15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ Avrupa Birliği ülkelerine karşı mesafeli duran Sezer, Annan Planı’yla ilgili kaygılarını dile getirmekten çekinmedi 9 AB’ye ‘ayrımcılık’ uyarısı örev süresi boyunca AB ülkelerine karşı “mesafeli” bir tavır takınan Sezer, bu konuda da AKP hükümeti ile sık sık ters düştü. AKP hükümeti Kıbrıs’ta Annan planını desteklerken; Sezer, planın Türkiye’nin kaygılarını gidermediğini dile getirerek renk vermese de referandumda planın reddedilmesi gerektiğini hissettirdi. Çankaya Köşkü’nde 2 kez Kıbrıs ile ilgili olarak zirve gerçekleştirildi. Zirvede, dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a destek çıkmasına karşın AKP hükümetinin zirve ve MGK toplantılarından çıkan tavsiyelere uymaması tartışmalara neden oldu. Sezer, Kıbrıs’taki referandumdan 10 gün önce Harp Akademileri Komutanlığı’nda yaptığı açıklamada, hükümeti sert biçimde eleştiren bir konuşma yaptı: “Milli Güvenlik Kurulu, 23 Ocak 2004 gününde yaptığı toplantı G sonrasında yayımlanan bildirisinde; Kıbrıs’taki görüşme sürecinin yeniden canlandırılması yönünde girişimlere başlanmasının yararı ve gereği konusunda görüş birliğine vardığını açıklamış, Annan Planı ‘da’ referans alınarak Ada’nın gerçeklerine dayalı bir çözüme görüşmeler yoluyla hızla ulaşılması konusundaki kararlılığını yinelemiştir. Toplantıda, iki tarafın anlaşamaması sonucu doğacak boşlukların Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nce doldurulup metnin bu durumuyla iki toplumun onayına su nulması benimsenmemişken; 24 Ocak 2004’te Davos’ta Genel Sekreter’le yapılan görüşmede bu hususun Türkiye tarafından kabul edildiği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin görüşmelere davet mektubundan ve bunu doğrulayan Davos tutanağından öğrenilmiştir. Böylece, Kıbrıs konusunda taraflar geri dönüşü olmayan bir süreç içerisine girmişlerdir.” Sezer, “Verilecek kararlar ve atılacak adımlar yalnız bizi değil gelecek kuşakları da geri dönülmez bir biçimde etkileyecektir. Bu bakımdan, önümüze ko nulan metinlere kuşkucu ve eleştirel yaklaşılması doğal karşılanmalıdır” diyerek hükümetin yaklaşımını eleştirdi. Sezer, Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda her fırsatta üye ülkeleri eleştirdi ve uyarılarda bulundu: “Türk ulusu, AB yolunda ek koşullar dayatılmasını ve ülkemize karşı ayrımcılık yapılmasını kabul etmeyecektir. Bu konudaki yersiz duraksamaların ve kimi ülkelerdeki iç politika kaygılarından kaynaklanan yaklaşımların sona erdiğini görmek is tiyoruz. AB’nin kimi organlarında Türkiye’ye karşı sergilenen olumsuz duygular ve önyargılar sonucu alınan kararlardan üzüntü duymamak olanaksızdır. Ancak başlayan süreç, geri dönülmez bir aşamaya gelmiştir. Türkiye, AB’ye üye olmaya kararlıdır ve bu süreci ulusal çıkarlarını ve ulusal onurunu koruyarak tamamlayacaktır. Bu sürecin geciktirilmesi, Türkiye’den çok Avrupa’nın kaybıdır. Tüm AB üyesi ülkelere buradan çağrıda bulunuyorum; çağdaş ve evrensel değerleri esasen benimsemiş olan Türkiye, üyelik yolunda üzerine düşen sorumlulukları içtenlikle yerine getirmiştir. Avrupa’nın önüne önyargılardan oluşan bir duvar örmenin hiç kimseye yararı yoktur. Bizim önümüze konacak her yeni engel, gerçekte Avrupa’nın önünü kapayacak bir duvarın taşları olacaktır.” ABD İŞGALİNİ ELEŞTİRDİ 49 kez yurtdışına çıkan Sezer ABD’ye gitmedi, Talabani’yi kabul etmedi Irak ve Ürdün tezkeresine karşı çıktı Onurlu dış politika 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, görev süresi boyunca diğer cumhurbaşkanlarına göre daha az yurtdışı gezisine çıktı. Yılda ortalama 7 kez yurtdışına çıkan Sezer, 7 yılda yalnızca 49 kez yurtdışı gezisi yaptı. Sezer, Çankaya Köşkü’nde ise konuk cumhurbaşkanlarını 59 kez ağırladı. Sezer, özellikle AB ülkelerine mesafeli bir tavır sergilemesi nedeniyle eleştirildi. Batı Avrupa ülkelerine nadiren ziyarette bulunan Sezer, Almanya’ya sadece bir kez gitti. Sezer, Belçika, Fransa, Lüksemburg, Avusturya gibi Türkiye’nin AB sürecine mesafeli duran ülkeleri de ziyaret etmedi. Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen İngiltere’ye de gitmeyen Sezer, Yunanistan’ı da es geçti. Sezer, diğer Balkan ve Doğu Avrupa ülkelerine resmi ziyaretler yaptı. Sezer, AB toplantılarından yalnızca 2’sine katıldı. 2002 yılı haziran ayında İspanya dönem başkanlığının düzenlediği zirve toplantısına, ardından da Danimarka dönem başkanlığının aday ülkeler için düzenlediği bilgilendirme toplantılarına katılan Sezer, o tarihten sonra hiçbir AB doruğuna katılmadı. Sezer, ABD’ye sadece bir kere, BM Milenyum Zirvesi’ne katılmak için gitti. Sezer, bunun dışında Washington’a resmi ziyaret yapmadı. Buna karşın ABD Başkanı Bush, 2004’te yapılan NATO Zirvesi için geldiği Türkiye’de Sezer’i de ziyaret etmişti. Sezer ise “iadei ziyaret” yapmamayı tercih etti. Sezer, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi de kabul etmedi. Sezer, “Henüz böyle bir ziyareti yapacak güven ortamının oluştuğunu düşünmüyorum. Benim adıma davetlerde bulunulmasına da karşıyım” diyerek bu konuda net bir tavır sergiledi. Sezer’in, Rauf Denktaş ile defalarca görüşürken, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı yalnızca bir kez kabul etmesi dikkat çekti. Sezer’in en çok görüştüğü ülke liderleri ise Gürcistan, Azerbaycan ve Bulgaristan oldu. Beş kez Azerbaycan’a, dört kez Gürcistan’a ve üç kez Bulgaristan’a giden Sezer, bu ülkelerden de aynı yoğunlukta ziyaretçi ağırladı. Sezer’in protokole uygun olarak iadei ziyarette bulunduğu bazı ülkeler şunlar: “İtalya, Macaristan, Rusya, İsrail, Bosna, Portekiz, Makedonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti.” S ezer, Irak ve Lübnan’a asker gönderilmesine kesin bir dille karşı çıktı. 1 Mart tezkerelerinin görüşmeleri öncesinde “1441 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı da esasen otomatik biçimde bir askeri operasyon başlatılmasına olanak tanımamaktadır. Bizim Irak’a ilişkin politikamızsa, geçtiğimiz dönemlerde size açıklamış olduğumuz gibi, arzu etmediğimiz böyle bir askeri operasyon zaruretinin doğması halinde uluslararası yasallık ve oydaşma ilkelerinin temel olmasını gerektirmektedir” diyerek hükümeti uyaran Sezer, telefonla görüştüğü ABD Başkanı George Bush’a bu görüşünü aktardı. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden 24 Ekim 2002 tarihinde yapılan açıklama şöyle: “Cumhurbaşkanı Sezer, Körfez Savaşı’nın ekonomisi üzerinde büyük kayıplara neden olduğu Türkiye’nin yeni bir askeri müdahalenin gerek ekonomisi, gerek bölgesel barış ve istikrar açısından olumsuz sonuçlar doğurmasından kaygı duyduğunu ve bu nedenle sorunun barışçı yollardan çözümüne önem verdiğini belirtmiştir. Cumhurbaşkanı Sezer, dileğimiz olmamakla birlikte son çare olarak bir askeri müdahale zorunluluğunun ortaya çıkması durumunda da bunun uluslararası yasallık ve oydaşma temelinde gerçekleştirilmesi gereğine inandığımızı vurgulamıştır.” LUSLARARASI YASALLIK VURGUSU D Eski cumhurbaşkanları arasında en EMİREL’DEN 21 DÜNYA TURU çok gezen Süleyman Demirel oldu. Toplam 125 ülkeyi gezen Demirel, dünyanın etrafını 21 kere dolaşmış oldu. Demirel ABD’ye üç kere gitti. 19891993 yılları arasında görev yapan Turgut Özal, 4 yılda 40 kez yurtdışına çıktı. ABD’ye beş kere giderek bu ülkeye en çok giden cumhurbaşkanı oldu. Kenan Evren, görev süresi boyunca 31 kez yurtdışına çıktı. Fahri Korutürk 5, Cevdet Sunay 17, Cemal Gürsel ve İsmet İnönü bir, Celal Bayar 17 kez yurtdışına çıktılar. USezer, tezkere görüşmeleri öncesinde Türkiye’ye gelerek kulis yapan ABD Kongresi Temsilciler Meclisi üyelerine de anayasanın yabancı silahlı kuvvetlerin ülkeye kabulü konusundaki tek yetkili organ olan TBMM’nin karar alabilmesi için uluslararası yasallık koşulunun yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Tribünde kalamayız” diyerek AKP’li milletvekillerini tezkere konusunda ikna etmeye çalışırken, Irak ile ilgili ilk tezkere, TBMM’de kabul görmedi. Sezer, 1 Mart 2003 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda reddedilmesinin ardından Irak’a asker gönderilmesiyle ilgili olarak getirilen tezkelerde ise kararı hükümete bıraktı. Bu konuda Çankaya Köşkü’nde yapılan zirvede, Irak’a asker gönderme gerekçelerini sunan hükümete “Demokratik süreci işletir ve buradan karar çıkarırsanız, buna bir şey diyeceğim yok” dedi. Sezer, ABD’nin Irak’a operasyon düzenlemesini de eleştirmekten çekinmedi. Sezer, “BM Güvenlik Konseyi’nde Irak ile ilgili başlayan sürecin sona ermesi gerekirdi. O süreç sona ermeden ABD’nin tek taraflı bir davranışını doğru bulmuyorum” görüşünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Sezer, Hollanda Kraliyet Ailesi’ni ağırlamıştı. BOP ve ‘Ilımlı Islam’ S ezer, Büyük Ortadoğu Projesi’ne ilişkin kuşkularını ortaya koymaktan çekinmedi, Türkiye için ‘ılımlı İslam’ modeli önerenlere şiddetle karşı çıktı. Sezer, bu konuda şöyle konuştu: “Büyük Ortadoğu tasarısı bağlamında Türkiye’nin konumunu ve oynayabileceği rol konusunda son günlerde çeşitli yorumlar yapıldığını görmekteyiz. Bu bağlamda, şu noktayı özellikle vurgulamakta yarar görüyorum. Türkiye, Büyük Ortadoğu tasarısının hedef aldığı ülkeler arasında olamaz. Bunun tersini düşünenler varsa, onlara bu anlayışlarını değiştirmelerini öneririm. Laik Türkiye’ye sözde ‘İslam Cumhuriyeti’ tanımlaması getirmek ya da ‘Ilımlı İslam’ gibi anlamsız nitelemelerle kimi modelleri bilinçaltından benimsetmeye çalışmak yersizdir ve kabul edilemez. ‘Ilımlı İslam’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin rejimi olmadığına göre önce devletimiz için yeni bir rejim öngörüldüğü anlaşılmaktadır. ‘Ilımlı İslam’ modeli, İslam dinini kabul eden diğer ülkeler için bir ilerleme sayılsa da Türkiye Cumhuriyeti yönünden büyük bir geriye gidiş, daha açık söylemiyle ‘irticai’ bir modeldir. İşin ilginç yanı, bu modelin toplumları demokratikleştirmek için öngörüldüğünün ileri sürülmesidir. İster ‘ılımlı’, ister ‘köktendinci’ olsun, din devleti ile demokrasinin yan yana getirilmesi tarihe ve bilime ters düşen bir yaklaşımdır. Türkiye, rejim seçimini Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte 81 yıl önce yapmıştır. Bu rejim, Atatürk ilke ve devrimleriyle Atatürk milliyetçiliğine bağlı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti temelinde biçimlenen aydınlanmacı ve çağdaş bir rejimdir. Türkiye Cumhuriyeti’ne ‘lımlı İslam’ modelini uygun görenler ile başkalarına bu izlenimi veren ya da vermeye çalışanlar, içeriği Anayasa Mahkemesi kararları ile belirginleşmiş, anayasadaki değiştirilmez laik devlet niteliğini görmezden gelmektedirler.” ‘Lübnan’da işimiz yok’ ezer, Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesine de karşı çıktı. Bu konuda net açıklamalar yapan Sezer, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki görev devir teslim töreni sonrasında verilen kokteylde, “Lübnan’a asker gönderilmesine kesinlikle karşıyım. Mevcut BM kararı çerçevesinde hiçbir koşulda asker gönderilmesinden yana değilim” dedi. Sezer, “İnsani yardım amaçlı olduğu söyleniyor, çatışmaya girmeyeceği söyleniyor” sorusu üzerine, “Olur mu öyle şey, o kararla insani yardım olamaz. Oraya asker göndererek insani yardım yapılmaz. Asker insani yardımı savaş ortamında yapar. Madem barış var, barış ortamında da asker güvenlik sağlar, insani yardımı sivil güçler yapar” diye konuştu. AKP hükümetinin Türkiye’nin ulusal çıkarları için Lübnan’a asker göndermesi gerektiği tezine de Sezer, şu sözlerle karşı çıktı: “Bizim orada ulusal çıkarımız yok. Bizim ulusal çıkarımız kendi iç güvenliğimizin sağlanmasıdır. Orada başkalarının çıkarları var, başkalarının çıkarlarını korumak, onların güvenliğini sağlamak bizim işimiz değil. Bu görüşlerimi Milli Güvenlik Kurulu’nda hükümete ilettim.” Sezer, bu konuda Avrupa ülkelerini eleştirmekten de geri durmadı: “Madem orada barış var, bizden büyük ülkeler neden gitmiyorlar? Biz orada karar çıkmadan talip olan taraf olduk. Bizim sırtımızı sıvazlayacaklar, aslansınız diyecekler, belirsiz bir ortama itecekler.” S ‘B Sezer, Büyük Ortadoğu tasarısının kapsadığı coğrafOP’UN NİTELİĞİ BELİRSİZ’ yanın kesinleşmediğini, niteliğinin belirginleşmediğini belirterek “AB’nin tasarının öngördüğü dönüşümü desteklediği anlaşılmakta. Ancak geçen aylarda yapılan tartışmalar, AB’nin yöntemsel olarak ABD’den farklı düşündüğünü ortaya çıkardı. İki yaklaşımı birleştiren nokta, ABD ve AB gibi bölge dışı güçlerin, bu coğrafyaya deyim yerindeyse ‘çekidüzen vermek’ hak ve yetkisini kendilerinde görmüş olmalarıdır” diyerek projeyi eleştirdi. Sezer, yanlış yöntemler yüzünden bölgede önemli bir rahatsızlık yaratması durumunda Türkiye’yi etkileyebilecek yeni risklerle karşı karşıya kalınabileceği uyarısında da bulundu. YARIN: DOKUNULMAZLIKLAR KALDIRILMALI CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle