23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EYLÜL 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK T Ü B İ TA K ’ TA A N L A Ş M A Türkİş’e bağlı TezKoopİş Sendikasının, yaklaşık 3 bin çalışan adına Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve bağlı işyerlerinde yürüttüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varılması dolayısıyla grev kararı kalktı. “Kapsam” ve “giyim yardımı” maddelerine yönelik talepler nedeniyle tıkanan görüşmelerde uzlaşmaya varıldı. Toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, ücretler ve ücrete bağlı maddelerle ilgili düzenlemeler, Türkİş ile hükümet arasında imzalanan çerçeve protokol doğrultusunda yapılacak. İşçi ücretlerinde, bu yıl için 140 YTL’den az olmamak üzere yüzde 10 artışa gidilirken, ikinci yılın birinci ve ikinci 6 ayları için ücretler yüzde 3’erlik oranlarda yükseltilecek. Sendikanın 20 Temmuz’da Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı’nda, 10 Ağustos’ta TASİŞ’te, 10 Ağustos’ta Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilen SSK’de aldığı grev kararları ise geçerliliğini koruyor. 7 MÜCADELEYE DESTEK ÇAĞRISI Emekli Sen 20 Eylül’de görüşülecek olan kapatma davasına kadar bir dizi eylem gerçekleştirmeye hazırlanıyor. 2 Eylül’de Ankara’da toplanan EmekliSen Başkanlar Kurulu’nda alınan karara göre, hazırladıkları dosyaları 3 Eylül’de TBMM önünde milletvekillerine veren EmekliSen üyeleri, 7 Eylül’de İstanbul Avrupa yakası şubeleri ile birlikte DİSK Genel Merkezi’nde bir basın açıklaması yaparak kamuoyunu bilgilendirecek. 8 Eylül’de de Asya yakası şubeleri ile ortak bir basın açıklaması gerçekleşecek.19 Eylül’de de tüm EmekliSen şubeleri Ankara’ya hareket edip Ankara Adliyesi’nin önünde buluşacak. EmekliSen Beyoğlu Şube Başkanı Mustafa Demir, her duyarlı emekçinin seslerine kulak vermesi ve kapatılma davasına karşı yanlarında olması çağrısında bulundu. ‘TERSANELERDE ÖLMEK D E Ğ İ L , YA Ş A M A K T E S A D Ü F ’ DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, liman, tersane, gemi yapım onarım işkolunda çalışanların sadece yüzde 10’unun sendikalı olduğunu ve 2005’ten beri 13, 2000’den beri 31 işçinin iş kazalarında öldüğünü belirterek işçiler insanca çalışma koşullarına kavuşana ve iş cinayetlerinin sorumluları yargılanana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. İstanbul Tuzla’daki tersanelerin maliyetlerin düşük olması sayesinde Türkiye’nin dünyanın en çok gemi siparişi alan 5. ülkesi olduğunu belirten Çam, işverenlerin düşük maliyetten işçilere düşük ücret vermeyi, kötü koşullarda çalıştırmayı, iş güvenliğini sıfıra düşürmeyi, sigorta primlerini ve kıdem tazminatını ödememeyi anladığını ifade ederek işverenleri ve devlet yetkililerini sorumlu davranmaya çağırdı. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Ahlat’ın Bastonları... Vangölü Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğini yaptığı Yerel Medya Meslek İçi Eğitim Semineri için Ahlat’a vardığımızda, Tatvan’a kadar gemi gezisi yapacağımızı öğrendik. Yeniden yapılmakta olan iskeleye vardığımızda bir eski göz aşinası karşımıza çıkıverdi. 1985 yılında Haliç Tersanesi’nde yapılıp ÜsküdarEyüp arasında çalışan “Defterdar” vapuru bizi bekliyordu. İki yıl kadar önce Tatvan Belediyesi’nin aldığı vapur, parçalara ayrılıp Tatvan’da monte edilmiş ve Van Gölü’nde sefere konulmuştu. Tatvan Belediyesi, turist çekmek için Türkiye’nin uzunlukta önde gelen kayak pistini gerçekleştirmiş, telesiyejini de tamamlamıştı. Ulaşımı kolaylaştırmak için havaalanı yapılması kararlaştırılmış ve yeri de istimlak edilmişti. Buradan Binalı Yıldırım’a iletmiş olayım. İlgilenmesini bekliyorlar. ??? Ahlat, pazartesi günü de yazdığım gibi yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın da önemli yerleşim yerlerinden biri. Bu nedenle de “müze şehir” olarak tanımlanıyor. Hangi yöne giderseniz, bir kümbetin yanından geçiyorsunuz. Selçuklu döneminden kalmış, hem yapı hem de süslemeleri ile ilgi çekiyorlar. Ahlat, Türklerin Anadolu’ya topluca yerleşmeye başlamalarını sağlayan 1071 Malazgirt Zaferi’nin askeri üssü olarak da biliniyor. Büyük bölümüne savaşta şehit düşenlerin gömüldüğü 210 dönümlük mezarlığı ile de ünlü. Ancak 100 bin dolayındaki mezarlıktaki başucu taşlarından büyük bölümü, Rus işgaline uğradığı 1915 dolaylarında sökülüp yol yapımında kullanılmış. Geriye 7 bin dolayında başucu taşı, yani şahide kalmış. Taşların yüksekliği, ölenin sosyal ve ekonomik durumunu da simgelediğinden 3 metreden yüksek olanları var. Üzerlerindeki işlemeler ise taş ustalığının şapka çıkarılacak örneklerini oluşturuyor. Kuran’dan ayetlerle, Orta Asya’dan kalmış Şaman geleneğini yansıtan dünya ve ejder figürleri de yan yana işlenmiş durumda. 1320’lerden kalma, yaklaşık 700 yıllık görülmeye değer bir alan. ??? Milattan önce 2100’de yaşamış olan Babil Kralı Nemrut’un adını taşıyan krater gölü de bir başka güzellik. Dönüş yolunda gölü gezip, Tatvan’a doğru ilerlerken sırtlarına çantalarını vurmuş genç turistlerin, göle gitmek için yürümekte olduklarını görmek “darısı bizim gençlerin başına” demeyi zorunlu kılıyor. ??? Ahlat’ın da Mardin gibi kendine özgü bir taşı var. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma camiler, kümbetler, köprüler, kaleler hep bu taşlarla yapılmış. Yeni yapılan evlerle kamu binalarının bir bölümünde de aynı taşın kullanıldığı görülüyor. Belediye, Van’a gelen turistleri Ahlat’a da uğratabilmek için denizotobüsü işletmeyi düşünüyor. Bu nedenle de yeni bir liman yapılıyor. Böylece, 200 kilometre dolayındaki karayolunda geçen zaman kısaltılmış olacak. Yıllar önce Bitlis Özel İdaresi ile Ahlat Belediyesi tarafından ortaklaşa yapılmış olan Büyük Selçuklu Oteli’nin yenilenmekte oluşu da Ahlat yöneticilerince ayrı bir mutluluk sayılıyor. ??? Gelelim bunca özelliklerine karşın başlıkta niye bastonları yazdığıma. 1958 yılında Halfetili emirerim bana 20 liraya hezaren bir baston yaptırmıştı. Bu yılın mayıs ayında Urfa’ya gitmişken Halfeti’yi de gezme olanağını bulduk. Doğal olarak aklıma ilk gelen de Halfeti’nin hezaren bastonları oldu. Aldığım yanıta ne diyeceğimi bilemedim. Çünkü Birecik Barajı’nın suları altında kaldığı için artık hezarenden baston yapılmıyordu. Üzücü bir durum. Hezaren baston sahibi birkaç kişiden biri olduğuma bu yüzden sevinemedim. Bu nedenle Ahlatlıların bastonlarına sahip çıkmayı sürdürmelerini öneriyorum. ??? Ahlat’la Tatvan’ı bir yazıya sığdırmak mümkün değil. Bu nedenle, olanağı bulunanlara internetten www.ahlat.bel.tr ve www.tatvan.bel.tr adreslerinden geniş bilgi alabileceklerini anımsatmak istiyorum. Tekstilde grev öncesi zirve İşverenin mesai ve denkleştirme talepleriyle çıkmaza giren görüşmeler, yeniden ele alınacak 12 bin tekstil işçisinin günlerdir beklediği haber nihayet geldi. Grev ve uygulama kararını günler öncesinden açıklayan işçi sendikası ile işverenin bir araya geleceği toplantıya, Türkİş Başkanı Salih Kılıç’ın da katılacağı konuşuluyordu. Nihayet taraflar bugün saat 11.00’de işveren sendikasında toplanıyor. Türkiye Tekstil Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası (TEKSİF) ile işveren sendikası TÜTSİS, grev aşamasına gelen toplusözleşme sürecinde anlaşma umuduyla son kez bir araya gelen taraflar uzlaşma sağlanamayan maddeleri yeniden ele alacak. Tekstil sektöründe grev olup olmayacağı bu toplantının sonucuna göre kesinlik kazanacak. Taraflar ikinci kez masaya oturma kararı alırken uzlaşma sağlanamayan maddeler yeniden masaya yatırılacak. TEKSİF Başkanı Nazmi Irgat, işvere korurlarsa anlaşmalarının mümkün olmayacağını vurguluyor. Sıfır zam önerilmişti Daha önce taraflar teklifleri yeniden değerlendirmek için bir araya gelmişti. İşçi ve işveren sendikalarının tekliflerinde geri adım atmaması nedeniyle görüşmeler tıkanmıştı. TÜTSİS, ilk altı ay sıfır, ikinci altı ay için yüzde 3 zam ve yeni işe girecekler için ise sıfır ikramiye tek nin yeni teklifle gelmediği, var olan hakların geri alınması, ikramiyelerin kaldırılması gibi tekliflerini aynen lif etmişti. 10 Eylül’de grev yapacak olan firmalar: Söktaş, Narin Tekstil, Yünsa, Levis, Saray Halı, Kasar ve Dual, Pisa Tekstil, Altınyıldız, Bahariye, Kordsa ve Vakko. 24 Eylül’de greve başlayacak olan firmalar: İşbir Sentetik, Orta Anadolu Mensucat, Öztek Tekstil, Topkapı İplik Sanayi, Tekstüre Çorap Sanayi, Akın Tekstil, Edip İplik, Her Tekstil, Modital Sanayi. Ağır işçilikte eşitlik sağlandı B A S K G E N E L B A Ş K A N I A K AY: A ğır, riskli ve sağlığa zararlı işlerde çalışan işçilerin yıpranma nedeniyle erken emeklilik hakkı, sigortalılık süresine her yıl 90 gün eklenmesi anlamına gelen itibari hizmetin uygulama alanı genişletildi. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın tebliğine göre tüm fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışan sigortalıların çelik, demir ve tunç döküm, zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit, boya işleri ve gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren, patlayıcı maddeler yapılmasında ve kaynak işlerinde geçen hizmetler, itibari hizmet kapsamında değerlendirilecek. Karar 27 Mart 2007 tarihinden itibaren geçerli kabul edilecek. Kuzu kuzu imzalayacaklar B ASK Genel Başkanı Resul Akay, Uzlaştırma Kurulu’na başvuran sendikaların tutumunu eleştirdi. Yetkili sendikalarca açıklanan revize edilmiş rakamlar ile hükümetin öngördüğü rakamlar karşılaştırıldığında ihtilaf konusu hususlarının inandırıcı olmadı Akay ğını belirten Akay “Bu çabalar dostlar alışverişte görsün kabili beyhude çabalardır” dedi. 5 YTL ’lik sendika aidatının, 2007 toplu görüşmelerinde de çilingir rolü oynadığını kaydeden Akay, Uzlaştırma Kurulu’nun hiçbir yaptırımının bulunmadığının altını çizdi. Akay, “Yetkili sendikalar önümüzdeki 10 gün içerisinde mutabakat metnini kuzu kuzu imzalayacaklardır. Çünkü bunlar sendikacılığın doğası ile bağdaşmayan bir strateji izlemektedirler” diye konuştu. Yıllardır devlet memurları için yapılan uslu çocuk nitelemelerinin yetkili sendikalara tıpatıp uyduğunu dile getiren Akay, en yüce değer olan emeğin, uslu ve tembihli sendikacıların elinde ziyan olup gittiğini söyledi. Kamu işçilerine yapılan bu artışı dahi masada almayı beceremeyen sendika başkanlarının pişkinliklerinin memurlar arasında tepkiye neden olduğunun altını çizen Akay, “Sendika aidatını yüzde 100 arttıran, diğer mali ve sosyal hakların komik oranda artmasına göz yuman sendikacılık anlayışının Türkçedeki karşılığı sarı sendikacılıktır” dedi. Zam alamayan memurlar sıkıntılarını çeşitli protestolarla dile getiriyorlar. GÖRÜŞ / ENGİN ÜNSAL Basınİş’in genel kurul sonuç bildirgesinde koşulların kötüye gittiğine dikkat çekildi AKP, Sendikalar ve Grevler Küreselleşme tüm dünyada çalışanları örgütsüzleştirmek yolunda önemli çabalar sergilemektedir. Bugün varılan noktada çalışanlar tüm demokratik ülkelerde çok önemli üye ve güç kaybına uğramışlardır. Ülkemizde 60’lı yıllarda 2.53 milyon üyesi bulunan sendikalar bugün iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan 13 milyon işçinin ancak 700800 binini örgütleyebilmişlerdir. Ne AKP ve ne de çokuluslu şirketler güçlü sendikalar istemektedir. Güçlü sendikalar, siyasetin ve çokulusluların önüne çok ciddi engeller çıkarabilirler. Bu nedenle siyasi iktidar, işçi hareketini denetimi altında tutmak, kendisine bağımlı bir sendikacılık yaratmak için mutlaka çaba gösterecektir. Bu bağlamda AKP sistemli bir biçimde ülke düzenini kendi inançları doğrultusunda değiştirme ve kadrolaşma çabalarına 2002’den sonra başlamış ve bundan sonra da bu değiştirme sürecini daha açık ve etkili gerçekleştirmeyi sürdürecektir. Dindar bir cumhurbaşkanı ile devletin, bürokratik yapısının ve toplumun İslamlaşmasının ivme kazanacağından kimsenin kuşkusu olmasın. AKP’li kadrolardan oluşan THY yönetimi ve AKP iktidarını açıkça desteklemiş olan Tekstil İşverenleri Sendikası, AKP’nin 22 Temmuz başarısından güç alarak işçi sendikalarının toplusözleşme müzakerelerindeki haklı isteklerine karşı direnmiş ve Havaİş Sendikası ile TEKSİF’i grev kararı almaya zorlamıştır. Her iki sendikanın Türkİş üyesi olması ilginçtir. Eğer bu iki sendika Hakİş Konfederasyonu üyesi olsa idi işverenlerin direnme yerine anlaşma yoluna gidecekleri kuşkusuzdur. Tüm bu gelişmeler, AKP’nin kendi sendikal hareketini yaratmak istemesinden kaynaklanmaktadır. AKP’nin özgür ve bağımsız sendikacılığa karşı olan bu maksatlı tutumunun Türkİş ve DİSK tarafından iyi tespit edilmesi gerekir. Sendikalar sosyal sendikacılık modeline yönelerek ücret sendikacılığını terk etmeli ve siyasal sendikacılık modelini yaşama geçirmelidirler. DİSK, solu bölme çabalarından vazgeçmeli, KESK seçimlerde bağımsız aday desteklemenin kamu çalışanlarına hiçbir yararı olmayacağını anlamalı, Türkİş de siyasette taraf olmazsa bertaraf olacağını çok iyi bilmelidir. * Yrd.Doç.Dr. Engin Ünsal Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Emekçiler kavgaya alet ediliyor T ürkiye Basın Yayın Grafiker ve Ambalaj Sanayi İşçileri Sendikası’nın (Basınİş) 17. Olağan Genel Kurulu, 1 Eylül 2007 Cumartesi günü Ankara’da yapıldı. Genel kurulda yapılan seçimlerin sonucunda da önceki yönetimin çıkardığı liste seçimleri kazandı. Genel kurulun sonuç bildirgesinde, yaklaşık 30 yıldır hükümetler değişse de Türkiye’nin küresel kapitalizmle bütünleşmesi yönünde ardı ardına adımlar atıldığı belirtilerek “Ancak değişmeyen bir şey var. O da etnik, dini, mezhepsel kimlikleri farklı olsa da tüm emekçilerin, bu kavgaya alet edilmeleri; buna karşılık yaşanan süreçte her geçen gün yoksullaşmaları, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik haklarından her geçen gün biraz daha mahrum kalmaları, işsiz ve aç kalmaları, çocuklarını çalıştırmak ve sokaklara terk etmek, göç etmek, sosyal yaşamdan dışlanmak, varoşlara hapsolmak zorunda kalmalarıdır” denildi. BASINİŞ YÖNETİM KURULU oerinc?cumhuriyet.com.tr Yakup Akkaya (Genel Başkan) İsmail Hakkı Kütükçü (Genel Sekreter) İlhami Çelik (Genel Mali Sekreter) Menderes Çadır (Genel Eğitim Sekreteri) Reyhan Mutlu (Genel Teşkilatlanma Sekreteri) KISA... KISA...KISA... Telekom’da grev göründü Türk Telekom’da yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ara bulucu süreci de anlaşmazlıkla sonuçlandı. Sendika, eylül ayının ikinci yarısında grev kararı almaya hazırlanıyor. Haberİş Genel Başkanı Ali Akcan, yaklaşık 25 bin çalışanı ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin, arabulucu sürecinde de anlaşma sağlayamadıklarını söyledi. İşverenin uyuşmazlığa neden olan tavrını sürdürdüğünü ifade eden Akcan, işverenin birinci yıl için yüzde 4’lük zam teklifinde bulunduğunu, buna karşın 60 günlük ikramiyelerini ortadan kaldırmak istediğini belirtti. İmalat işçisi haftada 52 saat çalışıyor U luslararası Çalışma Örgütü (ILO), Türkiye’de İş Kanunu’nda 45 saat olarak düzenlenen haftalık çalışma süresinin, imalat sektöründe 52.2 saate ulaştığını açıkladı. ILO Türkiye Ofisi’nin bülteninde, 50’den fazla ülkedeki çalışma saatleriyle ilgili bilgiler içeren yeni bir araştırmaya yer verildi. Araştırmada, çalışma saatleriyle ilgili ilk uluslararası standardın getirilmesinin üzerinden yaklaşık 100 yıl geçtiği ifade edildi. Tüm dünyadaki işçilerin yüzde 22’sine karşılık gelen yaklaşık 614 milyonunun haftada 48 saatin üzerinde çalıştığı bildirilen araştırmada, bu işçilerin, “aşırı’’ çalıştığı kaydedildi. Araştırmaya göre, Türkiye de fazla çalışılan ülkeler arasında yer alıyor. İş Kanunu’nda haftalık çalışma saati 45 olarak belirlenirken, araştırmada Türkiye’de imalat sektöründe haftalık çalışma saatinin 52.2 olduğu kaydedildi. Araştırmada, “Tüm dünyada imalat sektöründe ortalama çalışma saatleri genel olarak haftada 35 ile 45 saat arasında değişmektedir. Bununla birlikte Kosta Rika, Peru, Filipinler, Tayland ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu süre, söz konusu aralığın hayli ötesindedir. Örneğin Türkiye’de 52.2 saat’’ denildi. Araştırmayı değerlendiren Kristalİş Sendikası Eğitim ve Araştırma Uzmanı Aziz Çelik, Türkiye’de sadece imalat sanayinde değil, başta özel güvenlik şirketleri ve marketler olmak üzere, hizmet sektöründe de çalışma sürelerinin yasalarla belirlenenin çok üzerinde olduğunu belirtti. Türkiye’deki haftalık yasal çalışma süresinin Avrupa ülkelerine göre yüksek olduğunu ifade eden Çelik, Avrupa’da haftalık yasal çalışma süresinin 3840 saat civarında olduğunu bildirdi. Diyarbakır’da sendikalıya iş yok Türkİş 7’nci Bölge Temsilcisi Bahri Zülküf Karakoç, Diyarbakır’da sendikalı olan emekçinin, işten atılma tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirten Karakoç, Akyıl işçileri ile Dicle Üniversitesi çalışanlarının, sendikalı oldukları için işten atıldıklarını bildirdi. Karakoç, “Bölgenin en büyük özel sektör yatırımlarından biri olan, Diyarbakır’da kurulu Akyıl, Tekstil Fabrikası’nda çalışan 210 işçi, salt sendikalı oldukları için yaklaşık 300 gündür işten atılmış durumda. Defalarca protesto gösterileri düzenleyen, birçok kez AKP Diyarbakır İl Başkanlığı’nı işgal edip sorunlarına çözüm isteyen Akyıl emekçileri, grevlerini sürdürüyor” dedi. Bursa’da işçi kıyımı AKP’li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin’in, göreve başladığı günden bu yana 215 personeli işten çıkardığı, 140 belediye çalışanını emekliliğe zorladığı ve 100 kişinin de görev yerini değiştirdiği bildirildi. Şahin aleyhine sürgünler nedeniyle şimdiye kadar 200’e yakın dava açıldığı öğrenildi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle