15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2007 SALI 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN Zorunlu müdafilik ücretlerini alamayan avukatlar vergi daireleri ve bankalarla sorun yaşıyor Sağlık Sefaleti ve İzin Dilekçesi Çanakkale’de dostlarım var. “Işık Hukuk Bürosu”nun kurucusu Av. Işık İşgüden ile tanışıklığımız ise, hukuk fakültesi yıllarına dayanıyor. O da benim gibi aynı sınıftan olan arkadaşımız Esen ile evlendi. Şimdi Çanakkale’de fırsat buldukça hasret gideriyor, dertleşiyoruz. Işık Hukuk Bürosu, “mütalaanın teşekküre tabi olduğu” bir yer. Yani aldığınız hukuki danışmanın ederi, bir “teşekkür”. Geçen gün, sporcu, şair, heccav (hiciv yapan) hukukçu dostum Işık’ın bir notu ile büronun sekreteri Müjgan Kıran’dan bir faks iletisi aldım. Aynen aşağıya yansıtıyorum: “Ali Abi, Benim annem 2005 yılında kötü hastalıktan bağırsak ameliyatı oldu. Sürekli olarak, yaşam boyu kollostromi torbası kullanmak zorundadır. Bu nedenle ameliyattan sonra hastane iki senelik rapor verdi. Bu raporu göstererek iki ayda bir hastaneye başvurarak bu torbayı yazdırıp, medikalcilere gidip alıyorum. Son başvurumda medikalci bana, ‘Emekli Sandığı’nın’ ödeme yapmadığını ve ekim ayından sonra bu torbaları veremeyeceğini bildirdi. Yani ekim ayından sonra mütevazı gelirimizin büyük bir kısmı bu torbalara harcanacak. Bunun yanı sıra annem beyin damarlarında tıkanıklığı nedeniyle ve yaşam boyu ‘Tebokan’ ilacını her gün bir tane almak zorundadır. Bununla ilgili raporu bulunmaktadır. Bu hiçbir yan etkisi bulunmayan bitkisel ilaç devlete pahalı geldiği için daha ucuz gelen bir başka hap vermeye başladılar. Bu hap bir süre kullanıldıktan sonra ödeme yapmamaya başladılar, yerine benzeri haplar veriyorlar. Bunlar da midesi hasta olan annemde kötü yan tesirler yapıyor. Durum bu Ali Abi, ufak bir araştırmanız sonucunda gerçekleri resmi olarak da tespit edebilirsiniz. Size güveniyor, saygılar sunuyorum. Müjgan Kıran.” ??? Bu mektup sağlık politikamızın sefaletini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Hani vatandaş istediği hastanede tedavi olacaktı? Ve de oluyordu? Hani vatandaş hastane kuyruklarında sefil olmayacaktı ve de olmuyordu? Tebokan ilacını annem dolayısıyla biliyorum, o da kullanıyor ve öğretim üyesi olan uzman profesör, onun yerine başka bir şey vermiyor. Ama Müjgan’ın emekli veya emekli eşi olan annesi, ya cebinden kendi parasıyla Tebokan alacak ya da yan etkileri dolayısıyla midesine olumsuz etkileri olan başka bir “ilaç” ile hastalığına hastalık katacak. Müjgan’ın annesi, ya kendisinin ve kızının kıt gelirinin bir kısmını ya kollostromi torbasına harcayacaklar, ya da?.. “Ya da”sı yok. Başka hiçbir çareleri olmadığına göre, metazori parayı verecekler. Bunlar memleketimden insan sağlığı manzaraları. Basınımıza bakarsanız, AKP’nin son seçimlerden başarıyla çıkmasının nedeni sağlık reformu. Buyrun size reform! Şimdi merakla bekliyorum. Yetkililer ve etkililer ne yanıt verecekler? Gerçekte yanıt gelmeyeceğini de biliyorum. Çünkü dönem, “paran kadar sağlıklı ol! Paran kadar yaşa vatandaş!” devridir. Bu gerçeği hep biliyorduk. Ama bu gerçeğe karşın bize sağlık reformu hapını yutturarak, hapı yutmamıza neden olan medyayı kutluyor, bu konuda gelecek herhangi bir açıklamayı da bu sütunda yayımlamaya hazır olduğumu belirtiyorum. ??? Sevgili Okurlarım, Çok yorucu, yoğun, uzun ve benim açımdan üzücü bir 2007 geçirmekteyim. Bir süre dinlenmek artık gözümde tütüyor. Gazeteci, başına buyruk değildir. Olaylar yatışmadan izne çıkamaz. Şimdi, Cumhurbaşkanı seçildi, hükümet kuruldu, bir iki güne kadar güvenoyu da alacak ve TBMM bile tatile girecek. Ben de bu durumu fırsat bilerek, iki haftalık bir tatil yapmak istiyorum. Önce İlhan Abi’den, sonra Genel Yayın Müdürümüz İbrahim Yıldız’dan izin aldım. Şimdi sıra geldi, asıl patronumuza, yani siz okurlara. Bildiğiniz gibi İlhah Abi de, ben de, titiz bir okurumuzun uyarısı üzerine artık her yıl sizden de izin almadan tatile çıkmıyoruz. Umarım bana bu tatili çok görmezsiniz. İzninizle efendim. İki hafta sonra görüşmek üzere... Avukatlar devletle davalık HİLAL KÖSE Ceza Muhakemeleri Yasası (CMK) kapsamında görev yapan avukatların ücret sorunu devam ediyor. Birçok avukat, Adalet Bakanlığı ödeme yapmadığı için vergi daireleri ve bankalarla sorun yaşıyor. Üstelik barolar hakkında, geçen yıl ağustos ayında yapılan ve bakanlıkla anlaşılarak sona erdirilen “avukat atamama” eylemi nedeniyle soruşturma açıldı. Savcıların, “yargıyı zarara uğrattıkları” iddiasıyla yürüttükleri soruşturma, bakanlığın izniyle başlatıldı. AKP hükümetinin CMK avukatlığını ekonomik olarak güçlenmiş belirli hukuk bürolarına vereceği yönündeki söylentiler ise hukukçuları tedirgin ediyor. İstanbul Barosu üyesi avukat Meral Çil, CMK hizmetini, genç avukatların yanında, topluma bir şeyler vermek isteyen yıllanmış avukatların da yaptığına dikkat çekiyor. Her avukatın, devletten ortalama 15 bin YTL alacağının olduğunu belirterek “Kestiğimiz makbuzların vergisini zama ? Devletin zorunlu müdafilik uygulaması nedeniyle ülke çapında 21 Aralık 2006’dan bu yana avukatlara ödemesi gereken para 80 milyonYTL ’yi buldu. Ödemelerin gecikmesinin kendilerini zor durumda bıraktığını belirten avukatlar, bir yandan ücretlerini almayı beklerken bir yandan da yeni düzenlemeyle CMK avukatlığının belirli hukuk büroları arasında paylaştırılacağı söylentilerinin tedirginliğini yaşıyor. nında ödeyemediğimiz için soruşturmaya maruz kalıyoruz. Kredi kartı borçları nedeniyle mahkemelik oluyoruz. Kara listelere giriyoruz. Banka rehin kaldırma yazısı vermediği için arabasını satamayan meslektaşımız bile var” diyor. Tüm bunların bir yıldırma politikası olduğunu söyleyen Çil, şöyle devam ediyor: “Amaç, zorluklar çıkarıp, avukata ‘ben bu işi yapmıyorum’ dedirtmek. Hükümetin bir hazırlık içinde olduğu söyleniyor. Belli hukuk bürolarının bu işlere bakmasını hazırlayan yasa tasarısı hazırlanmış. Umarız söylentiden ibarettir. Çünkü Türkiye’de artık işkenceden daha az söz ediliyorsa, bu fedakârca çalışan avukatlar sayesindedir. ” Ödemelerin baro bünyesinden alınmasıyla, avukatlarının belgelerinin savcılıkların yanında, vergi dairelerine kadar gittiğine işaret eden Çil, “Çocuk ya da yetişkin olsun, herkesin evrakı her yerde. Soruşturmalar açık hale geldi, gizlilik kalmadı” diyor. Hükümetin, kendi belirlediği avukatlık asgari ücret tarifesini de ihlal ettiğine, CMK hizmeti için bu tarifenin çok altında ücret saptandığına dikkat çekiyor. İstanbul şartlarında, bir duruşmaya mazeret gönderen avukatın, yargıçlarca baroya şikâyet edildiklerine de değinen Çil, tüm bu sorunların çözümü için köklü bir adalet reformuna ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Çil, Adalet Bakanlığı aleyhine maddi, manevi tazminat ve mahrum kalınan faiz geliri davası açmayı düşünüyor. CMK ile yapılan en köklü değişikliklerden biri, zorunlu müdafiliğin kapsamının genişletilmesi oldu. AB uyum yasaları olarak bilinen değişiklikler, zaman içinde fazla bulundu. Çıkarılan yönetmelikler avukatları zor durumda bırakmaktan başka işe yaramadı. Eskiden CMK ücreti, barolara, harçlar ve adli para cezalarından aktarılan miktarla karşılanıyordu. Adalet Bakanlığı’nın bütçesinden ödenmesi kararı, Türkiye genelinde 50 bin avukatın, devletten 100 milyon YTL aşkın alacağının birikmesine neden oldu. Mesleğe yeni başlayanlar için de önemli bir geçim kaynağı olan CMK işini, İstanbul’da 3 bin 900 avukat yapıyor. Tüm Türkiye’de, 19 Aralık 2006 öncesinden kalan 112 Milyon YTL borcun ödemeleri hâlâ devam ediyor. İstanbul için bu rakam 27 milyon YTL. 21 Aralık’tan bugüne dek biriken alacak ise ülke çapında 80 trilyonu buluyor. İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı avukat Mehmet Durakoğlu, avukatların geçmiş dönemlerdeki alacaklarının, yüzde 80 oranında verildiğini, gecikmiş 9 aylık bir alacağın kaldığını belirtti. Ödemelerin kasım ayından sonra normale döneceğini düşündüklerini ifade eden Durakoğlu, “Bu, bir anlamda, iktidarın avukatlara oynadığı oyun gibi. ‘Tamam ödüyoruz, makbuzları kesin’ diyorlar. 15 ay sonra ödeme yapıyorlar. Vermediği paranın katma değer vergisini de faizli olarak talep ediyor” diyor. Durakoğlu, zorunlu müdafilik kapsamındaki işlerin, belirli bürolara dağıtılacağı yönündeki duyumlara dikkat çekerek devam ediyor: “Düşük ücretler, geç ödemeler... Amaç, bezdirmek. Devlet, bu meseleye ciddi bir kaynak olarak bakıyor. Oysaki, insan hakkı ihlallerinin ve işkencenin önlenmesinde vazgeçilmez bir hizmet. Söylentiler ne derece doğru bilmiyoruz.” İHD’DEN TEPKİ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN BÖLGEDE OPERASYON SÜRÜYOR ‘Polis barışa izin vermedi’ İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD), Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) dün İHD İstanbul Şubesi’nde düzenledikleri ortak basın açıklaması ile 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kadıköy’de düzenlenen barış mitinginin polis tarafından engellenmesini kınadı. Mitingin tertip komitesi adına açıklama yapan DTP’li Mehmet Şakar, “İlk olarak, slogan ve pankartlara müdahale edildi. Polisler adeta platformu işgal etti ve kimi sloganlar bahane edilerek, sürekli ses cihazları kapatıldı” diye konuştu. Tertip komitesi üyelerinin mitingin ardından keyfi bir şekilde gözaltına alınarak 5 saat karakolda tutulduklarını anlatan Şakar, “Miting tüm yasal izinleri alınarak yapılmışken, emniyet güçlerinin bu tutumunu, hak ve özgürlüklere, barış, demokrasi ve kardeşliğe yapılmış bir saldırı olarak sayıyoruz ” diye konuştu. İHD Marmara Şube Başkanı Veysi Altay ise emniyet güçleri için suç duyurusunda bulunacaklarını ifade ederek, “Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da barışa izin verilmedi” dedi. Hatay’da asker kıyafetli PKK’liler üsteğmen yaraladı ? Belen kırsalında askeri kıyafet giyen teröristlerle jandarma ekipleri arasında çatışma çıktı. Çukurca’da teslim olan PKK’li ise ifadesinde, kamplarda açlık çektiklerini ve pek çok kişinin kaçmak istediğini söyledi. Yurt Haberleri Servisi Hatay’ın Belen ilçesinde askeri kıyafet giyen PKK’lilerle jandarma ekipleri arasında çıkan çatışmada 1 üsteğmen yaralandı. Bingöl’ün Yedisu ilçesinde de 1 PKK’li terörist ölü ele geçirildi. Kömürçukuru köyü Karnıkara mevkisi kırsalında askeri kıyafet giyen teröristlerle jandarma ekipleri arasında çatışma çıktı. Çatışmada bir üsteğmen ayağından yaralandı. Operasyon sırasında, terörist gruptan da çok sayıda yaralı olduğunun kan izlerinden saptandığı belirtildi. Siirt’in Pervari ilçesi dağlık arazi kesiminde güvenlik güçlerince 1 Eylül günü yürütülen arama tarama faaliyeti sonucunda PKK’ye ait sığınaklarda, 6 adet el yapımı mayın, bir adet zaman ayarlı düzenek, 2 adet el bombası ele geçirildi. 30 Ağustos’ta PKK’den kaçarak Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde güvenlik güçlerine teslim olan Suriye uyruklu “Çiya Zagros’’ kod adlı M.B. örgütün iç yapısıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hakkâri Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre yaklaşık 6 ay boyunca PKK’nin kamplarında silahlı eğitim gören M.B. kampta hayat şartlarının çok kötü olduğunu ve gece gündüz ağır işlerde çalıştırıldığını söyledi. M.B. “Örgütte yiyecek ve içecek çok az olduğundan bize sadece yufka ekmeği ve peynir veriyorlardı’’ dedi. M.B. kampta bulunduğu süre içerisinde yıkanamadıklarını ve temizlik gereksinimlerini karşılayamadıklarını, yatacak veya istirahat edecek kapalı bir yer olmadığı için mağaralarda yaşadıklarını, örgüt içerisinde namaz kılanlara kötü gözle bakıldığını anlattı. Örgütten kaçmaya çalışanların yakalandıkları zaman 12 ay boyunca mağarada hapsedildiğini veya öldürüldüğünü söyleyen M.B. şöyle devam etti: “Kampta bulunan yöneticiler hariç bütün örgüt mensupları benim gibi kaçmak istiyorlar. Bunu biliyorum. Örgüte ailemle kavga ettiğim, gidecek başka bir yerim olmadığı için katıldım.” Bu arada Bingöl’ün Yedisu ilçesinde de 1 PKK’li teröristin ölü ele geçirildiği bildirildi. [email protected] Karakolda ölüm Meclis’te CHP Milletvekili Özpolat, Nijeryalı Festus Okey’in gözaltında ölümüyle ilgili soru önergesi verdi İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, geçen haftalarda Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alındıktan sonra polisin silahından çıkan kurşunla öldüğü öne sürülen Nijeryalı Festus Okey için İçişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması üzerine TBMM’ne soru önergesi sundu. Okey, 20 Ağustos’ta arkadaşı M.O. ile birlikte Tarlabaşı Bulvarı’nda yürürken uyuşturucu bulundurdukları gerekçesiyle gözaltına alınmış ve yaşamını yitirmişti. Bu olayla yeniden gündeme gelen karakollarda işkence iddiaları ile ilgili İçişleri Bakanı’na soru önergesi veren milletvekili Özpolat şu soruları yöneltti: “Emniyet teşkilatında özellikle siyahi ırka mensupyabancılara karşı bir önyargı mevcut mudur? Potansiyel suçlu olarak görüldükleri için, zenci göçmenlerin sık sık gözaltına alındığı, kötü muameleye tabi tutulduğu, hatta paralarına el konulduğu iddiaları doğru mudur?” Okey’in ölümünün tüm boyutlarıyla soruşturulması gerektiğini belirten Özpolat, gerçekler gizlenmeden kamuoyuna bilgi verilmesini istedi. TERÖRLE MÜCADELE 8 ayda 362 PKK’li etkisiz hale getirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terörle mücadele kapsamında, 2007 yılının OcakAğustos döneminde 159 terörist ölü, 128 terörist sağ olarak ele geçirildi, 75 terörist ise güvenlik güçlerine kendiliğinden teslim oldu. Güvenlik güçlerinin 1 Ocak31 Ağustos 2007 tarihleri arasında yürüttüğü terörle mücadele faaliyetlerinde, ocak ayında 18, şubat ayında 8, mart ayında 28, nisan ayında 78, mayıs ayında 62, haziran ayında 65, temmuz ayında 38, ağustos ayında da 65 olmak üzere toplam 362 terörist etkisiz hale getirildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr GÜL ’ÜN VERECEĞİ RESEPSİYON CHP katılmıyor ANKARA (ANKA) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seçilmesi nedeniyle, yarın Çankaya Köşkü’nde vereceği resepsiyona CHP katılmayacak. Çankaya Köşkü’nde yarın sabah saatlerinde yapılacak resepsiyon dolayısıyla Gül; TBMM Başkanı, Başbakan, Bakanlar, milletvekilleri, askerler, yabancı misyon ve üst düzey bürokratlara eşsiz davetiye gönderdi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve Gül’ün yemin törenine katılmayan CHP, aynı tavrını sürdürerek resepsiyona katılmama kararı aldı. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Cumhurbaşkanı Gül’ün vereceği resepsiyona yoğun programı nedeniyle katılmayacağını söyledi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da henüz ellerine davetiyenin geçmediğini, bu daveti düşüneceklerini söyledi. MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal ise katılacağını bildirdi. TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise resepsiyona katılacaklarını söyledi. Türkiye çok uzun yıllardan beri ne yazık ki hep darbe anayasalarıyla yönetildi. Bu darbe anayasaları, o sıradaki darbenin ruh haline göre şekillendi. Tabii her seferinde askerin iktidar üzerindeki ağırlığını artıracak hükümler de eklenerek bugünlere gelindi. AKP, Meclis’teki çoğunluğuyla yeni bir anayasa yapmak üzere harekete geçti. Aslında Meclis’te üçte iki çoğunluğa sahip değiller, ancak konuyu referanduma taşıyarak sonuç alabilirler. ??? Önce şu noktada anlaşalım: Türkiye’nin 1982 Anayasası’ndan kurtulması gerekiyor. Çünkü bu anayasaya yön veren temel ilke, otoriter bir yönetim hedefidir. 12 Eylül cuntası, Türkiye’yi en sert şekilde yönetecek bir anlayışla anayasanın hazırlanmasına öncülük etti. Anayasal kurumlar da benzer şekilde merkezi otoritenin gözetimi altına alınmaya ve hareket alanları sınırlandırılmaya çalışıldı. Türkiye, Avrupa Birliği üyeliğini önü Nasıl Bir Anayasa?.. ne hedef olarak koyduğu için, zaten birlik görüşmelerinde 1982 otoriter anayasası hep bir yerlerinden değiştirilmek zorunda kalıyor. Her uyum yasası, anayasanın bazı hükümleriyle çelişiyor. Tabii Avrupa Birliği sürecinden de önemli olan, ülkemizin özgürlükçü yönetim hedefidir. Türkiye’nin, demokrasiyi içine sindirmiş, çoksesliliği, farklılıkları bir zenginlik olarak gören ve buna uygun hukuk anlayışının yansıması olan bir anayasaya acilen ihtiyacı var. ??? Böyle bir anayasanın katılımcı yöntemlerle hazırlanması çok önemli. Toplumun değişik siyasi eğilimleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi partileri bu anayasanın hazırlıklarına mutlaka katılmalıdır. AKP hükümeti yeni anayasa taslağının hazırlanmasını oldubittiye getirmemelidir. Tabii bu sürece muhalefetin katılımı da önemlidir. Geçen yıllarda kamplaşmayı amaçlayan bir siyaset tarzı egemen oldu. Kamplaşma karşılıklı olarak birbirini dinlememe üzerinden tırmandırıldı. Anayasanın hazırlanması süreci içinde de benzer bir tehlike önümüzde duruyor. Hatta şimdiden bu gerginlik tırmandırılmak isteniyor bile denebilir. Anayasa taslağının hazırlanmasına katkıda bulunan bazı isimlerin ağzından çıkan birkaç cümle geçen günlerde ortalığı karıştırmaya yetti. ??? Bazı çevreler, Atatürkçülük ve laiklik konusunda ciddi endişeler içinde olduğu için basına yansıyan düşüncelere tepki gösterdiler. Bu nedenle hazırlanan taslak konusunda belli bir güvensizlik içinde olduklarını ifade eden bir tutum içine girdiler. Tabii henüz ortada resmi bir taslak yok. O taslağı görünce tartışma daha anlamlı hale gelecek. Hükümetin de muhalefetin de bu konuya iyi niyetle yaklaşmaları gerekiyor. Bunu da bir siyasi gerginlik konusu haline dönüştürmemeye özen göstermeliler. ??? Türkiye’nin yeni ve evrensel demokratik ölçütlere uygun bir anayasaya ihtiyacı olduğunu kabul etmeliyiz. Bu andan itibaren özellikle muhalefetin bu anayasanın daha özgürlükçü ve uluslararası hukuk ölçütlerine uygun hale gelmesi için sürece müdahil olması önem kazanıyor. “İstemezük” diyerek bu sürecin dışında kalmanın bir yararı olduğunu düşünmüyorum. Sürece, başta muhalefet olmak üzere toplumun bütün kesimleri istekle ve etkin bir şekilde katılmalılar. Hükümet de bunun mekanizmaları hazır etmeli. İyi niyetini ve demokrasi ve çokseslilik eğilimini gös termeli, bu konuda ikna edici olmalı. ??? Anayasanın hazırlanması çok ciddi bir iş. Belki de önümüzdeki uzun yılları etkileyecek bir yeniden yapılanmanın ilk temel taşları bu anayasa hazırlığı sırasında atılacak. Ülkemizdeki bütün kurumların sivilleşmeye, katılımcı bir yönetim tarzına adapte olmaları gerekiyor. 1982 Anayasası, tam tersine, yukarıdan aşağıya bütün anayasal kurumları militarist ve otoriter bir anlayış içinde örgütlemiş ve toplumsal katılımın ve uzlaşmanın yollarını tıkamıştı. ??? Yeni anayasanın yasakçılığı aşarak katılımcı bir ruha kavuşturulması görevi önümüzde duruyor. Tartışmaya siyah ve beyaz ekseninden girmek yerine, “olumlu katkılar”da bulunmak amacıyla katılmanın yararı olduğuna inanıyorum. Hükümetin de bu konuda inandırıcı olması, katılım yöntemlerini geliştirmesi ve güven vermesi önem kazanıyor. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle