15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıtay Başkanlar Kurulu’ndan anayasa değişikliği konusunda hükümete sert uyarılar: 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Toplumsal uzlaşı şart Ertuğrul Günay Baku’da ? BAKÛ (AA) Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Baku’da bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı kabul etti. Resmi haber ajansı Azertag’ın haberine göre Aliyev, kabulde ikili ilişkilerin her alanda başarıyla geliştiğini, iki ülke halklarının derin tarihi ve kültürel köklere sahip olduğunu, kültürel ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanlar Kurulu, anayasa değişiklik çalışmaları konusunda hükümete sert uyarılarda bulundu. Kurul, anayasa değişikliğinde toplumsal uzlaşının şart olduğuna işaret ederek laiklik ilkesinin, Cumhuriyetin niteliklerinin zaafa uğratılmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı. Yargıtay Başkanlar Kurulu, anayasa değişiklik taslağına ilişkin Yargıtay’ın görüşünü oluşturmak üzere dün toplandı. Yaklaşık 5 saat süren toplantıda, daire başkanları değişikliğe ilişkin görüşlerini açıklarken benimsenen görüşlerin Yüksek Mahkeme’nin görüşü olarak kamuoyuna açıklanıp açıklanmaması tartışıldı. Yargıtay Başkanı Osman Arslan kamuoyuna açıklanmış resmi bir anayasa taslak metni olmadığı gerekçesiyle kamuoyuna açıklama yapılmaması gerektiğini savundu. Ceza Genel Kurulu Başkanı Osman Şirin’in ise kuruldaki “Açıklama yapılmalı” görüşüne destek verdiği öğrenildi. Kurul toplantısında oybirliğiyle alınan karar uyarınca 2 sayfalık açıklama yapıldı. Açıklamada, anayasaların uzlaşma ile değiştirilmesinin zorunlu olduğu, başlangıç bölümünde bulunan laik Cumhuriyetin dayanağını oluşturan sözlerin değiştirilemeyeceği, Cumhuriyetin vazgeçilmez dayanağını oluşturan ve Yüksek Mahkeme kararları ile çerçevesi çizilmiş olan laiklik ilkesinin doğrudan veya dolaylı yeni düzenlemelerle zaafa uğratılmasının kabul edilemeyeceği vurgulandı. Anayasaların evrensel değerlere uygun olmak koşuluyla hazırladeğişim ve yenilemelerin toplumun bütünlüğünü ilgilendireceği, bu nedenle hazırlığına başlama, geliştirme ve sonuçlandırılmasının en geniş toplumsal katılımla, uzlaşma ve sahiplenmelerle gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğu vurgulandı. Toplumsal tartışmaya sunulmamış olsa bile kamuoyuna yansıyan yönüyle ABD İslamcılığı (4) LONDRA Serin bir Londra sabahı... Bir toplantı nedeniyle iki gündür bu kentteyim... İzlenimlerimi önümüzdeki günlerde aktaracağım... Türkiye’deki “Ilımlı İslam”ın dününü ve bugününü anlatmayı sürdürüyorum... 36 Ekim 1996’da İstanbul’da “Uluslararası Kafkaslar Konferansı” yapıldı... Eski CIA Ortadoğu Masası uzmanı Graham Fuller İstanbul’da gazetecilerle konuştu... Tam 11 yıl önce... REFAHYOL iktidarıydı... “Ilımlı İslam”ın teorisyeni Fuller bakın ne diyordu: “İslamın Türkiye için en iyi yönetim biçimi olup olmadığını soruyorsanız, o değil. Biz, Türkiye’de demokrasinin hâkim olmasını istiyoruz. Eğer halk İslamcı bir hükümet isterse, eğer anayasaya göre İslamcılar iktidara gelirse, zannederim o zaman İslamcıların iktidar olma hakkı vardır.” İslamı “organik, yaşayan bir miras” olarak tanımlayan Fuller, bir gazetecinin “Kemalizm İslamla barışmalıdır, diyorsunuz” sorusuna şu yanıtı veriyordu: “Kemalizm bir yönüyle ideolojidir; İslam da öyle. Bence bu iki ideoloji arasında bir harp olmamalıdır. Eğer olursa, bu Türkiye için çok feci sonuçlar doğurur. Mühim olan Türkiye’de demokrasinin hâkimiyetidir. Bazı Kemalistler, İslamı bastırmaya çalışıyorlar. Bu çok yanlıştır. Aynı zamanda Kemalizm’in demokratik kanadı varsa o da bastırılmamalıdır.” Fuller, dönemin ABD dışişleri sözcüsünün “demokrasi mi, laiklik mi” şeklindeki bir ikilemde “demokrasiden yana tavır alacakları” yönündeki sözlerini ise bakın nasıl anlatıyordu: “ABD Türkiye’de demokratik sistem işlesin istiyor. Bu İslam demokrasisi de olabilir.” ??? ABD’nin 1980 öncesi uyguladığı “yeşil kuşak” projesi, 1990’da yerini “Ilımlı İslam”a bıraktı... Fethullah Gülen, okullarıyla önce Orta Asya Cumhuriyetleri’ne, sonra Malezya’dan Endonezya’ya ve Kara Afrika’ya dek yayıldı... Şimdi projenin mimarı Fuller’i dinleyelim: “Zannederim İslamcıların önünde bir problem var. Bir İslamcı rejim altında, İslamcı olmayan ya da İslama fazla önem vermeyen insanların cemiyetteki rolü ne olacak? Hakları olacak mı? Biz maalesef bugüne kadar diğer İslamcı cumhuriyetlere baktığımızda, örneğin İran’a, Sudan’a baktığımızda çok ümit verici şeyler görmüyoruz. İslamcı olmayanların hakları çok az. Türkiye’de böyle bir problem görmüyorum. Türkiye şimdiden demokratik bir temele oturuyor. Böyle devam etmesi lazım. Belki İslamcılar ABD’nin pek beğenmediği bir siyaset yürütebilirler. Ama Amerika’nın pek çok müttefiki ABD’nin beğenmediği bir siyaset yürütüyor. Bu kabul edilebilir şeydir.” Fuller’in gazetecilerle yaptığı söyleşi şöyle devam ediyordu: Soru: “Türkiye bir model mi? Türkiye’nin, İslamla demokrasiyi uzlaştırabilme şansını yüksek görüyor musunuz?” Fuller: “Evet mutlaka. Ben çok umutluyum. Çünkü bu bölgede genel olarak Türkiye kadar demokratik bir ülke yok. Arap ülkelerinde yoktur. Kafkaslar’da yoktur. Balkanlar’da çok zayıftır. Yunanistan hariç çok zayıf demokrasiler vardır. O bakımdan Türkiye çok iyi bir model olarak kendini gösterebilir...” Soru: “...Kürt sorununun çözümü için öneriniz nedir? Bir demecinizde yeni bir Osmanlı çağından bahsediyorsunuz. Bunlar birbirleriyle ilişkili mi?” Fuller: “... Ben Kürt problemine kesin bir cevap veremiyorum. Kesin bir çözüm veremiyorum. Bu Türk ve Kürt halkına aittir. Ama bence askeri yöntem, bugüne kadar hiçbir netice getirmemiştir ve problem her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Niçin PKK alternatif bir Kürt Partisi olmasın?” ??? On bir yıl önce böyle konuşuyordu eski CIA Ortadoğu Masası uzmanı Graham Fuller... On bir yıl sonra Türkiye’nin fotoğrafına bir bakın isterseniz, ABD’de hazırlanan bir senaryo Türkiye’de yaşamın haritasında çekilmeye başlanıyor... Yoksa ben mi yanılıyorum?.. Hayır!.. Rize’den küçük bir not size: Sabancı’nın Carrefour’unda da alkollü içki reyonu ramazanda kaldırıldı. Kiler’de iftar vakti alışverişler durduruldu. Balık lokantalarında alkol verilmiyor. Kadınlar açık giysilerle dolaşamıyor. Bu bir toplumsal baskı değil midir? Yüksek Yargı’dan tarihi uyarı: ? Başlangıç bölümü sözde ve özde kısaltılamaz ? Cumhuriyet zaafa uğratılamaz ? Cumhuriyetin nitelikleri etkisiz hale getirilemez ? Laiklik ilkesi zayıflatılamaz nan ve toplumun hukukuna uzun sürede hizmet vermeyi amaçlayan üst hukuk kuralları olduğu anımsatılan açıklamada, “Yürürlükteki anayasanın değiştirilmesi gereğinde geniş bir toplumsal mutabakat var ise de bunun bütünüyle yeni bir anayasa yaparak mı, yoksa mevcut olan yetersiz görülen ve aksayan normlarının yenilenmesi yolu ile mi gerçekleştirileceği keyfiyeti yeterince tartışılmamıştır” denildi. Açıklamada, anayasalarda yapılacak “Yürütme erkinin sahipleneceği ve takipçisi olacağı izlenimini uyandıran taslağın ciddi itirazlarımıza konu olacak yönleri vardır” denilen açıklamada, “olmazsa olmazlar” şöyle sıralandı: “ Yürürlükteki anayasanın özünün ve laik Cumhuriyetin dayanağını oluşturan ve metne dahil olduğu 176. maddede ifade edilen ‘Başlangıç bölümünün’ sözünde ve özünde kısaltma yapılarak etkisiz hale getirilmesinin kabul edi Gül, AKPM’de konuşacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu’na hitap etmek üzere 2 Ekim Salı günü Fransa’nın Strasbourg kentine gidecek. Bu arada Gül, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy’yi kabul etti. Çankaya Köşkü’ndeki kabulde Levy, Cumhurbaşkanı Gül’e güven mektubunu sundu. lemeyeceği, Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri korunur gibi görünse bile başka maddelerde yapılacak değişikliklerle, Cumhuriyetin temel ilkelerinin zaafa uğratılmasının benimsenemeyeceği, Cumhuriyetin vazgeçilmez temel dayanağını oluşturan ve Yüksek Mahkeme kararları ile çerçevesi isabetle seçilmiş olan laiklik ilkesinin doğrudan veya dolaylı yeni düzenlemelerle zaafa uğratılmasının kesinlikle kabul edilemez olduğu, Tarafsızlığı tartışma konusu olamayacak, bağımsızlığı ise bir türlü sağlanmak istenmeyen yargı erkini, yasama ve yürütmenin denetim ve hâkimiyetine daha ziyade çekme niyetini açığa çıkaran önerilerin asla uygun bulunamayacağı, açıklanan vazgeçilmez ilkeler doğrultusunda ve bu sorumluluk duygusu ile gelişmelerin takipçisi olunacağı kamuoyuna duyurulur.” Başkanlar Kurulu’nda iktidarın anayasal çalışmalarını izlemek ve gerek duyulması durumunda Yargıtay’ın görüşünü iletmek üzere bir de komisyon oluşturulması kararlaştırıldı. FARKLI SESLER Şehit yakınları ve gazilere iftar ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şehit ailelerine ve gazilere Çankaya Köşkü’nde iftar yemeği verdi. Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya Köşkü’nde düzenlediği yemeğe Emniyet Teşkilatı Şehit Aileleri Derneği, Harp Malulü Gazileri Şehit Dul ve Yetimleri ve Muharip Gaziler Derneği üyesi yaklaşık 200 davetli katıldı. Yemeği basındaki haberlerinden duyan 13 kişi ise davetiyeleri olmadığı halde Köşk’e geldi. Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü, iftar saatinin yaklaşması nedeniyle davetsiz misafirleri özel olarak ağırladı. AKP’de ‘Malezya’ sıkıntısı ? Anayasa taslağı konusunda AKP içinden farklı görüşler çıkmaya başladı. Erdoğan, “Türkiye, Malezya olacak mı” sorusunu soranlara Malezya’yı savunarak tepki gösterirken, Devlet Bakanı Yazıcıoğlu, böyle bir algılama varsa AKP’nin özeleştiri yapması gerektiğini ifade etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Malezya tartışmalarıyla ilgili olarak “Türkiye Türkiye’dir, ne Malezya ne de İran olur” derken parti içinden bu konuda farklı sesler gelmeye başladı. Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu, “Sivil anayasa gayretimiz Malezya gibi vehimlere yol açıyorsa bizim de özeleştiri yapmamız lazım” dedi. Anayasa taslağında yer alan, üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına ilişkin hükmün Türkiye’yi Malezya’ya dönüştüreceğine ilişkin tartışmalar, AKP içinde farklı değerlendirmelere neden oldu. Başbakan Erdoğan, ABD’de yaptığı açıklamada, “Son zamanlarda bir durum söz konusu; Türkiye, Malezya olacak mı? İstedikleri yere konuyu çekmek istiyorlar. Aslında bunları yazanlar Malezya’yı tanımıyorlar. Ben Malezya’nın avukatı değilim, ama biraz biliyorum. Öyle uç örnekler veriliyor ki, sanki çıkan resimlerden başka, Malezya’da hiçbir yaşam tarzı yok” görüşünü dile getirdi. Erdoğan, bir zamanlar Türkiye için “İran olacak” diyenlerin bunun olmadığını görünce “AKP’yi nasıl zayıf düşürürüz” demeye başladıklarını savundu. Erdoğan’ın bu açıklamasına karşın parti içinde farklı bir değerlendirme, Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu’ndan geldi. Önce “Bu tartışmalar (Malezya) çok komik geliyor bana. Türkiye’nin ciddi akademik ilahiyat birikimi var. Böyle bir ülke gerilemez. Şimdi tutacağız, başka ülkelerin derme çatma uygulamalarını model göstereceğiz. Bu abesle iştigaldir. Zihinleri bulandırmaktan başka bir şey değil” diyen Yazıcıoğlu, daha sonra şu görüşleri dile getirdi: “Bu kadar vehimle yaşanmaz. Malezya’da ‘Biz bunu önceden göremedik’ deniyor. Bizim sivil, modern ve çağdaş bir anayasa yapma gayretimiz böyle bir şeye yol açıyorsa o zaman bizim de kendi özeleştirimizi yapmamız lazım. Bizden kaynaklanan bir şey var mı? Bana göre yok, çok iyi niyetle ortaya konulmuş bir proje. Bazı şeyler kafa karıştırmış olabilir. Ama bizim varsa eksikliğimiz, gözden geçirmemiz lazım. Özeleştiriyi her zaman yaparız, yapıyoruz. Ama birtakım vehimlere dayanılarak suni infial yaratılıyor.” Bir kısım insanların endişeleri varsa bunları gidermenin hükümetin görevi olduğunu anlatan Yazıcıoğlu, “Biz diyoruz ki, ‘İki kişiden biri bize oy verdi, ama birisi de vermedi’. Vermeyenlerin endişeleri varsa onların da hükümetiyiz. Onların da rahatlatılması lazım” dedi. TBMM Başkanı Köksal Toptan Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin yeni akademik yılı açılışına katıldı. Törende Bayındırlık Ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak ve KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, Toptan’a gümüş telkariden yapılmış gemi maketi hediye etti. (Fotoğraf: AA) Toptan: Millet, AKP’ye tek başına anayasa değiştirme yetkisi vermedi AHMET ŞEFİK Ferhat Tunç’a destek ? İstanbul Haber Servisi DTP, ESP, EMEP ve İHD İstanbul Şubesi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda parti ve demokratik kitle örgütü, 4 Ekim’de İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak olan Ferhat Tunç’a destek verdi. İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Rıza Dalkılıç, sanatçı Ferhat Tunç hakkında geçen yıl Alanya’da bir konserde yaptığı konuşmalar gerekçe gösterilerek ‘bölücülük’ yaptığı iddiasıyla dava açıldığını anımsattı. Ferhat Tunç da bu davayı kişisel bir dava olarak görmediğini belirterek kamuoyunu dayanışmaya çağırdı. TRABZON TBMM Başkanı Köksal Toptan, halkın AKP’yi yüzde 47 ile iktidara taşıdığını, ancak anayasayı tek başına yapma gücü vermediğini söyledi. Trabzon’da Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret eden ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin (KTÜ) açılışını yapan Toptan, anayasa tartışmaları ve TBMM’nin inisiyatif kullanması çağrılarına yönelik açıklamalarda bulundu. Hemen herkesin çağın gereklerine uygun bir anayasa konusunda düşünce birliği içinde olduğunu belirten Toptan, bunun için birleşmek yerine ortada olmayan bir taslak konusunda tartışma yapılmasının doğru olmadığını iddia etti. Türkiye Barolar Birliği, TÜSİAD, TOBB, bazı üniversiteler ve AKP’nin de içinde olduğu siyasi partilerin anayasa çalışmaları olduğunu anımsatan Toptan, “Bu çalışmaların ortaya konulacağı, uzlaşmanın sağlanacağı yer TBMM’dir. 22 Temmuz seçimlerinde seçmen AKP’ye yüzde 47 destek verdi, ama anayasayı tek başına değiştirme yetkisi vermedi” diye konuştu. Toptan, anayasa hazırlıklarının kendilerine gelmesi halinde yeni bir süreci başlatacağını ve yeni bir yöntem uygulayacağını ifade ederek şunları söyledi: “Kimse kuşku duymasın. Bize intikal ettiğinde, TBMM’ye yakışır biçimde, sadece parlamentoda bulunan partiler değil, dışındaki parti ve örgütlerden de görüş alarak bu süreci devam ettireceğiz. Başkanlığımız, sadece anayasa için değil, Meclisimize gelen her türlü kanun için bu tür bir çalışma yapacak. Bunu kurumsallaştıracağız. Böyle bir modeli Adalet Komisyonu Başkanı iken yaptık. Yasa yapmada bize çok katkı sağladı, sağlayacak. Sadece TBMM’de değil bütün kesimlerle bir uzlaşmayı ortaya koyacağız.” ‘Laikliği güvence altına alıyoruz’ görüntüsü vermek isteyen AKP formül bulamadı Din eğitimi de çıkmazda CHP’Lİ GÖK: hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 AKP , bir ucube yarattı ABİDİN YAĞMUR Oflu İsmail adliyede ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve aralarında “Oflu İsmail’’ olarak tanınan İsmail Hacısüleymanoğlu’nun da bulunduğu 34 kişi adliyeye sevk edildi. Hacısüleymanoğlu, emniyetten çıkartılırken görüntü almaya çalışan basın mensuplarına tepki gösterdi. MERSİN Eski Mersin Barosu Başkanı ve CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, Sapanca’da düzenlenen toplantıda şekillenen yeni anayasa taslağını sahiplenen AKP’nin son günlerde topu başkalarına atmaya çalıştığını vurgulayarak “AKP bir ucube yaratmıştır. Bu ucubeye sahip çıkmalıdır” dedi. Anayasa taslağının sivil, çağdaş, demokrat olarak tanımlanmasına tepki gösteren Gök, anayasa taslağında dini inanç ve ibadeti yaymak dışında hiçbir konuda özgürlük getirilmediğini, yargı bağımsızlığının ve özgürlüklerin daraltıldığını ifade etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa taslağında “din ve inanç hürriyeti” başlıklı maddede din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu dersler kapsamından çıkarılmasına ilişkin getirilen öneriler, AKP’yi düğümledi. AKP, parti içindeki farklı görüşler nedeniyle bu konuda net bir karar veremiyor. AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda, bu konuya formül bulunması için Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’ten oluşan bir komisyon kuruldu. Ancak komisyon da farklı öneriler nedeniyle görüş birliğine varamıyor. Komisyon, önümüzdeki günlerde Türkiye’ye dönecek olan Başbakan Tayyip Erdoğan’a seçeneklerden oluşan bir dosya sunmayı kararlaştırdı. Parti içinde söz konusu dersin zorunlu olmasını isteyenler kadar bu konunun anayasadan çıkarılmasını isteyenler de var. AKP’nin Alevi kökenli milletvekili Reha Çamuroğlu, anayasaya din dersinin seçmeli ya da zorunlu olacağına ilişkin bir hüküm konulmamasını, bu konunun anayasa metninden çıkarılmasını istedi. Komisyon üyelerinden Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu ise dini bilgilerin okulda sağlıklı biçimde verilmesi gerektiğini belirterek “Bu bir temel ihtiyaçtır. Bir kısmı cemaatlerden, bir kısmı başka yerlerden bir kişinin önüne diz çökerek, ne bileyim değişik yollardan alabilir” görüşünü dile getirdi. Komisyon, şu formüller üzerinde duruyor: Dersin ikiye bölünmesi: Din kültürü ve ahlak bilgisinin ikiye bölünerek “din kültürü”nün içeriğinin İslam dini anlatımından sıyrılarak dinler tarihi biçiminde düzenlenerek seçmeli hale getirilmesi, “ahlak bilgisi” dersinin ise zorunlu olması formülü tartışılıyor. 2 ayrı din dersi: Komisyonda öne çıkan bu formüle göre din kültürü ve ahlak bilgisi zorunlu ders olarak okutulmaya devam edilecek. Ancak isteyen veliler ve öğrenciler, bu dersten muaf olabilecek. Ancak muaf olan öğrenciler “evrensel din ve ahlak kültürü” dersini almakla yükümlü olacak. Seçmeli din dersi: Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi yine zorunlu dersler arasında sayılacak. Ancak öğrencilere bu dersten muaf olma hakkı tanınacak. Bu formül, parti içinde kabul edilmesi en düşük olasılıklı öneri olarak görülüyor. BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 9871 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT VEHBİ KILIÇKAYA 27.09.2007 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 28.09.2007 günü kaldırılan meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle