02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Simge Nami Tepe: “Siyasal simgelerin yasaklanamaz olduğunu sananlara, ilköğretim seviyesinde anlatım yapacak hukukçu aranıyor!” Ya ğ m u r E k i m Türbanı anayasaya sokacaklarmış... “Sokarken buruşturmasınlar da!” ALMANCA “zeitgeist” sözcüğüne İngilizce’de “bir dönemin entelektüel ve kültürel iklimi” veya “bir dönemin düşünce ve inançtaki karakteristik eğilimi” diye ancak bir tümce ile karşılık bulunduğunu; Türkçede karşılığı olmayan bu tanıma kendince “dönemruh” dediğini söylüyor Mehmet Sağlam: “2008 Türkiye’sindeki parçalanmış ruhun ‘ortak ruh’a dönüşmesine yardımcı olacağını umduğum bu sözcüğü herkesin dikkatine sunuyorum. Taktım dönemruh gözlüğümü, baktım olaylara ve insanlara. Gördüklerimle sarsıldım: Boşa akan ırmaklarımız gibi, boşa tüketilen çok değerli zihin enerjimiz, kirli ve yıkıcı bir dönemruh oluşturmuş maalesef! Yaratıcılık atmosferi yerine bizi zehirleyen bir havayı soluyoruz milletçe. Bunun kaçımız farkındayız ve farkında olanlardan kaçı bunun kavram olarak bir adı olduğunun ayırtında? Düşünen, konuşan, sanat üreten herkese... Siyasetçilere, siyaset GÖRÜŞ SÖNMEZ TARGAN Dönemruh DTP çadır kuracakmış. Dağda mı ovada mı? Düşkünler Kemal Öncü: “Kerbela’ya inat lüks otellerde, Hızır Paşa sofraları kurdular. İştahla üşüşünce yol düşkünleri, ak tabakta Pir Sultan’ı sundular!” bilimcilere, medya mensuplarına... Toplum bilimcilere ve toplum mühendislerine sesleniyorum: Entelektüel ve kültürel iklimdeki kuraklık, geçirdiğimiz susuz yazdan çok daha yakıcı, çok daha yıkıcı olmaya başladı... Bu iklim koşullarında ekip biçemez, eksek dahi verim alamayız. Zihinlerimiz köprüler kuramaz; yaratıcı, üretken ve çağı yakalayacak fikir ve düşünceler üretemez; ufuk turlarımız küresel veya evrensel olamaz! Neredesiniz? Dönemruhumuz mengeneye sıkışmış ciyak ciyak bağırıyor; yok mu duyanınız! Nerede ortak aklımız, nerede kolektif bilincimiz, hangi yöne bakıyor milletçe daha iyiye, daha güzele ve refaha çevirdiğimiz gözlerimiz? Lütfen, bu ufkumuzu karartan olumsuz dönemruhunu değiştirecek, yüzümüzü bilime ve sanata döndürecek yaratıcı düşünceler, öneri paketleri ve sıçrama tahtası olacak projeler üreterek çıkın karşımıza; sadece gündemi yorumlayan ve birbirine söz yetiştiren karşıt gruplar olarak değil.” Istakoz Zehra Top: “Istakozlu makarna yiyenler yerel seçimde makarna paketinin yanında bir parça da ıstakoz dağıtırlar artık!” Yaşayan Küba Gerçeği Yıllar önce kaleme aldığım bir yazıda Küba için “Amerika’nın karın boşluğuna saplanan bıçak” betimlemesinde bulunmuştum. Konunun siyasal boyutu bir yana, gerçekten de haritaya baktığımız zaman, coğrafya olarak Küba Adası’nın ABD’nin karnına saplanmış bir bıçak görüntüsü verdiğine tanık olursunuz. İşin siyasal yanına gelince, konu daha ilgi çekici ve düşündürücü bir duruma dönüşüyor. Bir yanda Sovyetler Birliği’nin başını çektiği sosyalist dizge, diğer yanda Amerika’nın önderlik ettiği kapitalistemperyalist dizgeden oluşmuş iki kutuplu dünya düzeninin yaşandığı Soğuk Savaş yıllarında, Avrupa’dan ve Asya’dan çok uzakta, Amerika anakarasında ilk ve tek sosyalist devlet, ABD emperyalizminin karın boşluğunda yaşam buluyor. Kimi siyasetçiler ve toplumbilimciler, daha geniş bir sol dalganın o yıllarda Avrupa ve Asya’yı etkisi altına alacağını beklerken, Fidel Castro’nun önderliğinde Küba’da devrimin gerçekleşmesine ve Sosyalist Cumhuriyetin kurulmasına biraz da şaşkınlık içinde bakakalmışlardı. Bu şaşkınlığın temelinde, burasının Küba olması denli devrimin yapılış biçiminin de rolü büyüktü. Çünkü, Avrupa ve Asya devrimlerinin gerçekleşmesinde, kitleler içinde derin tarihsel kökler salmış siyasal partilerin önderliğinin belirleyici bir rol oynadığı yadsınmaz bir gerçekti. Bir başka anlatımla, özellikle Avrupa’da yaşanan devrimler çağında, siyasal parti olmaksızın devrimleri gerçekleştirmek bir düş olmasının ötesine gidemezdi. Marksizm öğretisi bu temel üzerine oturtulmaktaydı. İşte Küba, ABD emperyalizminin gücünün dorukta olduğu bir tarihsel evrede, hemen yanı başında küçük bir adada sosyalist devrimi gerçekleştirmekle kalmamış, yıllarca Avrupa sol evreninde belletilen bir ezberi de bozmuştu. Küba’da devrim, bilinegelenin tam tersine, siyasal bir parti önderliğinde yığınsal bir başkaldırı ile değil, öncü bir gerilla grubunun silahlı savaşım yöntemiyle siyasal erki eline geçirmesiyle gerçekleşmişti. Dünya bilimsel sosyalist devinmesine gerek taktik, gerekse stratejik anlamda yepyeni ufuklar açan bu Küba gerçeği, giderek Latin Amerika başta olmak üzere, gezegenimizin birçok yerindeki devrimci ve antiemperyalist savaşım örgütlenmelerine örnek oluşturmuştu. ??? 26 Temmuz 1953 tarihinde Fidel Castro önderliğinde 100 kişilik bir gerilla grubu Mancada Kışlası’nı basarak ilk isyan ateşini fitilledi. Ancak başarısız olan bu saldırıda çok sayıda gerilla yaşamını yitirirken Fidel Castro ve kardeşi Raul Castro yakalanarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sonradan Castro kardeşler Meksika’ya sürüldü. İşte bu sürgün yılları, Küba’nın yazgısını değiştirecek tarihsel dönüşümün de başlangıcı oldu. Burada Castro, ünü sonradan dünya devrimci gençliğinin adeta bir bayrağı durumuna gelecek olan Arjantinli doktor Ernesto Che Guevara ile tanıştı. Yine burada bir araya gelen sürgündeki Kübalılar, eski bir asker olan Alberto Bayo tarafından gerilla taktikleriyle eğitildiler. Meksika’da eğitilen bu gerilla grubu, Kasım 1956’da Granma Yatı’na binerek Küba topraklarına ayak bastılar. Gerilla yöntemleriyle Batista’ya karşı sürdürülen ve 1959 yılına değin uzanan bu süreçte birçok gelgit yaşandı. Sonuçta, 1 Ocak 1959 günü Batista’nın bir uçağa binerek Dominik’e kaçmasıyla, gerilla yöntemleriyle sürdürülen devrimci savaşım utkuyla noktalandı. 6 Ocak’ta Havana’ya ulaşan Fidel Castro, yeni kurulan Küba’nın ilk Marksist devlet başkanı olarak kendini tarihe yazdırdı. ??? Küba Devrimi, Latin Amerika devrimciliğinin iki önemli modelinden biri olarak, Marksist dünya görüşü ve komünist öğreti içinde başlı başına bir tez konusu olarak önemli bir yer tutar. Diğeri ise 70’li yılların başında Şili’de yaşanan ve seçimle siyasal erki ilk eline geçiren Allende modelidir. Avrupa Marksist geleneğine biraz yabancı olan bu iki modelden halen yaşayan ve ABD emperyalizminin bütün baskı ve tehditlerine karşı direnerek ayakta kalmayı başaran Küba Devrimi’nin bizim Kemalist Devrim ile de birçok ortak yanı olduğunu vurgulayan Küba Büyükelçiliği 1. Sekreteri Alejandro Simancos’un belirttiği “aramızdaki tek farklılığın ülkelerimiz arasındaki coğrafi uzaklığın” da bir gün sorun olmaktan çıkacağı umudumu, Küba’nın kurtuluşunu kutlama etkinliği bağlamında bir kez daha yinelemek isterim. Fent Necati Yıldırım: “Neymiş; ıstakoz yiyen Hayrünnisa’nın fendi mönüyü açıklayan garsonu da yermiş!” Zekai Buluç: “AKP ajandasında ‘gemicik alma günü’, ‘pastörize yumurta fabrikası açma günü’, ‘attan düşme günü’ yok. Hayret!” Ajanda SESSİZ SEDASIZ (!) Çankaya’ya bak! EMEKLİ tümgeneral Osman Özbek’in son kitabı “Çankaya’da Sonbahar” Pozitif Yayınları’ndan çıktı. Özbek, kitabını kamuya açık bilgi ve belgelerden yararlanarak kaleme almış. Gerçekler, okuyanın suratında tokat gibi patlıyor. Kitaptan iki alıntı: Yaşar Büyükanıt “Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün ‘Ne mutlu Türküm diyene’ anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır” diyor; Atatürk’ün koltuğunda oturan Abdullah Gül yanıt veriyor: “Ne mutlu Türküm diyene lafını, tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür.” Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Gerisi Arif Çelik: “Feto, fato, fito, foto, loto, toto, tutu, dudu... Gerisini siayey ve efbiay tamamlasın!” M. Alpaslan Yener: “Sülalece gemi sahibi olmalarına sevinelim; tarih tekerrür ettiğinde yabancı zırhlıya mecbur kalmayacaklar!” Filo Donuk Gülhan Elmas: “Doğalgaz kesintisi devam edecekmiş. Devlet kesesinden kömür yakan uçarken, kendi kesesinden doğalgaz yakan donacak!” M. Selim Akınoğlu: “İstanbul’a taşındığında Merkez Bankası’na yakışacak bina Düyunu Umumiye’nin Cağaloğlu’ndaki eski merkezidir!” Düyun Matruşka Oral Gezerer: “RTE’nin ampul matruşkası nihayet çatladı ve içinden türban çıktı!” Bana “simge”ni söyle sana kim olduğunu söyleyeyim! Ayetlerle İlgili İkiyüzlülük MERİÇ VELİDEDEOĞLU Son günlerde “askıya alınan ayetler” olarak adlandırılan, kamusal düzenlemeyle ilgili kimi Kuran ayetleri üzerinde yazılıyor, konuşuluyor. Cumhuriyet’te İlhan Selçuk’un başlattığı atılıma, Hürriyet’ten Özdemir İnce de katıldı. Ayetlerin “askıya alınması” konusuna, Kuran’ın oluşum sürecinde de rastlanır. Buna en güzel örnek olarak “zina” ile ilgili olan ayetlerdeki uygulama gösterilir. “Zina”ya ceza ilkin, “Nisa” suresinin 15. ve 16. ayetleriyle ortaya konmuş; iki yıl aradan sonra, “Nur” suresinin ikinci ayetiyle yeni bir ceza getirilince önceki iki ayet geçerliliğini yitirmiş; böylece askıya alınmış, ama yerini korumuştur: Bu örnekteki “askıya alış”ın “vahy” kaynaklı olduğu kabul edilir. “Ahzap” suresinin 52. ayetinin askıya alınmasını ise doğrudan Peygamber’in gerçekleştirdiği belirtilir. Bu ayet dokuzuncu evliliğini yapmış olan Peygamber’e seslenerek: “Bundan sonra sana eş olmak helal değildir” hükmüyle Peygamber’in eş sayısını dondurur. Ne var ki, bir süre sonra Peygamber 10. evliliğini yapar; böylece kendisi için “yasak” içeren ayet “askıya alınır.” (*) Kuran’da yapılan bu “değişiklikler” ancak Peygamber aracılığıyla (vahy) ve kendisince (sünnet) gerçekleştirildiğinden, Peygamber’in ölümünden sonra durmuştur. Öyle ki Halife Ömer, “zina” cezası için geçerli olan ayetin (Nur2) askıya alınıp yerine “recm”i içeren bir ayetin konulmasını önermiş; bunun Peygamber’in isteği olduğunu dirençle belirtmesine karşın başarıya ulaşamamıştır. “Recm” yine de kabul edilip uygulanmıştır. Her ne kadar İslamın daha ilk yüzyılından başlayarak, akla uygun olmayan kimi inanç ayetlerinin askıya alınması dile getirilmişse de, tartışmalar genelde düşünsel boyutta kalmıştır. Yaklaşık dört yüzyıl süren bu tartışmaların yolu da, dinin “aklın üstüne bir örtü örtülerek, gönül gözüyle algılanması”nın kabulü ile büsbütün kapatılmıştır. Osmanlı Devleti’ne gelince, 20. yüzyılın başında daha çok kadınları ilgilendiren bir iki ayet, şöyle ucundan “askıya alınmak” istenir. Boşanma yasaya, birden çok eş de ilkinin iznine bağlanır. Yasanın ömrü iki yıl bile sürmez. Bu kısacık anımsatma bile, Müslümanların yüzyıllardır bütün kamusal yaşamını düzenleyen tüm “Kuran ayetlerini askıya alıp” onların yerine “laik, çağdaş, demokratik” yasaları devreye sokan olağanüstü “1923 Devrimi”nin içten ve dıştan neden saldırıya uğradığını az çok açıklıyor. Öte yanda, kadın erkek eşitliğini sağlayan bu yasalar, “Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdirler. O sebeple Allah erkekleri, kadınlardan üstün kılmıştır” (Nisa34) gibi ayetlerin de askıya alınmasına neden olmuştur. İslam dünyasında bu köklü değişimi gerçekleştiren tek ülke olan Türkiye, daha ilk anda başlayan karşı koyuşlara hep direndi. Ne var ki, 21. yüzyıla, “Şeriatçıyım!”, “İslam bir dünyasal yaşam tarzıdır!” diyen, adeta, “askıya alınmış ayetler”le yönetimi hedefleyen bir iktidarla girildi. Ama bunların beş yıllık iktidarlarında türlü dinsel yapılanmalara gittikleri halde, “askıya alınan” onca ayete hiç değinmedikleri görüldü. Buna karşılık, “Kuran’da yeri var. Tanrı buyruğu” diyerek sıkmabaşı (türban) öne sürüp kullanıyorlar. İşte bu boyuttaki bir “ikiyüzlülüğü” hiç sıkılmadan yürüten iktidarı günlerdir sergiliyor, sorguluyor İlhan Selçuk. Son yılların ürünü olan kimi “aydınlar”ın da, “askıya alınan ayetler” konusunu hiç deşmeden bu iktidarı desteklemelerinin, sıkmabaşa (türban) arka çıkmalarının da aydın olmakla nasıl örtüşebileceğini soruyor. Ayetlerin “askıya alınması”nın yani insana, insan gibi yaşamayı getiren “1923 Devrimi”nin ne anlama geldiğinin Kuran’ı okuyarak daha iyi anlaşılacağını vurguluyor. Askıya alınanlarla birlikte başka kimi ayetleri de örneğin “..el ve ayaklarını çapraz kesin” (Maide33), “..vurun onların her bir parmağına” (Enfal12) gibi buyrukları içerenleri de gündeme getirmeyi sürdürmeliyiz. (*) Ö.N. Bilmen, Hukuki İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu, Cilt I, s. 98 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Ocak www.mumtazarikan.com m.velidedeoglu?hotmail.com 009665 numaralı sarı basın kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. ALİ İHSAN ESER Bir Varmış... Bir Yokmuş... TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hattı: (0 212) 284 80 00 www.tema.org.tr 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kadınların çarşaf yerine 1 kullandıkları, 2 başörtüsüyle 3 birlikte giyi 4 len hafif üstlük. 2/ İz 5 mir’in bir il 6 çesi... “Uzun 7 çalar” deni 8 len plakları 9 belirtmekte kullanılan kısaltma. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 3/ İstanbul’un bir 1 S İ N O F O B İ semti... Çocuk dilin 2 İ M A M E A T A de kötü, çirkin. 4/ 3 N A R R A K İ K Şarkı, türkü... Tane 4 O M L İ V A I lerin içini kurum ka 5 F E R İ K R E N rası bir tozla doldu 6 O A V S A L ran ekin hastalığı. 5/ 7 B A K A R A E T At eğitimine ve bu 8 İ T İ E L E J İ eğitimin yapıldığı 9 A K I N T İ K yere verilen ad... İsrail yapımı bir tabanca. 6/ Terbiyesiz kimse... Sahip. 7/ Bir aygıtın ya da bir düzeneğin ana bölümünü oluşturan parçaların tümü. 8/ Çeçenlerin kendi ülkelerine verdikleri ad. 9/ İzmir ilinde ünlü bir antik kent... Doğalgazın önemli bir bileşeni olan gaz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ankara’nın Beypazarı ilçesine özgü bir tür çiğ börek. 2/ Jüpiter gezegeninin bir uydusu... Fas’ın kuzeyindeki dağ sırası. 3/ “Misket limonu” da denilen, acı sulu küçük limon cinsi... Osmanlılar döneminde Avusturya’ya verilen ad. 4/ Saz takımında usul vurmaya yarayan tef... Dingil. 5/ Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullanılan araç... Yerinde duramayan kimse. 6/ Dans... Adalet. 7/ İskambilde koz... Dinsel tören ve kuralları. 8/ Orhan Kemal’in bir romanı... Şaşma belirten bir ünlem. 9/ Asya’da bir ülke. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle