yola çıkan MHP’yi parlamentodaki 6 aylık uygulaması yalanlıyor. MHP yönetimi, türban konusunda olduğu gibi rejim açısından “kritik ve tartışmalı” düzenlemelerle ilgili, “eleştiriyormuş” gibi yaptığı AKP’nin hep yanında yer aldı. Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde AKP’nin “mağdur edebiyatı” kozunu elinden alma gerekçesiyle, Meclis’te olacaklarını açıklayarak “367” rakamına ulaşılmasına destek oldu. MHP, AKP’nin “inat uğruna” getirdiği cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini düzenleyen anayasa değişikliğine uygulamada karmaşa yaratacağını ifade etmesine karşın destek verdi. MHP son olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın türbanla ilgili açıklamalarını eleştirmesine rağmen, anayasa değişikliği önerisi hazırladı. inançların istismarında kullanmak istediğini savunan Bahçeli, “Bu meselede toplumsal uzlaşmanın odağı, kamu hizmetlerinden yararlanmada eşitlik ilkesinin korunması olmalıdır” dedi. Adalet, sağlık ve eğitim gibi gereksinimlerin karşılanmasının devletin asli görevi olduğunu kaydeden Bahçeli, yurttaşların kamu hizmetlerinin bir kısmından yararlanıp bir kısmından mahrum bırakılmasının “vatandaşlık hakları ve inançların yaşanması açısından doğru olmadığını” ileri sürdü. Bahçeli’nin açıkladığı 2 maddelik değişiklik önerisi, anayasanın “kanun önünde eşitlik” ilkesini düzenleyen 10. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik öngörüyor. Mevcut anayasada 10. maddenin 4. fıkrası şöyle: “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Düzeltme ? Gazetemizde dün yayımlanan “AKP denetimi kaldırıyor” başlıklı haberde CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi’nin eski hesap uzmanı olduğu belirtilmiştir. Doğrusu eski maliye müfettişi olacaktır. Düzeltir özür dileriz. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle