05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Bankalar Birliği’nin İstanbul Finans Merkezi Raporu’nda taşımayla ilgili tek satıra yer verilmedi: 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Merkez’i taşımak gereksiz MURAT KIŞLALI Kan Çıkar Evet Sayın Başbakan, dünyanın her yerinde, tarihin her döneminde, bir ülkenin varlık nedeniyle özdeşleşmiş, tartışılmaz ortak kimliği temsil edenler dışında kalan siyasal simgelerden, cepheleşmelere, ayrımcılıklara, çatışmalara yol açtıkları için eninde sonunda kan çıkar. Dünyanın her yerinde işte tam da bu nedenle, en masum görünenleri için bile siyasal simgelerin tehdit oluşturup oluşturamayacaklarına bakılır. Dünyanın her yerinde, her rejimde, elbette demokrasilerde de kendini koruma hakkı olduğu için toplumsal tehdit oluşturabilecek siyasal simgeler için yasaklar uygulanır. İşte bu çok çıplak gerçeklik karşısında bu ülkenin Başbakanı olarak, “Başörtüsü bir siyasal simge olarak takılsa bile bunu suç sayabilir misiniz” deme lüksünüz yok. Sizi yargılamaya kalkışan olamayacak belki, ama bal gibi de, ülkemizde cepheleşmeye, çatışmalara yol açabilecek anayasal suç kışkırtıcılığı yapmış oluyorsunuz. Siz siyasiler siyaset yaparken ülkenin yüzde 90 küsuru Müslüman diyerek söze girmeyi pek seviyor olabilirsiniz. Ama bu ülkede, düşük sayılarlarda olsa da başka dinlerden kişiler, hatta çok az sayılarla korunması gereken dinsizler bile var. Kaldı ki Müslüman çoğunluğun farklı mezhep, inanç, yaşam biçimleri var. Devletin laiklik çerçevesinde kimliği; dincilerin çok rahatsız oldukları biçimi ile dinsiz, inançlara tarafsız kalma zorunluluğu var. Bu, yenisini sivil darbecilik anlayışı içinde hazırlamaya çalıştığınız anayasal düzenin, sizin Başbakanlığınızdaki iktidar icraatlarının da öyle kalması gerektiği anlamına geliyor. Sizin türbancılardan yana taraf olma lüksünüz bile yok. Dini inaçlar üzerinden siyaset yapma, oy toplama, her fırsatta dine bağlılığınızı sergileme hakkınız da yok. Dahası, siyasal kadrolaşmalarınızda türbanın eşler üzerinden bayrak yapılması ciddi bir ayrımcılık suçunu oluşturuyor. Sizin ölçülerinizle Leyla Zana’nın Meclis’e üç renkli bantla başını bağlamış olarak gelmesi suç olabilir mi? Üstelik Leyla Zana bugüne kadar bu konuda bir açıklama yapmadığı için kurdelesini kültür ve kimliğinin masum bir simgesi olarak mı, yoksa arkasında PKK, Kürdistan savaşımının simgesi, bayrağı olarak mı kullandığını, kastını bilemiyoruz, çok da fark etmiyor. Çünkü Meclis’te kullanıldığında toplumsal algılama olumsuzdu. Ülkemize çok pahalıya mal oldu. Deyimin tam anlamı ile kan çıktı. ??? Sayın Başbakan, şimdi de doğduğum ülkeden, parçalanmış eski Tito Yugoslavya’sından bir örnekle derdimi daha açık anlatmaya çalışacağım; Kosova’da Arnavutça öğrenim yapılan Priştine Üniversitesi’nde çatışma, ayrışma, sonunda kan, kızların başlarına taktığı, çok da yakışan bir bereden çıktı. ArnavutMüslüman kökenli kızların kırmızısiyah berelerinin kültür renkleri, hoşluk, kimlik aracı mı, yoksa bayrak mı olduğu üzerinden önce ArnavutSırp gençler çatıştılar. İşler sarpa sarınca da hep birlikte uzaktan izlediğimiz kanlı çatışmalar, katliamlar yaşandı. Aynı ilkokulda birlikte oynamış, kardeş gibi büyümüş Arnavut ve Sırp gençler birbirlerini tanıyarak, pusu kurarak dürbünlü tüfeklerle öldürdüler. Doktorların karşı ırktan hamile kadınların çocuklarını karınlarından aldıklarına ilişkin olaylara tanıklık yapıldı... İşte bu türden acı gerçekler ne yazık ki tarihte kalmadığından, bugünlerde de yaşanıp çok ağır bedeller ödendiğinden siyasal simgelerin kullanılabilmesi ile ilgili geliştirilmiş insan hakları, kriterleri var; hani şu sizin bilmeden mi bilerek mi anlamlarını karıştırdığınız “alt kimliküst kimlik” meseleleri var ya.. Onların üzerinden oluşturulmuş, tartışılamaz önem ve anlamda, insan haklarının, özgürlüklerin çerçevesini de çizen evrensel kriterler var. Devletler, ülkeler, insanlık, toplumsal yaşam, insan hakları için sınırlar bu ölçütlerle çizilmekte... İnsan hakları için geçerli tek evrensel ölçüt, Temel Hak ve Özgürlükler belgesinde, metninde yer alanlar; yani insanların ırkları, inançları ile bağlantılı ayrımcılığa, tehdide, insan hakları ihlallerine hedef olmamaları. Ondan sonrasında toplumsal yaşamda, kamu alanlarına, bireylerin doğadan gelen kimlik özelliklerini, ırklarını taşımak, inançlarını eksen yapmak, özgürleşme değil ayrımcılık. Yani bir siyasi parti, sendika, toplumsal örgütlenme, sivil toplum örgütünün dinsel, ırksal kimliğinin olması, bireyin bu kimlik ve simgeleri ile o örgütler içinde, kamu alanında var olmaya çalışması özgürlük, hak değil ayrımcılık. İlke olarak yasak. Çünkü başkalarının farklı kimlik ve inançlarına baskı işlevi olabilir. Demokrasilerde bu söylediğimiz yasakların yasal düzenleme haline getirilmesinin ölçütü ise tehdit oluşturmaları ile ilişkilendirilmiş. Irkçılıktan çok canı yanmış AB ülkelerinde ırksal kimlik ve simgelere ilişkin yasaklar çok katı, dinsel simgeler için ise tehdit oluşturma süreci ile bağlantılı kamu alanlarına, okullara yeni yasaklı düzenlemeler geliyor... [email protected] ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gerekçe olarak göstermesine karşın Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB), uluslararası denetim kuruluşu Deloitte&Touche’a hazırlattığı 253 sayfalık raporda, İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi olması için Merkez Bankası’nın buraya taşın masına ilişkin tek bir satır dahi yer almadı. Raporda Merkez Bankası’nın adı, ilgisiz konularda sadece dört defa geçti. TBB’nin Ekim 2007 itibarıyla yayımladığı “İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi Olma Potansiyelinin Değerlendirilmesi” başlıklı raporda İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi olabilmesi için ilk 5 yılda 2 milyar dolarlık bir ma liyet yapılması gerektiği belirtilerek “Kazanımların büyüklüğünün ise yıllık 20 milyar ABD doları düzeyinde olacağı öngörülmektedir” denildi. İlk defa gündeme geldi Bu arada, Merkez Bankası’nın eski Banka Meclisi üyelerinden Prof. Dr. Bilsay Kuruç, bankanın eski başkanlarından Gazi Erçel’in “Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması bizim dönemimizde de gündeme gelmişti” sözleriyle ilgili olarak, “Sayın Erçel, birlikte çalıştığımız bu döneme ilişkin konuyu yanlış hatırlıyor. O dönemde Banka’nın İstanbul’a taşınması değil, İstanbul Şubesi’nin inşa edilmesine ilişkin bir kurul kararı alınmıştı” açıklamasını yaptı. YA S A D E Ğ İ Ş İ K L İ Ğ İ Ş A RT Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Merkez Bankası ve kamu bankalarının İstanbul’a taşınması konusunda, Meclis’ten onay almayan herhangi bir icraatın gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söyledi. Merkez Bankası Kanunu’nda, bankanın Ankara’da bulunacağının yazılı olduğunu ifade eden Şahin, bunun değişmesinin yasa ile olanaklı olabileceğini söyledi. Şahin, “Başbakan Erdoğan’ın böyle bir hedefi ortaya koyduğunu, ancak bunun TBMM’nin yapacağı değişiklikle gerçekleşebileceğini’’ söyledi. MEDYADA YABANCI PAYI Ertürk’ün haberi yokmuş İSTANBUL (ANKA) TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, atvSabah’ın Rekabet Kurumu’nun onayından geçmesinin ardından, alıcı Çalık Grubu’na devir işleminin gerçekleştirilmesi için şimdi de RTÜK’ün onayını beklediklerini söyledi. Ertürk, medyada yüzde 25 ile sınırlanan yabancı payının yüzde 50’ye çıkarılmasına yönelik yasa çalışmalarının sürmesi nedeniyle satış için bu yasanın çıkmasını neden beklemedikleri yolundaki eleştirilere de yanıt verdi. Ertürk, şöyle konuştu: “Henüz ortada bir yasa yok. Kimse bize böyle bir yasa tasarısı hazırlığı olduğunu da söylemedi. Biz de onu gazetelerden, kulis haberlerinden öğrendik. Ama bunlar bizim için beklemeyi gerektirecek ya da beklememizi haklı çıkaracak bilgiler değil. Çünkü, bu takdirde de yarın bir değer kaybı olsa ya da uluslararası piyasada, iç piyasada bir dalgalanma, genel bir kriz olsa biz bunun hesabını veremeyiz. Satış için daha fazla beklemek ciddi bir risk teşkil ederdi.” ABD’de enflasyon son 17 yılın en yüksek seviyesine çıkarken para girişi beklentileri katladı Sermaye evine dönüyor ? Durgunluktan kaçmaya çalışan ABD ekonomisi, son 17 yılın en yüksek enflasyonuyla karşılaşırken yabancı para çıkışlarının etkisiyle dolar 1.14 YTL ’den 1.17 YTL ’ye yükseldi. NECDET ÇALIŞKAN EN ÇOK KAYIP İMKB’DE İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), 2008’de dünyada en fazla kaybettiren 4’üncü borsa oldu. Oslo Borsası yüzde 15.51’lik düşüş değeriyle dünyanın en çok kaybettiren borsası olurken Oslo Borsası’nı yüzde 14.17 düşüşle Viyana Borsası, yüzde 13.76 düşüşle Prag Borsası, yüzde 13.01 ile İMKB izledi. Değişim bazında ise 6 bin 444 puanlık kayıpla İMKB ilk sırada yer aldı. 55.538 31 Aralık 2007 ABD’de açıklanan verilerin adım adım durgunluğa gidildiğini göstermesi, dünya piyasalarını da karıştırdı. ABD’de perakende satışların düşmesi, enflasyonun 17 yılın zirvesine tırmanması ve Citigroup öncülüğünde gelen kötü bilançolar, dünya borsalarını sarstı. İMKB 50 binin altına gerilerken dolar ve faiz yükseldi. ABD borsalarının önceki gün yüzde 2’yi aşan değer kayıplarının ardından dün düşüşler Asya borsalarında yüzde 2’yi, Avrupa’da yüzde 1’i aştı. Dış piyasalarda bozulan hava, İMKB Ulusal 100 Endeksi’ne 1283 puan birden kaybettirdi. Endeks 49 bin 94 puana gerilerken hisse senetleri ortalama yüzde 2.5 değer kaybetti. Doların 1 YTL yolculuğuna da riskli yatırımlardan kaçınan yabancıların işlemleriyle mola verildi. Serbest piyasada güne 1.14 seviyelerinden başlayan dolar, 1.17 YTL’nin de üzerine çıktı. ABD’de tüketici fiyatları geçen yıl yaşanan yüksek enerji maliyeti ve gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle son 17 yılın en hızlı yükselişini yaşadı. ABD’de tüketici fiyatları geçen yıl yüzde 4.1 oranında artışla 1990 yılındaki yüzde 6.1 oranındaki artışın ardından en hızlı yükselişine sahne oldu. Bununla birlikte ABD Hazine Bakanlığı, ABD’ye uzun vadeli sermaye girişinin, beklentilerin yüzde 50 üzerinde artarak kasımda 90.9 milyar dolar, toplam sermaye girişinin ise 149.9 milyar dolar olduğunu açıkladı. 49.094 16 Ocak 2008 Onduline çatıda elektrik üretimi için düğmeye bastı temle her konut kendi elektriğini üretecek, fazlasını saOnduline Group’un Türkitacak. AB ülkelerinde gideye iştiraki Onduline Avrasya, rek yaygınlaşan bir sistem yeni projelerle inşaat sektöbu. Fakat maliyetleri yükründe önemli atılımlar yapsek olduğu için henüz Türmayı planlıyor. Türkiye’deki kiye’de uygulanmıyor. Mapazar payının yüzde 20’sini liyetler düştüğü zaman bu elinde bulunduran Onduline uygulamayı hayata geçireAvrasya’nın Genel Müdürü ceğiz” dedi. Burhan Karahan, bu yıl piGeçen yıl piyasaya sürdükyasaya sürecekleri yeni ürünleri ondugreen (bahçe çatı) lerle sektörü hareketlendiresisteminin yaygınlaşması duceklerini ifade etti. rumunda küresel ısınmanın 2008 yılı itibarıyla çatılarda ve metropollerin en büyük soBurhan Karahan sıcak su üretimini sağlayacak runu olan sera gazı etkisinin bir proje üzerinde çalıştıklarıhafifletilebileceğinin altını nı anlatan Karahan, “Üniversitelerle çizen Karahan, “Kentlerde zaten yeortak bir proje yürütüyoruz. Çatıla şillendirecek alan neredeyse kalmara yerleştirilen bir sistemle sıcak su dı. Kentlilerin nefes almaya ihtiyacı üretilecek. Böylece tek tek haneler var. Ondugreen çatı sistemi ile çatıkendi sıcak sularını üretip kullana ları yeşillendiriyoruz. Bu sayede bilecekler” diye konuştu. Çatılarda hem küresel ısınmanın etkilerini elektrik üretilmesi için de proje yürüt azaltmayı hem de kenti yeşillendirtüklerini ifade eden Karahan, “Bu sis meyi hedefliyoruz” dedi. SELİN GÖRGÜNER En verimli tesis Efes’in Efes Lüleburgaz Bira Fabrikası; Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından her yıl düzenlenen “Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışması” kapsamında “2007 Yılı Türkiye’nin En Verimli Endüstriyel Tesisi” ödülünü kazandı. Yarışmaya, Türkiye’nin önde gelen 22 sanayi kuruluşu katıldı. 10 milyon kişi kayıt dışı çalışıyor Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan derlemelere göre, ekim ayında istihdamdaki toplam nüfus 22 milyon 750 bin kişi olurken bunun 10 milyon 662 bininin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kaydı bulunmayanlar oluşturdu. Ücretli olarak çalışan toplam 11 milyon 683 bin kişiden yüzde 21.4 oranındaki 2 milyon 498 bininin kayıt dışı çalıştığı belirtildi. Kapasite kullanımı geriledi İmalat sanayiinde, aralık ayında özellikle iç talep daralmasının artan etkisiyle kapasite kullanımı geriledi. Kapasite kullanım oranı önceki yılın aynı ayına göre 0.5 puan düşerek yüzde 81.2 düzeyinde oluştu. Analiz sonuçlarına göre, 2006 yılının Aralık ayında yüzde 81.7 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, 2007 yılının Aralık ayında yüzde 81.2 düzeyinde gerçekleşti. Kredi kartı cep telefonunda Garanti Bankası ve Turkcell’in birlikte yürüttüğü proje sayesinde kredi kartları Mobil Cüzdan ile cep telefonlarına girecek. 6 ay sürmesi planlanan pilot proje boyunca, Garanti Bankası’nın Bonus Trink kredi kartlarıyla yapılabilen tüm işlemler, Turkcell hatlı, MasterCard PayPass™ teknolojisine sahip cep telefonları aracılığıyla gerçekleştirilebilecek. Ödeme süresini yarım saniyenin altına indiren uygulama kapsamında, Bonus Trink’te olduğu gibi, işlem başına 35 YTL ’lik limit verilecek. Yeni kablosuz iletişim teknolojisi NFC* kullanılarak hayata geçirilecek projenin ödeme sistemi altyapısını MasterCard sağlayacak. Gıdacılar yeni tasarıyı beğenmedi Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Buzbaş, yeni hazırlanan gıda kanunu tasarısının gıdadan çok veterinerlik maddelelerini kapsadığını söyledi. Buzbaş tasarıda somut olarak gıda sorunlarının ele alınmadığı çoğu maddenin muallakta kaldığını anlattı. Borusan Telekom Hintli Dhanus’un Hindistanlı telekomünikasyon şirketi Dhanus Technologies, Borusan Telekom’un yüzde 100’ünü satın aldı. Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, bu satınalmayla Borusan Telekom’un küresel pazarlarda iddiasının ortaya çıkacağını vurguladı. Önümüzdeki dönemde serbestleşme sürecinin hızlanmasıyla bilişim sektöründeki fırsatların artacağına işaret eden Uğur, “Bu fırsatları küresel ilişkiler ağına sahip Dhanus’un daha iyi bir şekilde değerlendirebileceğine inanıyorum” dedi. New Life hedef büyüttü Bir yıl önce sektöre giren ve hayat sigortacılığına odaklanan New Life Yaşam Sigorta geçen yıl 3.2 milyon YTL olan prim üretimlerini 2008’de 12 milyon YTL’ye çıkarmayı hedefliyor. New Life Yaşam Sigorta Genel Müdürü Tansel Birol, “Şu anda bireysel emeklilik sisteminde (BES), hayat sigortacılığıyla karşılaştırıldığında 2 kat vergi avantajı bulunuyor, bunun eşitlenmesi şart” diyerek hayat sigortacılığıyla BES’in birbirinin ikamesi olmadığını belirtti. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle