15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2007 SALI 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Tiyatro yapımlarına ilişkin eleştiri yazılarını içeren kitaplar çoğalıyor AYNA ADNAN BİNYAZAR Suya yazılanları nerede okumalı? 3 1 2 iyatrocular ‘suya yazı yazanlar’ olarak tanımlarlar kendilerini. Sahnede kotarılan olay, kısmetine düşen seyirci tarafından izlendikten sonra yok olur. İzleyenlerin belleklerinde bir süre korunduktan sonra eğer unutulmazlar arasına girmemişse bırakmış olduğu izlenim de silinir gider. En müthiş yapımlar bile dilden dile dolaşsa da ancak üç kuşak dayanabilir. Geriye yitip gitmemişse üç beş fotoğraf, sahne olayının berbat birer kopyası olmaktan öteye gitmeyi bir türlü başaramamış video çekimleri, bir de gazete ya da dergilerde çıkan eleştiri yazıları kalır. Okur olarak eleştiri yazılarının izleyicisi olmak zordur. İzlediğiniz ya da izleyemeyip de merak ettiğiniz bir oyunun değerlendirmesinin nerede, ne zaman çıkacağı belli değildir. Basın yayın organlarının yakın ilgisi çıplaklık görüntüleri ve sevişme sahneleri dışında tiyatromuza nasip olmamıştır henüz. Olmuş olsa bile, bütün gazete ve dergilere ulaşmak için özel düzenlemeler yapmak ve/ya da söz gelimi internette gereksizce çok zaman harcamak zorunda kalırsınız. Eleştiri yazısı okuyabilmek için bunca sıkıntıya girmeye gönüllü kaç tiyatrosever vardır? Öte yandan, tiyatroyu yaşam biçiminizin bir parçası yapmışsanız, izleyici olarak verdiğiniz emeğin kültür birikiminize nasıl bir katkı yaptığını da görmek istersiniz. İzlediğiniz yapıma her bir eleştirmen nasıl yaklaşmış, sizin fark etmediğiniz neler görmüş, sizin dikkatinizi çeken hangi noktaları atlamış, sahne olayını nasıl betimlemiş, hangi kusurları vurgulamış, hangilerini görmezden gelmiş? Bu amaçla gerçekleşen okuma Hobi Bahçeleri Günümüz siyasasının yarattığı şu gerilim ortamında hobi bahçelerinden söz etmenin sırası mı? Sırası!.. Toprağın, ağacın, yeşilin ölümü görülüyorsa.. Hevesle başladıkları işi yıkıntıya dönüştürenlerin duyarsızlığıyla karşılaşılıyorsa.. İş işten geçtikten sonra, değerliyi değersizden ayıramayanların pişmanlık sesleri duyuluyorsa.. Nasıl söz edilmez hobi bahçelerinden!.. ??? Hobi, kişinin dinlenmek amacıyla yaptığı iştir. Düşünmenin, yaşamanın, eğlenmenin nasıl eğitimi varsa, dinlenmenin de eğitimi var. Gazetelerde her gün, dinleneceğim diye yorulanların, eğleneceğim diye rezil olanların nice serüvenlerini okuyoruz... Bir ülkede, milletvekili düzeyindeki bir kişinin eğlencesi düğünlerde silah patlatmak olursa.. İnsanlar şarkı salonlarında birbirlerini linç ederlerse.. Düğünlerde keyfe gelip sağa sola kurşun yağdıranlar bir yılda onlarca çocuğun, duvağı açılmadık gelinin katili olursa.. Böyle bir ortamda sağlıklı bir eğitimden söz edilebilir mi?.. ??? Büyük kentlerde yaşayanlar, uzayıp giden çayırları, yaprakları, esen yelle renkten renge giren ağaçları, gözünün önünde kıpırdayan dalgaları.. düşlerinde bile göremiyorlar. Öyle de olsa, insan küçük umutlarla kendine bir dünya kurmayı biliyor. Belediyeler, yurttaşların bu düşsel umutlarını beslemek için kentin orta yerinde parklar, parklarda havuzlar; orman içlerinde, kıyılarda, düz arazide yürüme yolları açıyorlar. Her şey bir solukluk hava için yapılıyor. O nedenle Ataköy’de, havaalanı ile yerleşim yerleri arasına yıllar önce ağaçlar dikildi, yürüme yolları döşendi, yol kenarlarına banklar konuldu.. sonraki yıllarda da, arazinin bir bölümü hobi bahçelerine ayrıldı. Almanya dönüşü, bizde de Berlin’dekine benzer Gartenhaus’lar var diye nasıl sevinmiştim! Kadını erkeği, yaşlısı genci, kimi sabah erken, kimi akşamüzerleri yürüyorlardı, koşuyorlardı. Kimi de hobi bahçelerine bir şeyler ekip dikerek toprağı şenlendiriyordu. ??? Güzelin en büyük düşmanı eğitimsizliktir. Bir yandan belediye, bir yandan hobi bahçecileri, aradan çok geçmedi; rahat bir soluk alanlara haram ettiler yolları, ağaçları, geniş alanları... Önce ağaçların arasında kulübecikler türedi. Ardından bir iki katlı yapılar dikildi. Ağaçlar sökülüp yollar açıldı. Büyük kentlerin soluk kesici egzoz kokusu, motor gürültüleri, trafik karmaşası orayı da sardı. Dahası var... Yürüme yollarındaki karolar mı sökülmedi.. Delikanlılık çağındaki güzelim ağaçları salyangozlar mı sarmadı.. Yol kenarlarına çöpler mi yığılmadı, çürümüşlük kokusu genizleri mi yakmadı.. Kendi eliyle ürettiğini tatma, diktiği fidanların çiçek açtığını görme duygusuyla kiralanan hobi bahçeleri birer atıntı deposu haline getirilip terk edilmişliğe mi bırakılmadı... ??? Suçu başkalarında aramak, özeleştiriden geçirilmemiş düşüncenin ürünüdür. Oysa sonunda her şey gelip bireyin eğitiminde odaklanıyor. Bu durum, yalın açıklamasını Alman Şairi Goethe’de bulmuştur: “Herkes kendi kapısının önünü süpürse, bütün kent tertemiz olur.” İster siyasal, ister toplumsal bağlamda, kapısının önünü temizlemeyi akıl edemeyenler, kendilerini hiçbir zaman kokuşum içinde çürümekten kurtaramayacaklardır. [email protected] T 4 5 6 1 Sevda Şener, 2 Nurullah Ataç, 3 Memet Fuat, 4 Metin And, 5 Özdemir Nutku, 6 Adnan Benk. edimi okuru kimi zaman eleştiri yazarlarından daha birikimli bir konuma getirir. Çünkü izlediği yapımla ilgili olarak, farklı birikimleri olan yazarlardan farklı değerlendirmeler okumuş ve zihninde hepsini/bir bölümünü bireştiren ya da hepsine/bir bölümüne karşı çıkan bir yaklaşım oluşturmuştur. Kimi zaman da uzunca bir dönemini hiç izlemediğiniz bir topluluğun başarısı ya da başarısızlığı üstüne yalnızca duyduklarınızla yetinmek zorunda kalırsınız. Kendimden örnek vereyim. Onon beş oyun dışında, Devlet Tiyatrosu’nun Ankara’daki ilk yirmi yılına tanıklık ettiğimi söyleyemem. Lütfi Ay’ın Devlet Tiyatrosu dergilerinde yer alan tanıtıcı yazılarından öte bir birikim sağlayacak eleştiri yazılarına ulaşmam için de büyük çaplı bir dergi, gazete tarama işine girmem gerekir. Oysa, Atilla Sav’ın, Metin And’ın, Özdemir Nutku’nun, Ergun Sav’ın ve başka yazarların o dönemde çıkmış eleştiri yazılarını topluca görebileceğim bir yayın olsa, Devlet Tiyat ? Tiyatro eleştirmenleri, sanatçılar tarafından ‘suya yazılan yazı’ları belgeleyip somutlaştıran yazarlardır. Eleştiri seçkileri ve kitaplaştırılmış eleştiri yazıları, yalnız okurlar ve sanatçılar için değil, tiyatro tarihçileri için de veri sağlamaktadır. hir Tiyatroları’nda sahnelemiş olduğu Kipphardt’ın ‘Oppenheimer Davası’nın değerlendirmesini de... Eleştiri yazarlarının kendi yazılarını kitaplaştırması ya da eleştiri yazılarından seçkiler yapılması bir başka bakımdan da önemli: Aynı yapıtları sahneleyen yeni kuşaktan tiyatrocuların kendilerinden önce neler yapıldığını bilmesini sağlayarak, ‘yenilik yaratma’ adına ‘bilineni yineleme’ yanılgısına düşmelerini engellemek... Kitapçı vitrinlerindeki yerini koruyan oyun eleştirisi kitapları içinde en yenisi Hasan Anamur’un 2000’li yıllardaki yazılarının toplandığı ‘Seyir Defteri’ (MitosBoyut, 2007). 2005’te ise Sevda Şener’in yine aynı dönemi içeren oyun eleştirileri ‘İzleri Kaldı’ başlığıyla kitaplaştırıldı (Dünya Kitap). Üstün Akmen’in 2000’li yılların oyunlarına ilişkin üç kitabı var: ‘Veee Perdeee’ (Cumhuriyet Kitap 2000), ‘Üçüncü Zil’ (Broy 2001) ve ‘Maskenin Öteki Yüzü’ (Broy 2002). ‘Sahneden İzdüşümler’ (MitosBoyut, 2000) başlıklı kitabımda 20. yüzyılın son çeyreğinde sahnelerimizde kotarılmış yapımların değerlendirmelerini sunmuştum. Zehra İpşiroğlu’nun kimi oyun değerlendirmeleri yazarın çeşitli kitaplarında, Nursen Karas’ın 19672003 yılları arasında yayımlanmış oyun eleştirileri ‘Saçmalarla Gerçekler’ (MitosBoyut, 2003) başlıklı kitabında yer alıyor. Nurullah Ataç’ın ve Adnan Benk’in (‘Eleştiri Yazıları’ I, II, Doğan Kitap, 2000) oyun eleştirileri de kitapçılarda ‘ulaşılabilenler’ arasında. ‘Eleştirmen Gözüyle’ başlığı altında 1994 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Esen Çamurdan’ın yayın yönetmenliğinde yayımlanan, ‘Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu Eleştiri Seçkisi’nin I. cildi, 19231960, II. cildi de 19601990 arasında yazılmış oyun değerlendirmelerini içeriyor. Seçki’nin aynı başlığı taşıyan III. cildi ise Gülşen Karakadıoğlu ve Filiz Elmas’ın yayın yönetmenliğinde hazırlandı; Arkadaş Kitaplar tarafından önümüzdeki aylarda yayımlanması bekleniyor. OYUN ELEŞTİRİ KİTAPLARI... ‘HER YER TİYATRODUR’ roları tarihine ilişkin tanıklığım kuşkusuz daha bir pekişecektir. Memet Fuat’ın ‘Her Yer Tiyatrodur’ (YKY, 1997) başlıklı kitabı ise tiyatro birikimime katkı açısından olumlu bir örnek oluşturuyor. İstanbul’daki tiyatroların 195070 yılları arasında kalan dönemini iyi izlediğimi düşünürdüm. Oysa bu kitap yurtdışında olduğum 196566 döneminde sunulmuş izleyemediğim yapımları gündeme getirerek önemli bir boşluğu doldurdu. Yasaklı ozan Nâzım’ın varlığını sözel düzeyde ya da el yazısıyla kopya edilmiş birkaç şiiri aracılığıyla öğrenen bir kuşaktan olduğumdan, onun bir oyununun, yazılışından on yedi yıl sonra sahnelerimizde ilk kez yer almasını milat sayarım. ‘Ferhat ile Şirin’ oyununun Gülriz SururiEngin Cezzar Tiyatrosu yapımı 1965 yılına denk düşmüştü. İzleyemediğim bu yapımın ayrıntılı bir değerlendirmesi var Memet Fuat’ın kitabında; hem betimleyici hem de alabildiğine eleştirel. Aynı topluluğun sunduğu başka bir taze yapıtın, Yaşar Kemal’in ‘Teneke’sinin eleştirisini de buluyorum kitapta.Yine bu dönemde Beklan Algan’ın Şe ALTMIŞ YAPIT YER ALIYOR Masaracı’dan ‘Kültürçizik’ sergisi Kültür Servisi Nezih Danyal Karikatür Vakfı Galerisi, yeni dönemi Kamil Masaracı’nın “KÜLTÜRÇİZİKkültürlü hadiseler” isimli karikatür sergisiyle açtı. Günümüz kültürünü yansıtan altmış karikatürden oluşan Masaracı’nın kültürçizik karikatürleri, Cumhuriyet gazetesi kültür sayfasında on iki yıldan bu yana yayımlanıyor ve bu karikatürler ilk kez bir kültür sayfasında sürekli yer alma özelliğini taşıyor. Bu sergiyle başlayacak yeni dönem etkinlikleri sergiler, atölye çalışmaları, film gösterileri ve karikatür kurslarıyla sürecek. Önümüzdeki günlerde kitaplaşacak olan sergi, 20 Eylül’e dek sürecek ve daha sonra İstanbul’da sergilenecek. (www.karikaturvakfi.org) Festival kapsamında gösterilecek filmlerin arasında Beynelmilel de yer alıyor. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda ‘Sinema Burada’ Film Festivali İZMİR (AA) İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenen ‘Sinema Burada’ Film Festivali, 5 Eylül Çarşamba günü açılış galasıyla başlayacak. 59 Eylül tarihleri arasında İzmir Sanat’ta perdelerini açacak olan ‘Sinema Burada’ Film Festivali’nde, Türk ve dünya sinemalarının öncü komedi filmleri ile son dönemde vizyona giren mizah içerikli filmler ücretsiz olarak gösterilecek. Festival kapsamında gösterilecek filmlerden bazıları şöyle: “Gırgıriye, Beynelmilel, Komedi Kısa Filmleri, Hisar Kısa Film Seçkisi I ve II, Küçük Gün Işığım, Bükreş’in Doğusu, Belgesel Dünyasından: Fantastiğin Sineması, Laurel&Hardy Mektepte, Bir Çiçek Üç Böcek. ’’ Anadolu Ateşi İzmir’de ? Kültür Servisi Türkiye’nin sanatsal başarısının simgesi, ülkemizin dans kültürünün bir yansıması olan Anadolu Ateşi, 6 Eylül Perşembe akşamı İzmir Açıkhava Tiyatrosu’nda seyirci karşısına çıkıyor. Anadolu Ateşi, kaynağını Anadolu’nun binlerce yıllık mitolojik ve kültürel tarihinden alan ve ülkemizin her yöresinden derlenmiş yüzlerce halk dansı figürü ve halk müziğini içinde barındıran özgün bir tasarıdır. ACI KAYBIMIZ Üniversitemiz Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Kani KUZUCULAR’ı 31 Ağustos 2007 Cuma günü kaybetmiş bulunuyouz. Cenazesi 4 Eylül 2007 Salı günü Üniversitemiz Taşkışla Binası’nda saat 11.00’de yapılacak töreni müteakip Şişli Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Kilyos Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Ailesine, yakınlarına ve İTÜ camiasına başsağlığı dileriz. Öğr. Gör. Dr. Bağışsever Halkımız ile Gazilerimiz Arasında Sağlam Bir Köprü TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI Halk Bankası Ankara K.Esat Ş. 16 0000 13 YTL Tel: 0312 431 99 36 www.elele.org.tr İTÜ REKTÖRLÜĞÜ VEFAT Değerli Meslektaşımız KANİ KUZUCULAR’ı kaybettik. Ailesinin, Mimarlık Camiasının ve Tüm Dostlarının başı sağ olsun. Cenazesi 4 Eylül 2007 Salı Günü İTÜ Taşkışla Binası’nda saat:11.00’de yapılacak tören sonrasında Şişli Camii’nde kılınacak öğle namazını takiben Kilyos Mezarlığı’na defnedilecektir. İngilizceyi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Busness Administration’da master yapmış ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH Gramer, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview hazırlık. Acıbadem / İstanbul 0 536 225 07 80 TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ Cumhuriyet Mahallesi ÇantaköySilivri Yazkış oturmaya hazır sıfır lüks villa Tel: 0532 277 84 76 CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle