15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2007 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Rusya, Kosova ve ABD’nin füze kalkanı projesi konusunda geri adım atmıyor Çankaya’da Kadının Adı Yok! kurmay Başkanı “Sayın CumhurbaşGenelkurmay Başkanı Orgeneral Yakanı” mı yoksa “Cumhurbaşkanım” mı şar Büyükanıt bunu hep yapıyor! Eşi demiş! Selamı “cepheden” mi yoksa Filiz Hanım’la dans etmesi “21. yüz“yandan çarklı” mı vermiş? Büyükanıt, yılda” ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin 84. devlet protokolündeki bazılarını “kapıyılında” olay oluyor. Anımsarsınız, geya kadar” uğurlamamış, ama bazılarıçen yıl Gülhane Askeri Tıp Akademinı selam çakıp, topuklarını şaklatarak si’nden birincilikle mezun olan Doktor uğurlamış. Teğmen Ayça Alan ile dans ettiğinde SSCB döneminde Kremlin’de olup de büyük olay olmuştu. bitenleri bazı işaretlerden çözme işine Meslektaşımız Nuray Başaran, Baş“Kremlinoloji” diye bir ad takılmıştı. bakan Recep Tayyip Erdoğan ile dans Parti genel sekreteri sağ kaşını mı yoketmek istedi, reddedildi. TC’nin kossa sol kaşını mı kaldırdı? Her iki olay koca Başbakanı dans etmesini bilmifarklı algılanılırdı. Rus devriminin yıldöyordu. nümü törenlerinde, genel sekretere kim Türk kadınına özgürlüğünü veren yakın kim uzak, ona göMustafa Kemal Atare yönetimde etkinlik türk’ün dans ederken çeyorumu yapılırdı. Şimkilmiş iki fotoğrafı var elidi aynı durum bizde gemizde. Birincisi 1929’da çerli. “Genelkurmay manevi kızı Nebile ile düBaşkanı dans etti” başğününde, ötekisi 1934’te ka, “Başbakan etmeAfet İnan ile İzmir Vapudi” başka anlamı var! ru’nda... Sırası gelmişKimse kadının ikinci sıken, Ata’nın dans ve baş nıf yaratık, kapatma olörtüsüne yaklaşımı hakmasını irdelemiyor, bukında kitaplara geçmiş na karşılık bizdeki bir anıya yer verelim: “Kremlinoglar”, özür di1928’de İstanbul Kalalerim karnından konumış’ta bir baloya katılşan “vantriloglar” devmıştı. Dans edenler aralet kademelerindeki sında İhsan Bey adlı bir kaşgözlerin yorumudoktorun kızına şöyle kona öncelik veriyorlar. nuşmuştu: “HanımefenNebile ile dans. 2. Recep Tayyip Erdi! Baş örtünüzü çıkardıdoğan Hükümeti’nin ğınızda daha güzel olaprogramı TBMM’de cağınızı sanıyorum. Bir okundu. Cumhuriyet deneyin isterseniz!” Kızbaşlığa çıkardı. Öteki cağız gülerek baş örtüsügazetelerin birinci saynü çıkartıp dansa dönfalarında hükümet progmüştü. O gece, Atatürk, ramı haber değildi. Büpek çok bayana aynı öneyülteç ile görülen progriyi yapmış, ilk kız dahil, ram haberi en çok Rapek çok hanımla dans etdikal’de, o da topu tomişti. Hatta, meslektapu 158.5 santimetrekaşım Başaran gibi Atatürk relik yer tutmuştu. Vaile dans etmek isteyen tan’da 109, Hürriyet’te bir Çek kızının dansa da81, Akşam’da 70, Milvetini de kabul etmişti. liyet’te 37.5 ve Sabah’ta Şimdi öğreniyoruz ki sıfır santimetrekare ayCumhurbaşkanı AbdulAfet İnan ile dans. rılmıştı. Anlaşılan basın, lah Gül, Çankaya’da yaprogramı “eski hamam eski tas” diye rınki kabul töreninin davetini eşsiz yayorumlamıştı. pacakmış. Eşi Hayrünnisa Hanım Artık bir Amerikalı torunumuz var. köşkte, ama sanki kapatma... HayrünBaşbakan’ın küçük oğlu (eski dostluk nisa Hanım 15 yaşından bu yana aynı günlerinde adını Erbakan’dan alan) konumda değil mi? Bayan Gül başını Necmettin Bilal ile eşi Reyyan Hakapatıyor diye, başı açık evli Türk kanım’ın ABD’de Ömer Tayyip adlı bir erdınları Çankaya’ya davet edilmeyerek kek çocukları oldu. Nine Emine, ABD’ye cezalandırılıyorlar. Cumhurbaşkanlığı uçtu, dede, torununu sanal ortamda resmi internet sitesinde “kadın eş” ağsevdi. Nice sağlıklı, mutlu, uzun ömürza alınmıyor. Çünkü Çankaya Köşlü torunlar dileriz. ABD yasalarına gökü’nde kadının adı yok. Bakalım bir yabancı devlet başkanı eşi ile geldiğinde re Ömer, orada doğduğu için Amerika vatandaşlığını da elde etti. Artık “Ne ne olacak? mutlu Türküm” diyecek bir Amerikalı Basında bir tartışmadır gidiyor. Yine torunumuz var... Orgeneral Büyükanıt bağlantılı! Genel ‘Pazarlık yapmayız’ DENİZ BERKTAY KİEV Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İngiltere başta olmak üzere Batı’yı topa tuttu. Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde dün ülkenin dış politikası üzerine konuşma yapan Lavrov, 17 Kasım’da seçimlerin yapılacağı Kosova konusunda Sırbistan’a kesin destek verdi. Lavrov, ülkesinin uluslararası arenada izlediği “denge rolü’’ politikasını sürdüreceğini söyledi. Hiçbir zaman bir diğerine karşı kurulan “kutsal ittifakların’’ parçası olmayacaklarını belirten Lavrov, 19’uncu yüzyılda Rusya ile Fransa ve İngiltere’nin destek verdiği Osmanlı İmparatorluğu arasında yaşanan Kırım Savaşı sonrasında ve ? Avrupa’nın Rusya karşıtı politikalarının Avrupa’nın kendisine zarar verdiği imasında bulunan Dışişleri Bakanı Lavrov, “Hiçbir zaman bir diğerine karşı kurulan kutsal ittifakların parçası olmayacağız” dedi. iki Dünya Savaşı arası dönemde batılı devletlerin Rusya karşıtı yürüttükleri politikanın Avrupa’nın kendi istikrarına zarar verdiğini belirtti. Lavrov’un “Kosova ve füze savunma sistemleri bizim pazarlık yapmayacağımız iki konudur” şeklindeki sözleri ise, Rusya’nın Kosova’nın ayrılmasına karşı mücadelede Sırbistan’a verdiği desteği ve ABD’nin Polonya ile Çek Cumhuriyeti’ne yerleştirilecek füze savunma sitemleri konusundaki çizgisini yumuşatabileceği yönündeki beklentileri boşa çıkarmış oldu. Kosova konusu, Rusya’nın artık AB’nin ve NATO’nun etki alanı haline gelen Balkan Yarımadası’na ve Doğu Avrupa’ya geri dönüşü ve dünyaya kendisinin 1990’ların zayıf Rusya’sı olmadığını göstermenin en etkili yolu olarak değerlendiriliyor. Lavrov, karşılıklı casus suçlamaları, eski KGB ajanı Aleksandır Litvinenko’nun faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi ve iki ülkenin birbirlerinin diplomatlarını istenmeyen kişi olarak ilan etmelerinden ötürü, ikili ilişkilerin son 2 yılda iyice bozulduğu İngiltere’yi de eleştiri yağmuruna tuttu. 2003’te İngiltere’ye kaçıp siyasi sığınma statüsü elde eden ve Kremlin’e muhalefet bayrağı açan Boris Berezovski’yle ilgili olaylara da isim vermeden değinen Lavrov “İngiltere, bazı kişilere keyfi olarak siyasi sığınmacı statüsü vererek ilişkileri bozma yolunu seçti” dedi. ‘Londra kuru gürültü yapıyor’ Lavrov, Litvinenko’nun Londra’da şüpheli bir zehirlenme olayı sonucu öldürülmesinden dolayı İngiltere’nin sorumlu tuttuğu Andrey Lugoyov’un Rusya tarafından iadesinin istenmesi konusunda ortada hiçbir somut delil olmadığını belirterek, İngiltere’yi “kuru gürültü şovu” yapmakla suçladı. K ARİKATÜR KRİZİ İhsanoğlu’ndan İsveç’e sert tepki TAHRAN (AA) İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, son olarak bir İsveç gazetesinde yayımlanan, İslam dünyasını rahatsız eden karikatürle ilgili olarak “Hiç kimse, 1.5 milyar insanın mukaddes saydığı peygamberi köpek şeklinde gösterme hakkına sahip değil. Bunu yapanlar, o hayvandan daha aşağı seviyededirler” dedi. İhsanoğlu, “Bağlantısızlar İnsan Hakları ve Kültürel Çeşitlilik” konferansı için geldiği Tahran’da, gazetecilerin bir İsveç gazetesinde yayımlanan karikatürle ilgili soruları üzerine, bu karikatürlerin yayımlanmaya başladığı 2005 yılından bu yana uluslararası düzeyde önemli faaliyetlerde ve bazı girişimlerde bulunduklarını söyledi. Dinlere karşı saygısızlık, hakaret, dini inançlara saldırı ve hor görme gibi faaliyetlerin önlenmesi için BM Genel Kurulu ve BM İnsan Hakları Konseyi’nden birkaç defa karar çıkarttıklarını belirten İhsanoğlu, “Bu uluslararası kararlara rağmen böyle hadiselerin tekrarlanması bizi çok düşündürüyor” dedi. İhsanoğlu, “Sınır tanımayan hürriyet, hürriyet değil, küstahlıktır. İsveç gazetesinin, Peygamber Efendimizi bir karikatürde bu şekilde göstermiş olma bir provokasyondur” diye konuştu. Eski başbakan tutuklandı Bangladeş’te ordu destekli hükümet, yolsuzluk yaptığı ve görevi kötüye kullandığı suçlamalarıyla eski başbakan Halide Ziya’yı tutukladı. Ziya evinin yüzlerce güvenlik gücü tarafından önceki gece sarılmasından sonra polis tarafından gözaltına alındı. Yargıcın kefaleti reddetmesi üzerine Ziya cezaevine götürüldü. Beş yıllık görev süresi ekim ayında dolan Ziya, 2003’te başbakan olduğu sırada görevini kötüye kullanarak bir firmaya ihale sağlamakla suçlanıyor. Mahkemeye çıkarılan Ziya’ya destek vermek amacıyla yüzlerce taraftarı sokaklara döküldü. Yine ülkenin eski kadın başbakanlarından Şeyh Hasina da hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları nedeniyle temmuz ayından bu yana gözaltında tutuluyor. (Fotoğraf: REUTERS) Pentagon: Keleşler PKK’de... Bu köşede önce 7 Ağustos’ta “Edelman ‘Keleş’lerin Hesabını Vermeli”, 10 Ağustos’ta da “Kayıp Silahlar Türkiye’de” başlıkları altında, ABD’nin Irak’ta dağıttığı 190 bin silahın kaybolduğunu, bunların bir bölümünün PKK’nin elinde olduğunu yazmıştık. Türkiye’de büyükelçilik de yapan Pentagon’un 3 numarası Eric Edelman soruna el koydu. New York Times gazetesi 30 Ağustos’ta “Irak’a verilen ABD silahları Türkiye’de” başlıkli haberi ile bizi Pentagon’a doğrulattı. Pentagon sözcüsü Geoff Morell “PKK bir terör örgütüdür. PKK ile iş yapmayacağımız gibi silahlandıramayız da... Bazı silahlar Türkiye’de teröristlerin eline geçmişse, bu durum bakanlığımızın siyasası değildir” dedi. Sözcü, bakanlığın hukuk danışmanı William J. Haynes 2’nin Türk yetkililer ile görüşmek üzere Ankara’ya gönderildiğini söyledi. TSK, PKK’lilerde yakalanan Rus yapısı “AK47 Kalaşnikof (Keleş)” tüfekleri ile Avusturya yapımı “Glock” tabancalarının seri numaralarını ABD’ye bildirmişti. Pentagon, verilen seri numaralarının örtüştüğünü doğruladı. Sözcü, üç yıldızlı emekli General Claude M. Kicklighter’in, kaybolan silahlar ile bazılarının PKK’nin eline geçmesini soruşturmak için Irak’a gönderildiğini açıkladı. ABD’nin Irak ordu ve polisine dağıttığı silahlar, Mesud Barzani aracılığı ile PKK’nin eline geçmekteydi. Bu noktada insanın aklına bir soru geliyor. Türkiye’nin yakınması üzerine PKK terörü ile mücadele amacıyla ABDTCIrak arasında bir özel eşgüdüm grubu oluşturulmuştu. Avusturya’nın ünlü kont başbakanı Meternih’in “Bir işi sürüncemede bırakmak istiyorsan komisyona havale et” sözü bu eşgüdümde bir kez daha kanıtlanacaktı. Sonuç alınamadığı için Türk eşgüderi emekli Orgeneral Emin Başer istifa arifesinde görevden alındı. Irak eşgüderi hiç katılmadı. ABD’li eşgüder emekli General Joseph Ralston hakkında taze bir olayı aktaralım. Gazeteciliğe 1960 sonunda Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenciyken başlamıştım. Meslekte ilk “hocam” rahmetli Ecvet Güresin’di. Ankara Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Metin Toker, Güresin ve Yönetim Kurulu üyeleri bir karar aldılar: Üniversite düzeyinde “gazetecilik okulu” açılmalıydı. SBF şemsiyesinin altında Basın Yayın Okulu’nun kurulması gerçekleşti. Colombia Üniversitesi’nin “Gazetecilik Mesleği” kitabı, ABD Büyükelçiliği’ne bağlı yardım kuruluşu AID aracılığı ile Türkçeye kazandırıldı. Pek çok genç meslektaşım gibi gazeteciliğin teorisini bu kitaptan öğrendim. Kitapta gazetecinin muhatabı için şu kural konulmuştu: “Eğer siz bir gazetecinin sorusunu yanıtlayacaksınız, ancak üç yanıt hakkınız var. Dördüncüsü ancak yalan olur. 1. Evet doğru, 2. Hayır yanlış, 3. Yorum yok. Gazeteciye ‘yorum yok’ diyerek, gelişmelere karşı kapıyı açık bırakabilirsiniz. Gazeteciyi yanıltmak kamuyu yanıltmaktır.” Geçen hafta, genç meslektaşlarımın bir kokteylde ABD Büyükelçisi Ross Wilson’a sorularından biri ABD eşgüderi Ralston’un durumuyla ilgiliydi. Konuyu çok iyi bilen Sayın Wilson,“4. yanıtı” verince dayanamadım. Wilson’un sözleşmesinin eylülde biteceğini anım Myanmar cuntası 14 yıl sonra anayasada uzlaştılar! Dış Haberler Servisi Myanmar’da muhalefete yönelik baskı ve tutuklamalarıyla dikkat çeken cunta yönetimi, 14 yıl süren görüşmelerin ardından yeni anayasa konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı. Geçici hükümetin Başbakanı Thein Sein, dün anayasa görüşmelerinin yürütüldüğü üste düzenlenen törende anlaşmanın tüm halk için “zafer” olduğunu söyledi. Anlaşmanın, demokrasiye geçişte ilk adım olacağı ve 1990’dan beri ilk kez seçimlerin düzenlenmesinin önünü açacağı öne sürüldü. İngiltere’den 4 Ocak 1948’de bağımsızlığını kazanan Myanmar’da cunta, 1990’da Aung San Suu Kyi’nin partisinin ezici çoğunlukla seçimleri kazanmasına rağmen iktidarı sivillere devretmeyi reddetmişti. 1993’te anayasanın yazılması için görevlendirilen Ulusal Konsey, uluslararası baskıları azaltmaktan başka bir işe yaramamakla eleştirilmişti. Yönetim, aralarında başta Suu Kyi olmak üzere çok sayıda muhalifi uzun süredir hapiste tutuyor. Anayasanın yazım sürecinin tamamlanmasının ardından referandumla halkoyuna sunulacağı belirtilirken, yeni anayasanın ülkede ciddi bir değişim yaratmayacağı yorumları yapılıyor. sattım. Büyükelçi “Sözleşmesini mi gördünüz” sorusuyla karşıladı. Görmediğimi söyledim, sonra kendisine bir olayı anımsattım. Geçen ay İstanbul’dan dönüyordum. Büyükelçi Wilson, konuyla ilgili bir Türk büyükelçisi ile uçağa birlikte binmişti. Her ikisi ile el sıkışmıştık. Wilson iki koltuk önde, Türk büyükelçisi de bir tesadüf yanımdaki koltuğa oturmuştu. Türk meslektaşı ile konuşurken, “Şimdi Wilson’dan öğrendim. Ralston’un sözleşmesi zaten eylülde bitiyormuş” demişti. Keşke Wilson “Gazetecilik Mesleği” kitabını okusaydı da dördüncü yola sapıp meslektaşlarımı, dolayısıyla kamuoyunu yanıltmasaydı. Bazen, mumlar yatsıya kadar yanar. Buna karşılık İran ne yapıyor, K. Irak’ta PKK uzantılarını patır kütür bombalıyor. Sayın Gül, Dışişleri Bakanı iken K. Irak’ta sabrın taştığını söylemişti. Sonuç sıfır elde var sıfırdı. Kont Meternih’in toprağı bol olsun! Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle