24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2008 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB S S PB PB PB PB S PB 10 2 10 10 15 10 14 10 7 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB 8 PB 7 PB 10 PB 8 S 3 S 1 S 2 S 10 Y 18 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y 16 Y 14 PB 6 PB 9 PB 4 PB 6 S 3 S 0 S 13 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun güney kesimleri parçalı çok bulutlu, İç Anadolu’nun güneyi, Orta ve Doğu Karadeniz, Batı Akdeniz kıyıları, Muğla, Gaziantep ve Şanlıurfa çevreleri ile sabah saatlerinde İç Anadolu’nun güneyi yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı batı kesimlerde biraz artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y 4 B 4 Y 6 Y 12 B 9 B 8 Y 8 Y 8 Y 6 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 8 Y 3 Y 11 Y 4 Y 9 B 9 Y 14 B 16 Y 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB 2 B 1 Y 16 PB 1 PB 6 PB 3 B 7 B 15 B 10 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada yapmış gibi; medyanın ağız birliği ederek RTE’nin türbanı siyasal simge saymadığını ve yeni anayasa ile “sorunu” çözümleyeceğini içeren sözlerini manşetlere taşıması… Oysa RTE’nin türban sorununu kapadığını söylemesi beklenmedik bir olay olur ve manşetlere taşınmaya hak kazanırdı. Başbakanı Madrid’de konuşursa, genel merkezindeki TürkKürtİslam sentezinin simgesi DMM Fırat, elbette bir karış önde koşacaktır, koşmalıdır. NTV’ye verdiği demeçte türban konusundaki yasakları uygulayan gelmiş geçmiş bütün iktidarları “1982 Anayasası’nı her an ihlal etmekle” suçladı. Bu kafaya göre, türbanı ve kılık kıyafeti yasaklayan yasaları uygulayan siyasetçilerin hemen hepsi Yüce Divanlık. Şimdi sormazlar mı adama; dörtbeş yıldır istediğinizi Yüce Divan’a gönderecek TBMM çoğunluğu elinizde. Türbanı, kılık kıyafeti yasaklayan yasa veya yargı kararlarını titizlikle uygulayan siyasileri, bürokratları neden Yüce Divan’a göndermediniz? Madem ki Yüce Divan olasılığı yine piyasada. O zaman DMM Fırat’a sormak gerek; yeni anayasanızda bile değiştirmeye cesaret edemediğiniz ilk üç madde arasında yer alan laiklik tanımına, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlara, Siyasal Partiler Yasası’na ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına göre kamuda türbana olanak tanımak gün gelir Yüce Divanlık bir suç olur mu, olmaz mı? Hukukçu kimliği olduğunu durmadan açıklayan bir kişinin hukuku yok sayması suç mudur, değil midir? ??? Karşılarında deve dişi gibi soru soracak gazeteci olmadığı için bol keseden atıyor, yükseklerde uçuyorlar. DMM Fırat, anadilde eğitimin yolunun açılacağını söylüyor. Yasa çıkacakmış. Kürt kökenli bir çocuğun anadilinde eğitim görmek hakkı değil miymiş?.. Bildiğimiz kadarıyla ve kuşku yok, DMM Fırat Türk vatandaşı. Bir vesile açıkladı, Kürt kökenli. Elbet Müslüman. Bu nitelikleri dikkate alınırsa; onca madde arasında anadilde eğitime yol açıldığını söylemesi AKP Genel Merkezi’nde ağırlıklı olarak TürkKürtİslam sentezinin bihakkın temsil edildiğini göstermiyor mu? ??? Deniz Baykal, siyasi simgenin nedeni yüzde 47 mi diye soruyor. Oysa bu gidiş yüzde 53’ün artık azınlıkta kalacağını veya kaldığını gösteriyor. Baykal, RTE’nin kafası karışık, Allah Türkiye’yi korusun, diyor. O da işi Allah’a bırakmış! MHP lideri Bahçeli, Merkez Bankası’nın İstanbul’a naklini Cumhuriyet rejimine indirilen bir darbe diye yorumlamıyor. “Bankanın naklini zorunlu kılacak ekonomik zorunluluklar” olmadığını söyleyerek karşı çıkıyor. Görünen köy kılavuz ister mi? Biliyorsunuz bir de kılavuzu karga olanın… diye başlayan bir başka özdeyiş daha var. Duruma bakıp artık hangisini münasip görürseniz… AKP’nin acil eylem planında katsayı ve YÖK’e ilişkin hedefler öne çıkıyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Yine imam hatip adımı FIRAT KOZOK ANKARA AKP iktidarı, imam hatiplerin önündeki katsayı engelini kaldırmak üzere bir kez daha düğmeye basıyor. Eğitim alanında yapılacak düzenlemelerle ortaöğretimde okul türü yerine program türü esas olacak. Programlar arasında geçiş kolaylaşacak. Böylece imam hatip mezunları genel lise öğrencileriyle aynı statüye kavuşacak. YÖK’ün yetkileri elinden alınırak, koordinasyon kurulu haline getirilecek. Yükseköğretimde Üniversitelerarası Kurul’un (ÜAK) sözü geçecek. AKP iktidarının yeni eylem planı, hükümetin önümüzdeki dönemde eğitimde tartışma yaratacak yeni adımlar atacağını ortaya koyuyor. AKP’nin eylem planında yer alan hedefler ve getireceği değişikliklerden bazıları şunlar: ? Mesleki eğitimle yükseköğretim arasındaki geçişler kolaylaştırılacak. Böylece imam hatipler başta olmak üzere meslek lisesi mezunlarının kendi alanları dışındaki bölümlere girebilmesine olanak tanınacak. ? Mesleki eğitimde okul türü yerine program türünü esas alan ve programlar arasında kolaylıkla geçişlerin yapılabildiği esnek bir sistemin altyapısı kurulacak. Bu düzenleme de meslek lisesi mezunlarının karşılaştığı katsayı engelini aşmayı hedefliyor. olarak Üniversitelararası Kurul’un yetkili olması sağlanacak. Böylece hükümetin en fazla sorun yaşadığı kurumların başında gelen YÖK, pasifleştirilmiş olacak. Ortaöğretimde reform ? Program çeşitliliğini esas alan bir ortaöğretim reformu yapılacak Ortaöğretim sistemi, çocukların farklı alanlarda ders almasına olanak veren bir yapıya dönüştürülecek. ? Danışma kurulları ve proje pazarı gibi mekanizmalarla iş dünyası ile işbirliği arttırılarak, üniversitelerle öğretim elemanlarının gelir yaratmaları sağlanacak. ? Üniversiteler, uluslararası standartlarda hizmet verebilmeleri ve bilimsel olarak özgür, idari olarak özerk ve finansal olarak mali kaynak üretebilen yapılara kavuşabilmeleri amacıyla ilgili paydaşların katılımıyla katılımcı, hesap verebilir, özerk, sorumlu ve şeffaf bir yönetim yapısına kavuşturulacak. YÖK koordinasyon kurulu oluyor ? Yükseköğretim Kurulu, standart belirleme, koordinasyon, uzun dönemli planlamadan ve denetimden sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak ve kurumsal kapasite güçlendirilecek. YÖK’ün, Yükseköğretim Koordinasyon Kurulu’na dönüştürülmesi için sistemin tamamı gözden geçirilecek, konunun ilgili taraflarının uzlaşması sonucunda gerekli yasal düzenlemeler yapılacak. Akademik konularda en üst akademik organ Üniversiteler sıkıntılı Asıl sorunları unutuyorlar ZEYNEP ŞAHİN Arslan duruşmaya getirilmedi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay ve gazetemize yönelik saldırılarla ilgili davanın bir numaralı sanığı Alparslan Arslan hasta olduğu gerekçesiyle dünkü duruşmaya getirilmedi. Duruşmada, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, sanık ve müdahil avukatlarına, İstanbul Ümraniye’de ele geçen bombalarla ilgili soruşturma evrakı hakkında beyanda bulunmaları için süre vererek duruşmayı erteledi. Yörsan işçisinden eylem ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Balıkesir Susurluk’taki Yörsan Fabrikası’nda çalışırken “sendikaya üye oldukları için işten atıldıkları’’ iddia edilen TekGıda İş üyesi yaklaşık 250 işçi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yürüdü. Türkİş Genel Sekreteri ve Tek Gıdaİş Başkanı Mustafa Türkel, yaptığı açıklamada, Yörsan işçilerinin anayasal ve yasal haklarını kullanarak sendikaya üye olduklarını, bunun üzerine 400 işçinin işten atıldığını savundu. Demirtaş ifade verdi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Sahte çürük raporu aldığı’’ iddiasıyla tutuklu bulunan DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, hakkındaki başka bir soruşturma nedeniyle Ankara Adalet Sarayı’na getirildi. Demirtaş, Ekim 2007’de Diyarbakır’da yapılan “Demokratik Toplum Kongresi’’ndeki konuşmalar üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. ANKARA AKP hükümeti, yükseköğretim sistemini “katsayı ve türban” konusuna indirgerken, diğer yanda üniversitelerin sorunları giderek büyüyor. AKP’nin yükseköğretime bakış açısının, üniversitelerde yol açtığı sorunlar ve beklentiler şöyle: ? Üniversite öğrencilerinin sayısı yaklaşık 2.5 milyonken, toplam öğretim elemanı sayısı 86 bin 522’de kalıyor. ? Örgün yükseköğretimden yararlananların sayısı, toplumun yüzde 25’ini oluşturuyor. Avrupa ülkelerinde söz konusu oran yüzde 50 seviyesinde. ? AKP hükümetinin kadro kısıtlaması nedeniyle 6 bin civarında öğretim üyesi adayı, üniversitelerde kalamadı. Üniversitelerin öğretim üyesi açığının kapatılması için kısa vadede en az 3 bin 500 doktoralı eleman yetiştirilmesi gerekiyor. Bunun için de doktora programlarında kapasite arttırımına gidilmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, üniversitelerin en az 5 bin araştırma görevlisi kadrosuna ihtiyacı bulunuyor. ? Yeni açılan üniversitelere verilen yatırım ödenekleri 300 bin 500 bin YTL gibi rakamlar. Büyük kentlerde “bir daire parası” olan bütçeyle, bu kurumların “üniversite olmasının beklenemeyeceğinin” altı çiziliyor. ? İmam hatip liseleri nedeniyle mesleki ve teknik eğitim alan öğrencilerin “önü kapatılıyor.” Eğitim çevreleri, imam hatip okullarının mesleki eğitim bünyesinde yer almasının yanlış olduğuna ve bu okulların ayrı bir grupta değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor ancak imam hatip sorununu çözmek için meslek liselilerin mağduriyeti “perde” olarak kullanılıyor. ? Türkiye uluslararası bilimsel yayın sıralamasında 21. sırada yer alıyor. Türkiye’nin yayınlarının uluslararası bilim dünyasına katkısı yüzde 0.6 olurken, etki değeri de 4.37’de kalıyor. ? Türkiye’de 1524 yaş arası işsiz sayısı 946 bin. Üniversite mezunları iş bulmakta her geçen gün daha da zorlanırken; esnaflık, şoförlük, hatta işportacılık yapan üniversite mezunları bulunuyor. Kimi mezunlar ise sırf para kazanabilmek için düşük maaşla ve sosyal güvencesiz özel sektörde çalışıyor. Doğuda kar çilesi güneyde deniz keyfi Doğu Anadolu Bölgesi’nde etkisini sürdüren aşırı soğuklar hayatı olumsuz yönde etkilemeye devam ederken, gece en düşük hava sıcaklığı eksi 33 dereceyle Ardahan’da ölçüldü. Bölgedeki çok sayıda köyle ulaşım sağlanamıyor. Antalya’nın Alanya ilçesinde ise yazdan kalma bir gün yaşandı. Kentte hava sıcaklığının dün 18 dereceye kadar ulaşması üzerine turistler ve yurttaşlar parklara, sahillere akın etti. Medeniyetler ittifakı tanımı özünde AKP’nin hedefleriyle örtüşüyor. AKP mantığına göre, Batı başka bir medeniyetse, bizim onların düzeyine ulaşmak için uğraşmamıza gerek yok. Biz başka bir medeniyetiz, kendi içimizde kendi derebeyliğimizi kurarız, onlarla da ittifak yaparız! Bize göre bu tanım, birleştirici değil ayrıştırıcı! Konunun felsefe yanını bir kenara koyalım, Erdoğan’ın Madrid çıkışını sütuna yatıralım. Ne dedi: “Başörtüsü üniversitelerde serbest olacak. Velev ki, siyasi simge... Yasak mı koyacaksın? Dünyanın kaç ülkesinde böyle yasak var! Yeni anayasayla birlikte bu yasağı da kaldıracağız...” Erdoğan, bir bakıma medeniyetler ittifakı toptantısına türban çatışmasını taşımış oldu. Olayları birazcık yakından izleyen bir İspanyol sormaz mı: “Sayın Başbakan, sen kendi ülkende ittifakı sağlayamamışsın... Sen kendi devletinin tarihiyle barışamamışsın, hangi medeniyeti hangi medeniyetle uzlaştıracaksın?” ??? Soruyu çengelli bırakıp içimize dönelim. Başbakan bu çıkışıyla pek çok tartışmalı konuya da açıklık getirmiş oldu: 1 Türban bir simgedir. Siyasi simgedir. İlanen duyuruyoruz. 2 Bu konudaki uzlaşma ancak herkesin bizim görüşümüze gelmesiyle oluşabilir. 3 Anayasaya türban girecek mi girmeyecek mi tartışması bitmiştir; girecektir. Bugüne kadar kamuoyu AKP’nin türbanı bir siyasi simge olarak görüp, bunu siyasal ranta çevirmek istediğini söyledikçe AKP’liler çıkışıyordu: “Nereden çıkartıyorsunuz? Amacınız nifak sokmak. Bizim gizli bir gündemimiz de yok, türbanı siyasi simge olarak görme niyetimiz de yok.” Başbakan eğer, “Onlar benim Madrid’deki görüşlerimdi. Ankara’da başka türlü düşünüyorum” demezse, türbanın siyasi simge olarak “tescili” tamamlanmıştır. Erdoğan, bu çıkışı yaptıktan sonra yöntemini de şöyle açıklıyor: “Yasağı germeden kaldıracağız.” Yumurtayı kırmadan omlet yapacağız demek gibi bir şey! Sonuçta MHP bile özünde çok farklı düşünmemesine karşın AKP’yi “türban sorununun çözümünde samimi davranmamakla” suçladı! ??? Önümüzdeki aylar anayasanın çok konuşulacağı bir dönem olacak. Başbakan türban konusunu gererek belki de şöyle bir taktik izleme kararı aldı: “Şimdi ben türbanı gerilim malzemesi olarak öne sürdüm mü, herkes peşine düşer. Anayasayı istediğim gibi değiştiririm. Son anda türbanda sözcükleri değiştirir, anayasadaki öteki planlarımı yaşama geçiririm...” Oyunun içinde biraz da “cambaza bak” var! BOP eşbaşkanı, medeniyetler nifakı, affedersiniz ittifakı eşbaşkanı Erdoğan’a bir sorumuz var: Size, Türkiye’yi darmadağın etme projelerinde de benzer görev önerildi mi? ankcum?cumhuriyet.com.tr Fotoğraflar: AA KOMİSYONDA GÖRÜŞÜLDÜ ‘Vakıflara ticaret izni’aynen geçti Zengine değil, dar gelirliye ‘NEREDEN BULDUN’UYGULAMASI PATRONLARI KAPSAMIYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Nereden buldun geri geliyor” diye sunulan yeni vergi sisteminin bakkal, kasap, manav, terzi, ayakkabıcı, köfteci, çiçekçi, kitapçı, kırtasiyeci gibi gelir vergisi mükellefi olanlara yönelik olacağı öğrenildi. Holding patronları, şirket sahipleri gibi kişiler ticari ve mesleki faaliyetleri nedeniyle gelir vergisi mükellefi olmadıkları için yeni sistemle, hizmetçisi, aşçısı, bahçıvanı, yatı, kotrası ve son model uçağı olan kişilere bu yaşantılarının kaynağına ilişkin soru sorulamayacak. Son model uçaklar, yatlar ve kotralar da ya şirket adına kayıtlı ya da gelir vergisi mükellefi olmayan aile bireyleri adına. Hizmetçi, aşçı ve özel şoförler de şirkette çalışıyor gösterilip masraf yazılıyor. Holdinglerin ve diğer anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanları, üyeleri ve ortakları, ticari kazanç ya da serbest meslek kazancı elde etmedikleri için “Lüks yaşamın kaynağı ne” sorgulamasına tabi olmayacaklar. Şirketten ücret ve kâr payı alan bu kişilerin bir de kira ve faiz gelirleri var. Yeni sistemle lüks yaşantının kaynağının sorgulanacağı şimdiden açıklandığı için bu tür sorgulamadan kaçınmak isteyenler harcamalarını kayıt dışına kaydıracak. Kartsız harcama ve faturasız alışveriş ya da başkalarının adına fatura alma yaygınlaşacak. Banka sistemine sokulması gereken yurttaşların kayıt dışına çıkması körüklenecek. Türbanlı doktorlar görevde Haseki ve Vakıf Gureba hastaneleri ile bu hastaneleri denetlemekle yükümlü İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde çok sayıda türbanlı personel rahatça çalışıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul’daki Haseki ve Vakıf Gureba hastanelerinde çok sayıda türbanlı personel görev yapıyor. Bu personelin içerisinde doktorlar ve hemşireler de yer alırken, hastaneleri kılık kıyafet yönünden denetlemesi gereken İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde de durum farklı değil. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın türbanı “siyasi simge” olarak niteleyerek “sıkıntıyı çözeceğiz” açıklaması yapmasına karşın, hızla kadrolaşan AKP’nin başta sağlık olmak üzere devletin çeşitli sorumluluk bölgelerinde türbana ilişkin denetimleri zaten yapmadığı ortaya çıktı. Dün yayımlanan Show TV ana haber bülteninde yer alan haber ve görüntülerde, ilk önce Haseki Hastanesi’nde yapılan çekimlere yer veriliyor. Haberde, kadın doktorların büyük bir bölümünün türbanlılardan oluşması dikkat çekerken, bu kişiler “Türbanlı olmak sıkıntı yaratmıyor mu?” şeklindeki soruları “hayır” şeklinde yanıtlıyor. Haberde daha sonra ise, Vakıf Gureba Hastanesi’ndeki duruma yer veriliyor. Bu hastanede de durumun Haseki Hastanesi’nden farklı olmadığı görülüyor. Hastaların ilk olarak geldiği ve sık sık denetlenmesi gereken “Acil Servis” bölümünde bulunan kadın doktorların da türban takmaları dikkat çekiyor. Haberde, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne ilişkin görüntülere de yer veriliyor. Hastanelerde kılık kıyafete ilişkin resmi mevzuata uyulup uyulmadığının kontrol makamı olan müdürlükte de çalışan çok sayıda türbanlının bulunması dikkat çekiyor. konuştu: “Kamu kesiminde çalışanların kıyafetleriyle ilgili kurallar vardır. Tabii ki kamu hastanelerinde bu kurallara uyulması lazım. Tarikat kadrolaşmaları sağlık alanında ve özellikle eğitim alanında hayli yaygınlaşmış durumda. Bazı bölgelerde sağlık müdürlüklerinin doğrudan doğruya müdürlerin kendilerinin belli tarikatlarda yerleşmiş düzeydeki pozisyonlarından dolayı başarıları tartışmalı olsa bile yerlerinden oynatılmadığını biliyoruz. İstanbul’daki Haseki ve Vakıf Gureba hastanelerinde çok sayıda türbanlı personel görev yapıyor.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen “Vakıflar Yasa Tasarısı” AKP’lilerin oylarıyla Adalet Komisyonu’nda aynen kabul edildi. Yasayla; cemaat vakıfları ve vakıflar ticaret yapabilecek, şirket açabilecek. Yurtiçi ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan bağış ve yardım alabilecekler. Yurtiçi ve yurtdışındaki benzer amaçlı vakıf ve derneklere ayni, nakdi bağış ve yardımda bulunabilecekler. “Vakıflar Yasa Tasarısı”, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülerek aynen kabul edildi. Komisyonda konuşan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Sezer’in yasayı iade gerekçelerine katılmadığını dile getirdi. Yazıcı, Türkiye’deki azınlık cemaatlerinin, 1974 yılındaki Yargıtay kararıyla alınan taşınmazlarının 28’inin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne, 114’ünün de Hazine’ye devredildiğini söyledi. Yasayla bu malların iadesi için 18 aylık bir süre öngörüldüğünü anlatan Yazıcı, bu konuda tazminatın da gündeme gelebileceğini ifade etti. ‘Lozan’a ve anayasaya aykırı’ Özellikle Sezer’in Meclis’e iade ettiği 9 madde üzerinde konuşan muhalefet temsilcileri her maddeye ayrı ayrı önergeler vererek söz konusu maddelerin yasadan çıkarılması için teklifte bulundular. Ancak önergeler AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, yasayı eleştirerek “Bu kanundan yararlanmak isteyenler var. İhtirasları bitmeyenler var” dedi. Türkiye’yi 545 yıl öncesine götürmeye çalıştığını belirten Bal, “Bu yasanın savunulabilecek yönü yok. Bu yasa, Lozan Antlaşması’na, anayasaya, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırıdır. Kurtuluş Savaşı mücadelesinin fikriyatına aykırıdır. Bu yasayı külliyen ortadan kaldırmamız gerekir” diye konuştu. CHP Milletvekili Halil Ünlütepe de Vakıflar Yasası’nın 9 maddesinin Meclis’e iade gerekçelerinin tamamına katıldıklarını belirterek “dışarıdan güdümlü bir yasa” eleştirisini getirdi. Hiç kimsenin bu yasayı onaylamasına hakkı bulunmadığına dikkat çeken Ünlütepe, yasanın anayasa ve Lozan Antlaşması’na aykırı hükümler içerdiğini savundu. Kaçak akaryakıta darbe ? İstanbul Haber Servisi İstanbul polisi, bir istihbarat üzerine bir akaryakıt istasyonunun da aralarında bulunduğu bazı yerlere operasyon düzenledi. Operasyonda, yaklaşık 85 ton kaçak ve katkı maddeli mazot ile benzin ele geçirildi. Operasyon kapsamında 15 kişinin gözaltına alındığını belirten yetkililer, gözaltı sayısının artabileceğini söyledi. M.Y’nin beyin ölümü gerçekleşti ? GİRESUN (AA) Giresun’da, tedavi gördüğü hastanede doktoru silahıyla yaraladıktan sonra kafasına ateş ederek intihar girişiminde bulunan M.Y’nin, tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşti. Giresun Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Prof. İlhan Özdemir, sağlıkçı olarak görevlerinin, hastayı sonuna dek yaşatmak olduğunu ifade ederek “Şimdi artık geriye dönüş yok. Hastamızın beyin ölümü gerçekleşti’’ diye konuştu. Gürsoy: Tarikat bağlantıları artıyor Konuyla ilgili konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Gençay Gürsoy da gelişmeleri endişeyle izlediklerini belirtirken, süreci kesinlikle onaylamadıklarını ve yasaların bu durumu yasakladığını vurguladı. Gürsoy şöyle CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle